Anksiyete Bozukluğu Ve Panik Atak: 18 Belirti Ve Tedavisi
Anksiyete bozukluğu ve panik atak, modern yaşamın stresli ve hızlı temposunun bir sonucu olarak giderek daha fazla insanı etkileyen psikolojik rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Anksiyete bozukluğu, sürekli ve yoğun bir endişe, korku veya gerginlik hali olarak tanımlanabilir ve genellikle bireyin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler. Panik atak ise ani ve yoğun bir korku ya da panik hali olup, genellikle çarpıntı, terleme, nefes darlığı gibi fiziksel belirtilerle kendini gösterir. Bu iki durum, birbirleriyle yakından ilişkili olup, bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Anksiyete Bozukluğu Ve Panik Atak: 18 Belirti Ve Tedavisi
Bozukluğun çeşitli alt türleri vardır; genel anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve fobi gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Her bir türün kendine özgü belirtileri ve tedavi yaklaşımları vardır, ancak hepsi ortak bir paydada buluşur: sürekli bir endişe ve korku hali. Sadece psikolojik değil, aynı zamanda fiziksel sağlığı da etkileyebilir. Kalp hastalıkları, sindirim sorunları ve uyku bozuklukları gibi çeşitli fiziksel rahatsızlıklarla ilişkilendirilmektedir.
Panik atak, anksiyete bozukluğunun bir alt kategorisi olarak kabul edilse de, belirli durumlarda anksiyete bozukluğu olmaksızın da ortaya çıkabilir. Genellikle aniden başlayan ve birkaç dakika ile birkaç saat arasında sürebilen bu ataklar, bireyde ölüm korkusu, kontrolü kaybetme ya da çıldırma hissi gibi yoğun duygulara neden olur. Panik atak geçiren kişiler, genellikle bu durumun tekrar edeceğinden korktukları için günlük aktivitelerinden kaçınma eğilimi gösterirler. Bu da sosyal yaşamlarını ve iş performanslarını olumsuz etkileyebilir.
Anksiyete bozukluğu ve panik atak, yalnızca bireyin kendisini değil, aynı zamanda yakın çevresini de etkiler. Aile bireyleri ve arkadaşlar, hastanın yaşadığı stres ve sıkıntılara tanık oldukları için psikolojik olarak zorlanabilirler. Ayrıca, anksiyete bozukluğu olan kişiler, çevrelerindeki insanlarla ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir ve bu da izolasyon ve yalnızlık gibi daha ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu durum, kişinin yaşam kalitesini daha da düşürebilir ve tedavi sürecini zorlaştırabilir.
Bu makalede, anksiyete bozukluğu ve panik atak hakkında detaylı bilgilere yer verilecek, bu durumların nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri ele alınacaktır. Ayrıca, bu bozuklukların günlük yaşam üzerindeki etkileri ve başa çıkma stratejileri üzerinde durulacaktır. Bu kapsamlı inceleme, hem bu sorunlarla mücadele eden bireyler hem de bu konuda bilgi edinmek isteyenler için rehber niteliğinde olacaktır.
Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Anksiyete bozukluğu, bireylerin yoğun ve sürekli endişe, korku ya da huzursuzluk duyguları yaşadığı bir zihinsel sağlık durumudur. Günlük hayatta yaşanan kısa süreli endişeler, genellikle belirli bir olay ya da durumla bağlantılıdır ve tehdit ortadan kalktığında kaybolur. Ancak anksiyete bozukluğunda, bu duygular süreklidir ve bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu bozukluk, genellikle iş, sosyal yaşam veya aile ilişkileri gibi bireyin günlük işlevlerini yerine getirmesini zorlaştıracak bir düzeye ulaşır. Anksiyete bozukluğu, hem zihinsel hem de fiziksel belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler arasında sürekli gerginlik hissi, çarpıntı, terleme, kas gerginliği, uyku sorunları ve odaklanma güçlüğü yer alabilir. Aynı zamanda, tehlike algısı gerçek dışı ya da orantısız olabilir, bu da bireyin mantıklı düşünmesini ve tepkilerini kontrol etmesini zorlaştırır.
Bu bozukluk, tek bir türden ziyade farklı alt grupları olan bir rahatsızlık spektrumu olarak kabul edilir. Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), Panik Bozukluk, Sosyal Anksiyete Bozukluğu ve Fobi gibi çeşitli türler anksiyete bozukluğu çatısı altında toplanır. Örneğin, Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nda birey, hayatın hemen her alanında aşırı ve sürekli endişe duyar; Panik Bozukluk ise aniden başlayan yoğun korku ve fiziksel belirtilerle karakterizedir. Anksiyete bozukluğu, bireylerin çevresel ve genetik faktörlerden, beyin kimyasındaki dengesizliklerden veya travmatik yaşam olaylarından etkilenmesi sonucu ortaya çıkabilir. Tedavi edilmediğinde, anksiyete bozukluğu bireylerde depresyon, madde bağımlılığı ve hatta fiziksel sağlık sorunları gibi ek problemlere yol açabilir. Bu nedenle, anksiyete bozukluğunun erken tanı ve tedavi süreci, bireyin yaşam kalitesini korumak açısından kritik öneme sahiptir.
Anksiyete Bozukluğu Belirtileri
Anksiyete bozukluğu, bireyin sürekli olarak aşırı endişe, korku ve gerginlik hissettiği bir zihinsel sağlık durumudur. Bu bozukluk, hem psikolojik hem de fiziksel belirtilerle kendini gösterir ve bireyin günlük yaşamını önemli ölçüde etkileyebilir. İşte anksiyete bozukluğunun en yaygın belirtileri:
1. Aşırı Endişe ve Kaygı
Anksiyete bozukluğunun temel özelliği, bireyin sürekli ve kontrol edilemeyen bir şekilde endişe duymasıdır. Bu endişeler genellikle gerçek bir tehlikeye dayalı değildir ya da mevcut durumla orantısızdır. Birey, gelecekte meydana gelebilecek olumsuz olaylar hakkında aşırı bir şekilde düşünerek, sürekli bir “tehdit algısı” içinde yaşar.
2. Konsantrasyon Bozukluğu
Anksiyete, bireyin dikkatini toplamasını zorlaştırır. Zihni sürekli olarak endişelerle meşgul olan bir kişi, görevlerine odaklanmakta ve etkin bir şekilde çalışmakta zorluk çeker. Bu durum, özellikle iş ya da okul gibi performans gerektiren alanlarda belirginleşir.
3. İrritabilite (Sinirlilik)
Anksiyete bozukluğu olan kişiler, küçük olaylara bile aşırı tepki gösterebilir. Sinirlilik hali, hem zihinsel hem de fiziksel yorgunluktan kaynaklanabilir ve bireyin sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.
4. Kas Gerginliği
Anksiyete bozukluğunun fiziksel belirtilerinden biri de kas gerginliğidir. Birey farkında olmadan dişlerini sıkar, omuzlarını kasar veya genel bir fiziksel rahatsızlık hissi yaşar. Bu durum, sırt ve boyun ağrılarına yol açabilir.
5. Uyku Problemleri
Anksiyete bozukluğu genellikle uyku sorunlarına neden olur. Birey, uykuya dalmakta zorluk çeker, sık sık uyanır veya uykusu sırasında rahatsız edici rüyalar görür. Yetersiz uyku, anksiyete belirtilerini daha da kötüleştirebilir.
6. Hızlı Kalp Atışı ve Nefes Darlığı
Anksiyete sırasında, sempatik sinir sistemi devreye girerek kalp atış hızını artırır. Birey, hızlı nefes alma, göğüs sıkışması veya nefes darlığı gibi fiziksel semptomlar yaşayabilir. Bu durum, kişinin panik atak geçirdiğini düşünmesine neden olabilir.
7. Mide ve Sindirim Sorunları
Anksiyete bozukluğu, mide bulantısı, karın ağrısı, ishal veya kabızlık gibi sindirim sorunlarına yol açabilir. Bu belirtiler, anksiyete ile bağırsak sistemi arasındaki karmaşık ilişkiyi yansıtır.
