Aile İçi Şiddet Türleri ve 7 Nedeni

100 / 100

Aile içi şiddet, dünya genelinde her yaştan, cinsiyetten ve sosyoekonomik gruptan bireyi etkileyen ciddi bir toplumsal sorundur. Bu olgu, bireylerin en güvenli alan olarak kabul ettiği aile içerisinde ortaya çıkması nedeniyle özellikle yıkıcıdır. Aile içinde şiddet, yalnızca fiziksel şiddeti değil, aynı zamanda psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet türlerini de kapsar. Hem mağdurlar hem de failler açısından geniş bir spektruma yayılan bu olgu, toplumun her kesiminde derin yaralar açmaktadır. Aile içi şiddet vakalarının giderek artması, bu sorunun çözümü için daha etkin stratejiler geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Aile İçi Şiddet Türleri ve 7 Nedeni

Şiddetin temelinde genellikle güç ve kontrol arayışı yer alırken, bunun bireyler ve toplum üzerindeki etkileri oldukça geniştir. Aile içinde şiddet, sadece mağdurları değil, aynı zamanda çocukları, aile üyelerini ve toplumu da olumsuz etkiler. Özellikle çocuklar, şiddete tanıklık ederek büyüdüklerinde, bu durum onların ruh sağlığını derinden etkileyebilir. Şiddet döngüsü içinde büyüyen çocuklar, ilerleyen yaşlarda ya şiddet uygulayan ya da mağdur olan bireyler haline gelebilirler. Bu nedenle şiddetin, nesiller boyu devam eden bir toplumsal sorun olduğunu söylemek mümkündür.

Aile içinde şiddet vakalarının arttığını görmek, bu konunun daha fazla dikkate alınması gerektiğini gösteriyor. Mağdurların yaşadığı travmalar sadece fiziksel zararlarla sınırlı kalmaz; aynı zamanda ruhsal, duygusal ve sosyal anlamda derin etkiler bırakır. Bu durum, bireyin toplum içindeki işlevselliğini azaltırken, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal maliyetleri de artırır. Şiddet mağdurlarının psikolojik tedaviye ihtiyaç duyması, iş gücü kaybı ve hatta hukuki süreçler, topluma büyük bir yük getirir. Bu bağlamda, aileiçi şiddetin sadece bireysel bir sorun olmadığını, tüm toplumu etkileyen bir kriz olduğunu anlamak kritik önem taşır.

Son yıllarda aile içinde şiddet konusunda farkındalık yaratma çalışmaları hız kazanmış olsa da, bu çalışmaların yeterli olmadığı aşikardır. Bu sorunun çözülebilmesi için daha kapsamlı ve uzun vadeli stratejilere ihtiyaç vardır. Yasal düzenlemeler, toplumsal eğitimler ve mağdurlara yönelik destek mekanizmalarının daha etkin hale getirilmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde şiddetin önüne geçmek ve bu döngüyü kırmak mümkün olabilir.

Aile İçi Şiddet Türleri ve 7 Nedeni

Aile İçi Şiddet Türleri

Aile içi şiddet, fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik ve dijital olmak üzere birçok farklı biçimde karşımıza çıkar. Bu türlerin her biri, mağdurun fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde kalıcı izler bırakabilir ve aile yapısında derin yaralar oluşturabilir. Aile içi şiddetin türlerinin anlaşılması, bu sorunla başa çıkmak için ilk adımdır, çünkü şiddetin her bir türü kendine özgü etkiler yaratır ve müdahale yöntemleri de bu türlere göre çeşitlilik gösterir. Aşağıda, aile içi şiddetin en yaygın türleri detaylandırılmıştır:

1. Fiziksel Şiddet

Fiziksel şiddet, aile içi şiddetin en görünür ve somut biçimidir. Tokat, yumruk, tekme, itme veya herhangi bir fiziksel saldırı şeklinde kendini gösterebilir. Fiziksel şiddet genellikle mağdurun bedenine doğrudan zarar vermeyi amaçlar ve mağdurun yaşamını tehlikeye atabilir. Bu tür şiddet, mağdurun vücudunda morluklar, kırıklar veya daha ağır yaralanmalara neden olabilir. Fiziksel şiddet, mağduru sindirme, kontrol etme veya cezalandırma amacı güder ve çoğu zaman diğer şiddet türleriyle birlikte ortaya çıkar.

