Takvim Yöntemine Göre Hamilelikten Korunma
Aile planlaması, bireylerin çocuk sahibi olmayı planlama ve istedikleri zaman çocuk sahibi olma hakkını savunan önemli bir kavramdır. Hamilelikten korunma yöntemleri arasında yaygın şekilde kullanılan takvim yöntemi, özellikle doğal yollarla doğum kontrolü yapmak isteyen çiftlerin tercih ettiği bir yöntemdir. Bir kadının adet döngüsündeki doğurgan ve doğurgan olmayan günlerin belirlenmesi üzerine kuruludur. Ancak bu yöntemin etkili şekilde kullanılabilmesi için kadının vücudunu iyi tanıması ve döngüsünü düzenli olarak takip etmesi gerekmektedir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Takvim Yöntemine Göre Hamilelikten Korunma
Takvim Yöntemine Göre Gebelikten Korunma
Takvim yöntemi, diğer korunma yöntemlerine göre doğal bir yöntem olduğu için herhangi bir kimyasal madde ya da araç kullanmayı gerektirmez. Bu nedenle, hormon bazlı doğum kontrol yöntemlerinden kaçınmak isteyen çiftler için cazip bir seçenektir. Bununla birlikte, bu yöntemin etkinliği, kişinin döngüsünü ne kadar doğru ve dikkatli bir şekilde izlediğine bağlıdır. Takvim yöntemine güvenen çiftlerin, yöntemin sınırlarını ve başarısızlık oranını bilmesi, istenmeyen gebelikleri önleme konusunda hayati öneme sahiptir.
Yumurtlama ve adet döngüsü takibi, takvim yöntemiyle korunmanın temelini oluşturur. Her kadının adet döngüsü farklılık gösterebilir ve döngü süresi kişiden kişiye değişebilir. Genellikle 28 günlük bir döngü ortalama olarak kabul edilir; ancak birçok kadının döngü süresi 21 ila 35 gün arasında değişiklik gösterebilir. Bu değişkenlik, takvim yönteminin başarısını etkileyen faktörlerden biridir. Dolayısıyla bu yöntemi tercih eden bireylerin, hem kendi döngü düzenlerini hem de yumurtlama dönemlerini doğru bir şekilde hesaplamaları gerekir.
Bu makalede, takvim yönteminin nasıl uygulanması gerektiği, avantaj ve dezavantajları ile etkinliğini artırmanın yolları ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır. Ayrıca yumurtlama ve ovulasyon takvimi ile ilgili detaylar sunularak, çiftlerin bu yöntemi kullanarak nasıl etkili bir şekilde korunabileceklerine dair bilgiler paylaşılacaktır. Makalenin sonunda ise bu konuda yapılan çeşitli araştırmalara ve çalışmalara dayanan referanslar sunulacaktır.
Takvim Yöntemi Nedir?
Takvim yöntemi, kadının adet döngüsünün belirli dönemlerini izleyerek ve döngünün en doğurgan günlerinde korunmasız cinsel ilişkiden kaçınarak hamileliği önlemeyi amaçlayan doğal bir doğum kontrol yöntemidir. Bu yöntemin temelinde, kadının yumurtlama (ovulasyon) tarihini tahmin etmek ve doğurgan günlerini hesaplamak yatmaktadır. Her kadının adet döngüsü bireysel olarak farklılık gösterdiği için yöntemin etkinliği, döngü düzeninin dikkatle takip edilmesine ve doğru hesaplamalara bağlıdır.
Yumurtlama genellikle adet döngüsünün ortasında gerçekleşir. Örneğin, 28 günlük standart bir döngüde ovulasyon, 14. gün civarında olur. Ancak kadının döngü süresi 21 ila 35 gün arasında değişkenlik gösterebilir ve bu durum, ovulasyon gününü de etkileyebilir. Takvim yöntemini uygulamak isteyen kadınların, döngü sürelerini birkaç ay boyunca düzenli olarak takip etmeleri ve ovulasyon tarihlerini hesaplamak için en kısa ve en uzun döngülerini dikkate almaları önerilir.
