Rahim Sarkması, Uterus Prolapsusu: 9 Belirtisi, Tedavisi
Rahim sarkması (uterus prolapsusu), kadın üreme organları arasında yer alan rahmin (uterus) normal pozisyonundan aşağıya doğru kayması durumudur. Bu durum, pelvik taban kaslarının zayıflaması veya bağ dokusunun hasar görmesi sonucunda ortaya çıkar ve genellikle doğum yapan kadınlarda daha sık görülür. Yaşlanma, menopoz, obezite ve çoklu doğum gibi faktörler de riski artırır. Kadınların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu makalede, rahim sarkması nedenleri, belirtileri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri ele alınacaktır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Rahim Sarkması Nedir? Uterus Prolapsusu: 9 Belirtisi, Tedavisi
Rahim sarkması, pelvik organ prolapsusu olarak da bilinir ve genellikle pelvik taban kaslarının zayıflamasıyla ilişkilendirilir. Pelvik taban kasları, mesane, rahim ve rektum gibi organları yerinde tutan önemli kaslardır. Bu kasların zayıflaması, organların yer değiştirmesine ve sarkmasına neden olabilir. Özellikle çok sayıda normal doğum yapmış kadınlarda, bu kasların işlevinde bozulmalar daha sık görülür. Ayrıca, kronik öksürük, ağır kaldırma gibi durumlar da pelvik taban kaslarının zayıflamasına neden olabilir.
Rahim sarkması belirtileri, sarkmanın derecesine bağlı olarak değişiklik gösterir. Hafif sarkmalarda genellikle belirgin bir belirti görülmezken, daha ileri seviyelerde alt karın bölgesinde baskı hissi, vajinadan dışarıya doğru bir çıkıntı, idrar kaçırma ve cinsel ilişki sırasında ağrı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler, günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırabilir ve hastaların yaşam kalitesini düşürebilir. Bu nedenle, rahim sarkması şüphesi olan kadınların bir kadın doğum uzmanına başvurmaları önemlidir.
Rahim sarkması tedavisi, hastanın yaşı, sarkmanın derecesi, genel sağlık durumu ve doğurganlık planlarına göre belirlenir. Tedavi seçenekleri arasında pelvik taban egzersizleri, peser kullanımı, cerrahi müdahale ve yaşam tarzı değişiklikleri yer alır. Pelvik taban kaslarının güçlendirilmesi, sarkmanın ilerlemesini önleyebilir ve bazı durumlarda sarkmanın düzelmesini sağlayabilir. Cerrahi tedavi ise, daha ileri seviyede sarkma yaşayan hastalar için tercih edilen bir yöntemdir ve çeşitli tekniklerle rahmin normal pozisyonuna getirilmesi amaçlanır.
Rahim Sarkması Nedenleri Nelerdir?
Rahim sarkmasının oluşumunda birçok farklı neden rol oynar. Pelvik taban kaslarının zayıflaması en yaygın sebeplerden biridir. Bu kaslar, rahim ve diğer pelvik organları destekler ve yerinde tutar.
Ancak bu kaslar, çeşitli faktörler nedeniyle zamanla zayıflayabilir:
- Doğum ve Gebelik: Normal doğum sırasında pelvik taban kasları ve bağ dokusu büyük bir baskı altında kalır. Özellikle iri bebek doğuran veya çoklu doğum yapan kadınlarda, bu bölgedeki dokuların hasar görme olasılığı daha yüksektir.
- Yaşlanma ve Menopoz: Yaşlanma süreci boyunca pelvik kasların elastikiyeti azalır ve menopoz sonrası östrojen seviyelerindeki düşüş, pelvik dokuların zayıflamasına neden olabilir.
- Genetik Faktörler: Bazı kadınlar, doğuştan zayıf pelvik kas yapısına sahip olabilirler. Ailede rahim sarkması öyküsü bulunan kişilerde bu durum daha sık görülebilir.
- Obezite: Aşırı kilo, pelvik taban üzerine fazladan baskı yapar ve bu da kasların zayıflamasına yol açabilir.
- Kronik Kabızlık ve Öksürük: Uzun süreli kabızlık ve kronik öksürük, pelvik taban kasları üzerinde sürekli bir baskı oluşturur ve bu durum kasların zamanla zayıflamasına neden olabilir.
