Kavernöz Sinüs Trombozu: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi
Kavernöz sinüs trombozu (CST), baş ve boyun bölgesindeki venöz sistemin önemli bir parçası olan kavernöz sinüs içerisinde kan pıhtısı oluşması ile karakterize edilen nadir fakat ciddi bir klinik tablodur. Beynin derin venöz yapıları ile bağlantılı olan kavernöz sinüs, göz çevresi ve yüz bölgesinden gelen kanın toplandığı, önemli sinirlerin ve damarların geçtiği bir yapıdır. CST, genellikle enfeksiyonlara veya tromboembolik olaylara bağlı olarak gelişir ve erken tanı ile tedavi edilmediği takdirde hayatı tehdit edici boyutlara ulaşabilir. Bu nedenle, CST’nin patofizyolojisi, klinik belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi yaklaşımlarının ayrıntılı olarak ele alınması büyük önem taşır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Kavernöz Sinüs Trombozu: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi (CST)
CST’nin en yaygın sebepleri arasında paranazal sinüs enfeksiyonları, özellikle sinüzit, dental enfeksiyonlar ve yumuşak doku enfeksiyonları yer alır. Enfeksiyonların kan yoluyla kavernöz sinüse ulaşması, bu bölgede inflamasyon ve trombüs oluşumuna neden olabilir. Bunun yanı sıra, kafa travmaları, koagülasyon bozuklukları ve nadiren de olsa intrakraniyal tümörler gibi diğer etiyolojik faktörler de CST’ye yol açabilir. Hastalığın seyri genellikle hızlı ve ilerleyicidir; bu nedenle, erken tanı ve hızlı tedavi oldukça önemlidir. Kavernöz sinüs trombozu, tedavi edilmediği durumlarda körlük, nörolojik defisitler ve hatta ölümle sonuçlanabilecek ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Klinik olarak CST, baş ağrısı, gözlerde şişme ve kızarıklık, çift görme, ateş ve mental durum değişiklikleri gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler, kavernöz sinüsten geçen önemli yapılar olan kraniyal sinirlerin tutulmasına bağlı olarak gelişir. Örneğin, III, IV, V1, V2 ve VI. kraniyal sinirler bu bölgeden geçer ve tromboz durumunda işlevlerinde bozulma görülebilir. Bu durum, hastada oftalmopleji (göz kaslarının felci), optik sinir baskısına bağlı görme kaybı ve trigeminal sinir tutulumu sonucu yüz ağrısı gibi semptomların ortaya çıkmasına neden olur. Bu belirtiler, klinisyenlere CST’den şüphelenme yönünde önemli ipuçları sunar.
Kavernöz sinüs trombozu tanısı, klinik bulguların yanı sıra görüntüleme yöntemleri ve laboratuvar testleri ile doğrulanır. Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve manyetik rezonans venografi (MRV), kavernöz sinüste trombüs varlığını ve yaygınlığını değerlendirmek için en sık kullanılan yöntemlerdir. Bilgisayarlı tomografi (BT) ve BT venografi de tanıda kullanılabilir ancak MRI ve MRV kadar detaylı bilgi sağlamaz. Laboratuvar testlerinde ise, yüksek beyaz kan hücresi sayısı, yüksek C-reaktif protein (CRP) ve eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) gibi inflamasyon belirteçlerinin artışı gözlenebilir. Bu testler, CST’nin enfeksiyöz bir sebepten kaynaklandığı durumlarda özellikle anlamlıdır.
Kavernöz Sinüs Trombozu Nedir?
Kavernöz sinüs, beynin dolaşım sisteminin önemli bir parçasıdır ve birçok damarın bir araya geldiği bir noktada bulunur. Bu sinüs, beynin ve yüzün kanını taşır ve bu nedenle sağlıklı bir işleyişine büyük önem taşır. Kavernöz sinüsün normalde açık ve serbest olması gerekir, böylece kan beyine ve yüze sorunsuz bir şekilde akabilir.
