Beyin Anevrizması Nedir? 17 Belirtisi, Tanısı ve Tedavisi
Beyin anevrizması, beyin damarlarının duvarlarında meydana gelen balonlaşma şeklinde tanımlanan ciddi bir sağlık problemidir. Bu durum, damarın zayıflayan bölgesinde anormal bir genişleme oluşmasına neden olur ve patlama riski taşır. Beyin anevrizmaları genellikle belirti vermez ve fark edilmeden büyüyebilir. Ancak, patladıklarında ciddi ve yaşamı tehdit eden beyin kanamalarına yol açabilir. Bu yazıda, beyin anevrizmasının ne olduğu, belirtileri, risk faktörleri ve tedavi yöntemleri üzerinde duracağız.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Beyin Anevrizması Nedir? 17 Belirtisi, Tanısı ve Tedavisi
Beyin anevrizmalarının neden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir, ancak genetik yatkınlık, yüksek tansiyon ve sigara kullanımı gibi faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Bu durumun erken teşhisi oldukça önemlidir çünkü tedavi edilmediği takdirde ciddi sonuçlar doğurabilir. Beyin anevrizmalarının tedavisi genellikle cerrahi müdahale ile yapılır, ancak tedavi süreci ve yöntemleri anevrizmanın boyutuna, yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Beyin anevrizması konusunda farkındalık arttıkça, erken teşhis ve tedavi şansının da artacağı öngörülmektedir. Bu yazıda, beyin anevrizmasının ne olduğunu, hangi belirtilerle kendini gösterdiğini, kimlerin risk altında olduğunu ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. Böylece, bu potansiyel olarak ölümcül durum hakkında daha bilinçli kararlar almanıza yardımcı olmayı amaçlıyoruz.
Beyin Anevrizması Nedir?
Beyin anevrizması, beyin arterlerinin duvarlarında zayıflık oluşması sonucunda meydana gelen balonlaşma veya şişkinliktir. Anevrizmanın patlaması durumunda beyin içine kan sızabilir ve bu durum inme, beyin hasarı veya ölümle sonuçlanabilir. Anevrizmalar genellikle damar duvarındaki yapısal anormalliklerden kaynaklanır ve zamanla büyüyebilir.
Beyin anevrizmaları boyutlarına, şekillerine ve yerlerine göre sınıflandırılır. Genellikle sakküler (kesecik şeklinde) veya fuziform (iğ şekilli) olabilirler. Sakküler anevrizmalar en yaygın olanıdır ve genellikle “berry” (çilek) anevrizması olarak adlandırılır çünkü küçük bir sapla damara bağlıdır ve küçük bir keseyi andırır. Fuziform anevrizmalar ise daha geniş bir alanı kaplar ve daha yayvan bir yapıya sahiptir.
Beyin Anevrizması Belirtileri Nelerdir?
Beyin anevrizmasının varlığı yırtılıncaya kadar bilinemeyebilir. Çoğu beyin anevrizmasının hiçbir semptomu yoktur ve boyutları küçüktür (çapı 10 milimetreden veya bir inçin onda dördünden az). Daha küçük anevrizmaların yırtılma riski daha düşük olabilir.
Ancak bazen az miktarda kanın sızması nedeniyle yırtılmadan önce ortaya çıkan belirtiler de olabilir. Buna beyindeki “nöbetçi kanama” denir. Bazı anevrizmalar semptomatiktir çünkü göz sinirleri gibi komşu yapılara baskı yaparlar. Beyin anevrizması yırtılmamış olsa bile görme kaybına veya göz hareketlerinin azalmasına neden olabilirler.
Rüptüre olmamış bir beyin anevrizmasının belirtileri şunlardır:
- Baş ağrıları (yırtılmamışsa nadir)
- Göz ağrısı
- Vizyon değişiklikleri
- Azalan göz hareketi
Beyin anevrizmasının ilk kanıtı çoğunlukla anevrizmanın rüptürüne bağlı subaraknoid kanamadır (SAH).
