Koroid Melanomunun 10 Belirtisi ve Tedavisi (CM)
Koroid melanomu, göz içi melanomlarının en yaygın türü olup, özellikle koroid tabakasında meydana gelen bir kanser türüdür. Göz içi yapıları koruyan ve besleyen koroid, pigment hücreleri içeren ince bir doku tabakasıdır. Bu hücrelerde meydana gelen anormal değişimler sonucu gelişen koroid melanomu, genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar ve yavaş ilerleyen, ancak tedavi edilmediğinde ölümcül sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır. Bu nedenle erken teşhis, hastalığın seyri açısından hayati önem taşır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Koroid Melanomunun 10 Belirtisi ve Tedavisi (CM)
Koroid melanomunun teşhisinde ve tedavisinde birçok faktör rol oynar. Yaş, genetik yatkınlık ve çevresel etkenler gibi çeşitli faktörler hastalığın gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Görme kaybı, bulanık görme ve gözde ağrı gibi belirtilerle kendini gösteren koroid melanomu, genellikle rutin göz muayenelerinde tespit edilir. Ancak hastalığın erken döneminde genellikle belirti göstermemesi, tanıyı zorlaştıran bir unsurdur. Bu nedenle düzenli göz muayeneleri hastalığın erken teşhisi açısından kritik bir role sahiptir.
Koroid melanomunun tedavi seçenekleri oldukça çeşitlidir ve hastalığın evresine, tümörün boyutuna ve yayılım durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Erken teşhis edilen ve lokalize tümörler genellikle cerrahi müdahale ile tedavi edilirken, daha ileri vakalarda radyoterapi veya kemoterapi gibi yöntemler tercih edilebilir. Tedavi sürecinde hem göz sağlığının korunması hem de hastalığın vücutta yayılmasının önlenmesi amaçlanır. Bu makalede, koroid melanomunun belirtileri, teşhis yöntemleri, tedavi seçenekleri ve risk faktörleri detaylı bir şekilde ele alınacak, aynı zamanda güncel araştırmaların ışığında hastalıkla mücadelede yeni yaklaşımlar değerlendirilecektir.
Son yıllarda koroid melanomunun tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, hala bu hastalığın tam anlamıyla kontrol altına alınabilmesi için yeni tedavi yöntemleri üzerine çalışmalar sürdürülmektedir. Göz içi melanomları, nadir görülen bir kanser türü olmakla birlikte, ciddi komplikasyonlar ve ölüm riski taşır. Bu nedenle, koroid melanomunun erken teşhisi ve tedavisinde modern tıbbın sunduğu olanaklardan yararlanmak, hastalığın prognozunu önemli ölçüde iyileştirebilir. Makalenin ilerleyen bölümlerinde koroid melanomunun tüm detaylarıyla ele alınacağı ve tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken unsurların altı çizilecektir.
Koroid Melanomu Nedir?
Koroid melanomu, gözün orta tabakasında bulunan ve kan damarları ile pigment hücrelerinden oluşan koroid tabakasında ortaya çıkan bir malign (kötü huylu) tümör türüdür. Göz melanomları, genellikle yavaş büyüyen tümörler olarak bilinir, ancak metastaz yaptığında ölümcül olabilen türlerdendir. Koroid melanomunun, gözdışındaki metastaz riskinin yüksek olması, özellikle akciğerler, karaciğer ve kemik gibi organlarda yayılım gösterme potansiyeli açısından tehlikelidir.
Koroid Tabakasının Yapısı ve İşlevi
Koroid tabakası, gözün retina ile sklera arasındaki yapısını oluşturan ve gözün beslenmesini sağlayan bir doku tabakasıdır. Pigmentli hücrelerle kaplı olan bu tabaka, ışığın retinaya ulaşmadan önce emilmesini sağlar ve böylece görme sürecini optimize eder. Bu tabakanın içerisinde melanin pigmentini üreten hücreler bulunur ve bu hücrelerde meydana gelen kontrolsüz hücre büyümesi koroid melanomuna yol açar. Melanomlar genellikle pigment hücrelerinde başladığı için, koroid melanomu en sık gözün bu bölümünde meydana gelir.
