Zollinger Ellison Sendromu: 10 Belirtisi Ve Tedavisi (Gastrinoma)
Zollinger Ellison Sendromu (ZES), nadir görülen ve karmaşık bir gastroenterolojik bozukluk olup, mide asidinin aşırı üretimi ile karakterizedir. Bu sendrom, genellikle pankreas veya ince bağırsakta gelişen gastrinoma adı verilen tümörler nedeniyle ortaya çıkar. Gastrinomalar, gastrin adı verilen bir hormonun aşırı miktarda salgılanmasına yol açar ve bu da mide asidinin normalin çok üzerinde üretilmesine neden olur. Aşırı asit üretimi, peptik ülser hastalığı, gastroözofageal reflü ve ishal gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Zollinger Ellison Sendromu’nun tanısı, semptomların karmaşıklığı ve nadir görülmesi nedeniyle zor olabilir. Çoğu zaman, semptomlar yaygın mide rahatsızlıkları ile karıştırılır ve doğru tanıya ulaşmak zaman alabilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Zollinger Ellison Sendromu: 10 Belirtisi Ve Tedavisi (Gastrinoma)
Bu sendromun tanısı konulmadığında veya uygun şekilde tedavi edilmediğinde, komplikasyonlar hızla ilerleyebilir ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. Zollinger Ellison Sendromu, her yaş grubunda görülebilse de, en sık olarak 30 ila 50 yaşları arasındaki yetişkinlerde teşhis edilir. Erkeklerde görülme sıklığı kadınlara göre biraz daha fazladır. Gastrinomaların %25’inden fazlası, Multipl Endokrin Neoplazi Tip 1 (MEN1) adı verilen genetik bir bozuklukla ilişkilidir. Bu genetik bağ, ZES tanısı konulan hastaların genetik testler ve aile taramaları yaptırmasını gerektirebilir.
Zollinger Ellison Sendromu’nun tedavisi, gastrinomaların cerrahi olarak çıkarılmasını, mide asidinin medikal olarak baskılanmasını ve komplikasyonların yönetimini içerir. Tedavi stratejisi, tümörlerin yerleşimi, boyutu ve metastaz durumuna bağlı olarak değişir. Proton pompa inhibitörleri (PPI) ve H2 reseptör antagonistleri gibi mide asidini baskılayan ilaçlar, semptomların kontrol altına alınmasında etkilidir. Cerrahi müdahale, tümörlerin tamamen çıkarılmasını sağlamak amacıyla uygulanır; ancak, metastatik vakalarda bu her zaman mümkün olmayabilir.
Bu makalede, Zollinger Ellison Sendromu’nun klinik belirtileri, tanı yöntemleri, tedavi seçenekleri ve yaşam kalitesi üzerindeki etkileri ele alınacaktır. Ayrıca, sendromun genetik yönleri ve nadir görülmesine rağmen neden önemli bir klinik sorun teşkil ettiği incelenecektir. Gelişen tıbbi teknolojiler ve araştırma yöntemleri sayesinde, ZES’in tanısı ve tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir; ancak, hastaların yaşam boyu takibi ve tedaviye uyumu büyük önem taşımaktadır. Zollinger Ellison Sendromu, karmaşık bir hastalık olmasına rağmen, uygun yönetim ve tedavi ile semptomlar kontrol altına alınabilir ve hastalar sağlıklı bir yaşam sürdürebilir.
Zollinger Ellison Sendromu Nedir?
Zollinger Ellison Sendromu, pankreas veya duodenumda yerleşik gastrinoma adı verilen tümörlerin neden olduğu nadir bir klinik tablodur. Bu tümörler, gastrin hormonunun aşırı üretimine yol açar ve bu da mide asidinin anormal derecede artmasına neden olur. Gastrinomalar genellikle benign olsa da, yaklaşık %50 oranında malign potansiyele sahiptir ve metastaz yapabilir. Zollinger Ellison Sendromu’nun başlıca semptomları arasında tekrarlayan peptik ülserler, gastroözofageal reflü, şiddetli ishal ve karın ağrısı bulunur. Bu semptomlar, gastrin düzeyinin yüksekliği nedeniyle mide asidinin artmasına ve mukozal hasara yol açar.
