Aşı: Hepatit A Aşısı V2 (HepA, HAV)

100 / 100

Hepatit A virüsü, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve karaciğer iltihabına neden olan ciddi bir enfeksiyondur. Özellikle hijyen koşullarının yetersiz olduğu bölgelerde yaygın olarak görülen bu virüs, kontamine su ve yiyecekler yoluyla bulaşır. Hepatit A, genellikle semptomları hafif seyreden ancak bazı vakalarda karaciğer fonksiyonlarını ciddi şekilde bozabilen bir hastalıktır. Bu nedenle, Hepatit A’ya karşı korunmanın en etkili yollarından biri aşı olmaktır. Hepatit A aşısı, bağışıklık sistemini virüse karşı güçlendiren ve hastalığın yayılmasını önleyen güvenli bir yöntem olarak kabul edilir. Peki, bu aşı neden bu kadar önemlidir ve kimler için gereklidir?

Aşı: Hepatit A Aşısı V2 (HepA, HAV)

Hepatit A virüsü, özellikle çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler arasında hızla yayılabilen bir enfeksiyondur. Çocuklar genellikle hastalığı semptomsuz olarak geçirseler de, yetişkinlerde daha ciddi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durum, hastalığın toplum sağlığı açısından önemli bir tehdit oluşturmasına neden olur. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, Hepatit A özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyük bir halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır. Hijyen koşullarının yetersiz olduğu bölgelerde virüs daha yaygındır ve bu bölgelerde yaşayan ya da seyahat eden kişilerin Hepatit A aşısı ile korunmaları büyük önem taşır.

Hepatit A aşısı, vücudu bu enfeksiyona karşı uzun süreli bir koruma sağlar. Aşı, inaktive edilmiş virüs parçacıklarını içerir ve bu parçacıklar bağışıklık sistemini uyararak vücudun savunma mekanizmalarını harekete geçirir. Aşı, genellikle iki doz şeklinde uygulanır ve ilk dozdan yaklaşık 6-12 ay sonra ikinci doz yapılır. Bu iki doz, vücutta kalıcı bir bağışıklık oluşturur ve kişiyi yıllarca, hatta ömür boyu Hepatit A virüsüne karşı korur. Aşının güvenliği ve etkinliği, klinik çalışmalarla kanıtlanmıştır ve dünya genelinde milyonlarca kişi tarafından kullanılmaktadır.

Aşılama, yalnızca bireysel koruma sağlamaz; aynı zamanda toplu bağışıklık olarak bilinen “sürü bağışıklığı” kavramını da destekler. Bu, toplumun büyük bir kısmı aşılandığında, virüsün yayılmasının önemli ölçüde azalması anlamına gelir. Hepatit A gibi viral enfeksiyonlar, hızla bulaşabilir ve birçok insanı etkileyebilir. Ancak, yeterli sayıda insan aşılandığında, virüsün toplum içinde dolaşması zorlaşır. Bu da aşılanmamış bireylerin bile korunmasına katkıda bulunur. Hepatit A aşısı, bu nedenle hem kişisel sağlığı korur hem de toplum sağlığına katkıda bulunur.

Aşı: Hepatit A Aşısı (HepA - HAV) V2

Hepatit A Virüsünün Bulaşma Yolları

Hepatit A virüsü, genellikle fekal-oral yol ile bulaşan bir virüstür. Bu bulaşma şekli, virüsle kontamine olmuş dışkının ağız yoluyla alınması sonucu gerçekleşir. HAV’ın yayılma yolları çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir ve bazı durumlarda salgınlara yol açabilir.

1. Kontamine Su ve Gıdalar Yoluyla Bulaşma

HAV enfeksiyonunun en yaygın bulaşma yollarından biri, virüsle kontamine olmuş su ve gıda tüketimidir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, kanalizasyon sistemlerinin yetersiz olduğu bölgelerde su kaynakları kolayca kirlenebilir. Kirli su ile yıkanmış sebze ve meyveler, pişirilmeden tüketilen deniz ürünleri (özellikle midye, istiridye gibi kabuklu deniz ürünleri) enfeksiyon riskini artırabilir.

