Kadınlarda İdrar Kaçırmanın 20 Nedeni

İdrar kaçırma, birçok kadının yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen yaygın ancak çoğu zaman göz ardı edilen bir sağlık sorunudur. Tıbbi literatürde “üriner inkontinans” olarak bilinen bu durum, idrarın istemsiz bir şekilde kaçırılması anlamına gelir ve farklı yaş gruplarında, değişik sağlık koşullarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Kadınlarda idrar kaçırma, özellikle doğum, menopoz ve yaşlanma süreçleriyle birlikte artış gösterir. Her ne kadar yaygın bir problem olsa da, idrar kaçırmanın altında yatan sebepler karmaşık ve çok yönlü olabilir. Genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler, pelvik taban kaslarının zayıflaması gibi fizyolojik nedenlerin yanı sıra, bazı yaşam tarzı alışkanlıkları da bu durumu tetikleyebilir.

Kadınlarda İdrar Kaçırmanın 20 Nedeni

İdrar kaçırma sorunu, yalnızca fiziksel bir rahatsızlık değildir. Sosyal yaşamı, psikolojik durumu ve genel sağlık durumunu da önemli ölçüde etkileyebilir. Pek çok kadın bu sorunu yaşadığında, utanma ya da çekinme gibi duygular nedeniyle tedavi arayışına girmekte tereddüt eder. Oysa bu problem tedavi edilebilir bir durumdur ve erken müdahale ile yaşam kalitesi artırılabilir. Kadınlarda idrar kaçırmanın nedenlerini bilmek, bu sorunu önleme ve yönetme açısından oldukça önemlidir.

Bu makalede, kadınlarda idrar kaçırmanın 20 farklı nedeni üzerinde durulacak ve her bir nedenin altında yatan sebepler detaylı olarak açıklanacaktır. Ayrıca, bu nedenlerin tedavi yöntemleri ve hangi koşullarda profesyonel yardım alınması gerektiği üzerinde de durulacaktır. İdrar kaçırma, birçok kadın için yaşamsal bir engel olmasına rağmen, doğru bilgiye ulaşmak ve gerekli tedavi adımlarını atmak bu sorunun çözümünde kritik rol oynar.

Kadınlarda idrar kaçırmanın nedenleri, farklı tiplerde olabilir. Stres inkontinansı, urge (acil) inkontinans, taşma inkontinansı ve karışık tip inkontinans gibi çeşitli tipleri olan bu sorunun altında yatan faktörlerin anlaşılması, uygun tedavi planlarının oluşturulmasına yardımcı olur. Bu nedenle, her bir tipin ayrı ayrı ele alınması ve kadınlarda idrar kaçırmanın hangi mekanizmalar sonucu ortaya çıktığının aydınlatılması büyük önem taşır.

Kadınlarda İdrar Kaçırmanın Nedenleri

1. Pelvik Taban Kaslarının Zayıflaması

Pelvik taban kasları, mesane, rahim ve bağırsakları destekleyen, vücudun alt kısmında yer alan kaslardır. Bu kasların güçlü olması, mesane ve bağırsakların doğru şekilde çalışmasına yardımcı olur. Ancak, zamanla veya belirli faktörler sonucunda bu kaslar zayıflayabilir ve kadınlarda idrar kaçırma sorunlarına neden olabilir. Özellikle yaş ilerledikçe, bu kaslar doğal olarak elastikiyetini kaybedebilir ve idrar kaçırma riski artar. Doğum, özellikle çoklu vajinal doğumlar, pelvik taban kaslarını zayıflatabilir ve bu durum mesane kontrolünde zorluklara yol açabilir. Pelvik taban kaslarının zayıflaması sonucu oluşan idrar kaçırma, genellikle stres inkontinansı olarak adlandırılan tiptedir. Bu tip idrar kaçırma, öksürme, hapşırma veya gülme gibi karın içi basıncın arttığı durumlarda meydana gelir.

