Ankilozan Spondilit: 8 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi
Ankilozan spondilit (AS), omurga ve eklemleri etkileyen, kronik ve ilerleyici bir romatizmal hastalıktır. Romatizmal hastalıklar arasında sıkça karşılaşılan bir durum olmasa da, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ciddi etkileri nedeniyle dikkat çekmektedir. Hastalığın temel özelliği, omurga eklemlerinde meydana gelen iltihaplanmadır ve bu durum, hareket kabiliyetinde kısıtlamalara yol açabilir. Hastalık, genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar ve erkeklerde daha sık görülür. Bu nedenle, Ankilozan spondilit erken tanısı ve etkili bir şekilde yönetimi, hastaların yaşam kalitesini artırmak ve uzun vadeli komplikasyonları önlemek için kritik öneme sahiptir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Ankilozan Spondilit: 8 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi
AS’nin toplumdaki görülme sıklığı, coğrafi bölgeye ve genetik faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Araştırmalar, özellikle HLA-B27 genetik markerine sahip bireylerde bu hastalığın gelişme riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, genetik yatkınlığın hastalığın ortaya çıkışında önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Bununla birlikte, çevresel faktörlerin de AS’nin tetiklenmesinde etkili olabileceği düşünülmektedir. Örneğin, enfeksiyonlar ve yaşam tarzı faktörleri, genetik yatkınlığa sahip bireylerde hastalık riskini artırabilir. Ancak, AS’nin tam olarak neden geliştiği hala bir araştırma konusu olmaya devam etmektedir.
Hastalık, genellikle bel ve sırt ağrısı gibi başlangıç belirtileriyle kendini gösterir. Bu ağrılar genellikle sabahları daha şiddetlidir ve hareketle azalır. Bu özellik, AS’yi diğer mekanik bel ağrılarından ayıran önemli bir kriterdir. Ancak, bu belirtiler sıklıkla başka hastalıklarla karıştırılabilir ve teşhiste gecikmelere neden olabilir. Hastalığın ilerlemesi durumunda omurga hareketliliği giderek azalabilir ve ileri vakalarda omurga kemiklerinin kaynaşması (ankiloz) gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir. Bu durum, hastaların günlük yaşam aktivitelerini sürdürmesini zorlaştırabilir ve psikolojik etkiler de dahil olmak üzere geniş bir sorun yelpazesine yol açabilir.
AS sadece fiziksel bir hastalık değildir; aynı zamanda psikolojik ve sosyal yönleri olan karmaşık bir durumdur. Hastalığın kronik yapısı, hastaların sosyal ilişkilerini, iş hayatını ve genel yaşam kalitesini etkileyebilir. Sürekli ağrı, yorgunluk ve hareket kısıtlılığı, bireylerde depresyon ve kaygı gibi ruhsal sorunların gelişmesine neden olabilir. Bu nedenle, hastalığın yalnızca fiziksel belirtilerini değil, aynı zamanda psikososyal etkilerini de ele alan bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi önemlidir. Bu, hastaların yaşam kalitesini artırmak ve hastalığın etkilerini en aza indirmek için gereklidir.
Son yıllarda Ankilozan spondilit tanısı ve tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Modern görüntüleme yöntemleri, erken teşhisi kolaylaştırırken, biyolojik tedaviler gibi yeni tedavi seçenekleri hastalığın seyrini olumlu yönde değiştirebilmektedir. Bununla birlikte, hastalığın yönetiminde fiziksel aktivitenin, dengeli beslenmenin ve yaşam tarzı değişikliklerinin önemi de göz ardı edilmemelidir. Bu giriş makalesi, ankilozan spondilitin temel özelliklerini, hastalığın nedenlerini, belirtilerini ve yönetimini genel hatlarıyla ele almayı amaçlamaktadır. Daha sonraki bölümlerde, AS ile başa çıkmak için gerekli olan bilgi ve stratejilere daha detaylı bir şekilde odaklanılacaktır.
Ankilozan Spondilit Nedir?
Ankilozan spondilit, genellikle omurgayı etkileyen kronik ve ilerleyici bir romatizmal hastalıktır. Bu hastalık, omurga eklemlerinde iltihaplanmaya neden olur ve zamanla bu iltihaplanma, eklem hareketliliğini kısıtlayarak omurga kemiklerinin kaynaşmasına yol açabilir. AS genellikle genç erişkinlik döneminde, özellikle 20-40 yaş arasında başlar ve erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülür. Hastalığın en belirgin özelliği sabahları veya uzun süre hareketsiz kalındığında ortaya çıkan bel ve sırt ağrılarıdır. Ancak ağrı hareketle hafifleme eğilimindedir, bu da diğer bel ağrılarından ayırt edici bir özellik olarak öne çıkar.
AS sadece omurga ile sınırlı kalmaz; kalça, diz ve omuz gibi büyük eklemleri de etkileyebilir. Ayrıca bazı hastalarda gözlerde iltihaplanma (üveit), bağırsak problemleri veya cilt döküntüleri gibi sistemik belirtiler de görülebilir. Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte genetik faktörlerin önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Özellikle HLA-B27 geninin varlığı, AS gelişme riskini artıran önemli bir genetik faktör olarak tanımlanmıştır.
Ankilozan spondilitin ilerleyişi kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve belirtiler hafif, orta veya şiddetli düzeyde olabilir. Bazı bireylerde hastalık yavaş bir seyir izlerken, diğerlerinde hızlı bir ilerleme gösterebilir ve ciddi omurga deformasyonlarına yol açabilir. Bu durum, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Tedavi edilmediğinde omurga hareketliliğinin tamamen kaybolması veya omurganın ileri derecede eğrilmesi gibi durumlar ortaya çıkabilir.
AS genellikle teşhis edilmesi zor bir hastalık olarak kabul edilir, çünkü başlangıç belirtileri diğer romatizmal hastalıklarla karıştırılabilir. Bununla birlikte, erken teşhis ve uygun tedavi ile hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir ve belirtiler kontrol altına alınabilir. Tedavi, genellikle fizik tedavi, düzenli egzersiz ve ağrıyı yönetmek için kullanılan ilaçları içerir. Ankilozan spondilit ile başa çıkmak için hastaların doktor gözetiminde bir tedavi planı oluşturması ve yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlaması büyük önem taşır.
Ankilozan Spondilit Belirtileri Nelerdir?
Ankilozan Spondilit, genellikle omurga ve pelvis eklemlerinde inflamasyonla kendini gösteren kronik bir romatizmal hastalıktır. Hastalığın belirtileri bireyler arasında farklılık göstermekle birlikte, genellikle aşağıdaki semptomlar gözlemlenir:
- Bel ve Sırt Ağrısı:
- Hastalığın en yaygın belirtisidir. Ağrılar genellikle sabahları veya uzun süre hareketsiz kalındığında artar.
- Hareket ettikçe ağrının azalması, mekanik ağrılardan farklı bir özellik olarak dikkat çeker.
- Sabah Tutukluğu:
- Omurgada veya eklemlerde sertlik hissi, özellikle sabah uyandıktan sonra belirgindir.
- Tutukluk genellikle 30 dakika veya daha uzun sürebilir.
- Postür Bozuklukları:
- Hastalığın ilerlemesiyle omurgada kamburlaşma (kifoz) veya duruş bozuklukları meydana gelebilir.
- Pelvik Ağrı ve Kalça Ağrısı:
- Sakroiliak eklemlerde inflamasyon nedeniyle kalça bölgesinde ağrı hissedilebilir.
- Bu ağrılar bazen uyluğa ve bacaklara yayılabilir.
- Göğüs Kafesi Hareketlerinde Kısıtlanma:
- Hastalık, göğüs kafesini etkileyebilir ve nefes almayı zorlaştırabilir.
- Göz İltihapları (Üveit):
- Hastaların %30-40’ında üveit görülür. Bu durum gözde kızarıklık, ağrı ve ışığa hassasiyet ile kendini gösterir.
- Yorgunluk:
- Kronik inflamasyona bağlı olarak hastalarda sürekli yorgunluk hissi yaygındır.
- Eklem Dışı Belirtiler:
- Ankilozan Spondilit yalnızca omurga ile sınırlı kalmaz. Diz, omuz ve diğer eklemlerde de ağrı ve şişlik görülebilir.
- Bazı hastalarda bağırsak problemleri (inflamatuar bağırsak hastalıkları) veya cilt sorunları (psoriasis) da ortaya çıkabilir.
Ankilozan Spondilit Nedenleri Nelerdir?
Ankilozan spondilitin bilinen özel bir nedeni yoktur, ancak genetik faktörler söz konusu gibi görünmektedir. Özellikle HLA-B27 adı verilen bir gene sahip olan kişilerde ankilozan spondilit gelişme riski oldukça yüksektir. Ancak sadece bu gene sahip bazı kişilerde bu durum gelişir.
Risk Faktörleri
Başlangıç genellikle geç ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde ortaya çıkar. Hastaların çoğunda HLA-B27 geni bulunur. Ancak bu gene sahip birçok insanda hiçbir zaman gelişmez.
Komplikasyonları
Şiddetli ankilozan spondilitte vücudun iyileşme çabasının bir parçası olarak yeni kemik oluşur. Bu yeni kemik yavaş yavaş omurlar arasındaki boşluğu doldurur ve sonunda omurların bölümlerini birleştirir. Omurganın bu kısımları sertleşir ve esnek olmaz. Füzyon ayrıca göğüs kafesini sertleştirerek akciğer kapasitesini ve işlevini kısıtlayabilir.
Diğer Ankilozan spondilit komplikasyonları şunları içerebilir:
- Üveit adı verilen göz iltihabı. Ankilozan spondilitin en sık görülen komplikasyonlarından biri olan üveit, hızlı başlayan göz ağrısına, ışığa duyarlılığa ve bulanık görmeye neden olabilir. Bu semptomları geliştirirseniz hemen sağlık uzmanınıza başvurun.
- Sıkıştırma kırıkları. Ankilozan spondilitin erken evrelerinde bazı kişilerin kemikleri zayıflar. Zayıflamış omurlar çökebilir ve bu da eğik duruşun şiddetini artırabilir. Omurga kırıkları omuriliğe ve omurgadan geçen sinirlere baskı uygulayabilir ve muhtemelen yaralanabilir.
- Kalp sorunları. Ankilozan spondilit, vücudun en büyük arteri olan aortta sorunlara neden olabilir. İltihaplı aort, kalpteki aort kapağının şeklini bozacak kadar genişleyebilir ve bu da onun işlevini bozar. Ankilozan spondilit ile ilişkili inflamasyon, genel olarak kalp hastalığı riskini artırır.
Ankilozan Spondilit Teşhisi
Ankilozan Spondilit teşhisi, klinik belirtiler, fiziksel muayene bulguları ve çeşitli laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerinin birlikte değerlendirilmesiyle konulur. Teşhis sürecinde izlenen adımlar şunlardır:
- Hastalık Öyküsü ve Semptomlar:
- Doktor, hastanın bel ağrısı ve sırt ağrısı, sabah tutukluğu gibi şikayetlerini detaylı bir şekilde dinler.
- Ailede romatizmal hastalık öyküsü varlığı değerlendirilir.
- Fiziksel Muayene:
- Omurganın esnekliği ve hareket kabiliyeti ölçülür.
- Göğüs kafesinin genişleme kapasitesi test edilir.
- Kalça, pelvis ve diğer eklemlerde hassasiyet veya şişlik araştırılır.
- Laboratuvar Testleri:
- HLA-B27 Gen Testi: Bu genin varlığı, hastalık için güçlü bir risk faktörüdür. Ancak her HLA-B27 pozitif bireyde Ankilozan Spondilit gelişmez.
- Eritrosit Sedimantasyon Hızı (ESR) ve C-Reaktif Protein (CRP): Enflamasyon seviyesini gösterir. Bu değerler hastalığın aktif olduğu dönemlerde yükselir.
- Görüntüleme Yöntemleri:
- Röntgen: Sakroiliak eklemlerdeki yapısal değişiklikler (erozyonlar ve ankiloz) röntgen ile tespit edilebilir.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI): Hastalığın erken evrelerinde sakroiliak eklemlerdeki inflamasyonu tespit etmek için kullanılır.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT): İleri vakalarda detaylı görüntüleme sağlayabilir.
- Diferansiyel Teşhis:
- Mekanik kaynaklı bel ağrısı, osteoartrit veya romatoid artrit gibi diğer hastalıklarla ayrım yapmak için detaylı değerlendirme yapılır.
- Klinik Kriterler:
- Teşhiste modifiye New York kriterleri gibi uluslararası tanı kriterlerinden faydalanılır. Özellikle röntgende sakroiliit varlığı ve klinik belirtiler birlikte değerlendirilir.
