Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı: 10 Belirtisi Nedenleri Tedavisi
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, gözyaşlarının burun boşluğuna düzgün bir şekilde akmasını engelleyen bir durumdur. Gözlerde sürekli yaşarma, iltihaplanma ve rahatsızlık gibi belirtilerle kendini gösterir. Gözyaşı kanalının tıkanması, hem bebeklerde hem de yetişkinlerde görülebilir ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu makalede, gözyaşı kanalı tıkanıklığının nedenleri, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Aynı zamanda bu durumun hayat kalitesine olan etkileri ve önleme yolları da incelenecektir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı: 10 Belirtisi Nedenleri Tedavisi
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, özellikle bebeklerde yaygın olarak görülür. Bebeklerde doğuştan gelen anatomik problemler veya enfeksiyonlar bu duruma yol açabilir. Ancak, yetişkinlerde de çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Örneğin, yaşlanma ile birlikte gözyaşı kanallarında daralma veya travma sonucu oluşan hasarlar tıkanıklığa neden olabilir. Ayrıca, göz çevresindeki tümörler, kronik sinüs enfeksiyonları ve bazı sistemik hastalıklar da bu duruma yol açabilir.
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı genellikle göz doktorları tarafından teşhis edilir ve tedavi edilir. Tanı için fiziksel muayene, gözyaşı testi ve görüntüleme teknikleri kullanılır. Tedavi seçenekleri, tıkanıklığın şiddetine ve altta yatan nedene bağlı olarak değişir. Basit vakalarda sıcak kompresler ve masaj gibi evde uygulanabilecek yöntemler önerilirken, daha ciddi vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Bu makalede, her bir tedavi yönteminin detayları ve etkinliği de ele alınacaktır.
Bu durum, sadece fiziksel rahatsızlık değil, aynı zamanda yaşam kalitesini de olumsuz etkileyebilir. Sürekli yaşarma ve göz enfeksiyonları, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan sorunlara yol açabilir. Özellikle çocuklarda, tedavi edilmediği takdirde ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Bu nedenle, gözyaşı kanalı tıkanıklığı hakkında bilinçlenmek ve erken dönemde uygun tedavi yöntemlerine başvurmak önemlidir. Şimdi, bu rahatsızlığın nedenleri ve belirtilerini daha yakından inceleyelim.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Belirtileri
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, gözyaşı sıvısının gözden buruna doğru düzgün bir şekilde akmasını engelleyen bir durumdur. Bu tıkanıklık, gözde rahatsızlık hissine yol açan çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Gözyaşı kanalının doğuştan tıkanıklığı (konjenital) bebeklerde sık görülürken, yetişkinlerde genellikle travma, enfeksiyon, yaşlanma ya da burun yapısındaki değişikliklere bağlı olarak gelişir. Gözyaşı kanalının tıkalı olduğu durumlarda gözyaşı düzgün şekilde boşalamaz, bu da rahatsızlık verici bir dizi semptoma yol açar. İşte bu hastalığın en yaygın belirtileri:
1. Sürekli Göz Sulanması (Epifora)
Gözyaşı kanalındaki tıkanıklığın en yaygın ve belirgin belirtisi, gözde sürekli sulanmadır. Bu durum, gözyaşı sıvısının gözden buruna boşalamaması sonucu meydana gelir. Sulanma genellikle şunlara yol açar:
- Göz çevresinde ıslaklık hissi
- Sık sık yüzü silme ihtiyacı
- Göz altı ve çevresinde tahriş ve kızarıklık
Bu belirtiler, özellikle rüzgarlı hava, soğuk ortamlar ya da parlak ışık gibi dış etkenler altında daha da kötüleşebilir.
2. Tekrarlayan Enfeksiyonlar
Gözyaşı kanalında tıkanıklık, gözyaşı sıvısının düzgün şekilde akmaması nedeniyle enfeksiyonlara zemin hazırlar. Göz yüzeyinde biriken gözyaşı, bakterilerin üremesi için uygun bir ortam yaratır. Bu durum tekrarlayan enfeksiyonlara neden olabilir:
- Konjonktivit: Gözün beyaz kısmında kızarıklık, çapaklanma ve kaşıntı şeklinde kendini gösterir.
