Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB 2)
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, günümüzde çocukluk çağının en yaygın nörogelişimsel bozukluklarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu bozukluk, bireyin dikkatini sürdürme, dürtülerini kontrol etme ve aşırı hareketliliği yönetme yeteneğini etkiler. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu temel belirtileri arasında dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik yer alır. Bu belirtiler, bireylerin günlük yaşamlarını önemli ölçüde etkileyebilir ve akademik, sosyal ve duygusal gelişimlerini zorlaştırabilir. Dünya genelinde milyonlarca çocuk ve yetişkin DEHB tanısı almış durumdadır. Bozukluğun erken tanısı ve tedavisi, bireylerin daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB 2)
DEHB, genellikle çocuklukta teşhis edilse de, yetişkinlik dönemine kadar devam edebilir. Aslında, birçok yetişkin, çocukluklarında teşhis edilmemiş olsa bile, yetişkinlikte DEHB belirtileri göstermeye devam edebilir. Bu durum, bireylerin iş, aile ve sosyal yaşamlarında çeşitli zorluklar yaşamasına neden olabilir. Ayrıca DEHB’nin sadece bir çocukluk bozukluğu olarak algılanması, yetişkinlerin ihtiyaç duyduğu yardımı alamamalarına yol açabilir. Bozukluğun yetişkinlerde de yaygın olması, toplumda DEHB farkındalığının artırılmasını gerektirmektedir.
DEHB’nin kökeni tam olarak anlaşılmamış olsa da, genetik faktörlerin bozukluğun gelişiminde büyük rol oynadığı bilinmektedir. Bununla birlikte, çevresel faktörlerin ve beyin yapısındaki farklılıkların da DEHB’nin ortaya çıkışında etkili olduğu düşünülmektedir. Yapılan araştırmalar, DEHB’li bireylerin beyinlerinde, özellikle dikkat, dürtü kontrolü ve planlama ile ilişkili alanlarda belirli yapısal ve işlevsel değişiklikler bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu bilimsel bulgular, DEHB’nin yalnızca bir davranış problemi olmadığını, aynı zamanda nörolojik temelleri olan bir bozukluk olduğunu kanıtlamaktadır.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, bireyin yaşamını her açıdan etkileyebilecek karmaşık bir bozukluktur. Ancak, doğru tedavi ve destekle, bu bozuklukla başa çıkmak mümkündür. Çeşitli tedavi seçenekleri, bireyin dikkatini artırmasına, dürtüselliğini kontrol etmesine ve aşırı hareketliliğini yönetmesine yardımcı olabilir. Bu makale, DEHB’nin belirtileri, nedenleri, tanı süreci, tedavi seçenekleri ve bozuklukla yaşamanın yolları üzerine kapsamlı bir inceleme sunmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, bozukluk hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen aileler, eğitimciler ve sağlık profesyonelleri için rehber niteliği taşımaktadır.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, üç ana belirti kümesi ile karakterizedir: dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik. Her bireyde bu belirtilerin şiddeti ve dağılımı farklı olabilir; bu nedenle DEHB, her bireyde aynı şekilde görünmeyebilir.
- Dikkatsizlik: DEHB’nin en belirgin özelliklerinden biri dikkatsizliktir. Bu, bireyin görevleri sürdürmede zorlanması, ayrıntılara dikkat etmeme, günlük işlerde unutkanlık ve düzen sağlama güçlüğü gibi durumlarla kendini gösterebilir. Örneğin, DEHB’li bir birey, uzun süreli bir göreve odaklanmakta zorlanabilir ya da sık sık dağılabilir.
- Hiperaktivite: Hiperaktivite, DEHB’nin daha görünür ve dışa dönük belirtilerinden biridir. Hiperaktif çocuklar sürekli hareket halindedir ve yerinde durmakta zorlanırlar. Yetişkinlerde ise hiperaktivite daha içsel bir huzursuzluk şeklinde kendini gösterebilir.
