Aşırı Aktif Mesane (AAM): 7 Belirtisi Ve Tedavisi
Aşırı aktif mesane (Overactive Bladder, OAB, AAM), yaygın bir sağlık sorunu olmasına rağmen, hakkında çok fazla konuşulmayan, günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir rahatsızlıktır. Özellikle orta yaş ve üzeri bireylerde daha sık görülen bu durum, mesane kaslarının kontrolsüz şekilde kasılması sonucu meydana gelir. Aşırı aktif mesane rahatsızlığı olan bireylerde, sık idrara çıkma isteği, ani ve güçlü idrar yapma ihtiyacı hissedilir. Kimi zaman bu his o kadar yoğun olur ki, kişi tuvalete yetişemeden idrar kaçırabilir. Bu tür şikayetler hem fiziksel hem de psikolojik rahatsızlıklara yol açarak bireylerin sosyal hayatlarını, iş yaşamlarını ve hatta ruhsal durumlarını olumsuz etkileyebilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Aşırı Aktif Mesane (Overactive Bladder, AAM): 7 Belirtisi Ve Tedavisi
Mesane, vücudun idrar depolayan organıdır ve idrarın atılabilmesi için mesane kaslarının kasılıp gevşemesi gerekir. Normal şartlarda mesane dolana kadar gevşemiş halde kalır ve dolduğunda kasılarak idrarı dışarı atar. Ancak aşırı aktif mesanede, bu denge bozulur ve mesane kasları idrar doluluğuna bakılmaksızın sık sık kasılarak kişide tuvalet ihtiyacı hissi yaratır. Bu durum, sıklıkla idrar yolu enfeksiyonları veya prostat sorunları ile karıştırılabilir. Ancak AAM, bu rahatsızlıklarla bağlantılı olmadan da ortaya çıkabilir ve altta yatan sebep her zaman kolayca tespit edilemeyebilir.
Aşırı aktif mesane, sadece yaşlı bireylerde değil, gençlerde ve orta yaş grubunda da görülmektedir. Özellikle kadınlarda daha yaygın olan bu durum, doğum sonrası değişiklikler, menopoz veya hormon seviyelerindeki dengesizlikler gibi faktörlerle ilişkilendirilebilir. Erkeklerde ise prostat büyümesi gibi sorunlar AAM gelişimine katkıda bulunabilir. Ayrıca aşırı kilolu olmak, sigara içmek, aşırı kafein tüketimi gibi yaşam tarzı alışkanlıkları da mesane sağlığını olumsuz etkileyerek bu durumu tetikleyebilir.
Aşırı Aktif Mesane semptomları kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve bu durumun şiddeti de bireyin yaşam kalitesini farklı seviyelerde etkileyebilir. Ancak her ne kadar sık görülen bir durum olsa da, birçok kişi bu sorunu dile getirmekte zorlanır veya doktora başvurmaktan çekinir. Bu yazıda, aşırı aktif mesanenin ne olduğu, nasıl geliştiği, kimlerde daha sık görüldüğü, belirtileri ve tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Ayrıca bu rahatsızlıkla başa çıkma yolları ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik ipuçları da sunulacaktır.
Aşırı Aktif Mesane Nedir?
Aşırı aktif mesane, mesanenin işlevlerini etkileyen yaygın bir durum olup kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Bu durum, mesanenin sık sık kasılması sonucu idrar yapma ihtiyacının aniden ve kontrol edilemez bir şekilde ortaya çıkmasıyla karakterizedir. AAM’nin en yaygın belirtileri arasında ani sıkışma hissi (urgency), sık idrara çıkma (frequency) ve gece idrara çıkma (noktüri) bulunur. Bazı hastalarda idrar kaçırma (inkontinans) da görülebilir. Bu semptomlar, kişinin günlük yaşamını kısıtlayabilir, sosyal ve iş yaşamında zorluklara yol açabilir ve duygusal olarak yıpratıcı olabilir. Örneğin, sık tuvalet ihtiyacı nedeniyle bireyler uzun süreli seyahatlere çıkmaktan çekinebilir veya toplantılar gibi uzun süreli sosyal etkinliklerden uzak durabilir. Bu durum, mesanenin işlevini kontrol eden sinir sisteminde veya mesanenin kendisinde meydana gelen sorunlardan kaynaklanabilir.
