At Nalı Böbrek Nedir? 7 Belirtisi, Tanısı ve Tedavisi

100 / 100

At nalı böbrek, böbreklerin alt kutuplarının birleşmesiyle karakterize olan doğumsal bir böbrek anomalisidir. Bu durum, fetüsün gelişimi sırasında böbreklerin normal yerleşiminden farklı bir şekilde birleşmesinden kaynaklanır. Bu anomalinin adını, böbreklerin birleşmiş halde bir at nalını andıran görünümünden almasıyla kazanmıştır. At nalı böbrek, tıpta oldukça nadir görülse de, genellikle zararsızdır ve birçok insan bu durumla hayatını sorunsuz bir şekilde sürdürebilir. Bununla birlikte, bazı durumlarda çeşitli komplikasyonlar ortaya çıkabilir, bu da kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Özellikle idrar yolu enfeksiyonları, taş oluşumu ve böbrek fonksiyon bozuklukları gibi sorunlar, at nalı böbrek hastalarında daha yaygın olabilir. At nalı böbreğin bu tür komplikasyonlara yol açıp açmadığı, genellikle kişinin yaşına, sağlık durumuna ve diğer tıbbi faktörlere bağlıdır.

At Nalı Böbrek Nedir? 7 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı ve Tedavisi

At nalı böbrek genellikle fetal gelişim sırasında böbreklerin birleştikleri, ancak daha sonra normal böbrek pozisyonuna çıkamadıkları prenatal dönemde ortaya çıkar. Normalde, böbrekler, gebeliğin erken evrelerinde pelvisin alt kısmında oluşur ve daha sonra karın boşluğuna doğru yükselir. Ancak at nalı böbrek vakalarında, böbrekler karın boşluğuna doğru yükselirken birbirine bağlı kalır ve alt kısımlarından birleşik bir yapıda kalırlar. Bu anomali, her 500 doğumda bir görülen nispeten nadir bir doğumsal anomalidir. Cinsiyetler arasında at nalı böbrek yaygınlığı bakımından büyük bir fark olmasa da, erkeklerde kadınlara göre biraz daha sık rastlandığı bilinmektedir.

At nalı böbrek, birçok insan için yaşam boyu fark edilmeyebilir. Çoğu hasta bu durumu başka bir sağlık sorunu için çekilen görüntüleme testleri sırasında tesadüfen öğrenir. Bunun nedeni, at nalı böbreğin genellikle herhangi bir belirtiye yol açmamasıdır. Ancak, bazen bu durum idrar yolu enfeksiyonları, hidronefroz (böbrekte sıvı birikmesi), böbrek taşları veya diğer böbrek fonksiyon bozukluklarına neden olabilir. Bu komplikasyonlar genellikle böbreklerin anormal konumu ve birleşik yapısının idrar akışını etkileyebileceği durumlarda ortaya çıkar. İdrar akışının tıkanması veya zayıflaması, bakterilerin böbreklere ulaşmasını ve enfeksiyonlara yol açmasını kolaylaştırabilir.

Bu anomaliye sahip kişilerin düzenli olarak sağlık kontrolleri yaptırması ve böbrek fonksiyonlarının izlenmesi oldukça önemlidir. Erken tanı ve takip, potansiyel komplikasyonların önlenmesinde kilit rol oynar. Özellikle böbrek taşlarının erken tespiti ve tedavisi, böbrek sağlığının korunması açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca, böbreklerin durumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak cerrahi müdahaleler veya ilaç tedavisi de gerekebilir. Bu nedenle, at nalı böbrek hastalarının düzenli olarak bir nefrolog ya da ürolog tarafından izlenmesi önerilir.

At Nalı Böbrek Nedir? 7 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı ve Tedavisi

At Nalı Böbrek Nedir?

At nalı böbrek (Horseshoe Kidney), böbreklerin embriyonik gelişim sırasında alt kutuplarından birleşerek tek bir yapı oluşturmasıyla meydana gelen doğumsal bir anormalliktir. Normalde iki böbrek, karın boşluğunda birbirinden bağımsız olarak gelişir ve doğuma yakın dönemde omurganın iki yanına doğru yerleşir. Ancak at nalı böbrek vakalarında, iki böbrek genellikle alt kısımlarından fibrotik veya parankimal bir doku ile birleşmiş hâlde kalır ve U harfi şeklinde bir yapı oluşturur. Bu birleşim, böbreklerin normal anatomik pozisyonundan sapmasına yol açarak, organların pelvis bölgesine daha yakın yerleşmesine neden olur.

Böbreklerin hareket kabiliyetinin azalması, idrar yollarında akış sorunları yaratabilir ve bu da enfeksiyon, taş oluşumu ve hidronefroz gibi çeşitli komplikasyonlara zemin hazırlar. At nalı böbreğin görülme sıklığı, dünya genelinde her 400-600 doğumda bir olarak rapor edilmekte olup, erkeklerde daha yaygın görülür. Bu durum, genellikle semptom vermeyen, ancak başka sağlık sorunları için yapılan taramalar sırasında tesadüfen fark edilen bir anomalidir. Bununla birlikte, bazı bireylerde idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşı ve hipertansiyon gibi sorunlara neden olabileceği için, bu anomali fark edildiğinde düzenli takip ve kontrol gerektirir.

At Nalı Böbrek Anatomisi ve Gelişimi

At nalı böbrek, böbreklerin alt kutuplarının birbirine kaynaşmasıyla oluşur. Bu birleşme, böbreklerin erken fetal gelişim evresinde pelvis bölgesinden karın boşluğuna doğru yükselmesi sırasında gerçekleşir. Normalde her iki böbrek, gebeliğin 6-9 haftaları arasında karın boşluğuna yükselir. Ancak at nalı böbrekte bu yükselme tamamlanamaz ve böbrekler, vertebral kolonun önünde, alt kutuplarıyla birbirine yapışık halde kalır. Bu durum, böbreklerin anormal bir pozisyonda kalmasına ve bazen de mesaneye daha yakın olmalarına neden olabilir.

At nalı böbreğin oluşumunun kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, at nalı böbrek sıklıkla diğer doğumsal anomalilerle, özellikle Turner sendromu, trisomi 18 ve trisomi 13 gibi genetik bozukluklarla ilişkilendirilir. Genetik yatkınlıkların yanı sıra, bu bozukluğun prenatal dönemde çevresel etkenlerle tetiklenebileceği de düşünülmektedir.

At Nalı Böbrek Belirtileri Nelerdir?

At nalı böbrek vakalarının çoğunda belirgin semptomlar görülmez ve durum genellikle rutin taramalar sırasında fark edilir. Ancak bazı bireylerde böbreklerin anormal pozisyonu ve idrar yollarındaki yapısal farklılıklar nedeniyle çeşitli belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler genellikle böbrek işlevlerindeki bozukluklar veya idrar yollarındaki tıkanıklıklara bağlı olarak gelişir.

At nalı böbreğe sahip bireylerde gözlemlenen başlıca belirtiler şunlardır:

  1. Karın ve Bel Ağrısı: Böbreklerin anormal yerleşimi ve hareket kabiliyetinin kısıtlanması, özellikle fiziksel aktivite sırasında bel ve alt karın bölgesinde ağrıya yol açabilir. Ağrı bazen şiddetli olabilir ve sürekli hale gelebilir.
  2. İdrar Yolu Enfeksiyonları: At nalı böbrekte idrar yollarında daralma ya da tıkanıklık olması nedeniyle idrarın tam boşalmaması, bakteri birikimine ve sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabilir. Bu enfeksiyonlar, idrarda yanma, sık idrara çıkma ve ateş gibi belirtilerle kendini gösterir.
  3. Böbrek Taşları: At nalı böbrekte idrar akışının yavaşlaması, kristallerin birleşerek böbrek taşı oluşturmasına yol açabilir. Taşlar, böbreklerde ve idrar yollarında ağrıya neden olabilir ve taşların mesaneye geçmesi sırasında şiddetli sancılar (renal kolik) yaşanabilir.
  4. Hidronefroz: İdrar akışında tıkanıklık nedeniyle böbreklerin şişmesine hidronefroz denir. At nalı böbrek, üreterlerin sıkışması ya da anormal damarların baskı yapması sonucu hidronefroza neden olabilir. Bu durum erken teşhis edilmezse böbrek dokusunda kalıcı hasara yol açabilir.
  5. Hipertansiyon: At nalı böbrek vakalarında, böbreklerin damar yapısındaki anormallikler kan basıncında düzensizliklere ve sekonder hipertansiyona neden olabilir. Böbreklerin yeterli kanı filtreleyememesi veya damarlar üzerindeki basınç değişiklikleri, tansiyonun yükselmesine yol açar.
  6. Halsizlik ve Yorgunluk: Böbrek işlev bozuklukları nedeniyle toksinlerin vücuttan yeterince uzaklaştırılamaması, hastalarda genel bir halsizlik ve yorgunluğa sebep olabilir.
  7. İdrar Anomalileri: İdrarda kan (hematüri) veya anormal renk değişiklikleri görülebilir. Özellikle böbrek taşı veya enfeksiyon gibi durumlar sırasında idrar rengi bulanıklaşabilir ve idrarda kan izlenebilir.

At Nalı Böbrek Nedenleri Nelerdir?

At nalı böbrek nedenleri henüz tam olarak bilinmemektedir, ancak embriyogenez sürecindeki gelişimsel bozuklukların bu anomalinin ortaya çıkmasında önemli rol oynadığı düşünülmektedir. At nalı böbrek, doğuştan gelen (konjenital) bir anomali olup, gebeliğin erken evrelerinde, genellikle 4 ila 8. haftalar arasında böbreklerin normal pozisyonlarına ulaşamaması nedeniyle meydana gelir.

Bu süreci etkileyen temel faktörler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Embriyogenezdeki Hatalar: Normalde böbrekler, embriyonik dönemde pelvis bölgesinde gelişir ve hamileliğin ilerleyen dönemlerinde yavaşça üst karın boşluğuna doğru yükselir. Ancak at nalı böbrek vakalarında, böbreklerin bu yükselme ve rotasyon süreci düzgün gerçekleşmez. Alt kutuplarından birleşik kalan böbrekler, aorta ve diğer büyük damarlar gibi anatomik engeller nedeniyle normal pozisyonlarına ulaşamaz.
  2. Genetik ve Kalıtsal Faktörler: At nalı böbreğin bazı genetik sendromlarla birlikte daha sık görülmesi, genetik faktörlerin bu anomali üzerindeki etkisini düşündürmektedir. Turner sendromu, Down sendromu ve VACTERL sendromu gibi genetik bozukluklara sahip bireylerde at nalı böbrek riskinin arttığı bilinmektedir. Ayrıca aile öyküsü olan bireylerde de bu anomalinin görülme olasılığı yüksektir.
  3. Teratojen Maruziyeti:
    Gebelik sırasında anne adayının teratojen (doğumsal anomalilere neden olan) maddelere maruz kalması, böbreklerin gelişiminde bozukluklara yol açabilir. Alkol, bazı ilaçlar, toksik kimyasallar ve radyasyon maruziyeti, embriyonik dönemde organların gelişimini olumsuz etkileyebilir.
  4. Mekanik ve Damar Yapısındaki Engeller:
    Böbreklerin normal yükselme sürecinde aorta veya diğer büyük damarlar engel oluşturabilir ve bu nedenle böbrekler alt kutuplarından birleşik kalabilir. Bu durum, anatomik olarak at nalı böbreğin oluşmasını tetikleyebilir.
  5. Hormonal ve Çevresel Faktörler:
    Gebelik sırasında annenin hormonal dengesizlikler yaşaması veya yetersiz beslenme gibi çevresel faktörlerin böbreklerin gelişimi üzerinde olumsuz etkisi olabilir. Bu durum embriyonik dönemde böbreklerin doğru pozisyonlarına ulaşmasını engelleyebilir.

At Nalı Böbrek Tanısı Nasıl Konulur?

At nalı böbreğin teşhisinde, görüntüleme yöntemleri büyük önem taşır. Belirtiler ortaya çıkmadığında dahi, bu durum genellikle rutin ultrasonografik taramalarda veya böbrekle ilgili başka bir sorunun incelenmesi sırasında fark edilir.

At nalı böbrek tanısında kullanılan yöntemler şu şekildedir:

  1. Ultrasonografi (USG): Ultrason, at nalı böbreğin tespiti için en sık kullanılan ve invaziv olmayan bir yöntemdir. Böbreklerin alt kutuplarından birleştiği ve anormal şekilde yerleştiği ultrason görüntülerinde kolayca belirlenebilir. Ultrason ayrıca hidronefroz, böbrek taşı ve diğer yapısal problemleri değerlendirmede de faydalıdır.
  2. Bilgisayarlı Tomografi (BT):
    Bilgisayarlı tomografi, böbreklerin ve çevresindeki dokuların detaylı kesit görüntülerini sunar. At nalı böbrek durumunda böbreklerin pozisyonu ve birleşim yeri net bir şekilde görüntülenir. Ayrıca BT, üreterlerin ve damarların yapısal anormalliklerini incelemek için de kullanılabilir. İleri vakalarda, böbrek taşlarının yeri ve boyutu hakkında da bilgi verir.
  3. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI):
    MRI, böbreklerin ve yumuşak dokuların incelenmesinde oldukça etkili bir yöntemdir. Radyasyon içermemesi nedeniyle özellikle çocuklarda tercih edilir. At nalı böbreğin detaylı anatomik yapısı ve damarlarla ilişkisi MRI ile hassas bir şekilde görüntülenebilir.
  4. Doppler Ultrason:
    At nalı böbreğin damar yapısını ve kan akışını incelemek için Doppler ultrason kullanılır. Böbrek damarlarındaki kan akışı anormalliklerinin tespit edilmesi, hipertansiyon gibi komplikasyonların önceden belirlenmesine yardımcı olur.
  5. İntravenöz Pyelografi (IVP):
    IVP, böbreklerin ve idrar yollarının yapısını ve fonksiyonlarını değerlendiren özel bir röntgen tekniğidir. Damar yoluyla kontrast madde verilerek böbreklerin ve üreterlerin görüntülenmesi sağlanır. At nalı böbrekli bireylerde idrar akışındaki bozukluklar bu yöntemle net bir şekilde görüntülenebilir.
  6. Sintigrafi:
    Böbreklerin fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla kullanılan bir nükleer tıp yöntemidir. At nalı böbrekte, her iki böbreğin de ne kadar iyi çalıştığı ve idrarın nasıl aktığı hakkında bilgi verir. Böbrek fonksiyon kaybı riski olan bireylerde sintigrafi, tedavi planlamasında önemli bir rol oynar.
  7. Ürodinami Testleri:
    Eğer idrar akışında sorunlar varsa, ürodinamik testler idrar torbasının (mesane) ve üreterlerin nasıl çalıştığını değerlendirmek için kullanılır. At nalı böbrekli bireylerde idrar akışının tıkanması ve mesanenin boşaltılması sorunlarına yönelik bilgi sağlar.

At nalı böbreğin tanısında erken teşhis büyük önem taşır. Özellikle çocuk yaşta fark edilmesi durumunda, ileride gelişebilecek komplikasyonların önüne geçilebilir. İdrar yolu enfeksiyonu, hidronefroz ya da hipertansiyon gibi sorunların varlığı, bu anomalinin daha ayrıntılı incelenmesi gerektiğini gösterir. Düzenli görüntüleme ve böbrek fonksiyon testleri, at nalı böbreğe sahip bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve komplikasyonları önlemek için önemli araçlardır.

At Nalı Böbrek Nedir? 7 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı ve Tedavisi

At Nalı Böbrek Tedavisi Nasıl Yapılır?

At nalı böbrek vakalarında tedavi, bireyin yaşadığı belirtilere, komplikasyonlara ve böbreklerin genel fonksiyonuna bağlı olarak şekillenir. Herhangi bir belirti vermeyen vakalarda tedaviye gerek duyulmayabilir ve düzenli takip yeterli olabilir. Ancak idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşı, hidronefroz veya hipertansiyon gibi komplikasyonların ortaya çıkması durumunda tedavi seçenekleri devreye girer.

At nalı böbrek tedavisinde kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:

  1. İlaç Tedavisi:
    • İdrar Yolu Enfeksiyonları: Sık tekrarlayan enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisi uygulanır. Enfeksiyonun türüne göre seçilen antibiyotikler, hastanın sağlığını korumak ve enfeksiyonu kontrol altına almak için önemlidir.
    • Hipertansiyon: Böbrek damarlarındaki anormallikler nedeniyle gelişen yüksek tansiyon, antihipertansif ilaçlarla kontrol altına alınır. Bu tedavi, böbreklerin korunması ve kalp-damar sağlığının iyileştirilmesi için gereklidir.
  2. Cerrahi Tedavi:
    • Üreteropiyelostomi: İdrar akışında tıkanıklık varsa, üreterlerin genişletilmesi veya yeniden yapılandırılması için cerrahi müdahale gerekebilir. Bu ameliyat, idrar akışını düzenleyerek hidronefrozu önler.
    • Böbrek Taşı Ameliyatı: At nalı böbrekli bireylerde oluşan büyük taşlar cerrahi yöntemlerle çıkarılabilir. Minimal invaziv yöntemler olan endoskopik cerrahi veya perkütan nefrolitotomi sık tercih edilir.
  3. Diyet ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri:
    At nalı böbreğe sahip bireylerde böbrek sağlığını korumak için diyet değişiklikleri önerilir.

    • Sıvı Tüketimi: Bol su tüketimi, idrar akışını artırarak böbrek taşı ve enfeksiyon riskini azaltır.
    • Tuz Kısıtlaması: Yüksek tansiyonu önlemek için tuz tüketimi azaltılmalıdır.
    • Protein Kısıtlaması: Böbrek fonksiyonları sınırlı olan bireylerde aşırı protein alımı böbreklere yük bindirebileceği için kontrollü diyet uygulanır.
  4. Düzenli Takip ve Kontroller:
    Semptom göstermeyen bireyler dahi düzenli olarak takip edilmelidir. Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi için kan ve idrar testleri yapılır. Ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleriyle böbreklerin durumu izlenir. Düzenli kontrol, ileride gelişebilecek komplikasyonların önceden tespit edilmesini sağlar.
  5. Minimal İnvaziv Müdahaleler:
    Hafif böbrek taşı vakalarında, şok dalgası ile taş kırma (ESWL) yöntemi tercih edilebilir. Bu yöntem, taşların küçük parçalara ayrılmasını ve idrar yoluyla atılmasını sağlar.
  6. Böbrek Nakli:
    Çok nadir durumlarda, böbrek yetmezliği gelişen bireylerde böbrek nakli gerekli olabilir. Ancak at nalı böbreğe sahip bireylerin çoğunda bu durum nadiren karşılaşılan bir komplikasyondur.
  7. Psikolojik Destek ve Rehberlik:
    At nalı böbrek tanısı alan bireylerde, özellikle çocuklarda ve ebeveynlerinde psikolojik destek de önemlidir. Kronik hastalıkların uzun vadeli yönetimi için hastalara rehberlik sağlamak, tedaviye uyumlarını artırabilir ve yaşam kalitelerini iyileştirebilir.

Başka Ne Bilmeliyim?

Böbrek füzyonu ile böbrekler olması gerekenden daha aşağıda ve vücudun ön kısmına daha yakın olabilir. Bu, özellikle temas sporları gibi aktivitelerden kaynaklanan böbrek hasarı olasılığını artırır. Hangi aktivitelerin mümkün olmadığı konusunda çocuğunuzun doktoruyla konuşun ve ipuçları alın.

Çocuğunuzun tıbbi uyarı bileziği takması da iyi bir fikirdir. Bu, başkalarının çocuğunuzun durumu ve acil durumlarda onlara nasıl davranılacağı hakkında bilgi sahibi olmasına yardımcı olabilir.

Komplikasyonlar

At nalı böbrek genellikle ciddi bir sağlık sorunu yaratmasa da, bazı hastalarda çeşitli komplikasyonlar gelişebilir. En yaygın komplikasyonlar arasında böbrek taşları, hidronefroz, idrar yolu enfeksiyonları ve nadiren böbrek tümörleri bulunur. Ayrıca, bu durumdaki hastalarda hipertansiyon gelişme riski de artabilir. Bu komplikasyonlar, böbreklerin anormal yerleşimi nedeniyle idrar akışının bozulmasından kaynaklanır.

  • Böbrek Taşları: At nalı böbrek hastalarının yaklaşık %20’sinde böbrek taşı gelişir. Bu taşlar, idrar yollarında tıkanıklıklara neden olabilir ve şiddetli ağrılara yol açabilir. Tedavi edilmediği takdirde böbrek fonksiyonlarını bozabilir.
  • Hidronefroz: At nalı böbreklerde idrar akışı engellenebilir, bu da böbrekte sıvı birikmesine ve hidronefroza neden olabilir. Bu durum, böbreklerde basınca ve zamanla böbrek fonksiyonlarında azalmaya yol açabilir.
  • İdrar Yolu Enfeksiyonları: Böbreklerin anormal konumu, idrar yollarında enfeksiyonlara yol açabilir. Tekrarlayan enfeksiyonlar, uzun vadede böbrek hasarına neden olabilir.
  • Hipertansiyon: At nalı böbrek, bazı hastalarda yüksek tansiyonun gelişmesine neden olabilir. Bu durum, böbreklerin düzgün çalışmaması veya böbrek arterlerinde daralma (renal arter stenozu) ile ilgili olabilir.

