Gastroözofageal Reflü Hastalığı: 5 Belirtisi, Tedavisi, GERD

100 / 100

Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GERD), dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde azaltabilen kronik bir sindirim sistemi hastalığıdır. Özofagus ile mide arasındaki sfinkterin işlevsizliği nedeniyle mide asidinin özofagusa geri kaçması sonucu oluşur. Bu durum yalnızca mide ekşimesi ve yanma hissine yol açmakla kalmaz, aynı zamanda uzun vadede daha ciddi sağlık sorunlarına da zemin hazırlayabilir. GERD’in yaygınlığı, modern yaşam tarzları ve beslenme alışkanlıklarıyla doğrudan ilişkilendirilebilir ve tedavi edilmediği durumlarda, yemek borusunda kalıcı hasara yol açabilir. Bu hastalık, toplumda sıklıkla hafife alınsa da, etkileri göz ardı edilmemesi gereken ciddi bir durumdur.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı: 5 Belirtisi, Tedavisi, GERD

Gastroözofageal reflü hastalığı nedenleri arasında obezite, sigara kullanımı, yanlış beslenme alışkanlıkları ve bazı ilaçların yan etkileri yer almaktadır. Obezite, karın içi basıncının artmasına ve mide asidinin yukarı doğru itilmesine yol açarak reflü oluşumunu tetikleyebilir. Sigara, alt özofageal sfinkterin işlevini bozar ve mide asidinin özofagusa geri kaçmasını kolaylaştırır. Ayrıca, alkol tüketimi, kafeinli içecekler, yağlı ve baharatlı yiyecekler gibi faktörler de reflü ataklarını artırabilir. Bu nedenle yaşam tarzı değişiklikleri, hastalığın kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynar.

Gastroözofageal reflü hastalığı belirtileri genellikle yemeklerden sonra ortaya çıkar ve uzun süreli rahatsızlık verir. Mide yanması, ağıza acı su gelmesi, yutma güçlüğü, kuru öksürük ve ses kısıklığı gibi şikayetler, hastaların en sık yaşadığı sorunlar arasındadır. Bu belirtiler, bireylerin sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir ve günlük aktivitelerini sınırlayabilir. Özellikle gece reflüsü, uyku düzenini bozarak yaşam kalitesini düşürebilir. Hastalığın ciddiyeti arttıkça, özofagus iltihabı (özofajit) veya özofagus ülseri gibi komplikasyonlar gelişebilir.

Gastroözofageal reflü hastalığının tedavisi, genellikle yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve ileri vakalarda cerrahi müdahale gibi yöntemleri içerir. İlk adım olarak hastalar, mide asidini artıran yiyecek ve içeceklerden kaçınmalı, ideal kilolarına ulaşmalı ve sigara ile alkolden uzak durmalıdır. Bununla birlikte, doktorlar genellikle mide asidini baskılayan veya nötralize eden ilaçlar reçete ederler. Daha ileri vakalarda, laparoskopik cerrahi yöntemlerle alt özofageal sfinkterin güçlendirilmesi gerekebilir. Bu makalede, GERD’in nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı olarak ele alınacaktır.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı: 5 Belirtisi, Tedavisi, GERD

Gastroözofageal Reflü Hastalığı Belirtileri

Gastroözofageal reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla ortaya çıkan ve farklı belirtilerle kendini gösteren kronik bir durumdur. Bu hastalık, hem klasik belirtiler hem de atipik semptomlarla karakterizedir. Belirtiler hastadan hastaya değişiklik gösterebilir ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Aşağıda, GERD’nin en yaygın ve atipik belirtileri detaylı olarak açıklanmıştır:

1. Klasik Belirtiler

Gastroözofageal reflü hastalığı belirtileri, genellikle mide asidinin yemek borusuna kaçışı sonucu ortaya çıkan semptomlardır:

a. Mide Yanması (Pyrosis)
  • GERD’nin en sık görülen belirtisidir ve göğüs bölgesinde yanma hissi olarak tanımlanır.
  • Genellikle yemeklerden sonra veya uzanırken ortaya çıkar ve semptomların şiddeti kişiden kişiye değişebilir.
  • Asidik mide içeriğinin yemek borusuna teması nedeniyle bu yanma hissi genellikle göğüs kemiği (sternum) arkasında hissedilir ve boğaza doğru yayılabilir.
b. Regürjitasyon (Yiyecek veya Asit Kaçışı)
  • Mide içeriğinin ağza geri gelmesi durumudur.
  • Hastalar genellikle ağızlarında asidik veya acı bir tat hisseder.
  • Bu durum özellikle yatar pozisyonda veya eğilme sırasında daha belirgin hale gelebilir.
c. Yutma Güçlüğü (Disfaji)
  • Yemek borusunda inflamasyon (özofajit) veya daralma (striktür) nedeniyle yutkunma sırasında ağrı veya zorluk oluşabilir.
  • Hastalar genellikle yutma sırasında bir tıkanıklık hissinden şikayet eder.

2. Atipik Belirtiler

Bazı Gastroözofageal reflü hastalığı hastalarında klasik belirtiler yerine farklı sistemlere bağlı atipik semptomlar gelişebilir:

a. Solunum Yolları ile İlgili Belirtiler
  • Kronik Öksürük: Özellikle gece artan ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı olmayan öksürük GERD ile ilişkilendirilebilir.
  • Astım: Gastroözofageal reflü hastalığı, reflüye bağlı mide asidinin solunum yollarını tahriş etmesiyle astım semptomlarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
  • Boğaz Ağrısı ve Ses Kısıklığı: Asidik içeriğin farinks ve larenks bölgelerini tahriş etmesiyle bu belirtiler ortaya çıkabilir.
  • Laringofarengeal Reflü (LPR): Özellikle boğazda gıcık hissi, sürekli yutkunma ihtiyacı ve ses kısıklığı gibi belirtiler LPR’nin bir göstergesi olabilir.
b. Ağız ve Diş Belirtileri
  • Ağız Kokusu (Halitozis): Mide asidinin ağıza ulaşması kötü kokulu nefesin oluşmasına neden olabilir.
  • Diş Problemleri: Mide asidinin ağıza ulaşarak diş minesine zarar vermesi sonucunda diş hassasiyeti, çürükler ve diş erozyonu görülebilir.
c. Göğüs ile İlgili Belirtiler
  • Göğüs Ağrısı: Gastroözofageal reflü hastalığına bağlı göğüs ağrısı, kalp krizi ağrısıyla karıştırılabilir ancak genellikle yemeklerden sonra, eğilme veya yatma pozisyonunda ortaya çıkar.

3. Kronik ve Komplike Belirtiler

Tedavi edilmemiş veya uzun süreli Gastroözofageal reflü hastalığı vakalarında daha ciddi belirtiler ve komplikasyonlar görülebilir:

  • Gece Reflüsü ve Uyku Bozuklukları: Reflü semptomlarının gece artması nedeniyle uyku bölünmeleri ve uyku kalitesinde düşüş sıkça bildirilir.
  • Barrett Özofagusu: Kronik asit maruziyeti nedeniyle yemek borusu hücrelerinde değişiklik meydana gelebilir, bu durum Barrett özofagusu olarak adlandırılır ve özofagus kanseri riskini artırabilir.
  • Ülserasyon ve Kanama: Yemek borusunda ülser gelişimi kanamalara ve yutma güçlüğüne neden olabilir.

4. Psikolojik ve Genel Belirtiler

Gastroözofageal reflü hastalığının kronik bir hastalık olması nedeniyle psikolojik belirtiler ve genel şikayetler de ortaya çıkabilir:

  • Anksiyete ve Depresyon: Sürekli rahatsızlık hissi, yaşam kalitesini düşürerek psikolojik sorunlara yol açabilir.
  • Kronik Yorgunluk: Gece semptomlarına bağlı uyku bozuklukları nedeniyle gün içinde enerji kaybı ve yorgunluk hissedilebilir.

5. Belirtilerin Özellikleri ve Tetikleyiciler

Gastroözofageal reflü hastalığı belirtileri, sıklıkla bazı tetikleyicilerle şiddetlenir:

  • Yağlı ve baharatlı yiyecekler, çikolata, alkol, kafein ve gazlı içecekler semptomları artırabilir.
  • Fazla yemek yeme, yemek sonrası hemen yatma veya sıkı kıyafetler giyme gibi durumlar belirtilerin şiddetini artırabilir.

