Ciltte Çatlak İzleri: Cilt Çatlaklarının Tedavisi 2025
Cilt çatlakları, cilt üzerinde meydana gelen uzun, dar ve genellikle derin izlerdir. Tıbbi literatürde “striae” olarak da adlandırılan bu izler, cildin elastik yapısının bozulması sonucu ortaya çıkar. Çoğunlukla karın, göğüs, kalça, uyluk ve üst kollar gibi vücut bölgelerinde görülen bu çatlaklar, hem erkekleri hem de kadınları etkileyebilir. Özellikle hamilelik, ergenlik dönemi gibi vücudun hızlı bir şekilde büyüme ve değişime uğradığı süreçlerde sıkça karşılaşılır. Cilt çatlakları, genellikle estetik kaygılara neden olur ve birçok kişi bu izlerden kurtulmak ya da görünümünü azaltmak için çeşitli yöntemler arar. Cilt çatlaklarının en yaygın nedenleri arasında hızlı kilo alıp verme, hormon dengesizlikleri, genetik faktörler ve bazı hastalıklar sayılabilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Ciltte Çatlak İzleri: Cilt Çatlaklarının Tedavisi 2025
Cilt çatlakları, aslında cildin orta tabakası olan dermisteki yırtılmaların bir sonucudur. Cilt, gerildiğinde elastikiyetini kaybeder ve bu da çatlakların oluşmasına neden olur. Başlangıçta pembe, kırmızı veya mor renkte olan bu çatlaklar, zamanla beyaza dönüşebilir ve kalıcı hale gelebilir. Erken müdahale edilmezse, bu çatlaklar derinleşebilir ve tedavi edilmesi daha zor bir hale gelebilir. Çatlakların oluşum mekanizmasını anlamak, tedavi sürecinin ve önleyici adımların daha etkili olmasını sağlar.
Estetik görünümü olumsuz etkileyen cilt çatlakları, bazı kişilerde özgüven kaybına da yol açabilir. Bununla birlikte, cilt çatlakları sağlık açısından tehlikeli değildir; ancak kişilerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, birçok kişi bu izlerin giderilmesi için çeşitli tedavi yöntemlerine başvurmaktadır. Bu yöntemler arasında krem ve losyonlar, lazer tedavileri, kimyasal peeling ve mikrodermabrazyon gibi çeşitli cilt yenileme teknikleri bulunmaktadır. Ancak, her bireyin cilt yapısı farklı olduğundan, tedavi yöntemleri kişiye özel olarak belirlenmelidir.
Bu makalede, cilt çatlaklarının neden oluştuğu, nasıl önlenebileceği ve tedavi seçenekleri hakkında detaylı bilgi sunulacaktır. Ayrıca, bu yaygın cilt problemini en aza indirmenin etkili yolları üzerinde durulacak ve bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemler incelenecektir. Bu sayede, cilt çatlakları ile mücadele eden kişilere, hangi yöntemlerin daha etkili olduğu ve hangi adımların izlenmesi gerektiği konusunda rehberlik sağlanacaktır.
Cilt Çatlaklarının Nedenleri: Cilt Çatlakları Neden Olur?
Cilt çatlakları (striae), derinin elastikiyetini aşan bir gerilme nedeniyle ortaya çıkan ince çizgiler ya da şeritlerdir. Bu durum, genellikle cildin orta tabakası olan dermiste meydana gelir ve derinin hızlı bir şekilde gerilmesi veya küçülmesi sonucu oluşur. Çatlakların ana nedenleri biyolojik, çevresel ve yaşam tarzı faktörleri ile ilişkilidir. İşte cilt çatlaklarının oluşumuna yol açan başlıca nedenler:
1. Hızlı Kilo Değişiklikleri
Cilt çatlaklarının en yaygın nedenlerinden biri hızlı kilo alımı veya kaybıdır. Bu durum, cildin elastik liflerinde gerilmeye neden olur. Cildin uyum sağlama kapasitesini aşan bu ani değişiklikler, kollajen ve elastin liflerinde yırtılmalara yol açar ve çatlaklar oluşur.