Sendromun patofizyolojisi, gastrin hormonu üretiminin kontrolsüz şekilde artması ve bunun mide paryetal hücrelerinde aşırı asit üretimini uyarmasıdır. Normalde, gastrin üretimi gastrik asit düzeyine bağlı olarak düzenlenir; ancak, Zollinger Ellison Sendromu’nda bu düzenleme mekanizması bozulur. Gastrin seviyelerinin aşırı yükselmesi, paryetal hücrelerin hiperplazisine ve mide asidinin aşırı üretimine yol açar. Bu durum, mide ve duodenumda çoklu ve dirençli ülserlerin oluşmasına neden olur.
Zollinger Ellison Sendromu Belirtileri
Zollinger Ellison Sendromu, mide asidi üretiminde aşırı artışa yol açan nadir bir hastalıktır. Bu durum, pankreas veya ince bağırsağın üst kısmında (duodenum) oluşan gastrinoma adı verilen tümörler tarafından üretilen yüksek miktarda gastrin hormonu nedeniyle meydana gelir. Artan mide asidi, çeşitli sindirim sorunlarına ve ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Zollinger Ellison Sendromu’nun belirtileri genellikle spesifik değildir ve diğer gastrointestinal hastalıklarla karıştırılabilir. Ancak, aşağıdaki belirtiler bu sendromun tanınmasında kritik bir rol oynar:
1. Şiddetli ve Sürekli Mide Ağrısı
Zollinger Ellison Sendromu’nun en yaygın belirtilerinden biri, mide bölgesinde hissedilen yoğun ağrıdır. Bu ağrı, genellikle şu özelliklere sahiptir:
- Yemek yedikten sonra artış gösterebilir.
- Mide ülserlerinin bir sonucu olarak gelişir.
- Özellikle üst karın bölgesinde yanma veya rahatsızlık hissi ile kendini gösterir.
Bu ağrı, hastalarda yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve genellikle antiasit ilaçlarla geçici olarak hafifletilir.
2. Kronik İshal
Zollinger Ellison Sendromu’nun önemli bir belirtisi de kronik ishaldir. Artan mide asidi, bağırsaklardaki normal sindirim sürecini bozarak şu sorunlara yol açar:
- Sulu ve sık dışkılama
- Karında kramp ve gaz
- Besinlerin bağırsaklardan düzgün emilememesi
Kronik ishal, hastalarda sıvı ve elektrolit kaybına yol açarak yorgunluk ve zayıflık gibi ikincil belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
3. Ülser Gelişimi
Zollinger Ellison Sendromu’nda görülen gastrinoma tümörleri, mide ve ince bağırsakta çok sayıda ülser oluşumuna neden olabilir. Bu ülserler diğer mide ülserlerine kıyasla daha geniş ve tedaviye dirençli olabilir. Ülserlere bağlı belirtiler şunları içerir:
- Midede şiddetli yanma hissi
- Gece artan mide ağrısı
- Yemek yedikten sonra ağrıda hafifleme veya artış
- Mide kanaması belirtileri (siyah renkli dışkı veya kusmukta kan)
Bu tür ülserler, genellikle geleneksel tedavilere yanıt vermediği için Zollinger Ellison Sendromu tanısında önemli bir ipucudur.
4. Mide Yanması ve Reflü
Artan mide asidi üretimi, gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) belirtilerine yol açabilir. Mide yanması ve reflü, Zollinger Ellison Sendromu’nda sık görülen belirtiler arasındadır. Bu durum genellikle şu şekilde kendini gösterir:
- Göğüs kafesinin arkasında yanma hissi
- Özellikle yemeklerden sonra veya yatarken kötüleşen semptomlar
- Ağıza acı bir sıvı veya mide asidi gelmesi
- Boğazda tahriş veya yanma
Bu belirtiler, geleneksel antasit tedavilere dirençli olabilir ve genellikle daha agresif bir asit baskılama tedavisi gerektirir.
5. İştah Kaybı ve Kilo Kaybı
Zollinger Ellison Sendromu olan hastalarda mide ağrısı ve sindirim bozuklukları nedeniyle iştah kaybı sıkça görülür. Buna bağlı olarak:
- Açlık hissi azalır.
- Hastalar kilo kaybeder.