GERD belirtilerinin doğru bir şekilde tanımlanması, hastalığın tanı ve tedavi sürecinde önemlidir. Erken dönemde teşhis ve uygun tedavi, komplikasyonların önlenmesine ve yaşam kalitesinin artırılmasına yardımcı olabilir.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı Nedenleri

Gastroözofageal Reflü Hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna doğru geri kaçması sonucu gelişen kronik bir rahatsızlıktır. Bu durum, yemek borusunun mukoza yapısında tahrişe ve uzun vadede ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Gastroözofageal reflü hastalığı nedenleri genellikle mide, yemek borusu ve alt özofagus sfinkterinin (AÖS) işlev bozuklukları ile ilişkilidir. Bu nedenler anatomik, fizyolojik ve yaşam tarzı faktörlerini içermektedir.

1. Alt Özofagus Sfinkteri (AÖS) Yetmezliği

GERD’nin en yaygın nedeni, alt özofagus sfinkterinin işlevini tam olarak yerine getirememesidir. Normalde, AÖS yemek borusu ile mide arasında bir bariyer görevi görür ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını engeller. Ancak bazı durumlarda sfinkter gevşek kalabilir veya fonksiyonunu yitirebilir:

  • Sfinkter Basıncında Azalma: Zayıf AÖS basıncı, mide içeriğinin kolayca yukarı doğru hareket etmesine neden olur. Bu durum, mide asidinin yemek borusu mukozasıyla temasını artırır.
  • Geçici Sfinkter Gevşemeleri: AÖS’nin yemek sırasında normalden uzun süre gevşek kalması da reflüyü tetikleyebilir. Bu tür gevşemeler genellikle nörolojik sinyallerin düzensizliğinden kaynaklanır.

2. Anatomik Anormallikler

Bazı anatomik faktörler de Gastroözofageal reflü hastalığı gelişiminde rol oynar:

  • Hiatal Herni (Mide Fıtığı): Mide fıtığı, mide üst kısmının diyaframdaki açıklıktan yemek borusuna doğru kayması durumudur. Bu durum, AÖS’nin pozisyonunu bozarak reflüye zemin hazırlar. Hiatal herni, mide içeriğinin yemek borusuna daha kolay geri kaçmasına neden olur.
  • Kısa Yemek Borusu: Doğumsal ya da anatomik olarak kısa bir yemek borusu, mide içeriğinin geri kaçışını kolaylaştırabilir.

3. Mide Boşalmasında Gecikme

Midenin normalden daha yavaş boşalması, mide içeriğinin basıncını artırarak reflüyü tetikleyebilir. Gastroparezi gibi durumlar bu basıncı artırarak mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçma riskini artırır. Ayrıca, artan mide içeriği, AÖS üzerinde baskıyı artırarak reflüye yol açabilir.

4. Diyet ve Yaşam Tarzı Faktörleri

Yeme alışkanlıkları ve yaşam tarzı, GERD’nin önemli nedenleri arasında yer alır:

  • Yağlı ve Asitli Yiyecekler: Yağlı yiyecekler mide boşalmasını yavaşlatarak reflüyü tetikler. Domates, turunçgiller ve baharatlı yiyecekler ise mide asidini artırarak reflüyü şiddetlendirebilir.
  • Kafein ve Alkol Tüketimi: Kafeinli içecekler ve alkol, AÖS’nin gevşemesine neden olarak mide içeriğinin geri kaçışına zemin hazırlar.
  • Aşırı Yemek Yeme: Mideyi aşırı doldurmak, mide içi basıncı artırarak reflü riskini artırır.
  • Obezite: Obezite, karın içi basıncı artırır ve AÖS üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.
  • Sigara Kullanımı: Sigara, mide asidi üretimini artırır ve AÖS fonksiyonunu zayıflatır.

5. Hormonal ve Metabolik Nedenler

Bazı hormonal ve metabolik değişiklikler Gastroözofageal reflü hastalığı gelişimine katkıda bulunabilir:

  • Gebelik: Hamilelik sırasında artan karın içi basınç ve hormonal değişiklikler, AÖS’nin gevşemesine ve reflüye neden olabilir.
  • Hormon Düzeylerindeki Değişiklikler: Östrojen ve progesteron gibi hormonlardaki artış, AÖS üzerinde gevşetici bir etkiye sahip olabilir.

6. Stres ve Psikolojik Faktörler

Stres, mide asidinin artışına ve AÖS’nin işlev bozukluğuna yol açabilir. Ayrıca stres, GERD’ye eşlik eden ağrıyı ve rahatsızlık hissini şiddetlendirebilir. Psikolojik sorunların, sindirim sistemindeki nörolojik sinyalleri bozarak reflüyü tetiklediği bilinmektedir.

7. İlaç Kullanımı

Bazı ilaçlar AÖS üzerinde olumsuz etkilere sahiptir veya mide asidini artırarak reflüye neden olabilir:

  • Antikolinerjikler: AÖS’nin gevşemesine yol açabilir.
  • NSAID’ler: Mide mukozasını tahriş edebilir ve asit seviyelerini artırabilir.
  • Beta-Blokerler ve Kalsiyum Kanal Blokerleri: Sfinkter basıncını azaltabilir.

8. Genetik ve Kalıtsal Faktörler

Gastroözofageal reflü hastalığı,bazı bireylerde genetik yatkınlıkla ilişkilendirilebilir. Özellikle hiatal herni gibi anatomik faktörlerin kalıtsal olduğu durumlarda GERD gelişme riski artar.

9. Kronik Öksürük ve Fiziksel Baskı

  • Kronik Öksürük: Sürekli öksürük, AÖS üzerinde olumsuz bir baskı oluşturarak mide içeriğinin yukarı çıkmasına neden olabilir.
  • Fiziksel Egzersiz: Ağır fiziksel aktiviteler, özellikle karın kaslarını zorlayan egzersizler, mide basıncını artırarak reflüyü tetikleyebilir.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı, farklı nedenlerden kaynaklanabilir ve genellikle birden fazla faktörün bir arada bulunmasıyla gelişir. Bu nedenle, tedavi planının altta yatan nedenlere odaklanması ve bu nedenlerin ortadan kaldırılmasını hedeflemesi gerekmektedir.

Risk Faktörleri

Gastroözofageal Reflü Hastalığı riskinizi artırabilecek koşullar şunları içerir:

  • Obezite
  • Midenin üst kısmının diyaframın üzerine doğru şişmesi (hiatal herni)
  • Gebelik
  • Skleroderma gibi bağ dokusu bozuklukları
  • Gecikmiş mide boşalması

Asit reflüyü ağırlaştırabilecek faktörler şunlardır:

  • Sigara içmek
  • Büyük öğünler yemek veya gece geç saatlerde yemek yemek
  • Yağlı veya kızarmış yiyecekler gibi belirli yiyecekleri (tetikleyicileri) yemek
  • Alkol veya kahve gibi belirli içecekleri içmek
  • Aspirin gibi bazı ilaçları almak

Komplikasyonlar

Zamanla yemek borunuzdaki kronik iltihaplanma aşağıdakilere neden olabilir:

  • Yemek borusundaki doku iltihabı (özofajit). Mide asidi yemek borusundaki dokuyu parçalayarak iltihaplanmaya, kanamaya ve bazen de açık yaraya (ülsere) neden olabilir. Özofajit ağrıya neden olabilir ve yutmayı zorlaştırabilir.
  • Yemek borusunun daralması (özofagus darlığı). Mide asidinin yemek borusunun alt kısmına zarar vermesi, yara dokusunun oluşmasına neden olur. Yara dokusu yiyecek yolunu daraltarak yutma sorunlarına yol açar.
  • Yemek borusunda kanser öncesi değişiklikler (Barrett yemek borusu). Asitten kaynaklanan hasar, alt yemek borusunu kaplayan dokuda değişikliklere neden olabilir. Bu değişiklikler özofagus kanseri riskinin artmasıyla ilişkilidir.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı Teşhisi

Doktorunuz, belirti ve semptomlarınızın geçmişine ve fizik muayeneye dayanarak GERD’yi teşhis edebilir.

Gastroözofageal reflü hastalığı teşhisini doğrulamak veya komplikasyonları kontrol etmek için doktorunuz şunları önerebilir:

  • Üst endoskopi. Doktorunuz boğazınıza ışık ve kamera (endoskop) ile donatılmış ince, esnek bir tüp yerleştirir. Endoskop, sağlayıcınızın yemek borunuzun ve midenizin içini görmesine yardımcı olur. Reflü mevcut olduğunda test sonuçları sorun göstermeyebilir ancak endoskopi yemek borusu iltihabını (özofajit) veya diğer komplikasyonları tespit edebilir. Barrett özofagusu gibi komplikasyonlar açısından test edilecek bir doku örneği (biyopsi) toplamak için endoskopi de kullanılabilir. Bazı durumlarda yemek borusunda daralma görülürse bu işlem sırasında gerilebilir veya genişletilebilir. Bu, yutma güçlüğünü (yutma güçlüğü) iyileştirmek için yapılır.
  • Ambulatuvar asit (pH) prob testi. Mide asidinin ne zaman ve ne kadar süre boyunca kustuğunu belirlemek için yemek borunuza bir monitör yerleştirilir. Monitör, belinize taktığınız veya omzunuzun üzerinden geçen bir kayışla küçük bir bilgisayara bağlanır. Monitör, burnunuzdan yemek borunuza giren ince, esnek bir tüp (kateter) olabilir. Veya endoskopi sırasında yemek borunuza yerleştirilen bir klip olabilir. Klips yaklaşık iki gün sonra dışkınıza geçer.
  • Üst sindirim sisteminin röntgeni. Sindirim sisteminizin iç yüzeyini kaplayan ve dolduran kireçli bir sıvı içtikten sonra röntgen çekilir. Kaplama, doktorunuzun yemek borunuzun ve midenizin siluetini görmesini sağlar. Bu özellikle yutma güçlüğü çeken kişiler için faydalıdır. Ayrıca yutmayı engelleyebilecek yemek borusu daralmasının teşhisine yardımcı olabilecek bir baryum hapı yutmanız da istenebilir.
  • Özofagus manometrisi. Bu test, yutkunduğunuzda yemek borunuzdaki ritmik kas kasılmalarını ölçer. Özofagus manometrisi ayrıca yemek borunuzun kaslarının uyguladığı koordinasyonu ve kuvveti de ölçer. Bu genellikle yutma güçlüğü çeken kişilerde yapılır.
  • Transnazal özofagoskopi. Bu test yemek borunuzda herhangi bir hasar olup olmadığını araştırmak için yapılır. İçinde video kamera bulunan ince, esnek bir tüp burnunuzdan geçirilir ve boğazınızdan yemek borusuna doğru ilerletilir. Kamera resimleri bir video ekranına gönderir.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı: 5 Belirtisi, Tedavisi, GERD

Gastroözofageal Reflü Hastalığı Tedavisi

Gastroözofageal reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşan kronik bir durumdur ve tedavisi, semptomları hafifletmeyi, özofagus hasarını önlemeyi ve yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Gastroözofageal reflü hastalığı tedavisi, yaşam tarzı değişikliklerinden ilaç tedavisine ve cerrahi yöntemlere kadar çeşitli yaklaşımlar içerir. Tedavi planı, hastalığın şiddeti ve hastanın bireysel özelliklerine göre özelleştirilir.

1. Yaşam Tarzı ve Diyet Değişiklikleri

Gastroözofageal reflü hastalığı tedavisinin ilk basamağı, yaşam tarzı ve diyet değişiklikleridir.

Bu değişiklikler, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasını azaltmayı amaçlar:

  • Beslenme Düzeni:
    • Yağlı, baharatlı ve asitli gıdalar (örneğin, narenciye, domates) ve kafein, alkol gibi tetikleyici maddelerden kaçınılmalıdır.
    • Yemeklerden sonra hemen yatmaktan kaçınılmalı, yatmadan en az 2-3 saat önce yemek kesilmelidir.
  • Kilo Kontrolü: Fazla kilolu hastalarda, kilo vermek mide üzerindeki basıncı azaltabilir ve reflü semptomlarını hafifletebilir.
  • Baş Yüksekliği: Yatarken başın yükseltilmesi, mide asidinin yemek borusuna kaçışını engelleyebilir.
  • Sigara ve Alkol Kullanımı: Her ikisi de mide asidini artırabileceği için bırakılması önerilir.
  • Porsiyon Kontrolü: Daha küçük öğünler yemek, mide basıncını azaltabilir ve reflü riskini düşürebilir.

2. İlaç Tedavisi

İlaç tedavisi, Gastroözofageal reflü hastalığı semptomlarını hafifletmek ve özofagus mukozasını korumak için kullanılır.

