Kadın Cinsel Fonksiyon Bozuklukları: 3 Nedeni ve Tedavisi
Kadın cinsel fonksiyon bozuklukları (KCFB), kadınların cinsel yaşamlarını olumsuz etkileyen çeşitli sorunları kapsayan geniş bir spektrumdur. Cinsellik, yalnızca fiziksel bir deneyim olmaktan öte, psikolojik, sosyal ve kültürel faktörlerin de etkileşimde olduğu karmaşık bir süreçtir. Cinsel yaşam, bireyin genel sağlığına katkı sağlar ve kadınların fiziksel, duygusal ve psikolojik refahının önemli bir parçasıdır. Ancak, çeşitli nedenlerden dolayı birçok kadın cinsel yaşamında zorluklar yaşayabilir ve bu durum genel yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Kadın cinsel fonksiyon bozuklukları, toplumda çoğu zaman göz ardı edilen veya tabu olarak kabul edilen bir konudur. Bu nedenle, bu bozuklukların doğru şekilde anlaşılması ve tedavi edilmesi büyük önem taşır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Kadın Cinsel Fonksiyon Bozuklukları: 3 Nedeni ve Tedavisi
Kadınlarda cinsel fonksiyon bozuklukları farklı nedenlerle ortaya çıkabilir ve bu bozukluklar çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Cinsel işlev bozuklukları genellikle dört temel kategoriye ayrılır: cinsel istek bozuklukları, cinsel uyarılma bozuklukları, orgazm bozuklukları ve cinsel ağrı bozuklukları. Bu sorunların her biri kadınlar arasında yaygın görülen problemlerdir ve bireyin cinsel yaşamını, ilişkilerini ve genel ruh sağlığını önemli ölçüde etkileyebilir. Kadınlar çoğu zaman cinsel fonksiyon bozuklukları yaşadıklarında bu durumu dile getirmekten kaçınabilirler. Ancak bu sorunların üzerine gidilmediği sürece, bireylerin yaşam kalitesinde ciddi düşüşler meydana gelebilir.
Cinsel işlev bozukluklarının ortaya çıkmasında fizyolojik, psikolojik ve sosyokültürel birçok faktör rol oynar. Hormonal dengesizlikler, kronik hastalıklar, ilaç yan etkileri gibi fizyolojik nedenler önemli bir etken olabilirken; depresyon, kaygı bozuklukları ve geçmiş travmalar gibi psikolojik faktörler de cinsel işlev bozukluklarına neden olabilir. Ayrıca, toplumsal cinsiyet rolleri ve kültürel beklentiler, kadınların cinsel yaşamları üzerindeki baskıları artırabilir ve cinsel işlev bozukluklarının gelişmesine zemin hazırlayabilir. Bu makalede, kadın cinsel fonksiyon bozukluklarının nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri, çeşitleri ve tedavi yaklaşımlarına detaylı bir şekilde değinilecektir.
Kadın cinsel fonksiyon bozuklukları, kadınların yaşamlarını derinden etkileyen kompleks bir durumdur. Bu bozukluklar, sadece fiziksel bir sorun olarak ele alınmamalı; psikolojik, sosyal ve ilişkisel boyutlarıyla da değerlendirilmelidir. Ayrıca, kadınların bu konuyu konuşmakta zorlandıkları ve profesyonel yardım almakta geciktikleri de bilinmektedir. Bu durum, tedavi edilmediği sürece kadınların cinsel yaşam kalitesini ve genel iyilik hallerini ciddi şekilde etkileyebilir. Dolayısıyla, cinsel fonksiyon bozukluklarının tanınması, doğru şekilde tanı konulması ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması son derece önemlidir.
Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluklarının Nedenleri Nelerdir?
Kadın cinsel fonksiyon bozukluklarının nedenleri karmaşıktır ve genellikle birden fazla faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Bu nedenler fizyolojik, psikolojik ve sosyokültürel faktörler olarak üç ana başlıkta incelenebilir.
