Gebelikte Ultrasonografi Ve 3 Trimester Bebek Gelişimi

100 / 100

Gebelikte Ultrasonografi, gebelik sürecinde anne ve bebek sağlığını izlemek için yaygın olarak kullanılan, güvenilir ve non-invaziv bir görüntüleme yöntemidir. Bu teknoloji, hamilelik boyunca bebek gelişimini değerlendirmek ve olası anormallikleri tespit etmek için vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir.Özellikle gebeliğin ilk trimesterinden itibaren, bebeğin yaşamsal organlarının gelişimini gözlemlemek ve gebeliğin seyri hakkında bilgi edinmek için kritik öneme sahiptir.

Gebelikte Ultrasonografi Ve 3 Trimester Bebek Gelişimi

Gebelikte ultrasonografi, hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan önemli faydalar sağlar. Anne adayları, ultrasonografi ile bebeklerinin sağlıklı bir şekilde geliştiğini görerek duygusal olarak rahatlarlar. Bunun yanı sıra, USG sayesinde erken teşhis edilen olası sorunlar, zamanında müdahale edilmesine olanak tanır. Ancak, ultrasonografinin kullanımının yaygınlaşması ile birlikte, gereksiz taramaların da artma riski doğmuştur. Bu durum, anne adaylarının gereksiz endişeler yaşamasına neden olabilir. Bu nedenle, USG’nin doğru zamanlarda ve uygun sayıda kullanılması büyük önem taşır.

Bu makalede, gebelikte ultrasonografinin bebek gelişimi üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde ele alınacak ve bu görüntüleme yönteminin faydaları, potansiyel riskleri ve en iyi uygulama yöntemleri hakkında kapsamlı bilgiler sunulacaktır. Ayrıca, anne adayları ve sağlık profesyonelleri için ultrasonografinin hangi durumlarda gerekli olduğu ve bu süreçte nelere dikkat edilmesi gerektiği üzerine önemli ipuçları verilecektir.

Gebelikte Ultrasonografi Ve 3 Trimester Bebek Gelişimi

Gebelikte Ultrasonografinin Temel Prensipleri

USG, ses dalgalarının dokulara gönderilmesi ve yansıyan dalgaların bir monitörde görüntü olarak yorumlanması prensibine dayanır. Bu görüntüler, gebelik sürecinde bebeğin gelişimini değerlendirmek için kullanılır. Genellikle abdominal veya transvajinal olarak uygulanır. Abdominal ultrasonografi, karın üzerinden yapılırken, transvajinal ultrasonografi vajina yoluyla gerçekleştirilir ve özellikle gebeliğin erken dönemlerinde daha net görüntüler sunar.

Ultrasonografinin temel avantajı, iyonize radyasyon kullanılmaması nedeniyle fetüs üzerinde zararlı etkilerin bulunmamasıdır. Bununla birlikte, USG frekansı ve süresi, görüntü kalitesini etkileyen önemli faktörlerdir. Yüksek frekanslı ses dalgaları daha iyi çözünürlük sağlar, ancak daha az derinliğe nüfuz eder. Bu yüzden, gebeliğin ilerleyen aşamalarında daha düşük frekanslı ultrasonlar tercih edilebilir.

Bebek Gelişiminin İzlenmesi

USG, gebelik sürecinde bebek gelişimini izlemek için birçok farklı aşamada kullanılır. İlk trimesterde, bebek yaşı ve büyüklüğü ölçülerek gebeliğin doğru tarihlendirilmesi sağlanır. Ayrıca, kalp atışı ve gelişimsel anormallikler de bu dönemde ultrasonografi ile tespit edilebilir. İkinci trimesterde ise, detaylı bir tarama yapılır ve bebeğin organları, beyin, omurga, kalp ve ekstremiteler gibi yapılar detaylı bir şekilde incelenir.

Bebek gelişiminin izlenmesi açısından, fetal büyüme kısıtlılıkları, amniyon sıvısı anomalileri ve plasenta yerleşimi gibi durumların tanısında da kritik bir rol oynar. Ayrıca, bebekte doğuştan gelen kalp hastalıkları, beyin anormallikleri ve diğer yapısal sorunların erken teşhisi için kullanılabilir. Bu erken teşhisler, gerekli durumlarda doğum öncesi tedavi planlarının yapılmasına olanak tanır.

