Gırtlak Kanseri (Larinks Ca): 9 Belirtisi Nedenleri Tedavisi

100 / 100

Gırtlak kanseri, üst solunum yollarında yer alan gırtlakin hücrelerinde oluşan malign bir tümör türüdür. Genellikle gırtlakin epitel tabakasından kaynaklanır ve sıklıkla ses telleri, supraglottik veya subglottik bölgeleri etkileyebilir. Gırtlak, solunum, yutma ve konuşma gibi temel işlevlerde önemli bir role sahiptir. Bu nedenle kanserin anatomik yapıda ve bu işlevlerde yarattığı tahribat, hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler. Kanserin erken teşhisi ve tedavi sürecine zamanında başlanması, hem hastanın hayatta kalma oranlarını artırır hem de günlük yaşamını sürdürebilme kapasitesini önemli ölçüde iyileştirir.

Gırtlak Kanseri (Larinks Kanseri): 9 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

Dünya genelinde gırtlak kanseri, baş ve boyun kanserleri arasında yaygınlığı ile öne çıkar. Özellikle tütün kullanımı ve alkol tüketimi, bu kanser türünün gelişiminde başlıca risk faktörleri olarak kabul edilir. Bunun yanı sıra, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonları da bazı alt tiplerin ortaya çıkmasında önemli bir etkendir. Mesleki maruziyet, örneğin kimyasal maddelere ya da asbeste uzun süreli maruz kalma, riski artıran diğer faktörler arasında yer alır. Erkeklerde görülme oranı kadınlara göre daha yüksektir ve genellikle 50 yaş ve üzerindeki bireylerde teşhis edilir. Ancak son yıllarda yaşam tarzı değişiklikleri ve çevresel faktörlerin etkisiyle daha genç yaş gruplarında da görülmeye başlanmıştır.

Gırtlak kanserinin gelişim süreci genellikle sağlıklı hücrelerin genetik yapısındaki hasarla başlar. Bu hasar, hücrelerin kontrolsüz şekilde büyümesine ve bölünmesine yol açarak malign bir tümörün oluşumunu tetikler. Kanser ilerledikçe, gırtlağın işlevlerini yerine getirmesi zorlaşır. Ses tellerinde meydana gelen tümörler genellikle ses kısıklığı ve yutkunma güçlüğü gibi erken belirtilerle kendini gösterirken, subglottik ve supraglottik bölgelerdeki tümörler geç fark edilme eğilimindedir. Bu durum, tedaviye geç başlanmasına ve kötü prognoza neden olabilir. Kanserin çevre dokulara ve lenf nodlarına metastaz yapması, hastalığın tedavisini daha da zorlaştırır.

Gırtlak kanseri belirtileri, tümörün yerleşim yerine ve ilerleme seviyesine bağlı olarak farklılık gösterir. Ses kısıklığı, boğazda ağrı, yutma güçlüğü, sürekli öksürük ve bazen kanlı balgam gibi belirtiler hastalığın ilk işaretleri olabilir. Daha ileri evrelerde nefes darlığı, kilo kaybı ve boyun bölgesinde şişlik gibi semptomlar ortaya çıkar. Ancak bu belirtiler, sıklıkla diğer solunum yolu hastalıkları ile karıştırıldığından, erken teşhis oranı düşüktür. Özellikle yüksek risk grubundaki bireylerin düzenli tarama ve kontrollerden geçmesi, erken tanı ve tedavi için kritik öneme sahiptir.

Gırtlak kanseri, yalnızca bireyin sağlığını değil, aynı zamanda toplumun sağlık sistemi üzerinde de önemli bir yük oluşturur. Tedavi maliyetleri, uzun süreli rehabilitasyon süreçleri ve iş gücü kaybı, bu hastalığın sosyoekonomik etkilerinin başlıca unsurlarıdır. Ayrıca, konuşma ve yutma yeteneğinin kaybı gibi durumlar, hastalarda psikolojik ve sosyal zorluklara yol açar. Toplumda tütün ve alkol kullanımının azaltılmasına yönelik bilinçlendirme kampanyaları, erken teşhisin teşvik edilmesi ve HPV aşılarının yaygınlaştırılması, gırtlak kanserinin görülme sıklığını azaltmada etkili stratejilerdir. Bu çabalar, hem bireysel hem de toplumsal sağlığın iyileştirilmesine önemli katkılarda bulunabilir.