Takvim Yönteminin Temel Prensibi: Adet Döngüsü Takibi
Adet döngüsü, bir kadının bir adet döneminin ilk gününden bir sonraki adet döneminin başlangıcına kadar geçen süreyi ifade eder. Ortalama olarak 28 gün kabul edilen bu döngüde, kadınların doğurgan olduğu belirli bir dönem vardır. Yumurtlama, döngünün ortasında gerçekleşir ve bu süreçte olgunlaşan yumurta, sperm tarafından döllenmeye hazır hale gelir. Yumurtlama sonrası yumurta, yaklaşık 24 saat içinde döllenmezse ölür, ancak spermler kadın vücudunda 3 ila 5 gün boyunca canlı kalabildiği için bu süreçteki tüm günler doğurganlık açısından risk taşır.
Takvim yöntemi, bu doğurgan günlerin önceden belirlenmesini amaçlar. Ovulasyondan birkaç gün öncesi ve yumurtlama günü, hamilelik açısından en yüksek riskli dönemdir. Kadınların doğurganlık dönemlerinde korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmaları veya ek doğum kontrol yöntemleri kullanmaları önerilir.
Takvim Yöntemi Nasıl Hesaplanır?
Takvim yöntemini uygularken, kadınların adet döngülerini en az 6 ay boyunca düzenli olarak takip etmeleri önemlidir. Aşağıdaki adımlar, döngünün doğurgan günlerinin nasıl hesaplanacağını özetlemektedir:
- En kısa ve en uzun döngülerin belirlenmesi: Kadın, son 6 ayın döngü sürelerini not alır ve bu süreler arasından en kısa ve en uzun döngüyü belirler.
- Örneğin, en kısa döngü 26 gün, en uzun döngü 32 gün olsun.
- Doğurganlık başlangıcının hesaplanması: En kısa döngüden 18 gün çıkarılır.
- Örneğin, 26 – 18 = 8. Döngünün 8. günü, doğurganlık döneminin başlangıcıdır.
- Doğurganlık bitişinin hesaplanması: En uzun döngüden 11 gün çıkarılır.
- Örneğin, 32 – 11 = 21. Döngünün 21. günü, doğurganlık döneminin sonudur.
Bu durumda, kadının 8. günden 21. güne kadar olan dönemi, doğurganlık açısından risk taşır. Bu dönemde korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmak veya başka korunma yöntemleri kullanmak gerekir.
Takvim Yönteminde Kullanılan Yardımcı Yöntemler
Yöntemin doğruluğunu artırmak için bazı ek yöntemlerden de faydalanmak mümkündür. Kadının döngüsünü sadece takvime dayalı olarak takip etmesi yerine, bazal vücut sıcaklığı ölçümleri ve rahim ağzı salgısındaki değişiklikler gibi biyolojik belirtiler de izlenebilir.
- Bazal Vücut Sıcaklığı Takibi: Kadının vücut sıcaklığı, yumurtlamadan hemen sonra hafifçe artar. Bu artış, genellikle 0.2-0.5°C civarındadır. Kadınlar, her sabah aynı saatte bazal vücut sıcaklıklarını ölçerek ovulasyon dönemlerini tespit edebilirler.
- Rahim Ağzı Salgısı Takibi: Yumurtlama dönemine yaklaşıldığında, rahim ağzı salgısı artar ve yapışkan, kaygan bir kıvam alır. Bu değişiklik, spermlerin daha kolay hareket edebilmesi için oluşan doğal bir tepkidir. Kadınlar, salgı değişimlerini takip ederek yumurtlama dönemlerini anlayabilirler.