Bu, aşağıdaki gibi semptomlara neden olabilir:
- “Hayatımın en kötü baş ağrısı”nın hızlı başlangıcı
- Boyun tutulması
- Mide bulantısı ve kusma
- Uyuşukluk gibi zihinsel durumdaki değişiklikler
- Gözler gibi belirli bölgelerde ağrı
- İrileşmiş gözbebekleri
- Bilinç kaybı
- Yüksek tansiyon
- Denge veya koordinasyon kaybı
- Işığa duyarlılık
- Sırt veya bacak ağrısı
- 12 kraniyal sinirden bir veya daha fazlası tarafından kontrol edilen göz, burun, dil ve/veya kulakların belirli işlevlerinde sorunlar
- Koma ve ölüm
Beyin anevrizmasının semptomları diğer sorunlara veya tıbbi durumlara benzeyebilir. Teşhis için daima sağlık uzmanınızla konuşun.
Beyin Anevrizması Risk Faktörleri
Beyin anevrizması oluşumuyla ilişkili kalıtsal risk faktörleri aşağıdakileri içerebilir:
- Alfa-glukosidaz eksikliği. Glikojeni parçalayıp glikoza dönüştürmek için gereken enzimin tam veya kısmi eksikliği.
- Alfa 1-antitripsin eksikliği. Hepatit ve karaciğer sirozuna veya akciğer amfizemine yol açabilen kalıtsal bir hastalıktır.
- Arteriyovenöz malformasyon (AVM). Bir atardamar ile toplardamar arasındaki anormal bağlantı.
- Aort koarktasyonu. Aortun daralması. Bu kalpten gelen ana arterdir.
- Ehlers-Danlos sendromu. Bağ dokusu bozukluğu (daha az yaygın).
- Ailede beyin anevrizması öyküsü
- Kadın cinsiyeti
- Fibromüsküler displazi. Çoğunlukla genç ve orta yaşlı kadınların orta ve büyük arterlerini etkileyen, nedeni bilinmeyen bir arter hastalığı.
- Kalıtsal hemorajik telanjiektazi. Atardamar ile toplardamar arasında kılcal damar bulunmayan kan damarları oluşturma eğiliminin olduğu kan damarlarının genetik bir bozukluğu.
- Klinefelter sendromu. Erkeklerde fazladan bir X cinsiyet kromozomunun mevcut olduğu genetik bir durum.
- Noonan sendromu. Vücudun birçok parçasının ve sisteminin anormal gelişimine neden olan genetik bir bozukluk.
- Polikistik böbrek hastalığı (PCKD). Böbreklerde sıvıyla dolu çok sayıda kistin büyümesiyle karakterize edilen genetik bir bozukluk. PCKD, sakküler anevrizmalarla ilişkili en yaygın tıbbi hastalıktır.
- Tübüler skleroz. Tümörlerin beyinde, omurilikte, organlarda, deride ve iskelet kemiklerinde büyümesine neden olabilen bir tür nörokütanöz sendromdur.
Beyin anevrizmaaı oluşumuyla ilişkili edinilmiş risk faktörleri aşağıdakileri içerebilir:
- İlerleyen yaş
- Alkol tüketimi (özellikle aşırı içki içmek)
- Ateroskleroz. Bir arterin iç astarında plak birikmesi (yağlı maddeler, kolesterol, hücresel atık ürünler, kalsiyum ve fibrinden oluşan)
- Sigara içiyor
- Kokain veya amfetamin gibi yasa dışı uyuşturucuların kullanımı
- Yüksek tansiyon
- Kafa travması
- Enfeksiyon
Bu risk faktörleri kişinin riskini artırsa da mutlaka hastalığa neden olduğu anlamına gelmez. Bir veya daha fazla risk faktörüne sahip bazı kişilerde hastalık hiç gelişmezken, diğerlerinde hastalık gelişir ve bilinen hiçbir risk faktörü yoktur. Herhangi bir hastalığa ilişkin risk faktörlerinizi bilmek, uygun eylemlerde bulunmanıza yardımcı olabilir. Bunlar arasında davranışların değiştirilmesi ve hastalığın izlenmesi yer alır.
