D2 Vitamini (Ergokalsiferol) ve D3 Vitamini (Kolekalsiferol)
Vitamin D, yağda çözünen bir vitamin olup vücutta kalsiyum ve fosfor dengesini sağlamak, kemik sağlığını desteklemek ve genel bağışıklık sistemini güçlendirmek gibi hayati roller üstlenir. Bu vitaminin iki ana formu vardır: D2 vitamini (ergokalsiferol) ve D3 vitamini (kolekalsiferol). D2 vitamini bitkisel kaynaklardan elde edilirken, D3 vitamini genellikle hayvansal kaynaklıdır ve güneş ışığına maruz kalma yoluyla cilt tarafından sentezlenir. Bu iki formun kimyasal yapıları biraz farklı olsa da, her ikisi de insan sağlığı için hayati öneme sahiptir. Ancak, D3 vitamininin biyoyararlanımı, yani vücutta kullanılabilirliği, D2 vitamininden daha yüksektir. Dolayısıyla, vücudun D vitamini ihtiyacını karşılamada D3 vitamini daha önemli bir rol oynar.
Sağlık Bilgisi İçeriği
D2 Vitamini (Ergokalsiferol) ve D3 Vitamini (Kolekalsiferol)
D vitamini eksikliği, modern yaşamın bir sonucu olarak giderek daha yaygın hale gelmiştir. Kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirme, güneş kremi kullanımı ve yetersiz beslenme gibi faktörler, D vitamini eksikliğine yol açabilir. Güneş ışığı, D3 vitamini sentezi için en önemli kaynaklardan biri olmasına rağmen, bu ışığa yeterli düzeyde maruz kalamamak, özellikle kış aylarında ve kuzey enlemlerinde yaşayan insanlar için büyük bir sorundur. Ayrıca, yaşlanma ile birlikte cilt D vitamini üretme kapasitesini kaybetmeye başlar. Bu nedenle, yaşlı bireyler arasında D vitamini eksikliği daha yaygın görülebilir.
D vitamini eksikliğinin belirtileri genellikle belirsiz ve sinsi olabilir. Yorgunluk, kas güçsüzlüğü, kemik ağrıları ve genel olarak zayıf bir bağışıklık sistemi gibi semptomlar, genellikle D vitamini eksikliğinin ilk işaretleridir. Bu belirtiler sıklıkla diğer sağlık sorunlarıyla karıştırılabilir, bu nedenle eksikliğin farkına varılması zaman alabilir. Daha ciddi vakalarda, D vitamini eksikliği raşitizm (çocuklarda) ve osteomalazi (yetişkinlerde) gibi kemik yumuşaması hastalıklarına neden olabilir. Özellikle bağışıklık sistemi üzerinde derin etkileri olduğu için, bu vitaminin eksikliği birçok kronik hastalığın tetikleyicisi olabilir.
Bu makalede, D2 vitamini ve D3 vitaminlerinin genel işlevlerini, eksiklik nedenlerini, eksiklik belirtilerini ve tedavi yöntemlerini inceleyeceğiz. Aynı zamanda bu vitaminlerin sağlık üzerindeki çeşitli faydalarına ve hangi gıdalarda bulunduğuna dair bilgiler sunacağız. D vitamini hakkında doğru ve detaylı bilgi sahibi olmak, eksikliğini önlemek ve tedavi etmek için ilk adımdır. Bu nedenle, bu yazı size D vitamini eksikliği hakkında kapsamlı bir rehber sunmayı amaçlamaktadır.
D2 Vitamini ve D3 Vitamini Eksikliği Nedenleri
D vitamini eksikliği, modern yaşam tarzı ve çevresel faktörlerden kaynaklanan birçok nedenden ötürü yaygın olarak görülen bir sağlık sorunudur. Eksikliğin en yaygın nedenlerinden biri, güneş ışığına yeterince maruz kalmamaktır. D3 vitamini, cildin güneş ışığına maruz kaldığında doğal olarak ürettiği bir vitamindir. Ancak, şehir yaşamında daha fazla kapalı alanlarda zaman geçirmek, güneş koruyucu krem kullanımı ve kış aylarında güneş ışığının azalması, bu vitamini üretme kapasitesini düşürebilir. Özellikle kuzey enlemlerinde yaşayan kişiler, yılın büyük bir kısmında yeterli güneş ışığı alamadıkları için D vitamini eksikliği riski altındadır.