Koroid Melanomunun Sınıflandırılması
Koroid melanomları, genellikle büyüklüklerine ve yayılım seviyelerine göre sınıflandırılır. Küçük, orta ve büyük olarak ayrılan bu tümörler, büyüklüklerine bağlı olarak farklı tedavi yöntemleri gerektirir. Küçük melanomlar genellikle lazer tedavisi veya lokalize radyoterapi ile tedavi edilebilirken, büyük melanomlar cerrahi müdahale gerektirebilir. Melanomların yayılma potansiyeli göz önüne alındığında, erken teşhis ve tedavi kritik öneme sahiptir.
Koroid Melanomu Belirtileri
Koroid melanomu, gözün koroid tabakasında gelişen nadir fakat ciddi bir kanser türüdür. Erken teşhisi zor olabilen bu hastalığın belirtileri, genellikle kanser ilerleyene kadar belirgin şekilde ortaya çıkmaz. Ancak, bazı semptomlar dikkatlice değerlendirildiğinde, koroid melanomunun varlığı hakkında fikir verebilir. Bu bölümde, koroid melanomuna işaret eden en yaygın belirtileri detaylandıracağız.
1. Görme Alanında Bozulmalar
Koroid melanomunun en yaygın belirtilerinden biri, görme alanında meydana gelen değişikliklerdir. Hastalar, genellikle gözlerinin içinde veya görüş alanlarında “karartı” veya “leke” hissederler. Bu durum, melanomun retina ve görme sinirlerine baskı yapmasından kaynaklanabilir. Görüş alanındaki lekeler genellikle sabit bir noktada bulunur ve zamanla büyüyebilir. Bu tip görme bozuklukları, tümörün göz içinde yayılması veya büyümesi ile kötüleşebilir.
2. Işık Çakmaları ve Parlamalar (Fotopsi)
Fotopsi, gözde “ışık çakmaları” ya da “parlama” gibi hissedilen bir durumdur ve koroid melanomu olan kişilerde sıkça görülebilir. Bu semptom, tümörün retinaya veya çevresindeki sinirlere baskı yapması sonucu ortaya çıkar. Işık çakmaları, genellikle bir uyarı işareti olarak kabul edilmelidir çünkü bu belirti, göz içinde olağan dışı bir şeyin meydana geldiğini işaret eder. Fotopsi hissi, bazı hastalarda ara sıra meydana gelirken bazı hastalarda ise sık sık tekrarlayabilir.
3. Bulanık Görme
Bulanık görme, koroid melanomunun diğer bir yaygın belirtisidir. Melanom büyüdükçe gözün içinde sıvı birikmesine ve retinanın yerinden ayrılmasına neden olabilir. Bu durum da görüşte bulanıklığa yol açar. Ayrıca, tümörün göz merceğine baskı yapması durumunda lensin pozisyonu ve yapısı etkilenebilir, bu da bulanık görmeye yol açar. Bulanık görme, diğer göz hastalıklarıyla da ilişkili olabileceği için gözle ilgili bir problem fark edildiğinde mutlaka doktora danışılmalıdır.
4. Göz Ağrısı
Koroid melanomunun ilerleyen evrelerinde, gözde ağrı meydana gelebilir. Başlangıç aşamasında ağrı nadiren hissedilir; ancak tümör büyüdükçe gözde basınç artışı olabilir. Bu da gözde rahatsızlık veya ağrıya yol açabilir. Özellikle ağrı, tümörün büyüklüğü arttıkça veya göz içi basınç yükseldikçe daha belirgin hale gelir. Göz ağrısı, baş ağrısıyla birlikte de hissedilebilir ve genellikle ilerleyen evrelerin bir işareti olarak kabul edilir.
5. Gözde Şişlik ve Görünümde Değişiklik
Koroid melanomu olan kişilerde, gözün ön veya arka kısmında şişlik meydana gelebilir. Bu şişlik, gözün görünümünde değişikliğe yol açabilir. Tümör büyüdükçe gözde dışa doğru bir çıkıntı veya anormal bir şişlik hissi oluşabilir. Bu durum, gözün normal yapısını bozarak çevre dokulara da baskı yapabilir. Ayrıca, gözdeki renk değişiklikleri de hastalar tarafından fark edilebilir.
6. İkili Görme (Diplopi)
Koroid melanomunun belirtilerinden biri de ikili görme, yani diplopidir. Tümörün göz kasları veya sinirleri üzerinde baskı yapması, gözlerin düzgün hizalanmasını zorlaştırabilir ve bu durum çift görmeye yol açabilir. Diplopi, koroid melanomunun daha ileri evrelerinde daha sık görülen bir semptomdur. Hastalar, tek bir nesneyi çiftmiş gibi görebilir ve bu durum günlük aktiviteleri olumsuz etkileyebilir.
7. Göz Bebeğinde Anormal Genişleme veya Şekil Bozukluğu
Koroid melanomu bazen göz bebeğinde anormal genişleme veya şekil bozukluğuna da yol açabilir. Normalde yuvarlak olan göz bebeği şekli, tümör nedeniyle değişebilir veya düzensiz bir genişleme gözlenebilir. Bu değişiklikler, özellikle melanom gözün iris kısmına yakınsa daha belirgin hale gelir. Göz bebeğindeki bu tür anormallikler, dikkatli bir göz muayenesi ile fark edilebilir.
8. Gözde Kanlanma
Koroid melanomuna sahip kişilerde, gözde kanlanma meydana gelebilir. Bu kanlanma genellikle tümörün büyümesi sonucu göz içindeki damarlarda artan basınçla ilişkilidir. Kanlanma, özellikle tümörün gözün ön kısmına doğru büyümesi durumunda daha belirgin olabilir. Gözde sürekli veya sık sık görülen kızarıklık, göz sağlığı açısından ciddi bir belirtidir ve ihmal edilmemelidir.
9. Görme Keskinliğinde Azalma
Koroid melanomu olan bireylerde, görme keskinliği zamanla azalabilir. Tümörün retina üzerindeki baskısı arttıkça, görme kalitesi düşer. Özellikle merkezi görme alanında bulanıklık ya da kayıplar meydana gelebilir. Bu durum, kişinin okuma, yazma veya ince detay gerektiren işlerde zorlanmasına neden olur. Görme keskinliğindeki azalma, koroid melanomunun ilerlemesine bağlı olarak yavaş yavaş artabilir ve günlük aktiviteleri etkileyebilir.
10. Koyu Renkli Lekeler veya Gözde Koyu Noktalar
Koroid melanomu olan bazı bireyler, görme alanında koyu renkli lekeler veya noktalar fark edebilir. Bu lekeler, tümörün gözde oluşturduğu yapısal değişiklikler nedeniyle oluşabilir. Görüş alanındaki koyu noktalar, gözün çeşitli bölgelerinde ortaya çıkabilir ve zamanla boyut olarak büyüyebilir. Bu tür lekeler, koroid melanomunun önemli bir belirtisi olarak kabul edilir.
Koroid Melanomu Teşhisi
Koroid melanomu teşhisinde kullanılan yöntemler, hastalığın evresini ve tümörün büyüklüğünü belirlemek amacıyla yapılan detaylı incelemeleri içerir. Teşhis genellikle şu adımları içerir:
- Oftalmoskopi: Gözün iç yapılarının detaylı bir şekilde incelenmesini sağlayan oftalmoskopi, koroid melanomunun teşhisinde ilk başvurulan yöntemlerden biridir. Bu işlem sırasında doktor, gözün retina ve koroid tabakalarını inceleyerek tümör varlığını tespit edebilir.