Aşırı aktif mesane, hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilir ancak genellikle yaş ilerledikçe daha yaygın hale gelir. Bu durumun altında yatan nedenler tam olarak anlaşılamamış olsa da sinir sistemi bozuklukları, mesane kaslarının aşırı duyarlılığı veya mesane kapasitesindeki azalma gibi faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Diyabet, multipl skleroz, Parkinson hastalığı gibi kronik hastalıklar da AAM’nin gelişim riskini artırabilir.
Ayrıca, pelvik taban kaslarının zayıflığı, idrar yollarında enfeksiyon veya tahriş, aşırı kafein ve alkol tüketimi gibi yaşam tarzı alışkanlıkları da bu durumun ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Aşırı aktif mesane genellikle utanma veya yanlış anlama nedeniyle tıbbi yardım arayışını geciktirir; bu durum hastaların tedavi sürecini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, AAM semptomları yaşayan bireylerin uzman bir hekime danışmaları önemlidir. Erken teşhis ve uygun tedavi seçenekleri ile semptomların yönetilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması mümkündür.
Aşırı Aktif Mesane Nedenleri
Aşırı Aktif Mesane, mesanenin idrarı normal bir şekilde depolama ve boşaltma işlevlerini etkileyen karmaşık bir durumdur. Bu rahatsızlık, genellikle aniden gelişen güçlü idrara çıkma ihtiyacı ile karakterizedir. AAM’nin nedenleri genetik faktörlerden nörolojik bozukluklara kadar çeşitlilik gösterir. İşte bu duruma neden olabilecek başlıca faktörler:
1. Nörolojik Hastalıklar
Mesane kontrolü, merkezi ve periferik sinir sistemi tarafından yönetilir. Bu nedenle nörolojik hastalıklar, Aşırı Aktif Mesane gelişiminde önemli bir rol oynar. Bu hastalıklardan bazıları şunlardır:
- Parkinson Hastalığı: Mesane kaslarının kontrolsüz kasılmasına yol açabilir.
- Multipl Skleroz (MS): Sinirlerin mesane üzerindeki kontrolünü bozarak ani idrara çıkma ihtiyacına neden olabilir.
- Omurilik Yaralanmaları veya Hastalıkları: Mesanenin doluluk sinyallerini doğru bir şekilde iletememesine neden olur.
2. Pelvik Taban Kaslarının Zayıflığı
Pelvik taban kasları, mesanenin desteklenmesinde kritik bir rol oynar. Bu kasların zayıflaması, mesanenin kontrolünü zorlaştırabilir. Özellikle kadınlarda doğum sonrası veya menopoz döneminde bu kasların zayıflaması daha yaygındır.
3. Yaşlanma
Yaşlanma süreci, mesane dokusunda ve sinirlerinde değişikliklere yol açabilir. Yaşla birlikte mesane elastikiyeti azalır, mesane kaslarının kontrolü zorlaşır ve idrar yolları enfeksiyonlarına yatkınlık artar.
4. Mesane Kaslarının Aşırı Aktivitesi
Mesanenin detrusor adı verilen kasları, idrarı depolamak ve boşaltmak için sorumludur. Bu kasların kontrolsüz kasılması, aşırı aktif mesaneye yol açar. Bu durum, çoğunlukla bilinmeyen bir nedenden kaynaklanır (idiopatik).
5. Hormonal Değişiklikler
Özellikle kadınlarda menopoz sonrası östrojen seviyesindeki düşüş, mesane duvarında ve idrar yollarında değişikliklere neden olabilir. Bu durum, mesanenin aşırı hassas hale gelmesine ve idrar kontrolünün zorlaşmasına yol açabilir.
6. İdrar Yolları Enfeksiyonları
Mesane enfeksiyonları (sistit), mesanede tahrişe ve aşırı duyarlılığa neden olabilir. Bu geçici bir durum olsa da, kronik enfeksiyonlar AAM’yi tetikleyebilir.
7. Genetik Faktörler
Aşırı Aktif Mesane, bazı bireylerde genetik yatkınlık gösterebilir. Ailede benzer şikayetlerin varlığı, bu durumu geliştirme riskini artırabilir.
