Kleptomani Nedir? 8 Belirtisi Ve Tedavisi (Eşya Çalma Dürtüsü)

Kleptomani, bireylerin bir ihtiyaç veya maddi kazanç amacı olmaksızın, tekrarlayan bir şekilde eşyaları çalma dürtüsüyle hareket ettiği psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Bu bozukluk, dürtü kontrol bozuklukları arasında yer alır ve çoğu zaman bireylerin hayat kalitesini ciddi şekilde etkiler. Bu hastalar, çaldıkları eşyaları kullanmazlar veya satmazlar; hatta çoğu zaman bu eşyaların maddi bir değeri de bulunmaz. Bu eşyaları çalma isteği, genellikle kontrol edilemez ve kişiyi zorlayan, içsel bir baskı sonucu ortaya çıkar. Bireyler bu eylemleri planlamazlar; çalma eylemi, ani ve güçlü bir dürtüyle gerçekleşir. Kişi çalmadan önce büyük bir gerginlik yaşar, çaldıktan sonra ise kısa süreli bir rahatlama hissi ortaya çıkar. Ancak bu rahatlama yerini hızla suçluluk ve pişmanlık duygularına bırakabilir.

Kleptomani Nedir? 8 Belirtisi, Tanısı, Tedavisi (Eşya Çalma Dürtüsü)

Hastalığın kökenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğu düşünülmektedir. Bu bozukluğun genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkması, yaşamsal olaylarla ilişkilendirilmektedir. Bu bireyler genellikle hırsızlıktan yasal olarak sorumlu tutulmazlar çünkü eylemleri bilinçli bir şekilde gerçekleştirilmez; bu, hastalığın bir belirtisidir. Ancak toplum, kleptomanik davranışları çoğunlukla sıradan hırsızlıkla karıştırır ve bu da hastaların sosyal damgalanma ve dışlanma yaşamasına neden olabilir. Kleptomaninin altında yatan sebeplerin anlaşılması, hastaların hem tedavi sürecinde hem de sosyal ilişkilerinde daha iyi desteklenmesini sağlayabilir.

Genellikle başka psikiyatrik rahatsızlıklarla beraber görülür. Bu bozukluğa sahip bireylerde depresyon, anksiyete bozukluğu, madde kullanımı bozukluğu ve yeme bozukluğu gibi diğer psikolojik sorunların bulunması sık rastlanan bir durumdur. Hastalar, eylemlerini tekrarladıkça bu bozuklukların şiddeti de artabilir. Bu durum, bireylerin yalnızlaşmasına ve toplumsal ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşamasına yol açabilir. Bu bireylerin hayatları, çalma dürtüsünü kontrol edememeleri nedeniyle sürekli bir stres ve suçluluk duygusuyla doludur.

Kleptomani tedavisi oldukça zorlayıcı olabilir çünkü bireylerin çalma dürtüsünü tanımaları ve kabul etmeleri zaman alabilir. Tedavi sürecinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biri bilişsel davranışçı terapidir. Bunun yanı sıra, ilaç tedavileri de bu rahatsızlığın kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynayabilir. Ancak, bu kişilerin tedaviye yanıt vermesi bireyden bireye değişiklik gösterebilir. Tedavi süreci boyunca hastaların desteklenmesi, onların yaşam kalitesini artırmak adına son derece önemlidir.

Kleptomani Nedir?

Kleptomani, dürtü kontrol bozuklukları arasında yer alan ve kişinin çalma eylemini tekrar eden bir şekilde yapmasına neden olan bir rahatsızlıktır. Bu bozukluğa sahip bireyler, genellikle çalma eylemi sırasında yakalanmaktan korkar ve çaldıkları eşyaların maddi değeri konusunda bir çıkar gözetmezler. Her yaştan ve cinsiyetten bireyi etkileyebilir; ancak araştırmalar, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğünü ortaya koymuştur. Sıradan bir hırsızlık eylemiyle karıştırılmamalıdır; çünkü bu hastaların amacı, maddi kazanç sağlamak değildir. Bu rahatsızlık, bireyin zihinsel durumundan kaynaklanan bir dürtü kontrol bozukluğudur.

