Apert Sendromu Nedir? 9 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi

100 / 100

Apert Sendromu, insan genetiği ve nadir görülen doğumsal bozukluklar arasında önemli bir yere sahip olan bir durumdur. Bu sendrom, kafatası, yüz ve el gibi vücut bölümlerinde şekil bozuklukları ile karakterize edilir. Genetik bir mutasyon sonucunda ortaya çıkar ve bireylerin yaşamını önemli ölçüde etkileyen fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlarına neden olabilir. Nadir görülmesi nedeniyle, Apert Sendromu hakkında bilgi edinmek ve bu durumun anlaşılması, hastalar ve aileleri için büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca, tıp uzmanları ve araştırmacılar açısından da bu sendromun anlaşılması, tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ve hastaların yaşam kalitesinin artırılması için gereklidir. Bu makalede, Apert Sendromu’nun kökeni, belirtileri, tedavi seçenekleri ve yaşam üzerindeki etkileri ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.

Apert Sendromu Nedir? 9 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi

Apert Sendromu, öncelikle “kraniosinostoz” adı verilen bir durumla ilişkilidir. Kraniosinostoz, bebeğin kafatası kemiklerinin erken kapanmasıyla sonuçlanır ve bu da beynin büyümesini engelleyebilir. Bu duruma sahip bebekler, tipik olarak farklı yüz özelliklerine sahip olurlar ve bazen zeka geriliği de gözlemlenebilir. Sendromun en yaygın belirtileri arasında el ve ayak parmaklarının birleşmesi (sindaktili) yer alır. Genellikle el ve ayak parmaklarının birbirine yapışık olduğu bu durum, sendromun en dikkat çekici belirtilerinden biridir. Ayrıca, Apert Sendromu’nun şiddeti, her bireyde farklılık gösterebilir, bu da her vakanın benzersiz olduğunu gösterir.

Sendromun nedenleri genetik mutasyonlarla bağlantılıdır. Özellikle FGFR2 (fibroblast büyüme faktörü reseptör 2) genindeki mutasyonlar, Apert Sendromu’nun gelişmesine yol açar. Bu gen, hücre büyümesi ve farklılaşması gibi önemli biyolojik süreçleri düzenler. Mutasyonlar, bu sürecin anormal bir şekilde işlemesine neden olur ve sonuç olarak, kemik yapısının ve diğer dokuların gelişimi etkilenir. Yapılan araştırmalar, bu genetik mutasyonun çoğunlukla rastgele ortaya çıktığını ve ebeveynlerden kalıtım yoluyla geçmediğini göstermektedir. Ancak, bu genetik bozukluğa sahip bireylerin çocuklarında aynı sendromun görülme olasılığı yüksektir.

Apert Sendromu’nun tedavisi karmaşık ve uzun süreli bir süreçtir. Tedavi sürecinde cerrahi müdahaleler genellikle kaçınılmazdır. Kafatasının gelişimini desteklemek ve sindaktiliyi düzeltmek için cerrahi müdahaleler yapılabilir. Bu operasyonlar, hastaların yaşam kalitesini artırmaya ve fiziksel görünümde iyileşmeler sağlamaya yönelik önemli adımlardır. Bununla birlikte, tedavi süreci sadece cerrahi müdahalelerle sınırlı değildir. Fizik tedavi, ergoterapi ve diğer destekleyici terapiler de bireylerin günlük yaşam becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Erken teşhis ve tedavi, bu sendroma sahip bireylerin yaşam kalitesini artırma potansiyeline sahiptir.

Apert Sendromu Nedir? 9 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi

Apert Sendromu Nedir?

Apert sendromu, genetik bir bozukluk olarak doğuştan gelen bir hastalıktır ve başlıca kafatası ve yüz kemiklerinin anormal bir şekilde gelişmesiyle karakterizedir. Bu sendrom, genellikle FGFR2 (Fibroblast Büyüme Faktörü Reseptörü 2) genindeki mutasyonlardan kaynaklanır. Normalde bu gen, kemik gelişimini ve hücre büyümesini düzenleyen önemli bir role sahiptir. Ancak, mutasyona uğradığında, kemiklerin erken dönemde kaynaşmasına neden olur. Özellikle kafatası kemiklerinin normalden önce kaynaşması durumu olan kraniosinostoz, Apert sendromunun en belirgin özelliklerinden biridir. Bu durum, kafatasında deformasyonlara ve beynin büyümesi için yeterli alanın olmamasına yol açabilir. Aynı zamanda, yüz kemiklerinin gelişimindeki anomaliler, estetik görünümün yanı sıra solunum, konuşma ve beslenme gibi temel fonksiyonları da etkileyebilir.

