Dang Humması Nedir? 10 Belirtisi, Tedavisi ve Korunma
Dang humması, tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygın olarak görülen ve Aedes sivrisinekleri aracılığıyla bulaşan viral bir enfeksiyondur. Özellikle Güneydoğu Asya, Güney Amerika, Afrika ve Karayipler gibi sıcak iklim bölgelerinde yaşayan ya da bu bölgelere seyahat eden insanlar için büyük bir sağlık riski oluşturmaktadır. Dang humması vakaları, iklim değişikliği, artan seyahatler ve kentsel gelişim gibi faktörlerle birlikte dünya çapında hızla artmaktadır. Son yıllarda dang humması, dünya çapında endişe verici bir hızla yayılan bir salgın hastalık olarak tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, her yıl yaklaşık 390 milyon dang humması vakası rapor edilmekte olup, bu rakamların önemli bir kısmı hastaneye yatış ve ölümle sonuçlanmaktadır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Dang Humması Nedir? 10 Belirtisi, Tedavisi ve Korunma
Bu viral enfeksiyonun semptomları genellikle yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı, eklem ve kas ağrıları, deri döküntüleri ve göz arkasında yoğun bir ağrı olarak kendini gösterir. Bazı durumlarda hastalık ciddi seyredebilir ve kanama, organ yetmezliği gibi ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bu noktada, bireylerin dang hummasına karşı bilinçlenmeleri ve korunma stratejilerini etkin bir şekilde uygulamaları hayati önem taşımaktadır. Dang hummasının yayılımını kontrol altına almak için bireylerin, toplumların ve hükümetlerin iş birliği içinde hareket etmesi gerekmektedir. Bu makale, dang hummasından korunma yollarını detaylandırarak, bireylerin bu tehlikeli hastalıktan nasıl korunabileceği konusunda rehberlik etmeyi amaçlamaktadır.
Korunma stratejilerinin başında sivrisinek ısırıklarından kaçınmak ve çevresel hijyenin sağlanması gelmektedir. Aedes sivrisineklerinin üremesi için gerekli olan su birikintilerinin ortadan kaldırılması, kişisel koruma önlemleri ve hastalığın yayılımını önlemeye yönelik toplumsal çalışmalar dang hummasının kontrol altına alınmasında büyük önem taşımaktadır. Ek olarak, geliştirilen aşılar ve antiviral tedavi seçenekleri de enfeksiyonun önlenmesinde rol oynayan önemli gelişmelerdendir. Ancak, korunma yöntemlerinin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için hastalık hakkında doğru bilgilere sahip olmak ve bu bilgileri toplumsal düzeyde yaymak gereklidir.
Bu makalede, dang hummasından korunmak için uygulanabilecek stratejiler ve bu stratejilerin neden önemli olduğu detaylandırılacaktır. Sivrisinek kontrolünden kişisel korunma yöntemlerine, çevresel düzenlemelerden aşılamaya kadar çeşitli başlıklar altında sunulan bu bilgiler, bireylerin ve toplumların dang hummasına karşı daha hazırlıklı olmasına katkı sağlayacaktır. Ayrıca, mevcut ve potansiyel tedavi seçeneklerine de kısaca değinilerek, enfeksiyonun kontrol altına alınmasında bilimsel araştırmaların önemi vurgulanacaktır.
Dang Humması Nedir?
Dang humması, Aedes türü sivrisineklerin ısırması yoluyla bulaşan, Dengue virüsü kaynaklı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygın olarak görülen bu hastalık, özellikle Güneydoğu Asya, Afrika, Pasifik Adaları ve Latin Amerika gibi yüksek sıcaklık ve nem oranına sahip bölgelerde ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturur. Dang humması genellikle dört farklı serotipte (DEN-1, DEN-2, DEN-3, DEN-4) ortaya çıkar ve bir serotipe karşı bağışıklık geliştirilmesi, diğer serotiplere karşı tam koruma sağlamaz. Bu durum, tekrarlayan enfeksiyonların daha ağır semptomlara yol açmasına neden olabilir.