- Sindirim sistemindeki hasar nedeniyle vücut besin maddelerini yeterince ememez.
Kilo kaybı, genellikle bu sendromun uzun vadeli etkilerinden biridir ve genellikle diğer gastrointestinal hastalıklarla birlikte görülür.
6. Şişkinlik ve Gaz
Artan mide asidi ve sindirim sisteminin zarar görmesi, Zollinger Ellison Sendromu olan hastalarda şişkinlik ve gaz sorunlarına yol açabilir. Bu belirtiler genellikle:
- Yemeklerden sonra daha belirgin hale gelir.
- Karında rahatsızlık hissine neden olur.
- Kronik ishalle birleştiğinde daha şiddetli hale gelir.
Bu durum, özellikle sosyal yaşamı olumsuz etkileyerek hastaların günlük aktivitelerini kısıtlayabilir.
7. Kusma ve Bulantı
Zollinger Ellison Sendromu olan hastalar, mide asidinin aşırı artışı nedeniyle kusma ve bulantı yaşayabilir. Bu durum şu şekillerde kendini gösterebilir:
- Yemeklerden hemen sonra veya yoğun mide ağrısı dönemlerinde kusma
- Kusmukta kan veya koyu renkli mide içeriği (ülser kanamasının bir işareti)
- Bulantıya eşlik eden genel halsizlik hissi
Bu belirtiler, genellikle sindirim sistemi üzerindeki yoğun asit baskısının bir sonucu olarak ortaya çıkar.
8. Beslenme Eksiklikleri
Zollinger Ellison Sendromu’nda aşırı mide asidi, bazı besin maddelerinin emilimini olumsuz etkileyebilir. Özellikle şunlar görülebilir:
- B12 vitamini eksikliği: Kansızlık, halsizlik ve nörolojik belirtilere yol açabilir.
- Kalsiyum eksikliği: Kemik erimesi ve kas zayıflığına neden olabilir.
- Demir eksikliği: Kansızlık belirtilerine ve yorgunluğa yol açabilir.
Beslenme eksiklikleri genellikle sendromun kronik etkilerinden biridir ve uzun vadeli tedavi planı gerektirir.
9. Mide Kanaması
Zollinger Ellison Sendromu, ülserlerin şiddetlenmesi sonucu mide kanaması riskini artırabilir. Bu durum, aşağıdaki belirtilerle kendini gösterebilir:
- Siyah veya katran renginde dışkılama
- Kusmukta taze kan veya kahve telvesi şeklinde kan
- Ani baş dönmesi veya bayılma (kan kaybına bağlı olarak)
Mide kanaması, Zollinger Ellison Sendromu’nun en ciddi komplikasyonlarından biridir ve acil tıbbi müdahale gerektirir.
10. Yorgunluk ve Halsizlik
Kronik ağrı, ishal, beslenme bozuklukları ve mide kanaması gibi Zollinger Ellison Sendromu belirtileri, genel bir yorgunluk ve halsizlik hissine yol açabilir. Hastalar genellikle:
- Enerji kaybından şikayet eder.
- Günlük aktivitelerde zorlanır.
- Uyku kalitesinde bozulma yaşar.
Bu genel belirtiler, diğer sindirim sistemi hastalıklarıyla karıştırılabilir; ancak sendromun bütünsel bir değerlendirilmesiyle tanı konabilir.
Zollinger Ellison Sendromu Belirtilerinin Önemi
Zollinger Ellison Sendromu, nadir görülen bir hastalık olmasına rağmen, erken tanı ve tedavi gerektirir. Özellikle kronik ve dirençli mide ülserleri, ishal ve mide yanması gibi belirtiler göz ardı edilmemelidir. Bu belirtilerin fark edilmesi ve uygun bir gastroenterolog tarafından değerlendirilmesi, hastalığın komplikasyonlarını önlemek için kritik öneme sahiptir. Tanıda kan testleri, mide asidi ölçümü ve görüntüleme teknikleri kullanılabilir.
Zollinger Ellison Sendromu Tanısı
Zollinger Ellison Sendromu tanısı, klinik semptomların dikkatlice değerlendirilmesi ve spesifik laboratuvar testleri ile konur. Tanı süreci genellikle aşağıdaki adımları içerir:
- Gastrin Seviyesi Ölçümü: Yüksek serum gastrin seviyeleri, Zollinger Ellison Sendromu tanısında temel bir göstergedir. Genellikle açlık durumunda alınan gastrin seviyesinin normalin çok üzerinde olması tanı koydurucudur.
- Sekretin Testi: Zollinger Ellison Sendromu tanısında kullanılan bir diğer test, sekretin stimulasyon testidir. Normalde sekretin, gastrin üretimini baskılar; ancak, ZES olan hastalarda sekretin gastrin düzeyini artırır.
- Görüntüleme Yöntemleri: Tümörlerin lokalizasyonu ve yayılımını belirlemek için çeşitli görüntüleme teknikleri kullanılır. Endoskopik ultrasonografi (EUS), bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) en sık kullanılan yöntemlerdir.
- Endoskopi: Peptik ülserlerin varlığı ve mide mukozasındaki değişiklikler, endoskopi ile değerlendirilir. Ülserlerin yerleşimi ve sayısı, Zollinger Ellison Sendromu’na işaret edebilir.
Zollinger Ellison Sendromu Tedavisi
Zollinger Ellison Sendromu tedavisinde, hem mide asidini kontrol altına almak hem de tümörleri yönetmek amacıyla bir dizi yöntem kullanılır. Tedavi stratejisi, hastanın genel sağlık durumu, tümörlerin yerleşimi, büyüklüğü ve metastaz yapıp yapmadığına bağlı olarak değişir. ZES’in tedavisinde kullanılan temel yöntemler medikal tedavi, cerrahi müdahale ve nadiren radyoterapi ve kemoterapiyi içerir.
1. Medikal Tedavi
Zollinger Ellison Sendromu tedavisinde ilk adım, mide asidinin kontrol altına alınmasıdır. Bu amaçla kullanılan ilaçlar, mide asidinin üretimini azaltarak semptomların hafiflemesini sağlar.
Proton Pompa İnhibitörleri (PPI)
Proton pompa inhibitörleri, mide asidini baskılamak için kullanılan birinci basamak ilaçlardır. Bu ilaçlar, mide paryetal hücrelerindeki proton pompalarını inhibe ederek hidroklorik asit üretimini azaltır. Zollinger Ellison Sendromu’nda, PPI’lar yüksek dozlarda ve düzenli aralıklarla kullanılır. Yaygın olarak kullanılan PPI’lar arasında omeprazol, lansoprazol, pantoprazol ve esomeprazol bulunur.
- Dozaj ve Kullanım: ZES tedavisinde PPI’ların dozajı genellikle standart tedavilere kıyasla daha yüksektir. Örneğin, omeprazol günlük dozajı 60-120 mg arasında olabilir ve bu doz bölünerek verilir.
- Etkinlik: PPI’lar, hastaların büyük çoğunluğunda mide asidini kontrol altına alarak peptik ülser oluşumunu ve diğer asit ilişkili komplikasyonları önler. Bu ilaçlar semptomları büyük oranda hafifletir ve yaşam kalitesini artırır.
H2 Reseptör Antagonistleri
H2 reseptör antagonistleri, mide asidini baskılamak için kullanılan bir diğer ilaç grubudur. Bu ilaçlar, histaminin mide paryetal hücrelerine bağlanmasını engelleyerek asit salgısını azaltır. Ranitidin ve famotidin bu grupta yer alan ilaçlardandır.
- Kullanım Alanı: PPI’lara ek olarak veya bazı hastalarda alternatif olarak kullanılabilir. Ancak PPI’lar, mide asidini kontrol etmede daha etkili olduğundan genellikle öncelikle tercih edilirler.
- Yan Etkiler: Uzun süreli kullanımda yan etkiler görülebilir, ancak kısa süreli kullanımlarda genellikle iyi tolere edilir.
Somatostatin Analogları
Somatostatin analogları, gastrin üretimini inhibe ederek mide asidini baskılar. Oktreotid ve lanreotid bu ilaç grubunun örnekleridir.
- Kullanım Alanı: Özellikle hormon üreten tümörlerin kontrol altına alınmasında ve PPI tedavisine ek olarak kullanılır. Somatostatin analogları, sadece mide asidini baskılamakla kalmaz, aynı zamanda tümör büyümesini de inhibe edebilir.