Hastaların yaşadığı çalma dürtüsü, kontrol edilemez bir şekilde ortaya çıkar ve kişi bu dürtüye direnemez. Çoğu zaman, bireyler çalma eylemi sonrasında pişmanlık duyarlar ve çaldıkları eşyaları iade etme veya gizlice geri bırakma eğiliminde olabilirler. Kleptomaninin tam olarak ne zaman ve nasıl başladığı bilinmemekle birlikte, genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde başladığı düşünülmektedir. Bu bozukluk, ilerleyen yaşlarda daha da şiddetlenebilir ve bireyin sosyal, mesleki ve kişisel yaşamını olumsuz etkileyebilir.

Kleptomani Belirtileri

Kişinin çalma dürtüsüne karşı koyamamasıyla karakterize edilen bir dürtü kontrol bozukluğudur. Bu bozukluğun belirtileri, kişiden kişiye farklılık gösterebilse de, genellikle belirgin ve ayırt edici bir özellik taşır. İşte kleptomani belirtileri:

1. Planlanmamış ve Spontan Çalma Davranışları

Hastalar genellikle çalma eylemini önceden planlamaz. Çalma dürtüsü aniden ortaya çıkar ve kişi bu dürtüye karşı koyamaz. Bu davranış genellikle mantıksızdır ve kişi çaldığı eşyaları kullanmayı ya da satmayı amaçlamaz.

2. Çalma Dürtüsünden Önce Yoğun Gerginlik

Çalma eyleminden önce kişi yoğun bir içsel gerginlik hisseder. Bu gerginlik, kişinin duygusal olarak huzursuz hissetmesine yol açar ve çalma eylemi, bu huzursuzluğu hafifletmek için bir araç haline gelir.

3. Eylem Sırasında Huzur ve Zevk Hissi

Çalma eylemi sırasında kişi genellikle bir rahatlama, zevk ya da tatmin duygusu yaşar. Bu duygu, dürtüye teslim olmanın yarattığı geçici bir memnuniyetten kaynaklanır.

4. Eşyaların Değeri ya da İşlevi Önemli Değildir

Hastalar genellikle değersiz ya da kendilerine hiçbir faydası olmayan nesneleri çalar. Çalınan eşyalar genellikle bir kenara bırakılır, saklanır ya da sahibine geri verilir.

5. Eylemin Ardından Gelen Suçluluk Duygusu

Çalma eyleminden sonra kişi yoğun bir suçluluk, utanç ya da pişmanlık hisseder. Ancak bu duygular, gelecekte benzer bir dürtü ortaya çıktığında eylemi engellemeye yetmez.

6. Diğer Psikolojik Belirtilerle İlişki

• Anksiyete ve Depresyon: Kleptomani genellikle anksiyete bozuklukları ve depresyon gibi diğer psikolojik sorunlarla birlikte görülür.
• Özgüven Eksikliği: Çalma eylemleri, kişinin düşük özsaygısını geçici olarak yükseltmek için bir başa çıkma mekanizması olabilir.
• Bağımlılık Benzeri Davranışlar: Kleptomani, bir bağımlılık gibi işleyebilir. Kişi, çalma eyleminin yarattığı kısa süreli ödül hissine bağımlı hale gelebilir.

7. Dürtü Kontrolündeki Genel Zorluklar

Hastalar sadece çalma dürtüsüyle değil, aynı zamanda genel anlamda dürtü kontrolüyle ilgili sorunlar yaşayabilir. Bu, aşırı alışveriş, kumar oynama ya da riskli davranışlarda bulunma gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

8. Yasal ve Sosyal Problemler

Kleptomaninin önemli bir belirtisi de kişinin çalma eylemleri nedeniyle yasal sorunlar yaşaması ya da sosyal ilişkilerinde bozulmaların meydana gelmesidir. Ancak kişi genellikle bu davranışı bilinçli bir şekilde zarar vermek amacıyla yapmaz.

