Antifosfolipid Sendromu (APS)
Antifosfolipid Sendromu (APS), vücudun bağışıklık sisteminin kendi fosfolipidlere (hücre zarının önemli bileşenlerinden biri) karşı anormal antikorlar üretmesi sonucu gelişen, ciddi bir otoimmün hastalıktır. Bu sendrom, özellikle damar tıkanıklıklarına ve hamilelik komplikasyonlarına neden olur. APS, genellikle lupus gibi diğer otoimmün hastalıklarla birlikte görülür, ancak tek başına da ortaya çıkabilir. Bu hastalık, tromboz oluşumuna ve tekrarlayan gebelik kayıplarına yol açarak bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. APS’nin komplikasyonları arasında derin ven trombozu (DVT), akciğer embolisi, inme ve kalp krizi gibi ciddi sonuçlar yer almaktadır. Hastalığın yaygınlığı hakkında net bir bilgi olmamakla birlikte, dünya genelinde her yıl binlerce insan bu hastalık nedeniyle yaşamını yitirmekte veya uzun süreli sağlık sorunları yaşamaktadır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Antifosfolipid Sendromu (APS)
Antifosfolipid Sendromu ilk olarak 1980’lerde tanımlanmış olup, o zamandan beri bilim dünyasında önemli bir ilgi görmüştür. Hastalığın tanımlanması ve anlaşılması, ilerleyen tıbbi teknoloji ve araştırmalar sayesinde zamanla gelişmiştir. Ancak, hala hastalığın temel mekanizmaları ve nedenleri tam anlamıyla anlaşılamamıştır. Bu durum, APS’nin tanı ve tedavisinde bazı zorluklara neden olmaktadır. Sendromun en karmaşık yönlerinden biri, bireylerdeki klinik tablonun çeşitliliği ve hastalığın farklı formlarda ortaya çıkabilmesidir. Özellikle gebelik komplikasyonlarına yol açması ve genç bireylerde bile ciddi sağlık sorunlarına neden olması, APS’nin araştırılmasını daha da önemli hale getirmiştir.
APS’nin mekanizmasında yer alan otoimmün süreç, vücudun bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi hücrelerine saldırması ile tetiklenir. Bu sendromda, antifosfolipid antikorları (aPL), vücudun kendi fosfolipidlerine bağlanarak bir bağışıklık tepkisine neden olur. Normalde vücutta pıhtılaşmayı düzenleyen bu süreç, APS hastalarında anormal pıhtılaşmaya yol açar. Bu antikorlar, damar duvarlarına zarar vererek kan pıhtılarının oluşumunu tetikler ve bu pıhtılar ciddi sağlık komplikasyonlarına neden olabilir. Hamile kadınlarda plasentaya zarar vererek fetüsün kaybına yol açabilir. APS’nin bu tür komplikasyonları, bireylerin günlük yaşamlarını zorlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda sağlık sistemlerinde uzun vadeli bakım gereksinimlerine de yol açar.
APS’nin önemi ve karmaşıklığı nedeniyle, hastalığın doğru teşhisi ve tedavisi için multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Kardiyologlar, romatologlar, hematologlar ve jinekologlar gibi çeşitli uzmanlık alanlarındaki doktorlar bu hastalığın yönetiminde önemli rol oynamaktadır. Tedavi stratejileri, hastalığın tipine, hastanın genel sağlık durumuna ve APS’nin klinik belirtilerine göre belirlenir. Hastalığın erken teşhisi, uygun tedavi yöntemlerinin hızlı bir şekilde uygulanması açısından kritik öneme sahiptir. Bu makalede, Antifosfolipid Sendromu’nun ne olduğu, türleri, belirtileri, nedenleri, tanısı ve tedavisi üzerine detaylı bir inceleme yapacağız.
Antifosfolipid Sendromu Nedir?