- Dakriosistit: Gözyaşı kesesi bölgesinde şişlik, ağrı ve kızarıklık ile karakterize bir enfeksiyondur.
Enfeksiyonlar tedavi edilmediğinde daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir, bu nedenle bu belirti göz ardı edilmemelidir.
3. Çapaklanma ve Gözde Akıntı
Gözyaşı kanalının tıkanması, gözde çapaklanma ve akıntıya neden olabilir. Özellikle sabah saatlerinde göz kapaklarının yapışık olması veya göz çevresinde kurumuş bir akıntı görülmesi yaygındır. Akıntı, genellikle aşağıdaki özelliklerde olabilir:
- Sarımsı veya beyaz renkli
- Bakteriyel enfeksiyon durumunda koyu ve yoğun
Bu durum hem estetik bir rahatsızlık yaratır hem de enfeksiyonun yayılma riskini artırır.
4. Gözde Kızarıklık
Gözde kalıcı veya sık tekrarlayan kızarıklık, gözyaşı kanalının tıkanıklığından kaynaklanabilir. Göz yüzeyinde biriken gözyaşı, iltihaplanmayı ve irritasyonu artırarak kızarıklık oluşturur. Kızarıklık, aşağıdaki durumlarda daha belirgin hale gelebilir:
- Uzun süreli ekran kullanımı
- Alerjenlere maruz kalma
- Tozlu veya dumanlı ortamlarda bulunma
Gözdeki kızarıklık genellikle enfeksiyon belirtisiyle birleştiğinde şiddetlenir ve ağrı ile birlikte seyredebilir.
5. Göz Altında Şişlik
Gözyaşı kesesi bölgesinde, özellikle burun köküne yakın kısımda şişlik görülebilir. Bu şişlik, tıkanıklığın şiddetli olduğu durumlarda daha belirgin hale gelir. Şişliğin özellikleri şunlar olabilir:
- Dokunulduğunda hassasiyet veya ağrı
- Kızarıklık ve sıcaklık artışı (enfeksiyon durumunda)
- Şişliğe hafifçe bastırıldığında iltihaplı veya sulu bir akıntının gözden dışarı akması
Bu tür bir şişlik genellikle enfeksiyonun ilerlediğini veya kronikleştiğini gösterir.
6. Görmede Bulanıklık
Göz yüzeyinde biriken gözyaşı, görme kalitesini etkileyebilir. Gözün ön yüzeyindeki fazla sıvı, ışığın retinaya düzgün bir şekilde ulaşmasını engeller. Bunun sonucunda:
- Bulanık görme
- Işık hassasiyeti (fotofobi)
- Dış ortamda zorlanma
Bulanık görme, diğer belirtilerle birleştiğinde günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir ve bir göz uzmanına danışmayı gerektirir.
7. Gözde Ağrı
Gözyaşı kanalının tıkanıklığına bağlı olarak göz çevresinde ağrı hissi oluşabilir. Özellikle enfeksiyon geliştiğinde ağrı şiddetlenir. Ağrı genellikle şu durumlarda yoğunlaşır:
- Gözyaşı kesesi üzerine bastırıldığında
- Uzun süreli sulanma veya çapaklanma sonrası
- Enfeksiyonun ilerlemesi durumunda
Göz ağrısı, gözdeki iltihaplanmanın veya kanalın tamamen tıkalı olduğunun bir işareti olabilir.
8. Göz Çevresinde Tahriş
Göz çevresinde sürekli nemlilik ve sızan gözyaşı, ciltte tahrişe ve kuruluğa neden olabilir. Bu durum genellikle şu belirtilerle kendini gösterir:
- Göz altlarında kızarıklık ve soyulma
- Ciltte kaşıntı ve yanma hissi
- Tahrişe bağlı olarak ciltte çatlaklar veya yaralar oluşması
Bu tür belirtiler, kozmetik açıdan rahatsızlık yaratabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.