Kleptomani belirtileri, çoğu zaman kişisel, ailevi ve sosyal hayatı ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle, erken tanı ve tedavi büyük önem taşır. Eğer yukarıda belirtilen davranışlardan birkaçı düzenli olarak gözlemleniyorsa, profesyonel bir destek alınması gereklidir.

Kleptomani Nedenleri

Kleptomani, bireylerin istem dışı bir şekilde hırsızlık yapma dürtüsü hissettiği bir dürtü kontrol bozukluğudur. Bu rahatsızlığın nedenleri tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte, çeşitli biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir araya gelerek bu durumu tetiklediği düşünülmektedir. Aşağıda kleptomani nedenleri detaylandırılmıştır:

1. Biyolojik Faktörler

• Beyin Kimyası: Kleptomani, beyindeki serotonin seviyelerindeki dengesizliklerle ilişkilendirilmektedir. Serotonin, duygu durumunu düzenleyen bir nörotransmitterdir ve düşük seviyeleri dürtü kontrolünde zorluklara yol açabilir.
• Dopamin Salınımı: Hırsızlık yapma eylemi, beyinde dopamin salınımına neden olabilir. Dopamin, haz ve ödül hissini artıran bir kimyasaldır. Bu nedenle, bireyler bu hazzı tekrar yaşama arzusuyla davranışı tekrar edebilir.
• Genetik Yatkınlık: Ailede kleptomani ya da diğer dürtü kontrol bozukluklarının bulunması, genetik bir yatkınlık olabileceğini göstermektedir.

2. Psikolojik Faktörler

• Travma ve Duygusal Sorunlar: Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, duygusal ihmal ya da kötü muamele, bireyin dürtü kontrolünde zorluk yaşamasına neden olabilir. Kleptomani, bu tür travmatik deneyimlerin bir dışavurumu olarak ortaya çıkabilir.
• Stres ve Anksiyete: Yoğun stres, kaygı ya da depresyon durumlarında bireyler rahatlama sağlamak için kleptomani davranışlarına yönelebilir. Bu davranış, bir tür başa çıkma mekanizması olarak işlev görebilir.
• Kişilik Bozuklukları: Bu bireylerde sıklıkla başka psikiyatrik rahatsızlıklar da görülür, örneğin obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), borderline kişilik bozukluğu ya da depresyon gibi.

3. Çevresel ve Sosyal Faktörler

• Kültürel ve Sosyal Etkiler: Bazı bireylerde, çevrenin etkisi hastalığı tetikleyebilir. Örneğin, yoksulluk ya da sosyal dışlanma gibi durumlar, bireyin olumsuz başa çıkma yöntemlerine yönelmesine neden olabilir.
• Aile Dinamikleri: Aile içindeki düzensizlikler, duygusal kopukluk ya da aşırı kontrolcü ebeveynler, kleptomaniye yatkınlık yaratabilir.
• Erişilebilirlik ve Fırsat: Çevredeki eşyaların kolayca çalınabilir olması, dürtü kontrolü zayıf bireylerde kleptomani davranışını tetikleyebilir.

4. Nörolojik Faktörler

• Beyin Yaralanmaları: Bazı vakalarda, beyin travması ya da nörolojik bozukluklar kleptomaniye yol açabilir. Beynin dürtü kontrolünden sorumlu alanları olan frontal loblarda hasar, bu rahatsızlığın gelişmesine neden olabilir.
• Nörolojik Hastalıklar: Parkinson hastalığı ya da demans gibi nörolojik rahatsızlıklar da kleptomani ile ilişkilendirilmiştir.