Rahim Sarkması Belirtileri Nelerdir?
Rahim sarkması, pelvik taban kaslarının zayıflaması veya bağ dokuların gevşemesi sonucu rahmin vajina kanalına doğru kaymasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Bu durum hafif, orta veya şiddetli derecelerde olabilir ve belirtiler hastalığın ciddiyetine göre değişiklik gösterebilir. Rahim sarkması belirtilerini daha ayrıntılı şekilde açıklamak, bu durumun erken teşhis edilmesini ve uygun tedavi seçeneklerinin uygulanmasını kolaylaştırır.
1. Pelvik Bölgede Ağırlık veya Baskı Hissi
Rahim sarkmasının en yaygın belirtilerinden biri, pelvik bölgede belirgin bir ağırlık veya baskı hissidir. Bu his genellikle günün ilerleyen saatlerinde, özellikle uzun süre ayakta durulduğunda veya ağır kaldırıldığında daha belirgin hale gelir. Pelvik kasların yorgunluğuna bağlı olarak bu rahatsızlık zamanla artabilir.
2. Vajinadan Çıkıntı veya Şişlik
İleri dereceli rahim sarkması vakalarında, vajinal açıklıktan dışarı doğru bir şişlik veya doku çıkıntısı görülebilir. Bu durum, genellikle kadınların otururken, yıkanırken veya kişisel hijyenlerini sağlarken fark ettiği fiziksel bir belirti olarak ortaya çıkar. Bu durum rahatsızlık verici olabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.
3. Alt Sırt Ağrısı
Pelvik bölgedeki rahim ve çevre dokuların aşağı doğru kayması, alt sırt bölgesinde ağrılara yol açabilir. Bu ağrılar genellikle sabit bir rahatsızlık hissi şeklinde ortaya çıkar ve günlük aktiviteleri etkileyebilir. Alt sırt ağrısı, rahim sarkmasının diğer nedenlere bağlı benzer belirtilerden ayırt edilmesini zorlaştırabilir.
4. İdrar Yapma ile İlgili Sorunlar
Rahim sarkması, mesane üzerinde baskı yaratarak idrarla ilgili çeşitli problemlere yol açabilir. Bu belirtiler arasında şunlar bulunur:
- İdrar Kaçırma: Özellikle öksürme, hapşırma veya egzersiz sırasında idrar kaçırma sık görülen bir belirtidir.
- Tam Boşaltamama Hissi: Mesanenin tamamen boşalmaması hissi rahatsızlık yaratabilir ve idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabilir.
- Sık İdrara Çıkma: Mesane üzerindeki baskı nedeniyle sık sık idrara çıkma ihtiyacı hissedilebilir.
5. Bağırsak Hareketlerinde Zorluk
Rahim sarkması, bağırsaklar üzerinde de baskı yaratarak kabızlık ve dışkılama güçlüğüne neden olabilir. Bazı kadınlar, dışkılama sırasında vajinal bölgeye manuel baskı uygulamak zorunda kaldıklarını ifade ederler. Bu durum, pelvik organların yer değiştirmesine bağlı olarak ortaya çıkar ve sosyal yaşamı olumsuz etkileyebilir.
6. Cinsel İşlev Bozuklukları
Rahim sarkması, vajinanın anatomik yapısını değiştirebilir ve bu durum cinsel ilişki sırasında ağrıya (disparöni) neden olabilir. Bazı kadınlar, cinsel istekte azalma ve cinsel aktivite sırasında hissedilen rahatsızlık nedeniyle cinsel yaşamlarında olumsuzluklar yaşadıklarını belirtirler.
7. Pelvik Bölge Kaslarında Yorgunluk veya Zayıflık Hissi
Pelvik taban kaslarının zayıflaması, kadınların günlük aktiviteleri sırasında pelvik bölgede genel bir yorgunluk hissi yaşamasına neden olabilir. Bu durum, özellikle uzun süreli ayakta kalma veya fiziksel aktivite sonrası belirgin hale gelir.
8. Vajinal Kuruluk ve Tahriş
Rahim sarkması durumunda, vajinanın dışarıya açılan kısmında sürtünme ve tahriş meydana gelebilir. Bu durum, vajinal kuruluğa ve vajina dokusunda hassasiyet artışına yol açabilir. İleri vakalarda enfeksiyon riski de artabilir.