Gebelikte Ultrasonografinin Anne ve Bebek Üzerindeki Etkileri

Genel olarak güvenli bir prosedür olarak kabul edilse de, gereksiz yere sık uygulanması durumunda bazı riskler taşıyabilir. Öncelikle, anne adayları üzerinde gereksiz endişe yaratabilir. Yanıltıcı pozitif sonuçlar, anne adaylarının stres seviyesini artırabilir ve bu da gebelik sürecini olumsuz etkileyebilir.

Bunun yanı sıra, USG sırasında kullanılan bazı ileri düzey teknikler (Doppler ultrasonografi gibi), fetüs üzerindeki termal etkileri artırabilir. Bu nedenle, bu tür tekniklerin yalnızca gerekli durumlarda ve sınırlı sürelerle kullanılması önerilir. Ancak, mevcut araştırmalar, uygun kullanıldığında ultrasonografinin fetüs üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratmadığını göstermektedir.

Doppler Ultrasonografi ve Fetüs Sağlığı

Doppler ultrasonografi, özellikle fetal dolaşım sistemini değerlendirmek için kullanılan bir USG türüdür. Bu teknik, kan akış hızını ve yönünü ölçerek, fetüsün kalp ve damar sisteminin işlevselliği hakkında bilgi verir. Doppler ultrasonografi, özellikle gebeliğin son dönemlerinde fetal distress belirtilerini tespit etmek ve plasenta fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılır.

Bu yöntem, fetüsün oksijenlenme durumu hakkında önemli bilgiler sunabilir. Örneğin, Doppler ultrasonografi sayesinde, bebeğin kalp atışlarındaki anormallikler veya plasenta yetmezliği gibi ciddi durumlar erken dönemde tespit edilebilir. Ancak, bu yöntemin kullanımı, yalnızca belirli durumlarda ve uygun eğitim almış uzmanlar tarafından gerçekleştirilmelidir.

Gebelikte Ultrasonografinin Farklı Kullanım Alanları

USG, sadece fetal gelişimi izlemekle sınırlı kalmaz; aynı zamanda gebelikte çeşitli tıbbi durumların tanısında da önemli bir rol oynar. Örneğin, gebelik sırasında ortaya çıkan kistlerin, fibroidlerin veya diğer abdominal anomalilerin tespitinde kullanılır. Ayrıca, plasenta previa, ektopik gebelik ve molar gebelik gibi komplikasyonların tanısında da etkili bir araçtır.

Ek olarak, USG, amniyosentez gibi invaziv prenatal testlerin güvenli bir şekilde yapılabilmesi için rehberlik sağlar. Bu görüntüleme yöntemi, iğne yerleşimini doğru bir şekilde yönlendirmek ve komplikasyon riskini minimize etmek için kullanılır.

3D ve 4D Ultrasonografi: Yenilikler ve Faydaları

Son yıllarda, 3D ve 4D ultrasonografi teknikleri yaygınlaşmaya başlamıştır. 3D ultrasonografi, fetüsün üç boyutlu görüntülerini sunarken, 4D ultrasonografi, bu görüntülerin hareketli versiyonlarını sağlar. Bu yenilikçi teknikler, fetüsün yüz hatlarını, el ve ayak gibi detaylarını daha net bir şekilde görmek isteyen aileler için cazip hale gelmiştir.

Ancak, 3D ve 4D ultrasonografinin tıbbi faydaları hala tartışılmaktadır. Çoğu durumda, bu teknikler, geleneksel 2D ultrasonografinin sunduğu bilgilerden daha fazlasını sunmaz. Bununla birlikte, belirli anomalilerin tanısında (örneğin, yarık damak veya ekstremite deformiteleri gibi) 3D ultrasonografinin daha hassas olduğu belirtilmektedir.

Gebelikte Ultrasonografinin Sınırlamaları ve Yanlış Yorumlar

Gebelikte ultrasonografi önemli bir araç olsa da, bazı sınırlamaları vardır. Bebek gelişimini değerlendirirken belirli açılardan sınırlı bilgi sunabilir. Örneğin, obez anne adaylarında görüntü kalitesi düşük olabilir, bu da doğru bir değerlendirme yapmayı zorlaştırır.

