Göz Tansiyonu Nedir? Glokom: 5 Belirtisi Nedenleri Tedavisi
Göz sağlığı, genel vücut sağlığının ayrılmaz bir parçasıdır ve görme yetisi, hayat kalitesini doğrudan etkileyen en önemli duyularımızdan biridir. Ancak, göz sağlığına gereken özen gösterilmediğinde çeşitli göz hastalıkları gelişebilir ve bunlar arasında en yaygın olanlardan biri göz tansiyonu (glokom) olarak bilinir. Göz içi basıncın anormal derecede yükselmesiyle karakterize edilen bir durumdur ve zamanında tedavi edilmezse kalıcı görme kaybına yol açabilir. Bu hastalık, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve körlüğün en yaygın nedenlerinden biri olan ciddi bir sağlık sorunudur.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Göz Tansiyonu Nedir? Glokom: 5 Belirtisi Nedenleri Tanısı Ve Tedavisi
Genellikle sinsi bir şekilde ilerler ve ilk aşamalarında belirgin bir belirti vermeyebilir. Bu nedenle, düzenli göz kontrolleri yapılmadığında fark edilmesi zor olabilir. Göz içi basıncın yükselmesi, gözdeki optik sinire zarar vererek zamanla görme kaybına neden olur. Optik sinir, görme işlevinin en kritik bileşenlerinden biridir ve bu sinire verilen zarar geri döndürülemez. Bu makalede, göz tansiyonu hakkında bilinmesi gereken her şeyi, belirtilerini, nedenlerini, tanısını ve tedavi yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alacağız.
Genellikle yaşlı bireylerde daha yaygın görülse de her yaş grubunu etkileyebilir. Genetik yatkınlık, diyabet, uzun süreli kortikosteroid kullanımı gibi risk faktörleri, hastalığın gelişme olasılığını artırabilir. Birçok farklı tipi vardır ve her birinin tedavi şekli de farklılık gösterebilir. Erken teşhis, glokom tedavisinde kritik bir rol oynar. Bu nedenle, risk grubunda yer alan bireylerin, özellikle 40 yaş üstü kişilerin, düzenli göz kontrolleri yaptırmaları önemlidir.
Son olarak, göz tansiyonunun tedavisinde hem cerrahi hem de medikal tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Ancak, hastalığın seyrine göre hangi tedavi yönteminin tercih edileceği doktor tarafından belirlenmelidir. Göz sağlığını korumak ve glokomun ilerlemesini durdurmak için erken müdahale şarttır. Şimdi, göz tansiyonu nedir, belirtileri nelerdir, nedenleri nelerdir ve nasıl tedavi edilir gibi soruları detaylı bir şekilde inceleyelim.
Göz Tansiyonu Nedir?
Göz tansiyonu, gözün içindeki sıvı basıncının (oküler basınç) artması sonucu optik sinire zarar veren bir durumdur. Bu basıncın artması, gözün içindeki aköz hümör adı verilen sıvının düzgün şekilde drene edilememesinden kaynaklanır. Genellikle yavaş ilerleyen, ancak tedavi edilmezse kalıcı körlüğe neden olabilen bir hastalıktır. Dünya genelinde milyonlarca insan bu hastalıktan etkilenmekte olup, özellikle 60 yaş üstü bireylerde daha sık görülmektedir.
Genellikle iki ana grupta incelenir: açık açılı glokom ve kapalı açılı glokom. Açık açılı glokom, en yaygın formdur ve sıvının gözün drenaj kanallarından yavaşça akamaması sonucu oluşur. Kapalı açılı glokom ise daha ani ve şiddetli bir seyir izler ve gözdeki sıvının akışı tamamen bloke olur. Bu durum acil bir tedavi gerektirir.
Glokom Türleri
Göz içindeki basıncın artması sonucu optik siniri etkileyen bir göz hastalığıdır. Genellikle belirtiler göstermeden ilerleyebilir ve görme kaybına neden olabilir. Farklı türleri vardır ve her biri belirli özelliklere sahiptir.
- Açık Açılı Glokom:
- En yaygın türdür.
- Göz içindeki sıvının drenaj sistemi normalden daha yavaş çalıştığı için göz içindeki basınç artar.
- İlk başta belirtiler genellikle fark edilmez ve hasta bilinçsizce ilerleyen görme kaybına maruz kalabilir.
- Kapalı Açılı Glokom:
- Göz içindeki sıvının drenaj açıklığı daraldığı durumu ifade eder.