Yaş, D vitamini üretiminde önemli bir faktördür. Yaş ilerledikçe cildin D vitamini sentezleme yeteneği azalır. Bu durum, yaşlı bireylerde D vitamini eksikliğinin daha yaygın görülmesine neden olur. Aynı şekilde, koyu ten rengine sahip kişilerde de melanin miktarının fazla olması, güneş ışığının D vitamini üretme kapasitesini azaltır. Bu nedenle, cilt renginin koyu olduğu kişilerde D vitamini eksikliği riski daha yüksektir.
Beslenme alışkanlıkları da D vitamini eksikliğinde önemli bir rol oynar. D vitamini açısından zengin gıdaları yeterince tüketmemek, eksikliğe yol açabilir. Özellikle vegan ve vejetaryen bireyler, hayvansal ürünlerden gelen D3 vitamininden mahrum kalabilirler. D2 vitamini bitkisel kaynaklarda bulunsa da, bu formun biyoyararlanımı D3 vitaminine göre daha düşüktür. Ayrıca, bağırsak hastalıkları gibi emilim sorunları da D vitamini eksikliğine neden olabilir. Örneğin, çölyak hastalığı, Crohn hastalığı ve kistik fibrozis gibi hastalıklarda D vitamini emilimi bozulur.
Son olarak, obezite de D vitamini eksikliğine katkıda bulunan bir diğer önemli faktördür. D vitamini yağda depolanır ve vücut yağ miktarı arttıkça bu vitaminin kullanılabilirliği azalır. Obez bireylerde D vitamini eksikliği riski daha yüksektir çünkü vücut yağ dokusu, dolaşımdaki D vitamini seviyelerini düşürür.
D2 Vitamini ve D3 Vitamini Eksikliği Belirtileri
D vitamini eksikliği, genellikle sinsi bir şekilde ilerler ve birçok kişi eksiklik farkına varmadan yıllarca bu sorunla yaşar. Eksiklik belirtileri genellikle belirsiz ve yaygın semptomlarla ortaya çıkar. Yorgunluk, enerji eksikliği ve genel bir halsizlik hissi, D vitamini eksikliğinin ilk işaretleri olabilir. Aynı zamanda kaslarda zayıflık ve ağrı da yaygın belirtiler arasındadır. Bu semptomlar genellikle yaşlanma ya da stresle ilişkilendirilebilir, bu nedenle çoğu zaman D vitamini eksikliği gözden kaçabilir.
Kemik ağrıları ve hassasiyeti, D vitamini eksikliğinin daha ileri safhalarında ortaya çıkan belirtilerdir. D vitamini, kalsiyum ve fosfor dengesini sağladığı için, kemik sağlığı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Eksiklik durumunda, kemikler zayıflar ve yumuşamaya başlar. Bu, çocuklarda raşitizm ve yetişkinlerde osteomalazi gibi ciddi kemik hastalıklarına yol açabilir. Özellikle çocuklar büyüme çağında oldukları için, D vitamini eksikliği kemik deformasyonlarına ve gelişim geriliğine neden olabilir.
Bağışıklık sistemi de D vitamini eksikliğinden etkilenir. Bu vitamin, bağışıklık hücrelerinin işlevlerini düzgün bir şekilde yerine getirebilmesi için gereklidir. Eksiklik durumunda, kişi sık sık enfeksiyon kapabilir ve soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara karşı daha hassas hale gelebilir. Ayrıca, D vitamini eksikliği ile otoimmün hastalıklar arasında da bir bağlantı olduğu düşünülmektedir. Çeşitli araştırmalar, D vitamini eksikliğinin tip 1 diyabet, multiple skleroz ve romatoid artrit gibi otoimmün hastalıkların gelişiminde rol oynayabileceğini göstermektedir.
D vitamini eksikliği, aynı zamanda psikolojik belirtilere de yol açabilir. Özellikle depresyon ve anksiyete gibi ruh hali bozuklukları, D vitamini eksikliği ile ilişkilendirilmektedir. D vitamini, beyin fonksiyonları üzerinde etkili olduğu için, bu vitaminin eksikliği duygusal dalgalanmalara, motivasyon kaybına ve genel bir ruh hali bozukluğuna neden olabilir.
D2 Vitamini ve D3 Vitamini Eksikliği Tedavisi
D vitamini eksikliği tedavisi, eksikliğin şiddetine ve bireyin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Hafif eksiklik durumlarında, güneş ışığına daha fazla maruz kalmak ve D vitamini açısından zengin gıdalar tüketmek genellikle yeterli olabilir. Güneş ışığı, özellikle UVB ışınları, ciltte D3 vitamini üretimini tetikler. Bu nedenle, günde en az 15-30 dakika güneş ışığı almak, D vitamini düzeylerini artırmak için etkili bir yöntemdir. Ancak, bu yöntem kış aylarında ve kuzey enlemlerinde yaşayanlar için her zaman mümkün olmayabilir.