9. Genel Rahatsızlık ve Hareket Kısıtlılığı
Rahim sarkması, pelvik bölgedeki anatomik değişiklikler nedeniyle genel bir rahatsızlık hissi yaratabilir. Özellikle oturma, yürüme veya egzersiz yapma gibi hareketler sırasında bu his daha yoğun hale gelir. Bazı kadınlar, sürekli bir baskı hissi nedeniyle günlük aktivitelerini sınırlandırmak zorunda kalabilir.
Bu belirtiler, rahim sarkmasının ciddiyetine ve kişinin yaşam kalitesine olan etkisine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Rahim sarkması yaşayan kadınlar, bu belirtileri fark ettiklerinde vakit kaybetmeden bir kadın doğum uzmanına başvurmalıdır. Erken teşhis ve tedavi, semptomların ilerlemesini önlemek ve hastanın yaşam kalitesini artırmak için kritik öneme sahiptir.
Rahim Sarkması Teşhisi
Rahim sarkması, kadınlarda pelvik taban kaslarının zayıflaması veya bağ dokularının hasar görmesi sonucu rahmin vajinaya doğru sarkması durumudur. Bu durumun teşhisi, hastanın şikayetlerinin değerlendirilmesi, fiziksel muayene ve gerekirse ek görüntüleme yöntemlerinin kullanılmasıyla konur. Rahim sarkması teşhisi süreci, hastanın yaşam kalitesini etkileyen belirtileri tespit etmek ve tedavi sürecini planlamak açısından oldukça kritiktir.
1. Hasta Öyküsünün Alınması
Rahim sarkması teşhisinde ilk adım, hastanın şikayetlerinin detaylı bir şekilde dinlenmesidir. Bu süreçte şu sorulara odaklanılır:
- Belirtiler ve Süre: Hasta ne zamandır rahatsızlık hissediyor? Vajinal bölgede dolgunluk veya baskı hissi var mı? Ağrı, idrar kaçırma veya bağırsak sorunları yaşanıyor mu?
- Risk Faktörleri: Geçirilmiş doğumlar (özellikle zorlu vajinal doğumlar), menopoz, genetik yatkınlık, aşırı kilo, kronik öksürük veya kabızlık gibi risk faktörleri sorgulanır.
- Günlük Yaşama Etkisi: Rahim sarkmasının hastanın günlük aktivitelerine, cinsel yaşamına ve genel yaşam kalitesine olan etkisi değerlendirilir.
2. Fiziksel Muayene
Fiziksel muayene, rahim sarkmasının varlığını ve şiddetini belirlemede en kritik adımdır. Bu muayene sırasında genellikle şu yöntemler kullanılır:
- Pelvik Muayene: Vajinal ve pelvik bölge, hastanın ayakta dururken veya sırt üstü yatarken muayene edilerek rahmin ne derece sarktığı değerlendirilir. Bu muayene sırasında doktor, vajinal dokuların dışarı çıkıp çıkmadığını veya sarkmanın hangi derecede olduğunu gözlemleyebilir.
- Pop-Q (Pelvic Organ Prolapse Quantification) Skoru: Rahim sarkmasının derecesini belirlemek için kullanılan standart bir ölçüm yöntemidir. Bu sistem, rahmin vajina içindeki pozisyonunu ve diğer pelvik organların durumu hakkında bilgi verir.
- Valsalva Manevrası: Hastadan öksürmesi veya ıkınması istenir. Bu yöntem, sarkmanın fiziksel muayene sırasında daha belirgin hale gelmesine yardımcı olur.
3. Ek Görüntüleme Yöntemleri
Fiziksel muayene ile tanı netleştirilemediğinde veya sarkma ile ilgili başka pelvik organ problemleri şüphesi varsa, görüntüleme yöntemleri devreye girebilir:
- Ultrasonografi: Pelvik organların durumunu detaylı bir şekilde değerlendirmek için transvajinal veya transabdominal ultrason kullanılabilir. Rahim, mesane ve rektum gibi diğer organların durumu bu yöntemle incelenir.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Rahim sarkmasının karmaşık vakalarında, pelvik organların detaylı görüntülenmesini sağlar. Özellikle rahim ve çevresindeki dokuların yapısal durumu hakkında önemli bilgiler sunar.
- Dinamik Görüntüleme: Rahim sarkmasının hareketle nasıl değiştiğini görmek için bazı dinamik görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Örneğin, hasta ıkınırken veya öksürürken alınan görüntüler tanıyı destekler.
4. Fonksiyonel Testler
Rahim sarkmasının idrar yolları ve bağırsaklar üzerindeki etkilerini değerlendirmek amacıyla bazı ek testler yapılabilir:
- Ürodinami Testi: Mesanenin idrar tutma kapasitesini ve işeme sırasında nasıl çalıştığını değerlendiren bir testtir. Rahim sarkmasının idrar kaçırma veya mesane problemlerine yol açıp açmadığını anlamak için uygulanır.
- Rektal Muayene: Rektal bölgedeki sarkma belirtilerini veya bağırsak fonksiyon bozukluklarını değerlendirmek için yapılabilir.
5. Sarkma Derecesinin Belirlenmesi
Rahim sarkması genellikle dört dereceye ayrılır:
- Birinci Derece: Rahim, vajinanın üst kısmında bulunur ve sarkma çok hafiftir.
- İkinci Derece: Rahim, vajinanın açıklığına doğru sarkar ancak dışarı çıkmaz.
- Üçüncü Derece: Rahmin bir kısmı vajinal açıklıktan dışarı çıkar.
- Dördüncü Derece (Total Prolapsus): Rahim tamamen vajinanın dışına çıkar.
Teşhis sırasında bu derecelendirme, tedavi seçeneklerini belirlemek için önemli bir kılavuz oluşturur.
6. Multidisipliner Yaklaşım
Rahim sarkmasının teşhisinde, gerektiğinde jinekoloji, üroloji ve gastroenteroloji uzmanlarının dahil olduğu multidisipliner bir yaklaşım benimsenir. Özellikle idrar yolları veya bağırsaklarla ilgili ek problemler varsa, diğer uzmanlık alanlarından destek alınması teşhis sürecini daha kapsamlı hale getirir.
7. Psikososyal Değerlendirme
Rahim sarkmasının, fiziksel belirtiler kadar hastanın psikolojik durumu üzerinde de etkisi olabilir. Bu nedenle, teşhis sürecinde hastanın duygusal durumunun, stres düzeyinin ve sosyal yaşamının değerlendirilmesi önemlidir. Gerekirse bir psikolog veya psikiyatristten destek alınabilir.
Rahim sarkmasının doğru teşhisi, bireysel bir yaklaşımla kapsamlı bir şekilde yapılmalıdır. Hasta öyküsünün alınması, fiziksel muayene, görüntüleme yöntemleri ve fonksiyonel testler, teşhis sürecinin temel taşlarını oluşturur. Ayrıca, sarkmanın derecesinin ve hastanın yaşam kalitesine etkisinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi, uygun tedavi planının oluşturulmasında kritik öneme sahiptir.
Rahim Sarkması Tedavisi
Rahim sarkması, kadınlarda pelvik organların zayıflaması sonucu rahmin vajinaya doğru sarkmasıyla oluşan bir durumdur. Bu durumun tedavisinde kullanılan yöntemler, hastalığın şiddetine, kişinin genel sağlık durumuna ve yaşam kalitesine olan etkisine göre değişiklik gösterir. Rahim sarkması tedavisi, cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemleri içerir. Aşağıda, bu yöntemler ayrıntılı şekilde ele alınmıştır.
Cerrahi Olmayan Tedavi Yöntemleri
1. Pelvik Taban Egzersizleri (Kegel Egzersizleri)
Pelvik taban kaslarını güçlendirmek için uygulanan bu egzersizler, hafif dereceli rahim sarkmalarında etkili bir tedavi yöntemidir. Kegel egzersizleri, pelvik kasların düzenli olarak sıkılıp bırakılması esasına dayanır ve şu faydaları sağlar:
- Pelvik organların desteklenmesini artırır.
- İdrar kaçırma gibi rahim sarkmasıyla ilişkili belirtileri hafifletir.
- Düzenli uygulandığında, ilerlemiş rahim sarkmasının önlenmesine yardımcı olabilir.