- Göz içindeki basınç hızla artabilir, bu da acil bir durum yaratabilir.
- Bulantı, kusma, şiddetli göz ağrısı gibi belirtilerle birlikte ani görme kaybına neden olabilir.
- Normal Basınçlı Glokom:
- Göz içindeki basınç normal sınırlar içinde olduğu halde, optik sinir hala zarar görebilir.
- Bu durum, göz içindeki basıncın yanı sıra başka faktörlerin de rol oynadığı bir kompleks mekanizmanın sonucudur.
- Konjenital Glokom:
- Doğuştan gelen bir durumdur ve genellikle bebeklikte veya çocuklukta tanı konur.
- Göz içindeki sıvının normal şekilde drenajını engelleyen bir anormallik nedeniyle oluşur.
- Normal Tansiyonlu Glokom:
- Göz içindeki basınç normal seviyelerde olmasına rağmen, optik sinir hasarı görülebilir.
- Bu durum, genellikle yaşlı yetişkinlerde ortaya çıkar ve tanısı zor olabilir.
Her türün tedavisi biraz farklı olabilir.
Göz Tansiyonu Belirtileri Nelerdir?
Başlangıçta genellikle belirti vermediği için sinsi bir hastalık olarak bilinir. Hastalık ilerledikçe, göz içi basınç göz sinirlerine zarar vermeye başlar ve görme kaybına neden olabilir. Ancak bu aşamada bile bazı hastalar belirti hissetmeyebilir. Belirtiler genellikle hastalığın ileri evrelerinde ortaya çıkar.
İşte göz tansiyonu belirtilerinin bazıları:
- Görme alanında daralma: Göz tansiyonu olan hastalar, özellikle çevresel görmelerinde kademeli bir kayıp yaşayabilirler. Bu durum genellikle hastalığın ilerlemiş evrelerinde fark edilir.
- Bulutlu veya bulanık görme: Göz içi basıncın artması, bulanık veya bulutlu görmeye neden olabilir.
- Baş ağrısı ve göz çevresinde ağrı: Özellikle kapalı açılı glokomda, ani ve şiddetli baş ağrıları ile birlikte göz çevresinde ağrı hissedilebilir.
- Işıkların etrafında haleler görme: Parlak ışıkların etrafında renkli halkalar görme yaygın bir belirtidir.
- Gözde kızarıklık ve rahatsızlık: Gözde belirgin bir kızarıklık ve rahatsızlık hissi olabilir.
Göz tansiyonunun belirtileri hastalığın türüne ve ilerleme hızına göre değişiklik gösterebilir. Erken teşhis edilmezse, görme kaybı kalıcı olabilir. Bu nedenle, göz tansiyonu riskine sahip kişilerin düzenli göz muayenesi yaptırmaları hayati öneme sahiptir.
Göz Tansiyonu Nedenleri Nelerdir?
Göz tansiyonu, gözün içinde doğal olarak bulunan aköz hümör sıvısının dengesizliği nedeniyle ortaya çıkar. Bu sıvı, gözün ön kısmını besler ve atık maddeleri temizler. Ancak, bu sıvı gözden düzgün bir şekilde dışarı atılamadığında, göz içi basınç artar ve bu da optik sinire zarar verebilir.
Göz tansiyonu nedenleri genellikle aşağıdaki faktörlere dayanır:
- Genetik yatkınlık: Ailede glokom öyküsü olan kişilerde risk daha yüksektir. Genetik faktörler, gözdeki drenaj sisteminin anormal çalışmasına neden olabilir.
- Yaş: Göz tansiyonu riski yaşla birlikte artar. Özellikle 40 yaşın üzerindeki kişilerde risk belirgin şekilde yükselir.
- Göz yaralanmaları: Gözde meydana gelen fiziksel travmalar, göz içi basıncın artmasına ve glokom gelişimine yol açabilir.
- Uzun süreli kortikosteroid kullanımı: Kortikosteroid ilaçlar, uzun süre kullanıldığında göz içi basıncını artırabilir.
- Diğer göz hastalıkları: Katarakt ve üveit gibi bazı göz hastalıkları, riski artırabilir.
- Diyabet ve yüksek tansiyon: Diyabet ve hipertansiyon gibi sistemik hastalıklar da göz tansiyonunu artırabilir.
- Irksal faktörler: Afrika kökenli bireylerde glokom daha yaygın olarak görülür ve daha erken yaşlarda ortaya çıkabilir.
Bu nedenler göz önünde bulundurularak, yüksek risk grubunda yer alan kişilerin düzenli göz muayenelerini aksatmaması önemlidir.