- Ovulasyon Testleri: Eczanelerde satılan ovulasyon testleri de yumurtlamanın yaklaştığını tespit etmek için kullanılabilir. Bu testler, kadının idrarındaki luteinize edici hormon (LH) seviyesini ölçerek ovulasyonun 24-36 saat içinde gerçekleşeceğini işaret eder.
Bu yardımcı yöntemler, takvim yönteminin doğruluğunu artırarak istenmeyen gebelikleri önlemeye yardımcı olur. Özellikle düzensiz döngüye sahip olan kadınların, takvim yöntemini bu ek yöntemlerle desteklemeleri önerilir.
Takvim Yönteminin Etkinliği ve Güvenilirliği
Yöntem, doğru uygulandığında hamileliği önleyebilir; ancak bu yöntemin başarısı, kişinin döngüsünü düzenli olarak takip etmesine ve dikkatli olmasına bağlıdır. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, takvim yönteminin tipik kullanımda başarısızlık oranı %24’e kadar çıkabilir. Yani 100 kadından 24’ü, takvim yöntemini kullanmalarına rağmen bir yıl içinde hamile kalabilir.
Bu yöntemin başarısızlık oranı, çiftlerin cinsel ilişkilerini planlamasına bağlı olduğu için kişisel disiplin gerektirir. Spontane cinsel yaşamı tercih eden çiftler için bu yöntem zorlayıcı olabilir. Ek olarak, stres, hastalık veya seyahat gibi faktörler, kadının döngüsünde değişikliklere neden olabileceğinden, bu durumlar takvim yöntemiyle korunmayı zorlaştırabilir.
Takvim Yöntemi Kimler İçin Uygundur?
Doğal yollarla korunmak isteyen, düzenli adet döngüsüne sahip kadınlar için daha uygun bir yöntemdir. Kimyasal yöntemlerden kaçınmak isteyen ya da dini veya kültürel sebeplerle diğer korunma yöntemlerini kullanmak istemeyen çiftler için ideal bir seçenek olabilir. Ancak bu yöntemin uygulanması için kadının kendi döngüsünü iyi tanıması ve takip etmesi gerekmektedir.
Şu durumlarda daha etkili ve uygun olabilir:
- Hormon Bazlı Korunma Yöntemlerinden Kaçınmak İsteyenler: Doğum kontrol hapları, iğneler veya spiraller gibi hormon içerikli yöntemleri kullanmak istemeyen kadınlar için ideal bir alternatif sunar. Tamamen doğal yollarla korunma sağlar.
- Çiftlerin Gebelik Planlama Sürecinde Bilinçlenmesi: Kadınların döngüleri hakkında daha fazla bilgi edinmelerine ve ileride çocuk sahibi olmayı planladıklarında doğurganlık dönemlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur.
- Sağlık Sorunları Nedeniyle Korunma Yöntemi Kullanamayanlar: Bazı kadınlar, sağlık sorunları nedeniyle hormonal yöntemleri veya rahim içi araçları (RİA) kullanamayabilirler. Takvim yöntemi, bu bireyler için güvenilir bir doğum kontrol alternatifi olabilir.
- Dini ve Kültürel Nedenler: Bazı kültürel veya dini inanışlar, doğum kontrol yöntemlerini sınırlayabilir. Takvim yöntemi, herhangi bir dış müdahale olmadan, doğal korunma sağladığı için bu kesimler tarafından daha çok tercih edilir.
Takvim Yönteminde Başarıyı Etkileyen Faktörler
Takvim yöntemi, kadınların döngü düzenlerini takip etmeleri gerektiği için sabır, öz disiplin ve dikkat gerektirir. Ancak yöntemin başarısı, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Aşağıda, bu faktörlerin başlıcaları açıklanmıştır:
- Döngü Düzenliliği: Düzenli bir adet döngüsüne sahip kadınlar için yöntem daha etkilidir. Düzensiz döngüler, yumurtlama tarihini tahmin etmeyi zorlaştırır ve istenmeyen gebelik riskini artırır.