8. Tetikleyici Gıdalar ve Yaşam Tarzı
Bazı gıdalar ve içecekler mesane üzerinde uyarıcı etkiye sahip olabilir. Özellikle:
- Kafein ve alkol, mesane kaslarının aktivitesini artırabilir.
- Asidik ve baharatlı yiyecekler, mesaneyi tahriş edebilir. Ayrıca, fazla kilo ve yetersiz fiziksel aktivite gibi yaşam tarzı faktörleri de AAM riskini artırabilir.
9. Psikolojik ve Duygusal Faktörler
Stres, kaygı ve diğer psikolojik durumlar, mesanenin çalışma düzenini etkileyebilir. Özellikle uzun süreli stres durumları, mesane kontrolünü bozabilir.
10. Cerrahi Müdahaleler ve Tedaviler
Pelvik bölgeye yapılan cerrahi işlemler veya radyoterapi gibi tedaviler, mesane dokusuna zarar vererek AAM’yi tetikleyebilir.
Aşırı Aktif Mesane, tek bir nedenden ziyade bir dizi faktörün etkileşimiyle ortaya çıkan karmaşık bir durumdur. Altta yatan nedenin doğru bir şekilde belirlenmesi, etkili tedavi stratejilerinin geliştirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, uzman bir sağlık ekibi tarafından kapsamlı bir değerlendirme yapılması önerilir.
Aşırı Aktif Mesane Belirtileri
Aşırı Aktif Mesane, bireyin günlük yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen bir rahatsızlıktır. Bu durum, mesanenin kaslarının anormal şekilde aktif olması sonucu ortaya çıkan bir dizi belirtiyle kendini gösterir. Aşırı Aktif Mesane belirtileri şunlardır:
1. Ani ve Şiddetli İdrar Yapma İhtiyacı (Urgency)
Aşırı Aktif Mesanenin en belirgin özelliği, ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan, güçlü bir idrar yapma ihtiyacıdır. Bu his o kadar kuvvetlidir ki, birey tuvalete ulaşmada zorluk yaşayabilir. Ani idrar yapma ihtiyacı, mesanenin istemsiz kasılmalarından kaynaklanır ve genellikle mesane doluluğuyla doğru orantılı değildir.
2. Sık İdrara Çıkma (Frequency)
Normalde bir bireyin günde 6-8 kez idrara çıkması beklenirken, AAM hastalarında bu sayı belirgin şekilde artabilir. Hastalar, günlük aktivitelerini bu sık idrara çıkma ihtiyacına göre planlamak zorunda kalabilirler. Gece uykularını bile etkileyen bu durum, kişiyi gün boyunca yorgun ve huzursuz hissettirebilir.
3. Gece İdrara Kalkma (Nocturia)
AAM’nin bir diğer yaygın belirtisi, gece boyunca bir veya birden fazla kez idrara kalkma ihtiyacıdır. Bu durum, uyku düzenini bozarak kişinin hem fiziksel hem de zihinsel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Gece boyunca sık sık uyanma, uzun vadede uyku yoksunluğuna yol açabilir.
4. İdrar Kaçırma (Urge İnkontinans)
AAM hastalarının bir kısmı, idrar yapma ihtiyacını kontrol edemedikleri için istemsiz idrar kaçırma yaşayabilir. Bu durum, genellikle ani idrar yapma isteğiyle ilişkilidir ve bireyin sosyal yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir. Utanma ve özgüven kaybı gibi psikolojik sorunlara neden olabilir.
5. Mesane Doluluğu Hissi ile Başa Çıkma Zorluğu
AAM hastaları, mesanelerinde sürekli bir doluluk hissi yaşayabilir. Bu durum, genellikle gerçek mesane doluluğu ile uyumlu olmasa da bireyde sürekli bir rahatsızlık hissine yol açar. Bu yanlış algı, mesanenin sinir sistemindeki iletişim bozukluklarından kaynaklanabilir.
6. Belirtilerin Günlük Yaşama Etkisi
AAM belirtileri, bireyin günlük yaşamında önemli kısıtlamalara yol açabilir. İş hayatından sosyal aktivitelere kadar birçok alanda sorun yaratan bu durum, yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda psikolojik sağlık üzerinde de olumsuz etkiler yaratır. Özellikle sosyal izolasyon, depresyon ve anksiyete, AAM belirtileri ile sıkça ilişkilendirilen sorunlardır.