1. Fizyolojik Nedenler
- Hormonal Dengesizlikler: Kadın cinsel fonksiyon bozukluklarının en yaygın fizyolojik nedenlerinden biri hormonal dengesizliklerdir. Östrojen, progesteron ve testosteron gibi hormonlar cinsel istek ve uyarılmayı etkiler. Menopoz, hamilelik, doğum sonrası dönem gibi durumlar hormon seviyelerini değiştirerek cinsel işlev bozukluklarına yol açabilir. Özellikle menopoz sonrası dönemde östrojen seviyesindeki düşüş vajinal kuruluğa, cinsel ilişkide ağrıya ve cinsel isteksizlik gibi sorunlara neden olabilir.
- Kronik Hastalıklar: Diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve nörolojik bozukluklar gibi kronik hastalıklar, kadın cinsel fonksiyonunu olumsuz yönde etkileyebilir. Bu tür hastalıklar hem fiziksel sağlığı hem de cinsel uyarılmayı etkileyerek cinsel işlev bozukluğuna yol açabilir.
- İlaç Kullanımı: Antidepresanlar, tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları ve bazı ağrı kesiciler gibi çeşitli ilaçlar, cinsel işlev bozukluğuna neden olabilecek yan etkilere sahip olabilir. Bu ilaçlar hormon seviyelerini ve sinir sistemi üzerindeki etkilerini değiştirerek cinsel isteği azaltabilir ve orgazm olmayı zorlaştırabilir.
2. Psikolojik Nedenler
- Depresyon ve Anksiyete: Psikolojik faktörler, kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarının önemli nedenlerinden biridir. Depresyon ve kaygı bozuklukları, cinsel isteği azaltabilir ve cinsel ilişki sırasında uyarılmayı engelleyebilir. Ayrıca, bu tür psikolojik sorunlar cinsel performans kaygısına yol açarak durumu daha da karmaşık hale getirebilir.
- Geçmiş Travmalar: Cinsel istismar, duygusal ihmal veya kötü ilişkiler gibi geçmişte yaşanan travmatik olaylar, kadınlarda cinsel işlev bozukluklarına neden olabilir. Bu tür travmalar, cinsel ilişkiye karşı olumsuz duyguların gelişmesine ve cinsel isteksizlik gibi sorunların ortaya çıkmasına yol açabilir.
- Beden İmajı ve Özgüven Sorunları: Kadınların kendileriyle ilgili olumsuz beden imajı algısı ve düşük özgüven, cinsel işlev bozukluklarını tetikleyen diğer önemli psikolojik faktörlerdir. Kadınlar, kendilerini çekici bulmadıklarında veya fiziksel görünüşlerinden memnun olmadıklarında cinsel ilişki sırasında rahat hissetmeyebilirler.
3. Sosyokültürel Nedenler
- Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Beklentiler: Toplumda kadınların cinsel yaşamlarına yönelik bazı tabular ve baskılar, cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açabilir. Kadınların cinselliği açıkça konuşamaması, cinsel deneyimlerden utanma veya suçluluk duyma gibi duygular geliştirmesi, cinsel isteği ve uyarılmayı olumsuz yönde etkileyebilir.
- İlişkisel Sorunlar: Eşler arasındaki iletişim eksikliği, duygusal kopukluk ve güvensizlik gibi ilişkisel sorunlar, kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açabilir. Sağlıklı bir cinsel yaşam, güçlü bir duygusal bağ ve açık iletişim gerektirir. İlişkisel sorunlar, cinsel isteksizliğin yanı sıra, cinsel uyarılma ve orgazm sorunlarına da neden olabilir.
Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluklarının Belirtileri Nelerdir?
Kadın cinsel fonksiyon bozukluklarının belirtileri, bozukluğun türüne ve ciddiyetine göre değişiklik gösterebilir.