2. Kişisel Temas Yoluyla Bulaşma

Virüs, enfekte bireylerin dışkısı ile kontamine olmuş eller veya yüzeyler aracılığıyla kişiden kişiye geçebilir. Özellikle:

  • Hijyen kurallarına uyulmaması,
  • El yıkama alışkanlığının yetersiz olması,
  • Hasta bireylerin bakımını yapan kişilerin el hijyenine dikkat etmemesi,
    HAV’ın yayılmasını kolaylaştırabilir.

Bu nedenle, HAV’ın yayılmasını önlemek için el hijyenine büyük önem verilmelidir.

3. Toplu Yaşam Alanlarında Bulaşma

Hepatit A virüsü, kreşler, okullar, bakım evleri, askeri kışlalar, hapishaneler gibi toplu yaşam alanlarında hızla yayılabilir. Bu tür ortamlar, enfekte bireylerle yakın temas ihtimalini artırarak virüsün bulaşma riskini yükseltir.

4. Cinsel Temas Yoluyla Bulaşma

Özellikle anal-oral temas içeren cinsel ilişki türlerinde HAV bulaşma riski artmaktadır. Bu risk, korunmasız cinsel temaslarda daha da yüksektir.

5. Seyahat Kaynaklı Bulaşma

Hepatit A, hijyen standartlarının düşük olduğu bölgelere seyahat eden kişiler için büyük bir risk oluşturur. Enfekte olmuş yerel gıdalar veya su tüketimi sonucu virüs bulaşabilir. Özellikle Asya, Afrika, Güney Amerika gibi hepatit A’nın endemik olduğu bölgelere giden turistlerin aşı olmaları önerilmektedir.

Hepatit A Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir?

Hepatit A enfeksiyonu, genellikle belirgin semptomlar göstermeden veya hafif belirtilerle seyredebilir. Çocuklarda hastalık çoğu zaman belirtisiz geçerken, yetişkinlerde belirtiler daha ağır olabilir.

1. Kuluçka Dönemi ve Belirtilerin Ortaya Çıkışı

Hepatit A virüsü vücuda girdikten sonra ortalama 15 ila 50 gün (genellikle 28 gün) süren bir kuluçka dönemi geçirir. Bu süre zarfında virüs çoğalarak karaciğere yerleşir ve hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlar.

2. Erken Dönem Belirtileri

Hastalığın erken evresinde, grip benzeri semptomlar görülebilir:

  • Halsizlik ve yorgunluk,
  • Hafif ateş,
  • Baş ağrısı,
  • İştahta azalma,
  • Bulantı ve kusma,
  • Kas ve eklem ağrıları.

Bu belirtiler, genellikle hastalığın ilerleyen evrelerinde yerini daha spesifik karaciğer kaynaklı semptomlara bırakır.

3. Sarılık (İkter) ve Diğer Karaciğer Belirtileri

HAV enfeksiyonu, karaciğerin iltihaplanmasına neden olur ve bazı durumlarda sarılık (gözlerde ve ciltte sararma) gelişebilir. Bununla birlikte:

  • İdrarın koyu renkte olması,
  • Dışkının renginde açılma (kil renginde dışkı),
  • Karın ağrısı ve hassasiyet (özellikle sağ üst kadranda),
  • Karaciğerin büyümesi (hepatomegali),

gibi belirtiler hepatit A enfeksiyonunun ilerlediğini gösterir.

4. Kaşıntı ve Deri Döküntüleri

Bazı vakalarda, bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyon göstermesi nedeniyle ciltte kaşıntı ve döküntüler ortaya çıkabilir.

5. Çocuklarda ve Yetişkinlerde Farklı Seyir

Çocuklarda hepatit A enfeksiyonu genellikle hafif seyreder ve çoğu zaman belirti vermeden geçirilir. Ancak yetişkinlerde:

  • Semptomlar daha ağırdır,
  • İyileşme süreci daha uzun sürer,
  • Yorgunluk haftalarca devam edebilir.

Nadir durumlarda, yaşlı bireylerde ve altta yatan kronik hastalığı olan kişilerde hepatit A ciddi karaciğer yetmezliğine yol açabilir.

Hepatit A Aşısının Önemi ve Etkililiği

Hepatit A aşısı, virüse karşı kalıcı bir koruma sağlayarak bireyleri ve toplumları bu ciddi enfeksiyondan korur. Aşı, özellikle enfeksiyonun yaygın olduğu bölgelere seyahat edenler, kronik karaciğer hastalığı olanlar, sağlık çalışanları ve riskli gruplar için önerilir. Bunun yanı sıra, okul çağındaki çocuklar ve kreşe giden küçük çocuklar da Hepatit A virüsüne karşı korunmalıdır, çünkü bu yaş grubu arasında virüs hızla yayılabilir.

Aşının etkililiği, ilk dozun uygulanmasından itibaren hızla başlar. İkinci dozdan sonra bağışıklık sistemi, virüsü tanır ve hızlı bir savunma tepkisi geliştirir. Klinik çalışmalar, Hepatit A aşısının %95-100 oranında koruma sağladığını göstermektedir. Bu oran, aşının etkinliğini ve güvenilirliğini açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca, aşının yan etkileri genellikle hafiftir ve nadiren ciddi reaksiyonlar görülür. En yaygın yan etkiler arasında enjeksiyon bölgesinde ağrı, hafif ateş ve yorgunluk sayılabilir. Aşının güvenliği, birçok farklı yaş ve sağlık durumuna sahip kişilerde test edilmiş ve onaylanmıştır.

Hepatit A aşısı, toplum sağlığı açısından da büyük önem taşır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve birçok sağlık kuruluşu, Hepatit A’nın yayılmasını önlemek için geniş çaplı aşılamaların yapılmasını tavsiye etmektedir. Özellikle salgın riski olan bölgelerde yaşayanlar ya da bu bölgelere seyahat edecek olanlar için aşılanma, kritik bir koruma önlemidir.

Hepatit A Aşısı Olması Gereken Kişiler

1. Çocuklar ve Bebekler

Hepatit A aşısı, birçok ülkede rutin çocukluk aşı takvimine eklenmiştir. Çocuklara genellikle:

  • 1. doz: 12-23 ay arasında
  • 2. doz: İlk dozdan en az 6 ay sonra
    uygulanır. Erken çocukluk döneminde bağışıklığın sağlanması, virüsün yayılmasını önlemek açısından kritik önem taşır.

2. Seyahat Edenler

Hepatit A’nın yaygın olduğu bölgelere seyahat eden kişilerin aşı olması önerilir. Özellikle aşağıdaki bölgelere gidenler risk altındadır:

  • Güney Amerika
  • Afrika
  • Asya
  • Orta Doğu
  • Karayipler

Seyahatten en az 2 hafta önce aşı yaptırmak, bağışıklık kazanılması açısından önemlidir.

3. Sağlık Çalışanları

Hastaneler, klinikler ve sağlık ocaklarında çalışan doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık personeli, enfekte hastalarla temas riski taşıdıkları için Hepatit A aşısı olmalıdır.

4. Yeme-İçme ve Gıda Sektöründe Çalışanlar

Gıda üretimi, restoran ve mutfak çalışanları gibi toplu gıda hazırlayan ve servis eden kişilerin, virüs bulaştırma riski yüksektir. Bu nedenle bu grupların aşılanması, toplum sağlığını koruma açısından önemlidir.

5. Kronik Karaciğer Hastalığı Olanlar

Hepatit A virüsü, özellikle siroz ve kronik hepatit B veya C hastalığı olan kişilerde daha ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu yüzden karaciğer hastaları mutlaka aşı olmalıdır.

6. Kan Pıhtılaşma Bozukluğu Olanlar

Hemofili gibi kanama bozukluğu olan bireyler, pıhtılaşma faktörü konsantreleri aldıkları için Hepatit A virüsü ile enfekte olma riski taşır. Bu gruba giren kişilere aşılama önerilir.

7. Eşcinsel ve Çoklu Partneri Olan Erkekler

Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar açısından risk grubunda olan, özellikle erkeklerle seks yapan erkekler (MSM), Hepatit A enfeksiyonu kapma olasılığı yüksek olduğundan aşılanmalıdır.

8. Uyuşturucu Kullananlar

Enjeksiyon veya burundan alınan uyuşturucu madde kullanan bireyler, hijyenik olmayan ortamlar nedeniyle virüsü kapma riskine sahiptir. Bu nedenle bu kişilerin aşılanması önerilir.

9. Su ve Kanalizasyon İşçileri

Atık su ve kanalizasyon alanında çalışan bireyler, Hepatit A virüsünü içeren dışkı ve su ile temas edebileceği için risk altındadır. Bu gruptakilerin aşılanması önerilir.

Hepatit A Aşısının Yan Etkileri

1. Hafif Yan Etkiler

Çoğu kişi Hepatit A aşısını sorunsuz şekilde tolere eder. Ancak bazı kişilerde aşağıdaki hafif yan etkiler görülebilir:

  • Aşı yapılan bölgede kızarıklık, ağrı veya şişlik
  • Hafif ateş
  • Baş ağrısı
  • Yorgunluk
  • İştahsızlık

Bu yan etkiler genellikle kısa sürede kendiliğinden geçer.

2. Orta Şiddette Yan Etkiler

Nadiren bazı kişilerde daha belirgin semptomlar gelişebilir:

  • Yüksek ateş (38.5°C üstü)
  • Kas ve eklem ağrıları
  • Baş dönmesi veya mide bulantısı

Bu belirtiler genellikle birkaç gün içinde kaybolur. Ancak semptomlar şiddetli hale gelirse doktora başvurulmalıdır.

3. Alerjik Reaksiyonlar (Çok Nadir)

Bazı kişilerde aşırı duyarlılık reaksiyonları görülebilir. Bu durum, genellikle aşıdaki bileşenlere karşı alerjisi olan kişilerde meydana gelir. Belirtiler şunları içerebilir:

  • Şiddetli kaşıntı ve cilt döküntüleri
  • Yüz, dudaklar veya boğazda şişme
  • Nefes darlığı veya hırıltılı solunum
  • Şiddetli baş dönmesi ve bayılma hissi

Bu belirtiler anafilaksiye işaret edebilir ve acil tıbbi müdahale gerektirir.

4. Aşı Sonrası Yan Etkilerle Başa Çıkma

  • Hafif ağrıyı azaltmak için soğuk kompres uygulanabilir.
  • Ateş ve ağrı için parasetamol veya ibuprofen kullanılabilir (doktor önerisiyle).
  • Bol su içmek ve dinlenmek, yorgunluk ve baş ağrısını hafifletebilir.

Eğer yan etkiler birkaç günden uzun sürerse veya şiddetlenirse, bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.

Hepatit A Aşısının Uygulama Takvimi

Hepatit A aşısı, hepatit A virüsüne (HAV) karşı bağışıklık kazandıran etkili bir aşıdır. Özellikle çocuklar, bağışıklık sistemi zayıf bireyler ve yüksek risk grubundaki kişiler için önerilmektedir. Aşı, inaktive edilmiş hepatit A virüsü içerir ve bağışıklık sistemini, hastalığa karşı uzun süreli bir koruma sağlamak için uyarır.

Uygulama Yaşı ve Dozaj:

  • Çocuklar İçin: Hepatit A aşısı genellikle 12. ayda (1 yaş) uygulanmaya başlanır. İlk dozdan sonra en az 6 ay arayla ikinci doz uygulanır. 1-2 yaş arasındaki çocuklarda aşının tamamlanması önerilmektedir.
  • Yetişkinler İçin: Hepatit A aşısı daha önce aşılanmamış ve risk grubunda bulunan yetişkinler için de önerilmektedir. Yetişkinlerde de aşılama iki doz halinde yapılır ve ikinci doz, ilk dozdan en az 6 ay sonra uygulanır.
  • Bağışıklık Yetmezliği Olan Kişiler: Kronik hastalıkları olan veya bağışıklık sistemi baskılanmış bireyler için aşılama, bağışıklık yanıtı oluşturacak şekilde özel planlanabilir.

Uygulama Yöntemi:

  • Hepatit A aşısı kas içine (intramüsküler) uygulanır. Genellikle deltoid kas (üst kol kası) tercih edilir.
  • Çocuklarda uyluk kası (anterolateral uyluk bölgesi) kullanılabilir.

Aşının Koruma Süresi:

  • Hepatit A aşısının sağladığı bağışıklık uzun süreli olup, yapılan çalışmalara göre en az 20 yıl koruma sağlayabileceği tahmin edilmektedir. Bazı araştırmalar, yaşam boyu koruma sağlama potansiyelinin yüksek olduğunu göstermektedir.
  • Aşılanan bireylerde antikor seviyeleri uzun yıllar boyunca yüksek kalmaktadır.

Geciken veya Eksik Dozlar:

  • İlk doz gecikmişse, ikinci dozun mümkün olan en kısa sürede uygulanması önerilir.
  • Tek doz aşı yapılan bireyler kısmi koruma sağlasa da, tam bağışıklık için iki doz uygulanması önemlidir.
  • Eksik dozlar için aşının baştan tekrarlanmasına gerek yoktur, eksik olan doz tamamlanmalıdır.

Hangi Durumlarda Aşı Yapılmalıdır?

  • Hepatit A’nın yaygın olduğu bölgelere seyahat eden kişiler
  • Gıda sektörü çalışanları
  • Kronik karaciğer hastalığı olan bireyler (özellikle hepatit B ve C hastaları)
  • Kan pıhtılaşma bozukluğu olanlar (hemofili gibi)
  • Bağışıklık sistemi zayıflamış hastalar
  • Sağlık çalışanları ve riskli ortamda bulunan bireyler
  • Hepatit A hastasıyla yakın temasta olan kişiler

Aşı: Hepatit A Aşısı (HepA - HAV) V2

Hepatit A Salgınları

Hepatit A virüsü (HAV), fekal-oral yolla bulaşan bir virüstür ve hijyen koşullarının yetersiz olduğu bölgelerde salgınlara yol açabilir. Özellikle kalabalık yaşam alanlarında ve temiz su kaynaklarına erişimin sınırlı olduğu yerlerde büyük salgınlar meydana gelebilir.

Hepatit A Salgınlarının Nedenleri

  • Kötü Hijyen Şartları: Tuvalet ve el temizliğinin yetersiz olması, virüsün kolayca yayılmasına neden olur.
  • Kirli Su ve Besinler: Kontamine (virüs bulaşmış) içme suyu ve iyi yıkanmamış sebze/meyveler salgınları tetikleyebilir.
  • Toplu Yaşam Alanları: Okullar, kreşler, askeri kışlalar, mülteci kampları ve hapishaneler gibi kalabalık yerlerde bulaş riski yüksektir.
  • Seyahat ve Göç: Hepatit A’nın yaygın olduğu ülkelere seyahat edenler, virüsü alıp başka bölgelere taşıyabilir.
  • Gıda Kaynaklı Salgınlar: Virüs bulaşmış gıdaların tüketilmesi, özellikle istiridye, midye gibi kabuklu deniz ürünlerinin çiğ tüketilmesi hastalığın yayılmasına yol açabilir.

Geçmişte Büyük Ölçekli Hepatit A Salgınları

  • Amerika Birleşik Devletleri (2017-2019): ABD’nin bazı eyaletlerinde evsiz nüfus ve uyuşturucu kullanıcıları arasında büyük hepatit A salgınları görülmüştür. Salgın nedeniyle binlerce kişi hastaneye kaldırılmış ve ölümler yaşanmıştır.
  • Mısır (2004): Mısır’da hepatit A içeren kontamine donmuş çilekler nedeniyle Avrupa’da geniş çaplı bir salgın meydana gelmiştir.
  • Çin (1988): Şanghay’da enfekte midyelerin tüketilmesi sonucu 300.000’den fazla insanın etkilendiği büyük bir hepatit A salgını yaşanmıştır.

Salgınları Önlemek İçin Alınabilecek Önlemler

  • Aşılama: Risk gruplarına hepatit A aşısının uygulanması salgınları önlemede en etkili yöntemdir.
  • Temiz Su Kaynakları: İçme ve kullanım suyunun hijyenik olması sağlanmalıdır.
  • El Hijyeni: Yemeklerden önce ve tuvaletten sonra ellerin sabunla yıkanması bulaş riskini azaltır.
  • Gıda Güvenliği: Meyve ve sebzelerin iyice yıkanması, çiğ deniz ürünlerinden kaçınılması önerilir.
  • Toplu Yaşam Alanlarında Hijyen: Okullar, kreşler ve hapishaneler gibi toplu yaşam alanlarında düzenli temizlik sağlanmalıdır.

Hepatit A, aşı ile önlenebilen bir hastalıktır ve özellikle riskli bölgelerde yaşayanlar veya seyahat edenler için aşılama büyük önem taşır. Salgınları önlemek için hijyen kurallarına dikkat etmek ve toplumun bağışıklığını artırmak hayati önem taşımaktadır.

Sonuç

Hepatit A, dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Ancak Hepatit A aşısı, bu virüse karşı güvenli ve etkili bir koruma sağlamaktadır. Özellikle seyahat edenler, çocuklar, sağlık çalışanları ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar için aşı, enfeksiyona karşı en etkili önlemdir. Aşılanma, bireysel sağlığı korurken aynı zamanda toplum sağlığını da destekler. Bu nedenle Hepatit A aşısı, sağlıklı bir toplumun temel taşlarından biridir.

Referanslar:

  1. Aşı: Hepatit A Aşısı V2 (HepA, HAV)
  2. American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.
  3. Abramowitz, J. S., Taylor, S., & McKay, D. (2009). Obsessive-compulsive disorder. The Lancet, 374(9688), 491–499.
  4. Foa, E. B., Liebowitz, M. R., Kozak, M. J., et al. (2005). Randomized, controlled trial of exposure and ritual prevention, clomipramine, and their combination in the treatment of obsessive-compulsive disorder. American Journal of Psychiatry, 162(1), 151–161.
  5. Jenike, M. A. (2004). Obsessive-compulsive disorder: Contemporary perspectives for the clinician. Washington, DC: American Psychiatric Publishing.
  6. Ruscio, A. M., Stein, D. J., Chiu, W. T., & Kessler, R. C. (2010). The epidemiology of obsessive-compulsive disorder in the National Comorbidity Survey Replication. Molecular Psychiatry, 15(1), 53–63.
  7. Simpson, H. B., Foa, E. B., Liebowitz, M. R., et al. (2006). Obsessive-compulsive disorder: Advances in research and practice. American Journal of Psychiatry, 163(7), 1117–1127.
  8. Pauls, D. L., Abramovitch, A., Rauch, S. L., & Geller, D. A. (2014). Obsessive-compulsive disorder: An integrative genetic and neurobiological perspective. Dialogues in Clinical Neuroscience, 16(2), 221–227.
  9. Stein, D. J., Costa, D. L., Lochner, C., et al. (2019). Obsessive-compulsive disorder. Nature Reviews Disease Primers, 5, 52.
  10. Fineberg, N. A., Brown, A., Reghunandanan, S., & Pampaloni, I. (2013). Obsessive-compulsive disorder: Clinical and neurobiological advances. World Psychiatry, 12(1), 19–33.
  11. Abramowitz, J. S. (2006). The psychological treatment of obsessive-compulsive disorder. Canadian Journal of Psychiatry, 51(10), 667–672.
  12. Mataix-Cols, D., Do Rosario-Campos, M. C., & Leckman, J. F. (2002). A multidimensional model of obsessive-compulsive disorder. American Journal of Psychiatry, 159(2), 164–173.
  13. Piacentini, J., Bergman, R. L., Keller, M. H., et al. (2011). Randomized controlled trial of cognitive-behavioral therapy for obsessive-compulsive disorder in children. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 50(1), 52–63.
  14. Bloch, M. H., & Pittenger, C. (2016). Systematic review of the obsessive-compulsive disorder literature: Controversies and future directions. Journal of Psychiatric Research, 82, 27–37.
  15. Koran, L. M., Hanna, G. L., Hollander, E., Nestadt, G., & Simpson, H. B. (2007). Practice guideline for the treatment of patients with obsessive-compulsive disorder. American Journal of Psychiatry, 164(7), 1–59.
  16. Abramowitz, J. S., Deacon, B. J., & Whiteside, S. P. (2001). Exposure and response prevention for obsessive-compulsive disorder: A review and meta-analysis. Journal of Psychiatric Research, 35(1), 27–39.
  17. Simpson, H. B., Steinglass, J. E., Cohen, L. H., et al. (2013). Augmentation strategies in treatment-resistant obsessive-compulsive disorder. Journal of Clinical Psychiatry, 74(11), 1087–1095.