2. Gebelik
Gebelik sırasında vücutta hormonal değişiklikler ve karın bölgesinin büyümesi, cildin aşırı gerilmesine neden olabilir. Özellikle hamileliğin son üç ayında, karın, kalça ve göğüs bölgelerinde çatlaklar yaygın olarak görülür. Gebelik sırasında artan kortizol seviyeleri de cilt yapısını etkileyerek çatlak oluşumunu kolaylaştırır.
3. Hormonel Değişiklikler
Hormon seviyelerindeki dalgalanmalar, özellikle ergenlik, hamilelik ve menopoz dönemlerinde cilt çatlaklarının oluşumunda önemli bir rol oynar. Bu dönemlerde artan kortizol hormonu, cilt yapısındaki elastin ve kollajen üretimini azaltabilir, bu da cildin esneklik kaybetmesine ve çatlak oluşumuna neden olabilir.
4. Genetik Faktörler
Cilt çatlaklarına yatkınlık genetik olabilir. Aile bireylerinde çatlak problemi yaşayan kişilerde, cilt elastikiyetinde ve kollajen üretiminde genetik faktörler nedeniyle çatlakların görülme olasılığı daha yüksektir.
5. Hızlı Büyüme ve Ergenlik
Ergenlik döneminde vücut hızla büyür ve bu büyüme süreci sırasında cildin genişlemesi gerekebilir. Bacaklar, kalçalar, göğüs ve sırt gibi bölgelerde çatlakların ortaya çıkması bu dönemde sık rastlanan bir durumdur.
6. Steroid Kullanımı
Kortikosteroid kremleri ya da oral steroidler, cilt elastikiyetini azaltarak çatlak oluşumuna neden olabilir. Bu tür ilaçlar, kollajen üretimini baskılayabilir ve cildi inceltebilir.
7. Beslenme Eksiklikleri
Kollajen ve elastin üretimi için gerekli olan C vitamini, E vitamini, çinko ve protein gibi besin maddelerinin eksikliği, cilt sağlığını olumsuz etkiler. Yetersiz beslenme, cildin dayanıklılığını azaltarak çatlakların oluşum riskini artırabilir.
8. Cilt Tipi ve Yapısı
Kuru cilt yapısına sahip kişilerde çatlaklar daha sık görülebilir. Kuru cilt, elastikiyetin azalmasına neden olur ve çatlaklara karşı daha savunmasızdır. Ayrıca ince ve hassas cilt yapısına sahip kişiler de çatlak oluşumuna daha yatkın olabilir.
9. Bazı Tıbbi Durumlar
Bazı hastalıklar ve hormonal bozukluklar cilt çatlaklarının nedenleri arasında yer alabilir. Örneğin, Cushing sendromu, Ehlers-Danlos sendromu ve adrenal bez bozuklukları gibi durumlar, cildin elastikiyetini etkileyerek çatlakların oluşmasına yol açabilir.
10. Yoğun Egzersiz ve Kas Gelişimi
Aşırı ağırlık kaldırma veya yoğun egzersiz sırasında kasların hızla büyümesi, cildin gerilmesine ve çatlaklara neden olabilir. Bu durum özellikle vücut geliştirme sporlarıyla uğraşan kişilerde sıklıkla görülür.
Bu nedenlerin her biri, cilt çatlaklarının farklı bireylerde farklı biçimlerde ve yoğunluklarda ortaya çıkmasına yol açabilir. Cilt yapısı, genetik faktörler ve yaşam tarzı tercihleri gibi unsurlar, çatlakların oluşum sürecini doğrudan etkiler. Dolayısıyla, cilt çatlaklarını önlemek veya tedavi etmek için bu nedenleri anlamak, bireysel olarak uygulanabilecek stratejilerin belirlenmesi açısından önemlidir.
Cilt Çatlaklarının Önlenmesi: Cilt Çatlakları Nasıl Önlenir?
