Abdominal Aort Anevrizması V2

100 / 100

Abdominal Aort Anevrizması (AAA), abdominal bölgedeki aort damarının anormal şekilde genişlemesi ile karakterize edilen ciddi bir kardiyovasküler hastalıktır. Aort, vücuttaki en büyük arter olarak, kalpten vücuda oksijenle zenginleştirilmiş kanı taşır. Abdominal aort, bu arterin karın bölgesinden geçen kısmıdır ve anevrizma bu bölgede geliştiğinde, damar duvarı zayıflar ve normal çapının ötesinde genişler. Bu genişleme, bir balon gibi kan damarının iç kısmında oluşan çıkıntılarla kendini gösterir ve zamanla damar duvarını inceltir, bu da anevrizmanın patlama riskini artırır. Abdominal aort anevrizması, genellikle belirti vermeyen sessiz bir tehlike olarak bilinir. Birçok hastada rutin kontroller sırasında tesadüfen tespit edilirken, patlama durumunda ölümcül olabilen bir kanama meydana gelebilir. Bu nedenle, AAA’nin erken teşhisi ve tedavi edilmesi büyük bir öneme sahiptir.

Abdominal Aort Anevrizması

Anevrizmanın gelişimi, bir dizi faktörün birleşimiyle tetiklenebilir. Genetik yatkınlık, yüksek tansiyon, sigara kullanımı ve yaşlanma gibi etkenler, aort duvarındaki zayıflamayı hızlandıran unsurlar arasında yer alır. Özellikle 65 yaş üstü erkek bireylerde daha sık görülen AAA, aynı zamanda sigara içme öyküsü olanlarda ve aile geçmişinde anevrizma olan kişilerde daha yüksek oranlarda tespit edilmektedir. Kadınlarda da görülebilmesine rağmen, kadınlardaki vaka sayısı erkeklere oranla daha düşüktür ve genellikle daha ileri yaşlarda ortaya çıkar. Hastalığın gelişiminde sigaranın rolü oldukça kritiktir ve sigara içenlerin içmeyenlere göre dört kat daha fazla risk altında olduğu bilinmektedir.

Abdominal aort anevrizmasının tedavisinde kullanılan yöntemler, hastalığın seyrine ve anevrizmanın büyüklüğüne göre değişiklik gösterir. Küçük ve belirti vermeyen anevrizmalar genellikle düzenli takip ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altında tutulabilir. Ancak, büyük anevrizmalar veya hızlı büyüme eğiliminde olanlar, cerrahi müdahale gerektirir. Cerrahi tedavi yöntemleri arasında açık ameliyat ve endovasküler aortik onarım (EVAR) yer alır. EVAR, minimal invaziv bir yöntem olup, daha az komplikasyon ve daha hızlı iyileşme süresi sunar. Öte yandan, cerrahi müdahale gerektirmeyen durumlarda hastanın kan basıncı kontrol altına alınarak ve sigara bırakma gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile anevrizmanın ilerlemesi yavaşlatılabilir.

Abdominal aort anevrizmasının önlenmesi için alınacak en önemli tedbirler arasında sigarayı bırakmak, kan basıncını kontrol altında tutmak ve düzenli doktor kontrollerine gitmek yer alır. Bu hastalık, birçok durumda önlenebilir ve erken teşhis edilmesi halinde tedavi edilebilir. Ancak, tedavi edilmeyen veya göz ardı edilen anevrizmalar hayati tehlike oluşturabilir. Bu makalede, abdominal aort anevrizmasının nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri, tedavi seçenekleri ve korunma yolları detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Abdominal Aort Anevrizması

Abdominal Aort Anevrizmasının Tanımı

Abdominal aort anevrizması, abdominal aortanın 3 cm veya daha fazla genişlemesi olarak tanımlanır. Normal şartlar altında, aortun çapı yaklaşık 2 cm’dir. Bu genişlemenin boyutu, anevrizmanın ciddiyetini belirleyen önemli bir faktördür. Genellikle 5 cm’nin üzerindeki anevrizmalar patlama riski taşır ve acil müdahale gerektirir. Patlama riski, anevrizmanın büyüklüğüne bağlı olarak her yıl %1 ila %10 arasında değişiklik gösterebilir. Anevrizma, genellikle damar duvarında bir zayıflık meydana geldiğinde oluşur ve zamanla genişlemeye devam eder. Bu durum, yüksek kan basıncı, damar sertliği (ateroskleroz), bağ dokusu hastalıkları ve travma gibi nedenlerden kaynaklanabilir.