Kavernöz Sinüs Trombozunun Patofizyolojisi ve Etiyolojisi
Kavernöz sinüs trombozu, anatomik olarak karmaşık ve fonksiyonel açıdan kritik bir bölgeyi etkileyen bir durumdur. Kavernöz sinüs, sfenoid kemiğin her iki yanında yer alan ve bir dizi önemli vasküler ve sinirsel yapıyı içeren bir boşluktur. Bu sinüs, içinden geçen kraniyal sinirler (III., IV., V1, V2 ve VI.) ve internal karotid arter gibi hayati yapılar nedeniyle herhangi bir patolojik süreçten etkilendiğinde ciddi klinik tablolar ortaya çıkar. CST, genellikle bu sinüs içerisindeki venöz kan akışının bozulması ve trombüs oluşumu ile başlar. Enfeksiyon kaynaklı durumlarda, bakteriyel ajanlar ve inflamatuar mediatörler bu bölgede endotel hasarına yol açar ve tromboz gelişimini tetikler.
CST’nin en sık nedeni, orbita ve paranazal sinüslerden kaynaklanan enfeksiyonlardır. Özellikle sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları, kan yoluyla kavernöz sinüse ulaşarak inflamasyon ve trombüs oluşumuna neden olabilir. Bakteriyel etkenler arasında en yaygın olarak Staphylococcus aureus ve Streptococcus türleri yer alır. Bunun yanı sıra, nadir de olsa fungal ve viral enfeksiyonlar da CST’ye yol açabilir. Enfeksiyon dışındaki diğer sebepler arasında kafa travmaları, hiperkolesterolemi, doğumsal veya edinsel koagülasyon bozuklukları ve maligniteler bulunur. Gebelik, doğum kontrol hapı kullanımı ve hormonal dengesizlikler de venöz tromboza yatkınlığı artırabilir.
Kavernöz Sinüs Trombozu Nedenleri
CST, beynin içindeki kavernöz sinüs adı verilen bir damarın tıkanması veya içinde kan pıhtısı oluşması sonucu ortaya çıkar. Bu nadir tıbbi durumun nedenleri oldukça karmaşık olabilir ve genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesi sonucu gelişir.
Kavernöz sinüs trombozu nedenleri hakkında daha fazla detay:
- Enfeksiyonlar: Kavernöz sinüs trombozunun en yaygın nedenlerinden biri enfeksiyonlardır. İç ve dış enfeksiyonlar, kavernöz sinüsün iltihaplanmasına ve tıkanmasına yol açabilir. Özellikle yüz ve baş bölgesindeki enfeksiyonlar, bu durumun tetikleyicisi olabilir. Sinüzit gibi yaygın enfeksiyonlar, kavernöz sinüsün enfekte olmasına ve pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabilir.
- Kan Pıhtılaşma Bozuklukları: Kanın normalden daha fazla pıhtılaşma eğilimi gösterdiği durumlar, CST riskini artırabilir. Bu bozukluklar genellikle kalıtsal olabilir veya başka bir sağlık sorununun bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Kan pıhtılaşma bozuklukları, kavernöz sinüs içinde pıhtı oluşumuna neden olabilir.
- Hamilelik ve Doğum Kontrol Hapları: Hamilelik sırasında hormonal değişiklikler ve kan hacminde artış, kanın daha kolay pıhtılaşmasına yol açabilir. Bu nedenle hamilelik dönemi, CST riskini artırabilir. Ayrıca, bazı doğum kontrol haplarının içerdikleri hormonlar nedeniyle kanın pıhtılaşma eğilimini artırabileceği bilinmektedir.
- Baş Travmaları: Baş bölgesindeki travmalar, CST riskini artırabilir. Özellikle yüz ve başın travmatize olması, bu damarın iltihaplanmasına ve pıhtı oluşumuna yol açabilir. Kazalar, spor yaralanmaları veya cerrahi müdahaleler sonucu baş bölgesinde meydana gelen travmalar bu riski artırabilir.
- Diğer Faktörler: CST riskini artırabilecek diğer faktörler arasında bağışıklık sistemi problemleri, damar içi ilaç kullanımı ve bazı sistemik hastalıklar bulunabilir. Bu faktörler, damarların iltihaplanmasına ve tıkanmasına neden olabilir.
Kavernöz Sinüs Trombozu Belirtileri
CST, belirtileri bakımından teşhis edilmesi zor bir hastalıktır. Bu tıbbi durumun belirtileri, hastalar için korkutucu ve rahatsız edici olabilir.
İşte kavernöz sinüs trombozu belirtileri:
1. Baş Ağrısı: Kavernöz sinüs trombozunun en sık görülen belirtisi şiddetli baş ağrısıdır. Bu baş ağrısı, genellikle zonklayıcı veya vurucu bir karaktere sahip olabilir ve zamanla artabilir. Baş ağrısı, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir ve tedavi edilmezse devam edebilir.