  • Belirtileri: Yaralanmalar, sürekli yorgunluk, korku belirtileri veya fiziksel acılar. Fiziksel şiddete maruz kalan bireylerin vücutlarında görünür izler veya yaralanmalar olabilir.
  • Sonuçları: Fiziksel sağlığı tehdit eden bu tür, aynı zamanda bireyin güven duygusunu yok eder ve sürekli bir korku içinde yaşamasına neden olur. Uzun vadede, fiziksel şiddet mağdurun kendine olan güvenini yitirmesine ve çevresiyle olan ilişkilerinin bozulmasına yol açabilir.

2. Psikolojik / Duygusal Şiddet

Psikolojik veya duygusal şiddet, mağdurun duygusal sağlığını hedef alarak onu kontrol etme ve sindirme amacıyla yapılan sözlü ve davranışsal saldırılardır. Psikolojik şiddet, mağdurun özsaygısını zedelemek, onu aşağılamak, eleştirmek, küçümsemek, tehdit etmek veya sürekli suçlamak şeklinde kendini gösterebilir. Duygusal olarak yıkıcı olan bu tür şiddet, mağdurun kendi değerini sorgulamasına ve kendini yetersiz hissetmesine yol açar.

  • Belirtileri: Kendi değeri hakkında sürekli şüphe duyma, depresyon belirtileri, endişe, yalnız hissetme ve sosyal izolasyon. Mağdurlar, bu tür şiddet karşısında genellikle kendilerini yalnız ve çaresiz hisseder.
  • Sonuçları: Psikolojik şiddet, mağdurun ruh sağlığını derinden etkiler ve özgüvenini yıkar. Uzun vadede, depresyon, kaygı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi ciddi ruhsal sorunlara neden olabilir.

3. Cinsel Şiddet

Cinsel şiddet, aile üyelerinin rızası olmaksızın cinsel içerikli davranışlara zorlanması veya cinsellik ile ilgili baskılara maruz bırakılmasıdır. Eşlerin, partnerlerin veya aile bireylerinin birbirlerine karşı uyguladığı bu şiddet türü, bireyin beden bütünlüğüne ve mahremiyetine yönelik ciddi bir ihlaldir. Cinsel şiddet sadece fiziksel zorlama ile sınırlı kalmaz; aynı zamanda mağdurun cinsel özgürlüğüne müdahale etmek, cinselliğe zorlamak ya da cinsel içerikli tehditler savurmak şeklinde de kendini gösterebilir.

  • Belirtileri: Korku ve utanma hissi, cinsel ilişkiden kaçınma, depresyon, öfke patlamaları veya cinsel isteksizlik. Cinsel şiddete maruz kalan mağdurlar, çoğunlukla bu durum hakkında konuşmaktan çekinir ve utanç duyarlar.
  • Sonuçları: Cinsel şiddet, mağdurun cinselliğe ve bedensel bütünlüğe dair güvenini zedeler. Bu tür şiddete maruz kalan bireylerde, cinselliğe karşı korku, utanma, depresyon ve anksiyete gibi uzun vadeli etkiler görülebilir.

4. Ekonomik Şiddet

Ekonomik şiddet, bireyin mali kaynaklara erişiminin kısıtlanması veya tamamen kontrol altına alınmasıdır. Mağdurun finansal bağımsızlığını ortadan kaldırmak amacıyla yapılan bu şiddet türü, paranın kontrol edilmesi, harcamaların denetlenmesi, çalışmasına izin verilmemesi, maaşının elinden alınması ya da tüm parasal kaynaklara erişimin engellenmesi gibi şekillerde kendini gösterebilir. Ekonomik şiddet, mağdurun maddi anlamda bağımsız hareket etmesini engelleyerek mağduru tamamen istismar eden kişiye bağımlı hale getirir.