Ancak genel olarak, bu bozukluklar şu temel belirtilerle kendini gösterebilir:
- Cinsel İstek Azalması: Cinsel arzu veya ilgi kaybı, kadınlarda en yaygın görülen cinsel fonksiyon bozukluğu belirtilerinden biridir. Kadınlar, cinsel ilişkiye olan ilgilerinin azaldığını veya tamamen kaybettiklerini hissedebilirler.
- Cinsel Uyarılma Sorunları: Cinsel istek olmasına rağmen, cinsel uyarılma sürecinde zorluk yaşanabilir. Bu durum, vajinal kuruluk gibi fiziksel belirtilerle kendini gösterebilir.
- Orgazm Olma Güçlüğü: Kadınlarda orgazm olma süreci karmaşıktır ve bazen orgazmı hiç yaşayamama veya orgazmın çok geç ve zayıf bir şekilde gerçekleşmesi söz konusu olabilir.
- Cinsel Ağrı: Cinsel ilişki sırasında ağrı (disparoni) veya cinsel ilişki sonrası rahatsızlık, kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarının bir diğer belirtisidir. Bu durum genellikle vajinal kuruluk, enfeksiyonlar veya cinsel travmalarla ilişkilidir.
Tanısı Nasıl Konulur?
Kadın cinsel fonksiyon bozukluklarının tanısı genellikle kapsamlı bir değerlendirme sürecini içerir. Tanı koyarken, hem fizyolojik hem de psikolojik faktörler göz önünde bulundurulur. Bu süreçte şu adımlar izlenir:
- Tıbbi Geçmiş ve Fiziksel Muayene: İlk adım olarak, hastanın tıbbi geçmişi ayrıntılı bir şekilde sorgulanır. Kronik hastalıklar, kullanılan ilaçlar, geçmiş cerrahi işlemler ve hormonal durum gibi fizyolojik faktörler değerlendirilir. Ayrıca, cinsel organların fiziksel durumu da incelenir.
- Psikolojik Değerlendirme: Cinsel fonksiyon bozuklukları genellikle psikolojik nedenlerle de ilişkilidir. Bu nedenle, hastanın psikolojik durumu, stres düzeyi, anksiyete ve depresyon gibi durumlar ayrıntılı bir şekilde değerlendirilir.
- Laboratuvar Testleri: Hormon düzeylerini ölçmek, vajinal enfeksiyonları tespit etmek ve diğer fizyolojik sorunları belirlemek amacıyla laboratuvar testleri yapılabilir.
- İlişki ve İletişim Değerlendirmesi: Eşler arasındaki duygusal ve iletişimsel sorunlar da cinsel fonksiyon bozukluklarının altında yatan nedenler arasında olabilir. Bu nedenle, ilişkisel durumlar da tanı sürecinde değerlendirilir.
Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluklarının Türleri
Kadın cinsel fonksiyon bozuklukları, farklı türlerde ortaya çıkar ve her biri kadının cinsel yaşamının belirli bir yönünü etkiler. Bu bozukluklar genellikle dört ana kategoride incelenir: cinsel istek bozuklukları, cinsel uyarılma bozuklukları, orgazm bozuklukları ve cinsel ağrı bozuklukları. Bu bölümde, bu dört temel cinsel işlev bozukluğu türünü daha detaylı inceleyelim.
1. Hipoaktif Cinsel İstek Bozukluğu (HSDD)
Hipoaktif cinsel istek bozukluğu (HSDD), kadınların cinsel isteklerinin sürekli ya da tekrarlayıcı bir şekilde azalması ya da tamamen kaybolması durumudur. Bu bozukluk, kadının cinsel yaşamına ve genel ruh sağlığına olumsuz etki eder. HSDD, cinsel arzunun azalmasıyla birlikte cinsel aktiviteden kaçınma ya da cinsel ilişki sırasında yeterli tatmin hissetmeme gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
- Nedenleri:
- Hormonal dengesizlikler: Özellikle menopoz sonrası kadınlarda östrojen seviyesinin düşmesi cinsel isteği olumsuz etkileyebilir.
- Psikolojik faktörler: Depresyon, anksiyete, geçmiş travmalar ya da stres gibi durumlar cinsel isteğin azalmasına neden olabilir.