İlaç seçimi, semptomların şiddetine ve sıklığına göre yapılır:

a. Proton Pompa İnhibitörleri (PPİ’ler)
  • Etkisi: Mide asidi üretimini güçlü bir şekilde baskılayarak semptomları azaltır ve özofagusta iyileşmeyi destekler.
  • Örnekler: Omeprazol, lansoprazol, pantoprazol.
  • Kullanımı: Genellikle kısa vadeli bir tedavi olarak başlanır, ancak şiddetli GERD durumlarında uzun vadeli kullanım gerekebilir.
b. H2 Reseptör Antagonistleri
  • Etkisi: Mide asidi üretimini azaltarak reflü semptomlarını hafifletir.
  • Örnekler: Ranitidin (kullanımı kısıtlanmış), famotidin.
  • Avantajı: Hafif ve orta şiddetli semptomlar için PPİ’lere göre daha az yan etki ile kullanılabilir.
c. Antasitler
  • Etkisi: Mide asidini nötralize ederek hızlı ancak kısa süreli bir rahatlama sağlar.
  • Kullanımı: Genellikle semptomların aniden alevlendiği durumlarda kullanılır.
  • Örnekler: Alüminyum hidroksit, magnezyum hidroksit.
d. Prokinetik İlaçlar
  • Etkisi: Mide boşalmasını hızlandırarak ve alt özofagus sfinkter tonusunu artırarak reflüyü azaltır.
  • Örnekler: Metoklopramid, domperidon.
  • Kullanımı: Özellikle gastroparezi gibi mide boşalmasının yavaş olduğu durumlarda tercih edilir.

3. Cerrahi Tedavi

Cerrahi tedavi, ilaç tedavisine yanıt vermeyen veya ilaç kullanımını uzun süre tolere edemeyen hastalarda düşünülür. Ayrıca şiddetli anatomik bozukluklarda (örneğin, hiatal herni) etkili bir seçenektir.

a. Fundoplikasyon
  • Nissen Fundoplikasyonu: Midenin üst kısmının yemek borusunun alt kısmına sarılması ile alt özofagus sfinkterinin (LES) güçlendirilmesi sağlanır.
  • Parsiyel Fundoplikasyon: Nissen’e kıyasla daha az komplikasyon riski olan bir yöntemdir.
  • Avantajı: GERD’nin anatomik nedenlerini doğrudan çözebilir.
b. LINX Sistemi
  • Tanımı: LES’yi güçlendirmek için manyetik boncuklardan oluşan bir halka yerleştirilir.
  • Avantajı: Daha az invaziv bir cerrahi yöntemdir ve geri dönüşümlüdür.
c. Bariatrik Cerrahi
  • Kullanımı: Morbid obeziteye bağlı Gastroözofageal reflü hastalığı vakalarında mide küçültme ameliyatları, reflü semptomlarını azaltmada etkili olabilir.

4. Endoskopik Tedavi

İnvaziv olmayan alternatif bir tedavi seçeneği olarak endoskopik yöntemler, bazı hastalarda düşünülebilir:

  • Endoskopik Fundoplikasyon: LES’nin daraltılması için endoskopik cihazlar kullanılır.
  • Radyo Frekans Tedavisi (Stretta Prosedürü): LES dokusunun sıkılığını artırmak için radyo dalgaları kullanılır.

5. Uzun Dönem Yönetim

GERD’nin kronik bir durum olduğu göz önüne alındığında, tedavi sonrası düzenli takip ve semptom yönetimi önemlidir:

  • Takip: Özofagus hasarının (örneğin, Barrett özofagusu) ilerlemesini izlemek için düzenli endoskopik değerlendirme gerekebilir.
  • Yaşam Boyu Kontrol: Reflüyü tetikleyen faktörlerden uzak durma ve gerektiğinde ilaç tedavisinin sürdürülmesi önerilir.