7. Hangi Durumlarda Uzman Yardımı Alınmalıdır?
Bu belirtilerin bir veya birkaçını sürekli olarak yaşayan bireylerin, bir üroloji uzmanına başvurması önerilir. Erken teşhis ve doğru tedavi ile belirtiler kontrol altına alınabilir ve yaşam kalitesi artırılabilir. Tedavi edilmediğinde ise belirtiler zamanla kötüleşebilir ve mesanenin işlevinde daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Bu detaylı açıklama, AAM belirtilerinin hem fiziksel hem de psikolojik boyutlarını anlamaya ve bu durumu yaşayan bireylerin erken müdahale için bilinçlenmesine yardımcı olacaktır.
Aşırı Aktif Mesane Tanısı
Aşırı aktif mesane, idrar depolama fonksiyonlarının bozulmasıyla karakterize edilen, genellikle sıkışma hissi ile birlikte sık idrara çıkma ve bazen de idrar kaçırma semptomlarıyla kendini gösteren bir durumdur. Tanı süreci, hastanın şikayetlerini ayrıntılı bir şekilde değerlendirmenin yanı sıra, altta yatan başka patolojik nedenlerin dışlanmasını da içerir. Bu süreç multidisipliner bir yaklaşımı gerektirebilir.
1. Hasta Hikayesi ve Semptomların Değerlendirilmesi
Tanı koymanın ilk adımı, ayrıntılı bir anamnez alınmasıdır. Hasta hikayesi, semptomların başlangıç zamanı, şiddeti, sıklığı, idrar kaçırma durumu ve günlük yaşam üzerindeki etkilerini içerir. Aşağıdaki sorular yönlendirici olabilir:
- Ne sıklıkla idrara çıkma ihtiyacı hissediyorsunuz?
- İdrarınızı tutmakta zorlanıyor musunuz?
- Geceleri uyanıp idrara çıkma ihtiyacı hissediyor musunuz?
- İdrar kaçırma yaşıyor musunuz? Evetse, hangi durumlarda?
Bu soruların yanıtları, AAM’nin diğer alt üriner sistem semptomlarından ayrıştırılmasını sağlar. Ayrıca, hastanın sıvı tüketim alışkanlıkları, mesane günlüğü (idrar miktarı ve sıklığı kaydı) gibi veriler de değerlendirilir.
2. Fiziksel Muayene
Fiziksel muayene, altta yatan nörolojik veya anatomik bir bozukluğu dışlamak amacıyla yapılır. Genital ve pelvik muayene, idrar kaçırma belirtilerini ve olası enfeksiyon, taş, veya kitle gibi durumları ortaya koyabilir. Nörolojik değerlendirme, özellikle diyabetik nöropati veya spinal kord hastalıkları gibi durumları elemek için önemlidir.
3. Laboratuvar Testleri
- İdrar Tahlili: İdrar yolu enfeksiyonu, hematüri veya kristalüri gibi durumları belirlemek için kullanılır.
- İdrar Kültürü: Enfeksiyonun ayırt edilmesinde önemlidir.
- Kan Testleri: Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi ve diyabetes mellitus gibi sistemik hastalıkların belirlenmesi amacıyla yapılabilir.
4. Görüntüleme Yöntemleri
Ultrasonografi, mesane ve böbreklerin anatomik değerlendirilmesi için en sık kullanılan yöntemdir. Mesane duvar kalınlaşması veya rezidüel idrar miktarı gibi anormallikler saptanabilir. Şüphe durumunda manyetik rezonans görüntüleme (MRG) veya bilgisayarlı tomografi (BT) kullanılabilir.
5. Ürodinamik Testler
Ürodinamik inceleme, mesane fonksiyonlarının objektif olarak değerlendirilmesini sağlar ve aşırı aktif mesane tanısında kritik bir rol oynar. Bu test, aşağıdaki parametreleri analiz eder:
- Mesanenin dolum ve boşaltım fazları.
- Detrusor kasının hiperaktivitesi.
- Mesane kapasitesi ve kompliyansı.
Bu testler özellikle cerrahi veya invaziv tedavi planlamadan önce önerilir.