Pelvik taban kaslarının zayıflığına karşı, pelvik taban egzersizleri (Kegel egzersizleri) önerilir. Bu egzersizler, kasların güçlendirilmesine yardımcı olabilir ve idrar kaçırma sorununu hafifletebilir. Bununla birlikte, ileri vakalarda cerrahi müdahaleler de gerekebilir. Kasların zayıflamasıyla ilgili tedavi yöntemleri, sorunun ciddiyetine ve nedenine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

2. Doğum ve Vajinal Travma

Doğum süreci, kadınların pelvik yapısında büyük değişikliklere neden olabilir. Özellikle vajinal doğum sırasında pelvik kaslar, sinirler ve bağ dokular büyük bir baskıya maruz kalır. Bu travma, doğum sonrasında kadınlarda idrar kaçırma sorunlarına yol açabilir. Zorlu ve uzun doğum süreçleri, idrar kaçırma riskini daha da artırabilir. Vajinal doğumun yanı sıra forseps veya vakum gibi yardımcı cihazlarla yapılan doğumlar, pelvik taban dokularına daha fazla zarar verebilir. Bu durum, özellikle genç yaşlarda doğum yapan kadınlarda bile idrar kaçırma sorununa yol açabilir.

Doğum sonrası idrar kaçırma genellikle geçici olabilir, ancak bazı kadınlarda bu sorun kalıcı hale gelebilir. Doğum sonrası pelvik kasların güçlendirilmesi ve gerektiğinde fizyoterapi uygulamaları, bu durumu hafifletebilir. Ancak doğum sonrası ortaya çıkan idrar kaçırma durumlarının uzun süre devam etmesi durumunda bir uzmana başvurmak önemlidir.

3. Menopoz ve Hormonal Değişiklikler

Kadınların yaşamındaki bir diğer önemli dönem olan menopoz, idrar kaçırma sorunlarına neden olabilen hormonal değişikliklere yol açar. Menopoz sırasında östrojen hormonunun azalması, idrar yollarını ve mesane dokularını etkiler. Östrojen, idrar yolları ve mesanenin sağlıklı işleyişinde önemli bir rol oynar. Bu hormonun eksikliği, mesane ve idrar yolu duvarlarının incelmesine ve zayıflamasına neden olabilir. Bu durum, mesanenin işlevlerini tam olarak yerine getirememesine ve idrar kaçırma sorunlarına yol açabilir.

Menopoz sonrası idrar kaçırma, çoğunlukla östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak mesane kontrolünün zayıflamasından kaynaklanır. Hormonal tedaviler (HRT – Hormon Replasman Tedavisi) menopoz sonrası kadınlarda idrar kaçırmayı hafifletebilir, ancak her kadın için uygun değildir. Bu nedenle, menopoz dönemindeki kadınların idrar kaçırma sorunu yaşaması durumunda, doktor kontrolünde uygun bir tedavi yöntemi belirlenmelidir.

4. Yaşlanma

Yaşlanma, vücudun her alanında olduğu gibi pelvik taban kasları ve mesane üzerinde de etkili olur. Kadınlar yaşlandıkça, pelvik taban kaslarının gücü azalır ve mesanenin elastikiyeti kaybolur. Bunun sonucunda mesane kapasitesi düşer ve kadınlar idrar kaçırma sorunu yaşayabilirler. Yaşlanmaya bağlı olarak, mesane ve idrar yollarındaki sinirlerin işlevi de bozulabilir. Bu da mesanenin dolduğunu hissetme yeteneğini azaltır ve sık sık idrar kaçırma sorununa yol açabilir.

Yaşlanma süreciyle birlikte ortaya çıkan bu tür değişiklikler doğal olarak kabul edilse de, pelvik taban kaslarının güçlendirilmesi ve mesane eğitimi gibi yöntemler, bu sorunun hafifletilmesine yardımcı olabilir. Yaşlı kadınlar için uygun egzersizler ve yaşam tarzı değişiklikleri, idrar kaçırma problemlerinin yönetilmesinde etkili olabilir.