Sendromun diğer belirgin bir özelliği, el ve ayak parmaklarının yapışık olmasıdır (sindaktili). El ve ayak parmakları genellikle kemiksel yapışıklıklar içerir ve bu durum, bireyin günlük yaşamında ciddi fonksiyonel kısıtlamalara neden olabilir. Bununla birlikte, Apert sendromu sadece fiziksel görünümü değil, aynı zamanda organların gelişimini ve işlevselliğini de etkileyebilir. Örneğin, kalp, böbrek veya merkezi sinir sisteminde anomalilere rastlanabilir. Bu komplikasyonlar, bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebileceği gibi, çeşitli tedavi ve müdahale gerekliliklerini de beraberinde getirir. Sendromun görülme sıklığı oldukça nadir olup, her 65.000 ila 88.000 doğumda bir rastlanır.

Apert sendromunun tanısı genellikle doğumdan hemen sonra fiziksel muayene ve radyolojik görüntüleme yöntemleriyle konulur. İleri genetik testler, FGFR2 mutasyonunun doğrulanmasını sağlayarak kesin tanıya ulaşılmasını mümkün kılar. Bununla birlikte, bu sendromun seyrinde bireyden bireye farklılık gösteren bir tablo görülebilir. Hafif vakalarda estetik ve fonksiyonel problemler minimal olabilirken, daha ağır vakalarda birçok cerrahi müdahale ve rehabilitasyon süreci gerekebilir. Tedavi genellikle multidisipliner bir yaklaşımı içerir ve plastik cerrahi, ortodonti, genetik danışmanlık gibi uzmanlık alanlarını kapsar. Erken tanı ve uygun tedavi ile bireylerin yaşam kalitesi önemli ölçüde iyileştirilebilir. Bu nedenle, Apert sendromu hakkında farkındalığın artırılması, hem aileler hem de sağlık profesyonelleri için büyük önem taşır.

Apert Sendromunun Genetik Kökeni

Apert Sendromu, genetik bir bozukluk olarak FGFR2 (fibroblast büyüme faktörü reseptör 2) geninde meydana gelen mutasyonlardan kaynaklanır. FGFR2 geni, hücre büyümesi ve doku gelişimi için kritik bir rol oynar. Bu mutasyonlar, hücrelerin normalden daha hızlı çoğalmasına ve olgunlaşmasına neden olur, bu da kemiklerin ve dokuların anormal bir şekilde gelişmesine yol açar. Apert Sendromu, otozomal dominant kalıtım düzeniyle geçebilir; bu da, hastalığın bir ebeveynden çocuğa geçmesi için yalnızca bir mutasyona uğramış genin yeterli olduğu anlamına gelir.

1. Spontan Mutasyonlar

Çoğu Apert Sendromu vakası, spontane mutasyonlar olarak adlandırılan rastgele genetik değişikliklerden kaynaklanır. Bu vakalarda, ebeveynlerden hiçbirinde sendrom bulunmaz, ancak sperm veya yumurta hücrelerinde meydana gelen bir mutasyon çocuğun Apert Sendromu ile doğmasına neden olabilir. Özellikle baba yaşı ilerledikçe, spontan mutasyon olasılığı artar.

2. Kalıtsal Vakalar

Apert Sendromu nadiren kalıtsal olabilir. Ebeveynlerden biri FGFR2 geninde mutasyon taşıyorsa, sendromu çocuklarına aktarma riski yüzde 50’dir. Bu nedenle, Apert Sendromu olan bireyler çocuk sahibi olmayı düşündüklerinde genetik danışmanlık almaları önerilir. Kalıtsal vakalar genellikle sendromun hafif formlarıyla ilişkilidir.