Beyin Anevrizması Tanısı Nasıl Konulur?
Beyin anevrizmasının erken teşhis edilmesi, hayat kurtarıcı olabilir. Ancak anevrizmalar çoğu zaman belirti vermeden ilerler ve sadece rutin kontroller veya başka bir nedenle yapılan görüntüleme incelemeleri sırasında tespit edilir. Beyin anevrizması patladığında ise ani ve şiddetli baş ağrısı, bilinç kaybı gibi dramatik semptomlarla ortaya çıkar. Tanı süreci, anevrizmanın büyüklüğüne, konumuna ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Beyin anevrizması tanısı, ayrıntılı tıbbi öykü, fizik muayene ve ileri görüntüleme yöntemleriyle konur.
1. Tanı Sürecinde İlk Aşamalar
1.1. Tıbbi Öykü ve Semptomların Değerlendirilmesi
- Doktor, hastanın yaşadığı semptomları ve şikayetleri detaylı bir şekilde değerlendirir.
- Yaygın belirtiler:
- Ani, şiddetli baş ağrısı (genellikle “hayatımın en kötü baş ağrısı” olarak tanımlanır)
- Bulantı, kusma
- Görme bozuklukları
- Bilinç değişiklikleri veya bayılma
- Boyun tutulması ve ışığa karşı hassasiyet
- Ailede beyin anevrizması veya başka vasküler hastalık öyküsü varsa, doktor bunu dikkate alır.
1.2. Fizik Muayene
- Nörolojik muayene yapılarak refleksler, kas gücü, duyusal fonksiyonlar, görme ve konuşma yetisi gibi beyin fonksiyonları değerlendirilir.
- Beyin anevrizması patlamışsa ya da ciddi basınç oluşturuyorsa, hastada nörolojik defisitler (felç, konuşma bozukluğu vb.) görülebilir.
2. Beyin Anevrizmasının Teşhisinde Görüntüleme Yöntemleri
Gelişmiş görüntüleme teknikleri, anevrizmanın varlığını, büyüklüğünü ve konumunu tespit etmek için hayati önem taşır. İşte yaygın olarak kullanılan görüntüleme yöntemleri:
2.1. Bilgisayarlı Tomografi (BT)
- BT Tarama: Beyindeki ani kanamaları ve kütle lezyonlarını hızlı bir şekilde tespit etmek için kullanılır.
- BT Anjiyografi (BTA): Kontrast madde verilerek damarların görüntülenmesi sağlanır ve anevrizmalar daha net görülebilir.
- BT taraması özellikle subaraknoid kanama şüphesi durumunda ilk tercih edilen yöntemdir.
2.2. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR)
- MR Tarama: Yumuşak doku detaylarını incelemek için kullanılır ve anevrizmaların konumu hakkında bilgi verir.
- MR Anjiyografi (MRA): Kan damarları, kontrast maddeye ihtiyaç duyulmadan görüntülenebilir.
- MR taramaları, kronik veya patlamamış anevrizmaların teşhisinde daha hassastır.
2.3. DSA (Dijital Substraksiyon Anjiyografi)
- DSA: Beyin damarlarının detaylı görüntüsünü sağlamak için kullanılan en hassas ve invaziv yöntemdir.
- Kasık bölgesinden kateter yerleştirilir ve kontrast madde verilerek beyin damarları görüntülenir.
- Anevrizmanın tam konumunu ve büyüklüğünü tespit etmek için kullanılır ve tedavi planlamasında kritik rol oynar.