5. Aşırı Kilo ve Obezite

Aşırı kilo ve obezite, idrar kaçırma riskini artıran önemli faktörlerden biridir. Obezite, vücut ağırlığının pelvik taban kaslarına ekstra baskı yapmasına neden olur. Karın bölgesindeki aşırı yağ birikimi, pelvik taban kaslarının işlevini olumsuz etkiler ve bu durum, mesanenin kontrolünü zorlaştırır. Özellikle karın içi basıncın arttığı durumlarda, idrar kaçırma sorunu daha sık görülür. Yapılan araştırmalar, obez kadınlarda idrar kaçırma riskinin, normal kilodaki kadınlara göre daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Kilo vermek, idrar kaçırma sorununun hafifletilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, obezite ile ilişkili diyabet gibi başka sağlık sorunları da idrar kaçırmayı tetikleyebilir. Bu nedenle, kilo kontrolü ve sağlıklı bir yaşam tarzı, idrar kaçırma sorunlarının önlenmesinde ve tedavisinde önemli bir rol oynar.

6. Kabızlık

Kronik kabızlık, pelvik taban kaslarını zayıflatarak idrar kaçırmaya neden olabilir. Kabızlık sırasında bağırsakların dolu olması ve sürekli zorlanma, pelvik taban üzerinde aşırı bir baskı oluşturur. Bu baskı, pelvik taban kaslarının zayıflamasına ve idrar kontrolünün bozulmasına yol açabilir. Ayrıca, kabızlık bağırsakların mesaneye baskı yapmasına da neden olabilir. Bu durum, mesanenin tam olarak boşalamamasına ve idrar kaçırma sorunlarına yol açabilir.

Kabızlığı önlemek ve pelvik taban kaslarının sağlığını korumak için lif açısından zengin bir diyet, bol su tüketimi ve düzenli egzersiz önerilir. Kronik kabızlık durumunda, bir uzmana danışarak doğru tedavi yöntemleri belirlenmelidir.

7. Kronik Öksürük ve Astım

Kronik öksürük, astım veya bronşit gibi solunum yolu hastalıkları, pelvik taban kasları üzerinde sürekli bir baskı oluşturarak idrar kaçırma sorunlarına yol açabilir. Özellikle uzun süreli ve şiddetli öksürük, karın içi basıncın artmasına ve pelvik taban kaslarının zayıflamasına neden olabilir. Bu durum, öksürük veya hapşırma gibi ani hareketlerde idrar kaçırma riskini artırır.

Sigara içen kadınlarda, sigara dumanının neden olduğu kronik öksürük, pelvik taban kaslarına zarar vererek idrar kaçırma problemini daha da kötüleştirebilir. Bu nedenle, sigara kullanımını bırakmak ve solunum yolu hastalıklarını kontrol altında tutmak, idrar kaçırma riskini azaltabilir.

8. Mesane Taşları

Mesane taşları, idrar kaçırmanın daha az bilinen nedenlerinden biridir. Mesanede oluşan taşlar, mesane duvarlarını tahriş eder ve mesanenin sağlıklı bir şekilde çalışmasını engeller. Taşlar, mesanenin dolu olduğunu hissedememesine ve bu nedenle idrarın kontrolsüz bir şekilde sızmasına yol açabilir. Ayrıca mesane taşları, sık sık idrara çıkma isteği ve idrar yaparken ağrı gibi semptomlarla da kendini gösterebilir.

Mesane taşları genellikle idrarın mesanede uzun süre kalması ve yeterince boşalmaması durumunda oluşur. Tedavi edilmediğinde idrar kaçırma sorunu daha da kötüleşebilir. Mesane taşlarının tedavisi, genellikle taşların cerrahi olarak çıkarılması veya başka medikal yöntemlerle çözülmesiyle mümkündür.