8. Kaçınma Davranışları
Anksiyete bozukluğu olan kişiler, kaygıya neden olabilecek durumlardan kaçınma eğilimindedir. Örneğin, sosyal anksiyetesi olan bireyler, topluluk önünde konuşmaktan veya sosyal etkinliklere katılmaktan kaçınabilir. Bu davranışlar, anksiyetenin daha da pekişmesine yol açabilir.
Anksiyete Bozukluğu Çeşitleri
1. Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB, Generalized Anxiety Disorder, GAD), çoğu insanın günlük yaşamlarında yaşadığı tipik kaygıdan çok daha fazlası olan kronik ve abartılı endişe ve gerilim ile karakterizedir. İnsanlar titrer, seğirir ve kas gerginliği, bulantı, sinirlilik, zayıf konsantrasyon, depresyon, yorgunluk, baş ağrısı, sersemlik, nefes darlığı veya sıcak basmalara sahip olabilir.
2. Panik Bozukluğu
Panik bozukluğu olan kişiler, aniden ve tekrar tekrar korku ve dehşet duygularıyla panik atak geçirir. Ataklar sırasında, bireylerin nefes alamadıklarını, kontrollerini kaybettiğini, kalp krizi geçirdiklerini veya hatta öldüklerini hissedebilirler. Fiziksel semptomlar göğüs ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, terleme, karıncalanma veya uyuşukluk ve çok hızlı kalp atışı olabilir.
Bazı insanlar izole bir atak geçirecek, bazıları ise uzun süreli panik bozukluğu geliştirecektir. Her iki durumda da, ataklar arasında sık sık endişe duyulur, çünkü bir sonrakinin ne zaman olacağını bilmenin bir yolu yoktur. Panik hastalıkları sıklıkla erken yetişkinlikte başlar. Panik bozukluğu olan birçok insan da agorafobiden muzdariptir (halka açık yerlerde anormal korku).
3. Fobiler
Fobiler irrasyonel korkulardır. Fobileri olan bireyler korkularının irrasyonel olduğunu fark ederler, ancak korkulan nesneyi veya durumu düşünmek veya onunla yüzleşmek panik atak veya ciddi endişe uyandırabilir.
Fobiler genellikle belirli bir nesne veya durumdan korkar. Genel olarak korkulan nesneler ve belirli fobilerdeki durumlar arasında hayvanlar, tüneller, su ve yükseklikler bulunur. En yaygın özgül fobi, kamusal konuşma korkusudur.
4. Sosyal Fobi veya Sosyal Anksiyete Bozukluğu
Gündelik sosyal durumlarda aşırı endişe ve aşırı öz-bilinçlilik ile karakterizedir. Sosyal fobisi olan insanlar, başkaları tarafından yargılanma, utanma veya küçük düşürülme korkusu taşır. Bu korku iş ya da okula ve diğer sıradan faaliyetlere karışabilir.
5. Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) kontrol edilemeyen endişeli düşünce veya davranışlarla karakterizedir. OKB’li bireyler ısrarcı, istenmeyen düşünceler ve imgelerle ya da acil olarak belirli ritüellerde bulunmaya ihtiyaç duyuyorlar.
Bazı OKB hastaları, ilgili ritüelleri olmadan sadece takıntılı düşüncelere sahip olabilir. Rahatsız edici düşüncelere veya görüntülere (örneğin mikroplardan korkma gibi) takıntı denir ve onlardan kurtulmaya çalışmak için yapılan ritüellere zorlama denir (örneğin, el yıkama). Örneğin, mikroplara takıntılı olan insanlar ellerini aşırı derecede yıkayabilir. Birey, ritüel davranışlarda bulunmaktan mutlu değildir, ancak bunu obsesif düşünceden geçici bir rahatlama almanın tek yolu olarak bulur.
6. Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Travma Sonrası Stres Bozukluğu; fiziksel veya cinsel istismar, araba kazaları, savaş veya doğal afetler gibi korkunç olaylardan sonra insanları etkiler. TSSB’si olan kişiler depresyon, geri dönüşler, kabuslar, uyku güçlüğü, sinirlilik, saldırganlık, şiddet ve ayrılma veya uyuşma hissi yaşayabilir. Belirtiler travmalarını hatırlatan herhangi bir şey tarafından tetiklenebilir.
Panik Atak Nedir?
Panik atak, genellikle aniden başlayan ve yoğun bir korku veya endişe hissiyle karakterize edilen bir durumdur. Bu ataklar sırasında birey, tehlikede olduğu veya kontrolünü kaybedeceği hissine kapılabilir. Panik ataklar çoğu zaman fiziksel belirtilerle kendini gösterir ve bu belirtiler arasında hızlı kalp atışı, nefes darlığı, baş dönmesi, terleme, göğüs ağrısı, mide bulantısı, titreme ve uyuşma hissi bulunur. Bazı bireyler, bu belirtileri bir kalp krizi geçirme ya da ölecekleri korkusuyla karıştırabilir. Bu tür tepkiler, beynin “savaş ya da kaç” mekanizmasının yanlış bir şekilde tetiklenmesiyle ilgilidir. Panik ataklar birkaç dakika ile yarım saat arasında sürebilir, ancak birey üzerinde saatlerce süren bir korku ve endişe bırakabilir.
Panik ataklar, genellikle belirli bir tetikleyici olmadan da ortaya çıkabilir, bu da bireyde bu durumu önleyemeyeceği düşüncesiyle sürekli bir kaygı yaratabilir. Örneğin, bazı kişilerde panik ataklar kalabalık bir ortamda, toplu taşımada veya kapalı bir alanda ortaya çıkarken, diğerlerinde tamamen beklenmedik bir şekilde herhangi bir yerde görülebilir. Tekrarlayan panik ataklar, bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir ve kaçınma davranışlarına yol açabilir. Örneğin, panik atak yaşamaktan korkan birey, belirli yerlerden veya durumlardan uzak durmaya başlayabilir. Bu durum, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürerek panik bozukluğu adı verilen daha geniş bir sorun haline dönüşebilir. Panik atağın biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmekte olup, erken teşhis ve uygun tedavi ile yönetilmesi mümkündür.
Panik Atak Nedenleri
Panik atakların nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğu düşünülmektedir. Ailede anksiyete bozukluğu veya panik atak geçmişi olan kişilerde bu duruma daha sık rastlanır. Ayrıca, büyük yaşam değişiklikleri, travmatik olaylar veya sürekli stres altında olmak da panik atak riskini artırabilir.
Panik Atak Belirtileri
Panik atak, genellikle aniden ortaya çıkan ve yoğun bir korku ya da rahatsızlık hissiyle karakterize edilen bir durumdur. Bu ataklar genellikle fiziksel ve zihinsel belirtilerle kendini gösterir ve birey, yaşadığı deneyimi sıklıkla “kalp krizi geçiriyorum” ya da “ölüyorum” şeklinde yorumlar. İşte panik atak sırasında yaşanabilecek belirtiler:
1. Yoğun Korku ve Kontrol Kaybı Hissi
Panik atak sırasında, birey aniden yoğun bir korku ve rahatsızlık hissi yaşar. Bu durum, genellikle bireyin kontrolünü kaybedeceği, çıldıracağı ya da öleceği korkusuyla birlikte gelir. Bu hisler, panik atağı diğer anksiyete durumlarından ayıran temel özelliklerdir.
2. Hızlı Kalp Atışı (Taşikardi)
Panik atak sırasında kalp atış hızı önemli ölçüde artar. Birey, kalbinin “göğsünden çıkacakmış gibi” attığını hissedebilir. Bu durum, genellikle bir tehlike algısına verilen fiziksel bir yanıttır.
3. Nefes Darlığı ve Hızlı Nefes Alma
Atak sırasında birey, nefes almakta zorlanabilir ya da boğuluyormuş gibi hissedebilir. Hızlı nefes alma (hiperventilasyon), oksijen-karbondioksit dengesini bozarak baş dönmesi ve sersemlik hissine yol açabilir.
4. Terleme ve Titreme
Panik atak sırasında, bireyin sempatik sinir sistemi devreye girer ve bu durum aşırı terleme ve titremeye neden olur. Terleme genellikle avuç içlerinde yoğunlaşırken, titreme tüm vücutta hissedilebilir.
5. Göğüs Ağrısı veya Rahatsızlık
Birçok panik atak geçiren kişi, göğüs ağrısı ya da sıkışma hissi yaşar. Bu belirti, genellikle kalp kriziyle karıştırılır ve bireyde ölüm korkusunu artırır. Ancak bu ağrı, genellikle kas gerginliğinden kaynaklanır.
6. Baş Dönmesi ve Sersemlik
Atak sırasında birey, baş dönmesi, bayılacakmış gibi hissetme ya da çevresine yabancılaşma (derealizasyon) yaşayabilir. Bu durum, bireyin gerçeklik algısının geçici olarak bozulmasına yol açabilir.
7. Mide Bulantısı ve Karın Rahatsızlığı
Panik atak sırasında mide bulantısı, mide krampları ya da genel bir karın rahatsızlığı hissedilebilir. Bu belirtiler, sempatik sinir sisteminin sindirim sistemine olan etkilerinden kaynaklanır.
8. Sıcak Basması ya da Üşüme
Panik atak sırasında, birey ani bir sıcaklık artışı ya da üşüme hissi yaşayabilir. Bu belirtiler, vücudun stres yanıtı olarak kan dolaşımını yeniden düzenlemesinden kaynaklanır.
9. Ellerde ve Ayaklarda Uyuşma
Hiperventilasyon nedeniyle, ellerde, ayaklarda ya da dudak çevresinde uyuşma ve karıncalanma hissi oluşabilir. Bu durum, vücuttaki oksijen-karbondioksit dengesinin bozulmasıyla ilişkilidir.
10. Ölüm Korkusu veya Çıldırma Hissi
Panik atağın en korkutucu belirtilerinden biri, bireyin kendisini ölüme yaklaştığını ya da zihinsel kontrolünü tamamen kaybettiğini hissetmesidir. Bu korku, atak sırasında yaşanan yoğun fiziksel ve zihinsel semptomların bir sonucudur.
Panik Atakla Başa Çıkmak İçin İpuçları
- Belirtilerinizin korkutucu olmasına rağmen, normal stres reaksiyonlarının abartılı şekli olduklarını ve tehlikeli ya da zararlı olmadıklarını fark edin.
- Onlarla savaşmak yerine duygularla yüzleşin, daha az yoğunlaşırlar.
- Paniğe “Ya eğer?” Diyerek eklemeyin. Kendine “Öyleyse ne!” De.
- Şimdiki zamanda kalın. Neler olabileceğini düşünmekten ziyade, aslında neler olduğuna dikkat edin.
- Korku düzeyinizi 1 ile 10 arasında derecelendirin ve değişimini izleyin. Birkaç saniyeden uzun süre yüksek seviyede kalmadığına dikkat edin.
- Geri sayma veya bileğinize hafifçe lastik bir bant geçirme gibi basit bir işle dikkatinizi dağıtın.
- Korku geldiğinde, onu kabul edin. Geçmesi için zaman verin.
Anksiyete Bozukluğu Olan Birine Yardım İçin İpuçları
- Varsayım yapmayın – kişiye neye ihtiyaçları olduğunu sorun.
- Tahmin edilebilir olun – kişiyi şaşırtmayın.
- Bozukluğu olan kişinin iyileşme hızını belirlemesine izin verin.
- İyileşme yolundaki her küçük adımda pozitif bir şey bulun.
- Kişinin korkularından kaçınmasına yardım etmeyin.
- Kendi yaşamınızı sürdürün, böylece bozukluğu olan kişiye kızmazsınız.
- Panik Bozukluğu olan kişiden korkmayın, ancak onlarla ilgilenmenin doğal olduğunu anlayın.
- Sabırlı olun ve kabul edin.