  18. Cervin, M., Larsson, M., & Andersson, E. (2015). Neuropsychological functioning in obsessive-compulsive disorder: A meta-analysis. Brain Sciences, 5(4), 495–508.
  19. Taylor, S. (2011). Cognitive-behavioral therapy for obsessive-compulsive disorder: Current status and future directions. Expert Review of Neurotherapeutics, 11(2), 215–227.
  20. Abramowitz, J. S., McKay, D., & Taylor, S. (2008). The efficacy of exposure and ritual prevention for obsessive-compulsive disorder. Clinical Psychology Review, 28(8), 1312–1320.
  21. Mataix-Cols, D., Rauch, S. L., & Alessi, S. M. (2002). Obsessive-compulsive disorder: A comprehensive review of the neurobiological basis and treatment approaches. Current Opinion in Psychiatry, 15(4), 359–364.
  22. Del Casale, A., Kotzalidis, G. D., Rapinesi, C., et al. (2011). The role of neuroimaging in obsessive-compulsive disorder: A systematic review. Journal of Neuropsychiatry and Clinical Neurosciences, 23(2), 147–159.
  23. Saxena, S., Brody, A. L., Schwartz, J. M., & Baxter, L. R. (2001). The neurobiology of obsessive-compulsive disorder: The search for imaging biomarkers. Biological Psychiatry, 51(7), 503–511.
  24. Chamberlain, S. R., Blackwell, A. D., Fineberg, N. A., et al. (2005). Cognitive inflexibility in obsessive-compulsive disorder. American Journal of Psychiatry, 162(5), 938–940.
  25. Menzies, L., Chamberlain, S. R., Laird, A. R., et al. (2008). Neurocognitive endophenotypes of obsessive-compulsive disorder. Brain, 131(1), 322–330.
  26. Skoog, T., Gustafson, D., & Pedersen, N. L. (2015). Long-term outcome in obsessive-compulsive disorder: A 30-year follow-up study. Acta Psychiatrica Scandinavica, 132(2), 131–137.
  27. Husted, D. S., et al. (2014). Global treatment-refractory obsessive-compulsive disorder: Evidence, challenges, and future directions. Journal of Psychiatric Practice, 20(5), 394–403.
  28. Koran, L. M. (2000). Treatment-resistant obsessive-compulsive disorder. New England Journal of Medicine, 343(16), 1200–1202.
  29. Pallanti, S., Quercioli, L., Hollander, E., et al. (2011). Treatment-refractory obsessive-compulsive disorder: Methodological issues and treatment strategies. Journal of Clinical Psychiatry, 72(8), 1028–1035.
  30. Foa, E. B., & Kozak, M. J. (1986). Emotional processing of fear: Exposure to corrective information. Psychological Bulletin, 99(1), 20–35.
  31. Stein, D. J., Fineberg, N. A., & Hanna, G. L. (2002). Obsessive-compulsive disorder: Classification, neurobiology, and treatment. Journal of Clinical Psychiatry, 63(Suppl 11), 7–12.
  32. Goodman, W. K., Price, L. H., Rasmussen, S. A., et al. (1989). The Yale-Brown Obsessive Compulsive Scale: I. Development, use, and reliability. Archives of General Psychiatry, 46(11), 1006–1011.
  33. Jenike, M. A. (1989). Obsessive-compulsive disorder: Theory, research, and treatment. New York, NY: Raven Press.
  34. Mataix-Cols, D., Boman, M., Monzani, B., et al. (2013). Family studies of obsessive-compulsive disorder: A systematic review. Acta Psychiatrica Scandinavica, 128(4), 234–244.
  35. Stein, D. J., Lochner, C., & Fineberg, N. A. (2006). Toward a better understanding of obsessive-compulsive disorder: A review of diagnostic and therapeutic challenges. CNS Drugs, 20(7), 565–583.
  36. Saxena, S. (2011). The neurobiology and pharmacotherapy of obsessive-compulsive disorder. Current Opinion in Psychiatry, 24(1), 54–60.
  37. https://scholar.google.com/
  38. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
Aşı: Hepatit A Aşısı V2 (HepA, HAV)
Aşı: Hepatit A Aşısı V2 (HepA, HAV)