Abur Cubur Tüketiminin Sağlığınıza 13 Zararı
Modern yaşamın hızla ilerlemesi, bireylerin yaşam tarzlarında köklü değişikliklere neden olmuştur. Bu değişimlerden biri de beslenme alışkanlıklarıdır. Özellikle şehir hayatının yoğun temposu, bireyleri pratik ve hızlı tüketilebilen gıdalara yönlendirmiştir. Ancak bu tercihlerin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri giderek daha görünür hale gelmektedir. Abur cubur olarak adlandırılan işlenmiş ve yüksek kalori içerikli gıdaların tüketimi, sadece bireylerin fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda ruhsal ve zihinsel sağlıklarını da ciddi ölçüde etkilemektedir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Abur Cubur Tüketiminin Sağlığınıza 13 Zararı
Abur cubur, genellikle düşük besin değeriyle yüksek miktarda kalori içeren, çoğunlukla şeker, tuz, trans yağlar ve katkı maddeleri açısından zengin ürünleri kapsar. Bu ürünler, kısa sürede tatmin edici bir lezzet sağlarken, uzun vadede vücutta çeşitli zararlara yol açmaktadır. Günümüzde fast food zincirleri, paketli atıştırmalıklar ve şekerlemeler gibi abur cubur çeşitleri, özellikle çocuklar ve gençler arasında oldukça popülerdir. Bunun sonucunda obezite, diyabet, hipertansiyon gibi sağlık sorunlarının görülme oranı hızla artmıştır.
Öte yandan, abur cubur tüketimi sadece bireysel sağlığı değil, aynı zamanda toplum sağlığını da tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması, sağlık sistemleri üzerinde ciddi bir yük oluşturmaktadır. Obezite ve diğer kronik hastalıkların tedavi maliyetleri, ülkelerin sağlık bütçelerini zorlamaktadır. Ayrıca, bu ürünlerin üretimi ve tüketimi, çevresel etkileriyle de önemli bir sorun haline gelmiştir.
Bu yazıda, abur cubur tüketiminin insan sağlığı üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Fiziksel sağlığa olan zararlarının yanı sıra, zihinsel sağlık üzerindeki etkileri, sosyal ve çevresel boyutları da incelenecektir. Amaç, bireyleri ve toplumu bu zararlı alışkanlık konusunda bilinçlendirmek ve daha sağlıklı yaşam tarzlarına teşvik etmektir.
Abur Cubur Tüketimi Nedir?
Tanımı kişiden kişiye değişebilir ancak standart düşünce, bunun sağlıklı olmadığı ve boş kalori içerdiğidir. Bazıları aşağıda listelenmiştir.
- Kekler,
- Soda,
- Pizza,
- Burgerler,
- Hamur işleri,
- Kurabiye,
- Çikolatalar,
- Çörekler,
- Churros,
- Cips,
- Gofretler,
- Krep,
- Dondurmalar
- Kızarmış ve işlenmiş gıdalar.
Abur Cubur Tüketiminin Zararları
Abur Cubur Tüketiminin Fiziksel Sağlık Üzerindeki Zararları
1. Obezite ve Aşırı Kilo Alımı
Abur cuburların yüksek kalori içeriği, obeziteye giden yolda en büyük etkenlerden biridir. Özellikle fast food, şekerli içecekler, cips ve çikolatalar gibi gıdalar, enerji yoğunlukları yüksek olmasına rağmen besleyici özelliklerden yoksundur. Bu durum, vücudun gereksiz yere fazla enerji almasına ve alınan kalorilerin yağa dönüşmesine neden olur.
- Yağ Depolanması ve Karın Bölgesi Obezitesi: Şeker ve rafine karbonhidrat içeriği yüksek olan abur cuburlar, karaciğerde glikozun yağa dönüşümünü artırır ve karın bölgesinde yağlanmaya neden olur. Karın bölgesi obezitesi, metabolik sendromun ve kardiyovasküler hastalıkların temel göstergelerindendir.
- Çocukluk Çağı Obezitesi: Çocuklar, reklamlara ve tat algısına karşı daha duyarlıdır. Abur cuburların sık tüketilmesi, çocukluk döneminde kilo problemlerini artırarak obezitenin temelini oluşturur. Bu durum, ilerleyen yaşlarda ciddi sağlık problemleriyle karşılaşma riskini artırır.