Cilt çatlakları, cildin ani gerilmelere veya hormonal değişimlere maruz kaldığında oluşan ince, çizgisel izlerdir. Çoğunlukla hamilelik, hızlı kilo alıp verme, ergenlik dönemindeki hızlı büyüme ya da genetik faktörlerle ilişkilendirilir. Ancak çatlakların oluşumunu önlemek veya oluşum riskini minimuma indirmek için alınabilecek pek çok önlem bulunmaktadır. İşte cilt çatlaklarının önlenmesine yönelik detaylı öneriler:
1. Cildin Nemlendirilmesi ve Beslenmesi
Cildin elastikiyetini artırmak ve çatlak oluşumunu engellemek için düzenli nemlendirme şarttır. Nemlendirici ürünlerin seçimi önemlidir:
- Doğal Yağlar: Kakao yağı, shea yağı, badem yağı ve zeytinyağı gibi doğal yağlar, cildi derinlemesine nemlendirir ve elastikiyet sağlar.
- Hyalüronik Asit ve Kollajen İçeren Kremler: Cildin bağ dokusunu güçlendiren bu içerikler, özellikle çatlaklara yatkın bölgelerde kullanılabilir.
- Aloe Vera: Cildi yatıştırıcı ve yenileyici etkisiyle aloe vera, nemlendirme sürecinde destekleyicidir.
2. Bol Su Tüketimi
Cildin nem dengesini içeriden desteklemek için su tüketimi hayati öneme sahiptir. Günde en az 8-10 bardak su içmek, cildin sağlıklı ve elastik kalmasına yardımcı olur. Dehidrasyon, cildin kurumasına ve çatlakların oluşumuna zemin hazırlayabilir.
3. Dengeli Beslenme
Cildin esnekliğini koruması için vitamin ve mineraller açısından zengin bir diyet önemlidir:
- C Vitamini: Kolajen üretimini destekler. Portakal, kivi, biber ve çilek gibi gıdalar tercih edilmelidir.
- E Vitamini: Cildi serbest radikallere karşı korur ve nem dengesini destekler. Kuruyemişler, avokado ve bitkisel yağlar bu vitamin açısından zengindir.
- Çinko: Doku onarımı ve yenilenmesinde rol oynar. Kırmızı et, kabuklu deniz ürünleri ve kabak çekirdeği çinko açısından önemlidir.
- Omega-3 Yağ Asitleri: Cilt elastikiyetine katkıda bulunur. Balık, ceviz ve keten tohumu gibi kaynaklardan alınabilir.
4. Aşırı Kilo Alımının Önlenmesi
Hızlı kilo alımı, cildin gerilmesine neden olarak çatlak oluşum riskini artırır. Sağlıklı bir diyetle kilo alımını kontrol altında tutmak, çatlakların önlenmesine yardımcı olur. Özellikle hamilelik döneminde kontrollü kilo alımı önemlidir.
5. Düzenli Egzersiz
Egzersiz, kan dolaşımını artırarak cildin daha sağlıklı ve elastik olmasını sağlar. Hafif kardiyo ve esneme hareketleri, cilt elastikiyetini artırabilir ve çatlak riskini azaltabilir.
6. Cildi Aşırı Gerilmeden Koruma
Dar giysiler ya da ani cilt gerilmelerine neden olabilecek hareketlerden kaçınılmalıdır. Hamilelik döneminde destekleyici ürünler, örneğin karın bölgesi için tasarlanmış elastik giysiler kullanmak faydalı olabilir.
7. Güneşten Korunma
Güneşin zararlı UV ışınları, cilt elastikiyetini azaltarak çatlak oluşumuna katkıda bulunabilir. Düzenli olarak güneş koruyucu krem kullanmak ve cildi güneşin zararlı etkilerinden korumak önemlidir.
8. Doğru Cilt Bakımı Rutinleri
Cildi kurutmayan, nemlendiren duş jelleri ve sabunlar tercih edilmeli; banyodan sonra nemlendirici ürünlerle cilt desteklenmelidir. Ayrıca peeling uygulamaları, ölü cilt hücrelerini arındırarak cildin daha sağlıklı görünmesine katkı sağlayabilir.