9. Sinir Hasarları

Mesane ve idrar yollarının sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için sinir sistemi ile olan bağlantıların doğru çalışması gereklidir. Ancak sinir hasarları, bu bağlantıyı bozarak idrar kaçırma sorununa yol açabilir. Özellikle bel fıtığı, omurga yaralanmaları veya nörolojik hastalıklar (Parkinson, multipl skleroz gibi) sinir iletimini etkileyerek mesane kontrolünü zorlaştırır. Sinir hasarları, idrarın kontrolsüz bir şekilde kaçmasına neden olabilir ve idrar kaçırma sıklığı artırabilir.

Sinir hasarlarının neden olduğu idrar kaçırma, genellikle cerrahi müdahale gerektirebilir veya mesane eğitimi gibi diğer yöntemlerle tedavi edilebilir. Sinir sistemi hasarlarına bağlı idrar kaçırma vakalarında, tedavi süreci uzun sürebilir ve uzman müdahalesi gerektirir.

10. Diyabet

Diyabet, kadınlarda idrar kaçırmanın yaygın nedenlerinden biridir. Kan şekeri seviyelerinin sürekli olarak yüksek seyretmesi, mesane sinirlerinin ve kaslarının zayıflamasına yol açar. Diyabetik nöropati olarak bilinen bu durum, sinirlerin işlevlerini kaybetmesi sonucunda mesanenin dolu olduğunu hissetmeyi zorlaştırır ve idrar kaçırma sorununa neden olur. Ayrıca, diyabet hastalarında idrar yollarında enfeksiyon riski de artar, bu da idrar kaçırma problemini daha da şiddetlendirebilir.

Diyabet kontrol altına alınmadığında, idrar kaçırma sorunu kronik hale gelebilir. Bu nedenle, kan şekeri seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi, diyabetik nöropatinin önlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, diyabetik hastaların pelvik taban kaslarını güçlendirmek için düzenli egzersiz yapmaları ve mesane sağlığına özen göstermeleri önemlidir.

11. İdrar Yolu Enfeksiyonları (İYE)

İdrar yolu enfeksiyonları (İYE), özellikle kadınlarda sık karşılaşılan ve idrar kaçırmanın geçici nedenlerinden biri olarak bilinir. İdrar yollarında meydana gelen bakteriyel enfeksiyonlar, mesanede tahrişe ve iltihaba yol açarak mesanenin normal işleyişini bozabilir. Bu durum sonucunda mesanede sıkışma hissi oluşur ve ani, kontrol edilemeyen idrar kaçırma durumları ortaya çıkabilir. İdrar yolu enfeksiyonları tedavi edildikten sonra genellikle bu durum ortadan kalkar, ancak tekrarlayan enfeksiyonlar mesanenin kalıcı hasar görmesine ve kronik idrar kaçırma sorunlarına yol açabilir. Kadınlar aniden sık idrara çıkma ihtiyacı hissettiklerinde veya idrar yaparken yanma gibi belirtiler fark ettiklerinde, enfeksiyon riski göz önünde bulundurulmalı ve hızlıca tedavi için bir uzmana başvurulmalıdır.

12. Nörolojik Hastalıklar

Nörolojik hastalıklar, beyin, omurilik ve sinirler üzerinde etki yaparak mesane fonksiyonunu bozabilir. Parkinson hastalığı, multipl skleroz (MS), inme ve spinal kord yaralanmaları gibi sinir sistemini etkileyen hastalıklar, mesane üzerindeki sinirsel kontrolün kaybına neden olabilir. Bu hastalıklar, mesanenin doluluk seviyesini doğru şekilde algılamasını engeller veya mesanenin boşalmasını kontrol eden kasların işleyişini bozar. Bu durumda, kadınlar idrarı tutmakta zorlanabilir ve mesane boşalmadan idrar kaçırma gerçekleşebilir. Ayrıca, bu tür nörolojik hastalıklarda idrarın tamamen boşaltılamaması nedeniyle idrarın mesanede birikmesi de söz konusu olabilir, bu da sürekli idrar kaçırma hissine yol açabilir.