2. Kardiyovasküler Hastalıklar
Abur cuburlar, yüksek miktarda trans yağ ve doymuş yağ içerir. Bu yağlar, kolesterol seviyelerini olumsuz etkileyerek kalp ve damar hastalıklarının riskini artırır.
- Kolesterol ve Damar Tıkanıklığı: Trans yağlar, “kötü” LDL kolesterol seviyelerini yükseltirken, “iyi” HDL kolesterol seviyelerini düşürür. Bu durum, damarlarda plak oluşumuna ve zamanla damarların daralmasına neden olur. Sonuç olarak, kalp krizi ve inme riski artar.
- Kan Basıncı Problemleri: Abur cuburlar, genellikle yüksek miktarda sodyum içerir. Fazla tuz tüketimi, kan basıncını artırarak hipertansiyon riskine yol açar. Hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıkların başlıca nedenlerinden biridir.
3. Diyabet ve Kan Şekeri Dengesizlikleri
Rafine şeker ve yüksek fruktozlu mısır şurubu gibi içerikler, abur cuburların en yaygın bileşenlerindendir. Bu maddeler, kan şekerinin hızlı bir şekilde yükselmesine ve düşmesine neden olur, bu da insülin direncine yol açabilir.
- Tip 2 Diyabet Riski: Abur cuburların düzenli tüketimi, pankreasın fazla miktarda insülin üretmesine neden olur. Zamanla, hücreler insüline duyarsız hale gelir ve bu durum tip 2 diyabetin gelişimine zemin hazırlar.
- Enerji Dalgalanmaları: Şeker içeriği yüksek olan abur cuburlar, kısa süreli enerji artışı sağlasa da, bu enerji hızla tükenir. Bu durum, bireylerde yorgunluk ve konsantrasyon kaybına yol açar.
4. Sindirim Sistemi Problemleri
Abur cuburlar genellikle lif içeriği açısından yoksundur. Lif, sindirim sisteminin düzenli çalışması için hayati öneme sahiptir. Lif eksikliği, sindirim problemlerini artırır ve bağırsak sağlığını olumsuz etkiler.
- Kabızlık: Lif yetersizliği, bağırsak hareketlerini yavaşlatarak kabızlığa neden olabilir. Özellikle çocuklar arasında abur cubur tüketiminin yaygın olması, bu problemi sık görülen bir durum haline getirmiştir.
- Bağırsak Florasının Bozulması: Sağlıklı bağırsak florası, bağışıklık sistemi ve genel sağlık için kritiktir. Abur cuburların içeriğindeki yapay katkı maddeleri ve düşük kaliteli yağlar, bağırsak mikrobiyotasını bozabilir, bu da bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir.
5. Kemik ve Kas Sağlığı
Abur cuburlar, kalsiyum, magnezyum, potasyum ve D vitamini gibi temel mineraller açısından genellikle fakirdir. Bu durum, kemik ve kas sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratır.
- Kemik Yoğunluğunda Azalma: Özellikle gazlı içecekler, içerdikleri fosforik asit nedeniyle vücuttaki kalsiyumu emebilir ve bu da kemik yoğunluğunu azaltarak osteoporoz riskini artırır.
- Kas Kaybı: Protein bakımından fakir olan abur cuburlar, kas sağlığını desteklemez. Yetersiz protein alımı, kas kaybına ve güçsüzlüğe yol açabilir.
6. Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması
Abur cuburların içerdiği kimyasal katkı maddeleri ve sağlıksız yağlar, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, vitamin ve mineral bakımından zengin bir diyete bağlıdır; ancak abur cuburlar bu besin maddelerinden yoksundur.
- Enfeksiyonlara Karşı Direncin Azalması: Düşük besin değeri, vücudu enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale getirir. Vitamin ve mineral eksiklikleri, bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar.
- Kronik Enflamasyon: Abur cuburların içerdiği trans yağlar ve şekerler, vücutta kronik enflamasyonu tetikleyebilir. Kronik enflamasyon, diyabet, kalp hastalıkları ve kanser gibi birçok ciddi hastalığın temel nedenlerinden biridir.