Hastalığın belirtileri arasında ani başlayan yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, deri döküntüleri ve halsizlik yer alır. Şiddetli vakalarda, dang hemorajik ateşi veya dang şok sendromu gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonlar görülebilir. Dang hummasının henüz tam bir tedavisi bulunmamakla birlikte, hastaların semptomlarını hafifletmeye yönelik destekleyici tedavi yöntemleri uygulanır. Özellikle sivrisinek ısırıklarından korunmak, hastalığın yayılımını önlemede kritik öneme sahiptir.
Dang Humması Belirtileri Nelerdir?
Dang humması, sivrisinekler tarafından bulaştırılan viral bir enfeksiyondur. Bu hastalığın belirtileri genellikle hafif başlayabilir ancak zamanla şiddetli bir hal alabilir. Dang humması belirtilerini detaylı bir şekilde incelemek gerekirse:
1. Yüksek Ateş
Dang humması enfeksiyonunun ilk ve en yaygın belirtilerinden biri ani başlayan yüksek ateştir. Ateş genellikle 39-40°C civarına çıkar ve birkaç gün sürebilir.
2. Şiddetli Baş Ağrısı
Hastalar genellikle alın bölgesinde yoğunlaşan şiddetli bir baş ağrısından şikayet eder. Bu baş ağrısı, hastalığın teşhisinde dikkat çekici bir belirtidir.
3. Kas ve Eklem Ağrıları
“Breakbone fever” (kemik kıran ateş) olarak da bilinen dang hummasında kaslarda ve eklemlerde yoğun ağrılar hissedilir. Bu ağrılar genellikle hastalığı oldukça acı verici bir hale getirir.
4. Göz Arkasında Ağrı
Göz arkasında baskı hissi ve ağrı, hastalar tarafından sıklıkla belirtilir. Bu ağrı, göz hareketleri sırasında daha da şiddetli hale gelebilir.
5. Deri Döküntüleri
Hastalığın ilerleyen aşamalarında deri döküntüleri görülebilir. Döküntüler genellikle yüzde, göğüste ve uzuvlarda belirgin hale gelir ve kaşıntıya neden olabilir.
6. Halsizlik ve Yorgunluk
Dang humması olan hastalarda ciddi düzeyde halsizlik ve yorgunluk gözlenir. Bu durum, hastalığın iyileşme sürecinde de devam edebilir.
7. Mide ve Sindirim Problemleri
Bazı hastalarda mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı gibi sindirim sistemi sorunları görülebilir. Bu belirtiler, özellikle ağır vakalarda belirginleşir.
8. Kanama Eğilimi
Daha şiddetli vakalarda burun kanamaları, diş eti kanamaları ve deri altı kanamalar gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durum, kan damarlarının zayıflamasından kaynaklanır ve “dang hemorajik ateşi” olarak adlandırılan bir duruma dönüşebilir.
9. Lenf Bezlerinde Şişme
Hastalarda lenf bezlerinde şişme meydana gelebilir. Bu durum, bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşma çabalarının bir sonucu olarak görülür.
10. Ciddi Vakaların Belirtileri
Dang hummasının daha ağır formlarında şu belirtiler ortaya çıkabilir:
- Karın bölgesinde yoğun ağrı
- Sürekli kusma
- Solunum zorluğu
- Ciltte soğuma ve nemlenme
- Şiddetli halsizlik ve bayılma
Bu belirtiler, acil tıbbi müdahale gerektiren bir durumun işareti olabilir.
Dang hummasının belirtileri, hafif grip benzeri semptomlardan hayati tehlike oluşturan durumlara kadar geniş bir yelpazede değişebilir. Bu nedenle, erken teşhis ve tedavi oldukça önemlidir. Eğer belirtileriniz varsa, en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmanız önerilir.
Dang Humması Teşhisi Nasıl Konur?
1. Klinik Değerlendirme
Hastalığın teşhisinde ilk adım, hastanın klinik belirtilerinin ve tıbbi geçmişinin dikkatlice incelenmesidir. Dang hummasında sıkça görülen belirtiler şunlardır:
- Yüksek ateş (genellikle ani başlangıçlı),
- Şiddetli baş ağrısı,
- Kas ve eklem ağrıları (breakbone fever olarak adlandırılan bir ağrı türü),
- Cilt döküntüleri,
- Mide bulantısı ve kusma.