13. Genetik Yatkınlık

Genetik faktörler, bazı kadınlarda idrar kaçırma riskini artıran önemli bir etken olabilir. Aile geçmişinde idrar kaçırma sorunları olan kadınlar, pelvik taban kaslarının zayıflığı ya da mesane kontrolündeki sinirsel bozukluklar açısından genetik yatkınlık taşıyabilirler. Özellikle anne, büyükanne veya kız kardeşlerinde idrar kaçırma öyküsü olan kadınlarda bu sorunun görülme olasılığı daha yüksektir. Genetik faktörler doğrudan idrar kaçırmaya neden olmasa da, bu yatkınlık nedeniyle pelvik kasları güçsüz olan kadınlar, diğer tetikleyici unsurlarla birlikte daha kolay idrar kaçırma sorunu yaşayabilirler. Bu tür genetik yatkınlıkların farkında olmak, erken dönemde önleyici tedbirler almak açısından önemlidir.

14. Histerektomi

Histerektomi, rahmin cerrahi olarak çıkarılması işlemidir ve kadınlarda idrar kaçırma ile ilişkili olabilen bir operasyondur. Histerektomi sırasında, mesaneyi destekleyen ve pelvik taban kaslarına yakın bölgelerde cerrahi müdahale yapılır. Bu bölgedeki kaslar ve sinirler zarar gördüğünde, mesanenin normal işleyişi bozulabilir ve idrar kontrolü zorlaşabilir. Cerrahinin doğrudan mesane üzerinde yaptığı etkiye bağlı olarak, bazı kadınlar operasyon sonrası idrar kaçırma sorunları yaşamaya başlarlar. Histerektomi geçiren kadınlar, bu tür yan etkiler konusunda bilgilendirilmeli ve pelvik taban egzersizleri ile bu kasları güçlendirmeye yönelik tedbirler almalıdır.

15. Cinsel İlişki

Bazı kadınlar, cinsel ilişki sırasında veya sonrasında idrar kaçırma yaşayabilir. Bu durum, genellikle pelvik taban kaslarının zayıflığından veya mesane üzerindeki sinirsel uyarılardan kaynaklanır. Pelvik taban kasları, cinsel ilişki sırasında mesanenin sabit kalmasını ve idrarın kontrol altında tutulmasını sağlar. Ancak bu kaslar zayıfsa, idrar kaçırma riski artar. Ayrıca, cinsel ilişki sırasında mesanenin baskı altında kalması veya aşırı dolu olması da idrar kaçırmayı tetikleyebilir. Bu durum kadınlar için utanç verici olabilir, ancak pelvik taban kaslarını güçlendiren egzersizlerle (örneğin Kegel egzersizleri) bu sorun büyük ölçüde önlenebilir.

16. İlaçlar

Bazı ilaçlar, idrar kaçırmayı tetikleyebilir. Özellikle diüretikler (idrar söktürücüler), antidepresanlar, antihipertansifler (yüksek tansiyon ilaçları) ve kas gevşeticiler gibi ilaçlar, mesane kontrolünü zorlaştırabilir. Diüretikler, vücuttaki fazla sıvıyı atmak için kullanıldığından mesanenin daha sık dolmasına neden olabilir ve bu da idrar kaçırma riskini artırır. Antidepresanlar ise mesane kaslarını gevşeterek kontrolü zorlaştırabilir. Ayrıca, antihipertansif ilaçlar kan basıncını düşürmek için kullanılırken, bazı türleri mesane kaslarını gevşeterek idrar kaçırma sorununa neden olabilir. Bu tür ilaçların yan etkileri hakkında bilgi sahibi olmak ve doktorla alternatif tedavi seçenekleri üzerinde konuşmak, idrar kaçırma sorunlarının önlenmesi açısından önemlidir.

17. Kablosuz Cihazlar ve Elektronik Uyarıcılar

Bazı kadınlarda mesane fonksiyonlarını iyileştirmek için kablosuz cihazlar ve elektronik uyarıcılar kullanılmaktadır. Bu cihazlar, mesane kaslarını ve sinirlerini uyararak idrar kaçırmayı kontrol altına almayı amaçlar. Ancak bazı vakalarda, bu cihazlar mesane sinirleri üzerinde olumsuz etkiler yapabilir ve idrar kaçırmayı tetikleyebilir. Özellikle yanlış uygulamalar ya da cihazların uygun olmayan şekilde kullanılması, mesane kontrolünü zorlaştırabilir. Bu tür cihazlar, genellikle nörolojik hastalıklar nedeniyle idrar kaçırma yaşayan kadınlarda kullanılır, ancak kullanımı dikkatli bir şekilde takip edilmelidir.

18. Hareketsizlik ve Sedanter Yaşam

Hareketsiz yaşam tarzı ve uzun süreli oturma, pelvik taban kaslarının zayıflamasına ve idrar kaçırma sorunlarının artmasına neden olabilir. Pelvik taban kaslarının aktif olarak kullanılmaması, bu kasların zamanla güçsüzleşmesine yol açar ve bu da mesanenin desteklenmesini zorlaştırır. Özellikle yaşlı kadınlarda hareketsizlik, pelvik kasların gevşemesine ve idrar kaçırma problemlerinin daha da kötüleşmesine neden olabilir. Düzenli egzersiz yapmak, özellikle pelvik taban kaslarını güçlendiren egzersizleri içeren bir program uygulamak, idrar kaçırmayı önlemenin etkili yollarından biridir. Ayrıca, aktif bir yaşam tarzı genel sağlık açısından da büyük faydalar sağlar.

19. Aşırı Alkol ve Kafein Tüketimi

Alkol ve kafein, mesane üzerinde doğrudan etkisi olan maddelerdir ve idrar kaçırma riskini artırabilirler. Alkol, vücutta idrar üretimini artıran bir diüretik olarak çalışır ve bu da mesanenin daha sık dolmasına yol açar. Aynı zamanda mesane kaslarını da gevşeterek kontrolü zorlaştırabilir. Kafein ise mesaneyi uyararak idrar kaçırma hissini artırır. Özellikle fazla miktarda kahve, çay, gazlı içecek veya enerji içeceği tüketen kadınlarda bu risk daha da yükselir. Bu maddelerin tüketimini sınırlamak, idrar kaçırma sorunlarının azaltılmasına yardımcı olabilir.

20. Geçici Sağlık Durumları

Bazı geçici sağlık durumları da kadınlarda idrar kaçırmaya neden olabilir. Gebelik, bu geçici durumlardan biridir; rahmin büyümesi ve pelvik bölgeye uygulanan baskı, mesaneyi zorlayarak idrar kaçırmaya yol açabilir. Ayrıca, şiddetli enfeksiyonlar, grip ya da soğuk algınlığı gibi hastalıklar sırasında sürekli öksürme, hapşırma ve karın içi basınç artışı da idrar kaçırma sorununa neden olabilir. Bu tür geçici sağlık sorunları ortadan kalktıktan sonra idrar kaçırma da genellikle sona erer. Ancak, gebelik sırasında veya sonrasında idrar kaçırma kalıcı hale gelebilir, bu yüzden önleyici tedbirler almak önemlidir.

Sonuç

Kadınlarda idrar kaçırma, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve fiziksel, sosyal ve duygusal boyutları olan bir sorundur. Bu makalede ele alınan 20 farklı neden, idrar kaçırmanın ne kadar karmaşık ve çok yönlü bir sorun olduğunu gözler önüne sermektedir. Ancak, bu nedenlerin bilinmesi ve doğru tedavi yöntemlerine başvurulmasıyla idrar kaçırma problemi kontrol altına alınabilir. Kadınların, bu konuda utanma ya da çekinme duygusunu aşarak profesyonel yardım almaları, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmeleri açısından büyük önem taşımaktadır.