  • Belirtileri: Maddi yetersizlik, gelir kaynaklarına erişim kısıtlaması, çalışamama veya kazancının elinden alınması. Ekonomik şiddete uğrayan kişiler genellikle parasal konularda çaresizdir ve başkalarına muhtaç hisseder.
  • Sonuçları: Ekonomik şiddet, bireyin finansal bağımsızlığını ortadan kaldırır ve mağduru istismarcısına bağımlı hale getirir. Bu tür şiddete maruz kalan bireyler, kendi parasal kaynaklarını kontrol edemedikleri için yaşamlarını bağımsız bir şekilde sürdüremez ve maddi anlamda çaresizlik yaşarlar.

5. Dijital Şiddet

Dijital şiddet, teknolojinin ve dijital araçların bireyi kontrol etmek, tehdit etmek veya taciz etmek amacıyla kullanılmasıdır. Dijital şiddet, günümüzde özellikle sosyal medya ve internetin yaygın kullanımıyla giderek artış göstermiştir. Bu şiddet türü, mağdurun sosyal medya hesaplarının kontrol edilmesi, izinsiz fotoğraf veya videoların paylaşılması, kişisel bilgilerin ifşa edilmesi, mesaj yoluyla sürekli tehdit edilmesi gibi şekillerde ortaya çıkabilir. Dijital şiddet, mağdurun mahremiyetini ihlal eder ve güvenliğini tehdit eder.

  • Belirtileri: Sosyal medya hesaplarının veya dijital cihazların izlenmesi, mesaj veya e-postalar yoluyla sürekli tehdit edilme, kişisel bilgilerinin izinsiz paylaşılması. Mağdurlar, dijital şiddet karşısında genellikle kendilerini sürekli gözlem altında hissederler.
  • Sonuçları: Dijital şiddet, mağdurun sosyal hayatını kısıtlar ve dijital platformlarda kendini güvende hissetmesini engeller. Dijital şiddete maruz kalan bireyler, sosyal medyayı veya interneti kullanmaktan çekinebilir, psikolojik olarak korku ve endişe içerisinde yaşayabilir.

Aile İçi Şiddet Türlerinin Ortak Etkileri

Aile içi şiddet türleri arasında farklılıklar olsa da tüm bu türler mağdur üzerinde benzer etkiler bırakabilir. Şiddete maruz kalan bireyler, genellikle kendilerini yalnız, çaresiz ve güvensiz hissederler. Bu durum, mağdurun sosyal ilişkilerini, iş hayatını ve duygusal sağlığını olumsuz yönde etkiler. Aile içi şiddet, aynı zamanda çocuklar üzerinde de kalıcı izler bırakabilir; çocuklar, şiddeti gözlemleyerek bu davranışları öğrenebilir veya psikolojik olarak zarar görebilirler.

  • Psikolojik Sonuçlar: Depresyon, kaygı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve özsaygı kaybı gibi sorunlar yaygındır. Mağdurlar, uzun vadede güven duygusunu yitirir ve duygusal sağlıklarında derin yaralar alır.
  • Fiziksel Sağlık Sorunları: Sürekli şiddet altında olan bireylerde kronik ağrılar, uyku bozuklukları ve yorgunluk gibi fiziksel sağlık sorunları da gelişebilir.
  • Sosyal İzolasyon: Aile içi şiddete uğrayan bireyler, çevresinden uzaklaşabilir ve kendini toplumdan soyutlayabilir. Sosyal izolasyon, mağdurun şiddetten kurtulmak için destek alma olanaklarını da kısıtlayabilir.

Aile içi şiddetin her bir türü, mağdur üzerinde ayrı ayrı veya bir arada büyük travmatik etkiler yaratabilir. Aile içi şiddeti önlemek ve mağdurlara destek sağlamak için toplumdaki tüm bireylerin bilinçlenmesi ve bu tür şiddet karşısında harekete geçmesi önemlidir. Ayrıca, bu tür şiddetin tanınması ve bireylerin karşılaşabilecekleri her türlü şiddet türü hakkında farkındalık sahibi olmaları, aile içi şiddetle mücadelede ilk adımlardır.

