Endometriozis Tedavisi: 10 Belirtisi, Nedenleri Ve Tanısı
Endometriozis, dünya genelinde milyonlarca kadını etkileyen karmaşık bir hastalıktır. Bu durum, kadın üreme sağlığı üzerinde derin bir etkiye sahip olabilmekte ve sıklıkla adet dönemleri sırasında yoğun ağrı ve rahatsızlık ile karakterize edilmektedir. Rahim iç tabakasını oluşturan endometrium dokusunun, rahim dışında büyümesiyle meydana gelir. Bu dokular sıklıkla yumurtalıklar, fallop tüpleri ve pelvisin diğer bölümlerinde bulunur. Rahim dışındaki bu dokular, normal endometrial doku gibi her adet döngüsünde kalınlaşır, parçalanır ve kanar. Ancak bu kanama vücut dışına atılamadığı için vücutta iltihap, yara dokusu ve yapışıklıklar oluşmasına neden olabilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Endometriozis Tedavisi: 10 Belirtisi, Nedenleri Ve Tanısı
Endometriozis, genellikle kadınlarda adet döngüsü sırasında yoğun pelvik ağrıyla kendini gösterir. Bununla birlikte, bu hastalık sadece adet sancıları ile sınırlı değildir. Kısırlık, kronik yorgunluk, sindirim sorunları ve bağışıklık sisteminde bozulmalar gibi birçok farklı soruna yol açabilir. Çoğu zaman teşhisi zor olan bu hastalık, hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Yapılan araştırmalar, kadınların genellikle semptomları yaşamaya başladıktan yıllar sonra teşhis aldığını göstermektedir. Bu, tedavi sürecinin gecikmesine ve hastalığın ilerlemesine neden olabilir. Kadınların bu konuda farkındalığını artırmak, semptomların tanınmasını sağlamak ve erken teşhisin önemini vurgulamak hayati önem taşımaktadır.
Bu makalede, endometriozis belirtileri, nedenleri, risk faktörleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçeneklerine dair detaylı bilgi verilecektir. Ayrıca hastalığın psikolojik ve sosyal etkileri üzerinde durularak, endometriozis ile başa çıkma yolları ele alınacaktır. Endometriozisin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı ve bu durumla başa çıkmak için neler yapılabileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek, kadınların sağlıklarını daha iyi korumalarına yardımcı olabilir. Hastalığın etkilerinin ne kadar geniş kapsamlı olduğunu göz önünde bulundurarak, bu konudaki farkındalığın artırılması ve doğru bilgilendirme büyük önem taşımaktadır.
Hastalık ile ilgili araştırmalar hız kesmeden devam etmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, bu hastalığın genetik, hormonal, çevresel ve bağışıklık sistemi ile ilgili faktörlerle bağlantılı olabileceğini göstermektedir. Ancak kesin nedenleri hala tam olarak bilinmemektedir. Bu belirsizlik, hastalığın teşhis ve tedavi sürecini daha da zorlaştırmaktadır. Sadece fiziksel bir rahatsızlık olmanın ötesinde, psikolojik ve sosyal etkileri de olan bir hastalıktır. Bu nedenle, hastalığın tedavisinde sadece fizyolojik belirtiler değil, hastanın genel yaşam kalitesi ve duygusal durumu da göz önünde bulundurulmalıdır.
Endometriozis Belirtileri Nelerdir?
Endometriozis, rahim iç yüzeyini döşeyen endometrial dokunun rahim dışında büyümesiyle karakterize kronik bir hastalıktır. Bu anormal doku büyümesi genellikle yumurtalıklar, fallop tüpleri ve pelvik bölgedeki diğer organları etkiler, ancak nadir durumlarda vücudun başka bölgelerinde de görülebilir. Kadınlarda yaygın görülen bir sağlık sorunu olmasına rağmen belirtileri bireyden bireye büyük farklılık gösterebilir ve sıklıkla diğer sağlık problemleriyle karıştırılabilir. Bu nedenle, hastalığın belirtilerini doğru şekilde tanımak, erken teşhis ve tedavi açısından kritik öneme sahiptir.
1. Şiddetli Adet Ağrıları (Dismenore)
Endometriozisin en yaygın ve belirgin belirtisi, adet dönemlerinde yoğun ve dayanılmaz ağrılar yaşanmasıdır. Bu ağrılar genellikle:
- Adet başlamadan birkaç gün önce hissedilmeye başlar ve adet boyunca devam eder.
- Alt karın bölgesinde yoğunlaşır, ancak bel, bacak ve kalça gibi bölgelere de yayılabilir.
- Geleneksel ağrı kesicilere rağmen geçmeyebilir ve günlük aktiviteleri zorlaştırabilir.
Bu tür şiddetli ağrılar, normal bir adet döngüsünden farklı olarak endometriozisin önemli bir işareti olarak değerlendirilmelidir.
2. Kronik Pelvik Ağrı
Adet döngüsünden bağımsız olarak, kadınlarda sürekli veya tekrarlayan pelvik ağrı endometriozis belirtisi olabilir. Kronik pelvik ağrı:
- Genellikle karın alt bölgesinde hissedilir.
- Keskin, batıcı bir ağrı veya donuk bir rahatsızlık şeklinde tanımlanabilir.
- Hastalığın ilerlemesiyle birlikte daha da şiddetlenebilir.
Bu ağrı, pelvik organlarda endometrial dokuların oluşturduğu inflamasyon ve yapışıklıklardan kaynaklanır.
3. Ağrılı Cinsel İlişki (Disparoni)
Endometriozisi olan birçok kadın, cinsel ilişki sırasında veya sonrasında ağrı yaşar. Bu durum, genellikle:
- Pelvik bölgedeki inflamasyon ve yapışıklıklar nedeniyle ortaya çıkar.
- Derin ilişki sırasında daha belirgin hale gelir.
- Kadının cinsel hayatını ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Ağrılı cinsel ilişki, hastalığın fiziksel etkilerinin yanı sıra psikolojik sıkıntılara da yol açabilir ve çiftler arasında ilişki sorunlarına neden olabilir.
4. Adet Düzensizlikleri
Endometriozis, adet döngüsünü de etkileyebilir. Bu durum şu şekilde kendini gösterebilir:
- Uzun süreli ve ağır kanamalar (menoraji).
- Adet dönemleri arasında düzensiz lekelenmeler.
- Anormal şekilde kısa veya uzun adet döngüleri.
Bu belirtiler, endometrial dokunun rahim dışında büyümesinin hormonal dengeleri bozmasından kaynaklanabilir.
5. İnfertilite (Kısırlık)
Endometriozis, kadınlarda kısırlığın önde gelen nedenlerinden biridir. Hastalık, şu yollarla doğurganlığı etkileyebilir:
- Yumurtalıkların ve fallop tüplerinin hasar görmesi.
- Yapışıklıkların yumurta ve sperm hareketini engellemesi.
- Rahim içi çevrenin embriyo yerleşimi için uygun olmaması.
Endometriozisli kadınların yaklaşık %30 ila %50’sinde kısırlık görülmektedir. Ancak uygun tedavi ile birçok kadın hamile kalma şansını artırabilir.
6. Bağırsak ve Mesane Problemleri
Endometriozis, bağırsak ve mesane dokularını etkilediğinde şu belirtiler ortaya çıkabilir:
- Kabızlık, ishal veya bağırsak hareketlerinde zorluk.
- Ağrılı dışkılama veya idrar yapma.
- Adet dönemlerinde bağırsak ve mesane üzerinde baskı hissi.
Bu belirtiler, genellikle endometrial dokunun bağırsaklar veya mesane üzerine baskı yapmasından kaynaklanır ve sindirim sistemi rahatsızlıklarıyla karıştırılabilir.
7. Yorgunluk ve Halsizlik
Endometriozis, vücuttaki inflamasyonun artmasına ve sürekli ağrılara yol açtığı için genel bir yorgunluk hissi oluşturabilir. Kronik yorgunluk:
- Günlük aktiviteleri yerine getirmeyi zorlaştırabilir.
- Uyku düzenini bozabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir.
Yorgunluk, genellikle hastalığın doğrudan bir belirtisi olarak değil, diğer belirtilerin neden olduğu bir sonuç olarak ortaya çıkar.
8. Şişkinlik ve Karında Hissedilen Basınç
Endometriozisli kadınlar sık sık şişkinlik hissi yaşayabilir. Bu durum, genellikle:
- Karın bölgesinde bir doluluk veya basınç hissi.
- Adet dönemlerinde artan bir rahatsızlık.