2. Göz Sorunları: Kavernöz sinüs trombozunun bir diğer belirtisi, göz sorunlarıdır. Bu sorunlar arasında çift görme (diplopi), göz kaslarının zayıflaması, görme kaybı veya bulanık görme yer alabilir. Gözlerle ilgili belirtiler, hastaların görme yeteneklerini etkileyebilir ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
3. Nörolojik Belirtiler: CST, nörolojik belirtilere neden olabilir. Bu belirtiler arasında felç benzeri semptomlar, yüzde veya vücutta hissizlik, konuşma bozuklukları ve kas zayıflığı yer alabilir. Bu belirtiler, beyindeki kan akışının etkilenmesi sonucu ortaya çıkabilir ve hastaların günlük yaşam aktivitelerini sınırlayabilir.
4. Şuur Kaybı: Nadiren de olsa, CST, şuur kaybına neden olabilir. Bu durum, beynin oksijen ve kan akışının ciddi şekilde bozulması sonucu meydana gelebilir. Şuur kaybı yaşayan hastalar acil tıbbi müdahale gerektirebilir.
5. Diğer Belirtiler: Kavernöz sinüs trombozu bazen ateş, bulantı, kusma veya baş dönmesi gibi belirtilerle birlikte seyredebilir. Bu belirtiler, hastanın genel sağlık durumunu etkileyebilir.
Kavernöz Sinüs Trombozu Tanısı
Kavernöz sinüs trombozu, teşhis edilmesi zor bir tıbbi durum olabilir çünkü belirtileri diğer bazı sağlık sorunlarıyla da benzerlik gösterebilir. Tanı süreci, hastanın semptomlarına dayanırken, aynı zamanda görüntüleme testleri ve laboratuvar çalışmaları da kullanılabilir.
Kavernöz sinüs trombozu tanısının detaylı açıklamaları:
1. Hastane Muayenesi ve Hikayesi: Kavernöz sinüs trombozu teşhisi, hastanın semptomlarının ve tıbbi geçmişinin detaylı bir şekilde incelenmesiyle başlar. Hastanın baş ağrısı, görme problemleri, nörolojik belirtiler veya diğer semptomlar hakkında detaylı bilgi vermesi önemlidir. Ayrıca, hastanın daha önceki enfeksiyonlar, kan pıhtılaşma bozuklukları veya diğer risk faktörleri hakkında da bilgi sağlaması gerekebilir.
2. Fizik Muayene: Doktor, hastanın fiziksel muayenesini gerçekleştirir. Bu muayene sırasında göz muayenesi, nörolojik muayene ve diğer uygun incelemeler yapılabilir. Göz muayenesi, görme sorunlarını tespit etmek ve göz kaslarının durumunu değerlendirmek için önemlidir.
3. Görüntüleme Testleri: Kavernöz sinüs trombozu tanısı için en yaygın kullanılan görüntüleme testleri manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve bilgisayarlı tomografi (BT) taramalarıdır. Bu testler, beyin içindeki damarların ve sinüslerin durumunu detaylı bir şekilde gösterir. Taramalar sırasında damardaki tıkanıklık veya kan pıhtısı belirlenebilir.
4. Kan Testleri: Kan testleri, hastanın kan pıhtılaşma düzeylerini değerlendirmek için kullanılabilir. Kanın pıhtılaşma eğiliminin normalden yüksek olması, kavernöz sinüs trombozu riskini artırabilir. Kan testleri ayrıca enfeksiyon belirtileri veya diğer olası nedenleri de değerlendirmeye yardımcı olabilir.
5. Dijital Subtraksiyon Anjiyografi (DSA): Nadir durumlarda, kavernöz sinüs trombozu tanısını kesinleştirmek için Dijital Subtraksiyon Anjiyografi gibi daha invaziv görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemde, kontrast madde kullanılarak damarların daha ayrıntılı bir görüntüsü elde edilir.
Kavernöz sinüs trombozu tanısı, semptomların, fizik muayenenin ve görüntüleme testlerinin sonuçlarına dayanarak konulur. Tanı, hastanın belirtilerinin ve risk faktörlerinin dikkate alınmasını gerektirir. Erken teşhis, uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesine ve hastanın daha iyi bir şekilde yönetilmesine yardımcı olabilir.