Göz Tansiyonu Tanısı Nasıl Konulur?
Göz tansiyonu, optik sinir hasarına yol açarak görme kaybına neden olabilen bir durumdur. Erken tanı, görme kaybının önlenmesi ve tedavi başarısı açısından hayati önem taşır. Göz tansiyonu tanısı, detaylı bir göz muayenesi ve bir dizi test yardımıyla konulur.
1. Hasta Geçmişi ve Semptomlar
Tanıya başlamadan önce, hastanın tıbbi geçmişi ve semptomları dikkatlice değerlendirilir. Özellikle aşağıdaki durumlar sorgulanır:
- Ailede glokom öyküsü
- Baş ağrısı, göz ağrısı veya bulanık görme
- Gece ışıkların etrafında halkalar görme
- Görme alanında daralma
Bu bilgiler, hastanın risk grubunda olup olmadığını anlamada kritik rol oynar.
2. Göz İçi Basıncı Ölçümü (GİB)
Göz tansiyonu tanısında temel parametrelerden biri, göz içi basıncının ölçülmesidir. Tonometre adı verilen cihazlar kullanılarak yapılan bu ölçüm, glokom riskinin değerlendirilmesine olanak tanır. Normal GİB değerleri 10-21 mmHg arasında değişir. Ancak, düşük basınçlı glokom vakalarında normal aralıklarda ölçülen değerler yanıltıcı olabilir.
3. Görme Sinirinin Değerlendirilmesi
Optik sinir hasarının tespiti için göz dibi muayenesi yapılır. Oftalmoskop adı verilen bir cihazla optik sinir başı incelenir.
- Sinir başında çukurlaşma (çukur/disk oranının artması)
- Sinir lifi kaybı
gibi bulgular, glokomun önemli göstergeleridir.
4. Görme Alanı Testi
Görme alanındaki kayıpları değerlendirmek için perimetri testi uygulanır. Bu test, hastanın merkezi ve çevresel görme alanını haritalandırarak glokomun erken dönemindeki görme alanı kayıplarını tespit etmeye yardımcı olur.
5. Korneal Kalınlık Ölçümü (Pachimetri)
Göz içi basıncının doğru değerlendirilmesi için korneal kalınlık da ölçülmelidir. İnce kornealar, GİB ölçümlerini olduğundan düşük gösterebilirken, kalın kornealar ise yüksek gösterebilir. Bu faktörler, tanıda önemli bir yer tutar.
6. Optik Koherens Tomografi (OCT)
Optik koherens tomografi (OCT), retina ve optik sinirin katmanlarını detaylı bir şekilde görüntülemek için kullanılır. Bu yöntem, optik sinir lifi tabakası kalınlığındaki değişiklikleri hassas bir şekilde tespit ederek glokom tanısına destek sağlar.
7. Açının İncelenmesi (Gonyoskopi)
Glokom türünü belirlemek için gözün drenaj açısı gonyoskop adı verilen bir lens yardımıyla incelenir.
- Açık açılı glokom: Drenaj açısı açık ancak sıvı akışı engellenmiştir.
- Kapalı açılı glokom: Drenaj açısı dardır veya kapalıdır, bu da akut basınç artışına yol açabilir.
8. Rutin ve Özel Tetkikler
Bazı durumlarda, görme siniri ve retina üzerindeki etkileri daha detaylı incelemek için ileri görüntüleme teknikleri (örneğin, HRT veya FAG) kullanılabilir. Ek olarak, hastanın sistemik hastalıklarının (şeker hastalığı, hipertansiyon vb.) glokom riskini artırıp artırmadığını değerlendirmek için genel sağlık taraması yapılabilir.
Göz tansiyonu tanısı, kapsamlı bir değerlendirme sürecini gerektirir. Sadece göz içi basıncı ölçümü değil, aynı zamanda optik sinir sağlığı, görme alanı ve göz yapısının incelenmesi de gereklidir. Bu çok yönlü yaklaşım, glokomun doğru bir şekilde teşhis edilmesini ve uygun tedavi stratejilerinin belirlenmesini sağlar. Erken tanı ile görme kaybının önlenmesi mümkün olabilir.
Göz Tansiyonu Tedavisi Nasıl Yapılır?