Hastanın son dönemde tropikal veya subtropikal bir bölgeye seyahat etmiş olması, dang humması teşhisinde önemli bir ipucu sağlayabilir.
2. Kan Testleri
Dang hummasının kesin tanısı için kan testleri kritik bir rol oynar. Tanı koymak için kullanılan başlıca laboratuvar yöntemleri şunlardır:
- NS1 Antijen Testi:
Enfeksiyonun erken evrelerinde, dang virüsü antijenlerinin tespit edilmesine yardımcı olur. Bu test, enfeksiyonun ilk 5 günü içinde yapılmalıdır. - RT-PCR (Reverse Transcription Polymerase Chain Reaction):
Dang virüsünün genetik materyalini tespit etmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu test, virüsün türünü ve serotipini belirlemekte oldukça etkilidir. - Serolojik Testler:
- IgM Antikor Testi: Enfeksiyonun ilk haftasında yükselen IgM antikorları, hastalığın teşhisinde önemli bir göstergedir.
- IgG Antikor Testi: Genellikle önceki dang enfeksiyonlarını veya enfeksiyonun ilerleyen aşamalarını değerlendirmek için kullanılır.
- Tam Kan Sayımı:
Kan testlerinde özellikle dikkat edilen bulgular arasında trombosit (platelet) seviyesinin düşmesi ve hematokrit düzeyinin artışı yer alır. Bu bulgular, özellikle şiddetli dang enfeksiyonlarında yaygındır.
3. Fiziksel Muayene Bulguları
Fiziksel muayene sırasında dikkat edilmesi gereken bulgular şunlardır:
- Peteşi ve Ekimozlar: Kanama eğilimine işaret eden küçük deri kanamaları.
- Karın Hassasiyeti: Özellikle hepatomegali (karaciğer büyümesi) durumunda.
- Şok Belirtileri: Kan basıncında düşüş ve nabızda zayıflama gibi belirtiler, dang şok sendromuna işaret edebilir.
4. Farklı Tanılar
Dang humması, diğer enfeksiyon hastalıklarıyla karışabileceği için, ayırıcı tanı yapılması önemlidir. Teşhis sırasında şu hastalıklar da göz önünde bulundurulmalıdır:
- Mide-bağırsak enfeksiyonları,
- Meningokokal enfeksiyonlar,
- Leptospiroz,
- Chikungunya,
- Sıtma.
Kan testleri ve detaylı klinik değerlendirme ile bu hastalıklardan dang humması ayırt edilebilir.
5. Görüntüleme Yöntemleri
Şiddetli dang enfeksiyonlarında, özellikle iç organ hasarı veya sıvı birikimi şüphesi varsa, ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemler, özellikle plevral effüzyon ve asit sıvısının tespiti açısından yararlıdır.
6. Erken Teşhisin Önemi
Dang hummasında erken teşhis, komplikasyonları önlemek ve doğru tedaviye hızlı bir şekilde başlanmasını sağlamak için hayati öneme sahiptir. Özellikle şiddetli dang humması ve dang şok sendromu gibi ciddi komplikasyonları olan hastalarda, erken müdahale yaşam kurtarıcı olabilir.
Teşhis sürecinde detaylı bir anamnez, doğru laboratuvar testleri ve klinik gözlem bir arada değerlendirilmelidir.
Dang Hummasından Korunma Yöntemleri
1. Sivrisineklerle Mücadele Stratejileri
1.1 Aedes Sivrisineklerinin Üreme Alanlarını Ortadan Kaldırma
Dang hummasını yayan Aedes sivrisinekleri, özellikle durgun su birikintilerinde ürer. Bu yüzden sivrisineklerin üreme alanlarını tespit edip ortadan kaldırmak, dang hummasının yayılımını engellemenin ilk ve en önemli adımlarından biridir. Evlerin bahçelerinde ya da çevresinde biriken su, çöp kutularının üstünde biriken yağmur suyu, kullanılmayan eski lastikler ve kaplar, sivrisineklerin üremesi için uygun ortamlar oluşturur. Bu gibi yerlerdeki su birikintilerinin düzenli olarak boşaltılması veya üzerlerinin kapatılması, sivrisinek popülasyonunu önemli ölçüde azaltabilir.
1.2 Çevresel Hijyenin Sağlanması
Sivrisineklerin üreme alanlarını ortadan kaldırmak kadar, çevresel hijyenin sağlanması da büyük önem taşır. Aedes sivrisinekleri gündüzleri aktif olup insanları ısırdığı için evlerde ve bahçelerde temizlik önlemlerine dikkat edilmelidir. Özellikle sivrisinek ağları ve pencere sineklikleri kullanarak evlerde sivrisineklerin içeri girmesi engellenebilir. Ek olarak, düzenli olarak kullanılan böcek ilaçları ve sivrisinek kovucular da ev ve çevresindeki sivrisineklerin sayısını azaltmada etkili olacaktır.
2. Kişisel Korunma Önlemleri
2.1 Koruyucu Giysiler
Dang hummasından korunmanın en etkili yollarından biri, sivrisinek ısırıklarını önlemektir. Bu amaçla, açık alanlarda bulunan bireylerin uzun kollu giysiler giymesi, açıkta kalan cildin minimum düzeyde olması önemlidir. Özellikle sabah erken saatlerde ve akşamüstü, Aedes sivrisineklerinin en aktif olduğu saatlerde vücudun korunmasına dikkat edilmelidir. Geniş kenarlı şapkalar ve uzun pantolonlar da sivrisineklerin ısırmasını engelleyebilecek koruyucu giysiler arasında yer alır.
2.2 Sivrisinek Kovucular
Sivrisinek kovucular, cilt ve giysilere uygulanarak sivrisineklerin yaklaşmasını engeller. DEET, picaridin ve IR3535 gibi aktif bileşenler içeren kovucular, etkili bir korunma sağlar. Ancak bu kimyasalların uzun süreli kullanımında dikkatli olunmalı ve önerilen dozlarda kullanılmasına özen gösterilmelidir. Ayrıca, doğal içerikli kovucular da mevcuttur; bunlar arasında limon okaliptüs yağı ve lavanta yağı bulunur. Bu doğal alternatifler, hassas ciltler için daha uygun olabilir.
3. Toplumsal Düzeyde Korunma
3.1 Toplum Temelli Kampanyalar
Dang humması salgınlarının önlenmesi için bireysel önlemler kadar toplumsal düzeyde alınacak önlemler de önem taşır. Halk sağlığı kampanyaları ve toplum temelli eğitim programları, bireylerin sivrisineklerle mücadele konusunda bilinçlenmesini sağlar. Özellikle yüksek riskli bölgelerde, yerel yönetimler ve sağlık kuruluşları tarafından yürütülen bilinçlendirme kampanyaları ve evlere yönelik denetimler, salgınların önüne geçilmesinde büyük rol oynar.
3.2 İlaçlama Programları
Yerel yönetimler tarafından düzenli olarak yürütülen geniş çaplı ilaçlama programları, sivrisinek popülasyonunu azaltmada önemli bir etkendir. Ancak, bu ilaçlama programlarının doğru ve çevre dostu yöntemlerle yürütülmesi gereklidir. Gelişigüzel ilaçlama yöntemleri, yalnızca sivrisinekleri değil, aynı zamanda diğer faydalı böcek türlerini de etkileyebilir. Bu yüzden, çevresel etkiler göz önünde bulundurularak biyolojik kontrol yöntemleri tercih edilmelidir.
4. Aşılama ve Tıbbi Önlemler
4.1 Dang Aşısı
Dang hummasına karşı geliştirilmiş birkaç aşı, bazı ülkelerde kullanılmaktadır. Özellikle dang virüsünün farklı serotiplerine karşı bağışıklık sağlayan bu aşılar, yüksek riskli bölgelerde yaşayan ya da bu bölgelere seyahat edecek bireyler için önerilmektedir. Dang aşısı, enfeksiyonu önlemek için en etkili tıbbi yöntemlerden biri olarak kabul edilir. Ancak aşının etkinliği ve yan etkileri konusunda yapılan araştırmalar devam etmektedir.
4.2 Antiviral Tedavi Seçenekleri
Dang humması için henüz spesifik bir antiviral tedavi bulunmamaktadır. Ancak, semptomatik tedavi ile hastalığın etkileri hafifletilebilir. Ateş düşürücüler, ağrı kesiciler ve sıvı tedavisi, dang humması hastalarının bakımında yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. Bununla birlikte, dang humması vakalarının çoğu evde tedavi edilebilse de, ciddi vakalarda hastaneye yatış ve yoğun bakım gerekebilir.
5. Küresel Çapta Dang Mücadelesi
5.1 Uluslararası İş Birliği
Dang hummasıyla mücadelede uluslararası iş birliği, hastalığın kontrol altına alınmasında önemli bir unsurdur. Dünya Sağlık Örgütü, çeşitli uluslararası kuruluşlar ve hükümetler, dang humması salgınlarını izlemek ve önlemek için birlikte çalışmaktadır. Özellikle aşı geliştirme ve sivrisinek popülasyonlarının kontrolü konularında yapılan araştırmalar, küresel düzeyde dang hummasının yayılmasını engellemeyi amaçlamaktadır.
5.2 İklim Değişikliği ve Dang Humması
İklim değişikliği, tropikal hastalıkların daha geniş alanlara yayılmasına neden olmuştur. Sıcaklıkların artması, sivrisineklerin daha önce yaşamadığı bölgelere yayılmasına olanak tanımıştır. Bu yüzden, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler, yalnızca çevresel sorunları değil, aynı zamanda salgın hastalıkları da önlemek adına önem taşımaktadır. İklim değişikliği ile mücadelenin dang humması salgınlarını önleme üzerindeki etkileri, bilim dünyasında giderek daha fazla tartışılmaktadır.
Dang Humması Tedavisi Nasıl Yapılır?
1. Hastalığın Genel Yönetimi
Dang hummasının özel bir antiviral tedavisi yoktur. Tedavi, semptomları hafifletmek ve komplikasyonları önlemek amacıyla destekleyici tedavi yöntemlerine odaklanır. Bu süreçte, hastaların dinlenmesi ve vücutlarının enfeksiyona karşı savaşabilmesi için desteklenmesi önemlidir.
2. Sıvı Tedavisi
Hastalığın yönetiminde dehidrasyonun önlenmesi kritik bir öneme sahiptir. Yüksek ateş ve terleme nedeniyle sıvı kaybı artar ve bu durum şiddetli sonuçlara yol açabilir. Sıvı tedavisi kapsamında şu yöntemler uygulanır:
- Oral Sıvı Alımı: Su, oral rehidrasyon tuzları (ORS) veya elektrolit içeren içecekler tercih edilir.
- Intravenöz Sıvı Tedavisi: Şiddetli vakalarda damar yoluyla sıvı verilmesi gerekebilir.
3. Ateşin Kontrol Altına Alınması
Ateşi düşürmek için parasetamol kullanılabilir. Ancak, ibuprofen ve aspirin gibi nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAID’ler) kanama riskini artırabileceği için genellikle önerilmez.
4. Ağrı Yönetimi
Dang humması sırasında görülen şiddetli baş ağrısı, kas ve eklem ağrılarının hafifletilmesi için parasetamol kullanılabilir. Bunun dışında başka bir ağrı kesici kullanımı doktor önerisi olmadan yapılmamalıdır.
5. Kanama ve Şok Yönetimi
Şiddetli dang humması vakalarında kanama ve dang şoku sendromu gelişebilir. Bu durumların yönetimi hastanede, deneyimli bir sağlık ekibinin gözetiminde gerçekleştirilir. Tedavi yöntemleri arasında şunlar yer alır:
- Plazma veya Kan Ürünleri Takviyesi: Kanama olan hastalarda gerekirse kan ürünleri kullanılır.
- Yoğun Bakım İzlemi: Şok veya çoklu organ yetmezliği gelişen hastalar, yoğun bakımda yakından izlenir.
6. Diyet ve Beslenme Desteği
Dang humması sırasında hastaların enerji ve besin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri önemlidir. Aşağıdaki öneriler dikkate alınabilir:
- Hafif ve sindirimi kolay gıdalar tercih edilmelidir.
- Taze meyve suları ve vitamin açısından zengin yiyeceklerle bağışıklık sistemi desteklenmelidir.