5. Diğer Risk Faktörleri

• Cinsiyet ve Yaş: Araştırmalar, kleptomaninin kadınlarda daha yaygın olduğunu göstermektedir. Genellikle ergenlik ya da genç yetişkinlik döneminde başlar.
• Eşlik Eden Bağımlılıklar: Alkol ya da madde bağımlılığı gibi diğer dürtü kontrol problemleri olan bireylerde hastalık görülme riski daha yüksektir.

Kompleks ve çok yönlü bir rahatsızlık olup, nedenlerinin tam olarak anlaşılması bireye özel tedavi planlarının geliştirilmesinde önem taşır. Uzmanlar, bu nedenleri anlamak için biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörleri bir arada değerlendiren bir yaklaşım benimsemektedir.

Kleptomani Tanısı

Kleptomani, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5) tarafından tanımlanan ve spesifik kriterlerle teşhis edilen bir dürtü kontrol bozukluğudur. Bu tanının doğru bir şekilde konulması, kleptomaninin diğer psikiyatrik durumlarla karıştırılmasını önlemek ve uygun tedavi yöntemlerinin seçilmesini sağlamak açısından kritik önem taşır. Kleptomani tanısında dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar şunlardır:

1. DSM-5 Tanı Kriterleri

Kleptomani tanısı için aşağıdaki kriterlerin karşılanması gerekmektedir:

1. Tekrarlayan Çalma Dürtüsü: Kişinin ihtiyaç duymadığı ya da maddi değeri olmayan nesneleri çalmaya yönelik sürekli ve yoğun bir dürtü hissetmesi.
2. Artan Gerginlik: Çalma eyleminden önce artan bir gerginlik veya duygusal yoğunluk yaşanması.
3. Eylemden Sonra Haz veya Rahatlama: Çalma eylemi gerçekleştikten sonra haz, rahatlama veya doyum hissi.
4. Başka Bir Durumla Açıklanamaması: Bu davranışın öfke, intikam gibi duygularla ya da sanrılar veya halüsinasyonlarla açıklanmaması.
5. Sosyal veya Yasal Sonuçlara Rağmen Devamlılık: Çalma davranışının, kişinin sosyal, mesleki veya yasal yaşamında olumsuz sonuçlara yol açmasına rağmen tekrarlanması.

2. Ayırıcı Tanı

Sorun, diğer psikiyatrik rahatsızlıklardan ayırt edilmelidir. Ayırıcı tanıda dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:

• Hırsızlık (Larceny): Planlı ve maddi kazanç amacı güden çalma davranışından farklı olarak, kleptomani dürtüsel ve plansızdır.
• Madde Bağımlılığı veya Alkolizm: Hastalık, bir madde etkisi altında gerçekleşen çalma davranışı ile karıştırılmamalıdır.
• Antisosyal Kişilik Bozukluğu: Kleptomani, bu bozuklukta görülen manipülatif ve kazanç odaklı çalma davranışlarından farklıdır.
• Manik Epizotlar: Bipolar bozukluk sırasında manik bir epizotta gerçekleşen çalma davranışı kleptomani ile karıştırılabilir.
• Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): OKB’deki kompulsif davranışlar, kleptomaninin dürtü kontrolüne dayalı çalma eyleminden farklıdır.

3. Klinik Değerlendirme

Kleptomani tanısı, dikkatli bir klinik değerlendirme süreci gerektirir. Bu süreçte aşağıdaki yöntemler kullanılabilir:

• Hasta Görüşmesi: Hastanın geçmiş davranışları, çalma eylemleri ve bu davranışların tetikleyicileri detaylı bir şekilde değerlendirilir.
• Psikiyatrik Ölçekler: Kleptomaniyi ölçmek ve teşhis koymak için özel ölçekler kullanılabilir (örneğin, Kleptomani Tanı Ölçeği).
• Yakın Çevre Bilgilendirmesi: Hastanın ailesi veya yakın çevresinden alınan bilgiler, davranışların sürekliliği ve niteliği hakkında önemli ipuçları sağlayabilir.