- İlişkisel sorunlar: Eşler arasındaki duygusal kopukluk ya da iletişim sorunları cinsel isteksizlikle sonuçlanabilir.
- Tedavi:
- Hormonal tedavi: Östrojen ya da testosteron hormonlarının yerine konması cinsel isteği artırabilir.
- Psikoterapi: Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ya da çift terapisi, cinsel isteği etkileyen psikolojik ve ilişkisel sorunların çözülmesine yardımcı olabilir.
2. Cinsel Uyarılma Bozukluğu
Cinsel uyarılma bozukluğu, kadının cinsel ilişki sırasında yeterli cinsel uyarılmayı sağlayamaması ya da sürdürememesi durumudur. Bu durum, fiziksel belirtilerle de kendini gösterebilir. Örneğin, vajinal ıslanmanın yetersizliği ya da vajinal kuruluk cinsel ilişkiyi zorlaştırabilir ve ağrılı hale getirebilir.
- Nedenleri:
- Hormonal değişiklikler: Menopoz sonrası östrojen eksikliği vajinal dokuların kurumasına ve elastikiyetin azalmasına yol açarak cinsel uyarılmayı zorlaştırabilir.
- Fizyolojik sorunlar: Pelvik taban kaslarının zayıflığı, nörolojik hastalıklar ya da dolaşım problemleri uyarılmayı olumsuz etkileyebilir.
- Psikolojik faktörler: Cinsel performans kaygısı, geçmiş cinsel travmalar ya da partnerle olan ilişkisel sorunlar cinsel uyarılmayı engelleyebilir.
- Tedavi:
- Vajinal kayganlaştırıcılar: Vajinal kuruluğu gidermek ve cinsel ilişkiyi daha rahat hale getirmek için kayganlaştırıcılar kullanılabilir.
- Hormon replasman tedavisi: Menopoz sonrası dönemde östrojen tedavisi, vajinal dokuların sağlığını iyileştirerek cinsel uyarılmayı artırabilir.
- Cinsel terapi: Cinsel işlev bozukluklarının psikolojik nedenleri üzerinde çalışmak için cinsel terapi önerilebilir.
3. Orgazm Bozukluğu (Anorgazmi)
Orgazm bozukluğu, kadının orgazma ulaşmakta güçlük çekmesi ya da hiç orgazm olamaması durumudur. Bu bozukluk, cinsel ilişkide yeterli uyarılma olmasına rağmen orgazmın gerçekleşmemesi ile karakterizedir. Orgazm bozukluğu, kadınların cinsel tatmin düzeylerini önemli ölçüde düşürebilir ve duygusal yakınlık ile cinsel doyumun azalmasına yol açabilir.
- Nedenleri:
- Fizyolojik nedenler: Diyabet, multiple skleroz gibi nörolojik hastalıklar, cinsel uyarılma ve orgazm sürecini engelleyebilir. Ayrıca, pelvik bölgedeki kasların zayıflığı da orgazm olmayı zorlaştırabilir.
- Psikolojik faktörler: Depresyon, kaygı bozuklukları, geçmiş cinsel travmalar ve cinsel performans kaygısı orgazm bozukluklarının temel psikolojik nedenleri arasında yer alır.
- İlaç kullanımı: Antidepresanlar ve bazı tansiyon ilaçları gibi ilaçlar orgazm olma sürecini olumsuz etkileyebilir.
- Tedavi:
- Cinsel terapi: Kadınların cinsel tatmini artırmak ve orgazm sürecini iyileştirmek için cinsel terapi önerilir.
- Pelvik taban egzersizleri: Pelvik taban kaslarının güçlendirilmesi, orgazm olmayı kolaylaştırabilir. Kegel egzersizleri bu tür kasları hedef alır.
- İlaçların düzenlenmesi: Cinsel işlevi olumsuz etkileyen ilaçların dozu ya da türü doktor tarafından yeniden düzenlenebilir.