- Şunları tembihleyin; “Ne hissettiğin önemli değil, yapabilirsin. Seninle gurur duyuyorum. Bana şimdi ihtiyacın olanı söyle. Şimdi yavaş yavaş nefes al. Şimdiki zamanla kal. Hissettiğin şeyin acı verici olduğunu biliyorum ama tehlikeli değil. Cesaretlisin.”
- Şunun gibi şeyleri söylemekten kaçının: “Endişelenme. Bakalım bunu yapabilecek misin. Bununla savaşabilirsin. Bundan sonra ne yapmalıyız? Kaba olmayın. Kalmak zorundasın. Korkak olma.” Bu ifadeler anksiyete için bireyi suçlama eğilimindedir.
Ne zaman yardım almalıyım?
Bazı insanlar anksiyete bozukluklarının irade gücüyle aşılabileceğine inanmaktadır, ancak bu olası değildir. Tedavi edilmeyen anksiyete bozuklukları, depresyona, madde bağımlılığına ve bir dizi başka soruna yol açabilir. Normal rutininiz aşırı endişe ile kesilirse, bir profesyonelden yardım almalısınız.
Anksiyete Bozukluğu Tedavisi
Siz veya tanıdığınız birinin anksiyete belirtileri varsa, belirtilerin anksiyete bozukluğu, tıbbi durum veya her ikisine de bağlı olup olmadığını belirlemeye yardımcı olabilecek bir klinisyeni ziyaret edin. Sık sık, bir anksiyete bozukluğu tedavisinde bir sonraki adım, psikiyatrist, psikolog, sosyal hizmet uzmanı veya danışman gibi bir akıl sağlığı profesyoneline yönlendirmektir.
Genel olarak, iki tür tedavi vardır, ilaç tedavisi ve psikoterapi (bazen “konuşma terapisi” olarak adlandırılır). Her ikisi de çoğu hastalık için etkili olabilir. Birinin veya diğerinin veya her ikisinin seçimi, hastanın ve klinisyenin tercihine ve ayrıca özel kaygı bozukluğuna bağlıdır.
Referanslar:
- Anksiyete Bozukluğu Ve Panik Atak: 18 Belirti Ve Tedavisi
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.
- National Institute of Mental Health (NIMH). (2020). Generalized Anxiety Disorder.
- Mayo Clinic. (2021). Panic attacks and panic disorder: Symptoms and causes.
- Kessler, R. C., et al. (2005). Lifetime prevalence and age-of-onset distributions of DSM-IV disorders in the National Comorbidity Survey Replication. Archives of General Psychiatry, 62(6), 593–602.
- Craske, M. G., et al. (2009). Cognitive-behavioral therapy for anxiety disorders. American Journal of Psychiatry, 166(7), 741–751.
- Clark, D. A., & Beck, A. T. (2011). Cognitive Therapy of Anxiety Disorders: Science and Practice. Guilford Press.
- Barlow, D. H. (2002). Anxiety and Its Disorders: The Nature and Treatment of Anxiety and Panic. Guilford Press.
- Bandelow, B., & Michaelis, S. (2015). Epidemiology of anxiety disorders in the 21st century. Dialogues in Clinical Neuroscience, 17(3), 327–335.
- Sadock, B. J., et al. (2017). Kaplan & Sadock’s Synopsis of Psychiatry: Behavioral Sciences/Clinical Psychiatry (11th ed.). Wolters Kluwer.
- Hofmann, S. G., et al. (2012). The efficacy of cognitive behavioral therapy: A review of meta-analyses. Cognitive Therapy and Research, 36(5), 427–440.
- Roy-Byrne, P. P., et al. (2006). Treatment of anxiety disorders in primary care: A meta-analysis of the effectiveness of interventions. Journal of Clinical Psychiatry, 67(12), 1873–1880.
- National Collaborating Centre for Mental Health (NCCMH). (2011). Generalized Anxiety Disorder in Adults: Management in Primary, Secondary and Community Care. National Institute for Health and Care Excellence (NICE).