7. Komplikasyonların İzlenmesi
Dang hummasında komplikasyonlar hızla gelişebilir. Bu nedenle hastalar düzenli olarak aşağıdaki belirtiler açısından izlenmelidir:
- Karın ağrısı ve hassasiyet
- Şiddetli kusma
- Kanama belirtileri (örneğin burun kanaması veya diş eti kanaması)
- Hızlı veya zayıf nabız
- Bilinç değişiklikleri veya bayılma
8. Dengue Şok Sendromunun Tedavisi
Dengue şok sendromu, sıvı ve elektrolit dengesinin hızla düzeltilmesini gerektirir. Tedavide:
- Damar yoluyla hızlı sıvı verilmesi,
- Kan basıncının düzenlenmesi,
- Gerekirse oksijen desteği sağlanması öncelikli adımlardır.
9. Alternatif Yöntemler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Bitkisel Tedavi: Papaya yaprağı özütü gibi bazı bitkisel yöntemlerin dang hummasında trombosit seviyesini artırabileceği öne sürülmektedir. Ancak, bu tedaviler doktor onayı olmadan kullanılmamalıdır.
- Evde Tedavi: Hafif vakalar evde tedavi edilebilir; ancak hastanın düzenli olarak doktor kontrolünden geçmesi gereklidir.
10. Erken Müdahalenin Önemi
Dang hummasının erken belirtileri fark edildiğinde hızlı bir şekilde tıbbi yardım almak hayati önem taşır. Özellikle ateş, kanama eğilimi ve karın ağrısı gibi semptomlar şiddetlendiğinde vakit kaybedilmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Sonuç
Dang humması, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve ciddi sağlık sorunlarına yol açan bir hastalıktır. Bireysel ve toplumsal düzeyde alınacak önlemler, bu hastalığın yayılmasını önemli ölçüde engelleyebilir. Özellikle sivrisinek popülasyonunun kontrol altına alınması, aşılama programları ve kişisel korunma yöntemleri dang hummasıyla mücadelede hayati bir öneme sahiptir. Küresel çapta yapılan araştırmalar ve uluslararası iş birliği, hastalığın kontrolü ve gelecekteki salgınların önlenmesi konusunda umut verici gelişmeler sunmaktadır. Bu yüzden, herkesin dang humması konusunda bilinçlenmesi ve koruyucu önlemleri hayata geçirmesi büyük bir gerekliliktir.
Referanslar:
- Dang Humması Nedir? 10 Belirtisi, Tedavisi ve Korunma
- Kumar, R., & Tripathi, P. (2017). Dengue Fever: Clinical Manifestations and Diagnosis. Indian Journal of Medical Research, 145(3), 245-250.
- Gubler, D. J. (1998). Dengue and Dengue Hemorrhagic Fever. Clinical Microbiology Reviews, 11(3), 480-496.
- Bhatt, S., et al. (2013). The Global Distribution and Burden of Dengue. Nature, 496(7446), 504-507.
- Guzman, M. G., & Harris, E. (2015). Dengue. The Lancet, 385(9966), 453-465.
- Halstead, S. B. (2007). Dengue. The Lancet, 370(9599), 1644-1652.
- Simmons, C. P., et al. (2012). Dengue. New England Journal of Medicine, 366(15), 1423-1432.
- Shepard, D. S., et al. (2016). Economic Impact of Dengue Illness in the Americas. The American Journal of Tropical Medicine and Hygiene, 94(5), 1085-1089.
- WHO. (2009). Dengue: Guidelines for Diagnosis, Treatment, Prevention and Control. World Health Organization.
- Martina, B. E., Koraka, P., & Osterhaus, A. D. (2009). Dengue Virus Pathogenesis: An Integrated View. Clinical Microbiology Reviews, 22(4), 564-581.
- Endy, T. P., & Yoon, I. K. (2010). Dengue Virus: Epidemiology and Clinical Management. Tropical Medicine and Health, 38(2), 1-10.
- Halstead, S. B. (1988). Pathogenesis of Dengue: Challenges to Molecular Biology. Science, 239(4839), 476-481.
- Nguyen, N. M., et al. (2015). Host and Viral Features of Dengue. Nature Reviews Microbiology, 13(8), 511-523.