2. Pesser Kullanımı
Pesser, vajina içine yerleştirilen ve rahmi desteklemek için kullanılan bir cihazdır. Çeşitli boyut ve şekillerde üretilen pesserler, özellikle cerrahi müdahaleye uygun olmayan hastalar için etkili bir seçenektir. Kullanımı şu durumlarda önerilir:
- Hafif ve orta düzeyde rahim sarkmaları.
- Cerrahi tedaviye uygun olmayan hastalar.
- Geçici bir çözüm arayan bireyler.
Pesserlerin kullanımı sırasında enfeksiyon riskini azaltmak için düzenli kontrol ve hijyen önemlidir.
3. Hormonal Tedavi
Özellikle menopoz sonrası dönemde östrojen eksikliğine bağlı olarak pelvik dokuların zayıfladığı durumlarda, hormonal tedavi kullanılabilir. Lokal östrojen kremleri veya fitilleri, vajinal dokuların güçlenmesine yardımcı olur ve sarkmanın belirtilerini hafifletebilir. Hormonal tedavi genellikle diğer tedavilerle birlikte kullanılır.
4. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Rahim sarkmasının ilerlemesini önlemek ve belirtileri hafifletmek için aşağıdaki yaşam tarzı değişiklikleri önerilir:
- Kilo kontrolü: Fazla kilolar pelvik taban kaslarına ekstra yük bindirir.
- Kronik kabızlıktan kaçınmak: Lifli gıdalar tüketmek ve yeterli su içmek, bağırsak hareketlerini düzenler.
- Ağır kaldırmaktan kaçınmak: Aşırı fiziksel zorlanma, pelvik organların daha fazla sarkmasına neden olabilir.
Cerrahi Tedavi Yöntemleri
Cerrahi müdahale (rahim sarkması ameliyatı), sarkma ileri düzeyde olduğunda veya diğer yöntemler etkisiz kaldığında tercih edilir. Cerrahinin amacı, rahmi desteklemek veya gerekirse rahmi çıkararak pelvik organların anatomisini düzeltmektir. Cerrahi yöntemler aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:
1. Rahmi Yerinde Onarma (Uterus-Sakral Fiksasyon)
Bu yöntemde, rahim pelvik bağ dokularına veya omurganın sakral kemiğine bağlanarak sabitlenir. Laparoskopik veya açık cerrahi yöntemle yapılabilir. Avantajları şunlardır:
- Rahmin korunmasını sağlar.
- Doğal anatomiyi bozmadan rahmi destekler. Bu yöntem genellikle doğurganlığını korumak isteyen kadınlarda tercih edilir.
2. Vajinal Sakrokolpopeksi
Bu yöntemde vajina kubbesi veya rahim, pelvik bağ dokulara veya sentetik bir ağ yardımıyla sabitlenir. Bu teknik, özellikle yaşlı hastalarda etkili bir tedavi seçeneğidir. Sakrokolpopeksi, genellikle minimal invaziv cerrahi ile uygulanır ve hızlı iyileşme sağlar.
3. Rahmin Alınması (Histerektomi)
Rahim sarkmasının ileri düzeyde olduğu ve diğer yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda histerektomi tercih edilebilir. Bu işlem sırasında rahim tamamen alınır. Cerrahi histerektomi, şu durumlarda önerilir:
- Şiddetli rahim sarkması.
- Kronik ağrı ve idrar kaçırma gibi semptomların eşlik etmesi.
- Diğer tedavilerden sonuç alınamaması.
Histerektomi sonrası pelvik organları desteklemek için ek cerrahi prosedürler uygulanabilir.
4. Laparoskopik veya Robotik Cerrahi
Günümüzde minimal invaziv cerrahi teknikler, rahim sarkmasının tedavisinde sıkça kullanılmaktadır. Laparoskopik veya robotik cerrahi, hastaların daha kısa sürede iyileşmesine olanak tanır ve cerrahi komplikasyon riskini azaltır. Bu yöntemler, hem uterus-sakral fiksasyon hem de vajinal sakrokolpopeksi işlemlerinde kullanılabilir.
Tedavi Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Rahim sarkması tedavisinde, bireysel ihtiyaçlar ve sağlık durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavi planı yapılırken şu faktörler değerlendirilmelidir:
- Rahim sarkmasının derecesi: Hafif sarkmalar genellikle cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edilebilirken, ileri düzey sarkmalar cerrahi müdahale gerektirebilir.
- Hastanın yaşı ve sağlık durumu: Genel sağlık durumu, cerrahiye uygunluk açısından belirleyici bir faktördür.
- Doğurganlık isteği: Rahmi koruyucu yöntemler, çocuk sahibi olmayı planlayan kadınlarda öncelikli tercih edilir.
- Hastanın yaşam tarzı ve beklentileri: Tedavi sürecindeki konfor ve tedaviden beklenen sonuç, tedavi seçiminde önemlidir.
Rahim sarkması tedavisi, bireyin yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemlerin bir arada kullanılması, optimal sonuçlar elde edilmesini sağlar. Tedavi sürecinde düzenli doktor kontrolleri ve hastanın tedaviye uyumu, başarı oranını artıran önemli unsurlardır. Doğru tedavi seçimi ve önleyici önlemlerle, rahim sarkmasının neden olduğu semptomlar etkili bir şekilde yönetilebilir.
Rahim Sarkmasını Önleme Yöntemleri
Rahim sarkması, tamamen önlenebilir bir durum olmasa da bazı önlemler alarak risk azaltılabilir. Pelvik taban kaslarını güçlendirmek, sağlıklı bir kiloda kalmak ve ağır kaldırmaktan kaçınmak bu önlemler arasında yer alır.
- Düzenli Pelvik Taban Egzersizleri: Kegel egzersizleri gibi pelvik taban kaslarını güçlendiren egzersizler, bu kasların zayıflamasını önleyebilir ve rahim sarkması riskini azaltabilir.
- Sağlıklı Kilo Yönetimi: Aşırı kilonun pelvik taban üzerine yaptığı baskıyı azaltmak için sağlıklı bir kiloda kalmak önemlidir.
- Doğum Sonrası Destekleyici Egzersizler: Doğum sonrası dönemde pelvik taban kaslarını güçlendiren egzersizler yapmak, ilerleyen yıllarda rahim sarkması riskini azaltabilir.
- Kronik Kabızlık ve Öksürükten Kaçınma: Kabızlığı önlemek için lif açısından zengin bir diyet uygulamak ve kronik öksürüğe neden olan durumlardan kaçınmak, pelvik taban kaslarını koruyabilir.
Sonuç
Rahim sarkması, kadınların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek yaygın bir pelvik sağlık sorunudur. Pelvik taban kaslarının güçlendirilmesi, uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması ve yaşam tarzı değişiklikleri ile bu durumun yönetimi mümkündür. Rahim sarkması belirtileri yaşayan kadınların, erken dönemde bir uzmana başvurmaları ve uygun tedavi yöntemleri hakkında bilgi almaları önemlidir. Bu makalede ele alınan bilgiler doğrultusunda, rahim sarkmasının nedenleri, belirtileri, teşhisi ve tedavi seçenekleri detaylı olarak açıklanmıştır. Kadınların bu konuda bilinçlenmesi ve gerekli önlemleri alması, riski azaltabilir ve yaşam kalitesini artırabilir.
Referanslar:
- Rahim Sarkması Nedir? Uterus Prolapsusu: 9 Belirtisi, Tedavisi
- Altman, D., & Väyrynen, T. (2019). Risk factors for pelvic organ prolapse surgery. Obstetrics & Gynecology, 133(5), 1096–1103.
- Olsen, A. L., Smith, V. J., Bergstrom, J. O., Colling, J. C., & Clark, A. L. (1997). Epidemiology of surgically managed pelvic organ prolapse and urinary incontinence. Obstetrics & Gynecology, 89(4), 501–506.
- Maher, C., Feiner, B., Baessler, K., & Schmid, C. (2013). Surgical management of pelvic organ prolapse in women. Cochrane Database of Systematic Reviews, 4, CD004014.
- Dietz, H. P., & Simpson, J. M. (2008). Levator trauma is associated with pelvic organ prolapse. BJOG: An International Journal of Obstetrics & Gynaecology, 115(8), 979–984.
- Barber, M. D., & Maher, C. (2013). Epidemiology and outcome assessment of pelvic organ prolapse. International Urogynecology Journal, 24(11), 1783–1790.
- Swift, S. E., Tate, S. B., & Nichols, J. (2003). Correlation of symptoms with degree of pelvic organ support in a general population of women: What is pelvic organ prolapse? American Journal of Obstetrics and Gynecology, 189(2), 372–379.
- DeLancey, J. O. (1993). Anatomy and biomechanics of genital prolapse. Clinical Obstetrics and Gynecology, 36(4), 897–909.
- Handa, V. L., & Blomquist, J. L. (2020). Pelvic floor disorders after vaginal birth. Obstetrics & Gynecology, 136(3), 591–598.
- Miedel, A., Tegerstedt, G., Maehle-Schmidt, M., & Nyren, O. (2008). Nonobstetric risk factors for symptomatic pelvic organ prolapse. Obstetrics & Gynecology, 111(3), 637–643.
- FitzGerald, M. P., & Brubaker, L. (2002). Pelvic organ prolapse in older women: What happens after menopause? International Urogynecology Journal, 13(1), 41–43.
- Lowder, J. L., Park, A. J., & Ellison, R. (2011). Racial differences in the prevalence of pelvic organ prolapse. Obstetrics & Gynecology, 118(5), 1093–1098.
- Vergeldt, T. F., Weemhoff, M., IntHout, J., & Kluivers, K. B. (2015). Risk factors for pelvic organ prolapse and its recurrence: A systematic review. International Urogynecology Journal, 26(11), 1559–1573.
- Salvatore, S., Athanasiou, S., & Digesu, G. A. (2009). The impact of the menopause on the lower urinary tract and pelvic floor. Climacteric, 12(1), 15–22.
- Bo, K., & Sherburn, M. (2005). Pelvic floor muscle training for prevention and treatment of pelvic organ prolapse. Current Women’s Health Reviews, 1(1), 53–59.
- Shull, B. L. (1999). Pelvic organ prolapse: Clinical assessment and management. The Lancet, 353(9179), 2037–2045.
- Jelovsek, J. E., & Barber, M. D. (2006). Women seeking treatment for advanced pelvic organ prolapse have decreased body image and quality of life. American Journal of Obstetrics and Gynecology, 194(5), 1455–1461.
- Kapoor, D. S., Thakar, R., & Sultan, A. H. (2009). Obstetric perineal trauma: Risk factors and association with pelvic organ prolapse. BJOG: An International Journal of Obstetrics & Gynaecology, 116(4), 532–539.
- Rogers, R. G., Villarreal, A., Kammerer-Doak, D., Qualls, C., & Romero, A. (2001). Sexual function in women with and without pelvic organ prolapse. Obstetrics & Gynecology, 98(4), 661–666.
- Wu, J. M., Matthews, C. A., Conover, M. M., Pate, V., & Funk, M. J. (2014). Lifetime risk of stress urinary incontinence or pelvic organ prolapse surgery. Obstetrics & Gynecology, 123(6), 1201–1206.
- Nygaard, I., Barber, M. D., Burgio, K. L., Kenton, K., Meikle, S., Schaffer, J., … & Spino, C. (2008). Prevalence of symptomatic pelvic floor disorders in US women. JAMA, 300(11), 1311–1316.
- Bump, R. C., Mattiasson, A., Bo, K., Brubaker, L. P., DeLancey, J. O., Klarskov, P., … & Shull, B. L. (1996). The standardization of terminology of female pelvic organ prolapse and pelvic floor dysfunction. American Journal of Obstetrics and Gynecology, 175(1), 10–17.
- Abrams, P., Cardozo, L., Fall, M., Griffiths, D., Rosier, P., Ulmsten, U., … & Wein, A. (2002). The standardization of terminology in lower urinary tract function. Neurourology and Urodynamics, 21(2), 167–178.
- Delancey, J. O. (1992). Structural support of the urethra as it relates to stress urinary incontinence: The hammock hypothesis. American Journal of Obstetrics and Gynecology, 166(6), 1715–1723.
- Swift, S. E. (2000). The distribution of pelvic organ support in a population of female subjects seen for routine gynecologic health care. American Journal of Obstetrics and Gynecology, 183(2), 277–285.
- Rooney, K. E., & Kenton, K. S. (2011). Pelvic organ prolapse. Obstetrics & Gynecology Clinics of North America, 38(4), 643–659
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.nhs.uk/