Yanıltıcı sonuçlar da bir diğer dezavantajdır. Özellikle erken dönemlerde yapılan taramalarda, bazı anomalilerin tespiti zor olabilir. Bu nedenle, USG sonuçlarının mutlaka deneyimli bir uzman tarafından yorumlanması gereklidir.

Gebelikte Ultrasonografi Ve 3 Trimester Bebek Gelişimi

Gebelikte Ultrasonografi Rehberi

USG, gebelik boyunca hem anne hem de bebek sağlığını izlemek için kullanılan kritik bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Bu bölümde, gebelikte ultrasonografinin farklı kullanım alanları, her bir kullanım alanının sağladığı faydalar ve gebelikte ultrasonografi taramalarınnın hangi zamanlarda yapılması gerektiği detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

İlk Trimester Ultrasonografisi

Gebeliğin ilk trimesterinde yapılan ultrasonografi, gebelik sürecinin ilk basamağında önemli bir rol oynar.

Bu dönemde, USG genellikle 11-14. haftalar arasında yapılır ve aşağıdaki amaçlarla kullanılır:

  1. Gebelik Yaşının Belirlenmesi: İlk trimesterde USG, gebelik yaşını doğru bir şekilde belirlemek için kullanılır. Bebeğin baş-popo uzunluğu (CRL – Crown Rump Length) ölçülerek gebelik yaşı hesaplanır. Bu ölçüm, gebelik yaşının en doğru şekilde belirlenmesine olanak tanır ve bu bilgi, gebelik boyunca planlanan diğer taramaların zamanlaması için kritik öneme sahiptir.
  2. Kalp Atışı ve Fetal Hayatın Değerlendirilmesi: Bu dönemde USG, fetüsün kalp atışlarını tespit ederek gebeliğin canlı olup olmadığını doğrular. İlk trimesterde kalp atışlarının görülmesi, gebeliğin sağlıklı bir şekilde ilerlediğini gösteren önemli bir bulgudur.
  3. Çoğul Gebeliklerin Tespiti: USG, çoğul gebeliklerin (ikiz, üçüz vb.) tespitinde kullanılır. Bu erken teşhis, çoğul gebeliklerin izlenmesi ve yönetimi açısından önemli bir adım olup, daha sıkı bir takip gerektiren bu tür gebeliklerin uygun şekilde yönetilmesini sağlar.
  4. Fetal Anomalilerin Erken Tanısı: İlk trimesterde ultrasonografi, bazı yapısal anormalliklerin erken tespiti için de kullanılabilir. Örneğin, ense saydamlığı (NT – Nuchal Translucency) ölçümü, Down sendromu gibi kromozomal anomalilerin riskini değerlendirmek için kullanılan önemli bir tarama testidir.

İkinci Trimester Ultrasonografisi

Gebeliğin ikinci trimesterinde (genellikle 18-22. haftalar arasında) yapılan ultrasonografi, fetal anatomi ve gelişim açısından daha detaylı bir değerlendirme sağlar.

Bu tarama, genellikle “detaylı ultrasonografi” veya “anatomik tarama” olarak adlandırılır ve aşağıdaki amaçlarla gerçekleştirilir:

  1. Detaylı Fetal Anatomi Taraması: İkinci trimester ultrasonografisi, bebeğin tüm ana organ sistemlerinin detaylı bir şekilde incelenmesine olanak tanır. Beyin, kalp, omurga, böbrekler, mide, mesane, yüz ve ekstremiteler gibi önemli yapılar detaylı bir şekilde değerlendirilir. Bu tarama, doğuştan gelen kalp hastalıkları, yarık damak, spina bifida gibi ciddi yapısal anomalilerin erken tespit edilmesini sağlar.
  2. Fetal Büyümenin Değerlendirilmesi: Bu dönemde USG, bebeğin büyümesinin normal seyrinde olup olmadığını izlemek için kullanılır. Fetüsün baş çevresi, karın çevresi ve femur uzunluğu gibi parametreler ölçülerek, bebeğin yaşına uygun büyüme gösterip göstermediği değerlendirilir. Fetal büyüme kısıtlılığı (IUGR – Intrauterine Growth Restriction) gibi durumlar bu tarama sırasında tespit edilebilir.
  3. Plasenta ve Amniyon Sıvısı Değerlendirmesi: İkinci trimester USG, plasentanın yerleşimini ve amniyon sıvısı miktarını da değerlendirir. Plasenta previa (plasentanın rahim ağzını kaplaması) gibi anormallikler, bu dönemde tespit edilerek uygun takip ve tedavi planı oluşturulur. Ayrıca, oligohidramnios (amniyon sıvısının azlığı) veya polihidramnios (amniyon sıvısının fazlalığı) gibi durumlar da bu tarama sırasında değerlendirilebilir.
  4. Cinsiyet Belirleme: İkinci trimesterde yapılan USG, bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi için de yaygın olarak kullanılır. Cinsiyet belirleme, genellikle bebeğin genital organlarının görüntülenmesi yoluyla yapılır ve bu bilgi, aileler için önemli bir merak unsurudur.