6. Diferansiyel Tanı
Aşırı Aktif Mesane belirtileri birçok farklı alt üriner sistem hastalığı ile karışabilir. Bu nedenle aşağıdaki durumlar dikkatlice değerlendirilmelidir:
- İdrar yolu enfeksiyonu
- İnterstisyel sistit
- Mesane taşları veya tümörleri
- Nörolojik hastalıklar (örneğin Parkinson hastalığı, multipl skleroz)
- Pelvik organ prolapsusu
7. Anket ve Ölçekler
AAM’nin tanısında, semptomların şiddetini ve yaşam kalitesi üzerindeki etkilerini değerlendiren özel anketler ve ölçekler kullanılır. Örnekler arasında Overactive Bladder Symptom Score (OABSS) ve International Consultation on Incontinence Questionnaire (ICIQ) yer alır. Bu araçlar, hem tanı hem de tedavi sürecindeki değişikliklerin değerlendirilmesinde yararlıdır.
Aşırı aktif mesane tanısı, klinik bulguların sistematik bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir. Multidisipliner bir yaklaşım ve dikkatli bir değerlendirme ile altta yatan nedenler dışlanarak doğru tanıya ulaşılır. Bu, hastanın yaşam kalitesini artıran etkili bir tedavi planının temelini oluşturur.
Aşırı Aktif Mesane Tedavisi
Aşırı Aktif Mesane, bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen, sıkışma, sık idrara çıkma ve gece idrara kalkma gibi belirtilerle kendini gösteren yaygın bir durumdur. Tedavi yaklaşımları, hastanın semptomlarının şiddetine, yaşam tarzına ve genel sağlık durumuna göre özelleştirilir. Bu bölümde, aşırı aktif mesane tedavisinde kullanılan farklı yöntemler detaylı şekilde ele alınacaktır.
1. Davranışsal Tedaviler
Davranışsal tedaviler, genellikle tedavinin ilk basamağını oluşturur ve hastaların yaşam tarzını iyileştirmek için tasarlanmıştır.
- Mesane Eğitimi: Hastalara idrar yapma alışkanlıklarını kontrol etmeyi öğretir. Mesane dolum toleransını artırmaya yönelik olarak planlı tuvalet aralıkları belirlenir.
- Pelvik Taban Kas Eğitimi (Kegel Egzersizleri): Pelvik taban kaslarının güçlendirilmesiyle idrar kontrolü sağlanır. Özellikle stres ve sıkışma tipi semptomların bir arada görüldüğü durumlarda etkilidir.
- Sıvı ve Kafein Yönetimi: Günlük sıvı alımının düzenlenmesi ve kafein gibi mesaneyi uyarıcı maddelerin azaltılması önerilir.
2. Farmakolojik Tedavi
Davranışsal tedavilere yanıt alınamadığında ilaç tedavisi devreye girer.
- Antimuskarinikler: Mesane kaslarının aşırı kasılmasını engelleyerek semptomları hafifletir. Yan etkiler arasında ağız kuruluğu ve kabızlık yer alabilir.
- Beta-3 Adrenoreseptör Agonistleri: Mesane kaslarını gevşeterek depolama kapasitesini artırır. Antimuskariniklere göre daha az yan etki görülür.
- Topikal Östrojen: Menopoz sonrası kadınlarda, üretra ve mesane dokusunu desteklemek için kullanılabilir.
3. Minimal İnvaziv Tedaviler
İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı veya tolere edilemediği durumlarda, minimal invaziv yöntemler tercih edilir.
- Botulinum Toksin Enjeksiyonları: Mesane duvarına enjekte edilerek aşırı kasılmaları önler ve semptomları kontrol altına alır. Genellikle 6-9 ay etkili olur ve tekrarlanabilir.
- Sinir Stimülasyonu (Nöromodülasyon): Sakral sinirler veya tibial sinirler üzerinden mesane fonksiyonlarını düzenlemeyi amaçlar.
- Sakral Sinir Stimülasyonu: Elektriksel impulslar kullanarak mesane kasılmalarını düzenler.
- Perkütan Tibial Sinir Stimülasyonu (PTNS): Ayak bileği çevresinden uygulanan bir yöntemdir.
4. Cerrahi Tedaviler
Cerrahi yöntemler genellikle diğer tedavilerin başarısız olduğu durumlarda uygulanır.