Erken teşhis, Ankilozan Spondilit hastalarında omurga deformitelerinin önlenmesi ve yaşam kalitesinin artırılması açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle yukarıda belirtilen semptomların varlığında, bir romatoloji uzmanına başvurulması önerilir.
Ankilozan Spondilit Tedavisi Nasıl Yapılır?
Ankilozan spondilit, kronik, inflamatuar bir romatizmal hastalıktır ve genellikle omurga ile sakroiliak eklemleri etkiler. Tedavinin temel amacı, hastalığın semptomlarını hafifletmek, omurga hareketliliğini korumak, yaşam kalitesini artırmak ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaktır. Ankilozan spondilit tedavisi, genellikle multidisipliner bir yaklaşımla planlanır ve farmakolojik, fiziksel, cerrahi ve yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir. İşte detaylı bir şekilde tedavi yöntemleri:
1. Farmakolojik Tedavi (Ankilozan spondilit İlaçları)
Ankilozan spondilit tedavisinde ilaçlar, semptom kontrolü ve inflamasyonu azaltmada önemli bir rol oynar:
a. Nonsteroid Anti-inflamatuar İlaçlar (NSAİİ)
- Kullanım amacı: Ağrı ve sertliği azaltmak, inflamasyonu kontrol altına almak.
- Örnekler: Naproksen, İbuprofen, Diklofenak.
- Notlar: NSAİİ’ler genellikle ilk tercih edilen tedavi yöntemidir. Ancak uzun süreli kullanımda mide problemleri, böbrek disfonksiyonu ve kardiyovasküler riskler göz önünde bulundurulmalıdır.
b. Hastalık Modifiye Edici Antiromatizmal İlaçlar (DMARDs)
- Kullanım amacı: Periferik eklem tutulumlarını kontrol altına almak.
- Örnekler: Sulfasalazin, Metotreksat.
- Notlar: AS’nin aksiyel (omurga ve sakroiliak eklem) tutulumunda etkinlikleri sınırlıdır.
c. Biyolojik Tedaviler
- Kullanım amacı: Daha ağır vakalarda inflamasyonu hedeflemek.
- Örnekler: TNF inhibitörleri (Etanersept, Adalimumab), IL-17 inhibitörleri (Secukinumab).
- Notlar: Biyolojik ajanlar, Ankilozan spondilit tedavisinde çığır açmıştır ve NSAİİ’lere yanıt vermeyen hastalar için önerilmektedir.
d. Kortikosteroidler
- Kullanım amacı: Şiddetli alevlenmelerde kısa süreli rahatlama sağlamak.
- Örnekler: Prednizon.
- Notlar: Uzun vadeli kullanımları genellikle önerilmez.
2. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Fizik tedavi, AS hastalarının yaşam kalitesini artırmada kritik bir role sahiptir:
- Egzersiz: Düzenli fiziksel egzersizler, omurga hareketliliğini korur ve duruş bozukluklarını önler. Yoga ve pilates, esnekliği artırmak için önerilebilir.
- Fizyoterapi: Uzman rehberliğinde yapılan fiziksel terapi, ağrıyı hafifletir ve omurga esnekliğini destekler.
- Postür Eğitimi: Dik duruşun korunmasına yönelik eğitimler, kamburluğun ilerlemesini önlemeye yardımcı olur.
- Solunum Egzersizleri: Göğüs kafesinin genişlemesini teşvik eder ve akciğer kapasitesini artırır.
3. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Hastaların günlük yaşamlarında yapacakları bazı değişiklikler tedavi sürecini destekler:
- Dengeli Beslenme: İltihabı azaltıcı özelliklere sahip Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme programı önerilir.
- Sigara ve Alkol: Sigara, AS’nin ilerlemesini hızlandırabilir. Sigara ve alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.
- Duruş Kontrolü: Ergonomik sandalyeler ve yastıklar kullanarak omurga sağlığı korunabilir.
- Uyku Pozisyonları: Sert bir yatak ve uygun uyku pozisyonu, sabah sertliğini azaltabilir.
4. Cerrahi Müdahaleler
Cerrahi, genellikle ciddi deformiteler veya diğer yöntemlerle kontrol edilemeyen ağrı durumlarında düşünülür:
- Omurga Düzeltme Ameliyatları: Şiddetli kifoz (kamburluk) vakalarında omurganın düzleştirilmesi.
- Protez Cerrahisi: Kalça veya diz eklemlerinde ileri derecede hasar oluşmuş hastalarda uygulanabilir.
5. Psikososyal Destek
Kronik bir hastalıkla yaşamak, psikolojik ve sosyal etkiler yaratabilir. Psikolojik destek ve hasta gruplarına katılım, AS’li hastaların motivasyonunu artırabilir ve sosyal izolasyonu önleyebilir.
6. Tedavi Sürecinde Hasta Takibi
AS’nin uzun vadeli yönetimi, düzenli doktor kontrolü gerektirir. Tedaviye yanıtın değerlendirilmesi, semptomların izlenmesi ve gerektiğinde tedavi planının değiştirilmesi önemlidir. Multidisipliner bir ekip, AS hastalarının bireysel ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir tedavi planı sunabilir.
Bu tedavi yaklaşımları sayesinde, AS ile yaşayan bireyler daha kaliteli bir yaşam sürdürebilir.
Ankilozan Spondilitte Yaşam Kalitesi
Ankilozan spondilit, bireylerin fiziksel, duygusal ve sosyal yaşamını derinden etkileyebilir. Hastalar, günlük aktivitelerde zorluk yaşadıkları gibi, iş ve sosyal hayatlarında da kısıtlamalarla karşılaşabilirler. Hastalığın getirdiği kronik ağrı, uyku düzenini bozar ve bu durum, hastalarda depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunlara yol açabilir.
- Fiziksel Etkiler: AS’li hastalar, omurga hareketliliğinin azalması nedeniyle günlük aktiviteleri gerçekleştirmekte zorlanabilirler. Hastalık ilerledikçe, hastaların dik durma yetisi azalabilir ve kamburluk gibi duruş bozuklukları gelişebilir.
- Psikolojik Etkiler: Kronik ağrı ve fiziksel kısıtlamalar, hastalarda depresyon ve anksiyete riskini artırır. Sosyal izolasyon, kendine güven kaybı ve umutsuzluk gibi duygular da sıkça yaşanır.
- Sosyal ve İş Hayatı Üzerindeki Etkiler: Hareket kısıtlılığı ve ağrı, hastaların iş hayatında ve sosyal aktivitelerde aktif olmasını zorlaştırır. İş verimliliğinde düşüş ve iş kaybı, hastaların karşılaşabileceği problemler arasındadır.
- Yaşam Kalitesini İyileştirme Yolları:
- Psikolojik Destek: Ankilozan spondilitin getirdiği duygusal zorluklarla başa çıkmak için psikolojik destek almak önemlidir. Bireysel veya grup terapileri, hastaların stresle başa çıkma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.
- Düzenli Fiziksel Aktivite: Fiziksel egzersizler, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için faydalıdır. Düzenli egzersiz, ağrıyı azaltır ve depresyon riskini düşürür.
- Sosyal Destek: Aile ve arkadaş desteği, hastaların hastalıkla daha iyi başa çıkmasına yardımcı olur. Ayrıca, ankilozan spondilit ile yaşayan diğer kişilerle iletişim kurmak, deneyim paylaşımı ve moral desteği sağlayabilir.
Sonuç
Ankilozan spondilit, yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda hastaların psikolojik durumunu ve genel yaşam kalitesini de etkileyen kompleks bir hastalıktır. Erken teşhis ve uygun tedavi, Ankilozan spondilit yönetiminde kritik bir rol oynar. Özellikle düzenli egzersiz ve fizik tedavi, omurga esnekliğini koruyarak ağrının hafifletilmesine ve hareket kabiliyetinin sürdürülmesine yardımcı olur.
Bunun yanında, biyolojik tedaviler ve bağışıklık sistemini düzenleyen ilaçlar gibi modern tıbbi yaklaşımlar, iltihaplanmayı kontrol altına alarak hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. Ancak tedavi süreci bireyselleştirilmiş bir yaklaşımla yönetilmeli ve her hasta, semptomlarına ve yaşam tarzına uygun bir tedavi planına yönlendirilmelidir. AS ile yaşayan bireylerin, hastalığın fiziksel yönlerinin yanı sıra, stres, depresyon ve sosyal izolasyon gibi duygusal zorluklara karşı da destek alması gerekebilir. Bu nedenle, multidisipliner bir yaklaşım benimsenerek hastaların hem tıbbi hem de psikososyal ihtiyaçlarına cevap verilmesi önemlidir.
AS’nin tamamen ortadan kaldırılması şu anki tıbbi bilgilerle mümkün olmasa da, yaşam tarzı değişiklikleri ve disiplinli bir tedavi programı ile hastalar, hastalıklarını daha iyi yönetebilir ve yaşam kalitelerini artırabilir. Sağlıklı bir diyet, düzenli uyku, sigara kullanımının bırakılması ve ergonomik çalışma ortamları gibi günlük yaşam düzenlemeleri, hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir.
Ayrıca, hastalık hakkında bilgi sahibi olmak ve bilinçli kararlar almak, hastaların kendi sağlıkları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasını sağlar. Destek gruplarına katılım veya profesyonel danışmanlık hizmetleri, hastaların yalnız olmadıklarını hissetmelerine yardımcı olabilir ve dayanışma duygusu yaratabilir. Sonuç olarak, ankilozan spondilit ile baş etmek zorlayıcı bir süreç olsa da, modern tıbbi yaklaşımlar, bireysel çaba ve sosyal destek sayesinde hastalar, yaşamlarını daha aktif ve kaliteli bir şekilde sürdürebilir. Bu yolculukta, hastaların doktorlarıyla sürekli iletişim halinde olması ve önerilen tedavi planına sadık kalması en önemli başarı faktörlerinden biridir.
Referanslar:
- Ankilozan Spondilit: 8 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi
- Braun, J., Sieper, J. (2007). Ankylosing spondylitis. The Lancet, 369(9570), 1379-1390.
- Dougados, M., Baeten, D. (2011). Spondyloarthritis. The Lancet, 377(9783), 2127-2137.
- Poddubnyy, D., Rudwaleit, M., Haibel, H., et al. (2011). Effect of Non-Steroidal Anti-Inflammatory Drugs on Radiographic Progression in Ankylosing Spondylitis. Arthritis & Rheumatism, 63(10), 3105-3112.
- Sieper, J., Poddubnyy, D. (2017). New evidence on the management of spondyloarthritis. Nature Reviews Rheumatology, 13(12), 714-723.
- Rudwaleit, M., Landewé, R., van der Heijde, D., et al. (2009). The development of Assessment of SpondyloArthritis international Society classification criteria for axial spondyloarthritis. Arthritis & Rheumatism, 61(4), 777-783.
- Ward, M. M., Deodhar, A., Akl, E. A., et al. (2016). American College of Rheumatology/Spondylitis Association of America/Spondyloarthritis Research and Treatment Network guidelines for the treatment of ankylosing spondylitis and nonradiographic axial spondyloarthritis. Arthritis & Rheumatology, 68(2), 282-298.
- Reveille, J. D. (2012). Genetics of spondyloarthritis—beyond the HLA-B27 story. Current Rheumatology Reports, 14(5), 369-375.
- van der Heijde, D., Ramiro, S., Landewé, R., et al. (2017). 2016 update of the ASAS-EULAR management recommendations for axial spondyloarthritis. Annals of the Rheumatic Diseases, 76(6), 978-991.
- Khan, M. A. (2002). Ankylosing spondylitis: clinical features. Rheumatic Disease Clinics of North America, 28(3), 501-515.
- Colbert, R. A., DeLay, M. L., Layh-Schmitt, G., et al. (2010). From HLA-B27 to spondyloarthritis: a journey through the ER. Immunological Reviews, 233(1), 181-202.
- Robinson, P. C., Brown, M. A. (2012). The genetics of ankylosing spondylitis and axial spondyloarthritis. Rheumatic Disease Clinics of North America, 38(3), 539-553.
- Stolwijk, C., Boonen, A., van Tubergen, A., et al. (2016). Epidemiology of spondyloarthritis. Rheumatic Disease Clinics of North America, 42(2), 155-176.
- Tsui, F. W. L., Haroon, N., Reveille, J. D., et al. (2014). The genetic basis of ankylosing spondylitis. Current Opinion in Rheumatology, 26(4), 392-398.
- de Winter, J. J., van Mens, L. J., van der Heijde, D., et al. (2016). Magnetic resonance imaging of the sacroiliac joints in spondyloarthritis: structural lesions. Arthritis Research & Therapy, 18, 126.
- Maksymowych, W. P., Morency, N., Conner-Spady, B., et al. (2009). Suppression of magnetic resonance imaging evidence of synovitis by infliximab in ankylosing spondylitis. Arthritis & Rheumatism, 60(4), 946-954.
- van der Linden, S., Valkenburg, H. A., Cats, A. (1984). Evaluation of diagnostic criteria for ankylosing spondylitis. Arthritis & Rheumatism, 27(4), 361-368.
- Baraliakos, X., Listing, J., Brandt, J., et al. (2005). Radiographic progression in patients with ankylosing spondylitis: results of a 10-year follow-up study. Arthritis & Rheumatism, 52(4), 1224-1231.
- Inman, R. D., Davis, J. C., van der Heijde, D., et al. (2008). Efficacy of etanercept in patients with ankylosing spondylitis: a randomized trial. Arthritis & Rheumatism, 58(2), 231-241.
- van der Heijde, D., Maksymowych, W. P., Dougados, M., et al. (2007). ASAS Handbook. Assessment in Ankylosing Spondylitis International Society.
- Bowness, P. (2002). HLA-B27. Annual Review of Immunology, 20(1), 15-39.
- Marzo-Ortega, H., McGonagle, D., O’Connor, P., et al. (2003). Efficacy of etanercept in the treatment of the entheseal pathology in resistant spondyloarthropathy. Arthritis & Rheumatism, 48(4), 1247-1256.
- Appel, H., Maier, R., Bleil, J., et al. (2013). Involvement of innate immunity in spondyloarthritis: Monocytes and mast cells. Current Rheumatology Reports, 15(4), 316.
- Schett, G., Lories, R. J., D’Agostino, M. A., et al. (2007). Bone formation in spondyloarthritis. Annals of the Rheumatic Diseases, 66(9), 1216-1222.
- Kiltz, U., Essers, I., Niedermann, K., et al. (2014). Development of a health index for patients with ankylosing spondylitis (ASAS HI). Annals of the Rheumatic Diseases, 73(5), 833-839.
- Ramiro, S., van Tubergen, A., van der Heijde, D., et al. (2015). Measuring axial spondyloarthritis activity and outcomes. Best Practice & Research Clinical Rheumatology, 29(4-5), 633-648.
- Toussirot, E., Wendling, D. (2010). The use of TNF-alpha blocking agents in rheumatoid arthritis, psoriatic arthritis, and ankylosing spondylitis: perspectives on immune-mediated inflammatory diseases. Mediators of Inflammation, 2010, 689412.
- Fraser, A., Jones, M., Toms, T. E., et al. (2016). The effect of smoking on ankylosing spondylitis. Rheumatology, 55(8), 1385-1392.
- Weber, U., Lambert, R. G., Østergaard, M., et al. (2016). Candidate lesions detected by MRI in the sacroiliac joints of healthy individuals that may simulate sacroiliitis in spondyloarthritis. Arthritis & Rheumatology, 68(4), 956-962.
- Ward, M. M. (2009). Functional disability predicts total costs in patients with ankylosing spondylitis. Arthritis & Rheumatism, 61(4), 557-561.
- Haroon, N., Inman, R. D., Learch, T. J., et al. (2013). The impact of tumor necrosis factor alpha inhibitors on radiographic progression in ankylosing spondylitis. Arthritis & Rheumatism, 65(10), 2645-2654.
- Machado, P., Landewe, R., Lie, E., et al. (2011). Ankylosing Spondylitis Disease Activity Score (ASDAS): defining cut-off values for disease activity states and improvement scores. Annals of the Rheumatic Diseases, 70(1), 47-53.
- Wendling, D., Prati, C. (2014). Spondyloarthritis in women: recent advances. Current Opinion in Rheumatology, 26(4), 497-503.
- Maksymowych, W. P., Chiowchanwisawakit, P., Clare, T., et al. (2009). Inflammatory lesions of the spine on magnetic resonance imaging predict the development of new syndesmophytes in ankylosing spondylitis. Arthritis & Rheumatism, 60(1), 93-102.
- Rudwaleit, M., Haibel, H., Baraliakos, X., et al. (2009). The early disease stage in axial spondyloarthritis: results from the German Spondyloarthritis Inception Cohort. Arthritis & Rheumatism, 60(3), 717-727.
- Boonen, A., van der Heijde, D., Landewe, R., et al. (2004). Work status and productivity costs due to ankylosing spondylitis: comparison of three European countries. Annals of the Rheumatic Diseases, 61(9), 429-437
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/