- Ultrasonografi: Göz ultrasonu, gözdeki tümörlerin boyutlarını ve yerleşimlerini belirlemek için kullanılan bir başka önemli teşhis yöntemidir. Bu non-invaziv yöntem, tümörün çevre dokulara yayılımını da gösterir.
- Fluorescein Anjiyografi: Gözdeki kan damarlarının detaylı bir şekilde görüntülenmesini sağlayan bu yöntem, koroid melanomunun damar yapısındaki değişiklikleri tespit etmek için kullanılır.
- Biyopsi: Nadiren başvurulan biyopsi, özellikle tanının belirsiz olduğu durumlarda kullanılır. Bu işlemde tümörden bir örnek alınarak patolojik inceleme yapılır.
Erken teşhis edilen koroid melanomlarında tedavi şansı daha yüksektir. Bu nedenle belirtilerin fark edilmesi durumunda vakit kaybetmeden göz doktoruna başvurulması büyük önem taşır.
Koroid Melanomu Tedavisi
Koroid melanomu tedavisi, tümörün boyutu, konumu, hastanın genel sağlık durumu ve görme yetisinin korunması gibi faktörlere göre değişiklik gösterir. Bu nadir görülen göz içi kanser türü için amaç, hem kanserin yayılmasını engellemek hem de mümkünse görme kaybını en aza indirmektir. Günümüzde koroid melanomu tedavisinde kullanılan yöntemler cerrahi müdahale, radyoterapi, lazer tedavisi ve fotokoagülasyon gibi çeşitli yöntemleri içerir. Her tedavi yöntemi farklı avantaj ve dezavantajlar sunmakla birlikte, hastaya özgü tedavi planı belirlenirken tüm bu faktörler göz önünde bulundurulur.
1. Radyoterapi
Radyoterapi, koroid melanomunda sık kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. Genellikle tümör küçük veya orta boyutluysa tercih edilir. Radyoterapi türleri arasında brachytherapy (plak radyoterapi) ve proton ışın tedavisi gibi teknikler bulunmaktadır. Her iki yöntemde de radyasyon ışınları doğrudan tümör üzerine yönlendirilerek kanserli hücrelerin yok edilmesi amaçlanır. Bu yöntemlerde yüksek enerjili radyasyon ışınları kullanılırken, sağlıklı göz dokusunun korunması hedeflenir.
- Plak Radyoterapi (Brachytherapy): En yaygın kullanılan radyoterapi yöntemidir. Küçük bir radyasyon plakası (genellikle radyoaktif iyot veya rutenyum kullanılır) göz duvarına yerleştirilir ve birkaç gün boyunca burada kalır. Bu plak, doğrudan tümör üzerine yerleştirilerek kanser hücrelerini öldürmek için gerekli radyasyonu sağlar. Bu yöntem genellikle başarılı sonuçlar vermekte olup, koroid melanomunun yayılmasını engellerken görme yetisini koruma şansını da artırır.
- Proton Işın Tedavisi: Yüksek enerjili proton ışınları kullanılarak yapılan bir tedavi yöntemidir. Proton ışınları, tümörün bulunduğu bölgeye hassas bir şekilde yönlendirilir ve çevre dokulara minimum zarar verilir. Bu tedavi türü, özellikle büyük tümörlerde veya gözün arka bölgesinde bulunan koroid melanomlarında etkili olabilir. Proton ışın tedavisi, tümör hücrelerini doğrudan hedef alarak sağlıklı dokuların korunmasına yardımcı olur.
Radyoterapi tedavisinin en büyük avantajı, gözün tamamen alınmasını gerektirmeden tümörün tedavi edilmesine olanak tanımasıdır. Ancak tedavi sonrasında bazı hastalarda radyasyon retinopatisi veya optik nöropati gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir.
2. Cerrahi Müdahale
Koroid melanomunda cerrahi müdahale, tümör boyutunun büyük olduğu durumlarda veya tümörün diğer tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınamayacak bir pozisyonda bulunduğunda tercih edilebilir. Cerrahi müdahale, tümörün gözden tamamen çıkarılması anlamına gelen enükleasyon (gözün alınması) veya göz koruyucu cerrahiler gibi farklı yöntemler içerebilir.
- Enükleasyon (Gözün Alınması): Büyük tümörlerde, yayılma riskinin yüksek olduğu durumlarda veya radyoterapi ve diğer tedavi yöntemlerinin etkisiz olduğu vakalarda tercih edilir. Enükleasyon, tümörün tamamen alınmasını sağlar, ancak gözün kaybedilmesi anlamına gelir. Bu durum görme kaybına yol açsa da, koroid melanomunun metastaz yapma riskini azaltmak açısından etkili bir çözüm sunar. Enükleasyon sonrası göz protezleri ile estetik görünüm korunabilir.
- Parsiyel Rezeksiyon (Kısmi Çıkarma): Bazı durumlarda, tümörün bir kısmının çıkarılması mümkün olabilir. Bu tür cerrahi müdahale, tümörün yalnızca bir kısmını alarak gözün kısmi olarak korunmasını sağlar. Ancak, bu işlem genellikle zordur ve sınırlı sayıda vakada uygulanabilir.
Cerrahi müdahalenin en önemli avantajı, tümörün tamamen çıkarılmasıyla kanserin yayılma riskinin büyük oranda azaltılmasıdır. Bununla birlikte, cerrahi yöntemler genellikle kalıcı görme kaybına yol açabileceğinden, yalnızca diğer tedavi seçeneklerinin etkisiz kaldığı vakalarda tercih edilir.
3. Lazer Tedavisi (Termoterapi)
Termoterapi, lazer ışınları kullanılarak tümör hücrelerinin ısı yoluyla yok edilmesi esasına dayanır. Özellikle küçük ve orta boyutlu tümörlerde kullanılır. Lazer ışınları doğrudan tümöre uygulanır ve hücrelerin yüksek ısıyla yok edilmesi sağlanır.
- Transpupiller Termoterapi (TTT): Tümörün üzerine düşük enerjili bir lazer uygulanarak kanser hücrelerinin ısıtılması sağlanır. TTT, genellikle küçük tümörlerde etkili olur ve radyoterapi ile birlikte kullanıldığında tümör küçülmesinde başarılı sonuçlar elde edilebilir. Termoterapinin en büyük avantajı, göz dokusuna minimum hasar vererek yalnızca tümör hücrelerini hedef almasıdır. Ancak, termoterapi tedavisi sonrası tümörün tam olarak yok edilmesi her zaman mümkün olmayabilir, bu yüzden diğer tedavi yöntemleriyle desteklenmesi gerekebilir.
4. Fotokoagülasyon
Fotokoagülasyon, koroid melanomunun küçültülmesi amacıyla kullanılan bir diğer lazer tedavisi yöntemidir. Bu yöntemde yüksek enerjili lazer ışınları kullanılarak tümörün üzerine yoğun bir ısı enerjisi uygulanır ve tümör hücrelerinin ölümüne yol açılır. Fotokoagülasyon genellikle küçük tümörlerde etkili olup, diğer tedavi seçenekleriyle kombinlenebilir. Fotokoagülasyonun amacı, tümör hücrelerini yok ederek kanserin büyümesini engellemektir. Ancak, fotokoagülasyon görme kaybına yol açabileceği için her vakada tercih edilmez.
5. İmmünoterapi ve Diğer Destekleyici Tedaviler
İmmünoterapi, hastanın bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerine karşı doğal savunmayı artırmayı hedefleyen bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi türü, genellikle koroid melanomu gibi nadir kanser türlerinde destekleyici olarak kullanılır. İmmünoterapinin, melanom hücrelerinin büyümesini durdurmak veya azaltmak için etkili olduğu bazı araştırmalarla desteklenmiştir. Ancak, immünoterapinin koroid melanomunda standart bir tedavi olarak kullanılması yaygın değildir ve daha çok klinik araştırmalarda uygulanmaktadır.
Destekleyici tedaviler arasında ise göz sağlığını koruyucu beslenme önerileri, düzenli göz kontrolleri ve yaşam tarzı değişiklikleri yer alır. Örneğin, güneş ışığından korunmak, ultraviyole ışınlara maruz kalmayı en aza indirmek ve sağlıklı bir diyet sürdürmek tümör gelişimini yavaşlatabilir ve genel göz sağlığını destekleyebilir.
6. Kombine Tedavi Yöntemleri
Koroid melanomu tedavisinde, tümörün büyüklüğüne ve konumuna göre birden fazla tedavi yöntemi bir arada uygulanabilir. Kombine tedavi, özellikle büyük veya agresif tümörlerde daha iyi sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir. Örneğin, radyoterapi ve termoterapi bir arada uygulanarak tümörün küçültülmesi ve gözün korunması amaçlanabilir. Aynı şekilde, proton ışın tedavisi ile cerrahi müdahale de kombine edilerek daha kapsamlı bir tedavi sağlanabilir. Kombine tedavi yöntemleri, kişiye özel olarak planlanır ve her bir hastanın ihtiyaçlarına göre şekillendirilir.
Tedavi Sonrası Takip
Koroid melanomu tedavisinden sonra hastaların düzenli aralıklarla göz muayenesine gitmeleri son derece önemlidir. Tedavi sonrası takip, hem kanserin nüks etme riskini kontrol etmek hem de olası komplikasyonları erken tespit etmek amacıyla yapılır. Özellikle radyoterapi veya lazer tedavisi sonrasında retina ve diğer göz yapılarında hasar oluşma riski bulunduğundan, bu hasarların ilerlemesini önlemek için düzenli kontroller şarttır. Tedavi sonrası takiplerde yapılan testler ve muayeneler, hastanın görme yetisini korumaya yardımcı olur.
Koroid Melanomu Risk Faktörleri
Koroid melanomunun oluşumuna zemin hazırlayan çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır:
- Yaş: Koroid melanomu genellikle 50 yaş ve üzeri bireylerde daha sık görülür.
- Genetik Yatkınlık: Bazı genetik mutasyonlar, koroid melanomu riskini artırabilir. Ailesinde göz melanomu öyküsü olan bireyler daha fazla risk altındadır.
- Göz Rengi: Açık göz rengine sahip bireylerde koroid melanomu gelişme riski daha yüksektir.
- UV Işınlarına Maruz Kalma: Ultraviyole ışınları, melanom gelişiminde rol oynayabilir. Gözleri UV ışınlarından korumak için güneş gözlüğü kullanmak önemlidir.
Koroid Melanomu ve Prognoz
Koroid melanomunun prognozu, tümörün büyüklüğüne ve metastaz yapma durumuna bağlıdır. Erken teşhis edilen vakalarda tedavi şansı oldukça yüksekken, ileri evrelerde hastalığın tedavisi zorlaşır. Tümörün yayılma riski özellikle karaciğer gibi organlara metastaz yapma potansiyeli taşır, bu da prognozu olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, erken teşhis ve düzenli göz muayeneleri, prognozu olumlu yönde etkileyen en önemli faktörlerdir.
Sonuç
Koroid melanomu, göz içinde gelişen nadir ancak ciddi bir kanser türüdür. Erken teşhis edilmediğinde hayatı tehdit edici sonuçlar doğurabilir, ancak günümüzde modern tıbbın sunduğu tedavi yöntemleri sayesinde hastalıkla başa çıkma şansı oldukça yüksektir. Hastalığın belirtileri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri hakkında farkındalık sahibi olmak, bireylerin sağlığını koruma ve erken müdahale şansını artırma açısından büyük önem taşır. Düzenli göz kontrolleri ve güneşten korunma gibi önlemler, koroid melanomu riskini azaltmada etkili olabilir.
