Gastroenterit Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi

100 / 100

Gastroenterit, genellikle mide ve bağırsakları etkileyen bir hastalık olup, halk arasında “mide gribi” olarak da bilinmektedir. Hastalık, mide ve bağırsakların iltihaplanmasına yol açarak bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Hem yetişkinleri hem de çocukları etkileyebilir, ancak küçük çocuklar ve yaşlılar hastalığa karşı daha hassastır. Çoğu vakada hastalık kendiliğinden geçer, ancak bazı durumlarda ciddi komplikasyonlara yol açarak hastaneye yatış gerektirebilir. Gastroenteritin nedenleri genellikle viral, bakteriyel veya parazitik enfeksiyonlar olup, hijyenik olmayan koşullarda hızlı bir şekilde yayılabilir.

Gastroenterit Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi

Dünya genelinde, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkmaktadır. Temiz içme suyuna erişim, hijyen uygulamalarının eksikliği ve yetersiz sağlık hizmetleri, hastalığın yaygınlaşmasına neden olabilir. Aynı zamanda, özellikle çocuklarda gastroenterit kaynaklı ishal, dehidrasyon riskini artırarak hayati tehlikeye yol açabilir. Bu nedenle gastroenteritin önlenmesi ve tedavisi konusunda farkındalığın artırılması büyük önem taşır. Vakalar, genellikle enfekte gıda veya su yoluyla bulaşırken, kişiden kişiye temas yoluyla da yayılabilir.

Gastroenterit, özellikle toplu yaşam alanlarında (okullar, yurtlar, bakım evleri vb.) hızla yayılabilen bir hastalıktır. Bu nedenle, hasta kişilerin izole edilmesi, hijyen kurallarına sıkı sıkıya uyulması ve besin güvenliğine dikkat edilmesi gibi önlemler, salgınların önüne geçilmesinde kritik rol oynamaktadır. Hastalığın viral kaynaklı olduğu durumlarda tedavi genellikle semptomatiktir; yani, hastalığın belirtilerini hafifletmeye yönelik tedavi yöntemleri uygulanır. Bakteriyel gastroenteritte ise antibiyotik tedavisi gerekebilir, ancak her antibiyotik kullanımı enfeksiyona çözüm olmayabilir.

Bu makalede, gastroenteritin nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve önleme stratejileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Özellikle enfeksiyonun nasıl bulaştığı, farklı patojen türlerinin nasıl hastalığa yol açtığı ve hangi bireylerin daha fazla risk altında olduğu konularına odaklanacağız. Ayrıca enfeksiyonun yayılmasını engellemek için alınması gereken önlemler üzerinde durarak, bu hastalığa karşı bilinçli bir yaklaşımın nasıl geliştirilebileceği konusunda önerilerde bulunacağız.

Gastroenterit Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri Ve Tedavisi

Gastroenterit Belirtileri Nelerdir?

Gastroenteritin belirtileri, patojenin türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Yaygın semptomlar şu şekilde sıralanabilir:

  1. İshal: Sulu veya yumuşak dışkılama sık görülen bir belirtidir. İshal, enfeksiyon nedeniyle bağırsakların normal işleyişini bozması sonucu ortaya çıkar. Gastroenterit ile seyreden ishal genellikle ani başlar ve birkaç gün sürebilir.
  2. Kusma: Bulantı ve ardından kusma, belirgin belirtilerindendir. Mide rahatsızlığı ve şişkinlik hissi ile birlikte görülebilir.
  3. Karın Ağrısı: Şiddetli karın ağrısı veya karın krampı yaşanabilir. Bu ağrılar, bağırsak kaslarının iltihaplanması veya kasılması nedeniyle meydana gelebilir.
  4. İştah Kaybı: İştah kaybı yaygın bir belirtidir. Hastalar yemek yeme isteğinde azalma yaşayabilirler.
  5. Hafif Ateş: Vücut ısısında hafif bir yükselme görülebilir. Ancak ana belirtisi genellikle ishal ve kusmadır, ateş nadiren yüksek seviyelere çıkar.
  6. Genel Halsizlik: Vücudu dehidrasyona (sıvı kaybına) sürükleyebilir. Bu da halsizlik ve enerji kaybına neden olabilir.
  7. Kaslarda Ağrı ve Eklem Ağrıları: Bazı vakalarda, kaslarda ağrılar ve eklem ağrıları yaşanabilir.
  8. Susuzluk Belirtileri: Şiddetli durumlarda, vücudun sıvı kaybı artabilir. Susuzluk belirtileri arasında ağız kuruluğu, idrarın renginde koyulaşma ve ciltte kuruma yer alır.