- LeDoux, J. E. (2000). Emotion circuits in the brain. Annual Review of Neuroscience, 23(1), 155–184.
- Stein, M. B., & Sareen, J. (2015). Clinical practice: Generalized anxiety disorder. New England Journal of Medicine, 373(21), 2059–2068.
- McNally, R. J. (2002). Anxiety sensitivity and panic disorder. Biological Psychiatry, 52(10), 938–946.
- Spielberger, C. D. (1983). Manual for the State-Trait Anxiety Inventory (STAI). Consulting Psychologists Press.
- Wittchen, H. U., et al. (2011). The burden of anxiety and other mental disorders across the lifespan. European Neuropsychopharmacology, 21(12), 655–679.
- Clark, D. M. (1986). A cognitive approach to panic. Behaviour Research and Therapy, 24(4), 461–470.
- Chavira, D. A., et al. (2004). Comorbid psychiatric disorders in childhood anxiety disorders: Prevalence and implications. Journal of Clinical Psychiatry, 65(12), 1607–1616.
- Silverman, W. K., & Treffers, P. D. A. (2001). Anxiety Disorders in Children and Adolescents: Research, Assessment, and Intervention. Cambridge University Press.
- Grillon, C. (2008). Models and mechanisms of anxiety: Evidence from startle studies. Psychopharmacology, 199(3), 421–437.
- Hayward, C., et al. (2000). Anxiety sensitivity and panic attacks in adolescents. Journal of Abnormal Psychology, 109(1), 174–178.
- Nardi, A. E., et al. (2009). Panic disorder and serotonergic system: A review of recent findings. Progress in Neuro-Psychopharmacology and Biological Psychiatry, 33(4), 684–691.
- Marks, I. M. (1987). Fears, Phobias, and Rituals: Panic, Anxiety, and Their Disorders. Oxford University Press.
- Andrews, G., et al. (2010). Treatment of anxiety disorders: Clinician reviews and recommendations. Australian & New Zealand Journal of Psychiatry, 44(10), 964–974.
- Hofmann, S. G., & Smits, J. A. J. (2008). Cognitive-behavioral therapy for adult anxiety disorders: A meta-analysis of randomized placebo-controlled trials. Journal of Clinical Psychiatry, 69(4), 621–632.
- Rosen, J. B., & Schulkin, J. (1998). From normal fear to pathological anxiety. Psychological Review, 105(2), 325–350.
- Liebowitz, M. R. (1987). Social phobia. Modern Problems of Pharmacopsychiatry, 22, 141–173.
- Ehlers, A., & Breuer, P. (1992). Increased cardiac awareness in panic disorder. Journal of Abnormal Psychology, 101(3), 371–382.
- Hamilton, M. (1959). The assessment of anxiety states by rating. British Journal of Medical Psychology, 32(1), 50–55.
- Craske, M. G., & Barlow, D. H. (2008). Mastery of Your Anxiety and Panic: Workbook. Oxford University Press.
- Kendler, K. S., et al. (2003). The structure of genetic and environmental risk factors for common psychiatric and substance use disorders. Archives of General Psychiatry, 60(9), 929–937.
- Pollack, M. H., et al. (2001). Anxiety sensitivity and treatment outcome in panic disorder. American Journal of Psychiatry, 158(5), 788–792
- Beck, J. G., & Shipherd, J. C. (2001). Panic disorder and posttraumatic stress disorder: Comorbidity and comparison. Clinical Psychology Review, 21(4), 501–522.
- Asmundson, G. J. G., & Taylor, S. (2000). Anxiety sensitivity and its treatment. Psychological Bulletin, 127(4), 519–537.
- Zvolensky, M. J., & Bernstein, A. (2005). Panic disorder and smoking. Clinical Psychology: Science and Practice, 12(2), 144–164.
- Carter, R. M., et al. (2000). Functional neuroanatomy of anxiety: A neural circuitry perspective. NeuroImage, 29(4), 447–457.
- Otto, M. W., et al. (2001). Exercise for mood and anxiety disorders. Primary Care Companion to the Journal of Clinical Psychiatry, 3(2), 56–61
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/