7. Kanser Riskinin Artması
Abur cubur tüketimi, bazı kanser türlerinin gelişim riskini artırabilir. İşlenmiş gıdalardaki katkı maddeleri, renklendiriciler ve koruyucular, uzun vadede toksik birikime neden olabilir.
- Kolorektal Kanser: Lif yoksunu bir diyet, kolorektal kanser riskini artırabilir. Ayrıca, abur cuburlardaki nitrat ve nitrit gibi katkı maddeleri de bu riskle ilişkilidir.
- Meme ve Prostat Kanseri: Yüksek yağ içeriği ve hormonlarla işlenmiş gıdaların tüketimi, özellikle meme ve prostat kanseri riskini artırabilir.
Abur Cubur Tüketiminin Zihinsel Sağlık Üzerindeki Zararları
Abur cubur tüketiminin fiziksel sağlığa olan zararları kadar, zihinsel sağlık üzerindeki olumsuz etkileri de dikkat çekicidir. Günlük beslenmede sıkça yer verilen işlenmiş gıdalar, içeriklerinde bulunan katkı maddeleri, rafine şekerler ve sağlıksız yağlar nedeniyle beynin işleyişini olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle duygu durum bozukluklarından bilişsel gerilemeye kadar uzanan geniş bir yelpazede çeşitli sorunlara yol açabilir. İşte abur cuburun zihinsel sağlık üzerindeki zararlarının detaylı bir analizi:
1. Duygu Durumu ve Ruhsal Sağlık Üzerindeki Etkiler
Abur cubur tüketimi, bireylerin duygu durumunu doğrudan etkileyebilir. Yapılan araştırmalar, yüksek miktarda şeker ve işlenmiş gıda tüketen bireylerde depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunların daha sık görüldüğünü ortaya koymuştur.
- Depresyon Riski: Abur cubur gıdalar, beyin fonksiyonlarını düzenleyen ve mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin üretimini olumsuz etkileyebilir. Serotonin seviyelerindeki düşüş, bireylerde depresyon gelişimini tetikleyebilir. Özellikle trans yağlar ve yüksek şeker içeren gıdalar, beyin kimyasallarının dengesini bozarak ruh halindeki dalgalanmaları artırır.
- Anksiyete Bozukluğu: Rafine şekerlerin tüketimi, kan şekerinin hızla yükselip düşmesine neden olur. Bu ani dalgalanmalar, bireyde sinirlilik, huzursuzluk ve kaygı belirtilerine yol açabilir. Uzun süreli abur cubur tüketimi, anksiyete bozukluğunun gelişimini hızlandırabilir.
- Duygusal Dalgalanmalar: Özellikle çocuklar ve gençler arasında, abur cubur tüketimi hiperaktivite ve dikkat dağınıklığına neden olabilir. Bu durum, eğitim hayatı ve sosyal ilişkiler üzerinde olumsuz etkilere yol açar.
2. Bağımlılık ve Yeme Alışkanlıklarındaki Değişim
Abur cuburlar, beynin ödül sistemi üzerinde bağımlılık yaratan bir etkiye sahiptir. İçeriklerinde bulunan katkı maddeleri ve tatlandırıcılar, beynin dopamin seviyelerini hızla artırır ve kısa süreli bir mutluluk hissi sağlar. Ancak bu etkiler, uzun vadede bireyde yeme davranışlarının kontrolünü kaybetmesine neden olabilir.
- Dopamin ve Ödül Sistemi: Abur cuburlar, beynin dopamin reseptörlerini aşırı uyararak bireyde sürekli olarak bu tür gıdalara yönelme isteği yaratır. Dopamin seviyelerindeki bu yapay artış, bireyde bağımlılık geliştirebilir ve sağlıklı gıda tüketimini olumsuz etkiler.
- Aşırı Yeme ve Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu: Abur cuburların bağımlılık yapıcı etkileri, bireylerde aşırı yeme eğilimine yol açabilir. Bu durum, kontrolsüz kilo alımıyla birlikte bireyin ruhsal sağlığını da olumsuz etkiler ve özgüven kaybına neden olabilir.
- Duygusal Yeme Alışkanlığı: Abur cuburlar, stres ve mutsuzluk gibi olumsuz duygusal durumlarla başa çıkmak için bir araç haline gelebilir. Ancak bu alışkanlık, bireyde kısa süreli bir rahatlama sağlasa da, uzun vadede suçluluk ve pişmanlık duygularını artırır.
3. Bilişsel Fonksiyonlar ve Akademik Performans
Abur cubur tüketimi, beynin bilişsel işlevlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Sağlıklı bir beyin fonksiyonu, omega-3 yağ asitleri, vitaminler ve mineraller gibi temel besin maddelerine bağlıdır. Ancak abur cuburlar, bu maddelerden yoksun olduğu için bireylerin bilişsel kapasitelerinde gerilemelere neden olabilir.
- Hafıza ve Öğrenme Problemleri: Omega-3 eksikliği ve sağlıksız yağların tüketimi, hafıza problemlerine yol açabilir. Beyin hücreleri, sağlıklı yağlara ihtiyaç duyar; ancak abur cuburların sağladığı yağlar, sinir hücrelerinin işlevlerini bozabilir. Bu da öğrenme güçlüğü ve konsantrasyon eksikliği ile sonuçlanabilir.
- Çocuklarda Bilişsel Gelişim: Çocuklar arasında yaygın olan abur cubur tüketimi, beynin gelişim sürecini olumsuz etkileyebilir. Düşük besin değerli bir diyet, çocukların eğitim performansını ve sosyal becerilerini sınırlandırabilir.
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite: Özellikle şekerli gıdaların aşırı tüketimi, çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) belirtilerini artırabilir. Bu durum, eğitim hayatında başarısızlıklara ve sosyal uyum problemlerine yol açabilir.
4. Stres ve Yorgunluk
Abur cuburların içeriğindeki sağlıksız maddeler, bireylerde stres ve yorgunluk hissini artırabilir. Dengeli bir diyet, vücudun enerji seviyelerini düzenlerken, abur cuburlar bu dengenin bozulmasına neden olabilir.
- Kan Şekeri Dalgalanmaları: Yüksek şekerli gıdaların tüketimi, kan şekerinin hızla yükselip düşmesine yol açar. Bu dalgalanmalar, bireyde enerji düşüklüğü ve sürekli bir yorgunluk hissi yaratabilir.
- Adrenal Yorgunluk: Abur cuburların içerdiği katkı maddeleri ve aşırı şeker tüketimi, stres hormonlarının (kortizol) salgılanmasını artırabilir. Uzun vadede bu durum, adrenal yorgunluk olarak bilinen bir duruma yol açabilir ve bireyde sürekli bir halsizlik hissi yaratabilir.
- Stres ve Anlık Rahatlama Arayışı: Abur cuburlar, stresle başa çıkma mekanizması olarak kullanıldığında, bireyde alışkanlık oluşturabilir. Ancak bu durum, uzun vadede stres seviyelerinin daha da artmasına yol açar.
5. Uyku Kalitesi ve Zihinsel Yenilenme
Abur cubur tüketimi, uyku düzenini ve kalitesini de olumsuz etkiler. Sağlıklı bir uyku, zihinsel yenilenme ve enerji kazanımı için hayati öneme sahiptir. Ancak abur cuburların içerdiği katkı maddeleri, şeker ve sağlıksız yağlar, uyku düzenini bozabilir.
- Uykusuzluk ve Uyku Kalitesinde Düşüş: Yüksek şeker ve kafein içeren abur cuburlar, uykuya dalmayı zorlaştırabilir. Ayrıca, bu tür gıdaların tüketimi uyku kalitesini azaltarak bireyin ertesi gün zihinsel performansını olumsuz etkiler.
- Hormonal Dengesizlikler: Sağlıksız gıda tüketimi, melatonin gibi uyku düzenleyici hormonların üretimini etkileyebilir. Bu durum, bireyde uyku problemlerine ve uzun vadede kronik uyku bozukluklarına yol açabilir.
6. Sosyal İzolasyon ve Özgüven Kaybı
Zihinsel sağlık sorunları, bireyin sosyal hayatını ve özgüvenini de olumsuz etkiler. Abur cubur tüketiminin yol açtığı kilo problemleri, bireyde beden imajı kaygılarını artırabilir.
- Beden İmajı ve Özgüven: Aşırı abur cubur tüketimi nedeniyle oluşan kilo artışı, bireyin kendine olan güvenini zedeleyebilir. Özellikle gençler arasında, bu durum sosyal izolasyona ve depresyona yol açabilir.
- Sosyal Etkileşimlerin Azalması: Ruhsal ve fiziksel sağlık problemleri, bireyin sosyal etkileşimlerinde zorluk yaşamasına neden olabilir. Bu durum, yalnızlık hissini ve psikolojik sorunları daha da kötüleştirebilir.
Sosyal ve Çevresel Etkileri
Abur cubur tüketimi, bireysel ve toplumsal sağlık sorunlarının ötesinde, çevresel sürdürülebilirlik açısından da önemli bir sorun teşkil eder.
- Toplum Sağlığı Üzerindeki Etkiler: Sağlıksız beslenmenin neden olduğu hastalıklar, sağlık sistemleri üzerinde büyük bir ekonomik yük oluşturur. Obezite ve diyabet gibi hastalıkların tedavi maliyetleri, devletlerin sağlık bütçelerini zorlamaktadır. Ayrıca, bu hastalıklar bireylerin iş gücü kaybına ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olur.
- Çevresel Etkiler: Abur cuburların üretimi ve ambalajlanması, çevresel sorunlara da yol açmaktadır. Plastik ambalajların doğaya karışması, atık miktarını artırarak çevre kirliliğine neden olur. Ayrıca, bu ürünlerin üretimi sırasında kullanılan enerji ve su kaynakları, çevresel sürdürülebilirliği tehdit etmektedir.
- Kültürel Değişim ve Geleneksel Beslenme Alışkanlıklarının Kaybı: Abur cubur tüketimi, geleneksel beslenme alışkanlıklarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Hızlı tüketim alışkanlıkları, ev yapımı sağlıklı yemeklerin yerini alarak bireylerin kültürel değerlerinden uzaklaşmasına neden olmaktadır.
Abur cubur nasıl daha az yenir?
Kendinizi uzak tutmanın bazı yolları vardır.
Daha fazla meyve ve sebze yiyin.
Canınız tatlı çektiğinde karpuz gibi meyveleri tüketebilirsiniz . Bu meyveler tatlı isteğinizi gidermenize yardımcı olabilir. Elma, çıtır çıtır aşermeler için harika bir alternatif olabilir. Elmalar sağlığınız için faydalı olabilecek lif bakımından zengindir .
Yaşam tarzı değişiklikleri yapın
Bir mağazaya gittiğinizde abur cubur ve paketlenmiş gıda satın almamaya çalışın. Evde yapılabilecek bazı sağlıklı alternatifleri satın alın. Paketli gıdalara göre ev yapımı gıdalar daha az zararlı olabilir. Aynı zamanda aşırı yememeye de dikkat edin. Farklı renklerde salata yemeyi deneyin. Bu, yemeği yemenizi ve uzun süre tok kalmanızı sağlayacaktır.
Kendini aktif tut
Kilonuzu kontrol altında tutmak için fiziksel aktivite önemlidir. Tükettiğinizde ekstra yol yürümeye çalışın. Bisiklete binmek yerine otobüse binmeyi veya bir süre yürümeyi deneyin. Günde otuz dakika egzersiz yapın. Bu, gün içinde aldığınız kalorileri yakmanıza yardımcı olacaktır.
Sonuç
Abur cubur tüketimi, modern yaşamın getirdiği kolaylıklar arasında en zararlı alışkanlıklardan biridir. Fiziksel sağlığa olan zararları, obeziteden kalp hastalıklarına kadar geniş bir yelpazede kendini gösterirken, zihinsel sağlığı da olumsuz etkilemektedir. Bunun yanında, toplumsal sağlık ve çevre üzerindeki etkileri, sorunun boyutlarını daha da genişletmektedir.
Sağlıklı bir yaşam sürdürmek ve bu zararlı alışkanlıktan uzaklaşmak için bireysel farkındalığın artırılması büyük önem taşımaktadır. Eğitim kurumları, sağlık otoriteleri ve medya, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yaygınlaştırılması için önemli roller üstlenebilir. Ayrıca, geleneksel beslenme alışkanlıklarına dönüşü teşvik eden kampanyalar ve politikalar da etkili bir çözüm olabilir.
Abur cubur tüketiminin zararları hakkında toplumsal farkındalığın artırılması, hem bireysel hem de toplumsal sağlık için büyük önem taşımaktadır. Sadece bireylerin değil, gelecekteki nesillerin de sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam sürebilmeleri için bu konuya daha fazla dikkat edilmelidir.