Bu belirtiler, genellikle enfeksiyondan birkaç saat veya gün sonra ortaya çıkar. Hafif vakalarda, belirtiler birkaç gün içinde geçer; ancak ağır vakalar, özellikle bebekler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler için tehlikeli olabilir.

Gastroenterit Nedenleri Nelerdir?

Gastroenterit, genellikle mide ve bağırsakların iltihaplanması ile karakterize edilen bir sağlık sorunudur. Çoğu durumda, enfeksiyonlar bu durumun temel nedenidir. Enfeksiyon etkenleri arasında virüsler, bakteriler, parazitler ve mantarlar yer alabilir. Bunun yanı sıra, kimyasal maddeler veya besin alerjileri de  yol açabilir. Bu bölümde, gastroenteritin nedenlerini detaylı bir şekilde ele alacağız.

1. Viral Nedenler

Virüsler, gastroenterit vakalarının en yaygın nedenlerinden biridir. Bu enfeksiyonlar genellikle oldukça bulaşıcıdır ve özellikle çocuklarda daha sık görülür. Yaygın viral etkenler şunlardır:

  • Rotavirüs: Çocuklarda gastroenteritin en sık görülen nedenidir. Rotavirüs enfeksiyonu genellikle şiddetli ishal ve kusmaya yol açar.
  • Norovirüs: Tüm yaş gruplarında etkili olan bu virüs, yiyecek ve su kaynaklı salgınlarda sıkça sorumludur.
  • Adenovirüs: Özellikle çocuklarda solunum yolu enfeksiyonlarıyla birlikte gastroenterite neden olabilir.
  • Astrovirüs: Hafif gastroenterit vakalarının sorumlusudur ve daha çok bağışıklık sistemi zayıf bireylerde görülür.

2. Bakteriyel Nedenler

Bakteriyel enfeksiyonlar, genellikle kontamine olmuş yiyecek veya suyun tüketilmesiyle ortaya çıkar. Yaygın bakteriyel nedenler şunlardır:

  • Salmonella: Çiğ ya da az pişmiş hayvansal ürünlerden bulaşabilir. Karın ağrısı, ishal ve ateşe neden olabilir.
  • Escherichia coli (E. coli): Özellikle E. coli’nin bazı toksin üreten türleri (örn. EHEC), şiddetli ishal ve hemolitik üremik sendrom gibi komplikasyonlara yol açabilir.
  • Shigella: Şiddetli ishal ve ateş ile karakterizedir. Genellikle kötü hijyen koşullarında bulaşır.
  • Campylobacter: Genellikle kontamine su veya az pişmiş tavuk etiyle ilişkilidir.
  • Vibrio cholerae: Kolera vakalarına yol açan bu bakteri, özellikle su kaynaklı salgınlarla ilişkilidir.

3. Paraziter Nedenler

Parazitler, özellikle gelişmekte olan ülkelerde nedenler arasında önemli bir yer tutar. En sık karşılaşılan parazitler şunlardır:

  • Giardia lamblia: Kirli su tüketimiyle bulaşır ve kronik ishale yol açabilir.
  • Entamoeba histolytica: Amipli dizanteriye neden olur ve özellikle bağışıklık sistemi zayıf bireylerde ağır seyreder.
  • Cryptosporidium: İnsanlara enfekte olmuş su veya yiyeceklerden bulaşır.

4. Kimyasal ve Toksik Nedenler

Kimyasal maddeler veya toksik bileşikler de yol açabilir. Bu durum genellikle şu nedenlerle ilişkilidir:

  • Gıda zehirlenmeleri: Besinlerdeki toksinler (örneğin, Staphylococcus aureus veya Clostridium perfringens’in ürettiği toksinler) ani başlayan mide bulantısı, kusma ve ishal yapabilir.
  • Ağır metaller: Kurşun, arsenik gibi toksik metallerin alımı gastroenterit benzeri semptomlara yol açabilir.
  • Kimyasal tahriş ediciler: Alkol, kafein veya baharatlı gıdaların aşırı tüketimi mide ve bağırsaklarda tahrişe neden olabilir.

