Diş Hassasiyeti Nedenleri Ve 7 Tedavi Yöntemi
Diş hassasiyeti, dişlerde ani ve keskin bir ağrı ile kendini gösteren yaygın bir problemdir. Bu durum, genellikle soğuk, sıcak, tatlı ya da ekşi yiyecekler tüketildiğinde veya dişler fırçalandığında hissedilir. Diş hassasiyeti yaşayan bireyler için gündelik aktiviteler bile büyük bir zorluk haline gelebilir. Dişlerin hassasiyetini artıran çeşitli faktörler mevcuttur ve bu problem sadece rahatsız edici olmakla kalmaz, aynı zamanda altta yatan daha ciddi bir diş sağlığı sorununun işareti olabilir. Bu nedenle, diş hassasiyetinin nedenlerini anlamak ve doğru tedavi yöntemlerini bilmek, hem diş sağlığını korumak hem de yaşam kalitesini artırmak adına büyük önem taşır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Diş Hassasiyeti Nedenleri Ve 7 Tedavi Yöntemi
Diş hassasiyeti, mine tabakasının aşınması veya diş eti çekilmesi gibi durumlar nedeniyle dişin içindeki dentin dokusunun açığa çıkmasıyla oluşur. Diş minesi, dişi dış etkilerden koruyan sert bir tabakadır, ancak aşındığında ya da hasar gördüğünde, altta yatan dentin dokusu dış etkilere karşı savunmasız hale gelir. Dentin dokusu, dişin sinir uçlarını barındırır ve bu sinir uçları, yiyecek ve içeceklerin sıcaklığına veya asidik yapısına hızlı tepki verebilir. Bu tepkiler genellikle kısa süreli fakat şiddetli ağrılarla sonuçlanır. Diş hassasiyeti çeken bir kişi, bu durumu hafife almamalıdır, çünkü zamanla daha ciddi diş sorunlarına yol açabilir.
Bu yazıda, diş hassasiyetinin başlıca nedenlerini ve tedavi yöntemlerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. İlk olarak, diş hassasiyetine yol açan temel sebepleri ele alacağız ve ardından, bu sorunun nasıl tedavi edilebileceği ve önlenebileceği konularına değineceğiz. Diş hassasiyeti, genellikle yanlış diş bakımı alışkanlıklarından veya diş sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerden kaynaklanır. Ancak bu durumun tedavisi mümkündür ve doğru yöntemlerle önlenebilir. Diş hassasiyetinin kökenini anlamak, sorunun çözümünde önemli bir adımdır.
Son olarak, diş hassasiyeti ile ilgili en etkili tedavi yöntemlerini ve dişlerinizi nasıl koruyabileceğinizi öğreneceksiniz. İster diş fırçalama alışkanlıklarınızı iyileştirmek, ister profesyonel tedavi yöntemlerinden faydalanmak olsun, diş hassasiyetiyle başa çıkmanın birçok yolu vardır. Diş hassasiyetine dair daha fazla bilgi edinmek, diş sağlığınızı korumanızda size önemli bir rehber olacaktır.
Diş Hassasiyetinin Nedenleri
Diş hassasiyetine neden olan birçok farklı faktör bulunmaktadır. Bu faktörler genellikle diş minesinin aşınması, diş eti çekilmesi ve dişin iç yapısının dış etkilerle karşı karşıya kalmasından kaynaklanır. İşte diş hassasiyetine yol açan başlıca nedenler:
1. Diş Minesi Aşınması
Diş minesinin aşınması, diş hassasiyetinin en yaygın nedenlerinden biridir. Diş minesi, dişin sert dış tabakasıdır ve alttaki dentin dokusunu koruma görevi görür. Ancak mine aşındığında, dentin açığa çıkar ve dış etkilere karşı savunmasız hale gelir. Diş minesinin aşınmasına neden olan başlıca faktörler şunlardır:
- Asitli Yiyecek ve İçecekler: Asitli içecekler (gazlı içecekler, meyve suları) ve asidik yiyecekler (turunçgiller, sirke içeren yiyecekler) diş minesine zarar verir. Asit, diş minesinin yapısını zayıflatarak incelemesine ve hassasiyetin artmasına neden olabilir.
- Sert Fırçalama: Dişlerinizi sert kıllı bir fırça ile ya da aşırı baskı uygulayarak fırçalamak, zamanla diş minesinin aşınmasına yol açar. Bu durum dişlerinizi dış etkilere karşı savunmasız bırakır ve hassasiyet oluşur.