- Mesane Augmentasyonu (Büyütme): Mesane kapasitesini artırmak için bağırsak dokusu kullanılarak yapılan cerrahi bir prosedürdür.
- İdrar Yolunun Diversiyonu: Çok nadiren, ciddi vakalarda mesaneyi bypass etmek için idrar yolları yeniden düzenlenebilir.
5. Alternatif ve Destekleyici Yaklaşımlar
Tedaviyi desteklemek için tamamlayıcı yöntemler de kullanılabilir.
- Akupunktur: Mesane kontrolünü artırmaya yönelik bir yöntemdir.
- Psikolojik Destek: AAM, hastalarda anksiyete ve depresyona yol açabilir. Psikolojik danışmanlık veya destek grupları önerilebilir.
Aşırı Aktif Mesane tedavisinde hasta odaklı bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Tedavi planı, hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre düzenlenmelidir. Davranışsal, farmakolojik ve minimal invaziv yöntemlerin kombinasyonu, genellikle en etkili sonuçları sağlar. Uzun dönem tedavi başarısı, düzenli takip ve hasta-hekim iş birliğiyle artırılabilir.
Sonuç
Aşırı aktif mesane, birçok kişi için utanç verici ve rahatsız edici bir sağlık sorunu olabilir. Ancak, doğru tanı ve tedavi yöntemleri ile bu rahatsızlık yönetilebilir ve belirtiler hafifletilebilir. İdrar yapma alışkanlıklarının dikkatle izlenmesi, yaşam tarzı değişiklikleri ve profesyonel tıbbi müdahaleler sayesinde AAM ile başa çıkmak mümkündür. Bu nedenle, AAM belirtileri yaşayan kişilerin sağlık uzmanlarına başvurmaları ve tedavi sürecini başlatmaları önerilir. Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bu rahatsızlığın kontrol altına alınabilmesi, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan önemli bir rahatlama sağlayacaktır.
Referanslar:
- Aşırı Aktif Mesane (Overactive Bladder, AAM): 7 Belirtisi Ve Tedavisi
- Abrams, P., Cardozo, L., & Wein, A. J. (2002). The standardisation of terminology in lower urinary tract function: Report from the standardisation sub-committee of the International Continence Society. Neurourology and Urodynamics, 21(2), 167–178.
- Chapple, C. R., & Wein, A. J. (2006). The pathophysiology of overactive bladder. Urology, 67(3), 12–20.
- Andersson, K. E., & Arner, A. (2004). Urinary bladder contraction and relaxation: Physiology and pathophysiology. Physiological Reviews, 84(3), 935–986.
- Coyne, K. S., Sexton, C. C., & Thompson, C. L. (2009). The prevalence of lower urinary tract symptoms in the USA: Results from the EpiLUTS study. The Journal of Urology, 181(2), 294–300.
- Irwin, D. E., Kopp, Z. S., & Agatep, B. (2008). Worldwide prevalence estimates of lower urinary tract symptoms, overactive bladder, urinary incontinence, and bladder outlet obstruction. BJU International, 101(6), 1136–1145.
- Yoshida, M., & Inadome, A. (2003). Muscarinic receptor subtypes in the urinary bladder. Urology, 62(5), 82–89.
- Ouslander, J. G. (2004). Management of overactive bladder. New England Journal of Medicine, 350(8), 786–799.
- Milsom, I., Abrams, P., & Cardozo, L. (2001). How widespread are the symptoms of an overactive bladder and how are they managed? A population-based prevalence study. BJU International, 87(9), 760–766.
- Chapple, C. R., Khullar, V., & Gabriel, Z. (2008). The effects of antimuscarinic treatments in overactive bladder: A systematic review and meta-analysis. European Urology, 54(4), 543–562.
- Andersson, K. E., & Wein, A. J. (2004). Pharmacology of the lower urinary tract: Basis for current and future treatments of urinary incontinence. Pharmacological Reviews, 56(4), 581–631.
- Haylen, B. T., & De Ridder, D. (2010). An International Urogynecological Association (IUGA)/International Continence Society (ICS) joint report on the terminology for female pelvic floor dysfunction. Neurourology and Urodynamics, 29(1), 4–20.