- Dürtüsellik: DEHB’li bireyler genellikle düşünmeden hareket ederler, bu da onları riskli ya da tehlikeli durumlara sokabilir. Dürtüsellik, kişinin başkalarını kesmesi, sıra beklemekte zorlanması ya da sonuçlarını düşünmeden hızlı kararlar alması gibi davranışlarla kendini gösterebilir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedenleri
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bu bozukluğun gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Araştırmalar, DEHB’nin kalıtsal bir bozukluk olduğunu ve genetik faktörlerin DEHB’nin gelişiminde %70-80 oranında etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, bozukluğun ailelerde yaygın olarak görülmesini açıklamaktadır.
- Genetik Faktörler: DEHB’nin kalıtsal olduğu yönündeki bulgular, ebeveynlerden çocuklara geçen genlerin bu bozukluğun gelişiminde büyük rol oynadığını göstermektedir. Birçok çalışmada, DEHB’li bireylerin ailelerinde bu bozukluğun daha yaygın olduğu bulunmuştur. Ayrıca, genetik araştırmalar, belirli gen mutasyonlarının DEHB riskini artırabileceğini göstermiştir.
- Çevresel Faktörler: Genetik faktörler dışında, çevresel etkenlerin de DEHB’nin gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Hamilelik sırasında sigara veya alkol kullanımı, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum gibi faktörlerin DEHB riskini artırdığına dair bulgular mevcuttur. Ayrıca, çocukluk döneminde maruz kalınan ağır metaller ve toksinler de bu bozukluğun gelişiminde etkili olabilir.
- Beyin Yapısındaki Farklılıklar: Nörolojik araştırmalar, DEHB’li bireylerin beyin yapılarında belirli farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle dikkat, planlama ve dürtü kontrolü ile ilgili beyin bölgelerinde işlevsel ve yapısal farklılıklar bulunduğu bilinmektedir. Beynin bu bölgelerindeki aktivite azalması, DEHB’nin temel belirtilerinden sorumlu olabilir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Tanısı
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tanısı, genellikle psikologlar, psikiyatristler veya çocuk gelişimi uzmanları tarafından yapılır. Tanı süreci, çocuğun veya yetişkinin semptomlarını, bu semptomların ne kadar süredir devam ettiğini ve günlük yaşamını nasıl etkilediğini anlamayı amaçlar. DEHB tanısı, yalnızca bireyin belirli belirtileri göstermesine dayanmaz; aynı zamanda bu belirtilerin bireyin iş, okul veya sosyal yaşamını ne ölçüde olumsuz etkilediği de dikkate alınır.
- Gözlem ve Anamnez: DEHB tanısında ilk adım, bireyin belirtilerinin gözlemlenmesi ve aile öyküsünün alınmasıdır. Uzmanlar, bireyin sosyal ve akademik hayatındaki zorlukları, ailesel faktörleri ve belirtilerin süresini dikkate alarak tanı koyar.
- Psikolojik Testler: DEHB’nin tanısında çeşitli psikolojik testler de kullanılabilir. Bu testler, bireyin dikkat, hafıza ve problem çözme becerilerini değerlendirmeye yönelik olabilir. Ancak, DEHB tanısının yalnızca test sonuçlarına dayandırılması yeterli değildir; kapsamlı bir değerlendirme süreci gereklidir.
- DSM-5 Kriterleri: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tanısı, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin (APA) yayımladığı DSM-5 (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) kriterlerine göre konulur. Bu kriterler, DEHB’nin teşhisi için belirli belirtilerin en az altı ay boyunca devam etmesini ve bireyin yaşamını olumsuz etkilemesini şart koşar.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Tedavisi
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tedavisi, bireyin yaşına, belirtilerine ve yaşam koşullarına göre değişiklik gösterebilir. Tedavide ilaçlar, psikoterapi ve eğitimsel destek gibi çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Tedaviye erken başlandığında, DEHB’li bireylerin yaşam kalitesi büyük ölçüde iyileştirilebilir.
- İlaç Tedavisi: DEHB tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biri ilaç tedavisidir. Özellikle uyarıcı ilaçlar, DEHB’li bireylerin dikkatini artırmaya ve dürtüselliği kontrol etmeye yardımcı olabilir. Metilfenidat ve amfetamin gibi uyarıcılar, beynin dikkat ve dürtü kontrolü ile ilgili bölgelerinde kimyasal dengeleri düzenleyerek etki gösterir. Bununla birlikte, uyarıcı olmayan ilaçlar da bazı bireylerde etkili olabilir.
- Psikoterapi: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde psikoterapi, özellikle çocuklar ve gençler için önemli bir tedavi seçeneğidir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireyin düşünce ve davranışlarını daha iyi yönetmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, aile terapisi, DEHB’li çocukların ebeveynleri için destek sağlayabilir ve aile içindeki dinamikleri iyileştirebilir.
- Eğitimsel Destek: DEHB’li bireyler, akademik hayatlarında çeşitli zorluklarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, öğretmenlerin ve okulların Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu hakkında bilinçlendirilmesi, bu bireylere daha uygun eğitim desteği sağlamada önemlidir. Özel eğitim planları ve bireysel rehberlik hizmetleri, DEHB’li öğrencilerin akademik başarısını artırabilir.
DEHB ile Yaşamak
DEHB ile yaşamak, hem çocuklar hem de yetişkinler için bir dizi zorluk içerir. Ancak, uygun stratejiler ve destek mekanizmaları ile bu zorlukların üstesinden gelmek mümkündür. DEHB ile daha iyi başa çıkmak için aşağıdaki ipuçları dikkate alınabilir:
- Planlama ve Organize Olma: DEHB’li bireyler için zaman yönetimi ve organize olma becerileri büyük önem taşır. Takvim kullanmak, yapılacaklar listesi oluşturmak ve işleri parçalara ayırmak, dikkat sorunlarını yönetmeye yardımcı olabilir.
- Egzersiz ve Fiziksel Aktivite: Düzenli fiziksel aktivite, DEHB’nin bazı belirtilerini hafifletmede etkili olabilir. Egzersiz, beynin dopamin ve norepinefrin seviyelerini artırarak, dikkat ve odaklanmayı iyileştirebilir.
- Sosyal Destek: DEHB’li bireyler için güçlü bir sosyal destek ağına sahip olmak önemlidir. Aile, arkadaşlar ve terapistler, bu bireylerin duygusal destek almasına ve zorluklarla başa çıkmasına yardımcı olabilir.
DEHB ile Yaşamda Karşılaşılan Zorluklar
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, yalnızca belirti ve semptomlarıyla değil, aynı zamanda bireylerin günlük yaşamlarını nasıl etkilediğiyle de karmaşık bir bozukluktur. Hem çocuklar hem de yetişkinler için hayatın birçok alanında zorluklarla karşılaşma olasılığı yüksektir. Bu zorluklar akademik, mesleki, sosyal ve duygusal alanlarda yaşanabilir. Ancak DEHB’li bireylerin karşılaştığı bu zorluklar, erken müdahale, uygun tedavi ve stratejik yaklaşımlar ile azaltılabilir.
Çocukluk Dönemi Zorlukları
Çocuklar için Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, öğrenme sürecini ve sosyal ilişkileri önemli ölçüde etkileyebilir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite, okulda başarıyı düşürebilir, arkadaş ilişkilerinde zorluklar yaşanmasına neden olabilir. Çocuklar, sınıf içi etkinliklerde dikkatlerini toplamakta zorlanabilir, bu da akademik başarılarını olumsuz yönde etkiler. Ayrıca, dürtüsel davranışlar, arkadaşlarıyla sağlıklı ilişkiler kurmalarını zorlaştırabilir ve çatışmalara neden olabilir. DEHB’li çocuklar, genellikle sabır gerektiren oyunlar ve aktivitelerde zorlanır, bu da sosyal çevrede izolasyona yol açabilir.
Okulda yaşanan zorluklar, özgüven kaybına ve öğrenme motivasyonunun azalmasına neden olabilir. Birçok DEHB’li çocuk, diğer çocuklarla kıyaslandığında yetersizlik duygusuyla başa çıkmakta zorlanır. Bu durum, ilerleyen yaşlarda akademik başarısızlık ve motivasyon kaybı gibi sorunlara yol açabilir. Çocukluk döneminde doğru müdahaleler yapılmadığında, bu zorluklar yetişkinlik dönemine kadar devam edebilir.
Yetişkinlik Dönemi Zorlukları
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğusadece çocukları değil, aynı zamanda yetişkinleri de etkiler. Çocukluk döneminde tanı konmamış veya tedavi edilmemiş DEHB, yetişkinlikte daha karmaşık zorluklarla kendini gösterebilir. Yetişkinlik döneminde DEHB, iş hayatında, ilişkilerde ve genel yaşam organizasyonunda çeşitli sorunlara yol açabilir. Örneğin, dikkat eksikliği ve organizasyon güçlüğü, iş yerinde görevleri tamamlamada zorluk yaratabilir. Bu da iş performansının düşmesine, iş kaybına veya kariyer ilerlemesinde engellere yol açabilir.
Yetişkinlerdeki Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri, zaman yönetimi sorunları, görevleri tamamlamada zorluk, dikkatin kolayca dağılması ve unutkanlık olarak kendini gösterebilir. Yetişkinlerde hiperaktivite daha az belirgin olabilir, ancak içsel huzursuzluk ve sürekli hareket etme isteği, kişinin günlük yaşamını zorlaştırabilir. Dürtüsellik ise ani kararlar alma, finansal zorluklar yaşama ve ilişkilerde çatışmalara neden olabilir.
İlişkilerde Yaşanan Zorluklar
DEHB’nin, hem çocuklar hem de yetişkinler için sosyal ilişkiler üzerinde belirgin bir etkisi olabilir. Çocuklar için arkadaş edinme ve bu arkadaşlıkları sürdürebilme becerisi, DEHB nedeniyle olumsuz etkilenebilir. Hiperaktif ve dürtüsel davranışlar, diğer çocuklar tarafından hoş karşılanmayabilir ve bu da sosyal izolasyona yol açabilir. Aynı şekilde yetişkinlerde de Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, romantik ve iş ilişkilerinde zorluklar yaratabilir.
Özellikle dürtüsellik, yetişkin ilişkilerinde çatışmalara neden olabilir. Kişi, düşünmeden söylediği sözler veya hızlıca aldığı kararlarla partneriyle ya da iş arkadaşlarıyla sorunlar yaşayabilir. DEHB’li bireyler, uzun vadeli ilişkilere odaklanmada ve duygusal iniş çıkışları yönetmede zorlanabilirler. Bu durum, evliliklerde ve uzun süreli romantik ilişkilerde stres yaratabilir. Ancak bu zorluklar, doğru terapi yöntemleri ve çift danışmanlığı ile yönetilebilir.
DEHB’li Çocuklar İçin Eğitim Stratejileri
Eğitim, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar için önemli bir zorluk alanıdır. Ancak, öğretmenler ve ebeveynler tarafından uygulanan bazı stratejiler, bu çocukların okul yaşamında daha başarılı olmalarına yardımcı olabilir. DEHB’li çocukların dikkat süresini artırmak, öğrenme süreçlerini daha etkili hale getirmek ve sosyal becerilerini geliştirmek için bazı özel teknikler kullanılabilir.
- Kısa Süreli Görevler: DEHB’li çocuklar uzun süre odaklanmakta zorlanabilirler. Bu nedenle öğretmenlerin, çocuklara kısa sürede tamamlayabilecekleri görevler vermeleri daha etkili olabilir. Görevlerin küçük parçalara bölünmesi, çocuğun başarı hissi yaşamasına ve motivasyonunu artırmasına yardımcı olabilir.
- Pozitif Pekiştirme: DEHB’li çocuklar, olumlu geri bildirimlerle daha iyi öğrenebilirler. Pozitif pekiştirme, çocukların başarılarını tanımak ve onları ödüllendirmek anlamına gelir. Bu, çocuğun kendine olan güvenini artırabilir ve gelecekteki başarıları için motive edici olabilir.
- Yapılandırılmış Ortamlar: DEHB’li çocuklar, yapılandırılmış ve düzenli ortamlarda daha iyi performans gösterebilirler. Sınıf ortamında belirgin kuralların ve rutinlerin olması, çocuğun dikkatini toplamasını kolaylaştırabilir. Ayrıca, sınıfın dikkat dağıtıcı unsurlardan arındırılması da önemlidir.
- Bireysel Eğitim Planları: Okullarda DEHB’li çocuklar için bireysel eğitim planları (BEP) hazırlanabilir. Bu planlar, çocuğun özel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tasarlanır ve çocuğun akademik başarılarını artırmayı hedefler. BEP, çocuğun güçlü yönlerine odaklanırken zayıf yönlerini desteklemeyi amaçlar.
DEHB’li Yetişkinler İçin Stratejiler
DEHB’li yetişkinler de günlük yaşamlarını daha iyi yönetmek için çeşitli stratejiler geliştirebilirler. Bu stratejiler, zaman yönetimi, iş organizasyonu ve kişisel ilişkilerdeki zorluklarla başa çıkmada yardımcı olabilir.
- Zaman Yönetimi Teknikleri: DEHB’li yetişkinler için zaman yönetimi büyük bir zorluk olabilir. Bu nedenle, günlük planlar yapmak, hatırlatıcılar kullanmak ve zamanı bloklar halinde planlamak yardımcı olabilir. Ayrıca, teknoloji yardımıyla yapılacaklar listeleri ve takvim uygulamaları da etkili olabilir.
- Öncelik Belirleme: Görevleri öncelik sırasına koymak, DEHB’li yetişkinlerin dikkatlerini dağıtmadan işleri tamamlamalarına yardımcı olabilir. Bu, özellikle iş yerinde daha verimli olmayı sağlayabilir.
- Düzenli Dinlenme Araları: Uzun süreli dikkat gerektiren görevlerde zorlanan DEHB’li yetişkinler, düzenli dinlenme araları vererek zihinlerini dinlendirebilirler. Kısa molalar, dikkat dağılmasını önlemeye ve yeniden odaklanmayı sağlamaya yardımcı olabilir.
- Stres Yönetimi: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, yetişkinlerde stres ve kaygıya neden olabilir. Düzenli egzersiz, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi stres yönetimi teknikleri, DEHB’nin neden olduğu gerginliği azaltabilir ve bireyin genel yaşam kalitesini artırabilir.
Sonuç
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, çocuklar ve yetişkinler arasında yaygın olarak görülen, ancak doğru tedavi ve destekle yönetilebilen bir bozukluktur. DEHB’nin nedenleri arasında genetik ve çevresel faktörler yer almakla birlikte, beyin yapısındaki farklılıklar da bu bozukluğun gelişiminde rol oynar. Tanı süreci dikkatli bir gözlem ve değerlendirme gerektirir. Tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi, psikoterapi ve eğitimsel destekler yer alırken, bireylerin yaşamlarını organize etmeleri ve sosyal destek ağlarını güçlendirmeleri bozuklukla başa çıkmada önemli rol oynar. Bu yazı, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu hakkında bilgi edinmek ve bu bozukluğu daha iyi anlamak isteyenler için kapsamlı bir rehber sunmaktadır.
Referanslar:
- Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB 2)
- Barkley, R. A. (1997). Behavioral inhibition, sustained attention, and executive functions: Constructing a unifying theory of ADHD. Psychological Bulletin, 121(1), 65-94.
- Polanczyk, G., et al. (2007). The worldwide prevalence of ADHD: A systematic review and metaregression analysis. The American Journal of Psychiatry, 164(6), 942-948.
- Faraone, S. V., et al. (2005). The worldwide prevalence of ADHD: Is it an American condition? World Psychiatry, 4(2), 104-113.
- Willcutt, E. G. (2012). The prevalence of DSM-IV attention-deficit/hyperactivity disorder: A meta-analytic review. Neurotherapeutics, 9(3), 490-499.
- Nigg, J. T. (2005). Neuropsychologic theory and findings in attention-deficit/hyperactivity disorder: The state of the field and salient challenges for the coming decade. Biological Psychiatry, 57(11), 1424-1435.
- Castellanos, F. X., et al. (2002). Developmental trajectories of brain volume abnormalities in children and adolescents with attention-deficit/hyperactivity disorder. JAMA, 288(14), 1740-1748.
- Rubia, K. (2018). Cognitive neuroscience of attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) and its clinical translation. Frontiers in Human Neuroscience, 12, 100.
- Shaw, P., et al. (2007). Attention-deficit/hyperactivity disorder is characterized by a delay in cortical maturation. Proceedings of the National Academy of Sciences, 104(49), 19649-19654.
- Sonuga-Barke, E. J. S., et al. (2010). Nonpharmacological interventions for ADHD: Systematic review and meta-analyses of randomized controlled trials of dietary and psychological treatments. The American Journal of Psychiatry, 167(3), 275-281.
- Swanson, J. M., et al. (1998). Attention-deficit hyperactivity disorder and hyperkinetic disorder. The Lancet, 351(9100), 429-433.
- Arnsten, A. F. T. (2009). The emerging neurobiology of attention deficit hyperactivity disorder: The key role of the prefrontal association cortex. The Journal of Pediatrics, 154(5), I-S43.
- Tannock, R. (1998). Attention deficit hyperactivity disorder: Advances in cognitive, neurobiological, and genetic research. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 39(1), 65-99.
- Biederman, J., et al. (2004). Impact of adversity on functioning and comorbidity in children with ADHD. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 43(9), 1173-1181.
- Kooij, J. J. S., et al. (2010). European consensus statement on diagnosis and treatment of adult ADHD: The European Network Adult ADHD. BMC Psychiatry, 10, 67.
- Faraone, S. V., et al. (2000). Genetics of childhood and adolescent ADHD. Current Psychiatry Reports, 2(2), 143-148.
- Spencer, T. J., et al. (2002). Functional genomics of attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) risk alleles. Progress in Brain Research, 153, 293-309.
- Castellanos, F. X., et al. (1996). Quantitative brain magnetic resonance imaging in attention-deficit hyperactivity disorder. Archives of General Psychiatry, 53(7), 607-616.
- Cortese, S., et al. (2016). Association between ADHD and obesity: A systematic review and meta-analysis. American Journal of Psychiatry, 173(1), 34-43.
- Leung, P. W. L., et al. (2008). Epidemiology of ADHD in Chinese populations: A meta-analysis. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 49(2), 123-136.
- Miranda, A., et al. (2006). Interventions for students with ADHD: A meta-analysis. Educational Psychology Review, 18(3), 261-289.
- Greenhill, L. L., et al. (2002). Practice parameter for the use of stimulant medications in the treatment of children, adolescents, and adults. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 41(2), 26S-49S.
- Hinshaw, S. P., & Blachman, D. R. (2005). Attention-deficit/hyperactivity disorder in girls. Clinical Psychology Review, 25(6), 810-828.
- Schachar, R., et al. (1995). Evidence for a deficit in inhibitory control in attention deficit hyperactivity disorder. Journal of Abnormal Child Psychology, 23(4), 411-437.
- Faraone, S. V., et al. (1998). Meta-analysis of the association between the 7-repeat allele of the dopamine D4 receptor gene and ADHD. The American Journal of Psychiatry, 155(6), 825-830.
- Sergeant, J. A., et al. (2003). The cognitive-energetic model: An integrated approach to ADHD. Developmental Review, 22(4), 503-532.
- Castellanos, F. X., & Tannock, R. (2002). Neuroscience of attention-deficit/hyperactivity disorder: The search for endophenotypes. Nature Reviews Neuroscience, 3(8), 617-628.
- Cortese, S. (2012). The neurobiology and genetics of ADHD: An update. Clinical Psychology Review, 32(4), 371-384.
- Conners, C. K. (2000). Attention-deficit/hyperactivity disorder: Historical development and overview. Journal of Attention Disorders, 3(4), 173-191.
- Weiss, G., & Hechtman, L. (1993). Hyperactive children grown up: ADHD in children, adolescents, and adults. Guilford Press.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/