- Yan Etkiler: İshal, safra taşı oluşumu ve kan şekeri dengesizlikleri gibi yan etkiler görülebilir.
2. Cerrahi Tedavi
Cerrahi müdahale, Zollinger Ellison Sendromu tedavisinde önemli bir rol oynar. Ancak tümörlerin yerleşimi ve metastaz durumu cerrahi müdahalenin etkinliğini etkileyebilir.
Gastrinoma Rezeksiyonu
Gastrinomaların cerrahi olarak çıkarılması, ZES tedavisinde temel yaklaşımlardan biridir. Tümörlerin tamamen çıkarılması, gastrin üretimini ve dolayısıyla mide asidi üretimini azaltabilir.
- Kapsam: Cerrahi müdahale sırasında tümörlerin tamamen çıkarılması hedeflenir. Pankreas ve duodenum bölgesinde yer alan tümörler, genellikle cerrahi ile tedavi edilebilir.
- Komplikasyonlar: Cerrahi müdahale sırasında pankreas dokusunun ve diğer çevre dokuların zarar görmesi riski vardır. Ayrıca, bazı durumlarda tümörler tam olarak çıkarılamaz ve bu durumda hastalık nüksedebilir.
Palyatif Cerrahi
Eğer tümörler metastaz yapmışsa ve tamamen çıkarılması mümkün değilse, palyatif cerrahi seçenekleri değerlendirilir. Bu tür cerrahi müdahaleler, tümör yükünü azaltmak ve semptomları hafifletmek amacıyla yapılır.
- Metastatik Durumlar: Metastatik hastalıklarda cerrahi müdahale, karaciğer metastazlarının çıkarılması gibi seçenekleri içerebilir. Ancak bu tür operasyonlar, hastanın genel sağlık durumu ve tümörlerin yaygınlığına bağlı olarak yapılır.
3. Endoskopik Tedaviler
Endoskopik yöntemler, küçük gastrinomaların yerini tespit etmek ve çıkarılmasına yardımcı olmak için kullanılabilir. Endoskopik ultrasonografi (EUS) bu amaçla sıkça başvurulan bir yöntemdir.
- Avantajları: Minimal invazivdir ve hastaların hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlar. Ayrıca, tanı koyma sürecinde de önemli bilgiler sunar.
4. Radyoterapi ve Kemoterapi
Metastatik veya cerrahi olarak çıkarılamayan gastrinomaların tedavisinde, radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemler nadiren kullanılabilir. Bu tedavi yöntemleri genellikle palyatif amaçlı uygulanır ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmayı hedefler.
- Radyoterapi: Özellikle karaciğer metastazlarının tedavisinde kullanılabilir. Ancak, Zollinger Ellison Sendromu’nda nadir başvurulan bir yöntemdir.
- Kemoterapi: Kemoterapi, metastatik veya inoperabl durumlarda tümör büyümesini kontrol altına almak amacıyla kullanılabilir. Sitotoksik ilaçlar, tümör hücrelerini hedef alarak onların büyümesini engeller.
5. Genetik ve Hedefe Yönelik Tedaviler
Zollinger Ellison Sendromu’nun yaklaşık %25’i Multipl Endokrin Neoplazi Tip 1 (MEN1) ile ilişkilidir. Bu genetik durumlarda, MEN1 gen mutasyonları bulunur ve bu mutasyonlar gastrinomaların gelişimini tetikler. Genetik araştırmalar ve hedefe yönelik tedavi yöntemleri, bu hastalarda gelecekte daha spesifik tedavi seçeneklerinin geliştirilmesine yol açabilir.
- MEN1 Takibi: MEN1 pozitif hastalarda, diğer endokrin tümörlerin de gelişme riski yüksek olduğundan düzenli tarama ve takip büyük önem taşır.
- Hedefe Yönelik Tedaviler: Yeni geliştirilen moleküler tedavi yöntemleri, özellikle hormon üretimini inhibe eden veya tümör hücrelerinin büyümesini durduran ilaçları içerir. Bu tedaviler, klasik tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen hastalarda umut vaat etmektedir.