Antifosfolipid Sendromu (APS), bağışıklık sisteminin fosfolipid adı verilen yağ moleküllerine saldırdığı bir otoimmün bozukluktur. Fosfolipidler, hücre zarlarının temel bileşenlerinden biridir ve normalde bağışıklık sistemi tarafından “kendi” olarak tanınırlar. Ancak APS’de bağışıklık sistemi bu moleküllere karşı antikorlar üretir. Bu antikorlar, antifosfolipid antikorları (aPL) olarak adlandırılır ve tromboz (kan pıhtılaşması) riskini artırır. Bu antikorlar ayrıca, hamilelik sırasında plasentaya zarar vererek tekrarlayan düşükler, erken doğumlar ve diğer hamilelik komplikasyonlarına yol açabilir.
APS’nin en belirgin özelliği, anormal pıhtılaşma eğilimidir. Bu durum, arterlerde ve venlerde kan pıhtılarının oluşmasına neden olabilir. Arteriyel pıhtılar kalp krizine, inmeye veya organ hasarına neden olabilirken, venöz pıhtılar derin ven trombozu veya pulmoner emboliye yol açabilir. APS ayrıca, hamilelikte yaşanan komplikasyonlar, düşükler ve preeklampsi gibi durumlarla da ilişkilendirilmiştir. Bu komplikasyonlar, APS’nin özellikle kadınlarda üreme sağlığını etkileyen önemli bir hastalık olduğunu gösterir.
Antifosfolipid Sendromu Türleri
Antifosfolipid Sendromu iki ana formda görülür: Primer APS ve Sekonder APS.
- Primer APS: Bu form, başka bir bağışıklık sistemi hastalığı olmaksızın ortaya çıkar. Yani hastalar yalnızca APS ile ilişkilendirilen belirtileri gösterir ve başka bir otoimmün bozukluk tespit edilmez. Primer APS, genellikle genç ve orta yaşlı erişkinlerde görülür ve birçok hasta sağlıklı bir yaşam sürebilir.
- Sekonder APS: Bu form, sistemik lupus eritematozus (SLE) gibi başka bir otoimmün hastalıkla ilişkilidir. Sekonder APS, lupus gibi hastalıkları olan bireylerde gelişir ve bu hastalarda pıhtılaşma riski daha yüksektir. Bu form, tedavi edilmediğinde daha ciddi sonuçlara yol açabilir.
APS ayrıca klinik olarak Katastrofik Antifosfolipid Sendromu (CAPS) adı verilen nadir bir formda da ortaya çıkabilir. CAPS, birçok organ sisteminde hızlı ve yaygın pıhtılaşmaya neden olan, hayatı tehdit eden bir durumdur. Bu form, APS’nin en ciddi komplikasyonlarından biri olarak kabul edilir ve acil tıbbi müdahale gerektirir.
Antifosfolipid Sendromu Belirtileri
Antifosfolipid Sendromu’nun belirtileri, hastanın yaşına, cinsiyetine, hastalığın formuna ve pıhtıların bulunduğu yere göre değişebilir.
APS’nin en yaygın belirtileri şunlardır:
- Derin Ven Trombozu (DVT): Bacaklarda ağrı, şişlik ve kızarıklıkla kendini gösterir. Tedavi edilmezse akciğerlere kan pıhtısının atmasına neden olabilir (pulmoner emboli).
- Pulmoner Emboli: Nefes darlığı, göğüs ağrısı, hızlı nefes alma ve kalp çarpıntısı gibi belirtilerle kendini gösterir.
- İnme: Beyin damarlarında pıhtılaşma nedeniyle inme riski artar. Bu durum, ani konuşma bozukluğu, vücut yarısında güçsüzlük veya felç gibi belirtilerle ortaya çıkabilir.
- Kalp Krizi: Koroner arterlerde pıhtı oluşumu nedeniyle kalp krizi riski artar.