4. Eşlik Eden Bozukluklar

Genellikle diğer psikiyatrik rahatsızlıklarla birlikte görülür. Bu nedenle, tanı koyarken eşlik eden bozuklukların varlığına dikkat edilmelidir:

• Depresyon
• Anksiyete bozuklukları
• Madde kullanım bozuklukları
• Yeme bozuklukları

5. Tanı Zorlukları

Kleptomani tanısında karşılaşılan en büyük zorluklardan biri, bireylerin genellikle utanç veya suçluluk nedeniyle bu davranışı gizleme eğiliminde olmasıdır. Bu durum, doğru tanının konulmasını zorlaştırabilir. Ayrıca, sosyal damgalama korkusu da kişilerin yardım aramasını engelleyebilir.

Kleptomani Tedavisi

Kişinin istem dışı olarak başkalarına ait eşyaları çalma dürtüsüne karşı koyamamasıyla karakterize edilen bir dürtü kontrol bozukluğudur. Bu rahatsızlık, yalnızca hukuki veya ahlaki sonuçlarıyla değil, aynı zamanda bireyin ruhsal ve sosyal sağlığı üzerindeki olumsuz etkileriyle de ele alınması gereken ciddi bir durumdur. Kleptomani tedavisi, multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir ve bireyin ihtiyaçlarına özel bir tedavi planı oluşturulmalıdır.

1. Psikoterapi

Psikoterapi, kleptomani tedavisinin temel taşlarından biridir. Çeşitli terapi yöntemleri kullanılarak bireyin dürtülerini tanıması, bu dürtülerle başa çıkma stratejileri geliştirmesi ve davranışlarını değiştirmesi hedeflenir.

• Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Bu terapi, bireyin çalma dürtülerini tetikleyen düşünce ve duyguları anlamasına yardımcı olur. Bireyin çalma davranışıyla ilişkili yanlış inanışlarını ve düşünce kalıplarını yeniden yapılandırmayı hedefler. Ayrıca bireyin dürtüye karşı koyma stratejileri geliştirmesine destek olur.
• Farkındalık Temelli Terapiler: Farkındalık temelli yaklaşımlar, bireyin dürtülerini yargılamadan gözlemlemesini ve bu dürtülere yanıt verirken daha bilinçli kararlar almasını sağlar. Meditasyon ve farkındalık egzersizleri, bu tür terapilerde sıklıkla kullanılan araçlardır.
• Aile Terapisi: Kleptomani, bireyin ailesi ve yakın çevresiyle olan ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Aile terapisi, bu ilişkileri yeniden inşa etmek ve bireyin çevresinden destek almasını sağlamak için önemli bir araçtır.

2. Farmakoterapi (İlaç Tedavisi)

Psikoterapinin yanı sıra, bazı durumlarda ilaç tedavisi de kleptomani yönetiminde etkili olabilir. Kleptomani için özel olarak onaylanmış bir ilaç bulunmasa da, bazı ilaçlar belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olabilir:

• Antidepresanlar: Serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar), kleptomani ile sıklıkla ilişkili olan anksiyete ve depresyon belirtilerini azaltmak için kullanılabilir.
• Antikonvülsanlar ve Nöroleptikler: Bu ilaçlar, dürtü kontrolünü artırmaya yardımcı olabilir. Ancak, kullanımına başlamadan önce potansiyel yan etkiler dikkatlice değerlendirilmelidir.
• Opioid Antagonistleri: Kleptomani, beynin ödül mekanizması ile ilişkili bir bozukluk olduğu için, opioid antagonistleri gibi ilaçlar bu sistemi düzenlemeye yardımcı olabilir. Naltrekson gibi ilaçlar, çalma dürtüsünü azaltmada etkili olabilir.

