Kornea Ülseri Tedavisinde 7 Etkili Yöntem
Kornea ülseri, göz sağlığını ciddi şekilde etkileyen ve zamanında müdahale edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabilen bir durumdur. Kornea, gözün ön kısmında bulunan saydam bir tabakadır ve gözün ışığı doğru bir şekilde odaklamasında kritik bir rol oynar. Kornea üzerinde herhangi bir yara, enfeksiyon veya ülser, görme bozukluklarına ve ağrıya neden olabilir. Bu sebeple, kornea ülserinin erken teşhisi ve tedavisi hayati öneme sahiptir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Kornea Ülseri Tedavisinde 7 Etkili Yöntem
Bu makalede, kornea ülseri hakkında ayrıntılı bilgiler sunacağız. Öncelikle kornea ülserinin ne olduğuna, nasıl geliştiğine ve kimlerde daha sık görüldüğüne değineceğiz. Ardından, kornea ülserinin semptomları, nedenleri ve tedavi yöntemlerine dair bilgiler vereceğiz. Makalemizin sonunda, kornea sağlığını korumak için alınabilecek önlemleri de ele alacağız. Kornea ülseri konusunda farkındalığı artırmak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde göz sağlığı açısından önemli bir adım olacaktır.
Başlıca nedenleri arasında bakteriyel, viral, mantar ve parazitik enfeksiyonlar yer alır. Ancak, travmatik yaralanmalar, göz kuruluğu ve kontakt lens kullanımı gibi diğer faktörler de gelişimine yol açabilir. Göz sağlığını korumak ve bu tür ciddi rahatsızlıkları önlemek için göz hijyenine dikkat etmek ve düzenli göz kontrollerine gitmek oldukça önemlidir.
Kornea ülseri, kontakt lens kullanan kişilerde daha sık görülmektedir. Lens hijyenine dikkat edilmemesi, lenslerin uzun süre gözde kalması ya da yanlış lens seçimi, korneanın enfekte olmasına ve ülser gelişimine zemin hazırlayabilir. Bu yüzden, özellikle kontakt lens kullanıcılarının lenslerini doğru bir şekilde temizlemeleri, önerilen sürelerde kullanmaları ve göz doktorunun tavsiyelerine uymaları son derece önemlidir. Bu makalede, kontakt lens kullanıcılarının alması gereken önlemler ve kornea ülseri riskini azaltmak için yapabilecekleri hakkında da bilgiler sunacağız.
Kornea Ülseri Nedir?
Kornea ülseri, korneanın dış yüzeyinde açık bir yara ya da ülser oluşması durumudur. Bu yaralar genellikle enfeksiyonlar, travmalar veya göz yüzeyinin ciddi şekilde kuruması sonucunda meydana gelir. Ciddi ağrıya, ışığa karşı aşırı hassasiyete ve görme kaybına yol açabilir. Korneadaki bu açık yara, mikrobiyal enfeksiyonlar için bir giriş kapısı görevi görür ve uygun tedavi uygulanmazsa hızla yayılabilir.
Kornea, gözdeki en dış tabaka olduğundan dolayı enfeksiyonlara karşı oldukça hassastır. Yabancı cisimler, kimyasal yanıklar ya da göz yaralanmaları, korneayı zedeleyebilir ve ülser gelişimini başlatabilir. Enfeksiyonlar, en yaygın nedendir. Özellikle kontakt lens kullanan kişilerde, hijyen kurallarına uyulmaması ya da lenslerin uzun süre gözde kalması enfeksiyon riskini artırır.
Kornea Ülseri Belirtileri
Kornea ülseri, korneada meydana gelen açık yaralar veya iltihaplanmalar sonucu oluşan ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Bu durumun belirtileri oldukça belirgin ve genellikle şiddetlidir, bu da hastaların hızlı bir şekilde tıbbi yardım almasına neden olur. Kornea ülserinin en yaygın belirtileri ve bu belirtilerin detaylı açıklamaları şunlardır:
- Şiddetli Göz Ağrısı: Kornea ülseri olan kişiler genellikle yoğun bir göz ağrısı yaşarlar. Bu ağrı, korneanın hassas sinir uçlarının hasar görmesiyle ortaya çıkar ve rahatsızlık veren, keskin bir his şeklinde tanımlanabilir. Ağrı, ışığa karşı duyarlılığı artırabilir ve bu da hastanın günlük aktivitelerini zorlaştırabilir.
- Göz Kızarıklığı: Ülserin varlığı gözde belirgin bir kızarıklığa neden olur. Gözdeki kan damarlarının genişlemesi ve iltihaplanma sonucu gözdeki beyaz bölüm kırmızı bir görünüm alır. Bu kızarıklık, genellikle iltihabın şiddeti ile doğru orantılıdır.
- Yoğun Göz Akıntısı veya Çapaklanma: Kornea ülseri olan hastalar, genellikle gözlerinden yoğun bir şekilde akan akıntı veya çapaklanma yaşar. Bu akıntı, bakteriyel veya viral bir enfeksiyonun işareti olabilir ve enfeksiyonun türüne bağlı olarak şeffaf, sarı veya yeşil renkli olabilir.
- Görme Bozuklukları: Kornea ülseri, korneanın yüzeyini etkileyerek bulanık veya azalmış bir görüşe neden olabilir. Hastalar, görme keskinliğinde azalma veya çift görme gibi sorunlar yaşayabilir. İlerlemiş vakalarda, ülser korneanın saydamlığını etkileyerek kalıcı görme kaybına neden olabilir.
- Gözde Yanma ve Kaşıntı Hissi: İltihaplanma nedeniyle gözde yanma ve yoğun kaşıntı hissi oluşabilir. Bu durum, hastayı gözlerini ovuşturmaya sevk edebilir, ancak bu davranış ülserin yayılmasına veya daha da kötüleşmesine yol açabilir.
- Işığa Duyarlılık (Fotofobi): Kornea ülseri olan bireylerde, ışığa karşı aşırı hassasiyet gelişebilir. Fotofobi olarak adlandırılan bu durum, parlak ışıklar karşısında şiddetli ağrı ve rahatsızlık hissi yaratır ve hastalar genellikle karanlık veya loş ortamlarda rahat ederler.
- Gözde Beyaz veya Gri Nokta: Ülser, gözün ön kısmında gözle görülür bir beyaz veya gri nokta şeklinde belirginleşebilir. Bu, iltihaplı bölgenin lokalize olduğunu ve korneanın etkilenen kısmının şeffaflığını yitirdiğini gösterir.
- Göz Kapağı Şişliği: Enfeksiyon veya iltihaplanma nedeniyle göz kapağı çevresinde şişlik ve hassasiyet görülebilir. Bu, gözün koruyucu tepkisi olarak ortaya çıkar ve genellikle gözün çevresindeki dokuların da etkilendiğini gösterir.
- Gözde Batma Hissi: Hastalar, gözlerinde sanki yabancı bir cisim varmış gibi rahatsız edici bir batma hissi yaşayabilir. Bu durum, korneadaki ülserin büyüklüğüne ve derinliğine bağlı olarak daha yoğun hissedilebilir.
Kornea ülseri belirtileri hızlı bir şekilde ilerleyebilir ve kalıcı görme kaybına yol açabilir. Bu nedenle, belirtilerin biri veya birkaçını yaşayan kişilerin gecikmeden bir göz doktoruna başvurması önemlidir.
Kornea Ülseri Nedenleri
Kornea ülseri, korneanın yüzeyinde meydana gelen açık yara veya ülserdir ve genellikle enfeksiyonlar, travmalar veya çeşitli sistemik hastalıklar nedeniyle ortaya çıkar. Kornea ülserinin nedenleri çok çeşitli olup, temel sebepler aşağıda detaylandırılmıştır:
1. Bakteriyel Enfeksiyonlar
Kornea ülserinin en yaygın sebeplerinden biri bakteriyel enfeksiyonlardır. Özellikle kontakt lens kullanıcıları, hijyenik olmayan koşullar nedeniyle bu enfeksiyonlara daha yatkın hale gelebilir. Pseudomonas aeruginosa ve Staphylococcus aureus gibi bakteriler, kornea ülserine yol açabilen başlıca patojenler arasında yer alır. Bakteriyel enfeksiyonlar hızlı seyredebilir ve tedavi edilmediği takdirde ciddi görme kayıplarına neden olabilir.
2. Viral Enfeksiyonlar
Viral enfeksiyonlar, kornea ülserine yol açabilen diğer önemli bir nedendir. Özellikle herpes simpleks virüsü (HSV), kornea ülseri vakalarının büyük bir kısmında sorumlu olarak kabul edilir. Herpes zoster (zona) da kornea yüzeyinde hasar oluşturarak ülserlere neden olabilir. Bu virüslerin neden olduğu ülserler genellikle kronikleşme eğilimindedir ve nüks edebilir.
3. Mantar Enfeksiyonları
Mantar enfeksiyonları, genellikle organik maddelerle temas sonucu ortaya çıkar ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde daha sık görülür. Fusarium ve Aspergillus gibi mantar türleri, korneanın içine yerleşerek yavaş seyreden ancak tedavi edilmezse kalıcı hasara yol açabilecek ülserlere neden olabilir. Mantar kaynaklı ülserler, başlangıçta fark edilmesi zor olabilen ve teşhis sürecinde gecikmelere sebep olan enfeksiyonlar arasındadır.
4. Kontakt Lens Kullanımı
Kontakt lenslerin uygunsuz kullanımı veya hijyenik olmayan koşullarda takılması kornea ülserinin oluşmasına zemin hazırlar. Lenslerin uzun süreli veya gece boyunca takılması, korneanın oksijen alımını azaltarak enfeksiyon riskini artırır. Ayrıca, lenslerin yanlış şekilde dezenfekte edilmesi veya su ile temas etmesi de bakteriyel ve amip kaynaklı ülserlere neden olabilir.
5. Göz Yaralanmaları ve Travmalar
Gözde meydana gelen travmalar, kornea yüzeyinin bütünlüğünü bozarak enfeksiyonların girişini kolaylaştırır. Örneğin, gözdeki küçük bir çizik ya da cisim batması, bakterilerin ve diğer patojenlerin korneaya ulaşmasına imkan tanır. Kimyasal yanıklar, termal yaralanmalar ve çeşitli cerrahi işlemler de travmatik ülserlerin gelişmesine neden olabilir.
6. Kuru Göz Sendromu
Kuru göz sendromu, kornea yüzeyini yeterince koruyamayan gözyaşı tabakasının işlev bozukluğudur. Yetersiz gözyaşı üretimi veya kalitesiz gözyaşı nedeniyle kornea kuru kalır ve bu, ülserasyon riskini artırır. Kuru göz sendromu olan hastalarda kornea savunmasız hale gelir ve enfeksiyon riski artar.
7. Bağışıklık Sistemi Bozuklukları
Sistemik bağışıklık sistemi bozuklukları, kornea ülseri riskini artıran bir diğer faktördür. Özellikle romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalıklar, korneanın yapısını zayıflatabilir ve ülserasyona neden olabilir. Bu durumlar, genellikle inflamasyon ile ilişkilendirilir ve korneanın doğal savunma mekanizmalarını etkisiz hale getirir.
8. Amip Enfeksiyonları
Amip kaynaklı kornea ülserleri, nadir görülen ancak oldukça ciddi sonuçlar doğurabilen enfeksiyonlardır. Acanthamoeba türleri, genellikle kontakt lens kullanıcılarında görülür ve tedavi edilmesi zordur. Bu tür enfeksiyonlar, sulama suyu veya hijyenik olmayan su kaynaklarıyla temas sonucunda ortaya çıkabilir ve korneayı ciddi şekilde hasarlandırabilir.
9. Alerjik Reaksiyonlar
Korneanın uzun süreli alerjik reaksiyonlara maruz kalması, yüzeyde iltihaplanmaya ve ülser oluşumuna yol açabilir. Bu reaksiyonlar genellikle polen, toz, duman veya diğer çevresel alerjenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Alerjik keratit, kornea yüzeyinde sürekli sürtünme ve tahrişe neden olarak ülserasyon riskini artırır.
10. Beslenme Eksiklikleri
A vitamini eksikliği gibi beslenme yetersizlikleri, kornea ülseri riskini artıran faktörlerden biridir. A vitamini, göz yüzeyinin sağlığını koruyan önemli bir bileşendir ve eksikliği korneada kuruluk ve ülser oluşumuna neden olabilir. Bu durum genellikle gelişmekte olan ülkelerde yaygındır.
Kornea ülserinin birçok farklı nedeni olabilir ve bunlar bazen bir araya gelerek hastalığın oluşum riskini daha da artırabilir. Kornea ülserinin oluşmaması için uygun hijyen önlemlerinin alınması, travmalardan kaçınılması ve sistemik hastalıkların tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile kornea ülseri başarılı bir şekilde yönetilebilir, ancak gecikme durumunda kalıcı görme kaybı riski mevcuttur.
Kornea Ülseri Tanısı
Kornea ülseri tanısı, hastanın semptomları, tıbbi öyküsü, fiziksel muayenesi ve ileri laboratuvar testlerinin kombinasyonu ile konur. Erken ve doğru tanı, kalıcı görme kaybını önlemek ve enfeksiyonun hızla ilerlemesini durdurmak açısından kritik öneme sahiptir. Tanı sürecinin temel aşamaları ve kullanılan yöntemler aşağıda detaylandırılmıştır:
1. Hastanın Tıbbi Öyküsü
Tanıya giden ilk adım, hastanın geçmiş tıbbi öyküsünün dikkatli bir şekilde değerlendirilmesidir. Hekim, özellikle aşağıdaki bilgileri sorgular:
- Geçmişte göz yaralanmaları veya travmalar.
- Kontakt lens kullanımı (özellikle hijyen eksiklikleri veya uzun süreli kullanım).
- Önceden geçirilmiş göz enfeksiyonları veya cerrahileri.
- Bağışıklık sistemini baskılayan durumlar (örneğin HIV, diyabet).
2. Belirtiler ve Şikayetler
Kornea ülseri tanısında tipik semptomlar belirleyici bir rol oynar. Hastalar genellikle şiddetli göz ağrısı, kızarıklık, bulanık görme, ışığa duyarlılık (fotofobi), gözde sulanma ve göz kapaklarının istemsiz kapanması (blefarospazm) gibi şikayetlerle başvurur. Akut vakalarda gözdeki bu belirtilere ek olarak kalıcı görme kaybı riski de vardır.
3. Fiziksel Muayene
Fiziksel muayene, kornea ülserinin klinik tanısını destekleyen en önemli adımdır. Bu süreçte oftalmologlar, biyomikroskop (yarık lamba) muayenesi ile korneayı incelerler. Yarık lamba ile yapılan inceleme, kornea üzerindeki lezyonların boyutu, derinliği ve doğası hakkında bilgi sağlar. Tipik bulgular şunları içerir:
- Kornea epiteli üzerinde beyaz veya gri lekeler.
- Hipopiyon (korneanın altında irin birikmesi) varlığı.
- Kornea stroma infiltrasyonu ve ödem.
4. Fluorescein Boyama Testi
Kornea ülserinin daha net bir şekilde görünmesini sağlamak için fluorescein boyası kullanılır. Bu madde, korneanın hasar görmüş alanlarında parlak yeşil bir renkle görülerek ülserin boyutunu ve şeklini belirlemeye yardımcı olur. Bu test, yarık lamba muayenesi sırasında uygulanarak ülserin tanısal doğruluğunu artırır.
5. Kültür ve Laboratuvar Testleri
Enfeksiyona neden olan organizmanın belirlenmesi, doğru tedavi stratejilerinin seçilmesi açısından kritik önem taşır. Kornea ülseri tanısında kullanılan laboratuvar testleri şunlardır:
- Kornea kazıntısı: Steril bir spatula veya özel bir kazıma aleti ile korneanın enfekte bölgesinden örnek alınarak laboratuvara gönderilir. Bu örnek, bakteriyel, viral, fungal veya parazitik etkenlerin belirlenmesi için kültür testlerine tabi tutulur.
- Gram boyama: Bakteriyel etkenlerin hızlı bir şekilde tanımlanmasını sağlar.
- KOH preparatı: Mantar enfeksiyonlarının belirlenmesinde kullanılır.
- PCR (Polymerase Chain Reaction): Viral etkenlerin tanısında yüksek hassasiyetli bir yöntemdir.
6. Diğer Görüntüleme Yöntemleri
İleri vakalarda, enfeksiyonun korneanın daha derin tabakalarına veya göze yayılmasını değerlendirmek için ultrasonografi veya optik koherens tomografi (OCT) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemler, kornea ülserinin ciddiyetini belirleyerek tedavi planlamasında rehberlik eder.
7. Diferansiyel Tanı
Kornea ülserinin tanısı konurken, benzer semptomlarla seyreden diğer göz hastalıklarından ayırt edilmesi gerekir. Bunlar arasında kornea abrazyonları, keratit (bakteriyel, viral veya fungal), iritis ve sklerit sayılabilir. Oftalmologlar, diğer olasılıkları dışlayarak kornea ülseri tanısını kesinleştirmek için tüm bulguları değerlendirirler.
Kornea ülseri tanısında erken ve detaylı değerlendirme, enfeksiyonun kontrol altına alınmasını ve korneanın geri döndürülemez hasarlardan korunmasını sağlar.
Kornea Ülseri Tedavisi
Kornea ülseri tedavisi, enfeksiyonun ciddiyeti, etken patojenin türü ve hastanın genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Tedavinin amacı, enfeksiyonu kontrol altına almak, ağrıyı azaltmak, görme kaybını önlemek ve komplikasyonları engellemektir. İşte kornea ülseri tedavisinde kullanılan başlıca yöntemler:
1. Antibiyotik Tedavisi
Bakteriyel kornea ülserlerinde antibiyotik damlaları, ilk tercih edilen tedavi yöntemidir. Geniş spektrumlu antibiyotikler, enfeksiyonun kaynağı belirlenene kadar genellikle ilk aşamada kullanılır. Bakteri türü belirlendikten sonra, daha hedefe yönelik antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Antibiyotik damlalarının uygulama sıklığı, enfeksiyonun şiddetine göre saatte birkaç kez olabilir.
2. Antifungal ve Antiviral Tedavi
Mantar ve virüs kaynaklı kornea ülserleri daha nadir olmakla birlikte, tedavileri genellikle antibiyotik tedavisinden farklılık gösterir:
- Antifungal İlaçlar: Mantar kaynaklı ülserlerde, natamisin veya amfoterisin B gibi antifungal damlalar veya oral antifungal ilaçlar kullanılır. Bu tedavi türü genellikle uzun sürelidir ve tam iyileşme haftalar sürebilir.
- Antiviral İlaçlar: Herpes simpleks virüsünün neden olduğu kornea ülserlerinde asiklovir veya valasiklovir gibi antiviral ilaçlar kullanılır. Antiviral tedavi, genellikle hem damla formunda hem de oral olarak uygulanır.
3. Steroid Tedavisi
Tedavi sırasında korneadaki iltihabın azaltılması amacıyla steroid damlalar kullanılabilir. Ancak, bu tedavi yalnızca enfeksiyonun kontrol altına alınmasının ardından uygulanmalıdır, çünkü steroidler bağışıklık yanıtını baskılayarak enfeksiyonun yayılmasına neden olabilir. Doktor gözetiminde ve çok dikkatli şekilde kullanılması gereklidir.
4. Ağrı Kesiciler ve Destekleyici Tedavi
Kornea ülseri şiddetli ağrıya yol açabileceğinden, hastaların konforunu artırmak için ağrı kesici damlalar veya oral ilaçlar reçete edilebilir. Yapay gözyaşları ve koruyucu göz merhemleri de gözün nemli kalmasını ve ülserin iyileşme sürecini destekler.
5. Cerrahi Müdahale
Ciddi veya tedaviye dirençli vakalarda cerrahi müdahale gerekli olabilir:
- Korneal Debridman: Ülserin yüzeyindeki enfekte tabakanın dikkatlice temizlenmesi işlemi, enfeksiyonun daha derinlere yayılmasını engelleyebilir.
- Kornea Nakli (Keratoplasti): Geniş ve kalıcı hasara yol açan vakalarda, hasarlı korneanın sağlıklı bir donör dokusu ile değiştirilmesi gerekebilir. Kornea nakli, görme kaybını önlemede veya düzeltmede etkili bir yöntemdir.
6. Koruyucu Önlemler ve Hastanın Takibi
Tedavi süreci boyunca hastaların gözü enfeksiyon riskine karşı koruması son derece önemlidir. Göz hijyenine dikkat edilmeli, kontamine kontakt lens kullanımından kaçınılmalı ve gözlerin gereksiz temastan korunması sağlanmalıdır. Tedavi sürecinin doktor gözetiminde olması ve düzenli takip ziyaretlerinin aksatılmaması iyileşme sürecinin etkinliğini artırır.
7. Özel Durumlar
Bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler ve diyabet gibi eşlik eden hastalıkları olan hastalarda tedavi, daha titiz ve multidisipliner bir yaklaşımla planlanmalıdır. Bu hastalarda iyileşme süreci daha uzun sürebilir ve komplikasyon riski daha yüksektir.
Bu detaylı tedavi yöntemleri, kornea ülseri vakalarının ciddiyetine ve etken patojenin özelliklerine bağlı olarak adapte edilmelidir. Erken teşhis ve uygun tedavi, görme kaybı ve diğer uzun vadeli komplikasyonların önlenmesinde kritik bir rol oynar.
Kornea Ülserinden Korunma Yolları
Kornea ülseri gibi ciddi göz rahatsızlıklarını önlemek için alınabilecek bazı basit, ancak etkili önlemler vardır. Bu önlemler, özellikle kontakt lens kullanan kişiler için hayati önem taşır. Kornea sağlığını korumak için şu adımları izlemek mümkündür:
- Kontakt Lens Hijyeni: Lenslerin düzenli olarak temizlenmesi ve önerilen kullanım sürelerine uyulması önemlidir. Lensler, gece boyunca çıkarılmalı ve uygun çözeltilerle temizlenmelidir.
- Göz Yaralanmalarından Kaçınma: Özellikle tozlu, kimyasal maddelerle çalışılan ortamlarda gözlük kullanmak, göz yaralanmalarını önlemeye yardımcı olabilir.
- Düzenli Göz Kontrolleri: Göz sağlığı sorunları erken teşhis edilirse, tedavi şansı daha yüksek olur. Bu nedenle, özellikle risk grubunda yer alan kişilerin düzenli göz kontrollerine gitmeleri önemlidir.
- Bağışıklık Sistemini Güçlendirme: Kornea ülseri gibi enfeksiyon risklerini azaltmak için bağışıklık sistemini güçlendirecek sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek de göz sağlığı açısından faydalıdır.
Sonuç
Kornea ülseri, zamanında tedavi edilmezse ciddi görme kayıplarına neden olabilen tehlikeli bir göz rahatsızlığıdır. Belirtilerini erkenden fark etmek ve doğru tedavi yöntemleri ile müdahale etmek, göz sağlığını korumak açısından büyük önem taşır. Özellikle kontakt lens kullanıcıları, hijyen kurallarına dikkat ederek riski minimize edebilirler. Göz sağlığı, yaşam kalitesinin bir parçasıdır ve korunması gerekmektedir.
Referanslar:
- Kornea Ülseri Tedavisinde 7 Etkili Yöntem
- Kanski, J. J., Bowling, B. (2011). Clinical Ophthalmology: A Systematic Approach.
- Whitcher, J. P., Srinivasan, M., Upadhyay, M. P. (2001). Corneal blindness: a global perspective.
- Leck, A. K., Thomas, P. A., Hagan, M., et al. (2002). Aetiology of suppurative corneal ulcers in Ghana and south India, and epidemiology of fungal keratitis.
- Thomas, P. A., Geraldine, P. (2007). Fungal infections of the cornea.
- Liesegang, T. J., Forster, R. K. (1980). Spectrum of microbial keratitis in south Florida.
- Wilhelmus, K. R. (2001). Review of clinical experience with microbial keratitis.
- Bharathi, M. J., Ramakrishnan, R., Vasu, S., et al. (2003). Epidemiological characteristics and laboratory diagnosis of fungal keratitis.
- Cheng, K. H., Leung, S. L., Hoekman, H. W., et al. (1999). Incidence of contact-lens-associated microbial keratitis and its related morbidity.
- Pepose, J. S., Wilhelmus, K., Girard, L., et al. (1992). Steroid therapy for ocular herpes simplex.
- O’Brien, T. P., Maguire, M. G., Fink, N. E., et al. (1995). Herpes simplex virus keratitis in contact lens wearers.
- Alió, J. L., Abad, M., Artola, A., et al. (1993). Corneal complications of contact lens wear.
- Rhee, M. K., Mah, F. S. (2007). Infectious keratitis: challenges in diagnosis and therapy.
- Stapleton, F., Keay, L., Edwards, K., et al. (2008). The incidence of contact lens-related microbial keratitis.
- Dart, J. K., Radford, C. F., Minassian, D., et al. (2008). Risk factors for microbial keratitis with contemporary contact lenses.
- Tuli, S. S. (2009). Infectious keratitis: an overview of diagnosis and therapy.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/