D vitamini eksikliğinin daha ciddi olduğu durumlarda, doktorlar genellikle D vitamini takviyeleri önerirler. D2 vitamini ve D3 vitamini, takviye formunda bulunmaktadır. Ancak, D3 vitamini (kolekalsiferol) vücut tarafından daha etkili bir şekilde kullanıldığı için genellikle bu form tercih edilir. D vitamini takviyeleri, genellikle günlük veya haftalık dozlar halinde verilir ve doktor kontrolünde kullanılması önerilir. Dozaj, bireyin yaşı, sağlık durumu ve D vitamini seviyelerine bağlı olarak ayarlanmalıdır. Aşırı D vitamini alımı toksik olabilir, bu nedenle dozajın dikkatli bir şekilde belirlenmesi önemlidir.
Bazı durumlarda, D vitamini eksikliği tedavisinde kalsiyum takviyeleri de gerekebilir. Çünkü D vitamini, kalsiyum emilimini artırır ve bu iki besin ögesi birlikte çalışır. Özellikle kemik sağlığını korumak için, kalsiyum ve D vitamini takviyeleri birlikte önerilebilir.
D2 Vitamini ve D3 Vitaminin Faydaları
D vitamini, vücutta birçok hayati fonksiyonu destekler ve sağlık üzerinde geniş çaplı faydalar sağlar. İlk olarak, kemik ve diş sağlığı için kritik bir öneme sahiptir. Kalsiyum ve fosforun emilimini ve kullanımını düzenleyerek, kemiklerin güçlü ve sağlıklı kalmasını sağlar. Yetersiz D vitamini alımı, kemiklerin zayıflamasına ve kırılgan hale gelmesine yol açar. Bu nedenle, çocuklarda sağlıklı büyümeyi teşvik ederken, yetişkinlerde kemik erimesini ve kırık riskini azaltır.
D vitamini, bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasına da katkıda bulunur. Bağışıklık hücrelerini aktive eder ve enfeksiyonlara karşı vücudu korur. Özellikle soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonların sıklığını ve şiddetini azaltmada etkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca, D vitamini eksikliği ile otoimmün hastalıklar arasında güçlü bir ilişki olduğu görülmektedir. Bu vitaminin yeterli düzeyde alınması, tip 1 diyabet, multiple skleroz ve romatoid artrit gibi otoimmün hastalıkların gelişimini önlemeye yardımcı olabilir.
Kalp sağlığı üzerinde de olumlu etkileri olan D vitamini, kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur ve kalp hastalıkları riskini azaltır. Ayrıca, D vitamini eksikliği ile yüksek tansiyon, kalp krizi ve inme gibi ciddi kalp-damar hastalıkları arasında bir bağlantı olduğu düşünülmektedir. Bu vitaminin yeterli düzeyde alınması, kardiyovasküler sağlığı korumak açısından da önemlidir.
Son olarak, D vitamini, ruh sağlığı üzerinde de olumlu etkiler sağlar. Depresyon, anksiyete ve mevsimsel duygudurum bozukluğu gibi psikolojik sorunların tedavisinde etkili olabilir. Beyin fonksiyonlarını destekleyerek, genel ruh halini iyileştirdiği ve stresle başa çıkma yeteneğini artırdığı görülmüştür.
D2 Vitamini ve D3 Vitamini Hangi Gıdalarda Bulunur?
D vitamini, besin kaynaklarında sınırlı miktarda bulunur, bu nedenle yeterli düzeyde alınması için dikkatli bir beslenme düzeni gereklidir. D2 vitamini (ergokalsiferol), bitkisel kaynaklarda, özellikle mantarlarda bulunur. D3 vitamini (kolekalsiferol) ise hayvansal ürünlerde ve bazı takviye edilmiş gıdalarda bulunur. İşte D vitamini açısından zengin gıdalardan bazıları:
- Yağlı balıklar: Somon, uskumru, sardalya ve ton balığı gibi yağlı balıklar, D3 vitamini açısından zengin kaynaklardır.
- Yumurta sarısı: Yumurta sarısı, doğal D vitamini kaynaklarından biridir.
- Süt ve süt ürünleri: Takviye edilmiş sütler ve yoğurtlar, D vitamini almak için iyi bir kaynaktır.
- Karaciğer: Dana ve tavuk karaciğeri, D vitamini açısından zengindir.
- Mantarlar: Bazı mantar türleri, özellikle güneş ışığına maruz kaldıklarında, D2 vitamini içerirler.
D2 Vitamini ve D3 Vitaminlerinin Vücutta Görevleri
D vitamini, vücudumuzda birçok önemli rol üstlenir. D2 vitamini ve D3 vitamini, vücuda alındıktan sonra karaciğer ve böbreklerde metabolize edilerek aktif bir forma dönüşürler. Bu aktif form, vücudun kalsiyum ve fosfor seviyelerini düzenlemesine yardımcı olan kalsitriol olarak bilinir. Kalsitriol, bağırsaklardan kalsiyum ve fosforun emilimini artırarak kemiklerin güçlenmesine katkıda bulunur. Aynı zamanda, kalsiyumun kemiklerde depolanmasını sağlar ve bu sayede osteoporoz gibi kemik hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur.
D3 vitamini, özellikle kemik sağlığı üzerinde daha belirgin bir etkiye sahip olabilir. Kolekalsiferol, vücut tarafından güneş ışığına maruz kalındığında sentezlendiği için, yeterli güneş ışığı aldığımızda vücudumuzun ihtiyaç duyduğu D vitamini düzeylerine ulaşmamız daha olasıdır. Ancak, güneş ışığından yeterince faydalanamayan bireyler için bu eksiklik, diyet ve takviyeler yoluyla giderilmelidir.
D vitamini, sadece kemik sağlığı üzerinde değil, aynı zamanda hücre büyümesi, nöromüsküler fonksiyonlar ve bağışıklık sistemi üzerinde de önemli bir rol oynar. Bağışıklık sisteminin düzgün çalışması için gerekli olan D vitamini, vücudun enfeksiyonlarla mücadele etmesine yardımcı olur. Ayrıca, çeşitli hücrelerin büyümesi ve farklılaşması için de gereklidir. Özellikle kanser araştırmaları, D vitamini düzeylerinin bazı kanser türlerinin gelişimini engelleyebileceğine dair ipuçları vermektedir. Bunun yanı sıra, D vitamini eksikliğinin diyabet ve kalp hastalıkları gibi kronik hastalıklarla da ilişkili olduğu bilinmektedir.
D Vitamini Takviyelerinin Farklı Formları
D vitamini takviyeleri, genellikle D2 (ergokalsiferol) veya D3 (kolekalsiferol) formunda bulunur. Her iki form da vücutta aktif D vitaminine dönüştürülebilir, ancak D3 vitamini, D2 vitaminine kıyasla daha etkili ve uzun süreli bir etki gösterir. Bu nedenle, çoğu uzman D vitamini takviyesi olarak D3 vitaminini önerir. Bununla birlikte, veganlar için uygun olan D2 vitamini takviyeleri de bitkisel kaynaklardan elde edilebilir.
D vitamini takviyeleri genellikle tablet, kapsül veya damla formunda bulunur. Tablet ve kapsül formları, günlük veya haftalık dozlar halinde alınabilir. Damla formundaki takviyeler ise, özellikle çocuklar veya yutma güçlüğü çeken bireyler için pratik bir seçenektir. D vitamini takviyelerinin kullanım süresi, kişinin kan D vitamini düzeyine ve eksikliğin şiddetine bağlı olarak değişir. Tedaviye başlamadan önce doktor gözetiminde kan testleri yapılmalı ve uygun dozaj belirlenmelidir.
Takviyelerin uzun süreli kullanımında, D vitamini düzeylerinin aşırı artmaması için dikkat edilmelidir. Aşırı D vitamini alımı, hiperkalsemiye yol açarak kalsiyum seviyelerinin yükselmesine neden olabilir. Bu durum, böbreklerde kalsiyum birikmesine ve böbrek taşı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, D vitamini takviyelerinin doktor kontrolünde kullanılması önemlidir.
D Vitamini Eksikliğinin Risk Grupları
Bazı insanlar, yaşam tarzları veya sağlık durumları nedeniyle D2 vitamini ve D3 vitamini eksikliği açısından daha yüksek risk altındadır. Bu risk gruplarını anlamak, D vitamini düzeylerinin kontrol altında tutulması ve eksikliğin önlenmesi için kritik bir adımdır.
- Yaşlı bireyler: Yaş ilerledikçe, cildin D vitamini üretme yeteneği azalır. Aynı zamanda, böbrekler de bu vitamini aktif forma dönüştürme kapasitesini kaybeder. Bu durum, yaşlı bireylerde D vitamini eksikliği riskini artırır.
- Kapalı alanlarda yaşayanlar: Güneş ışığı, D vitamini sentezi için kritik olduğundan, günün büyük bir kısmını kapalı alanlarda geçiren bireyler (ofis çalışanları, evde çalışanlar) D vitamini eksikliği riski taşır.
- Koyu ten rengine sahip kişiler: Koyu tenli bireylerin cildindeki melanin, güneş ışınlarının emilimini azaltarak D vitamini sentezini zorlaştırır. Bu kişiler, açık tenli bireylere göre daha fazla güneş ışığına ihtiyaç duyarlar.
- Emilim bozukluğu olan hastalar: Çölyak hastalığı, Crohn hastalığı, kistik fibrozis gibi bağırsak hastalıkları, vücudun D vitamini emme kapasitesini azaltabilir.
- Obez bireyler: Vücut yağı, D vitaminini depolar ve bu durum, dolaşımdaki D vitamini miktarını düşürür. Bu nedenle, obez bireyler D vitamini eksikliği açısından daha yüksek risk altındadır.
- Hamile ve emziren kadınlar: Hamilelik ve emzirme dönemlerinde D vitamini ihtiyacı artar. Bu nedenle, bu dönemlerde kadınların D vitamini seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmeleri ve gerekirse takviye almaları önerilir.
Bu risk gruplarına dahil olan bireyler, düzenli kan testleri yaparak D vitamini seviyelerini takip etmeli ve eksiklik durumunda uygun tedavi yöntemlerine başvurmalıdır.
D Vitamini ile İlişkili Hastalıklar
D2 vitamini ve D3 vitamini eksikliği, birçok ciddi sağlık sorunuyla ilişkilendirilmektedir. Bunlar arasında kemik hastalıkları, bağışıklık sistemi bozuklukları ve kronik hastalıklar yer alır. D vitamini eksikliği, özellikle çocuklarda raşitizm adı verilen bir duruma yol açabilir. Raşitizm, kemiklerin yumuşaması ve deformasyonu ile karakterizedir. Yetişkinlerde ise osteomalazi ve osteoporoz gibi kemik hastalıkları D vitamini eksikliğine bağlı olarak gelişebilir. Bu hastalıklar, kemik kırıkları riskini artırır ve yaşam kalitesini düşürür.
Bağışıklık sistemi üzerinde de önemli bir etkiye sahip olan D vitamini, enfeksiyonlara karşı korunmada kritik bir rol oynar. D vitamini eksikliği, sık sık enfeksiyon geçirme, soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı daha hassas hale gelme ile ilişkilidir. Ayrıca, otoimmün hastalıklar ile D vitamini eksikliği arasında güçlü bir ilişki olduğu bilinmektedir. Tip 1 diyabet, romatoid artrit ve multiple skleroz gibi hastalıkların D vitamini eksikliği ile daha yaygın olduğu düşünülmektedir.
Kalp hastalıkları da D vitamini eksikliği ile ilişkilendirilen bir diğer önemli sağlık sorunudur. Yetersiz D vitamini düzeylerinin, yüksek tansiyon, kalp krizi ve inme gibi kardiyovasküler hastalıklara yol açabileceği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, D vitamini eksikliği, insülin direnci ve tip 2 diyabet gelişme riskini artırabilir.
Psikolojik sağlık üzerindeki etkileri de göz ardı edilemez. D vitamini eksikliği, depresyon, anksiyete ve mevsimsel duygu durum bozukluğu ile ilişkilendirilmiştir. Özellikle kış aylarında güneş ışığına maruz kalma azalırken, depresyon belirtileri daha belirgin hale gelebilir. Bu nedenle, yeterli D vitamini alımının ruh sağlığı üzerinde olumlu bir etkisi olduğu düşünülmektedir.
D Vitamini ve Kanser
Son yıllarda yapılan araştırmalar, D vitamini ile kanser arasındaki olası ilişkilere dair önemli bulgular sunmaktadır. D vitamini, hücre büyümesini düzenleyen bir hormon olarak işlev gördüğünden, kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyebileceği düşünülmektedir. Özellikle kolon, meme ve prostat kanseri gibi bazı kanser türlerinde, yeterli D vitamini alımının koruyucu etkiler sağlayabileceği gösterilmiştir.
Yapılan araştırmalar, düşük D vitamini düzeylerine sahip kişilerin belirli kanser türlerine yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. D vitamini, bağışıklık sistemi üzerinde de önemli bir rol oynadığı için, kanser hücrelerinin yayılmasını önleme potansiyeline sahip olabilir. Bununla birlikte, bu alandaki araştırmalar hala devam etmekte olup, D vitamini takviyelerinin kanser tedavisindeki rolü hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç vardır.
Sonuç
D vitamini, vücudun çeşitli sistemlerinde kritik roller üstlenen bir vitamindir. Özellikle kemik sağlığı, bağışıklık fonksiyonu, kalp sağlığı ve ruh hali üzerinde önemli etkileri vardır. Ancak, güneş ışığına yeterince maruz kalamama, yetersiz beslenme ve bazı sağlık sorunları gibi nedenlerle D vitamini eksikliği yaygın hale gelmiştir. D vitamini eksikliğinin fark edilmesi ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması, genel sağlığın korunması için büyük önem taşır. Yeterli güneş ışığı almak, D vitamini açısından zengin gıdalar tüketmek ve gerektiğinde doktor kontrolünde takviye almak, bu önemli vitamini vücudumuzda dengede tutmanın en iyi yollarıdır.
Referanslar:
- D2 Vitamini (Ergokalsiferol) ve D3 Vitamini (Kolekalsiferol)
- Holick, M.F. (2007). “Vitamin D deficiency”. New England Journal of Medicine, 357(3), 266-281.
- Ross, A.C., Taylor, C.L., Yaktine, A.L., Del Valle, H.B. (Eds.). (2011). “Dietary Reference Intakes for Calcium and Vitamin D”. National Academies Press.
- Cashman, K.D. (2020). “Vitamin D deficiency: defining, prevalence, causes, and strategies of addressing”. Endocrinology and Metabolism Clinics of North America, 49(2), 233-247.
- Bouillon, R., Marcocci, C., Carmeliet, G., et al. (2019). “Skeletal and extraskeletal actions of vitamin D: Current evidence and outstanding questions”. Endocrine Reviews, 40(4), 1109-1151.
- Pludowski, P., Holick, M.F., Pilz, S., et al. (2018). “Vitamin D supplementation guidelines”. Journal of Steroid Biochemistry and Molecular Biology, 175, 125-135.
- DeLuca, H.F. (2004). “Overview of general physiologic features and functions of vitamin D”. American Journal of Clinical Nutrition, 80(6), 1689S-1696S.
- Gallagher, J.C. (2013). “Vitamin D and aging”. Endocrinology and Metabolism Clinics of North America, 42(2), 319-332.
- Vieth, R. (1999). “Vitamin D supplementation, 25-hydroxyvitamin D concentrations, and safety”. American Journal of Clinical Nutrition, 69(5), 842-856.
- Bischoff-Ferrari, H.A., Willett, W.C., Wong, J.B., et al. (2005). “Fracture prevention with vitamin D supplementation: a meta-analysis of randomized controlled trials”. JAMA, 293(18), 2257-2264.
- Pilz, S., Marz, W., Cashman, K.D., et al. (2018). “Rationale and plan for vitamin D food fortification: a review and guidance paper”. Frontiers in Endocrinology, 9, 373.
- Wacker, M., Holick, M.F. (2013). “Sunlight and Vitamin D: A global perspective for health”. Dermatoendocrinology, 5(1), 51-108.
- Adams, J.S., Hewison, M. (2010). “Update in vitamin D”. Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism, 95(2), 471-478.
- Feldman, D., Pike, J.W., Adams, J.S. (Eds.). (2011). “Vitamin D”. Academic Press.
- Heaney, R.P. (2008). “Vitamin D in health and disease”. Clinical Journal of the American Society of Nephrology, 3(5), 1535-1541.
- Norman, A.W. (2008). “From vitamin D to hormone D: fundamentals of the vitamin D endocrine system essential for good health”. American Journal of Clinical Nutrition, 88(2), 491S-499S.
- Manson, J.E., Brannon, P.M., Rosen, C.J., Taylor, C.L. (2016). “Vitamin D deficiency—Is there really a pandemic?”. New England Journal of Medicine, 375(19), 1817-1820.
- Lips, P. (2006). “Vitamin D physiology”. Progress in Biophysics and Molecular Biology, 92(1), 4-8.
- Sizar, O., Khare, S., Goyal, A., Givler, A. (2022). “Vitamin D deficiency”. StatPearls [Internet], StatPearls Publishing
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/