3. Destek Grupları

Destek grupları, bireylerin kleptomani ile başa çıkarken yalnız olmadıklarını hissetmelerine yardımcı olur. Bu gruplarda bireyler, benzer sorunları yaşayan kişilerle deneyimlerini paylaşarak empati ve destek bulabilir. Anonim grup terapileri, bu tür destek sistemlerini sunmak için yaygın olarak kullanılan bir modeldir.

4. Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Öz Bakım

Kleptomani tedavisinin bir parçası olarak bireylerin yaşam tarzlarını iyileştirmesi ve öz bakım uygulamalarını artırması da önerilir.

• Stres Yönetimi: Stres, atakları tetikleyebilir. Yoga, meditasyon, nefes egzersizleri ve düzenli fiziksel aktiviteler stres yönetiminde etkili araçlardır.
• Sağlıklı Alışkanlıkların Geliştirilmesi: Sağlıklı uyku düzeni, dengeli beslenme ve sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi, genel ruh sağlığını destekler.

5. Hukuki ve Etik Sorunlarla Başa Çıkma

Hastalık nedeniyle hukuki sorunlar yaşayan bireyler için, bir hukuk danışmanından yardım almak önemlidir. Ayrıca, bireyin etik ve ahlaki değerlerini yeniden inşa edebilmesi için destek sunulmalıdır. Bu süreç, bireyin topluma yeniden kazandırılmasında önemli bir rol oynar.

Kleptomani tedavisi uzun soluklu bir süreç olabilir. Tedaviye erken başlanması, bireyin günlük yaşamında daha sağlıklı ve dengeli bir rutin oluşturmasına olanak sağlar. Psikoterapi, ilaç tedavisi ve destek sistemlerinin bir arada kullanılması, tedavi sürecinin başarısını artırır. Bireyin motivasyonu ve tedaviye bağlılığı, iyileşme sürecinde kritik öneme sahiptir.

Sonuç

Kleptomani, bireyin istem dışı olarak ve herhangi bir maddi ihtiyaç duymaksızın hırsızlık yapma dürtüsüne yenik düştüğü karmaşık bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu bozukluk, bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilerken, aynı zamanda çevresindeki kişilerle olan ilişkilerini de zedeler. Yalnızca bir davranışsal sorun olarak ele alınmamalıdır; genellikle bireyin derinlerde yatan duygusal çatışmalarının ve psikolojik yaralarının bir dışavurumu olarak görülür. Bu nedenle, kleptomaniyi anlamak ve yönetmek için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde empati ve destek sağlanması büyük önem taşır. Kişinin bu davranışlarından dolayı yalnızca yargılanması veya dışlanması, sorunun daha da derinleşmesine yol açabilir.

Kleptomani tedavisinde, bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve ilaç tedavileri gibi yöntemler, bireyin dürtülerini kontrol altına almasına yardımcı olmaktadır. Ancak bu süreç, bireyin kendi farkındalığı ve iyileşme konusundaki motivasyonu ile doğrudan ilişkilidir. Tedavi süreci boyunca bireyin yalnız bırakılmaması ve ailesi, arkadaşları gibi yakın çevresinden destek alması kritik bir rol oynar. Bununla birlikte, toplumda bu tür rahatsızlıklara yönelik yanlış algıların ortadan kaldırılması ve kleptomani gibi psikolojik rahatsızlıkların birer suç eğilimi değil, tedavi edilebilir durumlar olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Eğitim ve farkındalık kampanyaları, bu noktada toplumsal duyarlılığın artırılmasında etkili olabilir.