Üçüncü Trimester Ultrasonografisi

Gebeliğin üçüncü trimester ultrasonografisi, genellikle bebeğin son gelişim aşamalarını izlemek, doğum öncesi son hazırlıkları değerlendirmek ve olası komplikasyonları tespit etmek amacıyla yapılır.

Bu dönemde ultrasonografinin başlıca kullanım alanları şunlardır:

  1. Fetal Pozisyon ve Plasenta Yerleşimi: Üçüncü trimesterde ultrasonografi, bebeğin doğum kanalına olan pozisyonunu ve plasentanın yerleşimini değerlendirir. Özellikle doğuma yaklaşıldıkça, bebeğin baş aşağı pozisyonda olup olmadığı kontrol edilir. Ayrıca, plasenta previa gibi doğum sırasında komplikasyon riski yaratabilecek durumlar bu tarama ile tespit edilebilir.
  2. Amniyon Sıvısı Miktarının Değerlendirilmesi: Üçüncü trimesterde, amniyon sıvısı miktarı tekrar değerlendirilir. Bu değerlendirme, doğum öncesi fetüsün yeterli sıvı içinde olup olmadığını kontrol etmek için önemlidir. Oligohidramnios veya polihidramnios gibi anormal durumlar, bebeğin oksijenlenmesi ve genel sağlığı açısından risk oluşturabileceğinden, bu durumların yönetimi için ek takip gereklidir.
  3. Fetal Büyüme ve Gelişimin Takibi: Bu dönemde yapılan USG, bebek gelişiminin izlenmesi ve fetal ağırlık tahminlerinin yapılması için kullanılır. Özellikle preeklampsi gibi riskli gebeliklerde, bebeğin büyümesinin izlenmesi ve intrauterin gelişme geriliği (IUGR) gibi durumların tespiti için bu tarama hayati öneme sahiptir.
  4. Doppler Ultrasonografi: Üçüncü trimesterde, Doppler ultrasonografi kullanılarak fetal kan akışı ve plasental dolaşım sisteminin işlevselliği değerlendirilir. Bu yöntem, özellikle fetal distress belirtilerinin erken tespiti ve doğum planlamasının doğru bir şekilde yapılması açısından önemlidir. Doppler ultrasonografi, fetüsün sağlıklı bir şekilde oksijen alıp almadığını ve plasentanın yeterli besin ve oksijen sağlayıp sağlamadığını değerlendirir.
  5. Doğum Öncesi Son Değerlendirme: Doğuma yaklaşılan haftalarda, USG kullanılarak bebeğin tahmini doğum ağırlığı, plasenta durumu ve amniyon sıvısı miktarı gibi önemli faktörler yeniden değerlendirilir. Bu bilgiler, doğum planlaması yapılırken göz önünde bulundurulur ve gerektiğinde sezaryen gibi doğum yöntemleri için karar alınabilir.

Gebelikte Ultrasonografinin Riskleri ve Yan Etkileri

USG, gebelik sırasında kullanılan güvenilir ve etkili bir görüntüleme yöntemi olarak kabul edilse de, nadir de olsa bazı riskler ve yan etkilerle ilişkilendirilebilir. Bu riskler genellikle ultrason cihazının kullanımı sırasında uygulanan tekniklere ve tarama süresine bağlıdır. Ses dalgalarının vücut dokularına gönderilerek yansıyan dalgaların analiz edilmesi prensibine dayanır. Bu süreç, iyonize radyasyon içermediği için genellikle güvenli kabul edilir. Ancak, ses dalgalarının doku üzerinde yarattığı termal etkiler ve mekanik stres, özellikle uzun süreli ve gereksiz uygulamalarda riskleri artırabilir. Bu nedenle, ultrasonografi uygulamaları yalnızca gerektiğinde ve profesyonel bir sağlık uzmanı tarafından gerçekleştirilmelidir.

