Meme Başı Akıntısının 8 Nedeni ve Tedavisi

100 / 100

Meme başı akıntısı, birçok kadın için endişe verici bir durum olabilir. Çoğu durumda bu akıntılar ciddi bir sağlık sorununu işaret etmese de, bazı durumlarda altında yatan bir patolojik süreç söz konusu olabilir. Akıntı genellikle meme ucu sıkıldığında veya doğal olarak ortaya çıkar ve rengi, miktarı, kıvamı gibi özelliklerine göre farklı kategorilere ayrılabilir. Bu yazıda, meme başı akıntısının nedenlerini, belirtilerini ve tedavi yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alacağız.

Meme Başı Akıntısının 8 Nedeni ve Tedavisi

Meme başı akıntısı, genellikle kadınların üreme çağında karşılaştığı bir sorun olarak görülse de, menopoz döneminde de ortaya çıkabilir. Bu durum, hem hormonal değişikliklerin etkisiyle hem de memenin anatomik yapısındaki değişiklikler nedeniyle meydana gelebilir. Erkeklerde ise akıntı çok daha nadir görülür ve genellikle altta yatan daha ciddi bir sağlık sorununa işaret eder. Bu nedenle, akıntının cinsiyet, yaş ve diğer risk faktörleri göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi büyük önem taşır.

Meme başı akıntıları her zaman bir hastalık belirtisi olmayabilir. Özellikle üreme çağındaki kadınlarda, hormonal değişikliklere bağlı olarak fizyolojik akıntılar görülebilir. Bununla birlikte, akıntının rengindeki veya kıvamındaki değişiklikler, altta yatan bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Örneğin, kanlı veya yeşil renkteki akıntılar genellikle enfeksiyon, tümör veya başka bir patolojik duruma işaret edebilir. Bu nedenle, her türlü anormal meme başı akıntısı mutlaka bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmelidir.

Meme başı akıntısının değerlendirilmesinde kullanılan başlıca yöntemler arasında klinik muayene, meme ultrasonu, mamografi ve biyopsi gibi tanısal testler yer alır. Tedavi ise akıntının altında yatan nedenlere bağlı olarak şekillenir. Basit hormonal düzensizliklerden kaynaklanan akıntılar genellikle ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilirken, daha ciddi vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Tedavi süreci boyunca hasta takibi de son derece önemlidir ve bu süreçte akıntının takibi, tedavi planlamasında kritik rol oynar.

Meme Başı Akıntısının 8 Nedeni ve Tedavisi

Meme Başı Akıntısı Nedenleri

Meme başı akıntısının nedenleri, geniş bir yelpazede farklı durumlardan kaynaklanabilir ve genellikle akıntının tipi, rengi, miktarı ve diğer belirtiler dikkate alınarak değerlendirilebilir. Meme başı akıntısının nedenlerini anlamak, doğru teşhis ve tedavi sürecinin temelini oluşturur. Aşağıda, akıntının en yaygın ve detaylı nedenlerine yer verilmiştir.

1. Fizyolojik Nedenler

Fizyolojik nedenler, meme başı akıntısının en yaygın ve genellikle en az endişe verici olan nedenleridir. Bu tür akıntılar genellikle doğal hormonal dalgalanmalar sonucu ortaya çıkar ve ciddi bir sağlık sorununa işaret etmez. Fizyolojik akıntılar genellikle şu dönemlerde gözlemlenir:

  • Adet Döngüsü: Kadınların adet döngüsü sırasında hormon seviyelerinde dalgalanmalar meydana gelir. Özellikle östrojen ve progesteron hormonlarındaki değişiklikler meme dokusunu etkileyebilir ve hafif akıntılar gelmesine neden olabilir. Bu akıntılar genellikle renksiz ve kokusuzdur.
  • Gebelik ve Emzirme: Gebelik sırasında, özellikle doğuma yaklaşıldığında, meme dokuları süt üretimi için hazırlanmaya başlar. Bu süreçte meme başından süt benzeri bir akıntı (kolostrum) gelebilir. Benzer şekilde, emzirme döneminde süt üretimi devam ettiği için ara sıra meme başı akıntıları görülebilir. Emzirme döneminin sonunda, süt üretimi azalsa bile meme başında bir süre daha akıntı görülebilir.
  • Hormonal Dalgalanmalar: Özellikle genç kadınlarda, ergenlik döneminde veya menopoz öncesi dönemlerde hormonal dengesizlikler nedeniyle meme başı akıntıları görülebilir. Bu akıntılar genellikle düzenli değildir ve sıkıldığında veya baskı uygulandığında meydana gelir.