Apert Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Apert Sendromu, genetik bir bozukluk olup, başta kafatası ve yüz kemiklerinin anormal gelişimi olmak üzere birçok fizyolojik ve yapısal belirtiye yol açar. Bu belirtiler genellikle doğumdan hemen sonra gözlemlenebilir ve zamanla daha belirgin hale gelir. İşte Apert Sendromu’na özgü belirtiler:

1. Kraniosinostoz (Kafatası Şekil Bozuklukları)

Kraniosinostoz, kafatasındaki kemiklerin doğumdan önce erken kapanmasıdır. Bu durum şu belirtileri içerir:

  • Kafatası Şeklinin Değişimi: Özellikle brachycephaly (düz arka kafatası) ve yüksek kubbeli bir baş yapısı oluşabilir.
  • Kafatası Basıncının Artması: Erken kapanan dikişler (suturalar) nedeniyle beyin üzerinde basınç artışı yaşanabilir. Bu durum baş ağrısı ve görme bozukluklarına yol açabilir.

2. Yüz ve Çene Anomalileri

Apert Sendromu’nda yüz bölgesi kemiklerinin anormal gelişimi şu şekildedir:

  • Orta Yüz Hipoplazisi: Orta yüz bölgesi yeterince gelişmediği için yassı bir görünüm oluşur.
  • Çıkık Gözler (Proptozis): Göz çukurlarının sığ olması nedeniyle gözler dışarı çıkık görünebilir.
  • Damak Bozuklukları: Yarık damak gibi anomaliler görülebilir.
  • Alt Çene Gelişim Bozukluğu (Mandibular Retrognati): Alt çenenin geride kalması, çiğneme ve konuşma sorunlarına yol açabilir.

3. El ve Ayak Anomalileri (Sindaktili)

Apert Sendromu’nun en belirgin özelliklerinden biri el ve ayak parmaklarının yapışık olmasıdır (sindaktili):

  • Tam veya Kısmi Yapışıklık: Parmakların tam ya da kısmi olarak birbirine yapışık olması.
  • Kemik Deformasyonları: Parmak kemiklerinde şekil bozuklukları olabilir.
  • Hareket Kısıtlılığı: Bu yapışıklıklar, günlük aktivitelerde zorluklara yol açabilir.

4. Duyusal Bozukluklar

Apert Sendromu’na sahip bireylerde duyusal işlevlerde çeşitli anormallikler gözlenebilir:

  • İşitme Sorunları: Orta kulak gelişimindeki anormallikler nedeniyle işitme kaybı yaşanabilir.
  • Görme Sorunları: Göz hareketleri kısıtlı olabilir ve strabismus (şaşılık) gibi durumlar görülebilir.

5. Diş Problemleri

Apert Sendromu’nda dişlerin konumlanışı ve sayısında bozukluklar sıkça görülür:

  • Maloklüzyon: Üst ve alt dişlerin birbirine tam oturmaması.
  • Gömülü Dişler: Dişlerin çıkışında gecikme ya da gömülü kalma.
  • Çürük ve Periodontal Hastalıklar: Ağız yapısındaki bozukluklar, ağız hijyenini zorlaştırabilir.

6. Solunum ve Uyku Problemleri

Orta yüz hipoplazisi ve dar burun pasajı gibi anomaliler nedeniyle solunum güçlükleri sıkça yaşanır:

  • Apne: Uyku sırasında solunum durması.
  • Sık Solunum Yolu Enfeksiyonları: Burun ve ağız yapılarındaki daralma nedeniyle enfeksiyon riski artar.

7. Zihinsel ve Motor Gelişim Sorunları

Bazı Apert Sendromu vakalarında nörogelişimsel gecikmeler gözlemlenir:

  • Hafif ila Orta Dereceli Zihinsel Gerilik: Bazı bireylerde öğrenme güçlükleri olabilir.
  • Motor Becerilerde Gecikme: El ve ayak anomalileri nedeniyle ince motor becerilerde kısıtlılık.

8. Cilt ve Saç Problemleri

Apert Sendromu’nda cilt ve saç ile ilgili bazı belirtiler de görülebilir:

  • Aşırı Terleme (Hiperhidroz): Avuç içi ve ayak tabanlarında aşırı terleme sıkça rastlanan bir durumdur.
  • Kalın Cilt: Ellerde ve ayaklarda cilt daha kalın ve sert olabilir.

