Emosyonel Zeka Nedir? Emosyonel Zeka Ve IQ Arasındaki 4 Fark
Son yıllarda iş dünyası, eğitim, psikoloji ve kişisel gelişim gibi birçok alanda giderek daha fazla önem kazanan kavramlardan biri de emosyonel zeka (EQ) olmuştur. Klasik zeka anlayışının (IQ) yeterli olmadığı durumlarda, bireylerin duygusal zekalarının da dikkate alınması gerektiği giderek daha çok fark edilmektedir. Peki, emosyonel zeka nedir ve neden bu kadar önemlidir? Temel olarak, emosyonel zeka; bireyin hem kendi duygularını hem de başkalarının duygularını anlama, yönetme ve doğru bir şekilde ifade etme yeteneğidir. Bu yetenekler, insan ilişkilerinde başarılı olmanın ve duygusal açıdan sağlıklı bir yaşam sürmenin anahtarıdır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Emosyonel Zeka Nedir? Emosyonel Zeka Ve IQ Arasındaki 4 Fark
Emosyonel zeka, ilk olarak 1990’lı yıllarda iki psikolog olan Peter Salovey ve John Mayer tarafından akademik bir kavram olarak ortaya atılmıştır. Ancak bu kavram, Daniel Goleman’ın 1995 yılında yazdığı Emotional Intelligence adlı kitabıyla geniş kitleler tarafından tanınmıştır. Goleman’a göre, emosyonel zeka, bireyin hem kendisiyle hem de çevresiyle olan ilişkilerinde daha başarılı olmasını sağlayan bir dizi beceri ve yetenekten oluşur. Özellikle modern iş dünyasında, duygusal zekası yüksek olan bireylerin ekip çalışması, liderlik, kriz yönetimi gibi konularda daha başarılı oldukları görülmektedir.
Bu yazıda, emosyonel zekanın tanımı, bileşenleri, işlevleri ve bireylerin hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarındaki etkileri ele alınacaktır. Ayrıca, EQ’nun neden IQ kadar önemli, hatta bazı durumlarda daha önemli olabileceği üzerine detaylı bir tartışma yapılacaktır. Teknolojik gelişmelerin hız kazandığı günümüz dünyasında, bireylerin duygusal becerilerinin giderek daha fazla ön plana çıktığı bir gerçektir. Bu doğrultuda, emosyonel zekanın önemi her geçen gün daha çok anlaşılmaktadır.
Son olarak, emosyonel zekanın öğrenilebilir ve geliştirilebilir bir yetenek olduğu gerçeğine vurgu yapılacaktır. Genetik faktörler, kişilik özellikleri ve çevresel etkenler emosyonel zekanın gelişiminde rol oynasa da, bilimsel araştırmalar bu yeteneklerin eğitim ve deneyimle geliştirilebileceğini göstermektedir. Bu nedenle, duygusal zekanın farkında olmak ve bu yetenekleri geliştirmek hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük bir kazanım olacaktır.
Emosyonel Zekanın Tanımı
Emosyonel zeka (EQ), bireylerin hem kendi duygularını hem de başkalarının duygularını algılama, anlama, ifade etme ve yönetme kapasitesidir. İlk olarak Peter Salovey ve John Mayer tarafından 1990 yılında tanımlanan bu kavram, Daniel Goleman’ın popüler çalışmalarıyla geniş kitlelere tanıtılmıştır. EQ’nun temelinde, bireyin kendi duygusal durumunu ve başkalarının duygusal durumlarını doğru bir şekilde yorumlayabilmesi yatar. Ayrıca EQ, bireyin duygularını yöneterek hem kişisel hem de sosyal ilişkilerde etkili bir şekilde hareket edebilmesini sağlar. Bu yönüyle emosyonel zeka, yalnızca duygusal farkındalık değil, aynı zamanda bu farkındalığın eyleme dönüştürülmesini de içerir.
EQ’nun temel bileşenlerinden biri olan öz farkındalık, bireyin kendi duygusal tepkilerini ve bu tepkilerin davranışlarına etkisini anlama yeteneğidir. Öz farkındalık, bireyin kendini objektif bir şekilde değerlendirmesine olanak tanır ve bu sayede daha bilinçli kararlar almasını sağlar. Örneğin, stresli bir durumda öz farkındalığı yüksek olan bir birey, kendi kaygısını fark ederek bunu yönetmek için daha sağlıklı stratejiler geliştirebilir. Bu beceri, aynı zamanda bireyin kendi güçlü ve zayıf yönlerini tanımasına da katkı sağlar.
Emosyonel zekanın bir diğer önemli bileşeni ise empatidir. Empati, bireyin başkalarının duygularını ve perspektiflerini anlaması, bu duygulara uygun şekilde yanıt vermesi anlamına gelir. Empati, duygusal zekanın sosyal yönünü temsil eder ve insanlar arasındaki bağların güçlenmesine yardımcı olur. Örneğin, bir liderin empati yeteneği, çalışanların ihtiyaçlarını anlamasını ve onlara uygun destek sağlamasını mümkün kılar. Bu beceri, özellikle ekip çalışmasında ve liderlik rollerinde kritik bir öneme sahiptir. Empati, yalnızca duygusal anlayışı değil, aynı zamanda duygusal bir bağ kurma kapasitesini de içermektedir.
Bu detaylar ışığında emosyonel zeka, bireylerin yaşamlarının her alanında daha etkili, uyumlu ve başarılı olmalarını sağlayan bir beceri seti olarak karşımıza çıkar. EQ, yalnızca bireyin kendi iç dünyasını değil, aynı zamanda çevresindeki insanlarla olan etkileşimlerini de olumlu yönde etkileyen bir mekanizmadır.
Emosyonel Zekanın Bileşenleri
Emosyonel zeka, bireylerin duygusal ve sosyal yetkinliklerini şekillendiren beş temel bileşenden oluşur: öz farkındalık, öz düzenleme, motivasyon, empati ve sosyal beceriler. Bu bileşenler, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde etkili olmayı sağlayan önemli özelliklerdir. Emosyonel zekanın anlaşılması ve geliştirilmesi, bu temel bileşenlerin derinlemesine kavranmasını gerektirir.
1. Öz Farkındalık (Self-Awareness)
Öz farkındalık, bireyin kendi duygusal durumlarını tanıma ve bu durumların davranışlarına ve düşüncelerine nasıl etki ettiğini anlama yeteneğidir. Bu beceri, bireyin güçlü ve zayıf yönlerini açıkça görmesine olanak tanır ve kişisel gelişim için temel bir adım olarak kabul edilir. Öz farkındalık, bireyin kendisiyle dürüst bir ilişki kurmasını sağlayarak daha sağlıklı kararlar almasına yardımcı olur. Örneğin, stresli bir durumda öz farkındalığı yüksek bir birey, bu duygusal durumun etkilerini fark ederek daha sakin ve bilinçli bir şekilde hareket edebilir. Ayrıca öz farkındalık, bireyin duygusal tetikleyicilerini tanımasına ve bunları yönetmesine olanak tanır.
2. Öz Düzenleme (Self-Regulation)
Öz düzenleme, bireyin duygusal tepkilerini kontrol etme ve yönetme yeteneğidir. Bu, özellikle stresli veya zorlu durumlarda bireyin duygusal dengede kalmasını sağlar. Öz düzenleme, dürtüsel tepkilerden kaçınmayı ve daha bilinçli bir şekilde hareket etmeyi içerir. Örneğin, bir iş yerinde yaşanan bir çatışma sırasında, öz düzenleme becerisine sahip bir çalışan, öfkesini kontrol ederek yapıcı bir çözüm arayabilir. Bu beceri, aynı zamanda bireyin değişen koşullara adapte olabilmesini ve esneklik göstermesini kolaylaştırır. Öz düzenleme, yalnızca bireyin duygusal tepkilerini değil, aynı zamanda zihinsel süreçlerini de etkiler ve daha stratejik düşünmeyi teşvik eder.
3. Motivasyon (Motivation)
Motivasyon, bireyin içsel kaynaklarını kullanarak hedeflerine ulaşma kararlılığıdır. Bu bileşen, bireylerin uzun vadeli hedeflere odaklanmasını ve zorluklarla karşılaştığında pes etmemesini sağlar. Motivasyonu yüksek bireyler, başarıya ulaşma yolunda daha dirençlidir ve enerjilerini verimli bir şekilde kullanabilirler. Örneğin, profesyonel bir sporcu, motivasyonu sayesinde zorlu antrenman süreçlerini aşabilir ve hedeflerine ulaşabilir. Bu bileşen, yalnızca dışsal ödüllerle değil, bireyin kendi içsel tatmin duygusuyla da ilgilidir. Motivasyon, emosyonel zekanın diğer bileşenleriyle etkileşim içinde çalışır ve bireylerin hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarında başarı elde etmelerine katkıda bulunur.
4. Empati (Empathy)
Empati, bireyin başkalarının duygularını ve perspektiflerini anlama yeteneğidir. Bu beceri, özellikle sosyal ilişkilerde ve ekip çalışmalarında kritik bir rol oynar. Empati sayesinde bireyler, farklı bakış açılarını anlayabilir ve çatışmaları daha kolay çözebilir. Örneğin, bir öğretmenin empati becerisi, öğrencilerinin duygusal durumlarını anlayarak daha etkili bir öğrenme ortamı oluşturmasına olanak tanır. Empati, yalnızca duygusal bir anlayış geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda bireylerin sosyal bağlarını güçlendirmelerine yardımcı olur. Yüksek empati becerisi, kişilerarası ilişkilerde daha derin ve anlamlı bağlar kurmayı sağlar.
5. Sosyal Beceriler (Social Skills)
Sosyal beceriler, bireylerin etkili bir şekilde iletişim kurma, iş birliği yapma ve ilişkiler geliştirme yeteneğidir. Bu beceri, bireylerin hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarında daha uyumlu olmalarını sağlar. Sosyal beceriler, çatışma yönetiminden takım çalışmasına, liderlikten müzakere süreçlerine kadar birçok alanda önemlidir. Örneğin, bir liderin etkili sosyal becerilere sahip olması, ekibini motive etmesini ve ekip üyeleri arasında uyumu sağlamasını kolaylaştırır. Sosyal beceriler, aynı zamanda empati ve öz düzenleme gibi diğer emosyonel zeka bileşenleriyle doğrudan bağlantılıdır.
Bütünsel Yaklaşım
Emosyonel zekanın bu beş bileşeni birbiriyle etkileşim içindedir ve bireylerin duygusal dünyasını anlamalarını, yönetmelerini ve başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurmalarını sağlar. Bu bileşenlerin geliştirilmesi, bireylerin yaşamlarının her alanında daha başarılı olmalarına olanak tanır. Öz farkındalık duygusal bir temel oluştururken, öz düzenleme bu farkındalığı eyleme dönüştürür; empati ve sosyal beceriler ise bireyin çevresiyle olan bağlarını güçlendirir. Motivasyon ise tüm bu becerileri daha etkin bir şekilde kullanma isteğiyle bireyleri harekete geçirir. Bu nedenle emosyonel zeka, yalnızca bireysel gelişim için değil, toplumsal uyum ve iş birliği için de hayati bir öneme sahiptir.
Emosyonel Zekanın İşlevleri ve Önemi
Emosyonel zekanın işlevleri, bireyin hem kişisel yaşamında hem de profesyonel yaşamında önemli bir rol oynar. Kişisel yaşamda, emosyonel zeka, bireylerin kendileriyle barışık, mutlu ve tatmin olmuş bir hayat sürmelerine yardımcı olur. Duygusal olarak dengeli bireyler, zor durumlarla başa çıkma becerisine sahiptirler ve stres yönetiminde daha başarılıdırlar.
Profesyonel yaşamda ise emosyonel zeka, özellikle liderlik ve takım çalışması gibi konularda öne çıkar. Duygusal zekası yüksek olan liderler, çalışanlarıyla daha iyi ilişkiler kurar, onların ihtiyaçlarını anlar ve motivasyonlarını artırır. Ekip içinde emosyonel zekası yüksek bireyler, diğer çalışanlarla daha etkili iletişim kurar ve olası çatışmaları önleyici adımlar atabilirler. Araştırmalar, duygusal zekası yüksek bireylerin, iş yerinde daha başarılı olduklarını, stresle başa çıkmada daha iyi olduklarını ve daha yaratıcı çözümler üretebildiklerini göstermektedir.
Duygusal zekanın önemini gösteren bir başka faktör de ilişkilerdeki rolüdür. Hem romantik hem de sosyal ilişkilerde, duygusal zekası yüksek bireyler, empati kurma ve karşı tarafın duygularını anlama yetenekleri sayesinde daha sağlıklı ve uzun ömürlü ilişkiler kurabilirler. Bu, özellikle kişisel çatışmaların ve yanlış anlamaların önlenmesinde büyük bir avantaj sağlar.