2. Hormonal Düzensizlikler

Vücutta hormonların düzgün bir şekilde çalışması, meme bezlerinin fonksiyonunu doğrudan etkiler. Meme başı akıntısı, özellikle prolaktin adı verilen hormonun aşırı üretimiyle ilişkili olabilir. Prolaktin, meme bezlerinin süt üretimini tetikleyen bir hormondur ve aşağıdaki durumlar hormonal dengesizliklere neden olabilir:

  • Hipofiz Bezi Tümörleri (Prolaktinoma): Hipofiz bezinde bulunan prolaktinoma adı verilen iyi huylu tümörler, prolaktin hormonunun aşırı salgılanmasına neden olabilir. Bu durumda, gebelik ve emzirme dışında da süt benzeri bir akıntı görülebilir. Prolaktin düzeylerinin yükselmesi sonucunda galaktore adı verilen, süt üretimiyle ilgili olmayan akıntılar ortaya çıkabilir.
  • Hipotiroidizm: Tiroid bezinin yetersiz çalışması (hipotiroidizm) prolaktin düzeylerinin yükselmesine neden olabilir. Bu durumda prolaktin hormonu yükselir ve galaktore benzeri sütlü akıntılar meydana gelebilir. Tiroid hormonu düzeylerinin düzenlenmesiyle bu tür akıntılar da genellikle ortadan kalkar.
  • Doğum Kontrol İlaçları ve Hormon Tedavileri: Özellikle doğum kontrol hapları ve hormon replasman tedavisi gibi hormon içerikli ilaçlar, prolaktin düzeylerini etkileyebilir ve meme başı akıntısına neden olabilir. Bu ilaçların kullanımı sırasında görülen akıntılar genellikle hafif ve renksizdir, ancak bazı vakalarda daha belirgin hale gelebilir.

3. Meme İltihapları ve Enfeksiyonları

Meme iltihapları ve enfeksiyonlar, meme başı akıntısının yaygın nedenleri arasında yer alır. Özellikle emziren annelerde meme iltihapları sık görülür. Bu durumlardan bazıları şunlardır:

  • Mastit: Mastit, meme dokusunun iltihaplanmasıdır ve genellikle emziren annelerde görülür. Meme kanallarının tıkanması veya bakteriyel enfeksiyonlar sonucunda meydana gelir. Mastit belirtileri arasında meme başından gelen sarı veya yeşil renkte akıntılar, şiddetli ağrı, kızarıklık ve şişlik bulunur. Enfeksiyon ilerledikçe akıntı pürülan (irinli) hale gelebilir.
  • Subareolar Apse: Meme ucuna yakın bölgede oluşan apseler, enfeksiyonun yayılması sonucu meydana gelir. Subareolar apseler, özellikle sigara içen kadınlarda daha yaygındır. Bu durumda, meme başında şiddetli ağrı ve iltihaplı akıntı görülür. Apse genellikle cerrahi müdahale gerektirir.
  • Duktal Ektazi: Meme kanallarının genişlemesi olarak bilinen duktal ektazi, özellikle menopoz sonrası kadınlarda görülen bir durumdur. Kanalların genişlemesi, meme başında sarı, yeşil veya kahverengi renkte kalın bir akıntıya neden olabilir. Duktal ektazi genellikle iyi huylu bir durumdur, ancak enfeksiyon gelişirse antibiyotik tedavisi gerekebilir.

4. Fibrokistik Meme Hastalığı

Fibrokistik meme hastalığı, meme dokusunun yapısında fibroz (sertleşme) ve kist oluşumuyla karakterize olan yaygın bir meme hastalığıdır. Kadınların büyük bir kısmı hayatlarının bir döneminde fibrokistik meme değişiklikleri yaşayabilir. Bu durumda, meme dokusu hassaslaşır ve meme başında akıntı meydana gelebilir. Fibrokistik meme hastalığı ile ilişkili meme başı akıntıları genellikle şu özelliklere sahiptir:

  • Koyu Renkli ve Kıvamlı Akıntı: Fibrokistik meme değişiklikleri olan kadınlarda, meme başı akıntısı genellikle koyu renkli (kahverengi, yeşil veya siyah) ve kalın kıvamlı olabilir. Bu akıntılar genellikle iki memeden birden gelir ve adet döngüsü ile ilişkili olarak değişiklik gösterebilir.
  • Kitle ve Ağrı ile Birlikte Görülebilir: Fibrokistik meme hastalığında, meme dokusunda hassasiyet, şişlik ve ağrı da yaygın belirtiler arasındadır. Akıntının yanı sıra memede kitle hissedilmesi durumunda, hastalığın ciddiyeti artabilir ve daha ileri tetkikler gerekebilir.