- Sindirim sistemi ile ilişkili diğer belirtilerle birlikte ortaya çıkabilir.
Şişkinlik hissi, endometrial dokuların çevre organlara baskı yapmasından kaynaklanır ve rahatsız edici bir durum yaratabilir.
9. Sinirsel ve Psikolojik Belirtiler
Endometriozis, fiziksel belirtilerinin yanı sıra psikolojik ve duygusal etkiler de yaratabilir. Bu belirtiler şunları içerebilir:
- Depresyon ve kaygı.
- Ağrının sürekli olması nedeniyle sosyal hayattan çekilme.
- Uyku bozuklukları ve stres.
Kronik ağrılar ve hastalığın doğurganlık üzerindeki etkisi, endometriozisli kadınların psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir.
10. Asemptomatik Durumlar
Bazı kadınlarda endometriozis hiçbir belirti göstermeyebilir. Bu durumda hastalık, genellikle infertilite nedeniyle yapılan testler sırasında teşhis edilir. Belirtilerin olmaması, hastalığın olmadığı anlamına gelmez; bu nedenle risk altındaki bireylerin düzenli sağlık kontrolleri yaptırması önemlidir.
Endometriozis belirtileri oldukça karmaşık ve kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle, yukarıda belirtilen semptomlardan herhangi biriyle karşılaşan bireylerin bir uzmana başvurarak gerekli teşhis ve tedavi süreçlerini başlatması büyük önem taşır. Erken teşhis, endometriozisle ilişkili komplikasyonların önlenmesi ve yaşam kalitesinin artırılması için kritik bir rol oynar.
Endometriozis Nedenleri Nelerdir?
Endometriozis, kesin nedeni tam olarak anlaşılamayan bir hastalıktır. Ancak araştırmalar, gelişimine etki eden bazı risk faktörleri ve teorileri ortaya koymuştur.
- Geri Akış Teorisi (Retrograd Menstrüasyon): Bu teori, adet dönemi sırasında rahim iç tabakasının (endometrium) rahim yerine fallop tüplerine doğru geriye akmasıyla ilgilidir. Bu geri akış sonucu, dökülen endometriumun pelvik boşluğa yerleşerek endometriozis lezyonlarının oluşmasına yol açabilir.
- Bağışıklık Sistemi Sorunları: Bu kişilerin bağışıklık sistemlerinin normalden farklı çalışabileceği öne sürülmüştür. Normalde bağışıklık sistemi, vücudu yabancı maddelere karşı korurken, endometriozis durumunda bu koruyucu mekanizma yetersiz olabilir.
- Genetik Faktörler: Aile geçmişi riski artırabilir. Yani, endometriozis olan aile üyeleri bulunan kişilerde risk daha yüksek olabilir. Ancak tam olarak hangi genlerin bu hastalığı tetiklediği henüz net değildir.
- Hormonal Dengesizlikler: Hormonlar, gelişiminde önemli bir rol oynar. Özellikle östrojen hormonu, büyümesine ve yayılmasına katkıda bulunabilir. Bu nedenle bazı hormon tedavileri endometriozis semptomlarını kontrol etmeye yardımcı olabilir.
- Çevresel Faktörler: Kimyasal maddelere maruz kalma veya çevresel toksinlere uzun süreli maruz kalma, riski artırabilir. Ancak bu etkilerin kesin mekanizmaları hala net değildir.
- Adet Döngüsü ve Menarş Yaşı: Erken yaşta başlayan adet döngüsü (menarş) ve kısa adet döngüleri (siklus) riski artırabilir.
- Doğurganlık Sorunları: İnfertilite (kısırlık) yaşayan kadınlar arasında daha yaygın görülür. Ancak bu, infertiliteye neden olduğu anlamına gelmez. İki durumun birbirini etkileyebilir.
Tam nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, bu faktörlerin bir araya gelmesinin hastalığın gelişimine katkıda bulunabileceği düşünülmektedir. Her durum farklıdır ve endometriozis riski taşıyan kişilerde hastalık ortaya çıkmayabilir veya hafif semptomlarla sınırlı kalabilir.
Endometriozis Tanısı Nasıl Konulur?
Endometriozis tanısı koymak için doktorunuz genellikle fiziksel muayene, belirtilerin değerlendirilmesi ve bazı görüntüleme testleri kullanır.