Kavernöz Sinüs Trombozu Tedavisi
Kavernöz sinüs trombozu, beyindeki kavernöz sinüs adı verilen önemli bir damarın tıkanması veya kan pıhtısı oluşması sonucu meydana gelen ciddi bir tıbbi durumdur. Tedavi, hastalığın nedenlerine ve ciddiyetine bağlı olarak değişebilir.
Kavernöz sinüs trombozu tedavisi hakkında detaylı bilgiler:
- Antikoagülan İlaçlar: Kavernöz sinüs trombozunun tedavisinde sıklıkla antikoagülan ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar, kanın pıhtılaşma eğilimini azaltarak mevcut pıhtıların büyümesini ve yeni pıhtıların oluşmasını engeller. Antikoagülanlar, hastanın kanının daha akışkan hale gelmesine yardımcı olur. Bu ilaçlar genellikle uzun süreli bir tedavi gerektirir ve hastanın yakından izlenmesi gerekir.
- Antibiyotik Tedavisi: Kavernöz sinüs trombozu enfeksiyon nedeniyle meydana gelmişse, antibiyotik tedavisi gerekebilir. Enfeksiyonun kaynağına ve türüne bağlı olarak, uygun antibiyotiklerle enfeksiyon kontrol altına alınmaya çalışılır. Antibiyotik tedavisi, trombozun altında yatan enfeksiyonun tedavi edilmesine yardımcı olabilir.
- Cerrahi Müdahale: Nadiren, kavernöz sinüs trombozu vakalarında cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi seçenekler arasında sinüsün tıkanıklığını gidermek için yapılan girişimler bulunur. Bu müdahaleler, kan akışının yeniden normalleşmesine yardımcı olabilir. Ancak, cerrahi müdahale riskleri taşıdığı için genellikle diğer tedavi yöntemleri tercih edilir.
- Semptomların Yönetimi: Tedavi sırasında hastanın semptomları da yönetilir. Baş ağrısı gibi semptomları hafifletmek için ağrı kesici ilaçlar veya diğer semptomlara yönelik ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca, göz sorunları veya nörolojik belirtiler için rehabilitasyon tedavileri de gerekebilir.
- Hastanın İzlenmesi: Kavernöz sinüs trombozu tedavi süreci boyunca hastanın düzenli olarak izlenmesi önemlidir. Kan pıhtılarının kontrol altına alınması ve semptomların düzeltilmesi için doktorlar hastaları yakından takip ederler. Tedavi süresince kanın pıhtılaşma durumu düzenli olarak kontrol edilir.
Kavernöz sinüs trombozu tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirebilir. Bir neden belirlendiyse, altta yatan sorunun tedavisi de önemlidir. Tedavi planı, hastanın özel durumuna ve semptomlarına göre kişiselleştirilir. Bu nedenle, kavernöz sinüs trombozu tanısı konulan bir hastanın tedavi süreci, uzman sağlık profesyonelleri tarafından dikkatlice yönlendirilir ve izlenir.
Komplikasyonlar ve Prognoz
CST’nin tedavi edilmediği durumlarda ciddi komplikasyonlar gelişebilir. En sık görülen komplikasyonlar arasında körlük, kraniyal sinir felçleri, serebral venöz enfarkt ve sepsis yer alır. Optik sinirin uzun süreli baskılanması durumunda kalıcı görme kaybı meydana gelebilir. Bu nedenle, erken tanı ve tedavi, görme fonksiyonlarının korunması açısından kritik öneme sahiptir. Serebral venöz dönüşün bozulması ise, serebral ödem ve beyin dokusunda hasar ile sonuçlanabilir. Sepsis, özellikle enfeksiyon kaynaklı CST vakalarında görülen bir başka ciddi komplikasyondur ve hızlı bir şekilde septik şoka ilerleyebilir.
Prognoz, erken tanı ve tedavi ile genellikle iyidir. Ancak, geç tanı veya tedaviye dirençli vakalarda, kalıcı nörolojik defisitler veya ölüm riski yüksektir. Tedaviye iyi yanıt veren hastalarda, nörolojik ve oftalmolojik komplikasyonlar tamamen düzelebilir. Bununla birlikte, bazı hastalarda kısmi görme kaybı veya kraniyal sinir felçleri kalıcı olabilir. Bu tür durumlarda, rehabilitasyon ve destekleyici tedaviler ile hastanın yaşam kalitesi artırılabilir.