4. Cinsel Ağrı Bozuklukları (Disparoni ve Vajinismus)
Cinsel ağrı bozuklukları, cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında kadının ağrı ya da rahatsızlık hissetmesiyle karakterizedir. Bu durum, cinsel tatmini önemli ölçüde azaltır ve kadınların cinsel ilişkiye karşı olumsuz hisler geliştirmesine neden olabilir. Cinsel ağrı bozuklukları iki ana alt türde incelenir: disparoni ve vajinismus.
- Disparoni: Cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında vajinal, pelvik veya genital bölgede ağrı hissedilmesi durumudur. Bu ağrı yüzeysel ya da derin olabilir ve cinsel ilişkiden kaçınmaya neden olabilir.
- Vajinismus: Vajinismus, pelvik taban kaslarının istemsiz bir şekilde kasılması sonucu cinsel ilişki sırasında vajinaya penetrasyonu engelleyen bir bozukluktur. Bu durum, kadınlarda cinsel ilişkiye girmeyi zorlaştırır ya da imkansız hale getirir.
- Nedenleri:
- Fiziksel nedenler: Vajinal enfeksiyonlar, endometriozis, vajinal kuruluk ve pelvik bölgedeki diğer yapısal sorunlar cinsel ağrıya yol açabilir.
- Psikolojik faktörler: Cinsel travmalar, korku, anksiyete ve cinselliğe dair olumsuz düşünceler, vajinismus ve disparoni gibi bozuklukları tetikleyebilir.
- Tedavi:
- Pelvik taban terapisi: Pelvik kasların kontrolünü öğrenmek ve kasılmaları azaltmak için fizyoterapi uygulanabilir.
- Cinsel terapi ve bilişsel davranışçı terapi (BDT): Cinsel ağrı bozukluklarının psikolojik nedenleri üzerinde çalışmak için bu tedavi yöntemleri kullanılabilir.
- Vajinal dilatörler: Vajinismus tedavisinde vajinanın genişlemesine yardımcı olmak amacıyla dilatörler kullanılabilir.
Diğer Nadiren Görülen Cinsel Fonksiyon Bozuklukları
Bazı kadınlar, daha az yaygın olan cinsel fonksiyon bozukluklarıyla da karşılaşabilir. Bu bozukluklar, kadın cinselliğinin spesifik yönlerini etkileyebilir:
- Persistan Genital Uyarılma Bozukluğu (PGAD): Kadının sürekli ya da tekrarlayan bir şekilde cinsel uyarılma yaşaması, ancak bu uyarılmanın orgazmla geçmemesi durumudur. Bu bozukluk, kadınlar için rahatsız edici olabilir ve günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir.
- Cinsel Tiksinti Bozukluğu: Kadının cinsel aktivitelerden yoğun bir şekilde tiksinti ya da korku duymasıyla kendini gösteren bu bozukluk, cinsel ilişkiye karşı yoğun bir kaçınma davranışına yol açar.
Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluklarının Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kadın cinsel fonksiyon bozukluklarının tedavisi, sorunun altında yatan nedenlere göre değişiklik gösterir. Tedavi yöntemleri genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve fizyolojik, psikolojik ve ilişkisel boyutları kapsar.
Fizyolojik Tedaviler
- Hormonal Tedavi: Menopoz sonrası dönemde östrojen eksikliğine bağlı cinsel işlev bozuklukları yaşayan kadınlar için östrojen tedavisi önerilebilir. Ayrıca, testosteron replasman tedavisi de cinsel isteği artırmak amacıyla kullanılabilir.
- Vajinal Nemlendiriciler ve Lubrikanlar: Vajinal kuruluk yaşayan kadınlar için vajinal nemlendiriciler ve kayganlaştırıcılar önerilebilir. Bu ürünler cinsel ilişki sırasında oluşan ağrıyı azaltabilir.
Psikolojik Tedaviler
- Bilişsel Davranışçı Terapi: Cinsel işlev bozukluklarının psikolojik nedenleri üzerinde çalışmak için bilişsel davranışçı terapi (BDT) önerilir. Bu terapi, olumsuz düşünceleri ve inançları değiştirmeye odaklanır.
- Çift Terapisi: Eşler arasındaki ilişkisel sorunların cinsel işlev bozukluklarına katkıda bulunduğu durumlarda, çift terapisi önerilir. Bu terapi, iletişim sorunlarını ele alır ve cinsel yaşamın iyileştirilmesine yardımcı olabilir.
Diğer Tedavi Yöntemleri
- Pelvik Taban Egzersizleri: Pelvik taban kaslarının güçlendirilmesi, cinsel uyarılma ve orgazm süreçlerini iyileştirebilir. Bu nedenle, kegel egzersizleri gibi pelvik taban egzersizleri önerilebilir.
- Fiziksel Aktivite ve Diyet Düzenlemeleri: Sağlıklı bir yaşam tarzı, cinsel işlev bozukluklarını önlemede ve tedavi etmede önemli bir rol oynar. Düzenli egzersiz yapmak ve dengeli bir beslenme programı uygulamak, cinsel sağlığı olumlu yönde etkileyebilir.
Sonuç
Kadın cinsel fonksiyon bozuklukları, karmaşık nedenleri olan ve birçok kadının yaşamını olumsuz etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Fizyolojik, psikolojik ve sosyokültürel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkan bu bozukluklar, kadınların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle, kadın cinsel fonksiyon bozukluklarının tanınması, doğru şekilde tanı konulması ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması büyük önem taşır. Ayrıca, bu bozuklukların tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım benimsenmeli ve bireyin fiziksel, psikolojik ve ilişkisel durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Kadınların cinsel işlev bozukluklarıyla ilgili konuşmaktan çekinmemesi ve profesyonel yardım almaları, bu sorunun üstesinden gelmede önemli bir adım olacaktır.
Referanslar:
- Kadın Cinsel Fonksiyon Bozuklukları: 3 Nedeni Ve Tedavisi
- Basson, R. (2001). Female sexual response: The role of drugs in the management of sexual dysfunction. Obstetrics & Gynecology, 98(2), 350-353.
- Hayes, R. D., Bennett, C. M., Fairley, C. K., & Dennerstein, L. (2006). What can prevalence studies tell us about female sexual difficulty and dysfunction? Journal of Sexual Medicine, 3(4), 589-595.
- Clayton, A. H., & Valladares Juárez, E. M. (2019). Female sexual dysfunction. Psychiatric Clinics of North America, 42(4), 677-696.
- Witting, K., Santtila, P., Alanko, K., Harlaar, N., & Jern, P. (2008). Female sexual dysfunction and its associations with sexual distress. Journal of Sexual Medicine, 5(9), 2159-2170.
- Goldstein, I., Meston, C. M., Davis, S. R., & Traish, A. M. (2006). Women’s sexual function and dysfunction: Study, diagnosis, and treatment. Endocrine Reviews, 27(5), 717-738.
- Brotto, L. A., & Luria, M. (2014). Sexual interest/arousal disorder in women. Psychiatric Clinics of North America, 37(4), 571-586.
- Graziottin, A., & Basson, R. (2004). Sexual dysfunction in women with premature menopause. Menopause International, 10(1), 19-23.
- Kingsberg, S. A. (2002). The impact of aging on sexual function in women and their partners. Archives of Sexual Behavior, 31(5), 431-437.
- Dennerstein, L., Lehert, P., Burger, H., & Guthrie, J. (2005). Sexuality in the menopausal transition. Journal of Psychosomatic Obstetrics & Gynecology, 26(1), 53-60.
- Nappi, R. E., & Cucinella, L. (2016). Pharmacotherapy for female sexual dysfunction. Expert Opinion on Pharmacotherapy, 17(6), 745-754.
- Nicolosi, A., Laumann, E. O., Glasser, D. B., Moreira, E. D., & Paik, A. (2004). Sexual activity, sexual disorders, and associated help-seeking behavior in middle-aged and older adults. Archives of Sexual Behavior, 33(6), 551-560.