5. Besin Alerjileri ve İntoleranslar

Bazı bireylerde, belirli yiyeceklere karşı alerji veya intolerans gelişebilir. Bu durumlar da gastroenterit semptomlarına benzeyen belirtilere yol açabilir:

  • Laktoz intoleransı: Süt ve süt ürünlerinin sindirilememesi nedeniyle ishal ve karın ağrısı oluşabilir.
  • Gluten intoleransı (Çölyak hastalığı): Gluten tüketimi sonrası bağışıklık sistemi kaynaklı bir bağırsak reaksiyonu meydana gelir.
  • Gıda alerjileri: Kabuklu deniz ürünleri, fındık veya diğer alerjen gıdalar mide bulantısı ve kusmaya yol açabilir.

6. Diğer Nedenler

Bazı durumlarda, enfeksiyon dışı nedenlerle de ortaya çıkabilir:

  • Bağışıklık sistemi hastalıkları: Otoimmün rahatsızlıklar, bağırsak iltihaplarına yol açarak gastroenterit benzeri semptomlar gösterebilir.
  • Stres ve psikolojik faktörler: Şiddetli stresin bağırsak hareketlerini etkileyerek ishal veya mide kramplarına neden olduğu bilinmektedir.

Çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişebilir ve her nedenin farklı tedavi yaklaşımları gerektirebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle doğru tanı ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önemlidir. Gastroenterite yol açan etkenlerin belirlenmesi, bireyin tedavi sürecini hızlandırabilir ve komplikasyonların önlenmesine yardımcı olabilir.

Teşhis Yöntemleri

Gastroenterit, genellikle hastanın belirtileri ve fiziksel muayenesi ile teşhis edilir. Ancak bazı durumlarda, özellikle semptomlar şiddetli veya uzun süreliyse, daha detaylı testler yapılması gerekebilir.

Teşhis için kullanılan yöntemler şunlardır:

  • Dışkı Testleri: Gastroenteritin nedeni olan bakterileri, virüsleri veya parazitleri belirlemek için dışkı örneği incelenir.
  • Kan Testleri: Şiddetli vakalarda, özellikle dehidratasyon riski varsa, kan testleri ile vücudun su ve elektrolit dengesi kontrol edilir.
  • Fiziksel Muayene: Doktorlar genellikle hastanın belirtilerini değerlendirerek bir ön tanı koyar. Karın bölgesinde hassasiyet ve ağrı şikayetleri dikkate alınır.

Erken teşhis, özellikle ağır vakalarda komplikasyonların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Dehidratasyon riski taşıyan hastalar, sıvı ve elektrolit tedavisi ile desteklenmelidir.

Gastroenterit Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri Ve Tedavisi

Gastroenterit Tedavisi Nasıl Yapılır?

Gastroenterit tedavisinde temel amaç, hastalığın semptomlarını hafifletmek, altta yatan nedenleri ortadan kaldırmak ve komplikasyonları önlemektir. Tedavi yaklaşımı, genellikle hastalığın şiddetine, sebebine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir.

1. Hidrasyonun Sağlanması

Gastroenterit sırasında kusma ve ishal nedeniyle vücut ciddi miktarda sıvı ve elektrolit kaybeder. Bu nedenle hidrasyon tedavinin en önemli bileşenidir:

  • Oral Rehidrasyon Solüsyonları (ORS): Hafif ve orta dereceli vakalarda, kaybedilen sıvıyı yerine koymak için eczanelerden temin edilebilen ORS çözümleri kullanılır. Bu çözümler, su, tuz ve şeker içeriği sayesinde vücuttaki sıvı dengesini sağlar.
  • Bol Sıvı Tüketimi: Su, açık çay, bitki çayları ve berrak çorbalar gibi sıvılar da önerilir. Ancak kafeinli, gazlı veya alkollü içeceklerden kaçınılmalıdır.
  • Damaryolu ile Sıvı Takviyesi: Şiddetli sıvı kaybı yaşayan veya oral yolla sıvı alamayan hastalarda intravenöz sıvı tedavisi gerekebilir.

2. Beslenme Düzeni

Gastroenterit tedavisi sırasında uygun bir diyet uygulamak, mide-bağırsak sisteminin dinlenmesini ve iyileşmesini destekler:

  • BRAT Diyeti: Muz (Banana), pirinç (Rice), elma püresi (Apple sauce) ve tost (Toast) gibi sindirimi kolay, düşük lifli gıdalar önerilir.
  • Yağlı ve Baharatlı Yiyeceklerden Kaçınma: Bu tür gıdalar mideyi daha fazla rahatsız edebilir.
  • Yavaş Geçiş: Normal diyete geçiş aşamalı olmalıdır; başlangıçta hafif gıdalar tercih edilmelidir.
  • Bebeklerde Beslenme: Emziren anneler, bebeği emzirmeye devam etmeli, formül mamayla beslenen bebeklerde ise laktozsuz mamalar tercih edilmelidir.

3. Gastroenteritte İlaç Tedavisi

İlaç kullanımı, genellikle semptomların şiddetine ve hastalığın nedenine bağlı olarak uygulanır:

  • Antiemetikler: Şiddetli kusmayı önlemek için metoklopramid veya ondansetron gibi antiemetik ilaçlar kullanılabilir.
  • Antidiyaretik İlaçlar: Loperamid gibi ilaçlar ishalin kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir; ancak bakteriyel enfeksiyonlarda önerilmez, çünkü enfeksiyonun dışarı atılmasını engelleyebilir.
  • Antibiyotikler: Bakteriyel gastroenterit vakalarında, örneğin Salmonella veya Shigella gibi belirli patojenlerde kullanılabilir. Ancak viral gastroenteritte antibiyotikler etkisizdir.
  • Probiyotikler: Bağırsak florasını dengelemek ve iyileşme sürecini hızlandırmak için probiyotik takviyeleri önerilebilir.

4. Dinlenme

Hastalığın iyileşme sürecinde yeterli dinlenme büyük önem taşır. Vücut, enfeksiyonu atlatmak için enerjiye ihtiyaç duyar, bu nedenle hasta hem fiziksel hem de zihinsel olarak dinlenmelidir.

5. Hastanede Tedavi Gerekebilecek Durumlar

Aşağıdaki durumlarda hasta hastaneye yatırılabilir:

  • Şiddetli dehidrasyon (idrarsızlık, kuru cilt, hızlı nabız).
  • Sürekli kusma nedeniyle sıvı alamama.
  • Yüksek ateş ve ağır semptomlar.
  • Zayıflamış bağışıklık sistemi veya ciddi bir altta yatan hastalık.

6. Komplikasyonların Önlenmesi

Gastroenteritin komplikasyonlarını önlemek için erken tedavi önemlidir. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireylerde bu risk daha yüksektir. Elektrolit dengesinin korunması ve enfeksiyonun yayılmasının önlenmesi bu süreçte kritik rol oynar.

7. Önleyici Tedbirlerin Rolü

Gastroenteritin nüksetmesini önlemek ve iyileşme sürecini desteklemek için şu önlemler alınabilir:

  • Hijyen kurallarına dikkat edilmesi (ellerin sık sık yıkanması, temiz içme suyu kullanımı).
  • Yiyeceklerin doğru saklanması ve iyi pişirilmesi.
  • Risk gruplarında (örneğin bağışıklığı zayıf bireyler) uygun aşıların yaptırılması.

Gastroenterit tedavisi, genellikle birkaç gün içinde etkili sonuç verir. Ancak semptomlar uzun sürerse veya kötüleşirse, mutlaka bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.

Gastroenteritten Korunma Yöntemleri Nelerdir?

Gastroenterit, sindirim sistemi iltihaplanması sonucu ortaya çıkan ve genellikle ishal, kusma, karın ağrısı gibi semptomlarla kendini gösteren bir hastalıktır. Bu rahatsızlıktan korunmak için alınabilecek önlemler, hem bireysel hijyen alışkanlıklarını hem de çevresel faktörleri kapsamaktadır. Aşağıda, gastroenteritten korunmak için uygulanması gereken yöntemler detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

1. El Hijyenine Dikkat Edin

  • Ellerinizi düzenli olarak ve doğru şekilde yıkamak, bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde temel bir adımdır.
  • Özellikle yemek yemeden önce, tuvaleti kullandıktan sonra ve dış mekânlardan eve döndüğünüzde ellerinizi sabun ve suyla en az 20 saniye boyunca yıkayın.
  • Antibakteriyel el dezenfektanları, su ve sabunun olmadığı durumlarda kullanılabilir; ancak el yıkamanın yerini tam anlamıyla tutmaz.

2. Gıda Güvenliğine Özen Gösterin

  • Tükettiğiniz gıdaların temizliğinden ve doğru şekilde hazırlanmış olmasından emin olun.
  • Çiğ gıdalar, özellikle de et, balık ve yumurtalar, bakteri ve virüs taşıma riski taşıdığı için iyice pişirilmelidir.
  • Sebze ve meyveleri tüketmeden önce bol suyla yıkayın.
  • Son kullanma tarihi geçmiş veya bozulmuş gıdalardan kaçının.
  • Gıdaları buzdolabında uygun şekilde saklayarak bakteri üremesini engelleyin.

3. Temiz Su Tüketin

  • Gastroenterit vakalarının önemli bir kısmı, kirli su tüketiminden kaynaklanmaktadır.
  • İçme suyunun güvenilir bir kaynaktan geldiğinden emin olun. Şüpheli durumlarda suyu kaynatarak dezenfekte edin.
  • Şişelenmiş veya arıtılmış su tercih edin, özellikle seyahatlerde ya da temiz suya erişimin zor olduğu bölgelerde.

4. Kişisel Eşyaları Paylaşmaktan Kaçının

  • Havlu, diş fırçası, yemek kapları ve çatal-bıçak gibi kişisel eşyalarınızı başkalarıyla paylaşmaktan kaçının.
  • Enfekte bireylerin kullandığı eşyaların hijyenine dikkat edilmelidir. Bu eşyalar, yüksek sıcaklıkta yıkanarak dezenfekte edilmelidir.

5. Bağışıklık Sistemini Güçlendirin

  • Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara karşı vücudu daha dirençli hale getirir.
  • Dengeli bir diyet uygulayarak bol vitamin ve mineral almaya özen gösterin.
  • Düzenli uyuyun ve stres yönetimi tekniklerini uygulayın.

6. Kalabalık Ortamlarda Önlem Alın

  • Enfekte bireylerle doğrudan temas yoluyla kolayca bulaşabilir. Özellikle salgın dönemlerinde kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca kaçının.
  • Toplu taşıma araçlarında ve diğer kapalı alanlarda sık dokunulan yüzeylere temas ettikten sonra ellerinizi yıkayın.

7. Aşılanma

  • Gastroenterite neden olan bazı virüslere karşı geliştirilen aşılar, özellikle bebekler ve bağışıklık sistemi zayıf kişiler için önemlidir.
  • Rotavirüs aşısı, çocuklarda ciddi vakaları önlemek için etkili bir yöntemdir.

8. Seyahatlerde Dikkat Edin

  • Yurt dışı seyahatlerinde, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, hijyenik olmayan yiyecek ve içeceklerden kaçının.
  • Sokak satıcılarından alınan gıdalar yerine, güvenilir restoranları tercih edin.
  • Yalnızca kapalı ambalajlı su tüketin ve buz kullanmaktan kaçının.

9. Enfekte Bireylerle Teması Sınırlayın

  • Gastroenterit semptomları gösteren kişilerle doğrudan teması sınırlandırın.
  • Evde bir enfekte birey varsa, yüzeylerin düzenli olarak dezenfekte edilmesi, ortak kullanılan alanların hijyenine dikkat edilmesi ve diğer bireylerin bağışıklığını desteklemesi önemlidir.

Sonuç

Gastroenterit, dünya genelinde yaygın görülen bir sağlık sorunudur ve doğru hijyen ve sanitasyon uygulamaları ile önlenebilir. Enfeksiyonun viral, bakteriyel veya parazitik kaynakları olabilir ve her biri farklı tedavi yöntemleri gerektirir. Özellikle çocuklar ve yaşlılar gibi risk gruplarına yönelik önlemler ve erken müdahale, ciddi komplikasyonların önlenmesinde büyük önem taşır. Günümüzde tıbbi gelişmeler ve sağlık hizmetlerine erişimin artmasıyla birlikte vakaların büyük bir kısmı başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir.

Ancak, her zaman olduğu gibi, hastalığı önlemek tedavi etmekten daha kolay ve etkilidir. Bu nedenle, bireylerin hijyen konusunda bilinçlenmesi ve toplumda gıda güvenliği önlemlerinin artırılması büyük önem taşımaktadır. Bu hastalıkların kontrol altına alınabilmesi için herkesin sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir.

Referanslar:

  1. Gastroenterit Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri Ve Tedavisi
  2. Ahmed, S. M., Hall, A. J., Robinson, A. E., et al. (2014). “Global prevalence of norovirus in cases of gastroen.: a systematic review and meta-analysis.” The Lancet Infectious Diseases, 14(8), 725-730.
  3. Lopman, B. A., Steele, D., Kirkwood, C. D., & Parashar, U. D. (2016). “The vast and varied global burden of norovirus: Prospects for prevention and control.” PLoS Medicine, 13(4), e1001999.
  4. Tate, J. E., Burton, A. H., Boschi-Pinto, C., et al. (2012). “2008 estimate of worldwide rotavirus-associated mortality in children younger than 5 years before the introduction of universal rotavirus vaccination programmes: a systematic review and meta-analysis.” The Lancet Infectious Diseases, 12(2), 136-141.
  5. Flint, J. A., Van Duynhoven, Y. T., Angulo, F. J., et al. (2005). “Estimating the burden of acute gastroent., foodborne disease, and pathogens commonly transmitted by food: an international review.” Clinical Infectious Diseases, 41(5), 698-704.
  6. Kotloff, K. L., Nataro, J. P., Blackwelder, W. C., et al. (2013). “Burden and aetiology of diarrhoeal disease in infants and young children in developing countries (the Global Enteric Multicenter Study, GEMS): a prospective, case-control study.” The Lancet, 382(9888), 209-222.
  7. Troeger, C., Blacker, B. F., Khalil, I. A., et al. (2018). “Estimates of the global, regional, and national morbidity, mortality, and aetiologies of diarrhoeal diseases: a systematic analysis for the Global Burden of Disease Study 2016.” The Lancet Infectious Diseases, 18(11), 1211-1228.
  8. Hall, A. J., Wikswo, M. E., Manikonda, K., Roberts, V. A., Yoder, J. S., & Gould, L. H. (2013). “Acute gastroent. surveillance through the National Outbreak Reporting System, United States.” Emerging Infectious Diseases, 19(8), 1305-1309.
  9. Ryan, M. J., Wall, P. G., Adak, G. K., Evans, H. S., & Cowden, J. M. (1996). “Outbreaks of infectious intestinal disease in England and Wales, 1992–1994.” Epidemiology & Infection, 117(1), 101-110.
  10. Denno, D. M., Shaikh, N., Stapp, J. R., Qin, X., Hutter, C., & Hoffman, L. J. (2012). “Etiology of diarrhea in pediatric outpatient settings.” Pediatrics, 129(2), e416-e426.
  11. Payne, D. C., Wikswo, M. E., Parashar, U. D., & Hall, A. J. (2013). “Trends in viral gastroent.-associated deaths and hospitalizations in the United States, 1999–2007.” Journal of Infectious Diseases, 208(6), 930-936.
  12. Estes, M. K., Prasad, B. V., & Atmar, R. L. (2006). “Noroviruses everywhere: has something changed?” Current Opinion in Infectious Diseases, 19(5), 467-474.
  13. Vega, E., Barclay, L., Gregoricus, N., Shirley, S. H., Lee, D., & Vinjé, J. (2014). “Genotypic and epidemiologic trends of norovirus outbreaks in the United States, 2009 to 2013.” Journal of Clinical Microbiology, 52(1), 147-155.
  14. Parashar, U. D., Gibson, C. J., Bresee, J. S., & Glass, R. I. (2006). “Rotavirus and severe childhood diarrhea.” Emerging Infectious Diseases, 12(2), 304-306.
  15. Harris, J. P., Iturriza-Gómara, M., O’Brien, S. J., & Reacher, M. H. (2017). “Norovirus in healthcare settings.” Clinical Infectious Diseases, 65(7), 1241-1245.
  16. Kotloff, K. L. (2017). “The burden and etiology of diarrheal illness in developing countries.” Pediatric Clinics, 64(4), 799-814.
  17. Lopman, B., Zambon, M., & Brown, D. W. (2008). “The evolution of norovirus, the ‘gastric flu’.” PLoS Medicine, 5(2), e42.
  18. Fischer Walker, C. L., Rudan, I., Liu, L., et al. (2013). “Global burden of childhood pneumonia and diarrhoea.” The Lancet, 381(9875), 1405-1416.
  19. Scallan, E., Griffin, P. M., Angulo, F. J., Tauxe, R. V., & Hoekstra, R. M. (2011). “Foodborne illness acquired in the United States—unspecified agents.” Emerging Infectious Diseases, 17(1), 16-22.
  20. Black, R. E., Victora, C. G., Walker, S. P., et al. (2013). “Maternal and child undernutrition and overweight in low-income and middle-income countries.” The Lancet, 382(9890), 427-451.
  21. Patel, M. M., Steele, D., Gentsch, J. R., Wecker, J., Glass, R. I., & Parashar, U. D. (2011). “Real-world impact of rotavirus vaccination.” The Pediatric Infectious Disease Journal, 30(1), S1-S5.
  22. Riddle, M. S., DuPont, H. L., & Connor, B. A. (2016). “ACG Clinical Guideline: Diagnosis, treatment, and prevention of acute diarrheal infections in adults.” The American Journal of Gastroenterology, 111(5), 602-622.
  23. Guerrant, R. L., Oria, R. B., Moore, S. R., Oria, M. O. B., & Lima, A. A. M. (2008). “Malnutrition as an enteric infectious disease with long-term effects on child development.” Nutrition Reviews, 66(9), 487-505.
  24. Parry, C. M., Hien, T. T., Dougan, G., White, N. J., & Farrar, J. J. (2002). “Typhoid fever.” New England Journal of Medicine, 347(22), 1770-1782.
  25. Murray, C. J., Vos, T., Lozano, R., et al. (2012). “Disability-adjusted life years (DALYs) for 291 diseases and injuries in 21 regions, 1990–2010: a systematic analysis for the Global Burden of Disease Study 2010.” The Lancet, 380(9859), 2197-2223.
  26. Checkley, W., Buckley, G., Gilman, R. H., et al. (2008). “Multi-country analysis of the effects of diarrhoea on childhood stunting.” International Journal of Epidemiology, 37(4), 816-830.
  27. Pang, X., Lee, B., Chui, L., et al. (2009). “Epidemiology and surveillance of norovirus outbreaks in Alberta, Canada, from 2002 to 2003.” Journal of Clinical Microbiology, 47(10), 3211-3214.
  28. Atmar, R. L., & Estes, M. K. (2006). “The epidemiologic and clinical importance of norovirus infection.” Gastroenterology Clinics of North America, 35(2), 275-290.
  29. Pires, S. M., Fischer-Walker, C. L., Lanata, C. F., et al. (2015). “Aetiology-specific estimates of the global and regional burden of diarrhoeal diseases.” Epidemiology & Infection, 143(7), 1393-1406.
  30. Ahmed, S. F., Imran, I., Hussain, S., et al. (2020). “Emerging trends in norovirus outbreaks: Implications for global health.” Journal of Infection and Public Health, 13(3), 335-341.
  31. WHO. (2013). “Rotavirus vaccines: WHO position paper – January 2013.” Weekly Epidemiological Record, 88(5), 49-64.
  32. Desselberger, U. (2014). “Rotaviruses.” Virus Research, 190, 75-96.
  33. Fischer, T. K., Viboud, C., Parashar, U., et al. (2007). “Hospitalizations and deaths from diarrheal diseases in the United States, 1996–2003.” Journal of Infectious Diseases, 195(8), 1117-1125.
  34. Patel, M. M., Widdowson, M. A., Glass, R. I., Akazawa, K., Vinjé, J., & Parashar, U. D. (2008). “Systematic literature review of role of noroviruses in sporadic gastroent.” Emerging Infectious Diseases, 14(8), 1224-1231.
  35. Bartsch, S. M., Lopman, B. A., Ozawa, S., Hall, A. J., & Lee, B. Y. (2016). “Global economic burden of norovirus.” PLoS ONE, 11(4), e0151219.
  36. Bucardo, F., Nordgren, J., Carlsson, B., et al. (2010). “Asymptomatic norovirus infections in Nicaraguan children and its association with viral load.” Pediatric Infectious Disease Journal, 29(10), 934-939.
  37. https://scholar.google.com/
  38. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/

Gastroenterit Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri Ve Tedavisi