Aortik anevrizmalar, vücutta farklı bölgelerde meydana gelebilse de, abdominal aortta meydana gelen anevrizmalar en yaygın olanlarıdır. Abdominal aort, karın bölgesinde kalpten çıkan kanı organlara taşıyan en büyük damar olduğundan, burada meydana gelen bir genişleme vücut için ciddi riskler oluşturur. Anevrizma, abdominal aortun alt bölgesinde, genellikle böbrek arterlerinin altında yer alır ve buradaki genişleme ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Abdominal Aort Anevrizması Belirtileri

Abdominal aort anevrizmaları genellikle belirti vermeden sessizce gelişir. Anevrizma büyüdükçe bazı belirtiler ortaya çıkabilir, ancak birçok hasta rutin taramalar veya başka bir hastalık için yapılan görüntüleme testleri sırasında anevrizmaya sahip olduğunu öğrenir. Belirtiler ortaya çıktığında, genellikle anevrizmanın büyüdüğü veya patlamak üzere olduğu anlamına gelir. Başlıca belirtiler şunlardır:

  • Karında veya sırtta sürekli bir ağrı
  • Karın bölgesinde nabız atışı hissi
  • Ani ve şiddetli karın veya sırt ağrısı (anevrizma yırtılmasının işareti olabilir)
  • Mide bulantısı veya kusma
  • Baş dönmesi, bayılma veya bilinç kaybı (anevrizma yırtılması durumunda)

Anevrizma patladığında, şiddetli iç kanama meydana gelir ve bu durum hızlı müdahale gerektirir. Patlama durumunda hayatta kalma oranı düşük olduğundan, belirtiler fark edildiğinde acil tıbbi yardım alınması hayati önem taşır.

Abdominal Aort Anevrizması Nedenleri

Abdominal aort anevrizması gelişimi için birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bu risk faktörleri, hastalığın kimlerde ve hangi koşullar altında gelişme olasılığını artırdığını gösterir. İşte başlıca risk faktörleri:

  • Yaş: AAA, genellikle 65 yaş ve üzeri bireylerde görülür. Yaşlanmayla birlikte damar duvarlarında elastikiyet kaybı meydana gelir ve bu durum anevrizma riskini artırır.
  • Cinsiyet: Erkeklerde abdominal aort anevrizması gelişme riski kadınlara oranla daha yüksektir. Ancak kadınlarda anevrizma geliştiğinde, patlama riski daha fazladır.
  • Genetik Yatkınlık: Ailede anevrizma öyküsü olan bireylerde, anevrizma gelişme riski yüksektir. Genetik faktörler, damar duvarındaki yapısal bozukluklarla ilişkilidir.
  • Sigara: Sigara içmek, AAA gelişiminde en önemli risk faktörlerinden biridir. Sigara, damar duvarlarının zayıflamasına ve aterosklerozun hızlanmasına neden olarak anevrizma oluşumunu tetikler.
  • Hipertansiyon: Yüksek tansiyon, damar duvarlarına ekstra baskı yaparak anevrizma gelişimine katkıda bulunur. Kontrolsüz hipertansiyon, anevrizmanın büyüme hızını artırabilir.
  • Ateroskleroz: Damar sertliği, damar duvarlarındaki plak birikimi sonucu meydana gelir. Bu plaklar, damar duvarlarını zayıflatır ve anevrizma gelişme riskini artırır.
  • Enflamasyon ve Bağ Dokusu Hastalıkları: Bazı bağ dokusu hastalıkları ve kronik inflamatuvar durumlar, damar duvarlarını etkileyerek anevrizma gelişimine yol açabilir.

Risk Faktörleri

Abdominal aort anevrizması risk faktörleri şunları içerir:

  • Tütün kullanımı. Sigara içmek aort anevrizmaları için en güçlü risk faktörüdür. Sigara içmek aort da dahil olmak üzere kan damarlarının duvarlarını zayıflatabilir. Bu, aort anevrizması ve anevrizmanın yırtılması riskini artırır. Ne kadar uzun süre ve ne kadar çok tütün kullanırsanız aort anevrizması gelişme olasılığı o kadar artar. Yaşları 65 ila 75 arasında olan ve halihazırda sigara içen veya sigara içen erkekler, abdominal aort anevrizması taraması için bir kerelik ultrasona tabi tutulmalıdır.
  • Yaş. Abdominal aort anevrizmaları en sık 65 yaş ve üzeri kişilerde görülür.
  • Erkek olmak. Erkeklerde abdominal aort anevrizması kadınlara göre çok daha sık gelişir.
  • Beyaz olmak. Beyaz tenli kişilerde abdominal aort anevrizması riski daha yüksektir.
  • Aile öyküsü. Ailede abdominal aort anevrizması öyküsü olması bu duruma yakalanma riskini artırır.
  • Diğer anevrizmalar. Göğüsteki aortta (torasik aort anevrizması) veya dizin arkasındaki arter gibi başka bir büyük kan damarında anevrizmanın olması, abdominal aort anevrizması riskini artırabilir.

Aort anevrizması riski altındaysanız kan basıncınızı düşürmek ve zayıflamış arterlerdeki stresi azaltmak için ilaçlar verilebilir.

Komplikasyonları

Abdominal aort anevrizmalarının komplikasyonları şunları içerir:

  • Aort duvarının bir veya daha fazla katmanındaki yırtıklara aort diseksiyonu adı verilir.
  • Anevrizma rüptürü.

Bir yırtılma yaşamı tehdit eden iç kanamaya neden olabilir. Genel olarak anevrizma ne kadar büyükse ve ne kadar hızlı büyürse yırtılma riski de o kadar artar.

Aort anevrizmasının yırtıldığına dair belirtiler şunları içerebilir:

  • Ani, yoğun ve kalıcı karın veya sırt ağrısı; yırtılma veya yırtılma hissi verebilir.
  • Düşük kan basıncı.
  • Hızlı nabız.

Aort anevrizmaları aynı zamanda bölgede kan pıhtılaşması riskini de artırır. Bir kan pıhtısı anevrizmanın iç duvarından ayrılırsa vücudun başka bir yerindeki bir kan damarını tıkayabilir. Tıkalı bir kan damarının belirtileri ağrıyı veya bacaklara, ayak parmaklarına, böbreklere veya karın bölgesine kan akışının azalmasını içerebilir.

Önleme

Abdominal aort anevrizmasını önlemek veya kötüleşmesini önlemek için aşağıdakileri yapın:

  • Sigara içmeyin veya tütün ürünleri kullanmayın. Sigara içiyorsanız veya tütün çiğniyorsanız bırakın. Ayrıca pasif içicilikten de kaçının. Sigarayı bırakmak konusunda yardıma ihtiyacınız varsa, yardımcı olabilecek stratejiler hakkında sağlık uzmanınızla görüşün.
  • Sağlıklı diyetle beslen. Çeşitli meyve ve sebzeleri, tam tahılları, tavuk, balık ve az yağlı süt ürünlerini seçin. Doymuş ve trans yağlardan kaçının ve tuzu sınırlandırın.
  • Kan basıncınızı ve kolesterolünüzü kontrol altında tutun. Bakım sağlayıcınız ilaçları reçete ettiyse, bunları talimatlara uygun şekilde alın.
  • Düzenli egzersiz yapın. Haftada en az 150 dakika orta düzeyde aerobik aktivite yapmaya çalışın. Aktif olmadıysanız yavaş yavaş başlayın ve gelişin. Hangi tür aktivitelerin sizin için uygun olduğu konusunda sağlık uzmanınızla konuşun.

Abdominal Aort Anevrizması Tanısı

Abdominal Aort Anevrizması tanısında kullanılan başlıca yöntemler, görüntüleme testleridir. Bu testler, anevrizmanın boyutunu ve yerini belirlemek için kullanılır. Tanı konulurken kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:

  • Ultrason: Karın ultrasonu, anevrizmanın varlığını ve büyüklüğünü değerlendirmek için kullanılan en yaygın yöntemdir. Non-invaziv ve hızlı bir tanı aracıdır.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT) Taraması: BT taraması, anevrizmanın daha detaylı görüntülenmesini sağlar. Anevrizmanın genişliği, uzunluğu ve damar duvarındaki zayıflıklar hakkında bilgi verir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): MR, anevrizmanın boyutunu ve diğer damar yapılarındaki bozulmaları yüksek çözünürlükte görüntülemek için kullanılır.
  • Anjiyografi: Damarların iç yapısını değerlendirmek için kullanılan invaziv bir yöntemdir. Özellikle cerrahi planlama öncesinde anevrizmanın detaylı incelenmesi amacıyla tercih edilir.

Abdominal Aort Anevrizması Taraması

Erkek olmak ve sigara içmek abdominal aort anevrizması riskini önemli ölçüde artırır.

Tarama önerileri farklılık gösterebilir ancak genel olarak:

  • Yaşları 65 ila 75 arasında olan ve sigara içmiş olan erkeklerin karın ultrasonu kullanılarak bir defaya mahsus tarama yaptırmaları gerekmektedir.
  • Hiç sigara içmemiş 65 ila 75 yaş arası erkekler için karın ultrasonu ihtiyacı, ailede anevrizma öyküsü gibi diğer risk faktörlerine dayanmaktadır.

Hiç sigara içmemiş kadınların genellikle abdominal aort anevrizması açısından taranmasına gerek yoktur. Yaşları 65 ila 75 arasında olan ve sigara içme öyküsü olan veya ailede abdominal aort anevrizması öyküsü olan kadınların taramadan fayda görüp görmediğini söylemek için yeterli kanıt yoktur. Taramanın sizin için uygun olup olmadığını sağlık uzmanınıza sorun.

Abdominal Aort Anevrizması

Abdominal Aort Anevrizması Tedavisi

Abdominal aort anevrizması tedavisi, anevrizmanın boyutuna, hastanın genel sağlık durumuna, anevrizmanın büyüme hızına ve patlama riskine bağlı olarak değişiklik gösterir. Tedavi seçenekleri genellikle iki ana başlık altında toplanır: izlem (gözlem) ve cerrahi müdahale. Ayrıca, tedavi planı oluşturulurken risk faktörlerinin yönetimi ve yaşam tarzı değişiklikleri de göz önünde bulundurulur.

1. İzlem (Gözlem) ve Koruyucu Yaklaşım

Küçük çaplı (genellikle 3 ila 5 cm arasında) ve belirti vermeyen anevrizmalar, genellikle cerrahi müdahale gerektirmez. Bu tür anevrizmaların yönetimi, izleme ve yaşam tarzı değişikliklerini içerir. İzlem süreci, anevrizmanın büyüme hızını takip etmek amacıyla düzenli aralıklarla yapılan görüntüleme testlerini içerir. Bu sürede, hastanın yaşam kalitesini artırmak ve anevrizmanın büyümesini yavaşlatmak için çeşitli önlemler alınır.

İzlem sırasında uygulanabilecek yöntemler:

  • Düzenli görüntüleme: Ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemleri kullanılarak anevrizmanın boyutu takip edilir. Genellikle, 3 cm’nin altında anevrizmaya sahip hastalar için yılda bir kez, 3 ila 5 cm arasında anevrizmaya sahip hastalar için ise altı ayda bir görüntüleme önerilir.
  • Kan basıncı kontrolü: Yüksek tansiyon (hipertansiyon), anevrizmanın büyümesini hızlandırabilir. Bu nedenle, kan basıncının kontrol altında tutulması, anevrizma yönetiminde önemli bir rol oynar. Doktorlar genellikle antihipertansif ilaçlar reçete ederler ve hastalara tuz tüketimini azaltmaları, stresle başa çıkmaları ve düzenli egzersiz yapmaları önerilir.
  • Sigara bırakma: Sigara içmek, anevrizma gelişiminde en büyük risk faktörlerinden biridir ve sigara içen hastalarda anevrizma büyüme riski daha yüksektir. Sigaranın bırakılması, anevrizmanın büyüme hızını yavaşlatabilir ve patlama riskini azaltabilir.
  • Kolesterol yönetimi: Yüksek kolesterol seviyeleri, aterosklerozun gelişimini teşvik edebilir, bu da anevrizma riskini artırır. Statinler gibi kolesterol düşürücü ilaçlar, damar duvarlarını güçlendirmek ve anevrizmanın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılabilir.
  • Düzenli egzersiz: Orta düzeyde egzersiz, genel kalp ve damar sağlığını iyileştirir ve anevrizma büyümesini yavaşlatabilir. Ancak, ağır egzersizlerden ve anevrizmaya baskı yapabilecek aktivitelerden kaçınılması önerilir.

2. Cerrahi Müdahale

Cerrahi müdahale, genellikle büyük çaplı (5 cm’den büyük) anevrizmalar veya hızla büyüyen, semptomatik veya patlama riski yüksek anevrizmalar için gereklidir. Cerrahi müdahale, anevrizmanın boyutuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak farklı yöntemlerle gerçekleştirilir. İki ana cerrahi yöntem vardır: açık cerrahi ve endovasküler aort onarımı (EVAR).

2.1. Açık Cerrahi Onarım

Açık cerrahi, abdominal aort anevrizmasının tedavisinde uzun yıllardır kullanılan geleneksel yöntemdir. Bu işlem, karın bölgesinde büyük bir kesi yapılarak gerçekleştirilir ve anevrizmanın bulunduğu bölgedeki hasarlı damar dokusu çıkarılır. Çıkarılan bölge, yapay bir damar grefti ile değiştirilir ve normal kan akışı yeniden sağlanır.

Açık cerrahi onarımın aşamaları:

  • Hasta genel anestezi altına alınır.
  • Karın bölgesine büyük bir kesi yapılır ve abdominal aorta ulaşılır.
  • Anevrizma bölgesi cerrahi olarak çıkarılır ve hasarlı bölge greft (yapay damar) ile değiştirilir.
  • Cerrah, greftin yerine düzgün yerleştiğinden emin olduktan sonra karın bölgesi kapatılır ve hasta yoğun bakıma alınır.

Açık cerrahinin avantajları:

  • Uzun vadede etkili bir çözüm sunar ve başarılı sonuçlar sağlar.
  • Tekrar anevrizma gelişme riski oldukça düşüktür.
  • Greftin dayanıklılığı, hastanın yaşam süresi boyunca çoğu durumda yeterli olur.

Açık cerrahinin dezavantajları:

  • Büyük bir cerrahi işlem olduğu için iyileşme süresi uzundur (genellikle 4 ila 6 hafta).
  • Ameliyat sırasında ve sonrasında enfeksiyon, kanama ve anestezi ile ilgili komplikasyonlar gelişebilir.
  • Yaşı ilerlemiş ve başka sağlık sorunları olan hastalarda, bu cerrahi yöntem yüksek risk taşıyabilir.
2.2. Endovasküler Aort Onarımı (EVAR)

Endovasküler aort onarımı (EVAR), minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir ve geleneksel açık cerrahiye göre daha az risk içerir. Bu prosedürde, anevrizmanın bulunduğu bölgeye damardan girilerek bir stent greft yerleştirilir. Stent greft, anevrizmanın genişlediği bölgeyi içeriden destekleyerek damar duvarını güçlendirir ve kan akışını normale döndürür.

EVAR’ın aşamaları:

  • Hasta genellikle lokal veya epidural anestezi altında olur.
  • Kasık bölgesindeki femoral arter üzerinden küçük bir kesi yapılır ve damara ince bir kateter yerleştirilir.
  • Kateter yardımıyla, anevrizmanın bulunduğu bölgeye bir stent greft gönderilir ve bu stent, anevrizmanın genişleyen bölgesine yerleştirilir.
  • Stent greft, kanın normal yolundan akmasını sağlar ve anevrizmanın iç kısmını koruyarak patlama riskini azaltır.
  • İşlem tamamlandıktan sonra kateter çıkarılır ve kasık bölgesindeki kesiler kapatılır.

EVAR’ın avantajları:

  • Minimal invaziv bir işlem olduğu için iyileşme süresi daha kısadır (genellikle birkaç gün içinde hasta taburcu edilebilir).
  • Ameliyat sonrası komplikasyon riski daha düşüktür.
  • Daha az ağrı, daha az kanama ve daha hızlı iyileşme süresi sağlar.
  • Yaşı ilerlemiş veya ciddi sağlık sorunları olan hastalar için daha güvenli bir seçenektir.

EVAR’ın dezavantajları:

  • Tüm hastalar için uygun bir yöntem değildir; anevrizmanın yapısına ve hastanın damar anatomisine bağlı olarak bazı hastalar bu yöntem için uygun olmayabilir.
  • Uzun vadeli izlem gerektirir; stentin yerinden kayması veya tıkanması gibi komplikasyonlar gelişebilir.
  • Düzenli kontroller ve görüntüleme testleri ile stentin durumu takip edilmelidir.

3. Tedavi Sonrası İzlem

Anevrizma tedavisinden sonra, hastalar düzenli izlem ve kontrollerden geçirilmelidir. Özellikle EVAR sonrasında, stent greftin doğru bir şekilde yerleşip yerleşmediğini ve herhangi bir komplikasyonun gelişip gelişmediğini kontrol etmek için görüntüleme testleri yapılır. Tedavi sonrası izlemde dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar şunlardır:

  • Görüntüleme Testleri: Ameliyattan sonraki ilk yıl içinde birkaç kez ve sonrasında düzenli olarak ultrason veya BT taramaları yapılır.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Tedavi sonrasında hastaların sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri önemlidir. Sigara içmeyi bırakmak, kan basıncını kontrol altında tutmak, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli bir diyet izlemek, anevrizma tekrarlama riskini azaltabilir.
  • İlaç Kullanımı: Kan basıncını düşürücü ilaçlar, kolesterol düşürücü statinler ve kan sulandırıcı ilaçlar, tedavi sonrasında anevrizmanın tekrarlama riskini azaltmak için reçete edilebilir.

Korunma Yöntemleri

AAA gelişimini önlemek için risk faktörlerinin kontrol altına alınması önemlidir. Alınabilecek başlıca önlemler şunlardır:

  • Sigara Bırakma: Sigara, anevrizma riskini artıran en önemli faktörlerden biridir. Sigara içmenin bırakılması, AAA gelişme riskini önemli ölçüde azaltır.
  • Kan Basıncının Kontrolü: Yüksek tansiyon, damar duvarlarına baskı yaparak anevrizma gelişimini hızlandırır. Tansiyonun düzenli kontrol edilmesi ve gerekiyorsa ilaçlarla kontrol altına alınması önemlidir.
  • Sağlıklı Beslenme: Kalp sağlığını koruyacak şekilde dengeli ve düşük yağlı bir diyet, anevrizma gelişimini yavaşlatabilir.
  • Düzenli Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite, damar sağlığını koruyarak anevrizma riskini azaltmaya yardımcı olur.

Sonuç

Abdominal aort anevrizması, ciddi sonuçlar doğurabilecek bir damar hastalığıdır. Erken tanı ve tedavi, bu hastalığın ölümcül sonuçlarını önlemede kritik rol oynar. Risk faktörlerinin farkında olmak, düzenli sağlık kontrollerine gitmek ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimsemek, AAA gelişimini önlemek veya yavaşlatmak için en etkili yöntemlerdir. Tedavi edilmediği takdirde ciddi komplikasyonlara yol açabilen bu hastalığın ciddiyetinin farkında olmak ve gerektiğinde tıbbi yardım almak hayat kurtarıcı olabilir.

Referanslar:

  1. Abdominal Aort Anevrizması
  2. Johnston, K. W. (1991). Abdominal aortic aneurysm: epidemiology, risk factors, and prognosis. The Canadian journal of surgery, 34(5), 422.
  3. Lederle, F. A., Johnson, G. R., Wilson, S. E., Chute, E. P., Littooy, F. N., Bandyk, D., … & Hurie, J. B. (2002). The aneurysm detection and management study screening program: validation cohort and final results. Archives of internal medicine, 160(10), 1425-1430.
  4. Norman, P. E., & Powell, J. T. (2007). Abdominal aortic aneurysm: the prognosis in women is worse than in men. Circulation, 115(22), 2865-2869.
  5. Gillum, R. F. (1995). Epidemiology of aortic aneurysm in the United States. Journal of clinical epidemiology, 48(10), 1289-1298.
  6. Powell, J. T., & Greenhalgh, R. M. (2003). Small abdominal aortic aneurysms. New England Journal of Medicine, 348(19), 1895-1901.
  7. Fleming, C., Whitlock, E. P., Beil, T. L., & Lederle, F. A. (2005). Screening for abdominal aortic aneurysm: a best-evidence systematic review for the US Preventive Services Task Force. Annals of internal medicine, 142(3), 203-211.
  8. McGregor, J. C., Pollock, J. G., & Anton, H. C. (1975). The value of ultrasonography in the diagnosis of abdominal aortic aneurysm. Scottish medical journal, 20(3), 133-137.
  9. Greenhalgh, R. M., Brown, L. C., Powell, J. T., Thompson, S. G., Epstein, D., & Sculpher, M. J. (2004). Endovascular versus open repair of abdominal aortic aneurysm. New England Journal of Medicine, 351(16), 1607-1618.
  10. Brewster, D. C., Cronenwett, J. L., Hallett Jr, J. W., Johnston, K. W., Krupski, W. C., & Matsumura, J. S. (2003). Guidelines for the treatment of abdominal aortic aneurysms. Journal of vascular surgery, 37(5), 1106-1117.
  11. Norman, P. E., & Jamrozik, K. (2003). Population screening for abdominal aortic aneurysm. In Seminars in vascular surgery (Vol. 16, No. 2, pp. 123-129). WB Saunders.
  12. Svensjö, S., Björck, M., Gürtelschmid, M., Djavani-Gidlund, K., Hellberg, A., & Wanhainen, A. (2011). Low prevalence of abdominal aortic aneurysm among 65-year-old Swedish men indicates a change in the epidemiology of the disease. Circulation, 124(10), 1118-1123.
  13. Szilagyi, D. E., Smith, R. F., Elliott, J. P., & Hageman, J. H. (1973). Resection of the abdominal aortic aneurysm: a new method of treatment. Surgery, 73(3), 307-312.
  14. Sakalihasan, N., Limet, R., & Defawe, O. D. (2005). Abdominal aortic aneurysm. The Lancet, 365(9470), 1577-1589.
  15. Lilienfeld, D. E., Gunderson, P. D., Sprafka, J. M., & Vargas, C. (1993). Epidemiology of aortic aneurysms: mortality trends in the United States, 1951 to 1981. Arteriosclerosis, Thrombosis, and Vascular Biology, 13(4), 355-360.
  16. Dubost, C., Allary, M., & Oeconomos, N. (1952). Resection of an aneurysm of the abdominal aorta: reestablishment of the continuity by a preserved human arterial graft, with result after five months. AMA archives of surgery, 64(3), 405-408.
  17. Cronenwett, J. L., & Johnston, K. W. (2014). Rutherford’s vascular surgery. Elsevier Health Sciences.
  18. Lederle, F. A., & Simel, D. L. (2007). The rational clinical examination. Does this patient have abdominal aortic aneurysm?. JAMA, 297(15), 1662-1672.
  19. Wilmink, A. B., Quick, C. R., & Day, N. E. (1999). The association between cigarette smoking and abdominal aortic aneurysms. Journal of vascular surgery, 30(6), 1099-1105
  20. https://scholar.google.com/
  21. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  22. https://www.researchgate.net/
  23. https://www.mayoclinic.org/
  24. https://www.nhs.uk/
  25. https://www.webmd.com/
Abdominal Aort Anevrizması
Abdominal Aort Anevrizması
Sağlık Bilgisi Paylaş !