Diş Apsesi Belirtileri Nedenleri ve Tedavisi 2
Diş apsesi, ağız sağlığı konusunda ciddi sonuçlar doğurabilecek, genellikle enfeksiyon kaynaklı bir durumdur. Bu rahatsızlık, diş kökünde veya dişin etrafındaki dokularda oluşan bir irin birikmesi ile karakterize edilir. Zamanında tedavi edilmezse, enfeksiyonun yayılması ve daha ciddi komplikasyonların ortaya çıkması riskini taşır. Çoğu insan, diş apsesinin sadece diş ağrısına neden olduğunu düşünse de, bu durumun altında yatan nedenler ve sonuçları oldukça karmaşık olabilir. Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda görülebilir ve genellikle ihmal edilen bir diş problemi sonucu ortaya çıkar.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Diş Apsesi Belirtileri Nedenleri ve Tedavisi
Ağız hijyenine yeterince dikkat edilmemesi, diş apsesinin başlıca nedenlerinden biridir. Plak birikimi ve diş çürükleri, bu tür enfeksiyonlara zemin hazırlar. Diş apsesi, ağız içinde kontrolsüz bir bakteri çoğalması sonucu gelişir ve bu enfeksiyon, diş etlerinin derinliklerine, hatta çene kemiğine kadar yayılabilir. Apsenin yol açtığı ağrı ve rahatsızlık, yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürebilir ve bireylerin günlük aktivitelerini yerine getirmesini zorlaştırabilir.
Diş apsesinin belirtileri arasında şiddetli diş ağrısı, diş etlerinde şişlik, ateş ve genel bir halsizlik durumu sayılabilir. Bu belirtiler, genellikle enfeksiyonun ne kadar ilerlediğini ve ne kadar acil müdahale gerektiğini gösterir. Bazı durumlarda, apse patlayabilir ve bu da geçici bir rahatlama sağlayabilir; ancak bu, tedavinin ertelenmesi anlamına gelmemelidir. Çünkü apse, kök nedeni tedavi edilmedikçe tekrarlama eğilimindedir.
Apsenin tedavi edilmemesi durumunda, enfeksiyonun kana karışarak sepsis gibi hayatı tehdit eden durumlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden, diş apsesi belirtileri ortaya çıktığında derhal bir diş hekimine başvurulması kritik öneme sahiptir. Diş apsesinin tedavisinde kullanılan yöntemler, apsenin türüne, enfeksiyonun yayılma derecesine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Bu makalede, diş apsesi hakkında bilmeniz gereken her şeyi ele alacağız; nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve en önemlisi, bu durumdan nasıl korunabileceğinize dair ipuçları sunacağız.
Diş Apsesi Nedenleri
Diş apsesi, genellikle ağız içindeki bakteriyel enfeksiyonlar sonucunda ortaya çıkar. Bu enfeksiyonların başlıca nedenleri arasında şunlar yer alır:
- Diş Çürükleri: Diş yüzeyinde biriken plaklar, zamanla asit üreterek diş minesine zarar verir. Bu durum, diş çürüklerinin oluşmasına yol açar. Eğer çürük tedavi edilmezse, dişin iç yapısına kadar ilerleyebilir ve buradaki sinirler ve damarlar enfekte olabilir, bu da apsenin oluşmasına zemin hazırlar.
- Diş Travmaları: Dişe alınan darbeler veya kırıklar, diş minesinin hasar görmesine neden olabilir. Bu tür travmalar, bakterilerin dişin iç dokularına erişmesine izin vererek apse oluşumunu tetikleyebilir.
- Periodontal Hastalıklar: Diş eti hastalıkları, diş apsesinin diğer yaygın nedenleri arasındadır. Diş eti iltihabı ve periodontitis gibi hastalıklar, diş etlerinin ve çevre dokuların iltihaplanmasına yol açar. Bu durum, diş köklerinde apse oluşumuna neden olabilir.
- Kötü Ağız Hijyeni: Ağız ve diş hijyenine yeterince dikkat edilmemesi, bakteri plağının birikmesine yol açar. Bu da diş apsesi riskini artırır. Dişlerin düzenli olarak fırçalanmaması, diş ipi kullanılmaması ve ağız çalkalama suyunun ihmal edilmesi gibi faktörler, bu riski daha da yükseltir.