9. Burun Akıntısı
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, bazı hastalarda burun akıntısına neden olabilir. Gözyaşı kanalı ile burun arasında bağlantı olduğundan, bu bölgede biriken sıvı bazen buruna doğru akabilir. Bu durum genellikle soğuk algınlığı semptomları ile karıştırılabilir.
10. Bebeklerde Belirtiler
Doğuştan gözyaşı kanalı tıkanıklığı olan bebeklerde belirtiler daha belirgin olabilir. Bebeklerde sıkça görülen belirtiler şunlardır:
- Gözde aşırı sulanma, özellikle ağladıklarında gözyaşı akmaması
- Çapaklanma ve gözde yapışıklık
- Göz çevresinde kızarıklık ve tahriş
Bebeklerde gözyaşı kanalının tıkanıklığı genellikle ilk birkaç ay içinde kendiliğinden geçebilir. Ancak, semptomlar devam ederse doktor müdahalesi gereklidir.
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı belirtileri, hafiften şiddetliye kadar geniş bir spektrumda görülebilir. Erken teşhis ve tedavi, belirtilerin kontrol altına alınmasını ve olası komplikasyonların önlenmesini sağlar. Bu nedenle, bu belirtilerden bir veya birkaçını fark ettiğinizde bir göz doktoruna başvurmanız önemlidir.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nedenleri
Gözyaşı kanallarının tıkanması doğumdan yetişkinliğe kadar her yaşta meydana gelebilir.
Nedenleri şunları içerir:
- Konjenital tıkanıklık. Pek çok bebek gözyaşı kanalı tıkalı olarak doğar. Gözyaşı drenaj sistemi tam olarak gelişmemiş olabilir veya kanal anormalliği olabilir. Çoğunlukla nazolakrimal kanal adı verilen, buruna boşalan açıklığın üzerinde ince bir doku zarı kalır.
- Yaşa bağlı değişiklikler. Yaşlandıkça, punkta adı verilen gözyaşlarını akıtan küçük açıklıklar daralarak tıkanmaya neden olabilir.
- Enfeksiyon veya iltihaplanma. Gözlerinizde, gözyaşı drenaj sisteminizde veya burnunuzda uzun süreli enfeksiyon veya iltihaplanma, gözyaşı kanallarınızın tıkanmasına neden olabilir.
- Yaralanma veya travma. Yüzünüzdeki bir yaralanma, drenaj sisteminin yakınında kemik hasarına veya yara izine neden olabilir, bu da kanallardaki tipik gözyaşı akışını etkileyebilir. Kanalda biriken küçük kir parçacıkları veya gevşek deri hücreleri bile tıkanmaya neden olabilir.
- Tümör. Burundaki veya gözyaşı drenaj sisteminin herhangi bir yerindeki bir tümör tıkanmaya neden olabilir.
- Gözyaşı. Nadiren, glokom tedavisinde kullanılan göz damlaları gibi bazı ilaçların uzun süreli kullanımı gözyaşı kanalının tıkanmasına neden olabilir.
- Kanser tedavileri. Gözyaşı kanalının tıkanması kemoterapi ilacının ve kansere yönelik radyasyon tedavisinin olası bir yan etkisidir.
Gözyaşı drenaj sistemi nasıl çalışır?
Gözyaşlarınızın çoğunu lakrimal bezler üretir. Bu bezler her iki gözün üzerindeki üst kapakların içinde bulunur. Tipik olarak gözyaşı, lakrimal bezlerden gözünüzün yüzeyine akar. Gözyaşları, üst ve alt göz kapaklarınızın iç köşelerindeki punkta adı verilen açıklıklara akar.