Referanslar:
- Koroid Melanomunun 10 Belirtisi ve Tedavisi (CM)
- Damato B., Coupland S. E. (2012). Ocular Melanoma, British Journal of Ophthalmology, Vol. 96, pp. 875-883.
- Chang A. E., Karnell L. H., Menck H. R. (2005). The National Cancer Data Base Report on Cutaneous and Noncutaneous Melanoma, Cancer Journal, Vol. 103, pp. 1000-1012.
- Shields J. A., Shields C. L. (2008). Management of Posterior Uveal Melanoma: Past, Present, and Future, Retina Today, pp. 30-36.
- Finger P. T. (2009). Radiation Therapy for Choroidal Melanoma, Ophthalmology Clinics of North America, Vol. 19, pp. 127-138.
- COMS Group (2006). Randomized Trial of Iodine 125 Brachytherapy for Choroidal Melanoma: Fifteen-Year Outcomes, Archives of Ophthalmology, Vol. 124, pp. 989-996.
- Singh A. D., Turell M. E., Topham A. K. (2011). Uveal Melanoma: Trends in Incidence, Treatment, and Survival, Ophthalmology, Vol. 118, pp. 1881-1885.
- Kaliki S., Shields C. L. (2017). Uveal Melanoma: Relatively Rare but Deadly Cancer, Eye, Vol. 31, pp. 241-257.
- Damato B., Coupland S. E. (2013). Ocular Melanoma: The Collaborative Ocular Melanoma Study (COMS) Results, Eye, Vol. 27, pp. 2-5.
- Gragoudas E. S., Seddon J. M., Egan K. M. (2002). Long-term Survival of Patients with Metastatic Choroidal Melanoma After Treatment with Chemotherapy, Journal of Clinical Oncology, Vol. 20, pp. 479-485.
- Seregard S., Spangberg B. (2007). Survival Rates of Patients with Choroidal Melanoma: A 30-Year Study, Acta Ophthalmologica Scandinavica, Vol. 85, pp. 741-745.
- Shields C. L., Kaliki S., Cohen M. N. (2015). Choroidal Melanoma: Clinical Features, Risk Factors, and Treatment Outcomes in 2000 Cases, Ophthalmology, Vol. 122, pp. 946-956.
- Singh A. D., Rennie I. G., Kivela T. (2004). Metastatic Uveal Melanoma: Current Therapeutic Options, British Journal of Ophthalmology, Vol. 88, pp. 123-129.
- Augsburger J. J., Corrêa Z. M. (2012). Cytogenetics and Prognostication of Uveal Melanoma: Monosomy 3, Loss of BAP1 Expression, and Other Indicators of Metastasis Risk, Ophthalmology and Visual Science, Vol. 53, pp. 56-63.
- Harbour J. W., Onken M. D. (2010). Uveal Melanoma Biology and Therapeutics, Cancer Treatment Reviews, Vol. 36, pp. 245-251.
- Schwartz J. G., Cameron J. D. (2005). Clinical Outcomes and Risk Factors for Uveal Melanoma Metastasis, Cancer Research, Vol. 10, pp. 374-382.
- Finger P. T., Kurli M. (2005). Radiation Therapy for Choroidal Melanoma: Plaque and Proton Beam Options, Ophthalmology Clinics of North America, Vol. 18, pp. 197-207.
- Gündüz K., Shields C. L. (2009). Uveal Melanoma Treatment Strategies and Outcomes: A Review, Seminars in Ophthalmology, Vol. 24, pp. 1-10.
- van den Bosch T., Kilic E. (2015). Prognostic Factors in Uveal Melanoma and Implications for Follow-up, Eye (London), Vol. 29, pp. 8-14.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/