Referanslar:
- Abur Cubur Tüketiminin Sağlığınıza 13 Zararı
- World Health Organization (WHO). Global Action Plan for the Prevention and Control of Noncommunicable Diseases. 2013.
- Ghosh, S., et al. (2015). Impact of Junk Food Consumption on Adolescent Health: A Review. International Journal of Clinical Nutrition.
- Popkin, B. M., et al. (2012). Nutrition Transition and Its Impact on Global Health. Annual Review of Public Health.
- Ludwig, D. S. (2002). The Glycemic Index: Physiological Mechanisms Relating to Obesity, Diabetes, and Cardiovascular Disease. JAMA.
- Malik, V. S., et al. (2010). Sugar-Sweetened Beverages and Risk of Metabolic Syndrome and Type 2 Diabetes. Diabetes Care.
- Monteiro, C. A., et al. (2013). Ultra-Processed Products and the Nutrition Transition. Public Health Nutrition.
- Smith, J. P., et al. (2016). Childhood Obesity and Junk Food Advertising. Journal of Health Economics.
- Swinburn, B., et al. (2004). The Global Obesity Pandemic: Shaped by Global Drivers and Local Environments. Lancet.
- Bassett, M. T., et al. (2008). Reducing Consumption of Sugar-Sweetened Beverages. The New England Journal of Medicine.
- Grier, S. A., et al. (2007). Targeting Children in the Junk Food Advertising Debate. The Journal of Public Policy & Marketing.
- Harris, J. L., et al. (2009). The Influence of Digital Marketing on Child Obesity. Obesity Reviews.
- Bray, G. A., et al. (2004). Consumption of High-Fructose Corn Syrup in Beverages May Play a Role in the Epidemic of Obesity. American Journal of Clinical Nutrition.
- Moodie, R., et al. (2013). Ultra-Processed Foods and Public Health. The BMJ.
- Stender, S., et al. (2006). High Levels of Industrially Produced Trans Fatty Acids in Popular Fast Food. New England Journal of Medicine.
- Ebbeling, C. B., et al. (2002). Pathways Linking Diet and Obesity. American Journal of Clinical Nutrition.
- Pollan, M. (2008). In Defense of Food: An Eater’s Manifesto. Penguin Press.
- Micha, R., et al. (2012). Association Between Dietary Factors and Mortality from Cardiovascular Diseases. Circulation.
- Mozaffarian, D., et al. (2006). Trans Fatty Acids and Cardiovascular Disease. The New England Journal of Medicine.
- Birch, L. L., et al. (1999). Influence of Advertising on Children’s Food Preferences. Appetite.
- Nestle, M. (2007). Food Politics: How the Food Industry Influences Nutrition and Health. University of California Press.
- Sassi, F. (2010). Obesity and the Economics of Prevention: Fit Not Fat. OECD Publishing.
- Willett, W. C., et al. (2002). Prevention of Chronic Disease by a Healthy Diet. The Journal of Nutrition.
- Ashakiran, et al. (2012). Fast Foods and Their Impact on Health. Journal of Krishna Institute of Medical Sciences University.
- Wansink, B. (2006). Mindless Eating: Why We Eat More Than We Think. Bantam Books.
- Drewnowski, A. (2009). Obesity, Diets, and Social Inequalities. Nutrition Reviews.
- Fung, T. T., et al. (2001). The Mediterranean Diet and Cardiovascular Risk. Journal of the American College of Cardiology.
- Schwartz, M. B., et al. (2004). Obesity and Food Marketing to Children. Annual Review of Public Health.
- Harnack, L., et al. (2008). Effects of Calorie Labeling on Fast Food Choices. American Journal of Public Health.
- Robinson, T. N., et al. (1999). Reducing Children’s Television Viewing to Prevent Obesity. JAMA.
- French, S. A., et al. (2001). Pricing Effects on Food Choices. The Journal of Nutrition.
- Story, M., et al. (2008). The Role of Schools in Obesity Prevention. The Future of Children.
- Freedman, M. R., et al. (2001). Public Perceptions of Portion Size and Calorie Intake. Journal of the American Dietetic Association.
- Lustig, R. H., et al. (2012). The Toxic Truth About Sugar. Nature
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/