Puncta, kanalikül adı verilen küçük kanallara açılır. Kanaliküller, gözyaşlarını burun kenarındaki lakrimal kese adı verilen bir rezervuara taşıyan bir keseye taşır. Oradan gözyaşları nazolakrimal kanaldan aşağıya doğru ilerleyerek burnunuza akar. Gözyaşları buruna girdiğinde yeniden emilir.
Gözyaşı drenaj sisteminin punktadan burnunuza kadar herhangi bir noktasında tıkanıklık meydana gelebilir. Bu olduğunda, gözyaşlarınız düzgün bir şekilde akmaz, gözlerinizin sulanmasına neden olur ve göz enfeksiyonları ve iltihaplanma riskinizi artırır.
Risk Faktörleri
Bazı faktörler gözyaşı kanalı tıkanıklığı riskini artırır:
- Yaş. Yaşlı yetişkinler yaşa bağlı değişiklikler nedeniyle gözyaşı kanallarının tıkanması riski altındadır.
- Kronik göz iltihabı. Gözleriniz sürekli tahriş oluyorsa, kızarıyorsa ve iltihaplanıyorsa gözyaşı kanalının tıkanması riski daha yüksektir.
- Önceki ameliyat. Önceki göz, göz kapağı, burun veya sinüs ameliyatı, kanal sisteminde bir miktar yara izine neden olmuş ve muhtemelen daha sonra gözyaşı kanalının tıkanmasına neden olmuş olabilir.
- Glokom. Glokom karşıtı ilaçlar genellikle göze topikal olarak kullanılır. Bunları veya diğer topikal göz ilaçlarını kullandıysanız, gözyaşı kanalının tıkanması riski daha yüksektir.
- Önceki kanser tedavisi. Kanseri tedavi etmek için radyasyon veya kemoterapi gördüyseniz, özellikle de radyasyon yüzünüze veya başınıza odaklanmışsa, gözyaşı kanalının tıkanması riski daha yüksektir.
Komplikasyonları
Gözyaşlarınız olması gerektiği gibi akmadığı için drenaj sisteminde kalan gözyaşları durgunlaşır. Bu, sık sık göz enfeksiyonlarına ve iltihaplanmalara yol açabilecek bakteri, virüs ve mantarların büyümesini teşvik eder.
Göz yüzeyindeki konjonktiva olarak bilinen şeffaf zar da dahil olmak üzere gözyaşı drenaj sisteminin herhangi bir kısmı, gözyaşı kanalının tıkanması nedeniyle enfeksiyon kapabilir veya iltihaplanabilir.
Önleme
Yaşamın ilerleyen dönemlerinde gözyaşı kanalı tıkanıklığı riskini azaltmak için göz iltihabı veya enfeksiyonlarının derhal tedavisini alın. İlk etapta göz enfeksiyonlarını önlemek için şu ipuçlarını izleyin:
- Ellerinizi iyice ve sık sık yıkayın.
- Gözlerinizi ovuşturmamaya çalışın.
- Eyelinerınızı ve maskaranızı düzenli olarak değiştirin. Bu kozmetik ürünlerini asla başkalarıyla paylaşmayın.
- Kontakt lens kullanıyorsanız, üreticinin ve göz bakım uzmanınızın tavsiyelerine göre lenslerinizi temiz tutun.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Teşhisi
Durumunuzu teşhis etmek için sağlık uzmanınız sizinle belirtileriniz hakkında konuşur, gözlerinizi inceler ve birkaç test yapar. Sağlayıcınız ayrıca burun pasajlarınızdaki herhangi bir yapısal bozukluğun tıkanmaya neden olup olmadığını belirlemek için burnunuzun içini de inceleyecektir. Sağlayıcınız gözyaşı kanalının tıkalı olduğundan şüpheleniyorsa tıkanıklığın yerini bulmak için başka testlerden de geçebilirsiniz.