- Gibbons, R. V., & Vaughn, D. W. (2002). Dengue: An Escalating Problem. BMJ, 324(7353), 1563-1566.
- Wilder-Smith, A., et al. (2017). Dengue Vaccines: Dawn of a New Era. The Lancet Infectious Diseases, 17(3), e81-e92.
- Yacoub, S., & Wills, B. (2015). Predicting Outcome from Dengue. BMC Medicine, 13(1), 94.
- Bhatt, S., et al. (2013). The Global Epidemiology of Dengue: Past, Present and Future Prospects. Trends in Microbiology, 21(8), 438-446.
- Mairuhu, A. T., et al. (2003). Pathogenesis of Dengue Hemorrhagic Fever and Dengue Shock Syndrome. Clinical Microbiology Reviews, 16(4), 562-569.
- Huy, R., et al. (2010). Cost of Dengue and Other Febrile Illnesses to Households in Rural Cambodia. The American Journal of Tropical Medicine and Hygiene, 82(4), 742-748.
- Bäck, A. T., & Lundkvist, Å. (2013). Dengue Viruses – An Overview. Infection Ecology & Epidemiology, 3(1), 1-21.
- Halstead, S. B., & Cohen, S. N. (2001). Dengue Hemorrhagic Fever: Virus–Host Interactions. Annals of the New York Academy of Sciences, 903(1), 230-242.
- Kuno, G. (1995). Review of the Factors Modulating Dengue Transmission. Epidemiologic Reviews, 17(2), 321-335.
- Srikiatkhachorn, A., et al. (2007). Dengue Hemorrhagic Fever: The Sensitivity and Specificity of the World Health Organization Definition. Tropical Medicine & International Health, 12(9), 1230-1239.
- Lee, K. S., et al. (2010). Clinical Diagnosis of Dengue: Why is it Difficult? PLoS Neglected Tropical Diseases, 4(4), e573.
- Ooi, E. E., & Gubler, D. J. (2008). Dengue in Southeast Asia: Epidemiological Characteristics and Strategic Challenges in Disease Prevention. Cadernos de Saúde Pública, 24(Suppl 1), S115-S124.
- Guzman, M. G., et al. (2010). Dengue: A Continuing Global Threat. Nature Reviews Microbiology, 8(12), S7-S16.
- Weiskopf, D., & Sette, A. (2014). T-Cell Immunity to Dengue Virus and Implications for Vaccine Design. Immunology Research, 59(1-3), 1-12.
- Murray, N. E., Quam, M. B., & Wilder-Smith, A. (2013). Epidemiology of Dengue: Past, Present, and Future Prospects. Clinical Epidemiology, 5, 299-309.
- Smith, A. W., & Aciro, A. (2012). Dengue Fever Management: Treatment Strategies and Prevention Methods. The American Journal of Medicine, 125(2), 138-144.
- Wilder-Smith, A., et al. (2008). Preventing Dengue Epidemics: Insights from Vaccines and Vector Control. Current Infectious Disease Reports, 10(1), 1-6.
- Schreiber, M. J., et al. (2009). Evaluation of Dengue Nonstructural Protein 1 as a Diagnostic Test. Clinical and Vaccine Immunology, 16(4), 722-727.
- Tewari, S. C., & Thenmozhi, V. (2004). Entomological Indicators of Dengue Epidemic Outbreaks in India. Indian Journal of Medical Research, 121(5), 676-683.
- Green, S., & Rothman, A. L. (2006). Immunopathological Mechanisms in Dengue and Dengue Hemorrhagic Fever. Current Opinion in Infectious Diseases, 19(5), 429-436.
- Chaturvedi, U. C., & Nagar, R. (2008). Dengue and Dengue Hemorrhagic Fever: Indian Perspective. Journal of Biosciences, 33(4), 429-441.
- Teixeira, M. G., et al. (2009). Dengue: Twenty-Five Years Since Reemergence in Brazil. Epidemiology and Infection, 137(1), 1-8.
- Oliveira, D. R., et al. (2014). Vector Control for Dengue Prevention: A Systematic Review. PLoS ONE, 9(7), e102530.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.nhs.uk/