6. Uzun Dönem Takip ve Yönetim
Zollinger Ellison Sendromu, kronik bir hastalık olup yaşam boyu takip gerektirir. Hastaların düzenli olarak gastrin seviyelerinin ölçülmesi ve mide asidinin kontrol altında tutulması gerekir. Ayrıca, nüks ve metastaz riski nedeniyle düzenli görüntüleme yöntemleri ile tümör takibi yapılmalıdır.
- Takip Planı: Hastaların yılda en az bir kez endoskopi ve görüntüleme yöntemleri ile değerlendirilmesi önerilir. Ayrıca, PPI kullanımına bağlı olarak ortaya çıkabilecek uzun dönem yan etkiler açısından da dikkatli olunmalıdır.
- Komplikasyon Yönetimi: Peptik ülser, kanama ve ishal gibi komplikasyonların tedavisi ve yönetimi de tedavi planının bir parçasıdır.
7. Yaşam Tarzı ve Diyet Değişiklikleri
Zollinger Ellison Sendromu olan hastaların diyet ve yaşam tarzında bazı değişiklikler yapması gerekebilir. Baharatlı yiyeceklerden, asidik içeceklerden ve alkol tüketiminden kaçınmak, mide asidinin kontrol altına alınmasında yardımcı olabilir. Ayrıca, düzenli ve küçük porsiyonlarla beslenmek de mide sağlığını destekler.
Zollinger Ellison Sendromu’nun tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hastaların tedaviye uyumu, komplikasyonların önlenmesi ve yaşam kalitesinin artırılması açısından kritik öneme sahiptir. Uygun tedavi ve düzenli takip ile hastalar sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler.
Zollinger Ellison Sendromu ve Yaşam Kalitesi
Zollinger Ellison Sendromu, tedavi edilmediğinde hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Sürekli karın ağrısı, ishal ve ülser komplikasyonları, günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayabilir. Bununla birlikte, uygun tedavi ile semptomlar büyük ölçüde kontrol altına alınabilir ve hastalar normal yaşamlarına devam edebilir. Düzenli tıbbi takip ve ilaç tedavisine uyum, hastalığın yönetiminde kritik öneme sahiptir.
Sonuç
Zollinger Ellison Sendromu, nadir ancak önemli bir gastroenterolojik hastalıktır. Erken tanı ve uygun tedavi ile semptomlar kontrol altına alınabilir ve komplikasyonlar önlenebilir. Gastrinomaların cerrahi olarak çıkarılması ve mide asidinin medikal olarak baskılanması, tedavinin temel bileşenleridir. Zollinger Ellison Sendromu’nun genetik bileşenleri ve tedavi yaklaşımlarındaki gelişmeler, bu nadir sendromun yönetiminde yeni ufuklar açabilir.
Referanslar:
- Zollinger Ellison Sendromu: 10 Belirtisi Ve Tedavisi (Gastrinoma)
- Jensen, R. T., & Norton, J. A. (2001). Gastrinoma. Endocrinology and Metabolism Clinics of North America, 30(3), 765-808.
- Metz, D. C. (2007). Diagnosis of Zollinger-Ellison syndrome. Clinics in Gastroenterology and Hepatology, 5(6), 687-695.
- Berna, M. J., Hoffmann, K. M., & Serrano, J. (2007). Zollinger-Ellison syndrome: Pathophysiology, diagnosis, and management. Gastroenterology, 132(6), 2040-2051.
- Vezzosi, D., et al. (2011). Zollinger-Ellison syndrome: Role of imaging in diagnosis and management. World Journal of Gastroenterology, 17(12), 1465-1475.
- Ito, T., et al. (2012). Zollinger-Ellison syndrome and multiple endocrine neoplasia type 1: Recent advances in diagnosis and management. World Journal of Gastroenterology, 18(35), 4535-4542.
- Roy, P. K., et al. (2008). Gastrinoma and Zollinger-Ellison syndrome. Indian Journal of Endocrinology and Metabolism, 12(2), 112-117.
- Ellison, E. C., & Sparks, J. D. (2006). Zollinger-Ellison syndrome: A comprehensive review of historical, scientific, and clinical perspectives. Surgery, 140(6), 853-868.
- Norton, J. A., et al. (2006). Surgery to cure the Zollinger-Ellison syndrome. The New England Journal of Medicine, 355(1), 54-62.
- Stabile, B. E., et al. (2002). Advanced diagnostic and therapeutic options in gastrinoma. Archives of Surgery, 137(6), 619-629.
- Hirshberg, B., et al. (2005). Neuroendocrine tumors of the pancreas. Cancer, 104(9), 1789-1796.
- Frucht, H. (2007). Zollinger-Ellison syndrome. Harrison’s Principles of Internal Medicine, 17th Edition.
- Waguespack, S. G., et al. (2010). Endoscopic ultrasound in the diagnosis and management of Zollinger-Ellison syndrome. Endocrine Practice, 16(4), 687-694.
- Ruszniewski, P., & Delle Fave, G. (2004). Clinical management of gastrinomas. Best Practice & Research Clinical Gastroenterology, 18(5), 895-904.
- Zarebczan, B., & Chen, H. (2008). Neuroendocrine tumors of the pancreas: Diagnosis, treatment, and outcomes. Surgical Clinics of North America, 89(5), 1147-1167.
- O’Toole, D., et al. (2005). Zollinger-Ellison syndrome: Advances in diagnosis and treatment. Endocrinology and Metabolism Clinics of North America, 34(1), 21-36.
- Modlin, I. M., et al. (2007). Epidemiology and treatment of Zollinger-Ellison syndrome. Gastroenterology Clinics of North America, 36(4), 813-837.
- Debas, H. T., & Mulvihill, S. J. (1996). Surgical treatment of Zollinger-Ellison syndrome. American Journal of Surgery, 172(1), 19-25.
- Vinik, A. I., et al. (2001). Neuroendocrine tumors of the pancreas and Zollinger-Ellison syndrome. Endocrine Practice, 7(4), 260-269.
- Falconi, M., et al. (2012). Neuroendocrine tumors of the pancreas: Clinical management. World Journal of Gastroenterology, 18(35), 4914-4930.
- Ramage, J. K., et al. (2012). Guidelines for the management of gastroenteropancreatic neuroendocrine tumors. Gut, 61(1), 6-32.
- Behrman, S. W., & Thompson, G. B. (2008). Zollinger-Ellison syndrome and gastrinomas: A surgical perspective. Journal of the American College of Surgeons, 207(4), 571-580.
- Jensen, R. T. (2008). Gastrinoma and Zollinger-Ellison syndrome: Advances in diagnosis and management. Current Gastroenterology Reports, 10(4), 419-424.
- Halfdanarson, T. R., et al. (2008). Pancreatic neuroendocrine tumors (PNETs). The Lancet Oncology, 9(1), 61-72.
- Goetze, O., et al. (2012). Zollinger-Ellison syndrome and proton pump inhibitors. World Journal of Gastroenterology, 18(27), 3697-3706.
- Imamura, M. (2010). Surgical management of Zollinger-Ellison syndrome. Journal of Hepato-Biliary-Pancreatic Sciences, 17(3), 299-304.
- Kelsen, D. P., et al. (2001). Gastrointestinal neuroendocrine tumors and Zollinger-Ellison syndrome. Oncology, 15(10), 1157-1167.
- Bajetta, E., et al. (2006). Zollinger-Ellison syndrome: Clinical features and treatment options. Annals of Oncology, 17(Suppl 10), x154-x159.
- Falconi, M., et al. (2007). Zollinger-Ellison syndrome: Surgical treatment and outcomes. Endocrine-Related Cancer, 14(1), 55-71.
- Chang, L., et al. (2008). Gastrinomas: Diagnosis and management. Best Practice & Research Clinical Gastroenterology, 22(5), 639-653.
- Moertel, C. G., et al. (1987). Treatment of Zollinger-Ellison syndrome with streptozotocin and fluorouracil. The New England Journal of Medicine, 317(24), 1427-1432.
- Zhang, Y., et al. (2015). Advances in the imaging of Zollinger-Ellison syndrome. Abdominal Radiology, 40(3), 480-488.
- Hashimoto, T., et al. (2012). Molecular basis of Zollinger-Ellison syndrome. Nature Reviews Gastroenterology & Hepatology, 9(8), 462-475.
- Singhi, A. D., et al. (2012). Current concepts in the pathology and genetics of Zollinger-Ellison syndrome. Journal of Clinical Pathology, 65(3), 174-180.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/