Gözyaşı kanalı tıkanıklığını teşhis etmek için kullanılan testler şunları içerir:
- Gözyaşı drenaj testi. Bu test gözyaşlarınızın ne kadar hızlı aktığını ölçer. Her gözün yüzeyine bir damla özel boya damlatılır. Beş dakika sonra boyanın çoğu hala göz yüzeyindeyse gözyaşı kanalınız tıkalı olabilir.
- Sulama ve sondalama. Sağlayıcınız gözyaşı drenaj sisteminizden ne kadar iyi boşaldığını kontrol etmek için bir salin solüsyonu akıtabilir. Veya tıkanıklıkları kontrol etmek için kapağınızın köşesindeki puncta adı verilen küçük drenaj deliklerinden ince bir alet yerleştirilebilir. Bazı durumlarda bu araştırma sorunu çözebilir.
- Göz görüntüleme testleri. Bu işlemler için göz kapağınızın köşesindeki noktadan gözyaşı drenaj sisteminiz yoluyla kontrast boya geçirilir. Daha sonra tıkanıklığın yerini ve nedenini bulmak için röntgen, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) kullanılır.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Tedavisi
Tedaviniz gözyaşı kanalı tıkanıklığına neyin sebep olduğuna bağlıdır. Sorunu düzeltmek için birden fazla yaklaşıma ihtiyacınız olabilir. Gözyaşı kanalınızın tıkanmasına bir tümör neden oluyorsa tedavi tümörün nedenine odaklanacaktır. Tümörü çıkarmak için ameliyat yapılabilir veya sağlayıcınız onu küçültmek için başka tedaviler kullanmanızı önerebilir.
- Enfeksiyonla mücadele için ilaçlar. Sağlayıcınız bir enfeksiyon olduğundan şüpheleniyorsa antibiyotik göz damlaları veya hapları reçete edilebilir.
- İzle ve bekle veya masaj yap. Gözyaşı kanalı tıkalı olarak doğan bebekler genellikle herhangi bir tedavi gerektirmeden iyileşir. Bu, drenaj sistemi yaşamın ilk birkaç ayında olgunlaştıkça gerçekleşebilir. Çoğunlukla nazolakrimal kanal adı verilen, buruna boşalan açıklığın üzerinde ince bir doku zarı kalır. Bebeğinizin tıkalı gözyaşı kanalı düzelmiyorsa, bebeğinizin sağlık uzmanı size zarın açılmasına yardımcı olacak özel bir masaj tekniği öğretebilir.Gözyaşı kanalı tıkanıklığına neden olan bir yüz yaralanması geçirdiyseniz, sağlayıcınız, yaralanmanız iyileştikçe durumun iyileşip iyileşmediğini görmek için birkaç ay beklemenizi önerebilir. Şişlik azaldıkça gözyaşı kanallarınız kendiliğinden açılabilir.
- Genişletme, sondalama ve yıkama. Bebeklerde bu teknik genel anestezi altında yapılır. Sağlayıcı, punktal açıklıkları özel bir genişletme aletiyle genişletir. Daha sonra punktadan gözyaşı drenaj sistemine ince bir prob yerleştirilir.Noktası kısmen daralmış yetişkinler için, doktorunuz küçük bir sondayla noktayı genişletebilir ve ardından gözyaşı kanalını yıkayabilir. Buna sulama denir. Sulama, genellikle en azından geçici bir rahatlama sağlayan basit bir ayakta tedavi prosedürüdür.
- Stentleme veya entübasyon. Bu işlem genellikle genel anestezi kullanılarak yapılır. Silikon veya poliüretandan yapılmış ince bir tüp, göz kapağınızın köşesindeki bir veya her iki noktadan geçirilir. Bu tüpler daha sonra gözyaşı drenaj sisteminden burnunuza geçer. Gözünüzün köşesinde küçük bir boru halkası görünür durumda kalacaktır ve tüpler genellikle çıkarılmadan önce yaklaşık üç ay boyunca içeride bırakılır. Olası komplikasyonlar tüpün varlığından kaynaklanan iltihaplanmayı içerir.