- Gebelik Komplikasyonları: Tekrarlayan düşükler, preeklampsi, erken doğum ve ölü doğum gibi hamilelik komplikasyonları APS’nin önemli belirtilerindendir.
- Trombositopeni: Kan trombositlerinin düşük seviyeleri nedeniyle ciltte kolay morarma, burun ve diş eti kanamaları gibi belirtiler görülebilir.
Antifosfolipid Sendromu Nedenleri
APS’nin kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak bazı faktörlerin hastalığın gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. APS, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi dokularına saldırmasına neden olan otoimmün bir hastalık olarak sınıflandırılmaktadır. Genetik yatkınlık, APS gelişiminde önemli bir faktör olarak kabul edilir. Bazı genetik faktörlerin, vücudun fosfolipid antikorları üretme eğilimini artırdığı düşünülmektedir.
APS ayrıca bazı enfeksiyonlar, belirli ilaçlar ve çevresel faktörler tarafından da tetiklenebilir. Özellikle sifiliz, hepatit C ve HIV gibi enfeksiyonların APS gelişimine katkıda bulunabileceği düşünülmektedir. Ek olarak, lupus gibi başka bir otoimmün hastalığı olan bireylerde APS gelişme riski daha yüksektir. APS’nin genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülse de, hastalığın tam mekanizması henüz tam olarak anlaşılmamıştır.
Risk Faktörleri
Antifosfolipid sendromu kadınlarda erkeklere göre daha yaygındır. Lupus gibi başka bir otoimmün duruma sahip olmak antifosfolipid sendromu riskini artırır. Antifosfolipid sendromuyla ilişkili antikorlara belirti veya semptom geliştirmeden sahip olmak mümkündür.
Ancak bu antikorlara sahip olmak, özellikle aşağıdaki durumlarda kan pıhtılaşması riskini artırır:
- Hamile kalmak
- Yatak istirahati veya uzun bir uçuş sırasında oturmak gibi bir süre hareketsiz kalanlar
- Ameliyat olmak
- Sigara içmek
- Menopoz için oral kontraseptif veya östrojen tedavisi alın
- Yüksek kolesterol ve trigliserit düzeylerine sahip olmak
Komplikasyonlar
Antifosfolipid sendromunun komplikasyonları şunları içerebilir:
- Böbrek yetmezliği. Bu, böbreklerinize kan akışının azalmasından kaynaklanabilir.
- Felç. Beyninizin bir kısmına kan akışının azalması felce neden olabilir ve bu da kısmi felç ve konuşma kaybı gibi kalıcı nörolojik hasara neden olabilir.
- Kardiyovasküler problemler. Bacağınızdaki bir kan pıhtısı, kanın kalbe akmasını sağlayan damarlardaki kapakçıklara zarar verebilir. Bu, alt bacaklarınızda kronik şişlik ve renk değişikliği ile sonuçlanabilir. Bir diğer olası komplikasyon ise kalp hasarıdır.
- Akciğer sorunları. Bunlar akciğerlerinizdeki yüksek tansiyonu ve pulmoner emboliyi içerebilir.
- Hamilelik komplikasyonları. Bunlar arasında düşükler, ölü doğumlar, erken doğum, yavaş fetal büyüme ve hamilelik sırasında tehlikeli derecede yüksek tansiyon (preeklampsi) yer alabilir.
Nadiren ciddi vakalarda antifosfolipid sendromu kısa sürede çoklu organ hasarına yol açabilir.
Antifosfolipid Sendromu Tanısı
Antifosfolipid Sendromu tanısı koymak için klinik belirtilerin yanı sıra laboratuvar testleri de gereklidir. APS tanısı genellikle tekrarlayan tromboz vakaları veya hamilelik komplikasyonları yaşayan bireylerde düşünülür. Tanı sürecinde, antifosfolipid antikorlarının (aPL) varlığını tespit etmek için çeşitli kan testleri yapılır. En yaygın kullanılan testler şunlardır:
- Lupus Antikoagülan Testi: Kanın pıhtılaşma sürecinde lupus antikoagülanlarının varlığını araştırır.