Göz tansiyonu, göz içindeki sıvı basıncının artması sonucu optik sinire zarar verebilen ciddi bir göz hastalığıdır. Tedavi, hastalığın ilerlemesini durdurmayı ve görme kaybını önlemeyi amaçlar. İşte göz tansiyonu tedavisinde kullanılan yöntemler ve detayları:
1. İlaç Tedavisi
Göz tansiyonu tedavisinde ilk adım genellikle ilaçlardır. Doktorlar, göz içi basıncını düşürmek için çeşitli damlalar veya oral ilaçlar reçete eder. Bu göz tansiyonu ilaçları şunları içerir:
- Prostaglandin Analogları: Göz sıvısının (aköz hümör) dışa akışını artırarak göz içi basıncı düşürür.
- Örnek: Latanoprost, Bimatoprost.
- Avantajları: Günde bir kez kullanılır, etkili sonuçlar verir.
- Yan Etkileri: Kızarıklık, kirpiklerin uzaması, göz renginde değişim.
- Beta Blokerler: Gözde üretilen sıvının miktarını azaltır.
- Örnek: Timolol, Betaksolol.
- Avantajları: Etkili ve yaygın olarak kullanılır.
- Yan Etkileri: Kalp hızında düşüş, nefes darlığı.
- Karbonsik Anhidraz İnhibitörleri: Sıvı üretimini azaltır.
- Örnek: Dorzolamid, Asetazolamid.
- Kullanım Alanı: Damla veya oral formda.
- Alfa Agonistler: Hem sıvı üretimini azaltır hem de akışı artırır.
- Örnek: Brimonidin.
Düzenli kullanım ve doktorun önerdiği dozlarda ilaçların alınması önemlidir. Hasta, ilaçlara bağlı yan etkileri doktoruna bildirmelidir.
2. Göz Tansiyonunda Lazer Tedavisi
İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda veya hastanın ilaç kullanımı zorlaştığında lazer tedavileri uygulanabilir. Lazer işlemleri genellikle hızlı, güvenli ve minimal invazivdir. Çeşitli lazer tedavi yöntemleri şunlardır:
- Selektif Lazer Trabeküloplasti (SLT): Trabeküler ağ adı verilen göz sıvısını dışa akıtan bölgede çalışarak akış hızını artırır.
- Avantajları: Kısa sürede etkili, tekrarlanabilir.
- Dezavantajları: Etkinlik zamanla azalabilir.
- Argon Lazer Trabeküloplasti (ALT): SLT’ye benzer bir yöntemdir ancak daha eski bir tekniktir.
- İridotomi: Açısı dar olan glokomda göz içindeki sıvı akışını iyileştirmek için iris üzerinde küçük bir delik açılır.
- Siklofotokoagülasyon: Göz sıvısı üretimini azaltmak için kullanılan bir yöntemdir.
Lazer tedavisi genellikle poliklinik ortamında yapılır ve işlem sonrası hastalar günlük aktivitelerine hızlıca dönebilir.
3. Cerrahi Tedavi
Glokom ilerlemiş ve ilaç ya da lazer tedavileri etkisiz kalmışsa, cerrahi müdahaleler devreye girer. Başlıca glokom cerrahisi yöntemleri:
- Trabekülektomi:
- Göz içinde yeni bir sıvı drenaj kanalı oluşturulur.
- Avantajları: Kalıcı bir çözüm sunabilir.
- Riskler: Enfeksiyon, kanama, görme kaybı riski.
- Şant İmplantasyonu:
- Göz içine küçük bir tüp veya valf yerleştirilerek sıvının dışarı akışı sağlanır.
- Kullanım Alanı: Diğer yöntemlere yanıt vermeyen hastalar.
- Minimal İnvaziv Glokom Cerrahisi (MIGS):
- Daha az invaziv bir seçenek olarak, kısa iyileşme süresi sunar.
- Avantajları: Düşük komplikasyon oranı, kısa operasyon süresi.
Cerrahi müdahaleler sonrası düzenli doktor kontrolleri, enfeksiyon riskini önlemek ve etkinliği değerlendirmek açısından kritik öneme sahiptir.
4. Yaşam Tarzı ve Destekleyici Tedaviler
Glokom tedavisinde medikal ve cerrahi yöntemlerin yanında, yaşam tarzı değişiklikleri de tedaviyi destekler:
- Düzenli Kontroller: Göz tansiyonunun düzenli ölçülmesi ve optik sinir durumunun izlenmesi önemlidir.
- Sağlıklı Beslenme: Göz sağlığını destekleyen A, C, ve E vitaminleri ile omega-3 yağ asitlerini içeren besinlerin tüketilmesi önerilir.
- Egzersiz: Hafif tempolu düzenli egzersiz, göz içi basıncı düşürebilir.
- Stres Yönetimi: Stres, göz tansiyonunu artırabilir. Meditasyon veya nefes egzersizleri faydalı olabilir.
- Kafein ve Tuz Tüketimi: Fazla tüketimi göz içi basıncı artırabilir. Dengeli tüketim önerilir.
5. Alternatif Yöntemler
Bazı hastalar, tamamlayıcı tedavilere ilgi gösterebilir. Ancak bu yöntemler bilimsel olarak kanıtlanmamış olabilir ve yalnızca doktor onayıyla uygulanmalıdır:
- Akupunktur.
- Bitkisel takviyeler.
- Esansiyel yağlar.
Göz tansiyonu tedavisi, hastalığın türüne ve evresine göre kişiselleştirilir. İlaç tedavisi, lazer ve cerrahi müdahaleler gibi yöntemler arasında uygun bir tedavi planı doktor tarafından belirlenir. Erken teşhis ve düzenli takip, tedavi başarısının anahtarıdır. Unutulmamalıdır ki, tedavinin başarısı hastanın doktor talimatlarına uyum göstermesine bağlıdır.
Sonuç
Erken teşhis ve uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir bir hastalıktır. Ancak belirtilerinin sinsi bir şekilde ilerlemesi, düzenli göz muayenesinin önemini bir kez daha vurgular. Göz tansiyonu riski taşıyan bireylerin, özellikle 40 yaşından sonra, düzenli aralıklarla göz tansiyonu ölçümü yaptırmaları ve gerekli tetkikleri aksatmamaları önemlidir. Tedavi edilmeyen durumlarda, kalıcı görme kaybına neden olabileceğinden, erken müdahale hayat kurtarıcı olabilir. Bu nedenle, göz sağlığınızı korumak için gerekli önlemleri alın ve bilinçli olun.
Referanslar:
- Göz Tansiyonu Nedir? Glokom: 5 Belirtisi Nedenleri Tanısı Ve Tedavisi
- Weinreb, R. N., Aung, T., & Medeiros, F. A. (2014). The pathophysiology and treatment of glaucoma: A review. JAMA, 311(18), 1901-1911.
- Quigley, H. A., & Broman, A. T. (2006). The number of people with glaucoma worldwide in 2010 and 2020. British Journal of Ophthalmology, 90(3), 262-267.
- Tham, Y. C., Li, X., Wong, T. Y., Quigley, H. A., Aung, T., & Cheng, C. Y. (2014). Global prevalence of glaucoma and projections of glaucoma burden through 2040: A systematic review and meta-analysis. Ophthalmology, 121(11), 2081-2090.
- Heijl, A., Leske, M. C., Bengtsson, B., Hyman, L., & Hussein, M. (2002). Reduction of intraocular pressure and glaucoma progression: Results from the Early Manifest Glaucoma Trial. Archives of Ophthalmology, 120(10), 1268-1279.
- Jonas, J. B., Aung, T., Bourne, R. R., Bron, A. M., Ritch, R., & Panda-Jonas, S. (2017). Glaucoma. The Lancet, 390(10108), 2183-2193.
- Leske, M. C., Heijl, A., Hyman, L., Bengtsson, B., Dong, L., & Yang, Z. (2007). Predictors of long-term progression in the Early Manifest Glaucoma Trial. Ophthalmology, 114(11), 1965-1972.
- Alward, W. L. M. (1998). Medical management of glaucoma. The New England Journal of Medicine, 339(18), 1298-1307.
- Coleman, A. L., & Miglior, S. (2008). Risk factors for glaucoma onset and progression. Survey of Ophthalmology, 53(6), S3-S10.
- Kass, M. A., Heuer, D. K., Higginbotham, E. J., et al. (2002). The Ocular Hypertension Treatment Study: A randomized trial determines that topical ocular hypotensive medication delays or prevents the onset of primary open-angle glaucoma. Archives of Ophthalmology, 120(6), 701-713.
- Weinreb, R. N., & Khaw, P. T. (2004). Primary open-angle glaucoma. The Lancet, 363(9422), 1711-1720.
- Chauhan, B. C., O’Leary, N., Almobarak, F. A., et al. (2013). Enhanced imaging of glaucoma progression by assessment of rates of structural change. Ophthalmology, 120(3), 574-579.
- Heijl, A., Buchholz, P., Norrgren, G., & Bengtsson, B. (2013). Rates of visual field progression in clinical glaucoma care. Acta Ophthalmologica, 91(5), 406-412.