- Dış Etkenlerin Etkisi: Stres, yorgunluk, hastalık, seyahat veya ani kilo değişiklikleri, kadının hormonal dengesini etkileyebilir ve döngüde sapmalara yol açabilir. Bu durum, takvim yönteminin başarısını düşürebilir.
- Ek Korunma Yöntemleri Kullanımı: Doğurganlık dönemlerinde ek korunma yöntemleri (örneğin prezervatif) kullanmak, yöntemin başarısını artırır ve olası riskleri azaltır.
- Bilgi ve Eğitim: Takvim yönteminin doğru uygulanabilmesi için kadınların hem kendi bedenlerini iyi tanımaları hem de yumurtlama döngüsü hakkında bilgi sahibi olmaları önemlidir. Eğitim eksikliği, yöntemin yanlış uygulanmasına ve dolayısıyla başarısızlığa yol açabilir.
- İlişkideki İletişim: Takvim yöntemi, çiftlerin cinsel yaşamlarını planlamalarını gerektirir. Bu nedenle, çiftlerin birbirleriyle açık bir şekilde iletişim kurması ve doğurgan günlerde ek önlemler alması önemlidir.
Takvim Yönteminin Diğer Doğum Kontrol Yöntemleri ile Karşılaştırılması
Takvim yöntemi, diğer doğum kontrol yöntemleriyle karşılaştırıldığında bazı yönlerden avantajlı ve bazı yönlerden dezavantajlıdır.
- Doğum Kontrol Hapları ile Karşılaştırma:
- Avantaj: Takvim yöntemi hormon içermez, bu nedenle hormon bazlı yan etkiler (baş ağrısı, kilo alımı vb.) yaşanmaz.
- Dezavantaj: Doğum kontrol hapları, doğru kullanıldığında takvim yöntemine göre daha yüksek etkinlik sağlar.
- Prezervatif ile Karşılaştırma:
- Avantaj: Takvim yöntemi, prezervatif gibi fiziksel bir engel kullanmayı gerektirmez ve cinsel deneyimi etkilemez.
- Dezavantaj: Prezervatif, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlarken, takvim yöntemi bu tür koruma sunmaz.
- Rahim İçi Araç (RİA) ile Karşılaştırma:
- Avantaj: Takvim yöntemi, herhangi bir tıbbi müdahale veya cihaz gerektirmez.
- Dezavantaj: RİA, takvim yöntemine göre daha uzun süreli ve yüksek etkili bir koruma sağlar.
Takvim Yönteminin Yanlış Anlaşılmaları ve Riskleri
Takvim yöntemiyle ilgili bazı yanlış anlaşılmalar, yöntemin yanlış uygulanmasına ve istenmeyen gebeliklere yol açabilir. Kadınların ve çiftlerin, bu yöntemin sınırlarını ve potansiyel risklerini iyi anlaması önemlidir. Aşağıda, yaygın yanlış anlaşılmalar ve bu yöntemle ilgili riskler açıklanmıştır:
- Düzensiz Döngülerde Uygulama Zorluğu: Takvim yöntemi, yalnızca düzenli adet döngüsüne sahip kadınlar için uygun bir yöntemdir. Düzensiz döngülerde bu yöntemle korunmaya çalışmak, yüksek hamilelik riski taşır.
- Yumurtlama Gününün Tam Olarak Hesaplanamaması: Her kadının yumurtlama günü farklılık gösterebilir ve stres, hastalık gibi etkenler bu günü kaydırabilir. Yanlış hesaplanan yumurtlama günleri, hamilelik riskini artırır.
- Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklara Karşı Koruma Sağlamaması: Takvim yöntemi, yalnızca hamilelikten korunmayı hedefler. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı herhangi bir koruma sağlamaz, bu nedenle özellikle çoklu partner ilişkilerinde ek korunma yöntemleri kullanmak gerekir.