3. Beyin Omurilik Sıvısı Analizi
Eğer anevrizma patladıysa ve subaraknoid kanama şüphesi varsa, beyin omurilik sıvısı (BOS) analizi yapılabilir.
- Lomber ponksiyon ile omurilikten sıvı örneği alınır ve kanama belirtileri araştırılır.
- Eğer BT taramasında beyin kanaması görülmediyse ancak hastanın şikayetleri devam ediyorsa BOS analizi tanıyı doğrulamaya yardımcı olur.
4. Tanıda Diğer Yöntemler
4.1. Elektroensefalografi (EEG)
- Beyin anevrizması nedeniyle beyinde nöbetler geliştiyse, EEG beyin aktivitesindeki anormal değişiklikleri tespit eder.
4.2. Doppler Ultrason
- Beyin damarlarındaki kan akışını değerlendirmek için kullanılır.
- Özellikle anevrizma sonrası damar spazmı riski taşıyan hastalarda takip amaçlı kullanılır.
5. Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi
Tanı sürecinde anevrizma gelişme riskini artıran faktörler de değerlendirilir:
- Genetik faktörler: Ailede anevrizma öyküsü olan bireyler
- Hipertansiyon: Kan basıncının yüksek olması
- Sigara ve alkol kullanımı
- Polikistik böbrek hastalığı: Vasküler anomali riskiyle ilişkilidir
- Yaş ve cinsiyet: Kadınlarda ve ileri yaşta anevrizma riski daha yüksektir
6. Tanı ve Tedavi Planlamasının Entegrasyonu
Beyin anevrizması teşhis edildikten sonra tedavi planı belirlenir. Tedavi, anevrizmanın büyüklüğüne, patlayıp patlamadığına ve hastanın sağlık durumuna bağlı olarak şekillenir. Tanı sürecinde kullanılan görüntüleme sonuçları, cerrahi müdahale gerekip gerekmediğine karar vermede kritik rol oynar.
- Patlamamış Anevrizmalar: Büyüklüğüne ve risk durumuna göre izlenebilir ya da endovasküler tedavi uygulanabilir.
- Patlamış Anevrizmalar: Hızlı tanı ve acil tedavi gerektirir. BT ve DSA sonuçları doğrultusunda klipleme veya koilleme gibi yöntemlerle müdahale edilir.
7. Takip ve Erken Teşhisin Önemi
Tanı konulduktan sonra, özellikle patlamamış anevrizmalar için düzenli takip önemlidir. Risk faktörlerinin kontrol altında tutulması, anevrizmanın büyüme ve patlama riskini azaltır.
- Yıllık görüntüleme: Özellikle yüksek risk grubundaki hastalar için önerilir.
- Yaşam tarzı değişiklikleri: Hipertansiyon kontrolü, sigaranın bırakılması ve düzenli egzersiz beyin anevrizması riskini azaltır.
Beyin Anevrizması Tedavisi Nasıl Yapılır?
Beyin anevrizması, beyin damarlarındaki zayıflamış bir bölgenin balon gibi genişleyip şişmesi durumudur. Beyin anevrizması patlarsa, beyin kanaması (subaraknoid kanama) meydana gelebilir ve bu durum hayatı tehdit eder. Tedavi, anevrizmanın büyüklüğüne, yerine, hastanın yaşına ve sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Erken teşhis ve tedavi, anevrizmanın patlama riskini azaltır ve komplikasyonları önler. Beyin anevrizmasının tedavi seçenekleri cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemlerden oluşur.
1. Beyin Anevrizmasının Tedavi Yöntemleri
1.1. Cerrahi Tedavi
1.1.1. Anevrizma Klipleme (Mikrocerrahi Klipleme)
- Beyindeki anevrizmanın köküne cerrahi müdahale ile metal bir klips yerleştirilir.
- Klips, anevrizmaya kan akışını durdurarak balonlaşmayı önler.
- Nasıl uygulanır?
- Kafatasında küçük bir delik açılır (kraniotomi).
- Klips yerleştirilir ve kafatası tekrar kapatılır.
- Avantajları:
- Kalıcı bir tedavi sunar ve anevrizmanın tekrar oluşma riskini azaltır.
- Dezavantajları:
- Oldukça invaziv bir yöntemdir ve iyileşme süresi uzun olabilir.
1.1.2. Bypass Cerrahisi
- Beyin anevrizması nedeniyle kan akışında kesinti olan bölgeye alternatif bir damar yolu oluşturulur.
- Beynin etkilenen bölgesine kan sağlamak için vücudun başka bir bölgesinden alınan damar kullanılır.
1.2. Endovasküler Tedavi
1.2.1. Koilleme (Endovasküler Koilleme)
- İnce bir kateterle kasık damarından beyne ulaşılır.
- Anevrizmanın içine platin sarmallar (coil) yerleştirilir.
- Bu sarmallar kan akışını durdurarak anevrizmanın küçülmesini sağlar.
- Avantajları:
- Daha az invazivdir, iyileşme süresi daha kısadır.
- Özellikle yaşlı ve riskli hastalarda tercih edilir.
- Dezavantajları:
- Anevrizmanın tekrar oluşma riski kliplemeye göre daha yüksektir.
1.2.2. Akım Yönlendirici Stentler (Flow Diverters)
- Beyin anevrizması içerisine doğrudan müdahale etmek yerine, damar içine yerleştirilen bir stent kan akışını anevrizmadan uzaklaştırır.
- Beyin anevrizması zamanla küçülür ve kanama riski azalır.
2. Cerrahi Olmayan Tedavi ve Destekleyici Yaklaşımlar
2.1. İlaç Tedavisi
- Beyin anevrizması patlamamışsa, ilaçlar kullanılarak kan basıncı kontrol altına alınabilir.
- Beta-blokörler: Kan basıncını düşürerek anevrizma üzerindeki stresi azaltır.
- Kalsiyum kanal blokerleri: Damar spazmını önleyerek anevrizmanın patlama riskini azaltır.
- Antikonvülsanlar: Nöbetleri önlemek için kullanılır.
2.2. Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve İzlem
- Kan basıncı kontrolü: Hipertansiyon yönetimi, beyin anevrizması riskini azaltır.
- Sigara ve alkol kullanımı: Terk edilmelidir çünkü damar sağlığına zarar verirler.
- Düzenli kontroller: Özellikle aile öyküsü olan kişiler için erken teşhis çok önemlidir.
- Beslenme: Sağlıklı bir diyet ve fiziksel aktivite, kalp ve damar sağlığını destekler.
3. Tedavi Sonrası Rehabilitasyon
Beyin anevrizması nedeniyle cerrahi müdahale gören hastalar için iyileşme süreci kritik öneme sahiptir. Tedavi sonrasında, özellikle beyin kanaması geçiren hastalarda, fiziksel ve zihinsel işlevlerin normale dönmesi için rehabilitasyon desteği gerekebilir.
3.1. Fizyoterapi
- Motor becerileri ve kas koordinasyonunu iyileştirmek için düzenli fizyoterapi önerilir.
3.2. Konuşma Terapisi
- Beyin anevrizması nedeniyle beyin hasarı yaşayan hastalarda konuşma ve dil becerilerinin yeniden kazanılması için terapi yapılır.
3.3. Psikolojik Destek
- Hastalar, tedavi sonrası anksiyete, depresyon veya travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) geliştirebilir.
- Psikoterapi ve destek grupları, bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmaya yardımcı olur.
4. Tedavi Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Faktörler
4.1. Anevrizmanın Boyutu ve Konumu
- Beyin anevrizması büyükse veya beyin tabanında yer alıyorsa, klipleme tercih edilebilir.
- Küçük ve erişilmesi zor bölgelerde ise endovasküler koilleme daha uygun olabilir.
4.2. Hastanın Genel Sağlık Durumu
- Yaşlı veya kronik hastalıkları olan bireylerde endovasküler tedaviler daha az risklidir.
- Genç ve sağlıklı hastalarda mikrocerrahi klipleme uzun vadeli bir çözüm olabilir.
4.3. Anevrizmanın Patlama Riski
- Patlamamış anevrizmalarda izlem ve ilaç tedavisi tercih edilebilir.
- Patlamış anevrizmalarda acil cerrahi müdahale gerekir.
5. Komplikasyonlar ve Riskler
Her tedavi yönteminin kendine özgü riskleri vardır. Beyin anevrizması tedavisinde dikkat edilmesi gereken komplikasyonlar şunlardır:
- Kanama: Cerrahi veya endovasküler müdahaleler sırasında kanama riski vardır.
- Damar Spazmı: Kan akışının azalmasına ve beyin hasarına neden olabilir.
- Nörolojik Sorunlar: Konuşma, görme ve hareket kabiliyetinde geçici veya kalıcı kayıplar görülebilir.
- Tekrar Anevrizma Oluşumu: Koilleme işlemi sonrasında anevrizma yeniden oluşabilir.
Beyin Anevrizması Nasıl Önlenir?
Beyin anevrizmalarını tamamen önlemek mümkün olmasa da, risk faktörlerini kontrol altında tutarak riskleri azaltmak mümkündür. Bunun için şu önlemler alınabilir:
- Kan Basıncını Kontrol Altında Tutmak: Yüksek tansiyon, beyin anevrizması riskini artırabilir. Düzenli olarak kan basıncını kontrol ettirmek ve gerekirse ilaç tedavisi uygulamak önemlidir.
- Sağlıklı Beslenme ve Egzersiz: Dengeli bir diyet ve düzenli egzersiz, genel damar sağlığını korumaya yardımcı olur.
- Sigara ve Alkolü Bırakmak: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketmek damar sağlığına zarar verir. Bu alışkanlıkların bırakılması anevrizma riskini azaltır.
- Stresi Yönetmek: Stres, yüksek tansiyona ve dolayısıyla anevrizma riskine katkıda bulunabilir. Stres yönetimi teknikleri uygulamak, riskleri azaltmaya yardımcı olabilir.
Sonuç
Beyin anevrizması, erken teşhis edilmediğinde ve tedavi edilmediğinde hayati tehlike oluşturan ciddi sağlık sorunları arasında yer alır. Ancak modern tıbbın sunduğu tanı ve tedavi imkanları sayesinde, anevrizmanın patlamadan tespit edilmesi ve doğru bir tedavi planının uygulanması mümkündür. Tanıda kullanılan BT, MR ve DSA gibi görüntüleme yöntemleri, anevrizmanın boyutunu, konumunu ve özelliklerini belirleyerek hastaya en uygun tedavi yönteminin seçilmesini sağlar. Erken teşhis, tedavi planlaması ve uygulaması açısından zaman kazandırır ve anevrizmanın patlama riskini azaltarak hastanın yaşam kalitesini korur.
Beyin anevrizması tedavisinde, cerrahi (klipleme) ve endovasküler (koilleme ve stent yerleştirme) gibi farklı yöntemler kullanılmaktadır. Her yöntemin avantajları ve sınırlamaları, hastanın sağlık durumu ve anevrizmanın konumu gibi faktörlere bağlı olarak değerlendirilir. Özellikle yüksek riskli veya patlamış anevrizmalarda hızlı müdahale hayati önem taşır. Bununla birlikte, patlamamış anevrizmaların bazı durumlarda cerrahiye gerek kalmadan izlenmesi ve ilaç tedavisiyle yönetilmesi mümkündür. Cerrahi veya endovasküler yöntemlerin ardından düzenli takip ve rehabilitasyon süreci, tedavinin başarısı için gereklidir.
Tanı ve tedavi sürecinde hastaların psikolojik durumları da göz önünde bulundurulmalıdır. Beyin anevrizması gibi ciddi sağlık sorunları, hastalarda kaygı ve stres yaratabilir. Bu nedenle, tedavi süreci boyunca psikolojik destek sağlanması ve gerekirse aile terapisi uygulanması büyük önem taşır. Ayrıca, tedavi sonrasında motor beceriler, konuşma yetisi ve günlük işlevlerin iyileştirilmesine yönelik rehabilitasyon programları, hastaların yeniden sağlıklı bir yaşama adapte olmalarını kolaylaştırır. Tedavi sürecinde multidisipliner bir yaklaşım benimsenmesi, nörologlar, beyin cerrahları, psikologlar ve fizyoterapistlerin birlikte çalışmasını gerektirir.
Beyin anevrizmasıyla mücadelede bireylerin bilinçlendirilmesi ve toplumda farkındalığın artırılması büyük önem taşır. Özellikle aile öyküsü bulunanlar ve risk faktörleri taşıyan bireylerin düzenli kontrollerini ihmal etmemeleri, erken teşhis için kritik rol oynar. Sigara kullanımı ve hipertansiyon gibi risk faktörlerinin kontrol altına alınması, beyin anevrizması gelişme ve patlama riskini azaltır. Sonuç olarak, beyin anevrizması tanısı ve tedavisi karmaşık bir süreç olsa da, erken teşhis, gelişmiş tıbbi teknolojiler ve bütüncül tedavi yaklaşımları sayesinde hastalar, sağlıklı bir yaşam sürme şansına sahip olabilirler.
Referanslar:
- Beyin Anevrizması Nedir? 17 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
- Connolly, E. S., Rabinstein, A. A., Carhuapoma, J. R., & Derdeyn, C. P. (2012). Guidelines for the Management of Aneurysmal Subarachnoid Hemorrhage: A Statement for Healthcare Professionals from the American Heart Association/American Stroke Association. Stroke, 43(6), 1711-1737.
- Etminan, N., & Rinkel, G. J. E. (2015). Unruptured Intracranial Aneurysms: Development, Rupture and Management. Stroke, 46(1), 236-244.
- Brown, R. D., & Broderick, J. P. (2014). Unruptured Intracranial Aneurysms: Epidemiology, Natural History, Management Options, and Familial Screening. The Lancet Neurology, 13(4), 393-404.
- Juvela, S. (2016). Prevalence of and Risk Factors for Intracranial Aneurysms. The Lancet Neurology, 15(12), 1235-1244.
- Wiebers, D. O., Whisnant, J. P., & Huston, J. (2003). Unruptured Intracranial Aneurysms: Natural History, Clinical Outcome, and Risks of Surgical and Endovascular Treatment. The Lancet, 362(9378), 103-110.
- Brisman, J. L., Song, J. K., & Newell, D. W. (2006). Cerebral Aneurysms. New England Journal of Medicine, 355(9), 928-939.
- Molyneux, A. J., Kerr, R. S. C., & Birks, J. (2009). Risk of Recurrent Subarachnoid Hemorrhage, Death, or Dependence and Standardized Mortality Ratios after Clipping or Coiling of an Intracranial Aneurysm in the International Subarachnoid Aneurysm Trial (ISAT): Long-term Follow-up. The Lancet Neurology, 8(5), 427-433.
- Johnston, S. C., Wilson, C. B., & Halbach, V. V. (2000). Endovascular and Surgical Treatment of Unruptured Cerebral Aneurysms: Comparison of Risks. Annals of Neurology, 48(1), 11-19.
- Raaymakers, T. W. (1999). Aneurysmal Subarachnoid Hemorrhage: Advances in Treatment and Outcome. Stroke, 30(2), 263-267.
- Schievink, W. I. (1997). Intracranial Aneurysms. New England Journal of Medicine, 336(1), 28-40.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/