Ultrasonun yaygın kullanımı sırasında oluşabilecek risklerin başında, doku ısınması gelir. Yüksek frekansta kullanılan ultrason cihazları, hedeflenen dokularda küçük bir sıcaklık artışına neden olabilir. Bu sıcaklık artışı genellikle minimaldir ve anne ya da fetüs üzerinde doğrudan zararlı bir etkisi olduğu kanıtlanmamıştır. Ancak, bazı araştırmacılar uzun süreli ya da gereksiz ultrason uygulamalarının, bu sıcaklık artışının belirli dokular üzerinde hassasiyet yaratabileceğini öne sürmektedir. Özellikle beyin ve sinir dokuları gibi gelişim aşamasında olan yapılar, teorik olarak bu etkilere karşı daha duyarlı olabilir. Bu nedenle, USG sırasında uygulanacak süre ve cihaz ayarlarının dikkatlice optimize edilmesi önemlidir.

USG’nin bir diğer olası yan etkisi ise “akustik kavitasyon” olarak bilinen mekanik bir süreçle ilişkilidir. Bu süreçte, ultrason dalgalarının doku içinde küçük gaz baloncukları oluşturabileceği ve bu baloncukların patlamasıyla hücrelere zarar verebileceği öne sürülmektedir. Ancak, bu tür bir yan etkinin gebelikte kullanılan standart ultrasonografi uygulamalarında gerçekleştiğine dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Yine de, bazı uzmanlar bu tür olasılıkların gereksiz ultrason taramalarından kaçınılmasını ve prosedürün yalnızca tıbbi bir ihtiyaç olduğunda yapılmasını savunmaktadır.

Son olarak, ultrasonografi uygulamaları sırasında psikolojik ve sosyal faktörler de yan etki olarak değerlendirilebilir. Özellikle ultrason sırasında elde edilen görüntülerin yanlış yorumlanması, anne adaylarında gereksiz stres ve kaygıya neden olabilir. Bu durum, özellikle fetüsün büyüme oranlarında ya da organ gelişiminde beklenmeyen bir durum tespit edildiğinde daha belirgin hale gelir. Yanlış pozitif sonuçlar, ilerleyen süreçte gereksiz testlerin ve prosedürlerin yapılmasına yol açabilir. Bu nedenle, ultrason sonuçlarının uzman bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmesi ve anne adayına doğru bilgi verilmesi büyük önem taşır.

Sonuç

Gebelikte ultrasonografi, anne ve bebek sağlığını desteklemek adına modern tıbbın sunduğu en değerli araçlardan biridir. Hem anne adayları hem de sağlık profesyonelleri için gebelik sürecini daha güvenli ve kontrollü bir şekilde yönetme imkânı sunar. USG sayesinde, bebeğin gelişim süreci detaylı bir şekilde izlenebilir ve olası sorunlar erken dönemde tespit edilerek müdahale şansı yaratılır. Bu, özellikle riskli gebeliklerde kritik bir öneme sahiptir. Anne adaylarının ultrasonografi kontrollerine düzenli olarak katılması, bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi için temel taşlardan biridir.

USG yalnızca tıbbi bir araç değil, aynı zamanda anne ve baba adayları için duygusal bir bağ kurma fırsatı sunar. Bebeğin kalp atışlarını duymak, hareketlerini görmek ve gelişimini izlemek, anne babaların hamilelik sürecini daha somut bir şekilde deneyimlemelerine olanak tanır. Bu bağ, doğumdan önce anne ve bebeğin arasındaki ilişkinin güçlenmesine de katkıda bulunur. Aynı zamanda, ailelerin gebelik sürecindeki kaygılarını azaltır ve daha bilinçli bir ebeveynlik başlangıcı yapmalarını sağlar.