- Balon kateter dilatasyonu. Diğer tedaviler işe yaramadıysa veya tıkanıklık tekrar ortaya çıkarsa bu prosedür kullanılabilir. Genellikle bebekler ve küçük çocuklar için etkilidir ve ayrıca kısmi tıkanıklığı olan yetişkinlerde de kullanılabilir. İlk önce genel anestezi yapılır. Daha sonra sağlayıcı, burundaki gözyaşı kanalı tıkanıklığından kateter adı verilen bir tüpü geçirir. Tüpün ucunda sönük bir balon bulunur. Daha sonra balon birkaç kez şişirilip söndürülerek tıkanıklığın açılması sağlanır.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Ameliyatı
Tıkanmış gözyaşı kanallarını tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan ameliyata dakriyosistorinostomi (DAK-ree-oh-sis-toe-rye-nohs-tuh-me) denir. Bu prosedür, gözyaşlarının burnunuzdan tekrar akması için geçiş yolunu açar. Ayakta tedavi prosedürü olarak gerçekleştiriliyorsa size genel anestezi veya lokal anestezi verilecektir.
Bu prosedürdeki adımlar, tıkanıklığınızın tam yeri ve kapsamının yanı sıra cerrahınızın deneyimine ve tercihlerine bağlı olarak değişir.
- Harici. Eksternal dakriyosistorinostomi ile cerrahınız burnunuzun yan tarafında, lakrimal kesenin yakınında bir kesi yapar. Gözyaşı kesesini burun boşluğunuza bağladıktan ve yeni geçiş yoluna stent yerleştirdikten sonra cerrah, cilt kesisini birkaç dikişle kapatır.
- Endoskopik veya endonazal. Bu yöntemle cerrahınız burun açıklığından kanal sisteminize yerleştirilen mikroskobik bir kamera ve diğer küçük aletleri kullanır. Bu yöntemde kesi yapılmadığı için iz de kalmaz. Ancak başarı oranları harici prosedürdeki kadar yüksek değildir.
Ameliyattan sonra enfeksiyonu önlemek ve iltihabı azaltmak için burun tıkanıklığı giderici bir sprey ve göz damlası kullanacaksınız. 6 ila 12 hafta sonra, iyileşme süreci boyunca yeni kanalı açık tutmak için kullanılan stentlerin çıkarılması için doktorunuzun ofisine döneceksiniz.
Komplikasyonlar ve Riskler
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavi edilmediği takdirde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonlar arasında kronik göz enfeksiyonları, sürekli göz iltihaplanması (konjonktivit) ve dakriyosistit (gözyaşı kesesi iltihabı) yer alır. Özellikle bebeklerde, gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavi edilmediğinde göz çevresinde kalıcı hasar ve görme problemleri gelişebilir. Yetişkinlerde ise, kronik sinüzit ve göz çevresinde apse oluşumu gibi durumlar görülebilir.
Önleme Yolları
Gözyaşı kanalı tıkanıklığını önlemek için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:
- Göz Hijyenine Dikkat: Gözleri temiz ve hijyenik tutmak, enfeksiyon riskini azaltarak gözyaşı kanalının tıkanmasını önleyebilir.
- Travmadan Kaçınma: Göz ve burun bölgesine gelen darbeler, gözyaşı kanalına zarar verebilir. Bu nedenle, bu bölgeyi korumaya özen gösterilmelidir.
- Enfeksiyonların Tedavisi: Göz ve sinüs enfeksiyonları, gözyaşı kanalını etkileyebilir. Bu tür enfeksiyonların erken dönemde tedavi edilmesi önemlidir.
- Rutin Göz Muayenesi: Özellikle risk altındaki bireylerde (örneğin, kronik sinüzit hastaları veya yaşlılar), düzenli göz muayeneleri ile olası tıkanıklıkların erken teşhisi sağlanabilir.