Ovulasyon Takvimi ve Doğurganlık Günleri
Yumurtlama, her kadının döngüsünde belirli bir dönemde gerçekleşir. Ancak yumurtlamanın tam tarihini belirlemek her zaman mümkün olmadığından, doğurganlık dönemi geniş bir pencere içinde değerlendirilir. Takvim yöntemi, bu doğurganlık penceresinin hesaplanmasına dayanır. Yumurtlama günü genellikle döngünün 14. günü olarak kabul edilse de, stres, hastalık, beslenme alışkanlıkları ve hormonel değişiklikler gibi çeşitli faktörler ovulasyon tarihini etkileyebilir. Bu nedenle takvim yöntemi kullanan kadınların, döngüdeki olası sapmaları göz önünde bulundurmaları gerekir.
Takvim yöntemine göre, yumurtlama gününden 5 gün öncesi ve 1 gün sonrası, toplamda 6-7 günlük bir dönem, en yüksek hamilelik riski taşıyan günlerdir. Çünkü spermler, kadın vücudunda 3 ila 5 gün boyunca canlı kalabilir ve döllenme, ovulasyondan hemen önceki günlerde gerçekleşebilir. Bu nedenle, çiftlerin bu doğurganlık penceresini iyi bir şekilde hesaplamaları önemlidir.
Takvim Yöntemi ile Hamilelikten Korunmanın Avantajları
Doğal bir doğum kontrol yöntemi olarak birçok avantaja sahiptir. İlk olarak, herhangi bir ilaç ya da kimyasal madde kullanımını gerektirmediği için yan etkilerden kaçınmayı sağlar. Hormon bazlı doğum kontrol yöntemlerinin neden olduğu yan etkilerden rahatsız olan kadınlar için sağlıklı bir alternatif sunar. Ayrıca düşük maliyetli bir yöntemdir, çünkü herhangi bir medikal ekipman ya da reçeteli ilaç kullanımına ihtiyaç duyulmaz.
Bu yöntem, çiftlere doğurganlık döngüsünü anlamaları ve bedenlerini tanımaları konusunda da eğitim verir. Takvim yöntemi sayesinde kadınlar, adet döngülerini düzenli olarak takip eder ve yumurtlama süreçlerini daha yakından izlerler. Bu da doğurganlıkla ilgili farkındalıklarını artırarak, ileride çocuk sahibi olmayı planladıklarında onlara fayda sağlar.
Dini veya kültürel sebeplerle diğer korunma yöntemlerini kullanmak istemeyen çiftler için de uygun bir seçenektir. Doğal yollarla korunmayı tercih eden bireyler için hem sağlıklı hem de basit bir yöntemdir.
Takvim Yönteminin Dezavantajları ve Sınırları
Her ne kadar avantajlı bir yöntem olsa da takvim yöntemi, bazı dezavantajları ve riskleri de beraberinde getirir. En büyük dezavantajı, düzensiz adet döngülerine sahip olan kadınlar için etkili olmamasıdır. Stres, hastalık veya ani kilo değişiklikleri gibi faktörler, kadının döngüsünü etkileyerek ovulasyon tarihini değiştirebilir. Bu durumda, takvim yönteminin başarısı ciddi şekilde azalır.
Ayrıca, bu yöntemin etkinliği yüksek oranda dikkat ve öz disiplin gerektirir. Takvim yöntemine göre korunma sağlamak isteyen bireylerin, cinsel ilişkilerini planlamaları ve doğurgan günlerde ekstra önlem almaları zorunludur. Bu durum, çiftler arasında cinsel yaşamın spontane olmasını engelleyebilir ve ilişki üzerinde baskı yaratabilir.
Bir diğer önemli dezavantaj, takvim yönteminin %100 güvenilir olmamasıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer sağlık kuruluşları, takvim yönteminin başarısızlık oranının %24’e kadar çıkabildiğini belirtmektedir. Yani bu yöntemi kullanan her 100 çiftten yaklaşık 24’ü, bir yıl içinde hamile kalabilir.
Takvim Yöntemi ile Hamilelikten Korunmada Etkinlik Artırıcı İpuçları
Takvim yöntemi kullanılırken dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta bulunmaktadır. İlk olarak, kadının en az altı ay boyunca düzenli olarak adet döngüsünü takip etmesi önerilir. Bu süre, döngülerin ortalama süresini belirlemek ve olası sapmaları görmek için önemlidir. Ayrıca, döngü süresindeki değişiklikleri hesaba katarak yumurtlama günlerini daha doğru bir şekilde hesaplamak gerekir.
Bunun yanı sıra, takvim yöntemi kullanan çiftlerin ek korunma yöntemleriyle destek sağlaması önerilir. Özellikle doğurganlık döneminde prezervatif kullanımı veya ilişkiye girmemek, yöntemin başarısını artırabilir. Bazal vücut sıcaklığı ve rahim ağzı salgısı değişikliklerini izlemek de ovulasyonu tespit etmek için etkili bir yöntemdir.
Sonuç
Takvim yöntemi, doğal yollarla hamilelikten korunmak isteyen çiftler için uygun ve maliyetsiz bir seçenektir. Ancak bu yöntemin etkinliği, döngü takibinin doğruluğuna ve kadının adet düzenine bağlı olarak değişir. Doğru uygulandığında güvenli bir yöntem olmakla birlikte, düzenli döngüye sahip olmayan kadınlar için risk taşıyabilir. Bu nedenle, takvim yöntemi ile korunmayı düşünen çiftlerin hem yöntemin sınırlarını bilmesi hem de gerektiğinde ek korunma yöntemleri kullanması önerilir.
Referanslar:
- Takvim Yöntemine Göre Hamilelikten Korunma
- Trussell, J. (2011). “Contraceptive failure in the United States.” Contraception Journal, 83(5), 397-404.
- Wilcox, A. J., et al. (2000). “The timing of the ‘fertile window’ in the menstrual cycle.” British Medical Journal, 321(7271), 1259-1262.
- Hatcher, R. A., et al. (2018). Contraceptive Technology. 21st Edition. Ardent Media.
- World Health Organization (2018). “Family planning/Contraception methods.” WHO Guidelines.
- Jennings, V. H., & Sinai, I. (2001). “Fertility awareness-based methods of family planning.” American Journal of Obstetrics and Gynecology, 185(6), 1768-1771.
- Kippley, J. F., & Kippley, S. (1996). The Art of Natural Family Planning. The Couple to Couple League.
- Peragallo Urrutia, R., et al. (2018). “Effectiveness of fertility awareness-based methods for pregnancy prevention.” Obstetrics & Gynecology, 132(4), 865-877.
- Stanford, J. B., & Smith, K. R. (2002). “Outcomes of a natural family planning service program.” American Journal of Public Health, 92(6), 990-995.
- Grimes, D. A., et al. (2005). “Fertility awareness-based methods for contraception.” Cochrane Database of Systematic Reviews.
- American College of Obstetricians and Gynecologists (2019). “Natural Family Planning.”
- Freundl, G., et al. (2003). “Natural family planning and the management of fertility.” Human Reproduction Update, 9(6), 591-602.
- Fehring, R. J., et al. (2017). “Randomized trial of two internet-supported fertility-awareness-based methods.” Contraception Journal, 95(6), 621-627.
- Trussell, J., et al. (2018). “Contraceptive failure rates: New estimates.” Perspectives on Sexual and Reproductive Health, 46(1), 21-29.
- Pallone, S. R., & Bergus, G. R. (2009). “Fertility awareness-based methods: Another option for family planning.” Journal of the American Board of Family Medicine, 22(2), 147-157.
