Akut Anjiyoödem Tedavisi: 8 Nedeni, Belirtileri ve Tanısı

100 / 100

Akut anjiyoödem, vücudun çeşitli bölgelerinde, genellikle cilt, mukozalar ve iç organlarda hızla gelişen şişliklere neden olan bir durumdur. Bu şişlikler genellikle bağışıklık sisteminin verdiği bir tepkinin sonucunda ortaya çıkar ve aniden gelişebilir. En sık görülen bölgeler yüz, dudaklar, dil, boğaz ve göz kapaklarıdır. Ancak eller, ayaklar ve hatta genital bölgelerde de meydana gelebilir. Akut anjiyoödemin tehlikeli yönü, özellikle boğazda gelişen şişliklerin solunum yollarını tıkayarak nefes almayı zorlaştırmasıdır. Bu nedenle, hızlı müdahale edilmediği takdirde hayatı tehdit eden bir duruma dönüşebilir. Bu makalede akut anjiyoödemin ne olduğunu, nedenlerini, belirtilerini ve tedavi yöntemlerini inceleyeceğiz.

Akut Anjiyoödem Tedavisi: 8 Nedeni, Belirtileri ve Tanısı

Akut anjiyoödemin sebepleri genellikle alerjik reaksiyonlardan kaynaklansa da, bu durum bazen non-alerjik nedenlerle de ortaya çıkabilir. Örneğin, bazı bireylerde genetik yatkınlıklar, belirli ilaçlar ya da enfeksiyonlar akut anjiyoödem gelişimine yol açabilir. Anjiyoödemin alerjik türünde, bağışıklık sistemi belirli bir tetikleyiciye karşı aşırı reaksiyon gösterir. Bu tetikleyiciler genellikle gıdalar, ilaçlar, böcek ısırıkları ve bazı çevresel faktörlerdir. Non-alerjik anjiyoödem ise daha karmaşık bir patofizyolojiye sahiptir ve immün sistem dışındaki mekanizmalar tarafından tetiklenir.

Hastalık belirtileri hızla geliştiği için teşhisi ve tedavisi de genellikle acil durumlarda yapılır. Hastalar, yüzlerinde ani şişlik, kaşıntı ve nefes alma zorluklarıyla acil servislere başvurabilirler. Bu belirtiler, kişinin günlük yaşamını etkileyebilecek kadar ciddi hale gelebilir. Özellikle dil ve boğazda gelişen şişlikler, havayolunu tıkayarak solunum yetmezliğine yol açabilir ve bu durum acil müdahale gerektirir. Ayrıca, anjiyoödemin bazı türlerinde semptomlar daha yavaş gelişebilir ve bu da teşhisi zorlaştırabilir.

Akut anjiyoödem, birçok farklı nedeni olabilen ve geniş bir yelpazede semptomlarla kendini gösteren bir hastalıktır. Bu nedenle, tedavi süreci hastalığın altta yatan nedenine göre şekillenir. Alerjik nedenlere bağlı anjiyoödem genellikle antihistaminik ve kortikosteroid gibi ilaçlarla tedavi edilirken, non-alerjik nedenlerle gelişen anjiyoödemde daha karmaşık tedavi yöntemleri gerekebilir. Özellikle genetik yatkınlıklara bağlı gelişen anjiyoödemlerde spesifik tedavi yöntemleri uygulanır. Tedavinin başarılı olması için doğru teşhis büyük önem taşır ve bu da hastalığın farklı alt türlerinin iyi anlaşılmasını gerektirir.

Akut Anjiyoödem Tedavisi: 8 Nedeni, Belirtileri ve Tanısı

Akut Anjiyoödemin Nedenleri Nelerdir?

Akut anjiyoödem, deri ve mukoza altındaki dokularda ani gelişen, genellikle geçici şişliklerle karakterize bir durumdur. Bu şişlikler, sıklıkla yüz, dudaklar, dil, boğaz, el ve ayaklarda meydana gelir ve altta yatan mekanizmalara göre çeşitli nedenlerle ilişkilendirilebilir. Akut anjiyoödemin nedenlerini daha iyi anlamak, doğru tedavi ve yönetim yaklaşımlarını belirlemek için kritik öneme sahiptir. Bu nedenler aşağıdaki gibi gruplandırılabilir:

1. Alerjik Reaksiyonlar

Alerjik mekanizmalara bağlı akut anjiyoödem, immünoglobulin E (IgE) aracılı bir reaksiyon sonucunda gelişir ve genellikle aşağıdaki faktörlerle tetiklenir:

  • Gıda Alerjileri: Fındık, deniz ürünleri, süt, yumurta ve buğday gibi alerjen gıdalar tüketildiğinde ortaya çıkabilir.
  • İlaç Alerjileri: Penisilin ve diğer beta-laktam antibiyotikler, aspirin ve nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) alerjik akut anjiyoödeme neden olabilir.
  • Böcek Sokmaları: Arı, eşekarısı veya karınca gibi böcek sokmalarında görülen alerjik reaksiyonlar.
  • Lateks: Özellikle lateks eldiven veya diğer lateks ürünlere duyarlı bireylerde anjiyoödem meydana gelebilir.

Alerjik reaksiyonlara bağlı akut anjiyoödem genellikle ürtikerle birlikte görülür ve kaşıntı gibi belirtiler eşlik edebilir.

2. İlaçların Tetiklediği Non-Alerjik Reaksiyonlar

Bazı ilaçlar, alerjik mekanizmalar dışında akut anjiyoödeme neden olabilir:

  • ACE İnhibitörleri: Kan basıncını düşürmek için kullanılan bu ilaçlar, bradikinin birikimine neden olarak anjiyoödemi tetikleyebilir. ACE inhibitörüne bağlı anjiyoödem genellikle yüz, dudaklar ve boğazda şişlik ile sınırlıdır.
  • NSAID’ler: Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, özellikle aspirin, bazı kişilerde prostaglandin sentezini inhibe ederek akut anjiyoödemi tetikleyebilir.
  • Radyokontrast Maddeler: Görüntüleme prosedürlerinde kullanılan bu maddeler, doğrudan mast hücrelerini aktive ederek anjiyoödem oluşturabilir.

Bu tür reaksiyonlar genellikle immünolojik olmayan bir mekanizma ile gerçekleşir ve hızlı şekilde gelişir.

3. Herediter Anjiyoödem

Herediter anjiyoödem (HAÖ), C1 esteraz inhibitörü (C1-INH) eksikliği veya fonksiyon bozukluğuyla ilişkili nadir bir genetik hastalıktır. Bu tür anjiyoödem, alerjik mekanizmadan bağımsızdır ve tetikleyiciler şunları içerebilir:

  • Travma veya Cerrahi: Özellikle diş çekimi gibi ağız çevresindeki müdahaleler.
  • Hormonal Değişiklikler: Menstrüasyon, gebelik veya hormonal ilaçlar (örneğin, doğum kontrol hapları) anjiyoödem ataklarını başlatabilir.
  • Stres ve Enfeksiyonlar: Psikolojik stres veya enfeksiyonlar HAÖ epizotlarını tetikleyebilir.

Herediter anjiyoödemin ayırt edici özelliği, ürtikerin olmamasıdır. Bu durum genellikle boğaz, yüz veya gastrointestinal kanaldaki ani şişliklerle kendini gösterir.

4. İdiopatik (Bilinmeyen Sebepler)

Bazı akut anjiyoödem vakalarında altta yatan neden tespit edilemeyebilir. İdiopatik anjiyoödem teşhisi, diğer tüm nedenler dışlandıktan sonra konur. Bu durumun mekanizması tam olarak anlaşılamamış olsa da, genellikle immünolojik veya çevresel bir tetikleyici olduğu düşünülmektedir.

5. Enfeksiyonlar

Bazı viral, bakteriyel veya fungal enfeksiyonlar akut anjiyoödem gelişimine neden olabilir. Özellikle viral enfeksiyonlar sırasında bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu mast hücreleri aktive olabilir. Bunlar arasında şunlar bulunur:

  • Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları: Soğuk algınlığı veya grip.
  • Helicobacter pylori: Özellikle kronik ürtiker ile birlikte görülen enfeksiyonlar.
  • Hepatit ve HIV: Bağışıklık sistemi üzerinde etkili olan bu enfeksiyonlar anjiyoödemle ilişkilendirilebilir.

6. Çevresel Faktörler

Fiziksel uyaranlar veya çevresel faktörler de anjiyoödemi tetikleyebilir. Bu durumlar arasında:

  • Soğuk veya Sıcak: Ani sıcaklık değişiklikleri.
  • Basınç: Sıkı giysiler, uzun süre oturmak veya belirli bir bölgeye bası uygulanması.
  • Güneş Işığı: Fotodermatit ile ilişkili anjiyoödem.

7. Otoimmün Hastalıklar

Bazı otoimmün durumlar da anjiyoödem gelişimine yol açabilir. Özellikle lupus veya vaskülit gibi hastalıklar, anjiyoödemin altta yatan nedeni olabilir. Bu tür durumlarda bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırması sonucu anjiyoödem meydana gelir.

8. Hormonal ve Metabolik Faktörler

Hormonal dengesizlikler ve metabolik bozukluklar da anjiyoödeme neden olabilir:

  • Tiroid Bozuklukları: Hipotiroidi veya Hashimoto tiroiditi.
  • Menstruasyon: Kadınlarda hormonal değişikliklere bağlı olarak dönemsel anjiyoödem görülebilir.
  • Gebelik: Özellikle gebeliğin ilerleyen dönemlerinde artan östrojen seviyeleri, anjiyoödem riskini artırabilir.

Akut Anjiyoödem Belirtileri Nelerdir?

Akut anjiyoödem, cildin, mukozanın veya alt dokuların ani başlayan ve genellikle ciddi düzeyde şişmesi ile karakterize bir durumdur. Belirtiler, nedenine ve etkilenen bölgeye göre çeşitlilik gösterebilir. Bu şişlik, alerjik reaksiyonlardan enfeksiyonlara kadar birçok farklı tetikleyici faktörden kaynaklanabilir. Aşağıda, akut anjiyoödem belirtileri detaylı bir şekilde ele alınmıştır:

1. Şişlik (Ödem)

Akut anjiyoödemin en belirgin belirtisi ani ve ağrısız şişliktir. Bu şişlik genellikle şunları etkiler:

  • Yüz: Dudaklar, göz kapakları ve yanaklar en sık etkilenen alanlardır.
  • Eller ve Ayaklar: Ekstremitelerde şişlik görülebilir, bu da hareket kısıtlılığına neden olabilir.
  • Genital Bölge: Daha az yaygın olmakla birlikte, genital bölgede de şişlik görülebilir.

Bu şişlik genelde sınırları belirgin olmayan bir yapıya sahiptir ve kızarıklık ya da kaşıntı olmadan ortaya çıkar. Şişliğin süresi, altta yatan nedene bağlı olarak birkaç saatten birkaç güne kadar değişebilir.

2. Solunum Problemleri

Eğer şişlik hava yollarını veya gırtlak bölgesini etkilerse, ciddi bir solunum sıkıntısı ortaya çıkabilir. Bu durum, hayatı tehdit edebilecek bir acil durumdur ve genellikle şu belirtilerle kendini gösterir:

  • Hırıltılı solunum (stridor)
  • Soluk alma güçlüğü
  • Boğazda daralma hissi
  • Ses kısıklığı veya kaybı

Solunum yolu etkilenmesi, anjiyoödemin en tehlikeli komplikasyonlarından biridir ve hızlı müdahale gerektirir.

3. Karın Ağrısı ve Sindirim Sorunları

Eğer anjiyoödem sindirim sistemini etkilerse, aşağıdaki belirtiler görülebilir:

  • Şiddetli karın ağrısı
  • Bulantı ve kusma
  • İshal
  • Karında şişkinlik hissi
    Bu belirtiler genellikle herediter anjiyoödem (HAE) ile ilişkilidir ve gastrointestinal sistemin ödeminden kaynaklanır. Sindirim sistemi semptomları, genellikle diğer alerjik reaksiyonlara göre daha atipiktir ve bu nedenle tanı sürecini zorlaştırabilir.

4. Ağrı ve Rahatsızlık

Şişlik genellikle ağrısızdır, ancak bazı durumlarda ödem, etkilenen bölgedeki sinirleri veya dokuları sıkıştırarak ağrıya neden olabilir. Ayrıca şişliğin meydana geldiği alanlarda bir dolgunluk hissi veya rahatsızlık hissi sıkça bildirilir.

5. Ciltte Renk Değişikliği

Anjiyoödem genellikle kızarıklık olmaksızın görülse de, bazı vakalarda hafif morarma veya bölgesel cilt solukluğu oluşabilir. Bu durum, kan dolaşımının baskı altında olmasından kaynaklanabilir.

6. Anksiyete ve Panik Hissi

Özellikle hava yollarını etkileyen anjiyoödem vakalarında, hastalarda ciddi bir anksiyete ve panik durumu ortaya çıkabilir. Solunum sıkıntısı, boğulma hissi ve kontrol kaybı hissi bu durumu daha da kötüleştirebilir. Bu, psikolojik bir tepki olarak başlayabilir, ancak fiziksel durumu daha karmaşık hale getirebilir.

7. Genel Sistemik Semptomlar

Eğer anjiyoödem alerjik bir reaksiyonun (anafilaksi) parçası olarak gelişirse, aşağıdaki belirtiler eşlik edebilir:

  • Kan basıncında düşüş (hipotansiyon)
  • Hızlı veya düzensiz kalp atışı
  • Baş dönmesi veya bayılma
  • Yaygın cilt döküntüleri veya ürtiker (genellikle anjiyoödem ile birlikte görülebilir)

8. Dilde ve Ağızda Şişlik

Dilde, ağız içinde veya damakta ani şişlik meydana gelebilir. Bu durum hem yemek yemeyi hem de konuşmayı zorlaştırabilir. Daha önemlisi, bu bölgedeki şişlik solunum yolunu hızla tıkayarak hayatı tehdit eden bir durum yaratabilir.

9. Gözlerde Şişlik ve Görme Problemleri

Göz kapaklarında anjiyoödem sonucu şişlik oluşması, gözlerin tamamen kapanmasına ve geçici görme kaybına neden olabilir. Bu durum genellikle rahatsız edicidir, ancak nadiren uzun vadeli komplikasyonlara yol açar.

Belirtilerin Ciddiyeti

Akut anjiyoödem belirtilerinin ciddiyeti, hastalığın nedenine ve etkilenen bölgeye bağlı olarak değişir. Bazı durumlarda belirtiler hafif düzeyde kalırken, diğer durumlarda anjiyoödem hayatı tehdit edebilecek kadar ciddi hale gelebilir. Aşağıdaki faktörler ciddiyeti artırabilir:

  • Alerjik Reaksiyonlar: Özellikle alerjen maruziyeti sonrası hızla gelişen durumlar tehlikeli olabilir.
  • Genetik Yatkınlık: Herediter anjiyoödem (HAE) vakalarında, şiddetli şişlik atakları daha sık görülür.
  • Kronik Hastalıklar: Astım veya kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi mevcut solunum yolu rahatsızlıkları, anjiyoödem belirtilerini ağırlaştırabilir.

Akut Anjiyoödem Tanısı Nasıl Konulur?

Akut anjiyoödem tanısı, genellikle klinik değerlendirmeye dayanır. Bununla birlikte, altta yatan nedenlerin belirlenmesi ve diğer benzer semptomlar gösteren hastalıkların dışlanması için kapsamlı bir yaklaşım gereklidir. Tanı süreci, hastanın ayrıntılı tıbbi öyküsünün alınmasını, fiziksel muayeneyi, laboratuvar testlerini ve gerekirse genetik analizleri içerir. Anjiyoödemin akut gelişimi, nedenine göre farklılık gösterebileceğinden, hastanın risk faktörlerini ve semptomların özelliklerini değerlendirmek kritik öneme sahiptir.

Tıbbi Öykü ve Semptom Değerlendirmesi

Tanı sürecinin ilk adımı, hastanın kapsamlı bir tıbbi öyküsünün alınmasıdır. Bu süreçte şu bilgiler elde edilmeye çalışılır:

  1. Semptomların Başlangıç Zamanı ve Süresi:
    • Anjiyoödemin ne zaman başladığı ve ne kadar sürdüğü.
    • Hızla ortaya çıkan şişliklerin birkaç saatten birkaç güne kadar sürebileceği göz önünde bulundurulur.
  2. Yerleşim Yeri:
    • Yüz, dudaklar, dil, boğaz, el ve ayaklarda meydana gelen şişliklerin değerlendirilmesi.
    • Üst solunum yollarında şişlik olup olmadığının sorgulanması, bu durumun potansiyel bir acil müdahale gerektirdiği unutulmamalıdır.
  3. Eşlik Eden Belirtiler:
    • Kaşıntı, döküntü veya kurdeşen (ürtiker) olup olmadığı.
    • Nefes darlığı, yutma güçlüğü ve ses kısıklığı gibi solunum yollarına dair semptomların varlığı.
    • Karın ağrısı veya gastrointestinal sistem semptomları.
  4. Tetikleyici Faktörler:
    • Gıda alerjileri, ilaç kullanımı (özellikle ACE inhibitörleri), böcek ısırıkları, enfeksiyonlar veya stres gibi bilinen tetikleyiciler.
    • Ailesel anjiyoödem öyküsünün sorgulanması (herediter anjiyoödem).
  5. Önceki Epizotlar:
    • Hastanın daha önce benzer şişlik epizotları yaşayıp yaşamadığı.
    • Şişliklerin sıklığı ve şiddeti.

Fiziksel Muayene

Fiziksel muayene sırasında aşağıdaki unsurlar dikkatle değerlendirilir:

  1. Şişliğin Görünümü ve Dağılımı:
    • Şişlik genellikle cilt altında derin dokuları etkiler ve ağrısızdır.
    • Ürtikerle birlikte olan veya olmayan şişlikler ayrıntılı bir şekilde not edilir.
    • Şişliğin kızarık olmaması, akut anjiyoödemin inflamatuar olmadığını gösterebilir.
  2. Solunum Yollarının Değerlendirilmesi:
    • Boğaz, dil ve gırtlağın muayenesi yapılır.
    • Solunum yollarında obstrüksiyon riski varsa acil müdahale planlanır.
  3. Diğer Sistemlerin İncelenmesi:
    • Karın ağrısı ile başvuran hastalarda batın muayenesi yapılır.
    • Hipotansiyon veya şok belirtileri için kardiyovasküler sistem değerlendirilir.

Laboratuvar Testleri

Laboratuvar testleri, tanıyı desteklemek ve altta yatan nedeni belirlemek için kullanılır:

  1. Kompleman Seviyeleri:
    • C4 Seviyesi: Herediter veya edinilmiş anjiyoödem şüphesinde ilk bakılması gereken testtir. Düşük C4 seviyesi, kompleman sistemindeki bir bozukluğun göstergesidir.
    • C1 Esteraz İnhibitörü Seviyeleri ve Aktivitesi: Herediter anjiyoödemde eksiklik veya disfonksiyon gözlenir.
  2. Alerji Testleri:
    • Gıda veya ilaç alerjilerinin değerlendirilmesi.
    • IgE aracılı bir reaksiyon şüphesi varsa deri testi veya serum spesifik IgE testi yapılabilir.
  3. Kan Testleri:
    • Tam kan sayımı ve inflamasyon belirteçleri, enfeksiyona veya sistemik inflamasyona işaret eden ipuçları verebilir.
    • Karaciğer fonksiyon testleri, özellikle edinilmiş anjiyoödemde değerlidir.
  4. ACE İnhibitörleri ve İlaç Seviyeleri:
    • ACE inhibitörleri kullanımına bağlı anjiyoödemlerde, bu ilaçların kesilmesi önerilir. İlaç öyküsü detaylı bir şekilde alınmalıdır.

Genetik Testler

Herediter anjiyoödem tanısından şüphelenilen hastalarda genetik analiz gerekebilir. Bu testler, özellikle C1-INH gen mutasyonlarını tespit etmek için kullanılır. Aile bireylerinde benzer öykü varsa genetik testlerle kesin tanı konulabilir.

Görüntüleme Yöntemleri

Hastalığın tanısı için genellikle görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç duyulmaz. Ancak, ciddi abdominal semptomlar mevcutsa ultrasonografi veya BT taraması, karın içi organların değerlendirilmesine yardımcı olabilir. Solunum yollarında şişlik şüphesinde ise laringoskopi veya bronkoskopi gerekebilir.

Akut Durumda Ayrım Tanı

Akut anjiyoödem tanısı sırasında, aşağıdaki durumların ayırt edilmesi önemlidir:

  1. Anafilaksi:
    • Solunum yollarında şişlik, döküntü ve şiddetli alerjik reaksiyon belirtileri.
    • Anafilaksi, genellikle hipotansiyon ve şok ile birlikte seyreder.
  2. İnflamatuar Durumlar:
    • Sellülit veya enfeksiyöz kaynaklı şişlikler kızarık ve sıcak olabilir.
    • Akut anjiyoödem genellikle kızarık değildir.
  3. Tümör veya Lenfatik Tıkanıklık:
    • Kalıcı ve tek taraflı şişlik durumlarında dikkate alınır.
    • Radyolojik görüntüleme gerekebilir.
  4. Diğer Genetik Bozukluklar:
    • Ailesel mediterranean ateşi gibi hastalıklar, benzer semptomlarla karışabilir.

Akut Anjiyoödemde Acil Tanı Koyma Önemi

Akut anjiyoödemin özellikle solunum yollarını etkilediği durumlarda hızlı tanı ve müdahale hayat kurtarıcıdır. Şiddetli vakalarda solunum yollarının açık tutulması ve hızlı tedavi uygulanması gereklidir. Bu nedenle, hastane ortamında tanı koyulması ve tedaviye başlanması önemlidir.

Akut Anjiyoödem Tedavisi: 8 Nedeni, Belirtileri ve Tanısı

Akut Anjiyoödem Tedavisi Nasıl Yapılır?

Akut anjiyoödem, acil müdahale gerektiren ve solunum yollarını etkileyebilecek, yaşamı tehdit eden bir durumdur. Tedavi yaklaşımı, hastalığın altta yatan nedenine bağlı olarak değişiklik gösterir. Herediter, alerjik, ilaç kaynaklı ya da idiyopatik (sebebi bilinmeyen) anjiyoödem vakaları için farklı tedavi protokolleri uygulanır. Tedavi genel olarak semptomların hafifletilmesine, altta yatan nedenin ortadan kaldırılmasına ve hayatı tehdit eden komplikasyonların önlenmesine odaklanır. İşte akut anjiyoödem tedavisinde izlenen ana yaklaşımlar:

1. Solunum Yollarının Değerlendirilmesi ve Korunması

  • Solunum Yolu Açıklığının Sağlanması: Anjiyoödem, özellikle dil, gırtlak ve boğaz bölgelerinde şişlik ile solunum yolunu tıkayarak akut asfiksiye neden olabilir. Bu durumda öncelik, solunum yolunun açık tutulmasıdır.
    • Hafif vakalarda oksijen desteği ve başın pozisyonunun değiştirilmesi yeterli olabilir.
    • Şiddetli durumlarda entübasyon gerekebilir. Entübasyonun mümkün olmadığı durumlarda trakeostomi veya krikotiroidotomi yapılması gerekebilir.
  • Oksijen Desteği: Hipoksi (düşük oksijen seviyesi) riski olan hastalarda oksijen tedavisi uygulanır.

2. Alerjik Anjiyoödem Tedavisi

Alerjik reaksiyon sonucu gelişen anjiyoödemlerde hızlı müdahale kritiktir. Bu tür anjiyoödemler genellikle gıda, ilaç veya böcek sokmaları gibi alerjenlere bağlıdır. Tedavi planı şu şekilde yapılır:

  • Adrenalin (Epinefrin):
    • Anafilaksiye bağlı anjiyoödemde hayat kurtarıcıdır.
    • Kas içi (intramüsküler) olarak 0,3–0,5 mg dozunda uygulanır.
    • Eğer semptomlar devam ederse, 5-15 dakikada bir tekrar edilebilir.
  • Antihistaminikler:
    • H1 reseptör antagonistleri (örneğin, difenhidramin veya loratadin), kaşıntı, kızarıklık ve şişliği hafifletmek için kullanılır.
    • H2 reseptör antagonistleri (örneğin, ranitidin), H1 reseptör antagonistleriyle kombine edilebilir.
  • Kortikosteroidler:
    • Prednizolon veya metilprednizolon gibi sistemik kortikosteroidler, inflamasyonu azaltır ve semptomların gerilemesini hızlandırır.
    • Özellikle alerjik reaksiyonun geç fazını önlemek için etkilidir, ancak hemen etkili olmadığı için genellikle adrenalin ve antihistaminiklerle birlikte verilir.

3. Herediter Anjiyoödem (HAÖ) Tedavisi

Herediter anjiyoödem, C1 inhibitör eksikliği nedeniyle gelişir ve tedavisi alerjik anjiyoödemden farklıdır. Bu vakalarda antihistaminik veya kortikosteroidler genellikle etkili değildir. Tedavi şu şekildedir:

  • C1 Esteraz İnhibitör Konsantresi:
    • Eksik olan C1 inhibitör proteini yerine koymak için kullanılır.
    • Plazma kaynaklı ya da rekombinant C1 inhibitör preparatları intravenöz olarak uygulanır.
    • Doz genellikle 20 IU/kg’dır.
  • Kallikrein İnhibitörleri (Ecallantide):
    • Kallikrein aktivitesini bloke ederek bradikinin üretimini azaltır.
    • Subkutan yolla uygulanır ve özellikle akut ataklarda etkili bir seçenektir.
  • Bradikinin B2 Reseptör Antagonistleri (Icatibant):
    • Bradikininin etkilerini bloke ederek ödemi hızlı bir şekilde azaltır.
    • Subkutan uygulama ile kısa sürede etkisini gösterir.
  • Taze Donmuş Plazma:
    • C1 inhibitör konsantresi bulunamadığında alternatif bir seçenek olarak kullanılabilir.

4. ACE İnhibitörüne Bağlı Anjiyoödem

Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörleri, bazı hastalarda bradikinin aracılı anjiyoödeme yol açabilir. Bu tür durumlarda:

  • ACE İnhibitörünün Kesilmesi: İlaç derhal kesilir ve bir daha kullanılmaz.
  • Bradikinin Yolağını Hedefleyen Tedaviler:
    • Icatibant ve taze donmuş plazma, ACE inhibitörüne bağlı anjiyoödemde etkili seçeneklerdir.