- Aşındırıcı Diş Macunları: Bazı diş macunları, özellikle beyazlatıcı diş macunları, içerdiği aşındırıcı maddeler nedeniyle diş minesine zarar verebilir. Uzun süreli kullanımlarda, bu tür diş macunları diş minesi üzerinde ince aşınmalara yol açabilir.
2. Diş Eti Çekilmesi
Diş eti çekilmesi, diş hassasiyetine neden olan bir başka yaygın sorundur. Diş eti, dişin kök kısmını kaplayan dokudur ve dişin alt kısmını dış etkilere karşı korur. Diş eti çekildiğinde, diş kökleri açığa çıkar ve bu bölge, sıcak-soğuk yiyecek ve içeceklere karşı daha hassas hale gelir. Diş eti çekilmesine yol açan faktörler şunlardır:
- Diş Eti Hastalıkları (Periodontal Hastalıklar): Diş eti iltihabı veya periodontitis gibi diş eti hastalıkları, diş etlerinin çekilmesine neden olabilir. Bu durumda, dişin kök kısmı dışarıya açık hale gelir ve hassasiyet ortaya çıkar.
- Yanlış Diş Fırçalama: Sert fırçalama sadece diş minesini aşındırmakla kalmaz, aynı zamanda diş etlerine zarar vererek onların çekilmesine de neden olabilir. Yanlış fırçalama tekniği, diş etlerinin geri çekilmesine ve dentinin açığa çıkmasına yol açar.
- Yaşlanma: Yaşla birlikte diş etlerinin doğal olarak geri çekilmesi sıkça görülen bir durumdur. Diş eti çekilmesi ile birlikte diş kökleri açığa çıkar ve hassasiyet artar.
3. Dentin Aşırı Duyarlılığı
Dentin, dişin minesi altında bulunan daha yumuşak bir dokudur ve sinir uçlarını barındırır. Diş minesinin aşınması veya diş eti çekilmesi gibi durumlar nedeniyle dentin açığa çıktığında, sıcak, soğuk, tatlı veya ekşi yiyecek ve içeceklere karşı ani tepkiler verir. Dentin aşırı duyarlılığı, diş hassasiyetinin temel sebebidir. Dentin tübülleri, dişin sinirlerine bağlanan küçük kanalcıklardır ve dış etkenlere maruz kaldığında sinir uçlarına hızlı sinyaller gönderir, bu da ağrıya neden olur.
4. Diş Çürükleri ve Diş Kırıkları
Diş çürükleri veya dişlerde meydana gelen kırıklar, diş hassasiyetine neden olabilecek başka faktörlerdir. Diş çürükleri, dişin dış tabakasında delikler veya boşluklar oluşturur ve bu boşluklar dişin sinirlerine yakın bölgelerin dış etkenlerle temas etmesine neden olur. Aynı şekilde, dişte meydana gelen çatlaklar veya kırıklar da dişin hassas bölgelerini açığa çıkararak ağrıya ve hassasiyete yol açar.
- Diş Kırıkları: Dişlerde meydana gelen çatlaklar veya kırıklar, sıcak ve soğuk gibi dış etkenlere karşı dişin korumasını zayıflatır ve hassasiyet artar. Çatlamış bir diş, sinirlerin dış etkilerle daha fazla temas etmesine yol açabilir.
5. Aşırı Diş Fırçalama
Dişlerin sert bir şekilde fırçalanması, diş minesine zarar verebilir. Aşırı fırçalama alışkanlığı olan kişilerde diş minesinin aşınması ve diş eti çekilmesi daha sık görülür. Özellikle sert kıllı diş fırçaları kullanıldığında, diş minesi incelir ve diş eti bölgesinde çekilmeler meydana gelir. Bu durum dişin hassas bölgelerinin açığa çıkmasına ve ağrıya neden olabilir.
- Yanlış Fırçalama Yöntemleri: Fırçalama sırasında yatay hareketlerle sert bir şekilde fırçalamak, hem diş minesinin aşınmasına hem de diş etlerinin çekilmesine neden olabilir. Dişlerinizi nazik, dairesel hareketlerle fırçalamak daha güvenli ve diş sağlığı için daha faydalıdır.
6. Diş Gıcırdatma (Bruksizm)
Diş gıcırdatma, birçok insanın farkında olmadan yaptığı bir alışkanlıktır. Genellikle gece uyurken fark edilmeden gerçekleşen diş gıcırdatma, dişlerin üzerine aşırı baskı uygulanmasına ve zamanla diş minesinin aşınmasına neden olur. Bu baskı, dişin yapısında ince çatlakların oluşmasına ve hassasiyete yol açabilir. Diş minesinin zayıflamasıyla birlikte, dişlerin sıcak ve soğuk gibi dış uyaranlara karşı savunmasız hale gelmesi olasıdır.
- Stres ve Anksiyete: Bruksizmin başlıca nedenlerinden biri strestir. Stresli dönemlerde diş sıkma veya gıcırdatma eğilimi artar ve bu durum diş hassasiyetini tetikleyebilir.
Diş Hassasiyetinin Tedavisi
Diş hassasiyeti tedavisi, diş minesini ve dentin dokusunu korumaya yönelik çeşitli yöntemler içerir. Hassasiyetin derecesine ve nedenine bağlı olarak uygulanacak tedavi yöntemleri değişiklik gösterebilir. Tedavi seçenekleri, bireyin diş sağlığının durumu ve hassasiyete neden olan faktörlere göre diş hekiminin yönlendirmesi ile belirlenir. Aşağıda diş hassasiyeti için kullanılan tedavi yöntemlerini daha detaylı inceleyeceğiz.
1. Hassasiyet Giderici Diş Macunları
Diş hassasiyeti yaşayan kişiler için en yaygın kullanılan ilk savunma hattı, hassasiyet giderici diş macunlarıdır. Bu diş macunları, dişin dentin tabakasına ulaşan sinir sinyallerini bloke eden aktif maddeler içerir. Bu sayede, dış uyaranlara (sıcak, soğuk, asitli yiyecekler vb.) karşı dişlerdeki hassasiyet azalır. Özellikle potasyum nitrat veya stronsiyum klorür gibi bileşenler, sinir sinyallerinin dişin dış yüzeyinden sinirlere ulaşmasını engeller.
Nasıl Kullanılır:
- Hassasiyet giderici diş macunu, düzenli olarak günde iki kez kullanılmalıdır.
- Maksimum etki için birkaç hafta boyunca sürekli kullanılması önerilir.
- Diş macununun doğrudan hassas bölgeler üzerinde uygulanması ve birkaç dakika bekletilmesi, etkinliğini artırabilir.
Bu yöntem, hassasiyetin hafif veya orta derecede olduğu durumlarda oldukça etkilidir. Hassasiyet giderici diş macunları, kısa vadede semptomları hafifletirken, uzun vadeli kullanımda da diş minesini güçlendirebilir.
2. Florür Tedavisi
Florür tedavisi, diş minesini güçlendirerek diş hassasiyetini azaltmada önemli bir rol oynar. Florür, dişin dış yüzeyini mineralize ederek diş minesini daha dirençli hale getirir ve hassas dişlerin dış etkenlere karşı korunmasına yardımcı olur. Florür tedavisi, genellikle diş hekimi tarafından profesyonel olarak uygulanır, ancak evde kullanılabilen florürlü ürünler de mevcuttur.
Florür Tedavisinin Aşamaları:
- Profesyonel Florür Uygulaması: Diş hekimi, florür içeren bir jel, vernik ya da köpük kullanarak hassas diş yüzeylerine uygulama yapar. Bu tedavi, genellikle birkaç dakika süren basit bir işlemdir. Uygulanan florür, diş minesini güçlendirerek hassasiyeti hafifletir.
- Evde Kullanım: Diş hekiminin önerisiyle evde kullanılabilecek yüksek florür içeren diş macunları ve ağız gargaraları kullanılabilir. Bu ürünler, diş minesinin mineral yapısını güçlendirerek hassasiyeti önleyici etki gösterir.
Florür tedavisi özellikle asit erozyonuna bağlı diş hassasiyetini tedavi etmek için uygundur. Düzenli olarak uygulandığında, dişlerdeki hassasiyet büyük ölçüde azalabilir.
3. Diş Macununda Potasyum Nitrat
Hassas diş macunlarının birçoğunda bulunan potasyum nitrat, sinirlerin hassasiyetle ilişkili uyarıcılarını bloke eder. Dişin dentin tabakasında bulunan küçük kanallar, potasyum nitratın etkisiyle kapanır ve sinir uçlarına sıcak, soğuk veya asidik uyarıların ulaşması engellenir.
Potasyum nitrat, genellikle kısa vadede hızlı bir rahatlama sağlamasa da, düzenli kullanımda etkisini göstermeye başlar. Bu diş macunları genellikle hassasiyetin hafif olduğu durumlarda etkilidir ve uzun vadeli koruma sağlar.
4. Diş Kaplamaları ve Dolgular
Diş minesinde oluşan büyük hasarlar ya da diş çürükleri, hassasiyete neden olabilir. Bu tür durumlarda, diş kaplamaları veya dolgular diş hassasiyetinin tedavisinde etkili olabilir. Diş minesindeki ciddi hasarlar dişin iç yapısının açığa çıkmasına yol açarak sinir uçlarını dış etkenlere maruz bırakır. Bu durumda, dolgu veya kaplama uygulamaları, dişin kaybedilen dokusunu onarır ve hassasiyeti ortadan kaldırır.
Diş Kaplama ve Dolgu Aşamaları:
- Diş hekimi, hasarlı diş yüzeylerini temizler ve bu bölgeleri kaplama ya da dolgu ile onarır.
- Dolgu materyalleri, dişin hassas bölgelerini koruyarak sıcak ve soğuk uyaranların sinir uçlarına ulaşmasını engeller.
- Kaplama uygulamaları, dişin tüm yüzeyini koruma altına alarak daha geniş alanlarda oluşan hasarları tedavi eder.
Bu tedavi yöntemi, diş hassasiyetinin diş çürükleri, kırıklar ya da büyük yüzey hasarlarından kaynaklandığı durumlarda oldukça etkilidir.
5. Diş Eti Greftleri (Yumuşak Doku Greftleri)
Diş eti çekilmesi, diş köklerinin açığa çıkmasına ve hassasiyete neden olabilir. Diş kökleri dış etkenlere karşı daha savunmasız olduğundan, sıcak-soğuk yiyecek ve içecekler veya diş fırçalama sırasında hassasiyet oluşabilir. Diş eti grefti (gingival greft), çekilmiş diş etlerinin yerine yenisini ekleyerek diş köklerini koruma altına alır.
Diş Eti Greftinin Uygulama Aşamaları:
- Diş eti grefti genellikle lokal anestezi altında yapılır.
- Hastanın ağzının başka bir bölgesinden alınan sağlıklı doku, çekilmiş diş eti bölgesine yerleştirilir.
- Bu doku, zamanla diş etine kaynaşır ve diş köklerini kapatarak hassasiyeti azaltır.
Diş eti grefti, özellikle periodontal hastalıkların neden olduğu diş eti çekilmesi vakalarında tercih edilir ve başarılı sonuçlar verir. Bu tedavi yöntemi, diş eti çekilmesinden kaynaklanan hassasiyet sorunlarını çözmenin en etkili yollarından biridir.
6. Kanal Tedavisi
Kanal tedavisi, dişin içindeki sinir dokusunun hasar gördüğü ya da enfekte olduğu durumlarda uygulanan bir tedavi yöntemidir. Eğer diş hassasiyeti çok şiddetliyse ve diğer tedavi yöntemleri işe yaramıyorsa, kanal tedavisi son çare olarak düşünülebilir. Bu tedavi yöntemi, dişin içindeki sinir dokusunun çıkarılması ve dişin yeniden doldurulması işlemidir.
Kanal Tedavisinin Aşamaları:
- Diş hekimi, lokal anestezi altında dişin içindeki sinir dokusunu temizler.
- Temizlenen alan dezenfekte edilir ve daha sonra biyouyumlu bir dolgu malzemesi ile doldurulur.
- İşlem sonrasında diş genellikle bir kaplama ile korunur, bu sayede dişin daha fazla hasar görmesi önlenir.
Kanal tedavisi, dişin sinir dokusunu ortadan kaldırarak hassasiyetin tamamen ortadan kalkmasını sağlar. Ancak bu tedavi, hassasiyetin ileri düzeyde olduğu durumlar için uygundur.
7. Lazer Tedavisi
Son yıllarda, diş hassasiyetini tedavi etmek için lazer teknolojisi kullanımı popüler hale gelmiştir. Lazer tedavisi, dentin kanallarını kapatarak sinir uçlarının dış etkilere karşı korunmasını sağlar. Bu yöntem, hızlı ve etkili bir şekilde hassasiyetin azalmasına yardımcı olabilir.
Lazer Tedavisinin Faydaları:
- Diş hassasiyetini hızlı bir şekilde azaltabilir.
- Dişin doğal yapısına zarar vermeden tedavi yapılmasını sağlar.
- Kısa sürede sonuç verir ve minimal invaziv bir yöntemdir.
Lazer tedavisi, genellikle diş hekimliği kliniklerinde profesyonel olarak uygulanır ve diş hassasiyetine karşı oldukça etkili bir yöntemdir.
Diş Hassasiyetini Önleme Yöntemleri
Diş hassasiyeti, doğru önlemler alındığında tamamen önlenebilir bir sorundur. Diş sağlığına dikkat etmek ve uygun diş bakımı alışkanlıklarını edinmek, diş hassasiyetini önlemenin en etkili yollarından biridir. İşte diş hassasiyetini önlemek için uygulayabileceğiniz bazı yöntemler:
- Dişlerinizi Doğru Fırçalama Tekniği ile Fırçalayın: Dişlerinizi çok sert fırçalamaktan kaçının. Yumuşak kıllı bir diş fırçası kullanarak dişlerinizi nazikçe fırçalayın. Sert fırçalama, diş minesini aşındırabilir ve diş eti çekilmesine neden olabilir.
- Asitli Yiyecek ve İçeceklerden Kaçının: Asitli yiyecek ve içecekler, diş minesini aşındırabilir ve hassasiyeti artırabilir. Bu nedenle, asitli içecekleri sınırlı miktarda tüketmeye özen gösterin ve ardından su ile ağzınızı çalkalayarak asidin dişlerinizdeki etkisini azaltın.
- Diş Gıcırdatmaya Karşı Önlem Alın: Diş gıcırdatma alışkanlığınız varsa, diş hekiminizden diş koruyucu bir plak talep edebilirsiniz. Bu plak, dişlerinizi gıcırdatmanın zararlı etkilerinden korur ve hassasiyetin oluşmasını engeller.
- Düzenli Diş Hekimi Kontrolleri: Diş hassasiyetini önlemek için düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret edin. Diş hekiminiz, dişlerinizde oluşabilecek herhangi bir hassasiyeti erken teşhis edebilir ve gerekli önlemleri alabilir.
- Florürlü Diş Macunu Kullanın: Florür, diş minesini güçlendiren ve hassasiyeti önleyen bir mineraldir. Florürlü diş macunları kullanarak diş minesinin sağlam kalmasını sağlayabilirsiniz.
- Diş İpi ve Ağız Gargarası Kullanın: Diş aralarındaki plak birikimini önlemek ve diş etlerini sağlıklı tutmak için diş ipi ve ağız gargarası kullanmak önemlidir. Diş etleri sağlıklı olduğunda, diş eti çekilmesi ve hassasiyet riski azalır.
Sonuç
Diş hassasiyeti, birçok insanın günlük yaşamını olumsuz etkileyen yaygın bir sorundur. Neyse ki, bu sorunun tedavi edilebilir ve önlenebilir olduğunu bilmek, bireylerin diş sağlığını koruma konusunda daha bilinçli olmasını sağlar. Diş minesini koruma, diş eti sağlığına dikkat etme ve düzenli diş kontrolleri yaptırma, diş hassasiyetine karşı alınabilecek en iyi önlemler arasındadır. Diş hassasiyeti yaşıyorsanız, bir diş hekimine başvurarak sorunun nedenini öğrenmek ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak, dişlerinizin uzun vadeli sağlığı için büyük önem taşır.
Referanslar:
- Diş Hassasiyeti Nedenleri Ve 7 Tedavi Yöntemi
- Addy, M. (2002). Dentine hypersensitivity: new perspectives on an old problem. International Dental Journal, 52(S5), 367-375.
- Pashley, D. H. (1996). Dentine permeability, dentine sensitivity and treatment through tubule occlusion. Journal of Endodontics, 22(2), 73-77.
- Brännström, M. (1963). A hydrodynamic mechanism in the transmission of pain producing stimuli through dentine. Journal of Dental Research, 42(4), 619-625.
- Orchardson, R., & Gillam, D. G. (2006). Managing dentin hypersensitivity. Journal of the American Dental Association, 137(7), 990-998.
- West, N. X., & Lussi, A. (2013). Dentin hypersensitivity: preventive and therapeutic approaches to treatment. Periodontology 2000, 61(1), 163-181.
- Cummins, D. (2010). Dentin hypersensitivity: from diagnosis to a breakthrough therapy for everyday sensitivity relief. Journal of Clinical Dentistry, 21(2), 29-35.
- Walters, P. A. (2005). Dentinal hypersensitivity: a review. Journal of Contemporary Dental Practice, 6(2), 107-117.
- Addy, M., & Smith, S. R. (2010). Dentine hypersensitivity: an overview on which treatments work and why. Periodontology 2000, 48(1), 31-40.
- Porto, I. C., Andrade, A. K., & Montes, M. A. (2009). Diagnosis and treatment of dentinal hypersensitivity. Journal of Oral Science, 51(3), 323-332.
- Canadian Advisory Board on Dentin Hypersensitivity. (2003). Consensus-based recommendations for the diagnosis and management of dentin hypersensitivity. Journal of the Canadian Dental Association, 69(4), 221-226.
- Pashley, D. H., & Tay, F. R. (2001). Dentin hypersensitivity: clinical perspectives. Journal of Endodontics, 27(7), 408-414.
- Markowitz, K., & Pashley, D. H. (2008). Discovering new treatments for sensitive teeth: the long path from biology to therapy. Journal of Oral Rehabilitation, 35(4), 300-315.
- Lussi, A., & Carvalho, T. S. (2014). Erosive tooth wear: a multifactorial condition of growing concern and increasing knowledge. Monographs in Oral Science, 25, 1-15.
- Schuurs, A. H., Gruythuysen, R. J., & Wesselink, P. R. (1998). Prevention and treatment of post-operative sensitivity following composite restoration. Journal of Clinical Periodontology, 25(11), 1030-1037.
- West, N. X. (2008). Dentine hypersensitivity: preventive and therapeutic approaches to treatment. Periodontology 2000, 48(1), 31-40.
- Petersson, L. G. (2013). The role of fluoride in the preventive management of dentin hypersensitivity and root caries. Clinical Oral Investigations, 17(1), 63-71.
- Young, A., & Tenuta, L. M. A. (2011). Current concepts in remineralization therapies: case studies. International Dental Journal, 61(S1), 6-12.
- Gillam, D. G., & Orchardson, R. (2006). Advances in the treatment of root dentine sensitivity: mechanisms and management. Dental Update, 33(9), 534-536.
- Holland, G. R., et al. (1997). Guidelines for the design and conduct of clinical trials on dentine hypersensitivity. Journal of Clinical Periodontology, 24(11), 808-813.
- Schiff, T., et al. (2000). Efficacy of a toothpaste containing potassium nitrate in relieving dentin hypersensitivity. Compendium of Continuing Education in Dentistry, 21(S29-34).
- Olley, R. C., & Moazzez, R. (2009). The effect of dietary acids on dental erosion. British Dental Journal, 207(2), 71-75.
- Davies, M., et al. (2011). Dentine hypersensitivity: what is the common denominator? British Dental Journal, 211(1), 21-27.
- Addy, M., et al. (2007). Etiology and management of dentine hypersensitivity. Journal of Clinical Periodontology, 34(S1), 400-407.
- Mason, S., et al. (2010). Effects of fluoride on dental erosion. Journal of Clinical Dentistry, 21(4), 30-34.
- Walters, P. A. (2005). Dentinal hypersensitivity: a review of etiology, diagnosis and management. Dental Hygiene Journal, 9(2), 106-114.
- Bamise, C. T., et al. (2008). Comparative efficacy of two desensitizing toothpastes on dentinal hypersensitivity. Nigerian Dental Journal, 16(1), 1-7.
- West, N. X., et al. (2013). Mechanisms of dentine hypersensitivity. International Dental Journal, 63(S2), 10-19.
- Pashley, D. H. (2002). The effects of dentin permeability on dentin sensitivity. Proceedings of the Finnish Dental Society, 88(Suppl 1), 25-32.
- Hara, A. T., & Zero, D. T. (2014). The impact of remineralization therapies on dentin permeability and sensitivity. Journal of Dental Research, 93(5), 460-467.
- Gillam, D. G. (2013). Current diagnosis of dentin hypersensitivity. Clinical Oral Investigations, 17(Suppl 1), 3-9.
- Orchardson, R., & Gillam, D. G. (2000). Managing dentine hypersensitivity. Journal of Oral Rehabilitation, 27(4), 278-285.
- Canadian Dental Association. (2003). Clinical practice guidelines for the management of dentin hypersensitivity. Journal of the Canadian Dental Association, 69(4), 221-226.
- Wang, Z., et al. (2011). Bioactive glass particles for the treatment of dentin hypersensitivity. Journal of Dental Research, 90(10), 1213-1217
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/