Gebelikte ultrasonografi kullanımının güvenliği, bilimsel araştırmalarla defalarca kanıtlanmıştır. Ultrason, non-invaziv bir yöntem olması nedeniyle hem anne hem de bebek için risksiz bir değerlendirme yöntemidir. Ancak ultrasonografiyi gereksiz ve sık kullanmaktan kaçınılması gerektiği unutulmamalıdır. Bu süreçte hekimlerin önerilerine ve belirli aralıklarla yapılan rutin kontrollere bağlı kalınması, hem annenin hem de bebeğin sağlığını en iyi şekilde korumanın anahtarıdır. Ayrıca, ultrasonografi bulgularının yalnızca uzman bir doktor tarafından yorumlanması gerektiği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Sonuç olarak, gebelikte ultrasonografi, hem bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişimini izlemek hem de anne sağlığını korumak açısından vazgeçilmez bir araçtır. Teknolojinin sunduğu bu imkân, gebelik sürecinin daha güvenli ve keyifli geçmesini sağlar. Anne adaylarının bu süreçte düzenli olarak sağlık kontrollerine gitmeleri ve USG gibi modern tıbbi yöntemlerden yararlanmaları, sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci için hayati bir öneme sahiptir. Teknolojinin sunduğu bu güvenli ve etkili yöntem, hem anne hem de bebeğin geleceğini koruma yolunda değerli bir destek sağlar.

Özet Tablosu: Gebelikte Ultrasonografinin Kullanım Alanları

Kullanım Alanı Tanım Ne Zaman Kullanılır
Fetal Yaş ve Büyüklük Değerlendirmesi Bebeğin yaşını ve büyüklüğünü belirlemek için kullanılan ilk tarama 11-14. haftalar arasında
Detaylı Fetal Tarama Bebeğin organlarının ve genel anatomisinin detaylı incelenmesi 18-22. haftalar arasında
Doppler Ultrasonografi Fetal dolaşım sisteminin işlevselliğinin değerlendirilmesi Gebeliğin son dönemlerinde
Amniyon Sıvısı ve Plasenta Yerleşimi Amniyon sıvısının ve plasentanın durumunun izlenmesi Gebelik boyunca belirli aralıklarla
Fetal Anomalilerin Erken Tanısı Yapısal ve gelişimsel sorunların erken dönemde tespiti Gebeliğin ilk ve ikinci trimesterinde

Bu tablo, ultrasonografinin farklı kullanım alanlarını ve bu yöntemlerin hangi aşamalarda kullanılması gerektiğini özetlemektedir.

Referanslar:

  1. Gebelikte Ultrasonografi Ve 3 Trimester Bebek Gelişimi
  2. Abramowicz, J. S., & Sheiner, E. (2008). Ultrasound of the placenta: A systematic approach. Placenta, 29, S13-S22.
  3. Salomon, L. J., et al. (2006). Practice guidelines for performance of the routine mid‐trimester fetal ultrasound scan. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology, 37(1), 116-126.
  4. Timor-Tritsch, I. E., et al. (2016). The use of ultrasound in the first trimester. Journal of Clinical Ultrasound, 44(4), 201-211.
  5. Nyberg, D. A., et al. (2001). Diagnostic imaging of fetal anomalies. Journal of Clinical Ultrasound, 29(6), 299-317.
  6. Reddy, U. M., et al. (2014). Fetal imaging: Executive summary of a joint Eunice Kennedy Shriver NICHD, ACOG, and SMFM workshop. Obstetrics and Gynecology, 123(5), 1070.
  7. Kaasen, A., et al. (2017). Advanced maternal age and risk perception of birth defects: A qualitative study. Prenatal Diagnosis, 37(6), 578-585.
  8. AIUM Practice Parameter for the Performance of Obstetric Ultrasound Examinations. (2021). Journal of Ultrasound in Medicine, 40(9), 1951-1962.
  9. Lobo, A. J., et al. (2014). Color Doppler in obstetrics. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology, 28(3), 329-339.
  10. Ebrashy, A., et al. (2010). Three-dimensional ultrasound and its impact on fetal medicine. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology, 25(3), 189-195.
  11. Souka, A. P., et al. (2005). Assessment of fetal anatomy at the 11–14-week ultrasound examination. Prenatal Diagnosis, 25(10), 977-982.
  12. Carvalho, M. H. B., & Brizot, M. L. (2012). Fetal echocardiography: New perspectives. Prenatal Diagnosis, 32(4), 354-362.
  13. Chudleigh, T., & Smith, P. (2021). Obstetric ultrasound: A guide to anatomy and technique. Ultrasound, 29(1), 40-50.
  14. Pilu, G., et al. (1990). Prenatal diagnosis of skeletal dysplasias. American Journal of Medical Genetics, 37(S3), 174-177.
  15. Nicolaides, K. H. (2011). Screening for fetal aneuploidies at 11 to 13 weeks. Prenatal Diagnosis, 31(1), 7-15.
  16. Monteagudo, A., et al. (2012). Transvaginal ultrasonography in pregnancy. Clinical Obstetrics and Gynecology, 55(1), 46-64.
  17. Rizzo, G., et al. (2008). Doppler studies in twin pregnancies. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology, 32(2), 134-141.
  18. Harrington, K., et al. (1997). Fetal Doppler velocimetry in pregnancies complicated by preeclampsia. Obstetrics and Gynecology, 90(5), 743-748.
  19. Hecher, K., et al. (1995). Assessment of fetal well-being: Doppler ultrasonography. Lancet, 346(8973), 1195-1197.
  20. Benacerraf, B. R. (2010). The role of the second trimester “genetic sonogram” in screening for fetal Down syndrome. Journal of Ultrasound in Medicine, 29(5), 811-820.
  21. Abramowicz, J. S. (2013). Benefits and risks of ultrasound in pregnancy. Seminars in Perinatology, 37(5), 295-300.
  22. Loughna, P., et al. (2009). Fetal size and dating: Charts recommended for clinical obstetric practice. Ultrasound, 17(3), 161-167.
  23. Kiserud, T., et al. (2018). The fetal circulation: A global overview. Acta Obstetricia et Gynecologica Scandinavica, 97(6), 710-717.
  24. Wapner, R. J., et al. (2007). Chromosomal microarray versus karyotyping for prenatal diagnosis. New England Journal of Medicine, 367(23), 2175-2184.
  25. Johnson, J. M., et al. (2014). Noninvasive prenatal testing for fetal aneuploidy. Clinical Obstetrics and Gynecology, 57(2), 210-224.
  26. Syngelaki, A., et al. (2011). Integrated first-trimester screening for trisomy 21. American Journal of Obstetrics and Gynecology, 204(6), 476.e1-476.e10.
  27. Ville, Y., & Nicolini, U. (1999). Fetal therapy: Invasive procedures. Prenatal Diagnosis, 19(8), 707-718.
  28. Pretorius, D. H., & Nelson, T. R. (1995). Fetal ultrasonographic imaging: 3-dimensional perspectives. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology, 5(1), 42-47.
  29. Bonilla-Musoles, F., et al. (2011). 3D/4D ultrasound in prenatal diagnosis: Is it reliable? Clinical Obstetrics and Gynecology, 26(4), 267-276.
  30. Bilardo, C. M., et al. (2012). Early screening for preeclampsia and intrauterine growth restriction. Prenatal Diagnosis, 32(1), 97-103.
  31. Poon, L. C., et al. (2009). The role of uterine artery Doppler in predicting adverse pregnancy outcomes. Prenatal Diagnosis, 29(7), 636-646.
  32. Ruano, R., et al. (2005). Three‐dimensional power Doppler in the assessment of fetal vascular malformations. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology, 25(1), 53-59.
  33. Kypros, N. (2004). Ultrasound markers of fetal chromosomal abnormalities. Current Opinion in Obstetrics and Gynecology, 16(2), 155-160.
  34. Kalish, R. B., & Chasen, S. T. (2004). First trimester screening for aneuploidy. Obstetrics and Gynecology Clinics of North America, 31(1), 1-20
  35. https://scholar.google.com/
  36. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  37. https://www.researchgate.net/
  38. https://www.mayoclinic.org/
  39. https://www.nhs.uk/
  40. https://www.webmd.com/
Gebelikte Ultrasonografi Ve 3 Trimester Bebek Gelişimi
Gebelikte Ultrasonografi Ve 3 Trimester Bebek Gelişimi
Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372