- Bancroft, J., Loftus, J., & Long, J. S. (2003). Distress about sex: A national survey of women in heterosexual relationships. Archives of Sexual Behavior, 32(3), 193-208.
- Kingsberg, S. A., & Janata, J. W. (2007). Female sexual dysfunction: Integrating body and mind. Mayo Clinic Proceedings, 82(1), 107-113.
- Laumann, E. O., Paik, A., & Rosen, R. C. (1999). Sexual dysfunction in the United States: Prevalence and predictors. JAMA, 281(6), 537-544.
- Nobre, P. J., & Pinto-Gouveia, J. (2006). Cognitive and emotional predictors of female sexual dysfunctions. Journal of Sex Research, 43(1), 68-76.
- Nappi, R. E., & Albani, F. (2015). Hormonal therapy for female sexual dysfunction. Best Practice & Research Clinical Obstetrics & Gynaecology, 29(1), 107-116.
- Sadovsky, R., & Basson, R. (2003). Sexual health and menopause: Patient counseling and management. American Family Physician, 67(9), 1917-1924.
- Mitchell, K. R., Mercer, C. H., Ploubidis, G. B., & Wellings, K. (2013). Sexual function in Britain: Findings from the third National Survey of Sexual Attitudes and Lifestyles (Natsal-3). The Lancet, 382(9907), 1817-1829.
- Basson, R. (2000). The female sexual response: A different model. Journal of Sex & Marital Therapy, 26(1), 51-65.
- Brotto, L. A., & Krychman, M. (2010). Sexual desire and arousal disorders in women. BMJ, 341, c5052.
- Basson, R., & Schultz, W. W. (2007). Sexual sequelae of general medical disorders. The Lancet, 369(9560), 409-424.
- Derogatis, L. R., Clayton, A. H., Lewis-D’Agostino, D. J., Wunderlich, G., & Fu, Y. (2008). Validation of the Female Sexual Distress Scale-Revised for assessing distress in women with hypoactive sexual desire disorder. Journal of Sexual Medicine, 5(2), 357-364.
- Faubion, S. S., Rullo, J. E., & Shuster, L. T. (2015). Sexual dysfunction in women: A practical approach. American Family Physician, 92(4), 281-288.
- Shifren, J. L., & Monz, B. U. (2009). Sexual problems and distress in United States women. Obstetrics & Gynecology, 112(5), 970-978.
- Whitehead, M. I., & Kingsberg, S. A. (2004). Management of sexual health in menopause. Menopause International, 10(3), 82-85.
- Basson, R. (2004). Sexual function of women with chronic illness and cancer. Women’s Health Issues, 14(3), 121-126.
- Laan, E., & Both, S. (2008). What makes women experience desire? Fertility and Sterility, 90(4), 705-709.
- Kingsberg, S. A. (2004). Hypoactive sexual desire disorder in women: Prevalence, clinical presentations, and treatment. Journal of Sex Research, 41(2), 157-165.
- Rosen, R. C., Heiman, J. R., Long, J. S., Fisher, W. A., & Sand, M. (2000). Sexual satisfaction and the importance of sexual health to quality of life. Journal of Sexual Medicine, 1(3), 73-79.
- Dennerstein, L., Randolph, J., Taffe, J., Dudley, E., & Burger, H. (2002). Hormones, mood, sexuality, and the menopausal transition. Fertility and Sterility, 77, S42-S48.
- Clayton, A. H., Kingsberg, S. A., & Goldstein, I. (2009). Hypoactive sexual desire disorder: Epidemiology and diagnosis. Journal of Sexual Medicine, 6(2), 459-465.
- Simon, J. A., & Davis, S. R. (2017). Testosterone therapy for women: The state of the art. Menopause, 24(9), 1094-1105.
- Levin, R. J. (2003). The physiology of sexual arousal in the human female: A recreational and procreational synthesis. Archives of Sexual Behavior, 32(4), 279-287
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/