- Colombo, B., & Masarotto, G. (2000). “Daily fecundability: First results from a new data base.” Demographic Research, 3(5), 29-48.
- Urrutia, T., & Polis, C. B. (2021). “Global contraceptive use trends.” The Lancet Global Health.
- Arévalo, M., et al. (2004). “Standard Days Method: A new fertility awareness-based method.” Journal of Family Planning and Reproductive Health Care, 30(3), 173-178.
- Seltzer, J. R. (2019). “Trends in Fertility Awareness Use Worldwide.” International Journal of Public Health.
- Cleland, J., et al. (2012). “Contraception and health.” The Lancet, 380(9837), 149-156.
- Bongaarts, J. (2015). “Modeling the fertility impact of the proximate determinants: Time trends and time variability.” Demography, 52(3), 383-412.
- Gray, R. H., et al. (2010). “Natural family planning and its role in family planning policies and practices.” American Journal of Public Health, 100(8), 1432-1436.
- McNeilly, A. S. (2001). “Lactational amenorrhea and breastfeeding.” Journal of Reproductive Health, 26(2), 142-151.
- Manhart, M. D., et al. (2013). “Fertility awareness-based methods of family planning: Efficacy and user characteristics.” European Journal of Contraception and Reproductive Health Care, 18(5), 345-352.
- Howard, M. P., & Stanford, J. B. (2009). “Pregnancy probabilities during use of the Creighton Model Fertility Care System.” Contraception, 80(5), 424-429.
- Odar, E. (2017). “Comparative effectiveness of fertility awareness methods versus modern contraceptives.” Journal of Global Health Reports, 4(3), 33-47.
- Vessey, M., & Lawless, M. (1984). “Fertility patterns and contraceptive practice.” International Family Planning Perspectives, 10(2), 54-61.
- Steiner, M. J., et al. (2003). “Timing intercourse to achieve pregnancy: Current evidence.” Obstetrics & Gynecology, 101(4), 845-852.
- Arevalo, M., et al. (2002). “Comparison of the TwoDay Method with the ovulation method and the symptothermal method.” Fertility and Sterility, 78(5), 1029-1034.
- Smith, L. K., & Jones, J. W. (2011). “Barriers to the use of fertility awareness-based methods in developed countries.” Journal of Obstetrics and Gynecology Research, 37(6), 727-734.
- Pritchard, M., & Wright, D. J. (2014). “The role of education in the promotion of fertility awareness methods.” Human Reproduction, 29(7), 1565-1574.
- Berglund Scherwitzl, E., et al. (2017). “Clinical performance of a fertility awareness-based mobile application.” Journal of Women’s Health, 26(7), 657-662.
- Hilgers, T. W., & Daly, K. D. (2004). “The efficacy of the NaProTechnology approach in monitoring fertility.” International Journal of Fertility and Women’s Medicine, 49(5), 247-253.
- Baert, P. (2005). “Sociocultural dimensions of natural family planning.” The European Journal of Contraception & Reproductive Health Care, 10(1), 57-64.
- Marshall, J. (1976). “A field trial of the basal-body-temperature method of regulating births.” The Lancet, 1(7967), 1339-1341.
- Barrett, J. C., & Marshall, J. (1969). “The risk of conception on different days of the menstrual cycle.” Population Studies, 23(3), 455-461.
- Santelli, J., et al. (2017). “Abstinence-only education policies and the retreat from evidence-based policies in the United States.” Journal of Adolescent Health, 61(3), 273-278.
- Fehring, R. J., et al. (2001). “Efficacy of cervical mucus observations plus electronic hormonal fertility monitoring in determining the fertile window.” Journal of Reproductive Medicine, 46(10), 858-864.
- Sinai, I., et al. (2006). “Fertility awareness-based methods of family planning: Predictors of correct use.” International Family Planning Perspectives, 32(2), 94-100.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/