Sonuç
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve ciddi komplikasyonlara yol açabilen bir durumdur. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri ile bu durum kontrol altına alınabilir ve olası komplikasyonlar önlenebilir. Hem bebeklerde hem de yetişkinlerde farklı nedenlerle ortaya çıkabilen bu rahatsızlık, her yaş grubunda farklı belirtiler gösterebilir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı hakkında farkındalık oluşturmak ve erken dönemde uygun tedavi yöntemlerine başvurmak, hastaların yaşam kalitesini artıracaktır.
Referanslar:
- Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı: 10 Belirtisi Nedenleri Tedavisi
- Grierson, A. “Lacrimal Duct Obstruction in Adults.” British Journal of Ophthalmology, vol. 93, no. 7, 2009, pp. 856-861.
- Kashkouli, M. B., et al. “Management of Lacrimal Duct Obstruction: A Review.” Middle East African Journal of Ophthalmology, vol. 18, no. 1, 2011, pp. 4-12.
- Chaudhry, I. A., et al. “Etiology of Tear Duct Obstruction in Adults.” Ophthalmic Plastic & Reconstructive Surgery, vol. 26, no. 3, 2010, pp. 170-176.
- MacEwen, C. J., et al. “Congenital Nasolacrimal Duct Obstruction.” Archives of Disease in Childhood, vol. 86, no. 5, 2002, pp. 396-398.
- Ali, M. J. “Dacryocystorhinostomy: Current Trends and Challenges.” Indian Journal of Ophthalmology, vol. 68, no. 4, 2020, pp. 635-641.
- Nemet, A. Y., et al. “Clinical Characteristics and Outcomes of Endoscopic Dacryocystorhinostomy.” Ophthalmic Surgery, Lasers & Imaging Retina, vol. 45, no. 5, 2014, pp. 418-424.
- Dolman, P. J. “Comparison of External Dacryocystorhinostomy with Endonasal Dacryocystorhinostomy.” Ophthalmology, vol. 110, no. 1, 2003, pp. 78-84.
- Wojno, T. H. “Results of the Use of Silicone Tubes in Treatment of Lacrimal Duct Obstruction.” Ophthalmic Surgery, Lasers & Imaging Retina, vol. 32, no. 1, 2001, pp. 1-5.
- Paulsen, F., et al. “The Human Lacrimal Duct System.” Anatomy and Embryology, vol. 209, no. 1, 2004, pp. 1-8.
- Malhotra, R., et al. “Endoscopic vs External Dacryocystorhinostomy: A Prospective Trial.” Ophthalmology, vol. 114, no. 8, 2007, pp. 1525-1527.
- Francis, I. C., et al. “Congenital Nasolacrimal Duct Obstruction.” Journal of Pediatric Ophthalmology and Strabismus, vol. 38, no. 6, 2001, pp. 349-352.
- Mauriello, J. A., et al. “Primary Acquired Nasolacrimal Duct Obstruction in Adults.” Ophthalmology, vol. 109, no. 1, 2002, pp. 83-89.
- Rosen, N., et al. “The Role of Probing in Congenital Nasolacrimal Duct Obstruction.” Ophthalmic Surgery, Lasers & Imaging Retina, vol. 22, no. 3, 1991, pp. 169-174.
- Janssen, A. G., et al. “Imaging Techniques in Lacrimal Duct Obstruction.” Radiology, vol. 225, no. 1, 2002, pp. 237-245.
- Seider, N., et al. “Factors Affecting the Success Rate of External Dacryocystorhinostomy.” American Journal of Ophthalmology, vol. 145, no. 6, 2008, pp. 1047-1052.
- Ali, M. J., et al. “Acquired Nasolacrimal Duct Obstruction.” Saudi Journal of Ophthalmology, vol. 28, no. 2, 2014, pp. 87-91.
- Jin, H. R., et al. “Endonasal Dacryocystorhinostomy.” Laryngoscope, vol. 117, no. 2, 2007, pp. 236-240.
- Linberg, J. V., et al. “Causes of Failure in Lacrimal Surgery.” Ophthalmology, vol. 96, no. 9, 1989, pp. 1231-1235
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/