Referanslar:

  1. Gastroözofageal Reflü Hastalığı: 5 Belirtisi, Tedavisi, GERD
  2. Dent, J., et al. (1999). Epidemiology of gastro-oesophageal reflux disease: A systematic review. Gut, 45(Suppl 1), 1-8.
  3. Vakil, N., et al. (2006). The Montreal definition and classification of gastroesophageal reflux disease: A global evidence-based consensus. American Journal of Gastroenterology, 101(8), 1900-1920.
  4. Kahrilas, P. J., et al. (2008). Advances in the management of gastroesophageal reflux disease. Clinical Gastroenterology and Hepatology, 6(7), 707-715.
  5. El-Serag, H. B., et al. (2014). Update on the epidemiology of gastro-oesophageal reflux disease: A systematic review. Gut, 63(6), 871-880.
  6. Katz, P. O., et al. (2013). Guidelines for the diagnosis and management of gastroesophageal reflux disease. American Journal of Gastroenterology, 108(3), 308-328.
  7. Sharma, P., et al. (2018). Barrett’s esophagus and esophageal adenocarcinoma: Pathophysiology, diagnosis, and management. Clinical Gastroenterology and Hepatology, 16(5), 701-711.
  8. Spechler, S. J. (2002). Epidemiology and natural history of gastro-oesophageal reflux disease. Digestion, 66(1), 3-9.
  9. Fass, R., & Shapiro, M. (2007). A systematic review of the definition of GERD: Is there consensus? Alimentary Pharmacology & Therapeutics, 26(5), 659-669.
  10. Kahrilas, P. J., & Shaheen, N. J. (2008). Gastroesophageal reflux disease and Barrett’s esophagus. Gastroenterology, 135(4), 1392-1411.
  11. Lagergren, J., et al. (1999). Symptomatic gastroesophageal reflux as a risk factor for esophageal adenocarcinoma. New England Journal of Medicine, 340(11), 825-831.
  12. Modlin, I. M., et al. (2003). Review article: Reflux disease and the human lower oesophageal sphincter. Alimentary Pharmacology & Therapeutics, 17(3), 315-330.
  13. Stanghellini, V., et al. (1999). Risk indicators for esophagitis in primary care practice: The CESAR study. Alimentary Pharmacology & Therapeutics, 13(12), 1409-1416.
  14. Zerbib, F., et al. (2008). Differentiation of functional heartburn from non-erosive reflux disease. Clinical Gastroenterology and Hepatology, 6(7), 792-798.
  15. Talley, N. J., & Katz, P. O. (1995). Gastroesophageal reflux disease: Moving from heartburn to new concepts in pathophysiology, diagnosis, and treatment. American Journal of Gastroenterology, 90(6), 917-924.
  16. Vakil, N., & Veldhuyzen van Zanten, S. (2007). GERD, dyspepsia, and Helicobacter pylori infection: What’s the link? Alimentary Pharmacology & Therapeutics, 25(7), 831-841.
  17. Akiyama, J., et al. (2017). Pathophysiology of gastroesophageal reflux disease. Journal of Gastroenterology, 52(3), 270-276.
  18. Fedorak, R. N., & Veldhuyzen van Zanten, S. J. O. (2009). Proton pump inhibitors for GERD: A practical review. Canadian Family Physician, 55(8), 833-839.
  19. Scarpignato, C., et al. (2016). GERD: A review of current management practices. World Journal of Gastroenterology, 22(12), 2561-2571.
  20. Hershcovici, T., & Fass, R. (2010). Pharmacological management of GERD: Where do we stand? Current Opinion in Pharmacology, 10(6), 704-709.
  21. Chen, J., & Brady, P. (2019). New insights into GERD pathogenesis and treatment. Gastroenterology Clinics of North America, 48(2), 141-154.
  22. Iwakiri, K., et al. (2010). Mechanisms of acid reflux and esophageal mucosal injury. Journal of Gastroenterology, 45(4), 363-372.
  23. Shaheen, N. J., & Richter, J. E. (2009). Barrett’s esophagus. The Lancet, 373(9666), 850-861.
  24. Gerson, L. B., & Triadafilopoulos, G. (2001). Screening for Barrett’s esophagus in GERD: Is it worth it? American Journal of Gastroenterology, 96(4), 928-938.
  25. https://scholar.google.com/
  26. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  27. https://www.researchgate.net/
  28. https://www.mayoclinic.org/
  29. https://www.nhs.uk/
  30. https://www.webmd.com/
Gastroözofageal Reflü Hastalığı: 5 Belirtisi, Tedavisi, GERD
Gastroözofageal Reflü Hastalığı: 5 Belirtisi, Tedavisi, GERD
Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372