- Antikardiolipin Antikoru Testi: Bu test, kardiolipin adı verilen bir fosfolipide karşı üretilen antikorları tespit eder.
- Beta-2 Glikoprotein I Antikoru Testi: Bu test, APS’de yaygın olarak bulunan başka bir antikoru tespit etmek için kullanılır.
APS tanısı koymak için bu testlerin sonuçlarının en az iki kez pozitif çıkması gerekmektedir. Bu testler genellikle 12 haftalık bir süre zarfında tekrarlanır.
Antifosfolipid Sendromu Tedavisi
Antifosfolipid Sendromu tedavisi, hastalığın türüne ve belirtilerine göre değişiklik gösterebilir. APS tedavisinde temel amaç, kan pıhtılarının oluşmasını engellemek ve tekrarlayan tromboz riskini azaltmaktır.
APS tedavisinde yaygın olarak kullanılan ilaçlar şunlardır:
- Antikoagülanlar (Kan Sulandırıcılar): Warfarin ve heparin gibi antikoagülanlar, pıhtılaşmayı önlemek için en yaygın kullanılan ilaçlardır.
- Aspirin: Düşük dozda aspirin, özellikle hamile kadınlarda tromboz riskini azaltmak için önerilir.
- Bağışıklık Baskılayıcı İlaçlar: Kortikosteroidler ve immünosupresif ilaçlar, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini azaltmak için kullanılabilir.
Gebelik döneminde APS olan kadınlar için tedavi stratejileri daha dikkatli bir şekilde planlanır. Heparin ve aspirin tedavisi, gebelik sırasında en yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir çünkü bu ilaçlar plasentaya zarar vermeden pıhtılaşmayı önleyebilir. Tedavi sürecinde, doktorlar hastaları yakından izler ve trombozun erken belirtilerini saptamak için düzenli olarak testler yaparlar.
Kendi Kendine Bakım
Antifosfolipid sendromu tedavi planınıza bağlı olarak sağlığınızı korumak için atabileceğiniz başka adımlar da vardır. Kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsanız, kendinize zarar vermemek ve kanamayı önlemek için daha dikkatli olun.
- Morarmaya, yaralanmaya veya düşmenize neden olabilecek temas sporlarından veya diğer faaliyetlerden kaçının.
- Yumuşak bir diş fırçası ve mumlu diş ipi kullanın.
- Elektrikli tıraş makinesiyle tıraş olun.
- Bıçak, makas ve diğer keskin aletleri kullanırken ekstra dikkatli olun.
- Kadınlar doğum kontrolü veya menopoz için östrojen tedavisi kullanmaktan kaçınmalıdır.
Gıda ve Besin Takviyeleri
Bazı gıdalar ve ilaçlar kan sulandırıcı ilaçlarınızın ne kadar iyi çalıştığını etkileyebilir. Sağlık uzmanınızdan aşağıdaki konularda rehberlik isteyin:
- Güvenli diyet seçenekleri. K vitamini varfarinin etkinliğini azaltabilir ancak diğer kan sulandırıcı ilaçların etkisini azaltamaz. Avokado, brokoli, Brüksel lahanası, lahana, yeşil yapraklı sebzeler ve garbanzo fasulyesi gibi K vitamini açısından zengin gıdaları büyük miktarlarda yemekten kaçınmanız gerekebilir. Alkol warfarinin kan sulandırıcı etkisini artırabilir. Alkolü sınırlamanız veya alkolden kaçınmanız gerekip gerekmediğini doktorunuza sorun.
- Güvenli ilaçlar ve diyet takviyeleri. Bazı ilaçlar, vitaminler ve bitkisel ürünler warfarin ile tehlikeli bir şekilde etkileşime girebilir. Bunlara bazı ağrı kesiciler, soğuk algınlığı ilaçları, mide ilaçları veya multivitaminlerin yanı sıra sarımsak, ginkgo ve yeşil çay dahildir.