- Coyne, K. S., Margolis, M. K., & Kopp, Z. (2011). Validation of the OAB-q: A questionnaire to assess quality of life in overactive bladder. European Urology, 60(1), 68–75.
- Andersson, K. E. (2000). Pathophysiology of overactive bladder: The basis for drug treatment. Urology, 55(5), 7–12.
- Michel, M. C., & Vrydag, W. (2006). Alpha1-, alpha2- and beta-adrenoceptors in the urinary bladder, urethra and prostate. British Journal of Pharmacology, 147(2), 88–119.
- Chapple, C. R., Amarenco, G., & Lopez-Fando, L. (2014). Mirabegron in overactive bladder: A review of efficacy, safety, and tolerability. Neurourology and Urodynamics, 33(1), 17–30.
- Griffiths, D. J. (2004). Neural control of micturition in humans: A working model. Nature Reviews Urology, 1(1), 67–75.
- Birder, L. A., & de Groat, W. C. (2007). Mechanisms of disease: Involvement of the urothelium in bladder dysfunction. Nature Clinical Practice Urology, 4(1), 46–54.
- Chapple, C. R., & Roehrborn, C. (2006). A pressure-flow study of overactive bladder in men. Urology, 68(3), 142–146.
- Brading, A. F., & Turner, W. H. (1994). The unstable bladder: Towards a common mechanism. British Journal of Urology, 73(1), 3–8.
- Yoshimura, N., & Chancellor, M. B. (2003). Physiology and pharmacology of the bladder and urethra. Handbook of Experimental Pharmacology, 156(2), 117–168.
- Chapple, C. R., & Kelleher, C. (2009). Treatment strategies for overactive bladder: The importance of tailoring therapy to the individual. International Journal of Clinical Practice, 63(9), 1268–1278.
- Dmochowski, R. R., & Newman, D. K. (2007). Impact of overactive bladder on women in the United States: Results of a national survey. Current Medical Research and Opinion, 23(1), 65–76.
- Steers, W. D. (2002). Pathophysiology of overactive bladder and urge urinary incontinence. Reviews in Urology, 4(2), 7–18.
- Chapple, C. R., Nazir, J., & Hakimi, Z. (2012). Efficacy and safety of mirabegron in patients with overactive bladder: A meta-analysis. The Lancet, 380(9845), 929–935.
- Andersson, K. E. (2011). Antimuscarinics for treatment of overactive bladder: Pharmacology, efficacy, and safety. Expert Opinion on Pharmacotherapy, 12(2), 947–960.
- Coyne, K. S., Revicki, D. A., & Hunt, T. L. (2002). Psychometric validation of an overactive bladder symptom and quality-of-life questionnaire. Urology, 60(4), 30–35.
- Drake, M. J. (2013). Pathophysiology of lower urinary tract symptoms. Neurourology and Urodynamics, 33(1), 98–102.
- Nitti, V. W., & Rosenberg, M. T. (2008). Urodynamic and clinical characteristics of patients with overactive bladder: A baseline analysis of a treatment trial. BJU International, 102(5), 607–612.
- Abrams, P., & Andersson, K. E. (2007). Muscarinic receptor antagonists for overactive bladder. BJU International, 100(5), 987–1006.
- Andersson, K. E., & Chapple, C. (2011). Beta3-adrenoceptor agonists for overactive bladder: Pharmacology and clinical potential. Neurourology and Urodynamics, 30(5), 733–741.
- Rosenberg, M. T., & Newman, D. K. (2009). Pharmacotherapy for overactive bladder: Efficacy and tolerability in the elderly. Drugs & Aging, 26(2), 285–297.
- Steers, W. D., & Tuttle, J. B. (2006). Mechanisms of action of antimuscarinics in overactive bladder. The Journal of Urology, 174(6), 2439–2444.
- Yoshimura, N., & Chancellor, M. B. (2007). Role of peripheral and central neurotransmission in the control of micturition. International Journal of Urology, 14(2), 20–28.
- Michel, M. C., & Barendrecht, M. M. (2008). Physiological and pharmacological properties of the detrusor muscle. Neurourology and Urodynamics, 27(3), 56–63.
- Haab, F., & Cardozo, L. (2007). Epidemiology of overactive bladder: What are we missing? International Journal of Clinical Practice, 61(11), 2008–2012
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.nhs.uk/