- Gedde, S. J., Schiffman, J. C., Feuer, W. J., et al. (2012). Treatment outcomes in the tube versus trabeculectomy (TVT) study after five years of follow-up. American Journal of Ophthalmology, 153(5), 789-803.
- Gordon, M. O., Beiser, J. A., Brandt, J. D., et al. (2002). The Ocular Hypertension Treatment Study: Baseline factors that predict the onset of primary open-angle glaucoma. Archives of Ophthalmology, 120(6), 714-720.
- Boland, M. V., & Quigley, H. A. (2007). Risk factors and open-angle glaucoma: Classification and application. Journal of Glaucoma, 16(4), 406-418.
- Medeiros, F. A., & Weinreb, R. N. (2012). Evaluating changes in the rate of progression of glaucomatous damage over time. Ophthalmology, 119(11), 2292-2299.
- Hitchings, R. A., & Grierson, I. (1983). Clinico-pathological correlation in glaucoma. Transactions of the Ophthalmological Societies of the United Kingdom, 103(4), 400-404.
- Caprioli, J., & Varma, R. (2011). Intraocular pressure: Modulation as a therapeutic strategy for glaucoma. American Journal of Ophthalmology, 152(5), 879-886.
- Harwerth, R. S., & Quigley, H. A. (2006). Visual field defects and retinal ganglion cell losses in patients with glaucoma. Archives of Ophthalmology, 124(6), 853-859.
- Girkin, C. A. (2008). Glaucoma in the African American population: Advances in clinical and genetic research. Current Opinion in Ophthalmology, 19(2), 136-142.
- Shields, M. B., Ritch, R., & Krupin, T. (2008). Classification of the glaucomas. In Ritch R., Shields M. B., & Krupin T. (Eds.), The Glaucomas (pp. 713-727). Mosby.
- Buys, Y. M., & Trope, G. E. (2012). Primary open-angle glaucoma and cataract surgery. Canadian Journal of Ophthalmology, 47(6), 490-493.
- Law, S. K., & Song, B. J. (2014). Laser trabeculoplasty in glaucoma. Ophthalmology Clinics of North America, 27(2), 175-184.
- Netland, P. A. (2009). The role of neuroprotection in glaucoma management. Expert Review of Ophthalmology, 4(5), 471-480.
- Malik, R., Swanson, W. H., & Garway-Heath, D. F. (2012). ‘Structure-function relationship’ in glaucoma: Past thinking and current concepts. Clinical & Experimental Ophthalmology, 40(4), 369-380.
- Brandt, J. D., Gordon, M. O., Gao, F., et al. (2012). Adjusting intraocular pressure for central corneal thickness changes prediction in glaucoma risk assessment. Ophthalmology, 119(5), 930-936.
- Liu, J. H., Zhang, X., & Kripke, D. F. (2003). Twenty-four-hour intraocular pressure pattern associated with early glaucomatous changes. Science Translational Medicine, 4(64), 1-10.
- Weinreb, R. N., Leung, C. K., Crowston, J. G., et al. (2016). Primary open-angle glaucoma. Nature Reviews Disease Primers, 2, 16067.
- Campbell, R. J., Ko, M., Dong, Z. M., et al. (2018). Risk factors for glaucoma progression in a population-based cohort. Ophthalmology, 125(6), 974-982.
- Stewart, W. C., Sharpe, E. D., & Challa, P. (2008). New pharmacologic approaches for treating glaucoma. Current Opinion in Ophthalmology, 19(2), 135-145.
- Tanna, A. P., & Johnson, C. A. (2017). Rethinking visual field testing in glaucoma. Survey of Ophthalmology, 62(3), 367-374.
- Heijl, A., & Bengtsson, B. (1996). The effect of perimetric sampling errors on the evaluation of visual field deterioration in glaucoma. Acta Ophthalmologica Scandinavica, 74(1), 53-57.
- Vesti, E., & Johnson, C. A. (1999). Functional and structural measures for the detection of glaucomatous damage. Progress in Retinal and Eye Research, 18(1), 151-164.
- Sommer, A., Tielsch, J. M., Katz, J., et al. (1991). Relationship between intraocular pressure and primary open-angle glaucoma among white and black Americans. Archives of Ophthalmology, 109(8), 1090-1095.
- Resnikoff, S., Pascolini, D., Etya’ale, D., et al. (2004). Global data on visual impairment in the year 2002. Bulletin of the World Health Organization, 82(11), 844-851
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/