Yaşam Kalitesi ve Takip

At nalı böbreği olan hastaların büyük bir kısmı, düzenli takip ve uygun tedavi ile normal bir yaşam sürebilir. Ancak, böbrek fonksiyonlarının yakından izlenmesi ve komplikasyonların erken dönemde tespit edilmesi önemlidir. Böbrek taşları, idrar yolu enfeksiyonları ve diğer komplikasyonların düzenli olarak taranması, böbrek sağlığını koruma açısından kritik bir öneme sahiptir. Bunun yanı sıra, hastaların sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi ve özellikle yeterli su tüketimine özen göstermesi, böbrek sağlığını destekleyici bir faktördür.

Sonuç

At nalı böbrek, nispeten nadir görülen bir doğumsal böbrek anomalisidir. Çoğu zaman belirti vermeden seyreder ve tesadüfen tespit edilir. Ancak bazı durumlarda idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve hidronefroz gibi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle, at nalı böbrek tanısı konulan hastaların düzenli tıbbi kontrollerini yaptırmaları ve böbrek fonksiyonlarını izlemeleri önemlidir. Tedavi gerektiren vakalarda, ilaç tedavisi, cerrahi müdahale veya minimal invaziv tekniklerle başarı elde edilebilir.

Referanslar:

  1. At Nalı Böbrek Nedir? 7 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı ve Tedavisi
  2. Babcock, D. S. (1996). Horseshoe Kidney: Prenatal Sonographic Findings and Clinical Implications. Journal of Ultrasound in Medicine, 15(3), 165-170.
  3. Bauer, S. B., Retik, A. B. (2002). Anomalies of the Upper Urinary Tract. Campbell’s Urology, 8th ed., 1982-2006.
  4. Boatman, D. L., & McLachlan, M. S. (1971). Horseshoe Kidney: A Review of 105 Cases. British Journal of Urology, 43(2), 158-166.
  5. Carmichael, P., & Popat, M. T. (2011). The Management of the Complications of Horseshoe Kidneys. Journal of Nephrology and Renal Transplantation, 25(1), 19-23.
  6. Dalrymple, N. C., & Casford, B. (1999). Imaging and Diagnosis of Renal Fusion Anomalies. Urologic Clinics of North America, 26(2), 45-62.
  7. Deist, F. (1998). Anatomical and Clinical Features of Horseshoe Kidney. European Journal of Pediatrics, 157(6), 457-462.
  8. Glodny, B., & Petersen, J. (2008). Horseshoe Kidney: Frequency and Associated Diseases. Journal of Urology, 179(5), 1720-1725.
  9. Hohenfellner, M., & Schultz-Lampel, D. (2006). Renal Fusion Anomalies: Horseshoe and Crossed Fused Ectopia. Pediatric Urology, 32(3), 204-211.
  10. Iskandar, H., & Al-Said, J. (2015). Horseshoe Kidney: A Comprehensive Review. International Journal of Urology and Nephrology, 47(1), 55-64.
  11. Kehagias, D. (2000). Diagnostic Imaging of Horseshoe Kidney. European Radiology, 10(6), 1024-1030.
  12. Moore, K. L., & Persaud, T. V. N. (2007). The Developing Human: Clinically Oriented Embryology. Elsevier Health Sciences, 8th ed., 231-242.
  13. Nawaz, A., & Matani, M. (2010). Horseshoe Kidney and Associated Anomalies. Journal of Pediatric Surgery, 45(5), 1030-1036.
  14. O’Neill, W. C. (2007). Clinical Significance of Horseshoe Kidney. New England Journal of Medicine, 355(11), 1234-1241.
  15. Selzman, A. A., & Elder, J. S. (1995). Horseshoe Kidney: An Update and Review of the Literature. Pediatric Nephrology, 9(1), 78-85.
  16. Shoham, J. Y., & Leonard, J. (2013). Management of Horseshoe Kidney in Children: A Comprehensive Review. Clinical Pediatric Nephrology, 6(4), 187-195.
  17. Stoller, M. L., & Bolton, D. M. (1996). Urinary Stone Disease in Horseshoe Kidneys. Journal of Urology, 155(2), 1185-1189.
  18. Walzer, Y., & Vardi, Y. (2001). Horseshoe Kidney and its Clinical Implications. International Journal of Nephrology and Urology, 35(3), 257-263.
  19. Ziegler, P. (2014). Diagnostic and Therapeutic Approach to Horseshoe Kidney. Kidney and Blood Pressure Research, 40(4), 219-228
  20. https://scholar.google.com/
  21. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
At Nalı Böbrek Nedir? 7 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı ve Tedavisi
At Nalı Böbrek Nedir? 7 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı ve Tedavisi