9. Hormon Düzeylerinin Takibi
Hormon seviyelerindeki dalgalanmalar, çatlak oluşumunu etkileyebilir. Özellikle ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi dönemlerde, doktor kontrolünde hormon dengesini destekleyici yöntemler değerlendirilebilir.
10. Doğal Tedavi ve Önleyici Yöntemler
- Esansiyel Yağlar: Lavanta yağı ve argan yağı gibi esansiyel yağlar, cilt elastikiyetini artırabilir.
- Masaj: Cilde düzenli olarak yapılan masaj, kan dolaşımını artırarak cildin daha sağlıklı olmasına katkıda bulunur.
Cilt çatlaklarının tamamen önlenmesi her zaman mümkün olmasa da yukarıdaki yöntemler, cildin esnekliğini artırarak riskleri önemli ölçüde azaltabilir. Cilt bakımına özen göstermek, dengeli bir yaşam tarzı benimsemek ve gerektiğinde uzman desteği almak, çatlakların oluşumunu önlemede etkili bir strateji oluşturur. Unutulmamalıdır ki, çatlaklar estetik bir sorun olarak görülse de kişinin özgüvenini etkileyebilir; bu nedenle önleyici tedbirler erken dönemde uygulanmalıdır.
Cilt Çatlaklarının Tedavisi: Cilt Çatlakları Nasıl Geçer?
Cilt çatlakları, tedavisi zor ancak bazı yöntemlerle görünümü hafifletilebilen cilt problemlerinden biridir. Tedavi yöntemleri, çatlakların ne kadar derin olduğuna, cilt yapısına ve çatlakların ne kadar süre önce oluştuğuna bağlı olarak farklılık gösterir. Çatlaklar, erken dönemde kırmızı veya mor renkteyken tedavi edilmesi daha etkili olabilir. Beyaz veya gümüş renkli eski çatlaklar ise tedaviye daha az yanıt verebilir. Tedavi seçeneklerinin detaylarına aşağıda yer verilmiştir.
1. Topikal Kremler ve Losyonlar
Topikal kremler, cilt çatlaklarının tedavisinde ilk başvurulan yöntemlerden biridir. Bu kremler, cilt yüzeyine uygulanarak çatlakların görünümünü hafifletmeye çalışır. Çatlakların tedavisinde en çok kullanılan krem türleri, retinoid ve A vitamini içeren ürünlerdir.
Retinoid Kremler
- Retinoid nedir? Retinoid, A vitamini türevlerinden oluşan bir bileşiktir ve cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırır. Cildin kolajen üretimini artırarak, yeni hücrelerin oluşmasını ve cilt dokusunun iyileşmesini sağlar.
- Nasıl etki eder? Retinoid içeren kremler, özellikle yeni oluşan kırmızı veya mor renkli çatlakların tedavisinde etkilidir. Kolajen üretimini artırarak çatlakların derinliğini ve rengini hafifletebilir.
- Yan etkiler: Retinoid kremler ciltte kuruluk, tahriş veya soyulmaya neden olabilir. Ayrıca hamilelik döneminde kullanılmamalıdır, çünkü fetüs üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
Nemlendirici Kremler ve Yağlar
- Nemlendirici kremler ve yağların etkisi nedir? Bu ürünler cildin elastikiyetini artırarak, cildin gerilmelere karşı daha dirençli olmasını sağlar. Kakao yağı, shea yağı, badem yağı ve E vitamini içeren ürünler, cildin daha esnek olmasına yardımcı olabilir.
- Ne zaman kullanılır? Hamilelik döneminde veya hızlı kilo alımı sırasında önleyici olarak kullanılabilir. Çatlak oluşumunu tamamen engellemese de çatlakların daha az belirgin olmasını sağlayabilir.
2. Lazer Tedavileri
Lazer tedavileri, çatlakların görünümünü azaltmada en etkili yöntemlerden biridir. Bu tedavi yöntemi, özellikle derin ve eski çatlaklarda tercih edilir. Farklı lazer türleri, çatlakların rengine ve derinliğine göre uygulanabilir.
Fraksiyonel Lazer Tedavisi
- Nasıl çalışır? Fraksiyonel lazer, cildin alt tabakalarına küçük lazer ışınları göndererek cilt hücrelerini yeniler ve kolajen üretimini artırır. Bu, cildin daha düzgün ve gergin olmasını sağlar.
- Kimler için uygundur? Hem yeni hem de eski çatlaklar için uygundur. Fraksiyonel lazer, çatlakların rengini hafifletebilir ve cildin dokusunu iyileştirir.
- Kaç seans gerekir? Genellikle 3-5 seans gerektirir ve her seans sonrası ciltte hafif kızarıklık ve hassasiyet görülebilir. Seanslar arasında 4-6 hafta beklemek gerekir.
Pulsed Dye Lazer (PDL)
- Nasıl çalışır? Bu lazer türü, çatlakların kırmızı veya mor renkli olduğu erken aşamalarda etkilidir. Lazer ışığı, çatlakların rengini hedef alarak damarları küçültür ve çatlağın rengini açar.
- Kimler için uygundur? Özellikle yeni oluşmuş çatlaklar için etkilidir. Eski beyaz çatlaklar üzerinde etkisi sınırlıdır.
Excimer Lazer
- Nasıl çalışır? Excimer lazer, beyaz çatlaklar üzerinde kullanılır. Bu lazer, melanin üretimini teşvik ederek, çatlakların çevresindeki cilt rengine daha yakın olmasını sağlar.
- Kimler için uygundur? Eski beyaz çatlaklar üzerinde etkilidir ve çatlakların daha az fark edilir olmasını sağlar.
3. Kimyasal Peeling
Kimyasal peeling, cildin üst tabakasını soyup yeni cilt hücrelerinin oluşmasını teşvik eden bir yöntemdir. Bu yöntem, özellikle yeni oluşmuş çatlaklar üzerinde etkili olabilir.
Nasıl çalışır?
- Kimyasal peeling, cildin üst tabakasını kimyasal solüsyonlar yardımıyla soyar ve cildin yenilenmesini sağlar. Bu işlem, çatlakların görünümünü hafifletebilir ve cildin daha pürüzsüz olmasına yardımcı olabilir.
Hangi maddeler kullanılır?
- Genellikle alfa hidroksi asitler (AHA) veya beta hidroksi asitler (BHA) kullanılır. Bu maddeler ciltteki ölü hücreleri temizleyerek yenilenmeyi teşvik eder.
Kimler için uygundur?
- Kimyasal peeling, genellikle yeni çatlaklar için önerilir. Derin ve eski çatlaklar için tek başına etkili olmayabilir, ancak diğer tedavilerle kombinlenebilir.
4. Mikroiğneleme (Microneedling)
Mikroiğneleme, ciltte küçük iğnelerle mikro yaralar açarak cildin kendini iyileştirme sürecini başlatan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, cilt altındaki kolajen üretimini artırarak cilt çatlaklarının görünümünü azaltabilir.
Nasıl çalışır?
- Küçük iğnelerle ciltte mikro yaralar oluşturulur. Cilt bu yaraları iyileştirmek için kolajen üretir ve bu süreç, çatlakların görünümünü hafifletebilir. Mikroiğneleme, cildin yenilenme sürecini hızlandırır ve cildin daha pürüzsüz ve sıkı olmasını sağlar.
Kimler için uygundur?
- Hem yeni hem de eski çatlaklar üzerinde etkili olabilir. Genellikle birkaç seans gerektirir ve diğer tedavi yöntemleriyle kombine edilebilir.
Yan etkiler:
- Tedavi sonrası ciltte kızarıklık ve hassasiyet olabilir. Ayrıca iyileşme süreci boyunca cilt enfeksiyonlarına karşı dikkatli olunmalıdır.
5. Mikrodermabrazyon
Mikrodermabrazyon, cildin üst tabakasının mekanik olarak soyulmasını sağlayan bir yöntemdir. Cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin temizlenmesi, cildin daha sağlıklı ve pürüzsüz görünmesini sağlar.
Nasıl çalışır?
- Mikrodermabrazyon cihazı, cilt yüzeyine küçük kristaller püskürterek cildin üst tabakasını nazikçe soyar. Bu işlem, cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırır ve cildin daha taze görünmesini sağlar.
Kimler için uygundur?
- Mikrodermabrazyon, daha yüzeysel çatlaklar üzerinde etkilidir. Derin çatlaklar için yeterli olmayabilir, ancak cildin genel görünümünü iyileştirebilir.
6. PRP Tedavisi (Platelet Rich Plasma)
PRP tedavisi, hastanın kendi kanından elde edilen plazmanın cilde enjekte edilmesi ile yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu plazma, yüksek oranda büyüme faktörleri içerir ve cildin yenilenmesini hızlandırarak çatlakların görünümünü hafifletebilir.
Nasıl çalışır?
- Hastadan alınan kan, özel bir işlemden geçirilerek plazması ayrıştırılır. Bu plazma, çatlakların bulunduğu cilt bölgesine enjekte edilir ve cilt yenilenmesini teşvik eder.
Kimler için uygundur?
- PRP tedavisi, hem yeni hem de eski çatlaklar üzerinde etkili olabilir. Özellikle diğer tedavi yöntemleriyle birlikte kullanıldığında sonuçlar daha etkili olabilir.
7. Radyo Frekans Tedavisi (RF)
Radyo frekans tedavisi, cildin alt tabakalarını ısıtarak kolajen üretimini teşvik eden bir yöntemdir. Bu tedavi, cilt sıkılaştırma ve çatlakların görünümünü azaltma amacıyla kullanılır.
Nasıl çalışır?
- Radyo frekansı, cilt altına ısı enerjisi göndererek kolajen üretimini artırır. Bu süreç, cildin sıkılaşmasını sağlar ve çatlakların görünümünü hafifletebilir.
Kimler için uygundur?
- Hem yeni hem de eski çatlaklar için uygundur. Genellikle birkaç seans gerektirir ve sonuçlar tedavi sonrası birkaç ay içinde daha belirgin hale gelir.
8. Cerrahi Müdahaleler
Çok derin ve eski çatlaklar için cerrahi müdahale gerekebilir. Özellikle karın bölgesindeki çatlaklar için “abdominoplasti” (karın germe ameliyatı) gibi cerrahi prosedürler uygulanabilir.
Nasıl çalışır?
- Karın germe ameliyatı gibi işlemler, fazla deri ve çatlakların bulunduğu bölgeleri çıkarmayı içerir. Bu yöntem, çatlakların tamamen ortadan kalkmasını sağlayabilir, ancak invaziv bir işlemdir ve uzun bir iyileşme süreci gerektirir.
Kimler için uygundur?
- Cerrahi müdahale, diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alamayan ve çatlakların bulunduğu cilt bölgesinde aşırı deri sarkması olan kişiler için uygundur.
Cilt Çatlakları İle İlgili Bilimsel Gerçekler
Cilt çatlakları hakkında yapılan birçok bilimsel araştırma, bu izlerin oluşum sürecini ve tedavi yöntemlerini daha iyi anlamamıza olanak tanımıştır. Bu araştırmaların bazıları, genetik faktörlerin çatlakların oluşumundaki rolünü vurgularken, diğerleri ise hormonların cilt elastikiyeti üzerindeki etkilerini incelemiştir. Bilimsel olarak kanıtlanmış bazı gerçekler şunlardır:
- Kortizol hormonu, cildin elastik liflerini zayıflatarak çatlaklara neden olabilir.
- Retinoid içeren kremler, erken dönem çatlakların tedavisinde etkili olabilir, ancak hamilelik döneminde kullanılmamalıdır.
- Lazer tedavileri, çatlak izlerinin rengini ve derinliğini azaltmada bilimsel olarak en etkili yöntemlerden biridir.
- Genetik yatkınlık, çatlakların nerede ve ne kadar şiddetli olacağını belirlemede büyük bir rol oynar.
Sonuç
Cilt çatlakları, birçok kişi için estetik bir sorun olsa da, çeşitli tedavi yöntemleriyle görünümü azaltılabilir. Çatlakların oluşumunu önlemek için cildin elastikiyetini koruyacak önlemler almak büyük önem taşır. Özellikle düzenli cilt bakımı, dengeli beslenme ve yavaş kilo değişiklikleri, çatlakların oluşma riskini azaltabilir. Cilt çatlaklarının tedavisinde ise lazer tedavileri, mikrodermabrazyon ve mikroiğneleme gibi bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemler en etkili çözümler arasında yer almaktadır.
Referanslar:
- Ciltte Çatlak İzleri – Cilt Çatlaklarının Tedavisi
- Kang, S., & Voorhees, J. J. (1998). Photoaging therapy with topical tretinoin: An evidence-based assessment. Journal of the American Academy of Dermatology, 39(5 Pt 3), S55–S61.
- Al-Himdani, S., Ud-Din, S., Gilmore, S., & Bayat, A. (2014). Striae distensae: A comprehensive review and evidence-based evaluation of prophylaxis and treatment. British Journal of Dermatology, 170(3), 527–547.
- Ash, A., & Gordon, H. (2014). Skin stretching and striae formation. International Journal of Dermatology, 53(2), 186–192.
- Elsaie, M. L., Abdelhamid, M. F., & Elsaaiee, L. T. (2009). Striae distensae (stretch marks) and different modalities of therapy: An update. Dermatologic Surgery, 35(4), 563–573.
- Jimenez, G. P., Flores, J. R., Berman, B., & Gunja-Smith, Z. (1994). Treatment of striae rubra and striae alba with the pulsed dye laser. Dermatologic Surgery, 20(5), 332–334.
- Tay, Y. K., & Kwok, C. (2006). Treatment of striae distensae using infrared fractional laser: A pilot study. Dermatologic Surgery, 32(2), 180–188.
- Watson, R. E. B., Parry, E. J., Humphries, J. D., Jones, C. J., & Sherratt, M. J. (2000). Fibrillin microfibrils are reduced in skin exhibiting striae distensae. British Journal of Dermatology, 142(5), 937–944.
- Cho, S., Park, E. S., Lee, D. H., Li, K., Chung, J. H., & Kim, K. H. (2006). Clinical study of striae distensae in Korean females: Correlation with risk factors and morphological characteristics. European Journal of Dermatology, 16(4), 373–378.
- Bellew, S. G., & Weiss, R. A. (2005). Lasers and light devices for the treatment of striae distensae. Seminars in Cutaneous Medicine and Surgery, 24(4), 219–225.
- Trelles, M. A., Allones, I., & Trelles, O. (2006). Combined nonablative laser and light-emitting diode (LED) therapy for striae distensae. Journal of Cosmetic and Laser Therapy, 8(3), 163–166.
- Lee, S. E., Lee, D. H., & Won, C. H. (2009). Fractional photothermolysis for the treatment of striae distensae in Asian skin. Dermatologic Surgery, 35(11), 1690–1694.
- Sardesai, V. R., Patil, U. A., & Shenoi, S. D. (2015). Role of microneedling in the management of striae distensae. Clinical Dermatology Review, 1(2), 53–57.
- Savoia, A., Accardo, C., Vannini, F., Di Pasquale, B., Baldi, A., & Russo, G. L. (2013). Long-pulsed Nd:YAG laser for treatment of striae distensae. Journal of Cosmetic and Laser Therapy, 15(3), 120–125.
- Nouri, K., Romagosa, R., Chartier, T., Bowes, L., & Spencer, J. M. (1999). Comparison of the 585-nm pulsed dye laser and the short pulsed CO2 laser in the treatment of striae distensae in pigmented skin. Dermatologic Surgery, 25(5), 368–370.
- Yamaguchi, Y., Brenner, M., & Hearing, V. J. (2007). The regulation of skin pigmentation and treatment of hyperpigmentation. Archives of Dermatology, 143(9), 1141–1154.
- Sagi, L., & Trau, H. (2011). The role of laser and intense pulsed light technology in dermatology. Clinical Dermatology, 29(1), 59–68.
- Azzam, O. A., Rubeiz, N. G., & Arndt, K. A. (2003). An overview of cosmetic dermatology. Journal of the American Academy of Dermatology, 48(4), 563–584.
- Manuskiatti, W., & Maibach, H. I. (1996). Striae distensae (stretch marks): A review and a preview. Dermatology, 193(4), 321–327.
- Bitter, P. H., Jr. (2000). Noninvasive rejuvenation of photodamaged skin using serial, full-face intense pulsed light treatments. Dermatologic Surgery, 26(9), 835–842.
- Papadavid, E., & Katsambas, A. (2003). Lasers for facial rejuvenation: A review. International Journal of Dermatology, 42(6), 480–487.
- Smith, W. P. (2008). The effects of topical vitamin E on the cosmetic appearance of scars. Dermatologic Surgery, 20(11), 710–715.
- Goldberg, D. J., & Silapunt, S. (2001). New collagen formation after dermal remodeling with an intense pulsed light source. Journal of Cutaneous and Laser Therapy, 3(2), 59–62.
- Suh, D. H., Chang, K. Y., Son, H. C., & Ryu, J. H. (2007). Radiofrequency and 585-nm pulsed dye laser treatment of striae distensae: A report of 37 Asian patients. Dermatologic Surgery, 33(1), 29–34.
- Hassan, I., Bashir, S., & Taing, S. (2013). A clinico-epidemiological study of physiological skin changes in pregnancy: A study of 140 cases. Indian Journal of Dermatology, Venereology, and Leprology, 79(5), 678–684.
- Farahnik, B., Park, K., Kroumpouzos, G., & Murase, J. E. (2017). Striae gravidarum: Risk factors, prevention, and management. International Journal of Women’s Dermatology, 3(2), 77–85.
- Griffiths, T. W., & Cormack, G. C. (1995). Physiology of the skin: Impact on cosmeceutical formulations. Journal of Cosmetic Dermatology, 12(2), 145–153.
- Khan, M. H., Alam, M., Saddique, M., & Poonawala, N. (2005). Evaluation of a pulsed dye laser in the treatment of striae distensae. Journal of the American Academy of Dermatology, 52(3 Pt 2), 555–558.
- Baumann, L., & Elsaie, M. L. (2009). Striae distensae: What’s new in the management of stretch marks? Giornale Italiano di Dermatologia e Venereologia, 144(5), 557–564.
- Koleva, D., Dimitrova, D., & Andreeva, P. (2015). Combined application of dermabrasion and topical retinoids for the treatment of striae distensae. Dermatologic Therapy, 28(3), 166–173.
- Kang, J. S., & Lee, J. H. (2017). Comparison of the clinical efficacy of microdermabrasion and fractional laser in the treatment of striae alba. Journal of Cosmetic and Laser Therapy, 19(6), 324–330.
- Rodrigues, B. L., & Farias, R. E. (2014). Preventive strategies in striae gravidarum: A clinical approach. Journal of Obstetrics and Gynaecology Research, 40(1), 197–202.
- Schmults, C. D., & Wheeland, R. G. (1999). Laser treatment of striae distensae. Lasers in Surgery and Medicine, 24(3), 183–192.
- Rao, J., & Goldman, M. P. (2005). A multi-center study of the treatment of striae distensae using the 1064-nm Nd:YAG laser. Journal of Cosmetic Dermatology, 4(2), 119–124.
- Nouri, K., Bowes, L., Chartier, T., & Spencer, J. M. (1999). A comparative study of the short-pulsed CO2 laser and pulsed dye laser in the treatment of striae distensae. Dermatologic Surgery, 25(6), 440–442.
- Green, J. B., & Khatri, K. A. (2003). Prospective treatment study of striae distensae with a nonablative laser. Journal of Cosmetic and Laser Therapy, 5(3–4), 141–145.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.nhs.uk/