Aile İçi Şiddet Türleri ve 7 Nedeni

Aile İçi Şiddetin Nedenleri

Aile içi şiddet, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik, duygusal ve ekonomik boyutları da olan karmaşık bir olgudur. Aile içi şiddetin kökeninde, birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle oluşan karmaşık bir etkileşim bulunmaktadır. Sosyal, psikolojik, kültürel ve ekonomik birçok faktör, bireylerin aile içi şiddete başvurmasına neden olabilir. Bu bölümde, aile içi şiddetin başlıca nedenlerini derinlemesine inceleyeceğiz.

1. Psikolojik Faktörler

Aile içi şiddetin en temel nedenlerinden biri, bireyin psikolojik durumudur. Kişisel sorunlar, duygusal istikrarsızlık ve psikiyatrik rahatsızlıklar, bireylerin şiddet eğilimini artırabilir. Bu durumların her biri, bireylerin öfke yönetimi ve empati becerilerini olumsuz etkileyerek aile içinde şiddet uygulamaya daha yatkın hale gelmelerine neden olur.

  • Öfke Kontrol Problemleri: Özellikle ani sinirlenme veya kendini kontrol edememe durumları, aile içi şiddeti tetikleyen faktörler arasında önemli bir yer tutar. Öfke kontrol sorunu yaşayan bireyler, stresli durumlarla başa çıkmakta zorlanır ve bu durum, en yakınlarındaki insanlara zarar verme eğilimlerine yol açabilir.
  • Duygusal Yetersizlik ve Empati Eksikliği: Duygusal yetersizlik, bireyin diğer insanlarla sağlıklı iletişim kuramamasına neden olur. Empati becerisi zayıf olan bireyler, karşılarındaki kişilerin duygusal ihtiyaçlarını anlamakta zorlanır ve bu durum çatışmaları artırabilir. Empati eksikliği, eş ve çocuklara yönelik duygusal ve fiziksel şiddetin yaygın bir nedeni olabilir.
  • Psikiyatrik Rahatsızlıklar: Depresyon, bipolar bozukluk, sınırda kişilik bozukluğu gibi psikiyatrik rahatsızlıklar, bireylerin davranışlarını kontrol etmekte zorlanmalarına neden olabilir. Özellikle tedavi edilmeyen psikiyatrik rahatsızlıklar, aile içi şiddet riskini önemli ölçüde artırabilir.

2. Sosyoekonomik Faktörler

Sosyoekonomik zorluklar, aile içi şiddeti tetikleyen önemli faktörlerden biridir. Maddi yetersizlikler, işsizlik, düşük gelir düzeyi ve finansal stres, bireylerin öfke ve kaygı düzeylerini artırarak aile içi şiddetin temel nedenlerinden biri haline gelebilir.

  • Maddi Sorunlar ve Ekonomik Baskılar: Maddi yetersizlikler, bireylerde sürekli bir stres kaynağı haline gelebilir. Finansal baskılar altında kalan bireyler, yaşadıkları stresin etkisiyle aile üyelerine karşı şiddet uygulama eğilimi gösterebilir. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, işsizlik ve yoksulluk gibi etkenler aile içi şiddet vakalarının artmasına yol açabilir.
  • Eğitim Seviyesinin Düşüklüğü: Eğitim seviyesi düşük bireylerde öfke kontrol becerileri ve problem çözme yetenekleri gelişmemiş olabilir. Eğitim eksikliği, bireylerin iletişim becerilerini sınırlayarak, aile içindeki sorunları çözmede şiddete başvurma olasılığını artırır.
  • Çalışma Hayatındaki Sorunlar: İş hayatında yaşanan zorluklar, düşük ücretler, fazla mesai ve iş stresi gibi faktörler, bireylerin aile içindeki ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. İşten kaynaklanan stres ve tükenmişlik sendromu, bireyleri duygusal ve fiziksel olarak zorlayarak şiddete başvurma eğilimini artırabilir.

3. Kültürel ve Toplumsal Normlar

Kültürel ve toplumsal normlar, aile içi şiddeti doğrudan etkileyebilecek en önemli faktörlerden biridir. Bazı toplumlarda, şiddet ve baskı uygulamak bir kontrol aracı olarak normalleştirilmiş olabilir ve bu durum aile içi şiddetin sürmesine yol açabilir.