9. Kalp ve Diğer Organ Anomalileri

Bazı vakalarda Apert Sendromu, doğumsal kalp defektleri veya diğer organlarda gelişim bozukluklarıyla ilişkilendirilebilir.

Bu belirtiler, hastadan hastaya farklılık gösterebilir ve belirtilerin şiddeti değişebilir. Bu nedenle, Apert Sendromu teşhisi koyulan bireylerin multidisipliner bir ekip tarafından takip edilmesi son derece önemlidir. Tedavi genellikle semptomları yönetmeye yönelik cerrahi müdahaleleri, fizik tedavi ve rehabilitasyonu içerir.

Apert Sendromu Tanısı Nasıl Konulur?

Apert sendromunun tanısı, genetik bir hastalık olması nedeniyle genellikle klinik belirtiler ve genetik testler yardımıyla konulur. Tanı süreci, fiziksel muayene, görüntüleme yöntemleri ve moleküler genetik analizlerden oluşan çok yönlü bir yaklaşımla gerçekleştirilir.

1. Klinik Bulguların Değerlendirilmesi

Apert sendromu tanısında ilk adım, hastanın klinik özelliklerinin dikkatlice incelenmesidir. Sendromun başlıca belirtileri şunlardır:

  • Kraniyosinostoz: Kafatası kemiklerinin erken kaynaması sonucu anormal kafa şekli (örneğin, brakiyosefali).
  • Sindaktili: Eller ve ayak parmaklarının birleşik olması. Genellikle 2. ile 4. parmaklar arasında görülen tam sindaktili karakteristiktir.
  • Yüzdeki Tipik Dismorfik Özellikler: Orta yüz hipoplazisi, hipertelorizm (gözlerin birbirinden uzak olması), basık burun kökü gibi yüz özellikleri.

Bu klinik bulguların varlığı, Apert sendromundan şüphelenilmesine yol açar ve daha ileri testlerin yapılmasını gerektirir.

2. Görüntüleme Yöntemleri

Apert sendromunun teşhisine yardımcı olmak için ileri görüntüleme yöntemleri kullanılır:

  • Röntgen ve Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kraniyosinostozun derecesini ve kafatasındaki kemik anomalilerini değerlendirmek için tercih edilir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Beyin yapılarının ve kraniyosinostoz nedeniyle gelişebilecek intrakraniyal basınç artışının incelenmesinde kullanılır.
  • El ve Ayak Görüntülemeleri: Sindaktilinin derecesini belirlemek ve cerrahi planlama için önemlidir.

3. Genetik Testler

Kesin tanı koymak için genetik testler kritik öneme sahiptir. Apert sendromu, fibroblast büyüme faktörü reseptörü 2 (FGFR2) genindeki mutasyonlardan kaynaklanır. Özellikle Ser252Trp ve Pro253Arg mutasyonları, vakaların çoğundan sorumludur.

  • DNA Analizi: Kan örneğinden elde edilen DNA üzerinde FGFR2 gen mutasyonlarının incelenmesi, kesin tanıyı sağlar.
  • Prenatal Tanı: Ailede Apert sendromu öyküsü olan bireylerde, gebelik sırasında yapılan amniyosentez veya koryon villus örneklemesiyle (CVS) FGFR2 mutasyonlarının analizi yapılabilir.

4. Ayırıcı Tanı

Apert sendromu, diğer kraniyosinostoz sendromlarıyla benzer klinik özellikler gösterebilir. Bu nedenle, Crouzon sendromu, Pfeiffer sendromu gibi diğer genetik sendromlardan ayırt edilmesi önemlidir. Genetik testler ve detaylı klinik inceleme bu ayrımı yapmak için esastır.

5. Multidisipliner Yaklaşım

Tanı koyma süreci, genetik uzmanları, pediatristler, ortopedistler, kraniyofasiyal cerrahlar ve radyologlardan oluşan bir ekip tarafından yürütülmelidir. Bu multidisipliner yaklaşım, tanının doğruluğunu artırır ve hastanın bireysel ihtiyaçlarına yönelik bir tedavi planı oluşturulmasını sağlar.

Apert Sendromu Nedir? 9 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi

Apert Sendromu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Apert sendromu, genetik bir bozukluk olarak tanımlanır ve çoğunlukla erken yaşta teşhis edilir. Tedavi süreci multidisipliner bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Bu sendromun tedavisi, bireyin yaşadığı fiziksel ve fonksiyonel semptomlara göre özelleştirilir. Tedavi planları genellikle cerrahi müdahaleleri, fiziksel rehabilitasyonu ve gerektiğinde psikososyal destekleri içerir.

1. Cerrahi Müdahaleler

Apert sendromunda görülen kemikleşme sorunları ve kraniyofasiyal anomaliler nedeniyle cerrahi tedavi sıklıkla gereklidir. Cerrahi işlemler, bireyin yaşam kalitesini artırmak, estetik görünümü iyileştirmek ve fonksiyonel bozuklukları düzeltmek amacıyla uygulanır. Başlıca cerrahi müdahaleler şunlardır:

  • Kraniyofasiyal Cerrahi: Apert sendromlu bireylerde kafatası kemiklerinin erken kaynaşması (kraniyosinostoz) görülebilir. Bu durum beyin gelişimini engelleyebilir ve kafa şekil bozukluğuna neden olabilir. Kraniyofasiyal cerrahi, kafa kemiklerinin ayrılması ve şekillendirilmesi amacıyla gerçekleştirilir.
  • Ortopedik Cerrahiler: El ve ayak parmaklarının kaynaşmasını (sindaktili) düzeltmek için ortopedik cerrahiler yapılır. Bu ameliyatlar, bireyin el ve ayak fonksiyonlarını geri kazanmasını hedefler.
  • Ortognatik Cerrahi: Çene ve yüz yapısındaki bozukluklar için ortognatik cerrahiler uygulanabilir. Bu ameliyatlar, çiğneme, konuşma ve nefes alma gibi temel fonksiyonları iyileştirir.
  • Kulak, Burun ve Boğaz Cerrahileri: Solunum problemlerini azaltmak ve orta kulak sorunlarını çözmek için gereken cerrahiler de tedavi planının bir parçası olabilir.

2. Rehabilitasyon ve Terapi

Cerrahi müdahalelerin ardından bireylerin fiziksel ve sosyal fonksiyonlarını artırmak için çeşitli terapi yöntemleri uygulanır:

  • Fiziksel Terapi: Özellikle el ve ayak fonksiyonlarının geliştirilmesi için fiziksel terapi önemli bir rol oynar. Cerrahi müdahaleler sonrasında hareket kabiliyetinin geri kazanılması hedeflenir.
  • Konuşma Terapisi: Apert sendromlu bireylerde konuşma ve dil gelişiminde zorluklar yaşanabilir. Konuşma terapisi, bireyin iletişim becerilerini geliştirmeye odaklanır.
  • Psikolojik Destek: Fiziksel görünümle ilgili zorluklar ve sosyal uyum problemleri, psikolojik destek gerektirebilir. Hem birey hem de ailesi için psikososyal destek sağlanması önemlidir.

3. Ortodontik Tedaviler

Çene ve diş yapısındaki bozukluklar nedeniyle ortodontik tedaviye sıkça ihtiyaç duyulur. Bu tedaviler, dişlerin hizalanmasını ve çene yapısının düzeltilmesini amaçlar. Genellikle uzun soluklu bir tedavi sürecini kapsar ve bireyin gelişim evrelerine göre planlanır.

4. Solunum Problemlerinin Yönetimi

Apert sendromu olan bireylerde sıkça görülen solunum zorlukları için bir dizi müdahale gerekebilir:

  • CPAP Cihazları: Uyku apnesi durumlarında, pozitif hava yolu basıncı (CPAP) cihazları kullanılabilir.
  • Adenotonsillektomi: Solunum yollarını açmak amacıyla bademcik ve geniz eti ameliyatı uygulanabilir.

5. Genetik Danışmanlık

Apert sendromunun genetik bir bozukluk olması nedeniyle genetik danışmanlık hizmetleri, ailelere hastalığın doğası, tekrarlama riski ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi sunar. Bu danışmanlık, ailelerin gelecekteki planlamalarına rehberlik eder.

6. Yaşam Kalitesini Artırmaya Yönelik Destekler

Tedavi sürecinin bir diğer önemli unsuru, bireyin yaşam kalitesini artırmaya yönelik desteklerin sağlanmasıdır. Sosyal hizmet uzmanları, eğitim kurumları ve özel eğitim programları bu süreçte önemli bir rol oynar. Özellikle çocukluk döneminde sağlanan bu destekler, bireyin sosyal hayata daha kolay uyum sağlamasını sağlar.

7. Uzun Vadeli Takip ve Kontroller

Apert sendromu yaşam boyu süren bir durumdur. Bu nedenle, multidisipliner bir ekip tarafından düzenli takip gereklidir. Cerrahi müdahalelerin etkinliği, gelişimsel süreçler ve bireyin genel sağlık durumu düzenli olarak izlenir.

Tedavi sürecinin kişiye özel planlanması ve erken müdahale, Apert sendromlu bireylerin yaşam kalitesini büyük ölçüde iyileştirir. Modern tıp teknolojileri ve multidisipliner yaklaşımlar sayesinde, bu bireylerin sosyal ve fiziksel yaşamlarına uyum sağlamaları mümkün hale gelmiştir.

Sonuç

Apert Sendromu, nadir görülen ancak etkileri bakımından oldukça karmaşık bir genetik bozukluktur. Kafatası, yüz ve el deformiteleri ile karakterize olan bu sendrom, bireylerin yaşamını hem fiziksel hem de duygusal olarak etkileyebilir. Ancak doğru tedavi yöntemleri ve erken müdahalelerle, bu sendromdan etkilenen bireyler daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olabilirler. Genetik danışmanlık, multidisipliner tedavi yaklaşımları ve aile desteği, bu süreçte önemli rol oynar. Her bireyin durumuna özgü tedavi planlarının geliştirilmesi, Apert Sendromu’na sahip bireylerin en iyi sonuçları elde etmelerini sağlar.

Referanslar:

  1. Apert Sendromu Nedir? 9 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
  2. Cohen, M. M., & Kreiborg, S. (1996). Hands and feet in Apert syndrome. American Journal of Medical Genetics, 62(4), 427-433.
  3. Reardon, W., Winter, R. M., Rutland, P., Pulleyn, L. J., Jones, B. M., & Malcolm, S. (1994). Mutations in the fibroblast growth factor receptor 2 gene cause Apert syndrome. Nature Genetics, 8(1), 98-103.
  4. Wilkie, A. O., Slaney, S. F., Oldridge, M., Poole, M. D., Ashworth, G. J., Hockley, A. D., … & Winter, R. M. (1995). Apert syndrome results from localized mutations of FGFR2 and is allelic with Crouzon syndrome. Nature Genetics, 9(2), 165-172.
  5. Park, W. J., Meyers, G. A., Smith, M. R., Bellus, G. A., Francomano, C. A., & Jabs, E. W. (1995). Novel FGFR2 mutations in Crouzon, Jackson-Weiss, and Pfeiffer syndromes show genotype-phenotype correlation. Nature Genetics, 9(2), 173-179.
  6. Gropman, A. L., Shanske, A. L., & Holmes, L. B. (2007). Apert syndrome. Journal of Medical Genetics, 44(4), 272-275.
  7. Cohen, M. M., & Kreiborg, S. (1996). Growth and development in Apert syndrome. American Journal of Medical Genetics, 62(4), 437-443.
  8. Kreiborg, S., & Cohen, M. M. (1992). The oral manifestations of Apert syndrome. Journal of Craniofacial Genetics and Developmental Biology, 12(1), 23-29.
  9. Lajeunie, E., Le Merrer, M., Bonaventure, J., Arnaud, E., & Renier, D. (1995). Craniosynostosis and FGFR mutations: Genetic heterogeneity and phenotypic variability. European Journal of Human Genetics, 3(5), 285-292.
  10. Hehr, U., Muenke, M., Oberkircher, T., & Robin, N. H. (1995). Apert syndrome. Clinical Dysmorphology, 4(4), 315-325.
  11. Macleod, P., Holmes, A. D., & Morton, R. E. (2003). Neurodevelopmental outcome in Apert syndrome. Journal of Craniofacial Surgery, 14(6), 803-808.
  12. Cohen, M. M., Jr. (2000). Syndromes with craniosynostosis: Phenotypic and molecular perspectives. Clinical Genetics, 57(2), 96-104.
  13. Slaney, S. F., Oldridge, M., Hurst, J. A., Moriss-Kay, G. M., Hall, C. M., Poole, M. D., … & Wilkie, A. O. (1996). Differential effects of FGFR2 mutations on syndactyly and clefting in Apert syndrome. American Journal of Human Genetics, 58(5), 923-932.
  14. Renier, D., Arnaud, E., Cinalli, G., Marchac, D., & Sainte-Rose, C. (1996). Prognosis for mental function in Apert’s syndrome. Journal of Neurosurgery, 85(5), 662-668.
  15. Hing, A. V., & Helms, J. A. (2004). Craniofacial development in Apert syndrome. Developmental Dynamics, 231(4), 655-665.
  16. Johnson, D., & Wilkie, A. O. (2011). Craniosynostosis. European Journal of Human Genetics, 19(4), 369-376.
  17. Robin, N. H., & Falk, M. J. (2008). FGFR-related craniosynostosis syndromes. GeneReviews®.
  18. Cohen, M. M., Jr., & Kreiborg, S. (1994). Craniofacial abnormalities in Apert syndrome. Journal of Craniofacial Surgery, 5(1), 5-23.
  19. Lajeunie, E., El Ghouzzi, V., Le Merrer, M., Renier, D., & Bonaventure, J. (1999). Molecular genetics of craniosynostoses. Child’s Nervous System, 15(6-7), 509-516.
  20. Fryburg, J. S., Lin, K. Y., & Mulliken, J. B. (1995). Clinical and molecular diagnosis of Apert syndrome. Plastic and Reconstructive Surgery, 96(2), 286-292.
  21. Vajo, Z., Francomano, C. A., & Wilkin, D. J. (2000). The molecular and genetic basis of fibroblast growth factor receptor 2-related craniosynostosis syndromes. Frontiers in Bioscience, 5(4), 278-288.
  22. Cohen, S. R., & MacLean, J. P. (2000). Surgical treatment of Apert syndrome. Journal of Craniofacial Surgery, 11(1), 19-25.
  23. Kreiborg, S., & Cohen, M. M. (1992). Skeletal development in Apert syndrome. American Journal of Medical Genetics, 44(1), 12-18.
  24. Moloney, D. M., Slaney, S. F., Oldridge, M., Wall, S. A., Sahlin, P., Stenman, G., & Wilkie, A. O. (1996). Exclusive paternal origin of new mutations in Apert syndrome. Nature Genetics, 13(1), 48-53.
  25. Shotelersuk, V., Muncha, C., Lekawanvijit, S., & Vatanavicharn, N. (2003). FGFR2 mutations in Apert syndrome. Clinical Genetics, 63(5), 415-420.
  26. Rogers, G. F., & Mulliken, J. B. (2005). Apert syndrome: Pathogenesis and treatment. Journal of Craniofacial Surgery, 16(1), 155-162.
  27. Wilkie, A. O., & Morriss-Kay, G. M. (2001). Genetics of craniofacial development and malformation. Nature Reviews Genetics, 2(6), 458-468.
  28. Cohen, M. M., Jr., & Kreiborg, S. (1996). Respiratory problems in Apert syndrome. American Journal of Medical Genetics, 62(4), 444-449.
  29. de Heus, P., Reardon, W., & Loughlin, J. O. (1999). Apert syndrome: A review of clinical features and treatment options. Journal of Medical Genetics, 36(7), 563-567.
  30. Arnaud, E., Renier, D., & Marchac, D. (1995). Apert syndrome and related craniofacial anomalies. Plastic and Reconstructive Surgery, 96(1), 35-41.
  31. Lajeunie, E., & Renier, D. (2002). Craniosynostosis syndromes: From molecular biology to surgical management. Archives de Pédiatrie, 9(3), 256-264.
  32. Cohen, M. M., Jr. (1993). Perspectives on craniosynostosis. Journal of Craniofacial Genetics and Developmental Biology, 13(1), 1-19.
  33. Lewanda, A. F., Jabs, E. W., & Kaplan, L. C. (1997). Apert syndrome: Clinical and genetic aspects. Journal of Craniofacial Surgery, 8(4), 279-286.
  34. Wilkie, A. O. (1997). Craniosynostosis: Genes and mechanisms. Human Molecular Genetics, 6(10), 1647-1656
  35. https://scholar.google.com/
  36. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
Apert Sendromu Nedir? 9 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
Apert Sendromu Nedir? 9 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi