Akut Omurilik Yaralanmasının 4 Belirtisi Ve Tedavisi
Akut omurilik yaralanması (AOY, SCI), omurilik dokusunun hasar görmesi sonucunda ortaya çıkan ve bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir sağlık sorunudur. Bu yaralanmalar genellikle travmatik olaylardan, düşmelerden, trafik kazalarından ya da spor kazalarından kaynaklanır. AOY, merkezi sinir sisteminin önemli bir parçası olan omuriliğin işlevini yitirmesine yol açarak, vücut fonksiyonlarında kısmi ya da tam kayıplara neden olabilir. Dünya genelinde her yıl yüz binlerce insan bu tip yaralanmalar nedeniyle hastaneye başvurmakta ve önemli tedavi süreçleri yaşamaktadır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Akut Omurilik Yaralanmasının 4 Belirtisi Ve Tedavisi
Omurilik yaralanması aniden geliştiği için hızlı müdahale ve doğru tedavi yöntemleri son derece kritik bir rol oynar. Zamanında uygulanmayan müdahaleler, kalıcı hasarlara ve felç gibi geri dönülemez sonuçlara yol açabilir. AOY’nin belirtileri, omurilikteki hasarın yeri ve ciddiyetine bağlı olarak değişiklik gösterir. Bununla birlikte, yaygın olarak motor fonksiyon kayıpları, his kayıpları, kas kontrolünde bozulmalar ve reflekslerde anormallikler görülür. Tedavi sürecinde zaman, zarar gören dokunun iyileşmesinde büyük önem taşır.
Bu makalede, akut omurilik yaralanmasının nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi süreçleri hakkında detaylı bir inceleme yapılacaktır. Ayrıca, AOY’yi önlemek için alınabilecek önlemler, iyileşme sürecinin yönetimi ve bu yaralanmanın yaşam kalitesine olan etkisi üzerine de odaklanılacaktır. Akut omurilik yaralanması sadece fiziksel sonuçlar doğurmakla kalmaz, aynı zamanda psikolojik ve sosyal boyutları da olan kapsamlı bir sorun olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle, hem sağlık profesyonellerinin hem de bireylerin bu konu hakkında bilgi sahibi olması, olası riskleri en aza indirmek açısından oldukça önemlidir.
Akut omurilik yaralanması tedavisi multidisipliner bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Nöroloji, ortopedi, rehabilitasyon ve psikoloji gibi farklı uzmanlık alanlarının birlikte çalışması, hastaların tedaviye yanıt verme oranlarını artırır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte cerrahi müdahaleler, fizik tedavi yöntemleri ve ilaç tedavileri de daha etkin hale gelmiştir. Bunun yanı sıra, hastaların ve ailelerinin de iyileşme sürecine aktif katılımı, tedavinin başarısında kritik rol oynar. Tüm bu unsurlar dikkate alındığında, akut omurilik yaralanmasının sadece bir tıbbi sorun olmadığı, aynı zamanda toplum sağlığını ilgilendiren geniş kapsamlı bir konu olduğu görülmektedir.
Akut Omurilik Yaralanması Nedenleri
Akut omurilik yaralanması (AOY), ani ve şiddetli travmalar sonucu omurilikte meydana gelen hasarlardır. Bu tür yaralanmalar, sinir sisteminin merkezi bir parçası olan omuriliği etkileyerek motor, duyu ve otonomik fonksiyonların kaybına neden olabilir. Akut omurilik yaralanması farklı nedenlere bağlı olarak gelişebilir ve travmatik ya da non-travmatik (hastalık kaynaklı) kökenli olabilir. Bu bölümde AOY’nin yaygın nedenleri ayrıntılı olarak ele alınmaktadır.
1. Travmatik Nedenler
Travmatik omurilik yaralanması, ani darbeler veya kuvvetli dış etkenler sonucunda meydana gelir. Bu yaralanmalar, genellikle omurganın kırılması veya yerinden oynaması (çıkık) ile birlikte görülür.
a. Trafik Kazaları
Trafik kazaları, dünya genelinde omurilik yaralanmasının en yaygın nedenlerinden biridir. Araç içi veya motosiklet kazalarında, çarpmanın etkisiyle omurga üzerinde ciddi basınç ve kırılmalar meydana gelir. Ani frenleme sırasında kemik yapılar kayarak omuriliği sıkıştırabilir veya kesebilir.
- Riskli Gruplar: Genç sürücüler ve motosiklet kullanıcıları.
- Önleme: Emniyet kemeri kullanımı ve kask takma gibi önlemler, yaralanma riskini azaltabilir.
b. Yüksekten Düşme
Özellikle inşaat sektörü gibi riskli iş kollarında yüksekten düşme sonucu meydana gelen yaralanmalar, omurgada ciddi travmalara yol açabilir. Omurların kırılması ve omuriliğin baskı altına girmesi sonucu kalıcı felç riski oluşur.
- En Sık Etkilenen Bölgeler: Boyun ve bel omurları.
- Önleme: İş güvenliği tedbirleri ve koruyucu ekipman kullanımı.
c. Spor Kazaları ve Darbeler
Spor sırasında meydana gelen düşmeler, çarpışmalar ve yanlış teknikler, omurilik yaralanmasına yol açabilir. Özellikle rugby, Amerikan futbolu, güreş ve dalış gibi sporlar yüksek risk taşır. Dalış sırasında başın suyun tabanına çarpması boyun omurlarında yaralanmaya neden olabilir.
- Riskli Sporlar: Futbol, güreş, kayak, motosiklet yarışı, dalış.
- Önleme: Koruyucu ekipman kullanımı ve spor öncesi teknik eğitim.
d. Saldırı ve Şiddet Olayları
Bıçaklama veya ateşli silah yaralanmaları, omurilikte ciddi hasara yol açabilir. Özellikle bıçak darbesinin omurgaya denk gelmesi veya merminin omuriliğe ulaşması, sinirlerin kopmasına neden olur.
- Önleme: Şiddet önleyici politikalar ve güvenlik tedbirleri.
2. Non-Travmatik (Hastalık Kökenli) Nedenler
Bazı akut omurilik yaralanmaları, dışarıdan gelen bir travma olmaksızın hastalıklar veya dejeneratif durumlar nedeniyle gelişir. Bu tür yaralanmalar genellikle ani olarak ortaya çıkar ve ciddi sonuçlara yol açabilir.
a. Omurga Enfeksiyonları ve Enflamasyon
Verem (tüberküloz), bruselloz veya osteomiyelit gibi enfeksiyonlar omurgayı ve omuriliği etkileyebilir. Enfeksiyonun ilerlemesi durumunda omurilik üzerinde baskı oluşabilir ve ani sinir hasarları meydana gelebilir. Enflamatuar hastalıklar da benzer etki yaparak akut omurilik basısına yol açabilir.
- Örnek Hastalıklar: Tüberküloz spondiliti, epidural apse.
- Belirtiler: Yüksek ateş, ağrı ve nörolojik bozukluklar.
b. Tümörler ve Kitleler
Omurilikte veya omurga bölgesinde oluşan iyi ya da kötü huylu tümörler, zamanla omurilik üzerinde baskı yaparak fonksiyon kaybına neden olabilir. Bazı vakalarda tümörlerin ani büyümesi veya kanaması akut yaralanma benzeri semptomlara yol açar.
- Örnek Tümörler: Ependimom, meningiom, metastatik tümörler.
- Tedavi: Acil cerrahi müdahale veya radyoterapi gerekebilir.
c. Omurga Dejenerasyonu ve Disk Hernisi (Fıtık)
Yaşlanma ile birlikte omurgada meydana gelen dejenerasyon ve disk yapılarındaki bozulmalar, omuriliğe ani bası yapabilir. Ani bir fıtıklaşma durumunda sinirlerin sıkışmasıyla birlikte omurilik hasarı oluşur.
- Belirtiler: Ani bel veya boyun ağrısı, kol ve bacaklarda güç kaybı, uyuşma.
- Tedavi: Cerrahi müdahale ve fizik tedavi gerekebilir.
3. Damar Problemleri ve Kan Akışı Bozuklukları
Omurilikteki kan akışının ani olarak kesilmesi veya damar tıkanıklığı da akut omurilik yaralanmasına neden olabilir. Bu durum, omuriliğin beslenmesini engelleyerek sinir hücrelerinde hızlı bir hasara yol açar.
a. Aort Diseksiyonu ve Aneurizma
Aort diseksiyonu, ana atardamarın yırtılması sonucu omurilik beslenmesinde ani kesinti meydana getirir. Benzer şekilde, omurga bölgesindeki bir damar aneurizması (balonlaşması) patlayarak omurilik üzerinde basıya yol açabilir.
- Risk Faktörleri: Yüksek tansiyon, damar sertliği.
- Tedavi: Acil cerrahi müdahale gerektirir.
b. Omurilik İnfarktüsü (İskemik Yaralanma)
Omurilik damarlarının tıkanması sonucunda bölgedeki sinir dokusuna yeterli oksijen ulaşamaz ve akut yaralanma gelişir. Bu durum, genellikle kalp-damar hastalıkları olan bireylerde görülür.
- Belirtiler: Ani felç, ağrı ve duyu kaybı.
- Tedavi: Erken müdahale ile damar açıcı tedaviler uygulanır.
4. Doğal Afet ve Felaketler
Depremler, yangınlar veya göçük altında kalma gibi doğal afetler sırasında omurganın üzerine aşırı baskı binmesi sonucu akut omurilik yaralanması meydana gelebilir. Enkaz altında kalan bireylerde omurga kırıkları sıkça görülür ve bu yaralanmalar hızlı müdahale gerektirir.
- Önleme: Arama-kurtarma ekiplerinin hızlı müdahalesi ve enkaz güvenliği.
- Tedavi: İlk yardım ve acil cerrahi müdahale gerekebilir.
5. İatrojenik (Tıbbi Müdahale Kaynaklı) Nedenler
Bazı tıbbi prosedürler ve ameliyatlar sırasında omurilik yaralanması meydana gelebilir. Özellikle omurga ameliyatları sırasında omuriliğin zedelenmesi ya da yanlış uygulanan enjeksiyonlar, akut yaralanmalara yol açabilir.
- Örnek Durumlar: Spinal anestezi, lomber ponksiyon, omurga cerrahisi.
- Önleme: Uzman ekip tarafından yapılan dikkatli müdahaleler.
Akut Omurilik Yaralanması Belirtileri
Akut omurilik yaralanması (AOY), omurga travması sonrası ani olarak gelişen ve merkezi sinir sistemini etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Omurilik, vücudun birçok fonksiyonunu düzenleyen sinir sinyallerinin taşındığı ana hattır. Yaralanma sonrası, sinir iletiminde aksaklıklar yaşanır ve bu durum çeşitli fiziksel, nörolojik ve otonom belirtilere yol açar. Belirtiler, omurilik yaralanmasının şiddetine, bölgesine ve sinirlerin ne derece etkilendiğine bağlı olarak değişir.
1. Fiziksel Belirtiler
- Tam veya Kısmi Felç (Paralizi):
- Omuriliğin hangi bölgesinin etkilendiğine bağlı olarak, felç kısmi ya da tam olabilir.
- Servikal bölge (boyun) yaralanmaları, hem kolları hem de bacakları etkileyen dört ekstremiteli felce (kuadripleji) neden olabilir.
- Torakal ve lomber bölge yaralanmaları ise yalnızca bacakları etkileyerek parapleji ile sonuçlanabilir.
- Kas Gücünde Azalma ve Hareket Kısıtlılığı: Kasların zayıflaması ve hareket etme kabiliyetinde ciddi kayıplar yaşanabilir.
- Reflekslerde Değişim: Hiperrefleksi (aşırı refleks) veya arefleksi (reflekslerin kaybı) görülebilir.
2. Duyusal Belirtiler
- Duyu Kaybı veya Uyuşma: Yaralanma seviyesinin altında vücudun bazı bölgelerinde duyu kaybı yaşanır. Sıklıkla karıncalanma, yanma hissi veya tamamen hissizlik (anestezi) meydana gelir.
- Ağrı: Yaralanma sonrası omurga çevresinde şiddetli ağrı görülebilir. Özellikle sinirlerin sıkışması veya hasar görmesi, nöropatik ağrıya neden olabilir.
3. Otonom Sinir Sistemi Belirtileri
- İdrar ve Bağırsak Kontrolü Kaybı: Omurilik yaralanmasında mesane ve bağırsak fonksiyonları zarar görebilir. Bu durum inkontinans (kontrol kaybı) veya idrar retansiyonu (tutamama) ile kendini gösterir.
- Cinsel Fonksiyon Bozuklukları: Ereksiyon ve ejakülasyon bozuklukları gibi cinsel işlev sorunları yaşanabilir.
- Kan Basıncı ve Kalp Hızı Değişiklikleri: Özellikle üst seviyedeki omurilik yaralanmasında, kan basıncında ani düşüş (hipotansiyon) ve kalp atış hızında düzensizlik görülebilir.
- Otonomik Disrefleksi: Özellikle T6 ve üzerindeki omurilik yaralanmasında gelişen, kan basıncında ani yükselme ile karakterize tehlikeli bir durumdur.
4. Solunum Sorunları
- Solunum Yetersizliği: Servikal bölge yaralanmalarında, diyafram kaslarının kontrolü bozulabilir. Bu durum nefes darlığına ve solunum yetmezliğine neden olabilir.
- Havale ve Hipotermi: Vücut sıcaklığını düzenleyememe (termoregülasyon bozukluğu) ve vücut fonksiyonlarında ani bozulmalar yaşanabilir. Özellikle üst seviye omurilik hasarlarında kritik bir durumdur.
Omurilik Yaralanması Tanısı
Akut omurilik yaralanmasının tanısı, mümkün olan en kısa sürede ve hassas bir şekilde konulmalıdır. Erken tanı, sinir hasarının boyutunun belirlenmesi ve uygun tedavi sürecinin başlatılması açısından kritik öneme sahiptir. Tanı koyarken detaylı klinik değerlendirme, nörolojik muayene ve görüntüleme teknikleri birlikte kullanılır.
1. Klinik Değerlendirme ve Anamnez
- Travmanın Değerlendirilmesi: Yaralanma anında yaşanan mekanizma (örneğin düşme, trafik kazası veya spor yaralanması) sorgulanır.
- Semptomların Belirlenmesi: Hasta, duyu kaybı, ağrı, felç gibi mevcut belirtilerini anlatır. Aynı zamanda idrar kontrolü, solunum zorluğu gibi otonom belirtiler de not edilir.
- Nörolojik Muayene: Sinir sistemi fonksiyonlarını değerlendirmek için, kas gücü, refleksler ve duyusal testler yapılır. ASIA Skalası (American Spinal Injury Association), omurilik yaralanmalarını sınıflandırmada kullanılır ve duyu-motor eksikliklerin derecesini belirler.
2. Görüntüleme Teknikleri
- Röntgen: Omurga kırıklarını veya çıkıklarını tespit etmek için kullanılır. Özellikle omurların yer değişimi veya kırık hatları röntgen ile belirlenebilir.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI): Omurilikteki yumuşak doku hasarlarını, sinir sıkışmalarını ve disk hernilerini tespit etmek için en iyi yöntemdir. Ayrıca omurga kanalında kanama ve ödem gibi durumlar da MRI ile görüntülenebilir.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT): Omurgadaki kırıkların detaylı olarak değerlendirilmesini sağlar. Acil durumlarda röntgene göre daha hızlı sonuç verir ve omur yapısındaki ince detayları gösterir.
3. Elektrofizyolojik Testler
- Somatosensory Evoked Potentials (SSEP): Beyin ile omurilik arasındaki sinir iletimini değerlendiren bir testtir. Yaralanmanın fonksiyonel etkilerini belirlemek için kullanılır.
- Elektromiyografi (EMG) ve Sinir İletim Çalışmaları: Sinirlerin ve kasların ne kadar iyi çalıştığını ölçerek, motor fonksiyonlardaki eksikliklerin derecesini tespit eder.
4. Laboratuvar Testleri
- Kan Testleri: Enfeksiyon varlığı veya metabolik sorunları değerlendirmek için yapılır. Otonomik sorunlara bağlı elektrolit dengesizlikleri ve kan gazı seviyeleri de incelenir.
- BOS (Beyin Omurilik Sıvısı) Analizi: Travma sonrası olası kanamalar ve enfeksiyonlar için BOS örneği alınarak incelenir.
Akut Omurilik Yaralanması Tedavisi Nasıl Yapılır?
Akut omurilik yaralanması tedavisi, hızlı müdahale ve etkili yönetim gerektirir. Tedavinin temel amacı, omuriliğin daha fazla zarar görmesini engellemek, sinir fonksiyonlarının korunmasını sağlamak ve iyileşme sürecini desteklemektir. Bu süreç multidisipliner bir yaklaşımla yürütülür ve ilaç tedavisinden cerrahi müdahalelere kadar çeşitli yöntemleri içerir.
1. Acil Müdahale ve Stabilizasyon
Yaralanma sonrası ilk birkaç saat, omurilik hasarının derecesini belirlemek açısından kritik öneme sahiptir. İlk müdahale, daha fazla hasarın önlenmesini sağlamak ve hastanın hayati fonksiyonlarını korumak için yapılır.
- Acil Stabilizasyon: Hastanın omurgası immobilizasyon (hareketsizleştirme) ile stabilize edilir. Servikal yaralanmalarda boyunluk kullanımı veya vakum sedye ile taşınma hayati önem taşır.
- Hayati Fonksiyonların Yönetimi: Solunum yetmezliği riski olan hastalarda oksijen desteği veya ventilasyon sağlanır.
- Nörolojik Muayene: Motor, duyusal ve refleks fonksiyonlar değerlendirilerek hasarın kapsamı belirlenir.
2. İlaç Tedavisi
İlaç tedavisi, omurilik hasarının ilerlemesini durdurmak ve semptomları yönetmek amacıyla uygulanır.
- Kortikosteroidler: Akut yaralanmaların ilk saatlerinde metilprednizolon gibi steroidler kullanılabilir. Bu ilaç, iltihaplanmayı ve sinir hasarını azaltmak için verilir, ancak bu tedavi yöntemi günümüzde tartışmalıdır ve her vakada önerilmez.
- Kan Basıncının Düzenlenmesi: Omurilik yaralanmasında düşük kan basıncı sinir dokusunun kanlanmasını azaltabilir. Bu yüzden sıvı tedavisi ve vazopressör ilaçlarla kan basıncı normal seviyede tutulur.
- Ağrı Yönetimi: Hastanın ağrı düzeyine bağlı olarak analjezik ilaçlar veya sinir blokajları uygulanabilir.
- Kan Pıhtılaşmasını Önleme: Uzun süre hareketsiz kalacak hastalarda derin ven trombozu (DVT) riski yüksektir. Bu nedenle kan sulandırıcı ilaçlar kullanılır.
3. Cerrahi Müdahale
Bazı omurilik yaralanmalarında, cerrahi müdahale gereklidir. Cerrahi operasyonlar, omurilik üzerindeki baskıyı azaltmak ve stabilizasyonu sağlamak amacıyla gerçekleştirilir.
- Dekompresyon Ameliyatı: Omurilik üzerindeki baskıyı azaltmak için kırık vertebra parçalarının veya disk materyalinin çıkarılması gerekebilir.
- Omurga Stabilizasyonu: Kırık veya çıkık omurların sabitlenmesi için metal plakalar, çubuklar veya vidalar kullanılır.
- Spinal Füzyon: İki veya daha fazla omur arasında sabitleme sağlanarak eklemin hareketi kısıtlanır. Bu yöntem, omurganın dengesini korumak için kullanılır.
4. Rehabilitasyon ve Fizik Tedavi
Cerrahi müdahale veya ilaç tedavisinin ardından uzun bir rehabilitasyon süreci başlar. Bu süreçte fiziksel iyileşmenin yanı sıra hastanın psikolojik ve sosyal adaptasyonu da önemlidir.
- Fiziksel Rehabilitasyon: Fiziksel terapistler tarafından planlanan egzersiz programları ile hastanın hareket kabiliyeti artırılır.
- Nörolojik Rehabilitasyon: Sinir fonksiyonlarının geri kazanılması için özel olarak tasarlanmış hareket ve denge çalışmaları yapılır.
- Ergoterapi: Günlük yaşam aktivitelerinin yeniden kazanılması için hastaya eğitim verilir.
- Psikolojik Destek: Uzun süreli sakatlık durumlarında hastaların depresyon ve anksiyete ile başa çıkabilmeleri için psikolojik danışmanlık önemlidir.
5. Destekleyici Tedaviler ve Teknolojik Yardımlar
Günümüzde omurilik yaralanmasında iyileşme sürecini desteklemek için çeşitli teknolojik ve biyomedikal yöntemler de kullanılmaktadır.
- Elektriksel Uyarım ve Nörostimülasyon: Elektriksel uyarım yöntemleri, omurilikteki sinir hücrelerinin yeniden yapılanmasını teşvik eder.
- Ekzoskeleton Teknolojisi: Yürüyemeyen hastaların hareket yeteneğini kazanmasını sağlamak için kullanılan robotik cihazlar.
- Hücre Tedavisi: Omurilik yaralanmasında kök hücre tedavisi umut vaat eden yöntemlerden biridir ve bazı klinik çalışmalarda olumlu sonuçlar alınmıştır.
Önleme
Omurilik yaralanmasını önlemek için bireylerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Güvenli sürüş tekniklerinin benimsenmesi ve trafikte emniyet kemeri kullanılması, trafik kazalarından kaynaklanan omurilik yaralanmasının önlenmesine yardımcı olabilir. Spor yapan bireylerin, koruyucu ekipmanlar kullanarak yaralanma riskini en aza indirmeleri de büyük önem taşır.
Ayrıca, yaşlı bireylerin düşme riskini azaltmak için ev içi güvenlik önlemlerinin alınması gerekmektedir. Özellikle banyo ve mutfak gibi kaygan zeminlerde dikkatli olunmalı, merdivenlerde tutunma çubukları kullanılmalıdır.
Sonuç
Akut omurilik yaralanması, hızlı müdahale ve doğru tedavi gerektiren ciddi travmalar arasında yer alır. Tedavi süreci, hasarın ciddiyetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Acil stabilizasyon, ilaç tedavisi ve gerektiğinde cerrahi müdahale ile başlayan süreç, uzun vadeli rehabilitasyon ve psikolojik destekle devam eder.
Başarılı bir tedavi ve iyileşme süreci için multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Fizik tedavi, ergoterapi ve nörolojik rehabilitasyon çalışmaları hastanın yaşam kalitesini artırırken, psikolojik destek de adaptasyon sürecine katkı sağlar. Teknolojik gelişmeler sayesinde ekzoskeletonlar ve nörostimülasyon yöntemleri gibi yeni tedavi seçenekleri ile hastaların iyileşme süreci hızlanmaktadır.
Ancak omurilik yaralanmasında tam iyileşme her zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle, yaşam kalitesini artırmaya yönelik tedavi planlarının ve destekleyici yöntemlerin uygulanması önemlidir. Ayrıca, omurilik yaralanmasının önlenmesi için bireysel farkındalık ve koruyucu önlemler de hayati önem taşır.
Referanslar:
- Akut Omurilik Yaralanmasının 4 Belirtisi Ve Tedavisi
- Fehlings, M. G., Tetreault, L. A., Wilson, J. R., & Skelly, A. C. (2017). A Clinical Practice Guideline for the Management of Acute Spinal Cord Injury. Global Spine Journal, 7(3), 84S–94S.
- Ahuja, C. S., Wilson, J. R., Nori, S., et al. (2017). Traumatic Spinal Cord Injury—Repair and Regeneration. Neurosurgery, 80(3), S9–S22.
- Kwon, B. K., Tetzlaff, W., Grauer, J. N., Beattie, M. S., & Bresnahan, J. C. (2004). Pathophysiology and Pharmacologic Treatment of Acute Spinal Cord Injury. Spine Journal, 4(4), 451–464.
- Hurlbert, R. J., Hadley, M. N., Walters, B. C., et al. (2015). Pharmacological Therapy for Acute Spinal Cord Injury. Neurosurgery, 76(1), S71–S83.
- Silva, N. A., Sousa, N., Reis, R. L., & Salgado, A. J. (2014). From Basics to Clinical: A Comprehensive Review on Spinal Cord Injury. Progress in Neurobiology, 114, 25–57.
- Furlan, J. C., & Fehlings, M. G. (2008). Role of Surgery in Acute Spinal Cord Injury: A Systematic Review of the Literature. Spine, 33(4), S140–S148.
- Carlson, G. D., & Gorden, C. D. (2008). Current Developments in Spinal Cord Injury Research. Spine, 33(24), 79–91.
- Hagg, T., & Oudega, M. (2006). Degenerative and Regenerative Mechanisms in Spinal Cord Injury. Neurobiology of Disease, 22(2), 145–156.
- Thuret, S., Moon, L. D., & Gage, F. H. (2006). Therapeutic Interventions after Spinal Cord Injury. Nature Reviews Neuroscience, 7(8), 628–643.
- Bunge, M. B., & Pearse, D. D. (2003). A Comprehensive Model for Promoting CNS Repair and Recovery after Spinal Cord Injury. Trends in Neurosciences, 26(1), 56–63.
- Park, E., Velumian, A. A., & Fehlings, M. G. (2004). The Role of Excitotoxicity in Secondary Mechanisms of Spinal Cord Injury. Neuroscientist, 10(1), 52–64.
- Wyndaele, M., & Wyndaele, J. J. (2006). Incidence, Prevalence and Epidemiology of Spinal Cord Injury. Spinal Cord, 44(8), 523–529.
- Rossignol, S., Frigon, A., & Bouyer, L. (2015). The Spinal Cord as a Hub for Motor Control and Plasticity after Injury. Neuroscientist, 21(5), 544–563.
- Hawryluk, G. W. J., & Fehlings, M. G. (2013). Management of Acute Spinal Cord Injury: Current Best Evidence and New Frontiers. Journal of Neurotrauma, 30(4), 1849–1863.
- Hou, S., & Rabchevsky, A. G. (2014). Pathophysiology of Autonomic Dysreflexia after Spinal Cord Injury. Frontiers in Neuroscience, 8, 391.
- Kwon, B. K., Okon, E. B., & Plunet, W. (2011). Stem Cell Therapeutics for Spinal Cord Injury: Present Evidence and Future Potential. Neurotherapeutics, 8(1), 91–110.
- Kirshblum, S. C., & O’Connor, K. C. (2020). Spinal Cord Injury Medicine: Principles and Practice. Demos Medical Publishing.
- Young, W. (2002). Secondary Injury Mechanisms in Acute Spinal Cord Injury. Journal of Emergency Medicine, 22(2), 106–112.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/