5. İntraduktal Papillom

İntraduktal papillom, meme kanalları içinde gelişen küçük, iyi huylu tümörlerdir. Bu tümörler genellikle meme başına yakın bölgelerde oluşur ve meme başından gelen kanlı akıntıya neden olabilir. İntraduktal papillom, genellikle 40-50 yaş arası kadınlarda daha sık görülür. Meme kanalları içindeki bu iyi huylu tümörlerin özellikleri şunlardır:

  • Kanlı Akıntı: İntraduktal papillomun en yaygın belirtisi, meme başından gelen tek taraflı kanlı akıntıdır. Bu akıntı genellikle ağrısızdır, ancak bazı durumlarda meme ucunda hassasiyet ve ağrı olabilir.
  • Biyopsi ile Teşhis: İntraduktal papillomlar genellikle iyi huyludur, ancak meme kanseri riski taşıyıp taşımadığını belirlemek için biyopsi ile incelenmelidir. Kanlı akıntı, meme kanseri belirtisi olabileceğinden, bu tür durumlar dikkatle değerlendirilir.

6. Meme Kanseri

Meme başı akıntısı nadiren meme kanserinin bir belirtisi olabilir, ancak özellikle kanlı ve sürekli akıntı durumunda meme kanseri ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Meme başı akıntısına neden olan kanser türleri arasında şunlar yer alır:

  • Duktal Karsinoma İn Situ (DCIS): Meme kanallarında başlayan ve yayılmadan sınırlı kalan bu kanser türü, meme başı akıntısına neden olabilir. DCIS, erken evrede teşhis edildiğinde tedavi edilme olasılığı yüksek olan bir kanser türüdür. Kanlı akıntı en yaygın belirtilerinden biridir.
  • İnvaziv Duktal Karsinom: Meme kanallarından başlayarak çevre dokulara yayılan bu tür kanser, ilerlemiş vakalarda meme başı akıntısına yol açabilir. Akıntı genellikle kanlı ve tek taraflıdır. Bu tür vakalar genellikle ileri tetkikler ve biyopsi gerektirir.

7. Galaktore

Galaktore, gebelik ve emzirme dönemi dışında süt benzeri bir akıntının meme başından gelmesi durumudur. Genellikle hormonal düzensizliklerden kaynaklanan galaktore, hipofiz bezinin aşırı prolaktin üretimi sonucu meydana gelir. Aşağıda galaktorenin olası nedenleri sıralanmıştır:

  • Hipofiz Tümörleri: Hipofiz bezinde prolaktin salgılayan tümörler, galaktoreye yol açan başlıca nedenler arasındadır. Bu tümörler genellikle iyi huyludur, ancak hormonal dengesizlikleri tetikleyebilir.
  • Tiroid Bozuklukları: Hipotiroidizm gibi tiroid bezinin yetersiz çalışması da galaktoreye yol açabilir. Tiroid hormonu seviyelerindeki düzensizlikler prolaktin artışına neden olabilir.
  • İlaçlar: Antidepresanlar, antipsikotikler, doğum kontrol hapları ve bazı tansiyon ilaçları galaktoreye neden olabilen ilaçlar arasında yer alır.

8. İlaçların Yan Etkileri

Bazı ilaçlar, meme başı akıntısına neden olabilecek hormonal dengesizlikleri tetikleyebilir. Özellikle prolaktin hormonunu artıran ilaçlar bu tür yan etkilere yol açabilir. Bu ilaçlar şunlardır:

  • Antidepresanlar: Özellikle serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) ve trisiklik antidepresanlar gibi ilaçlar, prolaktin seviyelerinde artışa neden olabilir ve meme başı akıntısı oluşturabilir.
  • Doğum Kontrol İlaçları: İçerdiği hormonlar nedeniyle doğum kontrol hapları prolaktin seviyelerini etkileyebilir. Bu durum özellikle uzun süreli kullanımda daha belirgin hale gelebilir.
  • Hormon Replasman Tedavisi: Menopoz sonrası hormon tedavisi gören kadınlarda da meme başı akıntısı yan etki olarak ortaya çıkabilir.