Önleme ve Erken Müdahale
Kavernöz sinüs trombozu gelişimini önlemek için enfeksiyonların erken tanı ve tedavisi büyük önem taşır. Özellikle sinüzit, otit ve dental enfeksiyonların uygun antibiyotik tedavisi ile kontrol altına alınması, CST gelişimini önleyebilir. Yüksek risk grubundaki hastalarda, örneğin immün yetmezlik, koagülasyon bozukluğu veya kronik enfeksiyonu olan kişilerde, profilaktik tedavi ve düzenli kontroller önerilir. Gebelik veya doğum kontrol hapı kullanımı gibi venöz tromboza yatkınlık yaratan durumlarda, risk faktörlerinin minimize edilmesi gerekir. Ayrıca, baş ve boyun bölgesine yönelik cerrahi girişimlerin ardından, postoperatif dönemde enfeksiyon ve tromboz gelişimine karşı dikkatli olunmalıdır.
Sonuç
Kavernöz sinüs trombozu, nadir fakat hayatı tehdit eden ciddi bir tıbbi durumdur. Genellikle yüz ve sinüs enfeksiyonlarının bir komplikasyonu olarak ortaya çıkan bu hastalık, hızlı teşhis ve tedavi gerektirir. Tedavi edilmediği takdirde yüksek mortalite ve morbidite oranlarıyla ilişkilidir. Modern tıbbın sağladığı antibiyotikler, antikoagülan tedaviler ve cerrahi müdahaleler sayesinde, CST ile ilişkili ölüm oranları önemli ölçüde azalmış olsa da erken teşhis hâlâ kritik önemdedir. Hastalığın klinik belirtilerinin geniş bir yelpazeye yayılması, tanı koyma sürecini zorlaştırabilir; bu nedenle, sağlık uzmanlarının CST’nin semptomları konusunda bilinçli ve dikkatli olmaları gerekir.
CST’nin tedavi yönetimi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Antibiyotik tedavisi, enfeksiyonun yayılmasını önlemede temel rol oynarken; antikoagülan tedavi, trombozun ilerlemesini durdurmayı ve emboli riskini azaltmayı hedefler. Ancak bu tedavilerin doğru zamanlaması ve uygulanışı, bireysel hasta durumuna bağlı olarak dikkatlice değerlendirilmelidir. Tedavi sürecinde erken müdahale kadar, komplikasyonların izlenmesi de hayati öneme sahiptir. CST’nin nörolojik ve oftalmolojik sekellerle sonuçlanabileceği göz önüne alındığında, tedavi sonrasında uzun dönem izlem ve rehabilitasyon, hastanın yaşam kalitesini artırmak için gereklidir.
Sonuç olarak, kavernöz sinüs trombozu, erken teşhis ve doğru tedavi protokolleri ile başarıyla yönetilebilecek bir durumdur. Hastalığın nadir görülmesi, tanı sürecinde zorluklara neden olsa da sağlık profesyonellerinin CST konusunda farkındalıklarını artırmaları, bu ciddi komplikasyonu önlemeye yönelik önemli bir adım olabilir. Ayrıca, toplumun genel hijyen kurallarına uyumu ve yüz bölgesindeki enfeksiyonların ciddiye alınarak erken tedavi edilmesi, CST’nin önlenmesinde önemli bir rol oynar. Gelecekte, CST ile ilgili daha fazla klinik çalışma ve vaka analizi, hastalığın patofizyolojisinin daha iyi anlaşılmasını sağlayarak tedavi sonuçlarını daha da iyileştirebilir.
Referanslar:
- Kavernöz Sinüs Trombozu: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi (CST)
- Van Dijk, J. M., et al. (2006). Cavernous sinus thrombosis: Clinical features and outcomes in a case series. Journal of Neurology, Neurosurgery & Psychiatry, 77(6), 792-794.
- Bousser, M. G., & Ferro, J. M. (2007). Cerebral venous thrombosis: An update. The Lancet Neurology, 6(2), 162-170.
- Friedman, J. A., et al. (2003). Cavernous sinus thrombosis: Outcomes following combined therapy. Neurosurgery, 52(3), 550-557.
- Goodwin, K., et al. (2001). Diagnosis and management of cavernous sinus thrombosis. The Journal of Emergency Medicine, 20(3), 337-341.
- Tunkel, A. R., et al. (2008). Infectious cavernous sinus thrombosis. The New England Journal of Medicine, 359(9), 929-938.
- Provenzale, J. M., et al. (1998). Imaging findings in cerebral venous thrombosis. American Journal of Roentgenology, 170(4), 921-928.
- Bagheri, S. C., et al. (2013). Diagnosis and treatment of cavernous sinus thrombosis. Oral and Maxillofacial Surgery Clinics of North America, 25(3), 523-528.
- Ferro, J. M., et al. (2004). Prognosis of cerebral vein and dural sinus thrombosis. Stroke, 35(3), 664-670.
- Saposnik, G., et al. (2011). Diagnosis and management of cerebral venous thrombosis: A statement for healthcare professionals. Stroke, 42(4), 1158-1192.
- Biousse, V., & Newman, N. J. (2004). Neuro-ophthalmology of infectious cavernous sinus thrombosis. Ophthalmology Clinics of North America, 17(3), 593-605.
- Caplan, L. R. (2005). Cavernous sinus thrombosis revisited. Neurology Clinics, 23(3), 607-624.
- Stam, J. (2005). Thrombosis of the cerebral veins and sinuses. The New England Journal of Medicine, 352(17), 1791-1798.
- Lyons, J. L., et al. (2013). Update on infectious cavernous sinus thrombosis. Current Infectious Disease Reports, 15(4), 465-472.
- Osborn, A. G. (1999). Diagnostic neuroradiology: Cavernous sinus thrombosis. Mosby-Year Book Inc., 535-550.
- Lefebvre, D. R., et al. (2014). Cavernous sinus thrombosis: Case report and review of the literature. Neuro-Ophthalmology, 38(2), 88-94.
- Wilkins, A., et al. (2008). Cavernous sinus thrombosis: A case series review. Clinical Medicine Insights: Case Reports, 1, 53-56.
- Alvis-Miranda, H. R., et al. (2013). Cavernous sinus: A review of anatomy and pathophysiology. Surgical Neurology International, 4(1), S257-S261.
- Kamal, S., et al. (2012). Anticoagulation in cerebral venous thrombosis. Stroke, 43(7), 2078-2079.
- Devasagayam, S., et al. (2016). Cerebral venous sinus thrombosis incidence is higher than previously thought: A retrospective population-based study. Stroke, 47(8), 2180-2182.
- Kumar, S., & Sharma, S. (2014). Clinical manifestations of cavernous sinus thrombosis. Neurology India, 62(3), 281-285.
- Einhaupl, K. M., et al. (2010). Treatment of cerebral venous and sinus thrombosis. Stroke, 41(10), 257-262.
- Desai, D., et al. (2018). Infectious cavernous sinus thrombosis: Role of imaging in early diagnosis. Journal of Clinical Imaging Science, 8, 22.
- Ebright, J. R., & Pace, M. T. (2001). Septic cavernous sinus thrombosis. Infectious Disease Clinics of North America, 15(3), 635-651.
- Chien, J. D., et al. (2008). Outcomes of infectious cavernous sinus thrombosis: Case report and literature review. Journal of Medical Case Reports, 2, 345.
- Karádi, Z., et al. (2011). Antithrombotic therapy in cavernous sinus thrombosis. Orvosi Hetilap, 152(44), 1775-1780.
- Masuhr, F., et al. (2004). Risk and predictors of early epileptic seizures in cerebral venous and sinus thrombosis. European Journal of Neurology, 11(3), 407-410.
- Ali, R., & Shafi, B. (2017). Antimicrobial management of infectious cavernous sinus thrombosis. Annals of Clinical Microbiology and Antimicrobials, 16(1), 1-5.
- Akins, P. T., & Axelrod, Y. K. (2002). Treatment of cavernous sinus thrombosis with low-molecular-weight heparin. Neurology, 58(3), 502-503.
- Ferro, J. M., & Canhão, P. (2015). Cerebral venous thrombosis: Advances in diagnostic imaging and management. The Lancet Neurology, 14(2), 162-172.
- Behrouz, R., & Movahed, M. R. (2011). Cavernous sinus thrombosis and its management. American Journal of Cardiology, 108(5), 765-770.
- Lin, A., et al. (2014). Imaging features of cavernous sinus thrombosis. American Journal of Neuroradiology, 35(3), 480-486.
- Canhão, P., et al. (2008). Early prognosis in cerebral venous and dural sinus thrombosis. Stroke, 39(2), 555-560.
- Ubogu, E. E., et al. (2002). Cavernous sinus thrombosis: An update for the otolaryngologist. The Laryngoscope, 112(1), 41-49
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/