Emosyonel Zeka ve IQ Arasındaki Farklar
Emosyonel zeka (EQ) ve zeka katsayısı (IQ), bireylerin yeteneklerini ve başarılarını değerlendirmede önemli rol oynayan iki farklı kavramdır. IQ, bireyin zihinsel kapasitesini ölçerken; EQ, duygusal farkındalık, sosyal ilişkiler ve duygusal yönetim becerilerini kapsar. Bu iki kavram, birbiriyle bağlantılı olabilse de, farklı alanlarda bireylerin hayatlarına katkı sağlar. EQ ve IQ arasındaki temel farklar, bu iki kavramın kapsamı, işlevselliği ve bireylerin yaşamlarına etkileri üzerinden değerlendirilebilir.
1. Tanım ve Kapsam
IQ, bir kişinin problem çözme, mantık yürütme, soyut düşünme ve öğrenme gibi bilişsel yeteneklerini ölçer. Matematiksel işlemler, dil yetenekleri ve hafıza gibi bilişsel beceriler, IQ’nun temel bileşenleri arasında yer alır. IQ genellikle standart testler aracılığıyla değerlendirilir ve bireyin akademik başarı potansiyelini ölçmek için kullanılır. Örneğin, yüksek IQ’ya sahip bir birey, karmaşık problemleri daha hızlı çözebilir veya yeni bir dil öğrenmede üstün bir performans sergileyebilir.
EQ ise bireyin kendi duygularını ve başkalarının duygularını anlama, yönetme ve bu duygularla sağlıklı ilişkiler kurma yeteneğini ifade eder. EQ’nun kapsamı, öz farkındalık, empati, sosyal beceriler ve öz düzenleme gibi unsurları içerir. EQ, bireylerin sosyal yaşamlarında, iş yerindeki performanslarında ve liderlik yeteneklerinde belirleyici bir rol oynar. Örneğin, EQ’su yüksek bir birey, ekip çalışmasında daha etkili olabilir veya zorlu bir durumda daha yapıcı bir şekilde tepki verebilir.
2. İşlev ve Kullanım Alanları
IQ, genellikle bireyin bilişsel kapasitesine odaklandığı için, akademik ve teknik başarıyla daha yakından ilişkilidir. IQ testleri, bireyin zihinsel yeteneklerini değerlendirerek matematik, bilim veya dil gibi alanlarda ne kadar başarılı olabileceğini öngörmeye çalışır. Ancak, IQ yüksek olsa bile bireylerin sosyal ilişkilerde veya duygusal zorluklarla başa çıkmada zorlanabileceği gözlemlenmiştir.
EQ, bireyin duygusal ve sosyal yaşamında daha etkili bir şekilde hareket etmesini sağlar. Örneğin, yüksek EQ’ya sahip bir lider, ekip üyelerinin motivasyonunu artırarak daha verimli bir iş ortamı yaratabilir. İş dünyasında EQ, çatışma çözme, empati gösterme ve ekip dinamiklerini yönetme gibi alanlarda belirleyici bir unsurdur. Ayrıca EQ, bireylerin stresle başa çıkma ve duygusal dayanıklılık gösterme kapasitelerini artırır.
3. Bireyin Başarısına Etkisi
IQ, bireyin teknik ve akademik başarısını büyük ölçüde etkileyebilir. Örneğin, mühendislik, tıp veya bilim gibi alanlarda çalışmak için yüksek bir IQ genellikle avantaj sağlar. Ancak, yalnızca yüksek bir IQ’ya sahip olmak, bireyin her alanda başarılı olmasını garanti etmez. Özellikle sosyal ilişkiler, liderlik veya kriz yönetimi gibi alanlarda IQ’nun etkisi sınırlı kalabilir.
EQ ise bireyin kişisel ve sosyal başarılarında daha doğrudan bir rol oynar. Yüksek EQ, bireylerin etkili iletişim kurmasını, çatışmaları çözmesini ve ekip çalışmasında uyum sağlamasını kolaylaştırır. Ayrıca EQ, liderlik yeteneklerini güçlendiren temel bir unsurdur. Örneğin, EQ’su yüksek bir lider, çalışanların ihtiyaçlarını anlayarak onların performansını artırabilir ve daha pozitif bir iş ortamı yaratabilir. Araştırmalar, EQ’nun iş yerinde başarıyı öngörmede IQ’dan daha güçlü bir gösterge olabileceğini göstermektedir.
4. İlişkileri ve Dengesi
IQ ve EQ, birbirini tamamlayıcı özellikler taşır. Yüksek IQ, bireyin teknik ve bilişsel sorunları çözmesine yardımcı olurken; yüksek EQ, bireyin bu çözümleri etkili bir şekilde uygulamasını ve başkalarıyla uyum içinde çalışmasını sağlar. Örneğin, yüksek IQ’ya sahip bir mühendis, karmaşık bir problemi çözerken yüksek EQ sayesinde ekibini motive edebilir ve projenin başarıyla tamamlanmasına katkıda bulunabilir.
Sonuç olarak, IQ ve EQ arasındaki temel farklar, bu kavramların bireylerin yaşamına farklı alanlarda nasıl etki ettiğine dayanır. IQ, bilişsel yetenekler ve akademik başarı için önemli bir ölçütken; EQ, sosyal beceriler, liderlik ve kişisel ilişkilerde belirleyici bir faktördür. Modern dünyada başarı, yalnızca IQ’ya değil, EQ’nun da güçlü bir şekilde geliştirilmesine bağlıdır. Bu nedenle bireyler, hem bilişsel hem de duygusal zekalarını dengeli bir şekilde geliştirmeyi hedeflemelidir.
Emosyonel Zekanın Geliştirilebilirliği
Emosyonel zekanın en önemli özelliklerinden biri, öğrenilebilir ve geliştirilebilir olmasıdır. Bu da bireylerin yaşamları boyunca duygusal becerilerini artırma potansiyeline sahip olduğu anlamına gelir. Öz farkındalığı artırmak, empati geliştirmek ve öz yönetim becerilerini güçlendirmek için çeşitli yöntemler ve stratejiler mevcuttur.
- Kendi Duygularınızı Tanımak ve Kabul Etmek: Duygusal zekayı geliştirmek için atılacak ilk adım, kişinin kendi duygularını fark etmesi ve kabul etmesidir. Meditasyon, farkındalık çalışmaları ve günlük tutma gibi yöntemler, bireyin duygusal farkındalığını artırabilir.
- Duygusal Tepkileri Yönetmek: Stresli veya zorlayıcı durumlarda duygusal tepkilerinizi kontrol edebilmek, emosyonel zekanın önemli bir parçasıdır. Nefes egzersizleri, stres yönetimi teknikleri ve bilişsel davranışçı terapi (CBT) gibi yaklaşımlar bu konuda faydalı olabilir.
- Empati Geliştirmek: Başkalarının duygularını anlamak ve empati kurmak, sosyal ilişkilerde başarının anahtarıdır. Empati becerisini geliştirmek için aktif dinleme, önyargısız düşünme ve başkalarının perspektifini anlamaya çalışmak oldukça etkilidir.
- Sosyal Becerileri Güçlendirmek: Etkili iletişim kurma, grup içinde uyumlu çalışma ve çatışma çözme becerileri, sosyal hayatın her alanında başarı için kritik öneme sahiptir. Bu becerileri geliştirmek için iletişim kursları, koçluk ve mentorluk gibi fırsatlar değerlendirilebilir.
Sonuç
Emosyonel zeka, bireylerin yaşam kalitesini ve çevreleriyle olan ilişkilerini doğrudan etkileyen kritik bir beceridir. Günümüzde EQ, sadece bireysel başarı için değil, toplumsal uyum ve iş birliği için de önemli bir unsurdur. Özellikle iş dünyası ve eğitim alanlarında EQ’nun önemi giderek artmaktadır.
Araştırmalar, EQ’nun doğuştan gelen bir özellikten ziyade öğrenilebilir bir beceri olduğunu ortaya koymaktadır. Bu, bireylerin kendi duygusal farkındalıklarını artırarak ve sosyal becerilerini geliştirerek daha başarılı bir yaşam sürdürebilecekleri anlamına gelir.
Sonuç olarak, emosyonel zekanın bireyler ve toplum üzerindeki olumlu etkisi göz önünde bulundurulduğunda, bu becerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiği açıktır. Eğitim ve iş dünyası, EQ’nun önemini fark ederek bu alanda daha fazla yatırım yapmalıdır.
Referanslar:
- Emosyonel Zeka Nedir? Emosyonel Zeka Ve IQ Arasındaki 4 Fark
- Goleman, D. (1995). Emotional Intelligence: Why It Can Matter More Than IQ. Bantam Books.
- Salovey, P., & Mayer, J. D. (1990). Emotional intelligence. Imagination, Cognition and Personality, 9(3), 185-211.
- Bar-On, R. (2006). The Bar-On model of emotional-social intelligence (ESI). Psicothema, 18(Suppl.), 13-25.
- Petrides, K. V., & Furnham, A. (2001). Trait emotional intelligence: Psychometric investigation with reference to established trait taxonomies. European Journal of Personality, 15(6), 425-448.
- Mayer, J. D., Roberts, R. D., & Barsade, S. G. (2008). Human abilities: Emotional intelligence. Annual Review of Psychology, 59, 507-536.
- Ashkanasy, N. M., & Daus, C. S. (2005). Rumors of the death of emotional intelligence in organizational behavior are vastly exaggerated. Journal of Organizational Behavior, 26(4), 441-452.
- Boyatzis, R. E. (2006). Using tipping points of emotional intelligence and cognitive competencies to predict financial performance of leaders. Psychological Reports, 98(3), 747-759.
- Cherniss, C., & Goleman, D. (2001). The Emotionally Intelligent Workplace. Jossey-Bass.
- Matthews, G., Zeidner, M., & Roberts, R. D. (2002). Emotional Intelligence: Science and Myth. MIT Press.
- Lopes, P. N., et al. (2006). Emotional intelligence and social interaction. Personality and Social Psychology Bulletin, 32(8), 998-1009.
- Caruso, D. R., & Salovey, P. (2004). The Emotionally Intelligent Manager. Jossey-Bass.
- Schutte, N. S., et al. (1998). Development and validation of a measure of emotional intelligence. Personality and Individual Differences, 25(2), 167-177.
- Van Rooy, D. L., & Viswesvaran, C. (2004). Emotional intelligence: A meta-analytic investigation of predictive validity and nomological net. Journal of Vocational Behavior, 65(1), 71-95.
- Jordan, P. J., & Troth, A. C. (2004). Managing emotions during team problem solving: Emotional intelligence and conflict resolution. Human Performance, 17(2), 195-218.
- Brackett, M. A., et al. (2006). Emotional intelligence and its relation to everyday behavior. Personality and Individual Differences, 39(8), 1387-1402.
- Feldman Barrett, L., & Gross, J. J. (2001). Emotion regulation: Affective, cognitive, and social consequences. Psychophysiology, 39(3), 281-291.
- Seal, C. R., et al. (2011). Emotional intelligence and team performance. International Journal of Organizational Analysis, 19(3), 176-187.
- Gignac, G. E. (2005). Emotional intelligence and leadership. Leadership & Organization Development Journal, 26(10), 191-199.
- Gardner, H. (1983). Frames of Mind: The Theory of Multiple Intelligences. Basic Books.
- Wong, C., & Law, K. S. (2002). The effects of leader and follower emotional intelligence on performance and attitude. The Leadership Quarterly, 13(3), 243-274.
- Fiori, M., & Antonakis, J. (2011). The ability model of emotional intelligence: Searching for valid measures. Personality and Individual Differences, 50(4), 329-334.
- Mayer, J. D., & Salovey, P. (1997). What is emotional intelligence? Emotional Development and Emotional Intelligence: Educational Implications, 3-34.
- Keltner, D., & Gross, J. J. (1999). Functional accounts of emotions. Cognition and Emotion, 13(5), 467-480.
- Zeidner, M., et al. (2004). Emotional intelligence in the workplace. Applied Psychology: An International Review, 53(3), 371-399.
- Humphrey, R. H., et al. (2008). Emotional intelligence and team cohesion. The Leadership Quarterly, 19(3), 270-280.
- George, J. M. (2000). Emotions and leadership: The role of emotional intelligence. Human Relations, 53(8), 1027-1055.
- Abraham, R. (2000). The role of job control as a moderator of emotional dissonance and emotional intelligence-outcome relationships. The Journal of Psychology, 134(2), 169-184.
- Petrides, K. V., et al. (2004). Emotional intelligence: Psychometric analysis. Personality and Individual Differences, 36(1), 221-240.
- Nelis, D., et al. (2009). Increasing emotional intelligence: (How) is it possible? Personality and Individual Differences, 47(1), 36-41.
- Lyons, J., & Schneider, T. R. (2005). The influence of emotional intelligence on performance. Human Performance, 18(4), 367-385.
- Ashkanasy, N. M., & Humphrey, R. H. (2011). A multi-level view of emotional intelligence in organizational behavior. Journal of Organizational Behavior, 32(7), 819-824.
- Joseph, D. L., et al. (2015). Why does emotional intelligence predict job performance? Journal of Applied Psychology, 100(2), 390-398.
- Ekman, P. (1992). An argument for basic emotions. Cognition and Emotion, 6(3), 169-200
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/