Meme Başı Akıntısının Tanısı

Meme başı akıntısının tanısında kullanılan yöntemler, akıntının tipi ve altında yatan nedenlere göre değişiklik gösterebilir. Tanısal süreçte dikkate alınan başlıca faktörler şunlardır:

1. Klinik Muayene

Klinik muayene, meme başı akıntısının tanısında ilk adımdır. Hekim, memeyi palpasyon (elle muayene) yoluyla değerlendirir ve akıntının miktarını, rengini ve kıvamını inceler. Ayrıca, memedeki kitleler, ağrı ve kızarıklık gibi ek belirtiler de dikkate alınır.

2. Meme Ultrasonu

Meme ultrasonu, özellikle genç kadınlarda tercih edilen bir görüntüleme yöntemidir. Meme dokusundaki kistik ve katı yapılar ultrason yardımıyla tespit edilebilir. Bu yöntem, memedeki anormal kitlelerin ve kanalların değerlendirilmesinde son derece etkilidir.

3. Mamografi

Mamografi, özellikle menopoz sonrası kadınlarda kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Meme dokusundaki kireçlenmeler ve tümörler mamografi ile tespit edilebilir. Kanlı akıntı durumunda mamografi ile meme kanseri riski araştırılmalıdır.

4. Duktografi

Duktografi, meme başı akıntısının kaynağını belirlemek için kullanılan özel bir görüntüleme yöntemidir. Meme başındaki kanalların içine kontrast madde enjekte edilerek kanalların yapısı incelenir. Bu yöntem, intraduktal papillom gibi durumların tespitinde oldukça faydalıdır.

5. Biyopsi

Eğer klinik muayene ve görüntüleme yöntemleri sonucunda şüpheli bir durum tespit edilirse, biyopsi yapılması gerekebilir. Biyopsi, şüpheli doku örneğinin mikroskop altında incelenmesi ile kesin tanı koyulmasına yardımcı olur.

Meme Başı Akıntısının 8 Nedeni ve Tedavisi

Meme Başı Akıntısı Tedavisi

Meme başı akıntısının tedavisi, altta yatan nedene ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Tedavi yöntemleri, genellikle ilaç tedavisi, cerrahi müdahaleler, yaşam tarzı değişiklikleri ve bazı durumlarda semptomatik tedaviler olarak sınıflandırılabilir. Tedavi sürecinin belirlenmesi, akıntının tipi, rengi, kıvamı ve diğer belirtilerle birlikte değerlendirilerek yapılır. Tedaviye başlamadan önce doğru bir tanı konulması, gereksiz müdahalelerin önlenmesi ve en uygun tedavi yönteminin belirlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

1. İlaç Tedavisi

Meme başı akıntısının en yaygın nedenlerinden biri hormonal düzensizliklerdir ve bu durum genellikle ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir. İlaç tedavisi, özellikle hormon seviyelerindeki dengesizliklere, enfeksiyonlara ve bazı fizyolojik durumlara dayalı meme başı akıntılarında ilk tercih edilen yöntemdir. İlaç tedavisi şu şekilde kategorilere ayrılabilir:

a. Hormonal Tedavi

Hormonal düzensizliklerden kaynaklanan meme başı akıntılarında, özellikle prolaktin hormonunun artışıyla ilişkili vakalarda, prolaktin inhibitörleri kullanılır. Bu ilaçlar prolaktin seviyesini düşürerek akıntının kesilmesini sağlar. Genellikle dopamin agonistleri olan bromokriptin ve kabergolin bu amaçla kullanılır. Bu ilaçlar hipofiz bezindeki prolaktin üretimini baskılayarak süt üretimini durdurur ve meme başı akıntısını önler.

Önemli Noktalar:

  • Prolaktin inhibitörleri ile yapılan tedavi genellikle uzun sürelidir ve düzenli kan testleri ile prolaktin seviyelerinin izlenmesi gerekir.
  • Yan etkiler arasında mide bulantısı, baş ağrısı ve düşük tansiyon olabilir, bu yüzden dozaj ayarlaması doktor tarafından yapılmalıdır.
b. Antibiyotik Tedavisi

Enfeksiyon kaynaklı meme başı akıntılarında, özellikle mastit ve diğer bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle ortaya çıkan akıntılarda, antibiyotik tedavisi uygulanır. Antibiyotikler, enfeksiyonu kontrol altına alarak inflamasyonu ve akıntıyı azaltır. En yaygın kullanılan antibiyotikler arasında penisilinler, sefalosporinler ve klindamisin yer alır.

Önemli Noktalar:

  • Antibiyotik tedavisinin süresi genellikle enfeksiyonun ciddiyetine bağlı olarak 7-14 gün arasında değişir.
  • Antibiyotik tedavisinin etkili olabilmesi için hasta ilaçlarını doktorun önerdiği şekilde kullanmalı ve tedaviyi yarıda bırakmamalıdır.
c. Ağrı Kesici ve Antienflamatuar İlaçlar

Enfeksiyon veya inflamasyonun neden olduğu meme başı akıntısına eşlik eden ağrı ve şişlik gibi belirtilerin yönetimi için ağrı kesici ve antienflamatuar ilaçlar reçete edilebilir. İbuprofen ve parasetamol gibi ilaçlar, ağrıyı azaltarak hastanın yaşam kalitesini iyileştirir.

2. Cerrahi Tedavi

Cerrahi müdahale, genellikle ilaç tedavisine yanıt vermeyen ya da kanser şüphesi olan durumlarda tercih edilir. Meme başı akıntısının nedeninin intraduktal papillom, meme kanseri veya kanalların tıkanması gibi durumlar olduğu vakalarda cerrahi tedavi uygulanabilir.

a. İntraduktal Papillomun Çıkarılması

İntraduktal papillomlar, meme kanallarında oluşan küçük, genellikle iyi huylu tümörlerdir. Bu tümörler meme başından kanlı akıntıya neden olabilir. Papillomlar genellikle cerrahi olarak çıkarılır. Bu işlem sırasında, akıntıya neden olan kanalın bir kısmı veya tamamı alınabilir. Bu tür cerrahi müdahaleye duktal eksizyon denir.

Önemli Noktalar:

  • Duktal eksizyon sırasında sadece etkilenmiş kanal çıkarılır, bu da genellikle süt kanallarının geri kalanı üzerinde minimal etkiye sahip olur.
  • İşlem genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hastalar aynı gün taburcu olabilirler.
b. Meme Kanseri Cerrahisi

Eğer meme başı akıntısının nedeni meme kanseri ise, tümörün cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir. Kanserin türüne, boyutuna ve yayılımına bağlı olarak farklı cerrahi yaklaşımlar kullanılabilir:

  • Lumpektomi: Tümör ve çevresindeki bir miktar sağlıklı dokunun çıkarılması.
  • Mastektomi: Tüm memenin çıkarılması, genellikle daha büyük ya da yayılmış kanserlerde tercih edilir.
  • Sentinel lenf düğümü biyopsisi: Kanserin lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını kontrol etmek için yapılır.

Önemli Noktalar:

  • Meme kanseri cerrahisi sonrası hasta genellikle radyoterapi, kemoterapi veya hormonal tedavi gibi ek tedavilere ihtiyaç duyabilir.
  • Cerrahi sonrası hastanın düzenli kontrolleri ve mamografi takibi büyük önem taşır.
c. Abse Drenajı

Eğer enfeksiyon nedeniyle meme başı akıntısına neden olan bir abse gelişmişse, cerrahi müdahale ile absenin boşaltılması gerekebilir. Bu işlem genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hastanın rahatlamasını sağlar. Abse boşaltıldıktan sonra enfeksiyonun tekrarlamaması için antibiyotik tedavisi uygulanır.

3. Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Koruyucu Önlemler

Bazı durumlarda meme başı akıntısının nedeni ilaç kullanımı, stres veya hormonal değişiklikler olabilir. Bu gibi durumlarda yaşam tarzı değişiklikleri ile akıntı kontrol altına alınabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri, özellikle fizyolojik nedenlerle ortaya çıkan meme başı akıntılarında etkili olabilir.

a. Stres Yönetimi

Stres, vücuttaki hormonal dengeleri olumsuz etkileyerek meme başı akıntısına yol açabilir. Stres yönetimi teknikleri, akıntıyı azaltmak için kullanılabilir. Düzenli egzersiz, yoga ve meditasyon gibi teknikler, vücuttaki hormon seviyelerini dengeleyerek sorunun çözülmesine yardımcı olabilir.

b. İlaçların Düzenlenmesi

Bazı ilaçlar meme başı akıntısına neden olabilir. Örneğin, doğum kontrol hapları, antidepresanlar veya bazı hormon tedavileri prolaktin seviyelerini artırarak akıntıya yol açabilir. Bu tür durumlarda doktorun tavsiyesiyle ilacın dozu ayarlanabilir veya farklı bir ilaç reçete edilebilir.

c. Doğru Sütyen Seçimi ve Meme Hijyeni

Meme başı akıntısı yaşayan kadınlar için doğru sütyen seçimi ve meme hijyeni de önemlidir. İyi destek sağlayan sütyenler, meme dokusuna fazla baskı yapmaz ve akıntıyı azaltabilir. Ayrıca, meme başının temiz ve kuru tutulması enfeksiyon riskini azaltır.

4. Alternatif ve Destekleyici Tedaviler

Bazı hastalar, özellikle enfeksiyon veya stres kaynaklı meme başı akıntıları için alternatif ve destekleyici tedavilerden fayda sağlayabilirler. Ancak, bu tedavilerin etkinliği her zaman bilimsel olarak kanıtlanmamış olabilir, bu yüzden bu tür tedavilere başvurmadan önce bir doktora danışmak önemlidir.

a. Bitkisel Tedaviler

Bazı bitkisel takviyeler, hormon düzeylerini dengeleyerek meme başı akıntısını azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle çemen otu ve karayılan otu gibi bitkiler hormonal dengesizliklerin düzeltilmesinde kullanılabilir. Ancak, bu bitkisel takviyelerin kullanımı öncesi mutlaka bir doktora danışılmalıdır, çünkü bazıları yan etkilere neden olabilir.

b. Akupunktur ve Masaj Terapisi

Akupunktur ve masaj terapisi, vücuttaki enerji akışını düzenleyerek stresin azalmasına ve hormonların dengelenmesine yardımcı olabilir. Bu tedavi yöntemleri, genellikle geleneksel tıbbın yanında destekleyici olarak kullanılmaktadır.

Sonuç

Meme başı akıntısı, birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilen bir durumdur. Fizyolojik, enfeksiyöz veya tümör kaynaklı olabilen bu akıntıların ciddiyeti, rengi, kıvamı ve sürekliliğine bağlı olarak değişiklik gösterir. Tedavi sürecinde, altta yatan nedenin doğru bir şekilde tespit edilmesi ve hastanın düzenli olarak takip edilmesi büyük önem taşır. Her ne kadar çoğu akıntı ciddi bir soruna işaret etmese de, akıntısı olan bireylerin mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurmaları ve gerekli tanısal testleri yaptırmaları önerilir.

Referanslar:

  1. Meme Başı Akıntısının 8 Nedeni ve Tedavisi
  2. Dixon, J. M., “Breast disease: Management and Treatment”, Springer, 2020.
  3. Harris, J. R., “Diseases of the Breast”, Lippincott Williams & Wilkins, 2018.
  4. Love, S. M., “Dr. Susan Love’s Breast Book”, Da Capo Press, 2015.
  5. Smith, R. A., “Breast Cancer Screening and Diagnosis”, Springer, 2017.
  6. O’Malley, F. P., “Breast Pathology”, Elsevier Health Sciences, 2014.
  7. Schnitt, S. J., “Breast Cancer: A Comprehensive Approach”, Elsevier Health Sciences, 2017.
  8. Giuliano, A. E., “Breast Cancer: A Multidisciplinary Approach to Diagnosis and Management”, Saunders, 2016.
  9. Elston, C. W., “The Breast: Comprehensive Management of Benign and Malignant Diseases”, Saunders, 2019.
  10. Morris, E. A., “Breast MRI: Diagnosis and Intervention”, Springer, 2017.
  11. Houssami, N., “Breast Cancer Screening: Evidence, Guidelines, and Controversies”, Springer, 2021.
  12. Tabar, L., “Breast Cancer: Early Detection with Mammography”, Thieme, 2020.
  13. Zurrida, S., “Breast Cancer: Innovations in Research and Treatment”, Springer, 2021.
  14. Cutuli, B., “Breast Cancer and Radiation Therapy”, Springer, 2015.
  15. Mokbel, K., “The Breast: Comprehensive Management of Benign and Malignant Diseases”, Elsevier, 2016.
  16. Dixon, A. M., “Breast Surgery: Techniques and Innovations”, Springer, 2018.
  17. https://scholar.google.com/
  18. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  19. https://www.researchgate.net/
  20. https://www.mayoclinic.org/
  21. https://www.nhs.uk/
  22. https://www.webmd.com/
Meme Başı Akıntısının 8 Nedeni ve Tedavisi
Meme Başı Akıntısının 8 Nedeni ve Tedavisi

 

 

Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372