  • Cinsiyet Rolleri ve Ataerkil Yapı: Ataerkil toplumlarda erkeklerin daha baskın bir rol üstlenmesi gerektiğine dair yaygın inanışlar, kadınlara yönelik şiddetin normalleşmesine katkıda bulunabilir. Kadınların pasif, erkeklerin ise otoriter rol üstlenmesi gerektiği algısı, aile içinde kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin artmasına neden olabilir.
  • Şiddeti Normalleştiren Aile Yapıları: Çocukluk döneminde şiddete tanık olan bireyler, şiddeti bir sorun çözme aracı olarak görebilir. Bu bireyler yetişkin olduklarında kendi ailelerinde benzer bir şiddet döngüsü oluşturma eğiliminde olabilir. Şiddeti içselleştiren bireyler, kendi çocuklarına veya eşlerine karşı da şiddet uygulamaya daha yatkın hale gelebilir.
  • Toplumsal Damgalama ve Kadercilik: Bazı kültürlerde, aile içi şiddet mağdurlarının yaşadıkları şiddeti gizlemeleri veya katlanmaları gerektiği düşünülür. Bu yaklaşım, mağdurların şiddeti bildirme olasılığını düşürerek şiddetin sürmesine yol açabilir. Kadercilik inancı, özellikle kadınların bu durumu kabul etmelerini sağlamakta ve şiddet döngüsünün kırılmasını zorlaştırmaktadır.

4. Alkol ve Madde Bağımlılığı

Alkol ve madde kullanımı, aile içi şiddetin en yaygın nedenlerinden biridir. Alkol bağımlılığı, bireylerin mantıklı düşünme, empati kurma ve öfke kontrol yeteneklerini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, madde kullanımı bireylerin davranışlarını kontrol etmekte zorlanmalarına neden olarak aile içinde ciddi şiddet olaylarına yol açabilir.

  • Alkolün Davranış Üzerindeki Etkisi: Alkol, kişinin mantıklı düşünme kapasitesini zayıflatarak, dürtüsel ve agresif davranışlara yol açabilir. Alkol etkisi altında olan bireyler, normalde yapmayacakları şiddet içerikli davranışlarda bulunabilir. Bu durum, eşler arasında veya ebeveyn-çocuk ilişkilerinde şiddeti tetikleyebilir.
  • Madde Bağımlılığı ve İstikrarsız Davranışlar: Madde kullanımı, bireylerin davranışlarını kontrol etme becerisini azaltarak istikrarsız davranışlara yol açabilir. Özellikle uyuşturucu maddeler, bireylerin şiddet eğilimlerini artırarak aile içi şiddet olaylarını tetikleyebilir.

5. Kişisel Güç ve Kontrol Arzusu

Aile içi şiddetin bir diğer nedeni, bireylerin güç ve kontrol sahibi olma arzusudur. Şiddet uygulayan bireyler, kendilerini aile bireyleri üzerinde bir otorite figürü olarak görmek ve aile bireylerinin yaşamlarını kontrol etmek isterler. Bu eğilim, özellikle eş veya çocuklar üzerinde baskı kurma isteğiyle ortaya çıkar.

  • Güç Gösterisi: Bireylerin güç ve kontrol arzusunu tatmin etmek amacıyla şiddet uygulamaları, aile içinde baskıcı ve tehditkâr bir ortam oluşturur. Güç gösterisi amacıyla uygulanan şiddet, aile içindeki diğer bireyleri sindirme ve itaat ettirme amacı taşır.
  • Kontrol Arzusu ve Manipülasyon: Şiddet uygulayan bireyler, aile bireylerinin davranışlarını ve düşüncelerini kontrol etmek isteyebilir. Bu amaçla manipülatif davranışlar sergileyerek, aile bireylerinin kendi otoritelerine boyun eğmesini sağlamaya çalışabilirler.

6. İletişim Eksikliği ve Çatışma Çözme Yetersizliği

Sağlıklı iletişim becerilerinin eksikliği, aile içinde şiddetin ortaya çıkmasına neden olabilir. İletişim eksikliği ve çatışma çözme yetersizliği olan bireyler, problemlerini çözmek yerine şiddet yoluna başvurabilirler. Özellikle duygularını ifade etme veya anlaşmazlıkları çözme yeteneği gelişmemiş bireyler, öfke ve hayal kırıklığını kontrol edemeyerek şiddete yönelebilir.

  • Anlaşmazlıkların Şiddetle Çözülmesi: Çatışma çözme becerisi gelişmemiş bireyler, anlaşmazlıkları şiddetle çözmeye yönelebilirler. Bu bireyler, sorunu tartışarak çözmek yerine öfkelerini fiziksel ya da duygusal şiddetle dışa vurabilir.
  • Empati Eksikliği ve Yanlış Anlaşılmalar: İletişim becerileri yetersiz olan bireylerde empati eksikliği, sorunları büyüterek şiddete yol açabilir. Karşıdaki kişinin duygularını anlamakta zorlanma, sürekli olarak yanlış anlaşılmalara neden olarak aile içi gerilimi artırabilir.

7. Medyanın Etkisi ve Şiddetin Normalleşmesi

Medya, aile içi şiddetin normalleşmesine katkıda bulunan bir diğer önemli faktördür. Şiddet içerikli dizi, film veya haberlerin sıkça izlenmesi, bireylerin şiddeti sıradan bir olay olarak algılamalarına yol açabilir. Bu durum, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir ve gelecekteki ilişkilerinde şiddet uygulama risklerini artırabilir.

  • Şiddetin Medyada Sıkça Yer Alması: Şiddet içerikli sahneler, bireylerde şiddeti içselleştirme eğilimine yol açabilir. Özellikle aile içi şiddeti gösteren sahneler, bireylerin bilinçaltında şiddeti kabul edilebilir bir davranış olarak algılamalarına neden olabilir.
  • Örnek Alınan Şiddet Davranışları: Özellikle çocuklar, medyada gördükleri şiddet davranışlarını taklit etme eğilimindedir. Bu durum, çocukların şiddeti bir iletişim aracı olarak görmesine ve ileriki yaşlarda aile içi şiddet döngüsüne dahil olmalarına yol açabilir.

Aile İçi Şiddetin Toplumsal Etkileri

Aile içi şiddetin birey üzerindeki etkileri olduğu gibi toplumsal etkileri de oldukça geniştir. Aile içi şiddet, toplumda sosyal bozulmalara yol açar ve toplumsal işlevselliği olumsuz etkiler. Şiddete maruz kalan bireylerin çalışma hayatına katılımı azalırken, sağlık hizmetlerine olan ihtiyaçları artar. Aynı zamanda, şiddet mağdurlarının çocukları üzerinde de uzun vadeli olumsuz etkiler görülür. Şiddet döngüsünü kırmak için, toplumsal farkındalığın artırılması ve eğitim programlarının yaygınlaştırılması gerekmektedir.

  • Ekonomik Maliyet: Aile içi şiddet, sağlık hizmetleri, hukuki süreçler, barınma hizmetleri gibi maliyetlerle birlikte topluma büyük bir ekonomik yük getirir. Aynı zamanda, iş gücü kayıpları ve verimlilik kayıpları da bu maliyetlere eklenir.
  • Çocuklar Üzerindeki Etkiler: Şiddet gören ailelerde büyüyen çocuklar, ilerleyen yaşamlarında şiddete daha yatkın olabilirler. Bu çocuklar, yetişkinlik dönemlerinde ya şiddeti bir çözüm aracı olarak benimseyebilir ya da şiddet mağduru olabilirler.

Aile İçi Şiddetin Hukuki Boyutu

Aile içi şiddetin hukuki boyutu, ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de genellikle mağdurları koruma altına almak ve failleri cezalandırmaya yönelik yasalar bulunmaktadır. Türkiye’de de 6284 sayılı Kanun, aile içi şiddetle mücadele kapsamında önemli bir yasal düzenlemedir. Bu yasa, mağdurlara yönelik koruma tedbirlerinin alınmasını ve faillerin cezalandırılmasını amaçlar.

  • 6284 Sayılı Kanun: Bu kanun, aile içi şiddet mağdurlarının korunması amacıyla uygulanmaktadır. Şiddet mağdurlarının güvenliği için alınacak tedbirler, mahkeme kararıyla belirlenir. Bu tedbirler arasında uzaklaştırma kararları, gizlilik önlemleri ve barınma hizmetleri bulunur.
  • Uluslararası Sözleşmeler: Türkiye, aile içi şiddetle mücadele konusunda uluslararası sözleşmelere de taraftır. İstanbul Sözleşmesi, bu konuda en önemli belgelerden biridir. Bu sözleşme, kadınlara yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi amacıyla imzalanmıştır.

Şiddetin Önlenmesi İçin Öneriler

Aile içi şiddetin önlenmesi için bireysel ve toplumsal düzeyde çeşitli önlemler alınabilir. Şiddetin kaynağına inmek ve şiddet eğilimlerini ortadan kaldırmak için eğitime ve farkındalığa yönelik çalışmalar büyük önem taşır.

  • Toplumsal Farkındalık: Aile içi şiddetin önlenmesi için toplumsal farkındalığın artırılması gereklidir. Medya, okullar ve sivil toplum kuruluşları bu konuda önemli roller üstlenebilir. Özellikle kadınların ve çocukların hakları konusunda bilgilendirilmesi önemlidir.
  • Eğitim Programları: Şiddetin önlenmesi için okullarda ve iş yerlerinde eğitim programlarının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Bu programlar, bireylerin sorun çözme becerilerini geliştirmeye ve şiddetten uzak durmaya teşvik edebilir.
  • Hukuki Düzenlemeler: Aile içi şiddetle mücadelede yasaların etkin bir şekilde uygulanması ve mağdurlara yönelik koruyucu tedbirlerin artırılması önemlidir. Ayrıca, faillerin cezalandırılması konusunda caydırıcı tedbirler alınmalıdır.

Sonuç

Aile içi şiddet, bireylerin fiziksel, duygusal ve psikolojik sağlığını olumsuz etkileyen, toplumsal yapıyı derinden sarsan bir olgudur. Bu şiddet türü, nesilden nesile aktarılan bir döngü yaratarak, geleceğin toplumunu da tehdit eder. Aile içi şiddetin önlenebilmesi için bireysel farkındalığın artırılması, hukuki düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve toplumsal eğitimlerin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Şiddeti durdurmak, sadece mağdurları korumakla kalmaz; aynı zamanda daha sağlıklı, güçlü ve eşit bir topluma katkıda bulunur.

Referanslar:

  1. Aile İçi Şiddet Türleri ve 7 Nedeni
  2. World Health Organization. (2020). Violence against women prevalence estimates.
  3. Heise, L. (2011). What works to prevent partner violence? An evidence overview.
  4. Ellsberg, M., & Heise, L. (2005). Researching violence against women: A practical guide for researchers and activists.
  5. Campbell, J. C. (2002). Health consequences of intimate partner violence.
  6. Dobash, R. E., & Dobash, R. P. (1979). Violence against wives.
  7. Krug, E. G., Dahlberg, L. L., Mercy, J. A., Zwi, A. B., & Lozano, R. (2002). World report on violence and health.
  8. Tjaden, P., & Thoennes, N. (2000). Extent, nature, and consequences of intimate partner violence.
  9. Walker, L. E. (1979). The battered woman.
  10. Hester, M., & Westmarland, N. (2005). Tackling domestic violence: Effective interventions and approaches.
  11. Dutton, D. G. (1995). The domestic assault of women: Psychological and criminal justice perspectives.
  12. McCue, M. (2008). Domestic violence: A reference handbook.
  13. Saunders, D. G. (1995). Prediction of wife assault.
  14. Stark, E. (2007). Coercive control: How men entrap women in personal life.
  15. Johnson, M. P. (2006). Conflict and control: Gender symmetry and asymmetry in domestic violence.
  16. Kelly, L. (1988). Surviving sexual violence.
  17. https://scholar.google.com/
  18. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  19. https://www.researchgate.net/
  20. https://www.mayoclinic.org/
  21. https://www.nhs.uk/
  22. https://www.webmd.com/
Aile İçi Şiddet Türleri ve 7 Nedeni
Aile İçi Şiddet Türleri ve 7 Nedeni
Sağlık Bilgisi Paylaş !