Diş Apsesi Belirtileri
Diş apsesi, genellikle ani ve şiddetli belirtilerle ortaya çıkar. Enfeksiyonun derecesine ve yayılma hızına bağlı olarak belirtiler değişiklik gösterebilir. Aşağıda, diş apsesi belirtilerini daha detaylı olarak inceleyeceğiz:
1. Şiddetli Diş Ağrısı
Diş apsesinin en karakteristik belirtisi, aniden başlayan ve hızla şiddetlenen diş ağrısıdır. Bu ağrı genellikle zonklayıcı bir şekilde hissedilir ve zamanla daha da yoğunlaşır. Ağrı, özellikle çiğneme sırasında veya dişe basınç uygulandığında artar. Bazı hastalar, ağrının yüzün belirli bir bölgesinde, özellikle çene, kulak ve boyuna doğru yayıldığını da bildirmektedir. Ağrının nedeni, enfeksiyonun diş köküne ulaşarak sinirleri etkisi altına almasıdır. Diş apsesi tedavi edilmediği takdirde, bu ağrı sürekli hale gelir ve hastanın günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler.
2. Diş Etlerinde Şişlik ve Kızarıklık
Diş apsesi, enfekte olmuş bölgedeki diş etlerinde belirgin bir şişme ve kızarıklığa neden olur. Bu şişlik, apsenin bulunduğu bölgeye göre değişiklik gösterir ve bazen yanaklara, hatta boyun bölgesine kadar yayılabilir. Şişlik, apsenin büyüklüğüne bağlı olarak küçük bir kabarcık şeklinde başlayabilir ve zamanla daha belirgin hale gelebilir. Diş eti şişliği genellikle hassastır ve dokunulduğunda ağrıya neden olur. Bu şişlikler, bazen içlerinde irin birikimi sonucu beyaz veya sarımsı bir renk alabilir.
3. Ağızda Kötü Tat ve Kötü Koku
Apsenin içindeki irin, enfekte olmuş bölgeden ağız boşluğuna sızabilir. Bu durum, ağızda kalıcı bir kötü tat ve kokuya yol açar. Bu irin sızıntısı, genellikle apse patladığında meydana gelir ve enfeksiyonun geçici bir rahatlama sağlamasına rağmen, apsenin tamamen iyileştiği anlamına gelmez. Aksine, bu durum tedavi edilmezse enfeksiyon daha da yayılabilir. Ağızda kötü tat ve koku, genellikle hastanın sosyal yaşamını da olumsuz etkileyen önemli bir belirtidir.
4. Ateş ve Halsizlik
Diş apsesi vücudun genel sağlık durumunu da etkileyebilir. Enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak vücut ısısı yükselebilir ve hastada ateş görülebilir. Ateş, genellikle vücudun enfeksiyona karşı verdiği bir yanıttır. Buna ek olarak, diş apsesi olan hastalar genel bir halsizlik, yorgunluk ve bitkinlik hissedebilirler. Bu belirtiler, enfeksiyonun vücut savunma sistemini zorlamasından kaynaklanır ve genellikle enfeksiyonun vücutta yayıldığının bir göstergesidir.
5. Lenf Bezlerinde Şişme
Diş apsesinin yayılmaya başladığını gösteren bir diğer belirti, çene altında ve boyunda bulunan lenf bezlerinin şişmesidir. Lenf bezleri, vücudun enfeksiyonla savaşmasına yardımcı olan önemli yapı taşlarından biridir. Enfeksiyon bu bezlere yayıldığında, lenf bezleri şişer ve hassas hale gelir. Bu şişlik, bazen dokunulduğunda ağrılı olabilir ve genellikle enfeksiyonun ciddiyetini gösterir. Lenf bezlerindeki şişme, diş apsesi gibi enfeksiyonların vücutta ne kadar yayıldığının bir işaretidir.
6. Dişte Hassasiyet
Diş apsesi, dişin sinirlerini etkilediği için, etkilenen dişte belirgin bir hassasiyet gelişir. Sıcak veya soğuk yiyecekler ve içecekler tüketildiğinde, bu hassasiyet daha da belirgin hale gelir. Ayrıca, tatlı yiyecekler de dişte ani ve keskin bir ağrıya neden olabilir. Bu tür hassasiyet, genellikle enfeksiyonun dişin derinliklerine ulaştığını ve dişin sinir dokusunun etkilendiğini gösterir. Hassasiyet, tedavi edilmediği sürece sürekli olarak devam eder ve zamanla daha da şiddetlenebilir.
7. Çiğneme Güçlüğü
Diş apsesi olan bireyler, apsenin bulunduğu diş üzerinde baskı uyguladıklarında ya da o dişle bir şeyler çiğnemeye çalıştıklarında ciddi bir ağrı hissederler. Bu durum, çiğneme işlevini zorlaştırır ve hastaların beslenme düzenini olumsuz etkileyebilir. Çiğneme güçlüğü, apsenin diş köküne ve çevresine yaptığı baskıdan kaynaklanır. Bu durum, hastanın günlük beslenme alışkanlıklarını etkileyebilir ve ciddi kilo kaybına neden olabilir.
8. Uyku Bozuklukları
Diş apsesi, özellikle gece saatlerinde şiddetlenen bir ağrıya neden olabilir. Bu durum, hastaların uyku düzenini bozabilir ve gece boyunca sık sık uyanmalarına yol açabilir. Uyku bozuklukları, vücudun genel iyileşme sürecini olumsuz etkileyerek hastaların daha yorgun ve bitkin hissetmelerine neden olabilir. Uyku kalitesinin düşmesi, enfeksiyonun iyileşme sürecini de geciktirebilir.
9. Yüzde Asimetri
Özellikle büyük ve yaygın apselerde, yüz asimetrisinde değişikliklere yol açabilir. Yüzün bir tarafı, apsenin neden olduğu şişlik nedeniyle daha büyük görünebilir. Bu durum, hem estetik kaygılara yol açabilir hem de altta yatan ciddi bir enfeksiyonun göstergesi olabilir. Yüzde asimetri, genellikle apse tedavi edilene kadar devam eder.
Apse belirtileri, enfeksiyonun ilerleme derecesine bağlı olarak hafif veya şiddetli olabilir. Bu belirtiler, tedavi edilmediği sürece genellikle zamanla kötüleşir ve daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden diş apsesi belirtileri fark edildiğinde, en kısa sürede bir diş hekimine başvurulması gerekmektedir. Apsenin erken evrede teşhis edilmesi, daha etkili ve hızlı bir tedavi süreci sağlar, böylece komplikasyonların önüne geçilmiş olur.
Diş Apsesi Türleri
Diş apsesi, enfeksiyonun oluştuğu yere göre sınıflandırılabilir. Her tür apse, farklı tedavi yaklaşımları gerektirebilir:
- Periapikal Apse: Bu tür apse, diş kökünün ucunda meydana gelir ve genellikle diş çürüklerinin ilerlemesi sonucu oluşur. Tedavi edilmediğinde, apse çevredeki kemik dokusuna yayılabilir.
- Periodontal Apse: Bu tür apse, diş etleri ve diş arasında oluşur. Diş eti hastalıkları sonucu gelişen bu apse, diş kökünü ve çevresindeki dokuları etkileyebilir.
- Gingival Apse: Diş etlerinde oluşan yüzeysel apsedir. Genellikle diş eti yaralanmaları veya yabancı cisimlerin diş eti içine sıkışması sonucu meydana gelir.
Diş Apsesi Tedavisi
Diş apsesi tedavisi, enfeksiyonun kaynağına, apsenin büyüklüğüne ve enfeksiyonun yayılma derecesine bağlı olarak değişir. Tedavi sürecinde ana amaç, enfeksiyonun tamamen ortadan kaldırılması, apsenin temizlenmesi ve enfekte olmuş dokuların iyileştirilmesidir. Apse tedavi edilmediğinde enfeksiyon, komşu dokulara, hatta sistemik dolaşıma yayılabilir ve ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, diş apsesi tanısı konulduktan sonra hızlı bir şekilde tedaviye başlanması gerekmektedir. Tedavi yöntemleri şu şekilde detaylandırılabilir:
1. Antibiyotik Tedavisi
Antibiyotikler, diş apsesi tedavisinde sıklıkla kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar, enfeksiyona neden olan bakterileri öldürerek veya çoğalmalarını engelleyerek enfeksiyonun yayılmasını durdurur. Ancak antibiyotik tedavisi genellikle tek başına yeterli değildir; çünkü apsenin tamamen iyileşmesi için irin dolu boşluğun da boşaltılması gerekmektedir.
- Antibiyotik Seçimi: Genellikle, apseye neden olan bakterilere etkili geniş spektrumlu antibiyotikler tercih edilir. Penisilin türevleri (örn. Amoksisilin) yaygın olarak kullanılırken, penisilin alerjisi olan hastalar için klindamisin gibi alternatifler mevcuttur. Antibiyotik seçiminde hastanın alerji öyküsü, mevcut enfeksiyonun şiddeti ve bakteriyel direnç durumu göz önünde bulundurulmalıdır.
- Tedavi Süresi: Antibiyotikler genellikle 7-10 gün süreyle kullanılır. Ancak tedavi süresi, enfeksiyonun ciddiyetine göre diş hekimi tarafından ayarlanabilir. Antibiyotik tedavisi sırasında, belirtiler azalsa bile ilaçların tamamının bitirilmesi önemlidir. Aksi halde, enfeksiyon tekrar edebilir veya antibiyotik direnci gelişebilir.
2. Apse Drenajı
Diş apsesinin etkili bir şekilde tedavi edilebilmesi için, apsenin içindeki irinin boşaltılması gereklidir. Bu işlem genellikle lokal anestezi altında yapılır ve kısa sürede tamamlanır.
- Drenaj Yöntemi: Apse drenajı, enfekte bölgeye küçük bir kesi yapılarak gerçekleştirilir. Bu kesi aracılığıyla irin boşaltılır ve apse boşluğu temizlenir. Bazı durumlarda, drenaj sonrasında apsenin tekrar dolmasını önlemek için bir dren yerleştirilebilir. Bu dren, irin boşalmaya devam ederken bölgenin iyileşmesine yardımcı olur ve genellikle birkaç gün sonra çıkarılır.
- Sonrası Bakım: Drenaj işleminden sonra bölgenin temiz tutulması çok önemlidir. Hasta, diş hekiminin önerdiği şekilde antiseptik gargaralar kullanmalı ve bölgeyi enfeksiyondan korumak için özen göstermelidir. Drenaj işleminden sonra genellikle ağrı azalır ve enfeksiyon kontrol altına alınır.
3. Kanal Tedavisi (Endodontik Tedavi)
Apsenin kaynağı bir diş kökü enfeksiyonu ise, dişi kurtarmak amacıyla kanal tedavisi uygulanabilir. Bu tedavi, dişin içindeki enfekte olmuş dokuların ve bakterilerin temizlenmesini ve kök kanallarının doldurulmasını içerir.
- Tedavi Süreci: Kanal tedavisi sırasında, diş hekimi öncelikle dişin üst kısmında küçük bir delik açar. Bu delikten enfekte olmuş pulpa dokusu çıkarılır. Daha sonra, kök kanalları dikkatlice temizlenir, şekillendirilir ve enfeksiyonun tekrarlamasını önlemek için steril bir dolgu maddesi ile doldurulur. Kanal tedavisi genellikle birden fazla seans gerektirebilir, özellikle enfeksiyon yayılmışsa ve kök kanalları karmaşıksa.
- Sonrasında: Kanal tedavisi tamamlandıktan sonra, diş genellikle bir kuron (kaplama) ile restore edilir. Bu, dişi güçlendirmek ve fonksiyonel hale getirmek için yapılır. Kanal tedavisi, dişin çekilmesini önlemek ve enfeksiyonun yayılmasını durdurmak için etkili bir yöntemdir.
4. Diş Çekimi
Eğer diş, enfeksiyon nedeniyle ciddi şekilde hasar görmüşse ve kurtarılması mümkün değilse, dişin çekilmesi gerekebilir. Bu durumda, apse temizlenir ve enfeksiyonun yayılmasını önlemek amacıyla bölge sterilize edilir.
- Çekim Süreci: Diş çekimi, lokal anestezi altında yapılır ve genellikle hızlı ve ağrısız bir işlemdir. Çekim sonrasında, enfekte bölge dikkatlice temizlenir ve gerekirse dikiş atılarak kapatılır. Çekim sonrasında dişin eksikliği nedeniyle çiğneme fonksiyonu ve estetik görünüm olumsuz etkilenebilir; bu nedenle, diş hekimi, çekilen dişin yerine geçecek bir protez, köprü veya implant önerisinde bulunabilir.
- Sonrası Bakım: Diş çekiminden sonra bölgenin iyileşmesi için birkaç gün dinlenmek ve belirli bakım kurallarına uymak önemlidir. Antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar diş hekimi tarafından reçete edilebilir. Ayrıca, diş çekimi sonrasında enfeksiyonun tekrarlamaması için ağız hijyenine dikkat edilmelidir.
5. Cerrahi Müdahale
Bazı durumlarda, diş apsesi daha geniş bir cerrahi müdahale gerektirebilir. Özellikle periodontal apselerde, apsenin tamamen temizlenmesi ve enfekte olmuş dokuların çıkarılması için cerrahi müdahale gerekebilir.
- Apse Eksizyonu: Bu cerrahi işlemde, apseyi oluşturan dokular tamamen çıkarılır. Bu işlem, genellikle lokal anestezi altında yapılır ve enfekte dokuların tamamen çıkarılması sağlanır. Bazı durumlarda, kemik dokusunda enfeksiyon yayılmışsa, etkilenen kemik dokusunun da çıkarılması gerekebilir.
- Flap Cerrahisi: Periodontal apseler için flap cerrahisi uygulanabilir. Bu prosedürde, diş eti dokusu kaldırılır ve altındaki enfekte dokular temizlenir. Daha sonra diş eti dokusu yerine dikilir ve bölge iyileşmeye bırakılır.
- Apikoektomi: Eğer kanal tedavisi sonrası enfeksiyon devam ederse veya tekrarlarsa, dişin kök ucundaki enfekte doku cerrahi olarak çıkarılabilir. Bu prosedüre apikoektomi denir ve genellikle kanal tedavisinin başarısız olduğu durumlarda tercih edilir.
6. Destekleyici Tedavi Yöntemleri
Diş apsesi tedavisi sırasında ve sonrasında, hastanın rahatlaması ve iyileşme sürecinin hızlanması için destekleyici tedavi yöntemleri de uygulanabilir:
- Ağrı Yönetimi: Apse genellikle şiddetli ağrıya neden olduğu için, ağrı kesiciler (analjezikler) tedavi sürecinde sıklıkla kullanılır. Ibuprofen veya parasetamol gibi reçetesiz ağrı kesiciler, ağrının hafifletilmesine yardımcı olabilir. Daha şiddetli ağrılar için diş hekimi, reçeteli ağrı kesiciler önerebilir.
- Antiseptik Gargara: Tedavi sürecinde ve sonrasında antiseptik gargara kullanımı, enfeksiyonun tekrar etmesini önlemek ve ağız içi hijyenini sağlamak için önerilebilir. Klorheksidin içeren gargaralar, bu süreçte etkili olabilir.
- Sıvı Tüketimi: Bol sıvı tüketimi, vücudun enfeksiyonla savaşmasına yardımcı olur. Ayrıca, sıcak tuzlu su ile yapılan gargaralar, enfekte bölgedeki şişliğin azalmasına ve ağrının hafifletilmesine katkı sağlayabilir.
- Yumuşak Gıdalar: Diş apsesi tedavisi sonrasında, özellikle cerrahi müdahale yapılmışsa, yumuşak gıdalar tüketmek ve sert, sıcak veya baharatlı yiyeceklerden kaçınmak iyileşme sürecine katkıda bulunur.
Tedavi Sonrası Bakım
Diş apsesi tedavisinden sonra, enfeksiyonun tekrar etmemesi ve diş sağlığının korunması için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır:
- Düzenli Kontroller: Diş apsesi tedavisinden sonra, diş hekiminizin önerdiği periyotlarla düzenli olarak kontrole gitmek enfeksiyonun tekrarlamasını önlemek için önemlidir.
- Ağız Hijyenine Özen Gösterme: Dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak, diş ipi kullanmak ve antiseptik gargaralarla ağzınızı çalkalamak, apse gibi enfeksiyonların oluşumunu önler.
- Sağlıklı Beslenme: Dengeli ve sağlıklı bir diyet, diş ve diş eti sağlığını korur. Özellikle şekerli ve asitli gıdalardan kaçınmak, diş çürüklerini ve dolayısıyla apse riskini azaltır.
- Sigara Kullanımını Bırakma: Sigara kullanımı, diş eti hastalıkları ve apse riskini artırır. Tedavi sonrası dönemde sigara kullanımını bırakmak, iyileşme sürecine olumlu katkı sağlar ve genel ağız sağlığını iyileştirir.
Diş apsesi tedavisi, enfeksiyonun tamamen ortadan kaldırılmasını ve sağlıklı ağız dokularının korunmasını amaçlar. Uygun tedavi yöntemleri ve sonrasında yapılacak iyi bir bakım ile apse komplikasyonları önlenebilir ve ağız sağlığı korunabilir.
Diş Apsesinden Korunma Yolları
Diş apsesi, önlenebilir bir sağlık sorunudur. Ağız ve diş sağlığına dikkat ederek bu tür enfeksiyonlardan korunmak mümkündür:
- Düzenli Diş Fırçalama ve Diş İpi Kullanımı: Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalayarak ve diş ipi kullanarak plak birikimini önleyebilirsiniz. Bu, diş çürüklerini ve diş eti hastalıklarını engelleyerek apse riskini azaltır.
- Düzenli Diş Hekimi Kontrolleri: Diş hekiminizi düzenli olarak ziyaret etmek, dişlerinizde oluşabilecek problemleri erken dönemde tespit etmenizi sağlar. Bu sayede apse gibi ciddi sorunlar oluşmadan önlem alabilirsiniz.
- Sağlıklı Beslenme: Şekerli ve asitli yiyeceklerden kaçınmak, diş çürüklerini ve dolayısıyla apse riskini azaltır. Sağlıklı bir diyet, dişlerinizi ve diş etlerinizi güçlendirmeye yardımcı olur.
- Ağız Gargarası Kullanımı: Antiseptik ağız gargaraları, ağız içindeki bakteri miktarını azaltarak enfeksiyon riskini düşürür.
- Travmalardan Kaçınma: Spor yaparken veya riskli aktiviteler sırasında ağız koruyucu ekipmanlar kullanarak dişlerinizi koruyabilirsiniz.
Sonuç
Diş apsesi, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir durumdur. Hem diş hem de genel sağlık üzerinde olumsuz etkileri olan bu rahatsızlık, zamanında ve doğru bir şekilde tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Ağız hijyenine dikkat ederek, düzenli diş kontrolleri yaptırarak ve diş apsesi belirtileri ortaya çıktığında hemen bir uzmana başvurarak bu sorunu önleyebilirsiniz.
Bu makalede, diş apsesi nedenleri, belirtileri, türleri, tedavi yöntemleri ve korunma yolları ele alınmıştır. Bu bilgiler ışığında, diş sağlığınıza daha fazla özen göstererek, bu tür rahatsızlıklardan korunabilir ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Referanslar:
- Diş Apsesi Belirtileri Nedenleri ve Tedavisi
- Hargreaves, K. M., & Berman, L. H. (2020). Cohen’s Pathways of the Pulp. 12th Edition. Elsevier.
- Torabinejad, M., & Walton, R. E. (2009). Endodontics: Principles and Practice. 4th Edition. Saunders.
- Siqueira, J. F., & Rôças, I. N. (2008). Clinical implications and microbiology of bacterial persistence after treatment procedures. Journal of Endodontics, 34(11), 1291-1301.
- Kakehashi, S., Stanley, H. R., & Fitzgerald, R. J. (1965). The effects of surgical exposures of dental pulps in germ-free and conventional laboratory rats. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, 20(3), 340-349.
- Abbott, P. V. (2004). Classification, diagnosis and clinical manifestations of apical periodontitis. Endodontic Topics, 8(1), 36-54.
- Trope, M. (2001). Relationship of endodontic treatment to periodontal status and treatment. Journal of Endodontics, 27(10), 675-678.
- Hargreaves, K. M., Goodis, H. E., & Seltzer, S. (2002). Seltzer and Bender’s Dental Pulp. 4th Edition. Quintessence Publishing.
- Ng, Y. L., Mann, V., & Gulabivala, K. (2011). A prospective study of the factors affecting outcomes of non-surgical root canal treatment: part 2: tooth survival. International Endodontic Journal, 44(7), 610-625.
- Sundqvist, G. (1992). Associations between microbial species in dental root canal infections. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, 74(5), 640-649.
- Bergenholtz, G., & Spangberg, L. (2004). Controversies in endodontics. Critical Reviews in Oral Biology & Medicine, 15(2), 99-114.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/