Henüz tam anlamıyla anlaşılamamış bir rahatsızlık olup, daha fazla bilimsel araştırma ve incelemeye ihtiyaç duymaktadır. Bu alandaki çalışmaların, özellikle genetik, nörobiyolojik ve çevresel faktörlerin kleptomani üzerindeki etkilerini daha net bir şekilde ortaya koyması beklenmektedir. Ayrıca, tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ve kişiselleştirilmiş terapi yaklaşımlarının uygulanabilir hale getirilmesi, hastaların yaşamlarını olumlu yönde etkileyebilir. Gelecekte yapılacak araştırmalar, hem bireylerin hem de toplumların bu rahatsızlıkla daha bilinçli bir şekilde başa çıkmasını sağlayarak, kleptomaninin daha iyi anlaşılmasına ve yönetilmesine katkı sunabilir.

Referanslar:

1. Kleptomani Nedir? 8 Belirtisi, Tanısı, Tedavisi (Eşya Çalma Dürtüsü)
2. American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.).
3. Black, D. W. (2007). Kleptom.: Clinical characteristics and treatment options. CNS Drugs, 21(9), 687-695.
4. Grant, J. E., & Odlaug, B. L. (2008). Kleptom.: Clinical aspects and treatment. CNS Drugs, 22(6), 471-478.
5. Hollander, E., & Cohen, L. (1999). Kleptom. and compulsive buying. The Journal of Clinical Psychiatry, 60(Supplement 3), 7-11.
6. Koran, L. M., Faber, R. J., Aboujaoude, E., Large, M. D., & Serpe, R. T. (2006). Estimated prevalence of compulsive buying behavior in the United States. American Journal of Psychiatry, 163(10), 1806-1812.
7. McElroy, S. L., Pope, H. G., Hudson, J. I., Keck, P. E., & White, K. L. (1991). Kleptom.: A report of 20 cases. The American Journal of Psychiatry, 148(5), 652-657.
8. Odlaug, B. L., & Grant, J. E. (2010). Impulsivity, kleptom., and disorders of behavioral addiction. Current Drug Abuse Reviews, 3(2), 111-116.
9. Sharma, A., & Trivedi, J. K. (2010). Impulse control disorders: Kleptom.. Indian Journal of Psychiatry, 52(2), 128-131.
10. Rasmussen, S. A., & Eisen, J. L. (1992). The epidemiology and clinical features of obsessive-compulsive disorder. Psychiatric Clinics of North America, 15(4), 743-758.
11. Baylé, F. J., Caci, H., Millet, B., Richa, S., & Olié, J. P. (2003). Psychopathology and comorbidity of psychiatric disorders in patients with kleptom.. American Journal of Psychiatry, 160(8), 1509-1513.
12. Pathé, M., & Meloy, J. R. (2013). Lust murder: Sexual killing in our time. Journal of Forensic Sciences, 58(2), 370-376.
13. Blanco, C., Orsillo, S. M., & Anestis, M. D. (2007). Kleptom. and compulsive buying disorder. Psychiatric Clinics of North America, 30(2), 369-386.
14. Kaplan, H. I., & Sadock, B. J. (1998). Synopsis of Psychiatry (8th ed.). Lippincott Williams & Wilkins.
15. Lee, S., & Miltenberger, R. G. (1997). Behavioral treatments for kleptom.: A review of the literature. Behavior Modification, 21(4), 410-432.
16. Grant, J. E. (2003). Kleptom. The British Journal of Psychiatry, 182(4), 267-271.
17. Dell’Osso, B., Allen, A., & Altamura, A. C. (2006). Impulse-control disorders: Clinical characteristics and treatment. Journal of Psychiatric Research, 40(8), 645-654.
18. Goldstein, R. Z., & Volkow, N. D. (2002). Drug addiction and its underlying neurobiological basis: Neuroimaging evidence for the involvement of the frontal cortex. The American Journal of Psychiatry, 159(10), 1642-1652.
19. Stein, D. J., Hollander, E., & Cohen, L. J. (1994). Impulse control disorders and the serotonin system. Annals of the New York Academy of Sciences, 836(1), 154-174
20. https://scholar.google.com/
21. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
22. https://www.researchgate.net/
23. https://www.mayoclinic.org/
24. https://www.nhs.uk/
25. https://www.webmd.com/