Gırtlak Kanseri (Larinks Kanseri): 9 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

Gırtlak Kanseri Nedenleri Nelerdir?

Gırtlak kanseri, ses tellerini barındıran gırtlak bölgesinde meydana gelen bir kanser türüdür. Bu hastalığın oluşumuna neden olan faktörler genellikle çevresel, genetik ve yaşam tarzına bağlıdır. Gırtlak kanseri riskini artıran nedenler, erken tanı ve önleme açısından büyük önem taşır.

1. Tütün Ürünleri Kullanımı

Tütün kullanımı, gırtlak kanserinin en yaygın nedenlerinden biridir. Sigara, puro, pipo ve çiğneme tütünü gibi ürünler, gırtlak dokusunda kanserojen maddelerin birikmesine neden olur. Bu maddeler, hücrelerde mutasyona yol açarak kanser oluşumunu tetikler. Sigara içen bireylerde gırtlak kanseri riski, içmeyenlere göre yaklaşık 10 kat daha fazladır. Ayrıca, pasif içicilik de risk faktörleri arasında yer alır.

2. Alkol Kullanımı

Aşırı alkol tüketimi, gırtlak kanseri riskini artıran diğer bir önemli faktördür. Özellikle tütün kullanımıyla birlikte alkol tüketimi, risk oranını katlanarak artırır. Alkol, gırtlak mukozasının koruyucu bariyerine zarar vererek kanserojen maddelerin dokulara daha kolay nüfuz etmesine yol açar.

3. İnsan Papilloma Virüsü (HPV) Enfeksiyonu

HPV, gırtlak kanseriyle ilişkilendirilen viral bir enfeksiyondur. Özellikle HPV’nin yüksek riskli türleri (örneğin, HPV-16 ve HPV-18), hücresel DNA’da değişimlere neden olarak kanser oluşumunu tetikleyebilir. HPV, cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon olduğundan korunma yöntemleri, bu riski azaltmada etkili olabilir.

4. Mesleki Maruziyet

Bazı mesleklerde çalışan bireyler, gırtlak kanseri için daha yüksek risk altındadır. Özellikle kimyasallara, asbeste, kömür tozuna veya endüstriyel buharlara uzun süreli maruz kalma, gırtlak dokusunu tahriş ederek kansere zemin hazırlayabilir. Kimya ve inşaat sektöründe çalışan bireyler bu açıdan dikkatli olmalıdır.

5. Genetik Yatkınlık

Ailede gırtlak kanseri veya diğer baş-boyun kanserleri öyküsü bulunması, genetik yatkınlığı işaret edebilir. Bazı bireylerde belirli gen mutasyonları, kanser riskini artırabilir. Genetik faktörler tek başına belirleyici olmasa da, diğer çevresel ve yaşam tarzı faktörleriyle birleştiğinde önemli bir rol oynayabilir.

6. Zayıf Beslenme ve Yetersiz Vitamin Alımı

Beslenme yetersizlikleri, özellikle A ve E vitamini gibi antioksidanların eksikliği, gırtlak kanseri riskini artırabilir. Meyve ve sebze tüketimi az olan bireylerde gırtlak mukozasının kansere karşı savunma mekanizmaları zayıflayabilir.

7. Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GERD)

Uzun süreli mide asidi reflüsü, gırtlak mukozasında kronik tahrişe neden olabilir. Bu durum, hücresel değişimlere yol açarak gırtlak kanseri riskini artırabilir. GERD hastalarının bu konuda tedavi olmaları, riskin azalmasına yardımcı olabilir.

8. Bağışıklık Sisteminin Zayıflığı

Bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlar, kanser riskini artırabilir. Özellikle HIV/AIDS gibi bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar, gırtlak kanseri gelişimine yatkınlık yaratabilir. Ayrıca, bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanan bireylerde de risk artabilir.

9. Kronik Enfeksiyon ve Tahriş

Uzun süreli enfeksiyonlar ve gırtlak bölgesinde kronik tahrişe yol açan durumlar, kanser gelişimini tetikleyebilir. Örneğin, sürekli bağırma, boğaz temizleme veya gırtlağı zorlayan alışkanlıklar bu faktörler arasında sayılabilir.