Sonuç
Antifosfolipid Sendromu, ciddi sağlık komplikasyonlarına yol açabilen karmaşık bir otoimmün hastalıktır. Kan pıhtıları ve hamilelik sorunları APS’nin en belirgin belirtileridir ve bu durumlar bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. APS’nin tanı ve tedavisinde erken teşhis hayati önem taşır. Antikoagülan tedavisi, kan pıhtılarının önlenmesinde etkili bir yöntem olsa da, tedavi süreci bireylerin yaşam boyu takibini gerektirebilir. APS hakkında daha fazla araştırma yapılması, hastalığın altında yatan nedenlerin anlaşılmasına ve daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.
Referanslar:
- Antifosfolipid Sendromu (APS)
- Hughes GRV, Khamashta MA. Antiphospholipid syndrome: A review. Lancet. 2003.
- Miyakis S, Lockshin MD, Atsumi T, et al. International consensus statement on an update of the classification criteria for definite antiphospholipid syndrome. Journal of Thrombosis and Haemostasis. 2006.
- Asherson RA. The catastrophic antiphospholipid syndrome. Journal of Rheumatology. 2008.
- Levine SR, Brey RL, Tilley BC, et al. Antiphospholipid antibodies and subsequent thrombo-occlusive events in patients with ischemic stroke. Journal of the American Medical Association. 2004.
- Merrill JT, Erkan D, Yazici Y. Lupus and the antiphospholipid syndrome. The Lancet Rheumatology. 2009.
- Ruiz-Irastorza G, Crowther M, Branch W, et al. Antiphospholipid syndrome. Lancet. 2010.
- Zoghlami C, Bourra B, Ameur AB. Management of antiphospholipid syndrome. Current Opinion in Rheumatology. 2020.
- Tektonidou MG, Andreoli L, Limper M, et al. Management of thrombotic and obstetric antiphospholipid syndrome. Rheumatology. 2019.
- Alijotas-Reig J, Esteve-Valverde E, Ferrer-Oliveras R, et al. The European registry on obstetric antiphospholipid syndrome. Annals of the Rheumatic Diseases. 2018.
- Cervera R, Piette JC, Font J, et al. Antiphospholipid syndrome: Clinical and immunologic manifestations and patterns of disease expression in a cohort of 1000 patients. Arthritis and Rheumatism. 2002.
- Branch DW, Silver RM. Obstetric antiphospholipid syndrome: Mechanisms of pregnancy loss. Seminars in Perinatology. 2017.
- Lim W. Antiphospholipid syndrome. Hematology: American Society of Hematology Education Program. 2013.
- Pengo V, Ruffatti A, Legnani C, et al. Incidence of a first thromboembolic event in asymptomatic carriers of high-risk antiphospholipid antibody profile. Journal of Thrombosis and Haemostasis. 2011.
- de Groot PG, Urbanus RT. The significance of autoantibodies against β2-glycoprotein I. Blood. 2012.
- Knight JS, Somers EC. Antiphospholipid syndrome: Advances in diagnosis and management. BMJ. 2019.
- Schreiber K, Sciascia S, de Groot PG, et al. Antiphospholipid syndrome. Nature Reviews Disease Primers. 2018.
- Zuily S, Cohen H, Isenberg D, et al. Use of direct oral anticoagulants in patients with antiphospholipid syndrome. The Lancet Rheumatology. 2020.
- Garcia D, Erkan D. Diagnosis and Management of the Antiphospholipid Syndrome. New England Journal of Medicine. 2018
- https://www.nhlbi.nih.gov/health/antiphospholipid-syndrome
- https://www.nhs.uk/conditions/antiphospholipid-syndrome/
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK430980/
- https://emedicine.medscape.com/article/333221-overview