- Hastalık Öyküsü ve Semptomlar: Doktor, hastanın semptomlarını ve semptomların ne kadar süredir devam ettiğini öğrenir. Ayrıca daha önceki adet dönemleri ve pelvik ağrılarla ilgili önceki deneyimleri hakkında bilgi alır.
- Fiziksel Muayene: Doktor, pelvik bölgeyi muayene eder ve endometriozis belirtilerine işaret eden hassas alanları kontrol eder. Pelvik muayene, rahim, yumurtalıklar ve pelvik dokuların incelenmesini içerebilir.
- Ultrasonografi: Ultrasonografi, pelvik bölgenin görüntülenmesine yardımcı olan bir görüntüleme tekniğidir. Bu test, yumurtalıklarda kistler veya diğer anormallikleri tespit etmeye yardımcı olabilir. Ancak endometriozis lezyonları genellikle ultrason ile tam olarak görüntülenemez.
- Laparoskopi: Tanı koymak için en kesin yöntem laparoskopik cerrahidir. Laparoskopi, küçük bir kamera ve cerrahi aletlerin karın içine yerleştirilmesini içerir. Bu sayede doktor, endometriozis lezyonlarını doğrulayabilir ve tespit edebilir. Aynı zamanda cerrahi olarak tedavi edebilir.
Tanı için laparoskopi, en yaygın ve kesin yöntemdir. Bu işlem sırasında doktor, endometriozis lezyonlarını gözlemleyebilir, alabilir ve çıkartabilir. Ayrıca diğer pelvik problemleri de değerlendirebilir.
Tanısı konulduğunda, tedavi seçenekleri hastanın semptomlarının şiddetine, yaşına ve gebe kalmak gibi hedeflerine bağlı olarak belirlenir. Tedavi seçenekleri ağrı yönetimi, hormonal tedavi ve cerrahi müdahaleyi içerebilir. Hastalığın yönetimi, doktorunuzun önerilerine ve hastanın özel durumuna göre planlanır.
Endometriozis Tedavisi Nasıl Yapılır?
Endometriozis, rahim iç tabakasını oluşturan endometrium dokusunun rahim dışında, genellikle yumurtalıklar, fallop tüpleri ve pelvis gibi bölgelerde yer almasıyla karakterize kronik bir hastalıktır. Bu durum, ağrı, kısırlık ve yaşam kalitesinde düşüş gibi ciddi semptomlara yol açabilir. Endometriozis tedavisi, semptomların şiddetine, hastanın yaşına, çocuk sahibi olma planlarına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak özelleştirilir. Tedavinin temel hedefi, ağrıyı hafifletmek, hastalığın ilerlemesini durdurmak ve doğurganlığı korumaktır.
1. İlaç Tedavisi
Endometriozis tedavisinde ilaçlar, genellikle ağrıyı hafifletmek ve hormonları düzenleyerek endometriyal dokunun büyümesini yavaşlatmak amacıyla kullanılır.
- Ağrı Kesiciler:
- Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) gibi ağrı kesiciler, adet sırasında ve genel olarak pelvik ağrıyı hafifletmek için yaygın olarak reçete edilir.
- Ancak ağrı kesiciler, yalnızca semptomları yönetir ve endometriozisin ilerlemesini durdurmaz.
- Hormon Tedavileri: Hormon tedavileri, endometriyal dokunun büyümesini kontrol altına almak için kullanılır.
- Doğum Kontrol Hapları: Adet döngüsünü düzenleyerek ve hormon dalgalanmalarını azaltarak ağrıyı kontrol edebilir.
- Progestin ve Progesteron İçeren Tedaviler: Hormon dengesini düzenleyerek endometriozis dokusunun küçülmesini teşvik eder.
- Gonadotropin Salgılatıcı Hormon (GnRH) Agonistleri ve Antagonistleri: Östrojen seviyesini düşürerek adet döngüsünü durdurur ve endometriyal dokunun büyümesini sınırlar.
- Danasol: Endometriozis semptomlarını azaltmak için kullanılan bir başka hormon tedavisidir, ancak yan etkileri nedeniyle genellikle son çare olarak tercih edilir.
2. Cerrahi Tedavi
Endometriozis vakalarının birçoğunda, özellikle ilaç tedavilerine yanıt vermeyen hastalarda, cerrahi müdahale gereklidir. Cerrahi yöntemler, hem teşhis koyma hem de hastalığın tedavisi için kullanılır.
- Laparoskopi:
- Endometriozis cerrahisinde altın standart olarak kabul edilir.
- Minimal invaziv bir yöntem olan laparoskopi, endometriyal dokunun çıkarılmasını veya yakılmasını sağlar.
- Hem teşhis hem de tedavi amacıyla kullanılabilir.
- Laparotomi:
- Daha şiddetli ve yaygın endometriozis vakalarında açık cerrahi olarak uygulanır.
- Daha uzun bir iyileşme süreci gerektirir.
- Histerektomi:
- Rahim ve bazen yumurtalıkların alınmasını içeren bu yöntem, genellikle diğer tedavilerden sonuç alınamadığında ve doğurganlık artık bir hedef olmadığında tercih edilir.
Cerrahi tedavi, semptomları önemli ölçüde azaltabilir; ancak endometriozis, cerrahiden sonra tekrarlayabilir. Bu nedenle cerrahi müdahale sonrasında genellikle ilaç tedavisi ile hastalık yönetimi devam eder.
3. Doğurganlık Tedavileri
Endometriozis, kısırlığın yaygın bir nedenidir. Çocuk sahibi olmayı planlayan kadınlar için tedavi yaklaşımları farklılık gösterebilir.
- Ovülasyon İndüksiyonu: Yumurtlamayı artırmak için hormon tedavisi uygulanabilir.
- Tüp Bebek (IVF): İleri derecede endometriozis durumunda, doğal yollarla gebe kalma şansı düşük olduğunda tüp bebek tedavisi önerilir.
- Cerrahi Tedavi ile Doğurganlığın Korunması: Yumurtalıklar ve fallop tüpleri üzerinde minimal hasar bırakacak şekilde endometriozis dokusunun çıkarılması sağlanır.
4. Alternatif ve Destekleyici Tedaviler
Endometriozis tedavisinde alternatif ve tamamlayıcı yöntemler, geleneksel tedavilere destekleyici bir yaklaşım olarak kullanılabilir. Bu yöntemler, hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik uygulanır.
- Beslenme ve Diyet:
- Anti-inflamatuar bir diyet benimsemek, semptomları hafifletebilir.
- Şeker, alkol ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak, inflamasyonu azaltmada faydalıdır.
- Egzersiz ve Fiziksel Terapi:
- Düzenli egzersiz, pelvik kasları güçlendirerek ağrıyı hafifletebilir.
- Pelvik taban fizyoterapisi, özellikle kronik pelvik ağrı yaşayan hastalarda etkili bir yöntemdir.
- Akupunktur:
- Bazı araştırmalar, akupunkturun endometriozis ağrısını azaltmada etkili olabileceğini göstermektedir.
- Psikolojik Destek ve Stres Yönetimi:
- Kronik ağrı ve kısırlık nedeniyle yaşanan duygusal zorluklar, depresyon ve kaygıya yol açabilir. Psikolojik destek, bu süreçte hastaların daha iyi başa çıkmasını sağlayabilir.
5. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Endometriozis semptomlarının kontrol altına alınmasında yaşam tarzı değişiklikleri önemlidir. Bu değişiklikler, hastanın genel sağlığını iyileştirmeyi ve ağrıyı azaltmayı hedefler:
- Sigaranın Bırakılması: Sigara, inflamasyonu artırabilir ve semptomları kötüleştirebilir.
- Stres Yönetimi: Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi stres yönetimi teknikleri ağrı algısını hafifletebilir.
- Düzenli Uyku: İyi bir uyku düzeni, genel iyilik halini artırabilir.
6. Araştırma Aşamasındaki Tedaviler
Endometriozis tedavisine yönelik yeni yöntemler üzerinde yapılan araştırmalar devam etmektedir. Bunlar arasında genetik terapi, immünoterapiler ve yenilikçi ilaçlar bulunmaktadır. Bu tedaviler, hastalığın yönetiminde gelecekte daha etkili çözümler sunabilir.
Endometriozisin Psikolojik ve Sosyal Etkileri
Endometriozis, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal boyutları da olan bir hastalıktır. Kronik ağrılar, yorgunluk ve kısırlık gibi sorunlar, kadınların duygusal sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu sorunu yaşayan kadınlar, depresyon, anksiyete ve düşük özgüven gibi psikolojik zorluklar yaşayabilirler. Ayrıca, cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrılar, ilişki sorunlarına ve çiftlerin duygusal bağlarının zayıflamasına yol açabilir.
Bu nedenle, endometriozis tedavisinde psikolojik destek ve danışmanlık hizmetleri de önemli bir yer tutmaktadır. Hastaların duygusal iyilik hallerini desteklemek ve sosyal yaşamlarındaki zorluklarla başa çıkmalarını kolaylaştırmak için bireysel ya da grup terapileri önerilebilir. Ayrıca, hastaların çevresiyle açık iletişim kurmaları ve destek gruplarına katılmaları da hastalığın psikolojik etkilerini hafifletebilir.
Endometriozis ile Yaşam: Öneriler ve Stratejiler
Endometriozisle başa çıkmak zor olabilir, ancak hastaların yaşam kalitelerini artırmak ve semptomları yönetmek için uygulayabilecekleri bazı stratejiler mevcuttur. İşte endometriozis ile yaşayan kadınlar için bazı öneriler:
- Düzenli Takip: Düzenli doktor kontrolleri ve tedavi sürecinin yakından izlenmesi gereken bir hastalıktır. Semptomların kötüleşmesi durumunda tedavi planının gözden geçirilmesi önemlidir.
- Stres Yönetimi: Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı teknikler, semptomların yönetiminde faydalı olabilir.
- Diyet ve Beslenme: Anti-inflamatuar gıdalar açısından zengin bir diyet, vücutta iltihaplanmayı azaltarak endometriozisin getirdiği rahatsızlıkları hafifletebilir. Omega-3 yağ asitleri, yeşil yapraklı sebzeler ve tam tahıllar bu tür bir diyetin önemli bileşenleridir.
- Fiziksel Aktivite: Hafif egzersizler, kan dolaşımını artırarak ve stres hormonlarını düşürerek ağrıları hafifletebilir. Düzenli yürüyüş, yüzme ve hafif yoga hareketleri faydalı olabilir.
- Destek Gruplarına Katılım: Endometriozisle mücadele eden diğer kadınlarla bir araya gelmek, hastalığın sosyal ve psikolojik etkileriyle başa çıkmada büyük bir destek sağlayabilir. Destek grupları, bilgi alışverişi ve moral desteği açısından önemlidir.
Sonuç
Endometriozis, kadın üreme sağlığını derinden etkileyen karmaşık ve kronik bir hastalıktır. Her ne kadar kesin bir tedavisi bulunmasa da, semptomların yönetimi ve yaşam kalitesinin artırılması için birçok farklı yöntem mevcuttur. Hastalar, doğru teşhis ve tedavi yöntemleri ile yaşamlarını daha sağlıklı ve konforlu bir şekilde sürdürebilirler.
Hastalığın fiziksel belirtilerinin yanı sıra, psikolojik ve sosyal etkilerinin de dikkate alınması, tedavi sürecinin başarısı açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, sadece tıbbi tedavi değil, aynı zamanda psikolojik destek ve yaşam tarzı değişiklikleri de tedavi planının bir parçası olmalıdır. Endometriozisle ilgili farkındalığın artırılması, kadınların bu hastalıkla başa çıkmalarına ve yaşam kalitelerini yükseltmelerine katkı sağlayacaktır.
Referanslar:
- Endometriozis Tedavisi: 10 Belirtisi, Nedenleri Ve Tanısı
- Zondervan, K. T., Becker, C. M., & Missmer, S. A. (2020). Endometriosis. The New England Journal of Medicine, 382(13), 1244-1256.
- Giudice, L. C., & Kao, L. C. (2004). Endometriosis. The Lancet, 364(9447), 1789-1799.
- Burney, R. O., & Giudice, L. C. (2012). Pathogenesis and pathophysiology of endometriosis. Fertility and Sterility, 98(3), 511-519.
- Taylor, H. S., et al. (2018). Advances in the management of endometriosis: latest insights. Therapeutic Advances in Reproductive Health, 2(1), 10-20.
- Vercellini, P., et al. (2014). Endometriosis: pathogenesis and treatment. Nature Reviews Endocrinology, 10(5), 261-275.
- Bulun, S. E. (2009). Endometriosis. The New England Journal of Medicine, 360(3), 268-279.
- Chapron, C., et al. (2019). Diagnosis and management of deep endometriosis. Fertility and Sterility, 112(5), 893-902.
- Becker, C. M., et al. (2017). Evidence-based and experience-based management of endometriosis: Highlights from the 2nd Global Summit on Endometriosis. Fertility and Sterility, 108(4), 605-615.
- Shigesi, N., et al. (2019). The association between endometriosis and autoimmune diseases: A systematic review and meta-analysis. Human Reproduction Update, 25(4), 486-503.
- Meuleman, C., et al. (2009). Diagnosis and prevalence of endometriosis. Fertility and Sterility, 91(5), 1459-1462.
- Kennedy, S., et al. (2005). ESHRE guideline for the diagnosis and treatment of endometriosis. Human Reproduction, 20(10), 2698-2704.
- Dunselman, G. A., et al. (2014). ESHRE guideline: management of women with endometriosis. Human Reproduction, 29(3), 400-412.
- Sampson, J. A. (1927). Peritoneal endometriosis due to menstrual dissemination of endometrial tissue into the peritoneal cavity. The American Journal of Obstetrics and Gynecology, 14, 422-469.
- Sinaii, N., et al. (2008). High rates of autoimmune and endocrine disorders, fibromyalgia, chronic fatigue syndrome and atopic diseases among women with endometriosis: A survey analysis. Human Reproduction, 17(8), 2095-2103.
- Kvaskoff, M., et al. (2015). Endometriosis: a high-risk population for major chronic diseases? Human Reproduction Update, 21(4), 500-516.
- Viganò, P., et al. (2004). Immunological aspects of endometriosis. Best Practice & Research Clinical Obstetrics & Gynaecology, 18(2), 245-263.
- Gazvani, R., & Templeton, A. (2002). Peritoneal environment, cytokines and angiogenesis in the pathophysiology of endometriosis. Reproduction, 123(2), 217-226.
- Saunders, P. T., & Horne, A. W. (2021). Endometriosis: Etiology, pathobiology, and therapeutic prospects. Cell, 184(10), 2799-2814.
- Al-Jefout, M., et al. (2007). Dysmenorrhea: predisposing factors in young women. Reproductive Sciences, 14(8), 725-735.
- Giudice, L. C. (2010). Clinical practice: Endometriosis. The New England Journal of Medicine, 362(25), 2389-2398.
- Harada, T., et al. (2001). Retrograde menstruation plays a crucial role in the development of peritoneal endometriosis in mice. The American Journal of Obstetrics and Gynecology, 184(5), 790-795.
- Zondervan, K. T., et al. (2018). The enigmatic prevalence of endometriosis. Human Reproduction Update, 24(4), 487-501.
- Abbott, J. A. (2017). Adenomyosis and endometriosis: Common ground and new insights. Fertility and Sterility, 108(3), 430-432.
- Ahn, S. H., et al. (2015). Pathophysiology and immune dysfunction in endometriosis. Biomed Research International, 2015, 795976.
- Missmer, S. A., et al. (2004). Epidemiology of endometriosis in adolescents. The Journal of Reproductive Medicine, 49(8), 645-649.
- Horne, A. W., et al. (2016). The diagnosis of endometriosis. BMJ, 352, h5857.
- Redwine, D. B. (2000). Was Sampson wrong? Fertility and Sterility, 73(5), 1045-1046.
- Surrey, E., et al. (2020). The role of surgery in endometriosis. Fertility and Sterility, 113(2), 421-431.
- Parasar, P., et al. (2017). Endometriosis: Epidemiology, diagnosis and clinical management. Current Obstetrics and Gynecology Reports, 6(1), 34-41.
- Hansen, K. A., et al. (1997). The role of angiogenesis in endometriosis. Fertility and Sterility, 68(5), 855-863.
- Ballweg, M. L. (2004). Impact of endometriosis on women’s health: Comparative historical data show that endometriosis is a progressive disease. Human Reproduction Update, 10(4), 263-267.
- Lebovic, D. I., et al. (2001). The pathophysiology of endometriosis. Fertility and Sterility, 86(2), 345-356.
- Koninckx, P. R., et al. (1994). Deep endometriosis: Definition, diagnosis, and treatment. Fertility and Sterility, 62(6), 1048-1051
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/