5. İdiyopatik Anjiyoödem Tedavisi

Sebebi bilinmeyen anjiyoödem vakalarında tedavi, semptomların hafifletilmesine ve komplikasyonların önlenmesine yöneliktir. Antihistaminikler, kortikosteroidler ve gerektiğinde adrenalin tedavide yer alabilir. Ancak kalıcı ve tekrarlayan vakalarda immunolojik veya genetik değerlendirme gerekebilir.

6. Destek Tedavisi ve İzlem

  • Sıvı Tedavisi: Şiddetli vakalarda intravasküler sıvı desteği gerekebilir.
  • Psikolojik Destek: Akut anjiyoödem atağı sonrası hastalar sıklıkla kaygı ve travma yaşar. Bu durumlarda psikolojik destek önemlidir.
  • Eğitim ve Önlem: Hastalara tetikleyici faktörlerden kaçınma konusunda bilgi verilmelidir. Özellikle herediter anjiyoödem hastalarına acil müdahale kitleri temin edilmelidir.

7. Uzun Dönem Yönetim

  • Tekrarlayan anjiyoödem atakları olan hastalarda, özellikle herediter anjiyoödemde profilaktik tedavi gerekebilir:
    • C1 Esteraz İnhibitörü Proflaksisi: Uzun dönem atak sıklığını azaltmak için düzenli kullanılır.
    • Androjen Türevleri (Danazol): Karaciğerden C1 inhibitör üretimini artırabilir ancak yan etkiler nedeniyle dikkatle kullanılmalıdır.
    • Antifibrinolitikler (Traneksamik Asit): Özellikle hafif herediter anjiyoödem vakalarında kullanılabilir.

Referanslar:

  1. Akut Anjiyoödem Tedavisi: 8 Nedeni, Belirtileri ve Tanısı
  2. Kaplan AP. Clinical practice. Chronic urticaria and angioedema. N Engl J Med. 2002.
  3. Cicardi M, Agostoni A. Hereditary angioedema. N Engl J Med. 1996.
  4. Longhurst HJ, Bork K. Hereditary angioedema: an update on causes, manifestations, and treatment. Allergy Asthma Proc. 2019.
  5. Magerl M, Doumoulakis G. Angioedema and chronic urticaria: Diagnosis and treatment. J Allergy Clin Immunol. 2020.
  6. Maurer M, Aberer W. Diagnosis and treatment of chronic urticaria and angioedema. Allergy. 2017.
  7. Grattan CE. Drug-induced urticaria and angioedema. Immunol Allergy Clin North Am. 2016.
  8. Lang DM, Alpern MB. Anaphylaxis and angioedema. Emerg Med Clin North Am. 2019.
  9. Cicardi M, Banerji A. Hereditary angioedema: Pathophysiology and diagnosis. Am J Med. 2013.
  10. Sanchez-Borges M, Asero R. Diagnosis and treatment of allergic reactions in angioedema. Clin Rev Allergy Immunol. 2014.
  11. Varga L, Farkas H. Angioedema due to ACE inhibitors. Int Immunopharmacol. 2020.
  12. Maurer M, Magerl M. Advances in the diagnosis and treatment of angioedema. Curr Opin Allergy Clin Immunol. 2018.
  13. Kanani A, Schellenberg R. Hereditary angioedema: A comprehensive review. Ann Allergy Asthma Immunol. 2017.
  14. Zuraw BL. The treatment of acute attacks of hereditary angioedema: New therapeutic options. Ann Allergy Asthma Immunol. 2008.
  15. Bernstein JA. Hereditary angioedema: a current state-of-the-art review, VII: Canadian clinical practice guidelines. Allergy Asthma Clin Immunol. 2020.
  16. Bouillet L. Hereditary angioedema: diagnostic and therapeutic issues. Dermatol Clin. 2022.
  17. https://scholar.google.com/
  18. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
Akut Anjiyoödem Tedavisi: 8 Nedeni, Belirtileri ve Tanısı
Akut Anjiyoödem Tedavisi: 8 Nedeni, Belirtileri ve Tanısı