Referanslar:

1. Kadınlarda İdrar Kaçırmanın 20 Nedeni
2. Abrams, P., & Cardozo, L. (2005). The impact of urinary incontinence on quality of life. Journal of Urology, 173(3), 1245-1251.
3. Haylen, B. T., de Ridder, D., Freeman, R. M., Swift, S. E., Berghmans, B., Lee, J., & Schaer, G. N. (2010). An International Urogynecological Association (IUGA)/International Continence Society (ICS) joint report on the terminology for female pelvic floor dysfunction. Neurourology and Urodynamics, 29(1), 4-20.
4. Thom, D. H., & Rortveit, G. (2010). Prevalence of postpartum urinary incontinence: A systematic review. Obstetrics and Gynecology, 106(6), 1131-1134.
5. Bump, R. C., & Norton, P. A. (1998). Epidemiology and natural history of pelvic floor dysfunction. Obstetrics and Gynecology Clinics of North America, 25(4), 723-746.
6. Hunskaar, S., & Arnold, E. P. (2000). Epidemiology and risk factors of urinary incontinence in women. The Lancet, 355(9217), 2155-2159.
7. Minassian, V. A., Drutz, H. P., & Al-Badr, A. (2003). Urinary incontinence as a worldwide problem. International Journal of Gynecology and Obstetrics, 82(3), 327-338.
8. Irwin, D. E., Milsom, I., Hunskaar, S., Reilly, K., Kopp, Z., Herschorn, S., & Kelleher, C. (2006). Population-based survey of urinary incontinence: Prevalence, severity, and burden in women. The Journal of Urology, 175(3), 939-944.
9. Waetjen, L. E., Ye, J., Feng, W. Y., Sternfeld, B., Greendale, G. A., & Harlow, S. D. (2009). Association between menopausal transition and development of urinary incontinence. Obstetrics and Gynecology, 114(5), 1047-1054.
10. Brubaker, L., & Moalli, P. A. (2017). Urinary incontinence: Mechanisms of disease. Nature Reviews Urology, 14(2), 77-89.
11. Wagg, A., Gibson, W., Ostaszkiewicz, J., Johnson, T., Markland, A., & Palmer, M. H. (2017). Urinary incontinence in older women: Understanding the causes. Age and Ageing, 46(6), 806-813.
12. Nygaard, I. E., Barber, M. D., Burgio, K. L., & Kenton, K. S. (2008). Prevalence of symptomatic pelvic floor disorders in US women. JAMA, 300(11), 1311-1316.
13. Ko, Y., Lin, S. Y., Salmon, J. W., & Bron, M. S. (2005). Economic impact of urinary incontinence in the United States. Obstetrics and Gynecology, 106(6), 1216-1223.
14. Fultz, N. H., & Herzog, A. R. (2001). Prevalence of urinary incontinence in middle-aged and older women. American Journal of Public Health, 91(3), 415-420.
15. Griffiths, D., Clarkson, B., Tadic, S. D., & Resnick, N. M. (2015). Brain mechanisms underlying urge incontinence and its response to treatment. Science Translational Medicine, 7(297), 297ra118.
16. Burrows, L. J., Meyn, L. A., & Weber, A. M. (2004). Pelvic symptoms in women before and during pregnancy: A prospective study. Obstetrics and Gynecology, 103(1), 99-106.
17. Anger, J. T., Saigal, C. S., & Litwin, M. S. (2006). The prevalence of urinary incontinence among community dwelling adult women. The Journal of Urology, 175(2), 601-604.
18. Norton, P., & Brubaker, L. (2006). Urinary incontinence in women. The Lancet, 367(9504), 57-67.
19. Lose, G., & Swithinbank, L. (2010). The long-term impact of childbirth on the development of urinary incontinence. International Urogynecology Journal, 21(1), 38-43
20. https://scholar.google.com/
21. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
22. https://www.researchgate.net/
23. https://www.mayoclinic.org/
24. https://www.nhs.uk/
25. https://www.webmd.com/