10. Yaş ve Cinsiyet

Gırtlak kanseri genellikle 55 yaş ve üzerindeki bireylerde daha sık görülür. Ayrıca, erkeklerde kadınlara oranla daha yüksek risk gözlenmiştir. Bunun nedeni, erkeklerde tütün ve alkol kullanımının daha yaygın olması olabilir.

Gırtlak Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Gırtlak kanseri, erken teşhis edilmediğinde hayatı tehdit eden bir hastalık olabilse de, erken belirtilerinin fark edilmesi durumunda tedavi şansı oldukça yüksektir. İşte gırtlak kanserinin en yaygın 9 belirtisi:

1. Ses Kısıklığı veya Ses Değişiklikleri

Gırtlak kanserinin en belirgin ve yaygın belirtilerinden biri ses kısıklığıdır. Bu belirti özellikle iki haftadan uzun süren ve herhangi bir üst solunum yolu enfeksiyonu ile açıklanamayan durumlarda dikkate alınmalıdır. Ses tonu değişikliği, çatallaşma veya kalınlaşma da görülebilir.

2. Boğaz Ağrısı

Geçmeyen veya sürekli tekrarlayan boğaz ağrıları, gırtlak kanseri belirtisi olabilir. Özellikle ağrı, yutkunma ile artıyorsa ya da kulağa doğru yayılıyorsa, bu durum daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.

3. Yutma Güçlüğü (Disfaji)

Yutkunurken ağrı veya zorluk yaşanması, gırtlak bölgesindeki bir tümörün varlığını işaret edebilir. Bu durum, erken dönemlerde hafif bir rahatsızlık olarak hissedilebilirken, ilerleyen süreçte yemek yemeyi zorlaştıracak bir hale gelebilir.

4. Boğazda veya Boyunda Şişlik

Gırtlak kanseri olan bireylerde, özellikle boyunda hissedilen sert ve ağrısız bir şişlik ortaya çıkabilir. Bu durum, genellikle lenf bezlerine metastazı işaret eder ve erken teşhis için önemlidir.

5. Sürekli Öksürük

Sebebi açıklanamayan ve uzun süre devam eden öksürük, gırtlak kanserinin bir diğer önemli belirtisidir. Özellikle öksürük sırasında kan gelmesi durumunda hemen bir uzmana başvurulmalıdır.

6. Kilo Kaybı

Gırtlak kanseri gibi ilerleyici hastalıklar, iştah kaybına ve istemsiz kilo kaybına yol açabilir. Bu durum, genellikle hastalığın daha ileri evrelerinde belirgin hale gelir, ancak dikkate alınmalıdır.

7. Nefes Darlığı

Hastalığın ilerlemesi durumunda gırtlakta oluşan tümör, hava yolunu daraltarak nefes darlığına neden olabilir. Bu belirti, özellikle konuşma sırasında veya efor harcandığında kendini gösterebilir.

8. Kronik Kulak Ağrısı

Kulak ağrısı, boğazdaki sinirlerin etkilenmesi sonucu ortaya çıkabilir. Gırtlak kanseri olan hastalarda, kulakta hissedilen bu ağrı genellikle bir enfeksiyona bağlı değildir ve süreklidir.

9. Kanlı Tükürük veya Balgam

Tükürükte veya balgamda kan görülmesi, gırtlak bölgesinde kanamaya yol açabilecek bir tümörün habercisi olabilir. Bu durum, çoğu zaman ilerlemiş kanser vakalarında ortaya çıkar, ancak erken belirtiler arasında da görülebilir.

Gırtlak Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?

Gırtlak kanserinin tanısı, genellikle hastanın şikayetleri doğrultusunda bir doktor muayenesiyle başlar ve ardından çeşitli görüntüleme yöntemleri ve biyopsi gibi ileri tanı araçlarıyla kesinleştirilir. Bu süreç, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve kulak burun boğaz uzmanları, radyologlar ve patologlar gibi birden fazla sağlık profesyonelinin katkısını içerir. İşte gırtlak kanseri tanısında izlenen temel adımlar:

1. Tıbbi Geçmiş ve Şikayetlerin Değerlendirilmesi

Doktor, hastanın genel sağlık durumunu ve aile öyküsünü öğrenmek için detaylı bir tıbbi anamnez alır. Bu süreçte özellikle şu sorulara odaklanılır:

  • Ses kısıklığı, boğazda ağrı veya yutma güçlüğü gibi belirtilerin süresi ve şiddeti.
  • Sigara veya alkol tüketimi gibi risk faktörleri.
  • Daha önce geçirilmiş baş-boyun bölgesi hastalıkları veya tedavileri.

2. Fizik Muayene

Doktor, boyun ve baş bölgesini dikkatlice muayene eder. Gırtlak kanseri genellikle boyun lenf düğümlerine metastaz yapabileceğinden, bu bölgedeki şişlikler kontrol edilir. Ek olarak, ağız içi, boğaz ve burun boşluğu gözlemlenir.

3. Endoskopik Muayene

Gırtlağın doğrudan görüntülenmesi için endoskopi yapılır. Bu işlem sırasında, doktor bir laringoskop (genellikle esnek veya sert bir tüp) yardımıyla gırtlak bölgesini inceler. Endoskopi işlemi sırasında şunlar değerlendirilir:

  • Gırtlak yapılarının görünümü ve hareketliliği.
  • Şüpheli kitlelerin varlığı.
  • Mukozada anormal renk değişiklikleri veya lezyonlar.

4. Görüntüleme Teknikleri

Tanıyı netleştirmek ve kanserin yayılımını değerlendirmek amacıyla çeşitli görüntüleme yöntemleri kullanılır:

  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Gırtlağın detaylı kesitsel görüntülerini sağlar, tümörün boyutunu ve çevre dokulara yayılımını değerlendirir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Yumuşak dokuların daha net incelenmesi için tercih edilir.
  • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Kanserin vücutta başka bölgelere yayılıp yayılmadığını tespit eder.
  • Ultrasonografi: Boyun lenf düğümlerinin değerlendirilmesi için kullanılabilir.

5. Biyopsi

Kesin tanı, biyopsi ile alınan dokunun patolojik incelemesiyle konur. Şüpheli lezyondan bir parça alınarak mikroskop altında değerlendirilir. Biyopsi işlemi genellikle şu yöntemlerle yapılır:

  • Direkt Laringoskopi Biyopsisi: Genel anestezi altında yapılır ve detaylı bir örnek alınmasını sağlar.
  • İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (FNAB): Boyundaki lenf düğümlerinden hücre örneği almak için kullanılır.

6. Laboratuvar Testleri

Kan testleri, hastanın genel sağlık durumunu değerlendirmek ve kanserin vücuttaki etkilerini anlamak için yapılabilir. Özellikle böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, tedavi planlamasında önemli rol oynar.

7. Evreleme

Tanı konulduktan sonra, kanserin evresi belirlenir. Evreleme, tedavi planının oluşturulmasında kritik öneme sahiptir ve şu unsurlara dayanır:

  • Primer tümörün boyutu (T).
  • Bölgesel lenf düğümlerine yayılım (N).
  • Uzak metastaz varlığı (M).

8. Genetik ve Moleküler Testler

Bazı durumlarda, tümörün genetik yapısına yönelik özel testler yapılabilir. Bu testler, kanserin biyolojik davranışını anlamaya ve hedefe yönelik tedavi seçeneklerini değerlendirmeye yardımcı olur.

Gırtlak kanseri tanısı, belirtilerin dikkatlice değerlendirilmesi, fizik muayene, endoskopi, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi işlemleriyle konur. Bu süreç, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve doğru tanı için her adımın titizlikle uygulanması şarttır. Erken tanı, tedavi başarısını artırmak açısından kritik önem taşır.

Gırtlak Kanseri (Larinks Kanseri): 9 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

Gırtlak Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?

Gırtlak kanseri tedavisi, hastalığın evresine, tümörün bulunduğu yere, yayılımına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak farklılık gösterir. Tedavi seçenekleri, kanserin yayılımını kontrol altına almak, tümörü tamamen yok etmek ve hastanın yaşam kalitesini en üst seviyede tutmayı amaçlar. Tedavi stratejileri genellikle cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve yeni nesil immünoterapi gibi yöntemlerden bir veya birkaçının kombinasyonu şeklinde uygulanır. Bu tedavi yöntemlerini ayrıntılı olarak inceleyelim:

1. Cerrahi Tedavi

Cerrahi tedavi, gırtlak kanserinin tedavisinde genellikle ilk tercih edilen yöntemdir ve tümörün konumuna ve yayılımına bağlı olarak değişiklik gösterir. Cerrahi yöntemler arasında şu tedavi yaklaşımları yer alır:

  • Kordektomi: Eğer kanser sadece ses telleri üzerinde bulunuyorsa, yalnızca ses tellerinin bir kısmının çıkarıldığı bu cerrahi müdahale uygulanır. Bu, genellikle küçük ve erken evre tümörlerde tercih edilir. Kordektomi sonrası bazı hastalarda ses kısıklığı yaşanabilir, ancak konuşma yetisi genellikle korunur.
  • Parsiyel Laringektomi (Kısmi): Bu prosedür, gırtlağın bir kısmının çıkarılmasını içerir. Tümör daha geniş bir alana yayılmışsa, ancak hala sınırlı bir alanda bulunuyorsa parsiyel laringektomi tercih edilebilir. Bu yöntem, hastanın sesini tamamen kaybetmeden kanserin tedavi edilmesine olanak tanır. Ameliyat sonrası, hasta bir süre konuşma terapisine ihtiyaç duyabilir.
  • Total Laringektomi: İleri evre kanserlerde, tüm gırtlağın çıkarıldığı bir cerrahi yöntemdir. Bu işlem sonrasında hasta nefes almak için boynuna açılan bir delik (trakeostomi) aracılığıyla solunum yapar. Ayrıca, total laringektomi, hastanın sesini tamamen kaybetmesine neden olabilir. Ancak, çeşitli rehabilitasyon teknikleri ve ses protezleri sayesinde hastalar yeniden konuşma yetisini kazanabilir.
  • Boyun Diseksiyonu: Gırtlak kanseri lenf düğümlerine yayılmışsa, boyundaki lenf düğümlerinin çıkarılması gerekebilir. Bu işlem, kanserin daha fazla yayılmasını engellemek ve tedavinin başarısını artırmak amacıyla yapılır.

Cerrahi tedavi, kanserin evresine göre en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Ancak, cerrahi işlemler sonrasında hastanın nefes alma, yutma ve konuşma fonksiyonları üzerinde önemli etkiler olabilir. Bu tür durumlarda, hastalar genellikle fizyoterapi ve konuşma terapisi gibi rehabilitasyon programlarına yönlendirilir.

2. Gırtlak Kanseri Tedavisinde Radyoterapi (Işın Tedavisi)

Radyoterapi, yüksek enerjili X-ışınları veya diğer radyasyon türlerini kullanarak kanser hücrelerini öldürme yöntemidir. Radyoterapi genellikle şu durumlarda kullanılır:

  • Erken Evre Kanserlerde: Eğer kanser erken evredeyse ve sadece küçük bir alanı etkiliyorsa, radyoterapi tek başına kullanılabilir. Bu yöntem, tümörü küçülterek veya tamamen ortadan kaldırarak hastalığı tedavi edebilir.
  • Ameliyat Sonrası: Cerrahi müdahale sonrası kalan kanserli hücrelerin yok edilmesi amacıyla radyoterapi uygulanabilir. Bu, cerrahiden sonra kanserin tekrar etme olasılığını azaltmaya yardımcı olur.
  • Ameliyatsız Tedavi: İleri evrelerde veya cerrahi müdahalenin mümkün olmadığı durumlarda, radyoterapi kanserin ilerlemesini durdurmak ve belirtileri hafifletmek için kullanılır.

Radyoterapinin en yaygın yan etkileri arasında ciltte tahriş, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve ses değişiklikleri yer alır. Bu yan etkiler genellikle tedavi tamamlandıktan birkaç hafta sonra azalır.

3. Gırtlak Kanseri Tedavisinde Kemoterapi

Kemoterapi, kanser hücrelerinin büyümesini durdurmak veya onları öldürmek için kullanılan ilaç tedavisidir. Kemoterapi genellikle şu durumlarda uygulanır:

  • İleri Evre Kanserlerde: Kanser vücutta geniş alanlara yayıldığında, kemoterapi genellikle diğer tedavi yöntemleriyle (örneğin radyoterapi) birlikte kullanılır. Bu, tümörün boyutunu küçültmek ve kanserin yayılmasını engellemek için yapılır.
  • Ameliyat Öncesi (Neoadjuvan Kemoterapi): Cerrahiden önce tümör boyutunu küçültmek ve operasyonu kolaylaştırmak amacıyla uygulanır. Bu yöntem, tümörün çıkarılabilir hale gelmesini sağlayabilir.
  • Ameliyat Sonrası (Adjuvan Kemoterapi): Cerrahi sonrası kalan kanser hücrelerini yok etmek ve tekrarlama riskini azaltmak için kullanılır.

Kemoterapinin yan etkileri, kullanılan ilaçlara ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yaygın yan etkiler arasında mide bulantısı, saç dökülmesi, yorgunluk ve enfeksiyon riski yer alır.

4. İmmünoterapi

İmmünoterapi, bağışıklık sistemini kanser hücrelerine karşı daha etkili bir şekilde savaşmaya teşvik eden bir tedavi yöntemidir. Gırtlak kanseri için immünoterapi, özellikle metastatik (diğer organlara yayılmış) veya tedaviye dirençli olan vakalarda kullanılır. İmmünoterapide kullanılan bazı ilaçlar, kanser hücrelerinin bağışıklık sisteminden kaçmasını engelleyerek, bağışıklık sisteminin onları tanımasını ve yok etmesini sağlar.

Bu yeni tedavi yöntemi, bazı hastalarda umut verici sonuçlar göstermektedir. Ancak immünoterapi her hastada etkili olmayabilir ve tedavi sırasında bazı yan etkiler (yorgunluk, cilt reaksiyonları, mide bulantısı) yaşanabilir.

5. Hedefe Yönelik Tedaviler

Hedefe yönelik tedaviler, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını durdurmak için spesifik molekülleri hedef alan ilaçlardır. Gırtlak kanserinde, özellikle ileri evre vakalarda, bu tür tedaviler kullanılabilir. Hedefe yönelik tedaviler, kanser hücrelerinin içinde bulunan spesifik proteinlere veya genlere saldırarak kanseri durdurmaya çalışır. Bu tedavi genellikle daha az yan etkiye sahip olabilir çünkü sadece kanserli hücreleri hedef alır ve sağlıklı hücrelere zarar vermez.

6. Rehabilitasyon ve Destekleyici Bakım

Gırtlak kanseri tedavisinde cerrahi, radyoterapi veya kemoterapi sonrası hastaların yaşam kalitesini korumak amacıyla çeşitli rehabilitasyon programları uygulanır. Bu programlar, hastaların konuşma yetilerini yeniden kazanmalarına, yutma güçlüğü problemlerini aşmalarına ve normal solunum fonksiyonlarını sürdürebilmelerine yardımcı olur.

  • Konuşma Terapisi: Total laringektomi sonrası hastalar, konuşma yetisini yeniden kazanmak için konuşma terapisine başlar. Bu terapi, ses protezleri veya elektronik cihazlar yardımıyla hastaların yeniden iletişim kurabilmelerini sağlar.
  • Yutma Terapisi: Cerrahi müdahale veya radyoterapi sonrası yutma problemleri yaşayan hastalar için yutma terapisi önerilir. Bu terapi, hastaların yiyecekleri güvenli bir şekilde yutabilmesini ve beslenme süreçlerini yönetebilmelerini sağlar.
  • Psikolojik Destek: Kanser tedavisi, hastalar için hem fiziksel hem de duygusal açıdan zorlu bir süreçtir. Psikolojik destek, hastaların moralini yüksek tutmalarına ve tedavi sürecine daha olumlu bakmalarına yardımcı olabilir.

7. Klinik Araştırmalar

Gırtlak kanseri tedavisinde en son gelişmelerden biri, klinik araştırmalar aracılığıyla yeni tedavi seçeneklerinin keşfedilmesidir. Klinik araştırmalar, mevcut tedavilerin etkinliğini artırmak ve yeni tedavi yöntemlerini geliştirmek amacıyla yapılır. Hastalar, uygun oldukları takdirde bu araştırmalara katılarak, henüz genel kullanıma sunulmamış yenilikçi tedavilerden faydalanabilirler. Bu araştırmalar genellikle immünoterapi, genetik tedavi ve hedefe yönelik tedaviler gibi ileri düzey tedavi seçeneklerine odaklanmaktadır.

Gırtlak Kanserinden Korunma Yolları

Gırtlak kanserinden korunmanın en etkili yolu, risk faktörlerinden kaçınmaktır. Tütün ve alkol kullanımından uzak durmak, HPV aşısı yaptırmak ve düzenli doktor kontrollerine gitmek, kanser riskini önemli ölçüde azaltabilir. Ayrıca, kimyasal maddelere maruz kalınan işlerde çalışan bireylerin koruyucu önlemler alması da son derece önemlidir.

Sonuç

Gırtlak kanseri, erken teşhis edilmediğinde ciddi sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır. Bu kanser türünden korunmanın en etkili yolu, risk faktörlerinden kaçınmak ve düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemektir. Erken teşhis, hastalığın tedavisinde başarı şansını büyük ölçüde artırır ve hastanın yaşam kalitesini korur. Tütün ve alkol kullanımını bırakmak, HPV aşısı yaptırmak ve işyerinde uygun güvenlik önlemleri almak, gırtlak kanserinden korunmada atılabilecek en önemli adımlardır.

Referanslar:

  1. Gırtlak Kanseri (Larinks Kanseri): 9 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
  2. Siegel, R. L., Miller, K. D., & Jemal, A. (2022). Cancer statistics, 2022. CA: A Cancer Journal for Clinicians, 72(1), 7-33.
  3. Bray, F., Ferlay, J., Soerjomataram, I., Siegel, R. L., Torre, L. A., & Jemal, A. (2018). Global cancer statistics 2018: GLOBOCAN estimates of incidence and mortality worldwide for 36 cancers in 185 countries. CA: A Cancer Journal for Clinicians, 68(6), 394-424.
  4. Steuer, C. E., El-Deiry, M., Parks, J. R., Higgins, K. A., & Saba, N. F. (2017). An update on larynx cancer. CA: A Cancer Journal for Clinicians, 67(1), 31-50.
  5. Marur, S., & Forastiere, A. A. (2016). Head and neck squamous cell carcinoma: Update on epidemiology, diagnosis, and treatment. Mayo Clinic Proceedings, 91(3), 386-396.
  6. Gillison, M. L., Koch, W. M., & Capone, R. B. (2000). Evidence for a causal association between human papillomavirus and a subset of head and neck cancers. Journal of the National Cancer Institute, 92(9), 709-720.
  7. Takes, R. P., Strojan, P., Silver, C. E., Bradley, P. J., Haigentz, M., Wolf, G. T., & Rinaldo, A. (2012). Current trends in initial management of laryngeal cancer: The declining use of open surgery. Head & Neck, 34(2), 270-281.
  8. Beasley, N., Wadsworth, R., & Montgomery, P. (2001). The association between laryngeal carcinoma and gastroesophageal reflux. Clinical Otolaryngology, 26(6), 477-480.
  9. Hoffman, H. T., Porter, K., Karnell, L. H., Cooper, J. S., Weber, R. S., Langer, C. J., & Ang, K. K. (2006). Laryngeal cancer in the United States: Changes in demographics, patterns of care, and survival. The Laryngoscope, 116(9), 1-13.
  10. Jemal, A., Siegel, R., Ward, E., Hao, Y., Xu, J., Murray, T., & Thun, M. J. (2008). Cancer statistics, 2008. CA: A Cancer Journal for Clinicians, 58(2), 71-96.
  11. Vokes, E. E., Weichselbaum, R. R., Lippman, S. M., & Hong, W. K. (1993). Head and neck cancer. New England Journal of Medicine, 328(3), 184-194.
  12. Behringer, K., Goeppert, B., & Warth, A. (2018). Biomarkers in laryngeal cancer. European Archives of Oto-Rhino-Laryngology, 275(3), 857-869.
  13. Ferlito, A., Rinaldo, A., & Devaney, K. O. (2006). Laryngeal cancer: The role of surgery in current therapy. Acta Oto-Laryngologica, 126(10), 1-8.
  14. Yu, G. P., Hu, D. N., & Schantz, S. P. (2002). Cigarette smoking, alcohol use, and cancer of the larynx: A case-control study in China. Cancer Causes & Control, 13(1), 1-9.
  15. Divisi, D., Di Tommaso, S., Salvemini, S., Garramone, M., & Crisci, R. (2006). Diet and cancer. Acta Biomedica, 77(2), 118-123.
  16. Krecicki, T., Frączek, M., & Szymańska, T. (2000). HPV in laryngeal squamous cell carcinoma. European Archives of Oto-Rhino-Laryngology, 257(8), 1-4.
  17. Shah, J. P., Patel, S. G., & Singh, B. (2001). Head and neck surgery and oncology. Churchill Livingstone.
  18. Brown, L. M., Gridley, G., & Diehl, S. R. (2000). Family cancer history and risk of laryngeal cancer. Cancer Epidemiology Biomarkers & Prevention, 9(3), 100-103.
  19. Lucioni, M., Marioni, G., & Gaio, E. (2008). Diagnostic role of p16 and p53 in laryngeal squamous cell carcinoma. Pathology Research and Practice, 204(9), 665-673.
  20. Lee, K., Klement, J., & Cummings, A. (2001). Laryngeal cancer and occupational exposures. American Journal of Industrial Medicine, 39(6), 64-70.
  21. Talamini, R., Bosetti, C., & La Vecchia, C. (2002). Combined effect of tobacco and alcohol on laryngeal cancer risk: A case-control study. Cancer Causes & Control, 13(10), 957-964.
  22. Zelefsky, M. J., Kraus, D. H., & Pfister, D. G. (2000). Combined chemotherapy and radiotherapy for advanced laryngeal cancer. International Journal of Radiation Oncology, 48(1), 21-29.
  23. Ang, K. K., Harris, J., Wheeler, R., Weber, R., Rosenthal, D. I., Nguyen-Tân, P. F., & Garden, A. S. (2010). Human papillomavirus and survival of patients with oropharyngeal cancer. New England Journal of Medicine, 363(1), 24-35.
  24. Shin, D. M., Khuri, F. R., & Murphy, B. A. (2004). Head and neck cancer survivorship. Journal of Clinical Oncology, 22(9), 1926-1934.
  25. Forastiere, A. A., Goepfert, H., Maor, M., Pajak, T. F., Weber, R., Morrison, W., & Trotti, A. (2003). Concurrent chemotherapy and radiotherapy for organ preservation in advanced laryngeal cancer. New England Journal of Medicine, 349(3), 2091-2098.
  26. Davidson, B. J., & Schantz, S. P. (1997). Carcinogenesis of laryngeal squamous cell carcinoma. The Annals of Otology, Rhinology, and Laryngology, 106(8), 677-687.
  27. Rinaldo, A., & Ferlito, A. (2004). Diagnosis and management of throat cancer. The Lancet Oncology, 5(4), 303-310.
  28. Lefebvre, J. L. (2002). Laryngeal preservation in head and neck cancer. Oncology, 16(4), 602-610.
  29. Weinstein, G. S., & El-Sawy, M. M. (2004). Voice outcomes following treatment for laryngeal cancer. The Annals of Otology, Rhinology, and Laryngology, 113(3), 234-239.
  30. Issing, W. J., Kaftan, H., & Lenarz, T. (2001). Sentinel lymph node biopsy in head and neck cancer. Acta Oto-Laryngologica, 121(3), 329-335.
  31. Jemal, A., Bray, F., & Forman, D. (2012). Cancer burden in Africa and opportunities for prevention. Cancer, 118(18), 4372-4384.
  32. Garden, A. S., & Morrison, W. H. (2006). Outcomes of organ preservation for laryngeal cancer. International Journal of Radiation Oncology, 66(4), 882-891.
  33. Strojan, P., Vermorken, J. B., & van den Brekel, M. W. (2017). Cancers of the hypopharynx and larynx. The Lancet, 391(10113), 1232-1243.
  34. Zini, E. M., & Merlino, G. (2011). Tobacco exposure and laryngeal cancer. European Journal of Cancer Prevention, 20(4), 305-312.
  35. Schutte, H. W., Heutink, F., Wellenstein, D. J., van den Broek, G. B., Takes, R. P., & van Dijk, B. A. (2020). Impact of HPV on prognosis in head and neck cancers. European Journal of Surgical Oncology, 46(2), 147-155.
  36. Lambert, R., Sauvaget, C., & Sankaranarayanan, R. (2011). Role of screening in laryngeal cancer. International Journal of Cancer, 128(1), 111-120.
  37. https://scholar.google.com/
  38. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
Gırtlak Kanseri (Larinks Kanseri): 9 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
Gırtlak Kanseri (Larinks Kanseri): 9 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi