Kronik Ağrı Nedir? Kronik Ağrı Tedavisinin 5 Aşaması
Kronik ağrı, bireylerin yaşam kalitesini derinden etkileyen ve modern tıbbın en zorlu konularından biri olarak öne çıkan bir sağlık sorunudur. Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen bu durum, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla da karmaşık bir yapı sergiler. Kronik ağrı, üç aydan uzun süren ve genellikle altında yatan bir yaralanma veya hastalığın ötesine geçen ağrı olarak tanımlanır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Kronik Ağrı Nedir? Kronik Ağrı Tedavisinin 5 Aşaması
Akut ağrının aksine, kronik ağrı bir uyarı mekanizması olmaktan çıkarak bireylerin günlük yaşamlarını sekteye uğratan kalıcı bir sorun haline gelir. Bu durum, bireylerin iş yaşamından sosyal ilişkilerine kadar geniş bir yelpazede etkiler yaratırken, sağlık sistemleri üzerinde de önemli bir yük oluşturur. Bu nedenle, kronik ağrının nedenleri, mekanizmaları ve tedavi yaklaşımları üzerine yapılan araştırmalar, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük bir öneme sahiptir.
Kronik ağrının bireyler üzerinde yarattığı etkiler, yalnızca fiziksel acı ile sınırlı değildir. Sürekli bir ağrı hissi, bireylerin duygusal ve psikolojik durumlarını derinden etkiler. Anksiyete, depresyon ve uyku bozuklukları, kronik ağrı ile sıkça ilişkilendirilen sorunlar arasındadır. Ayrıca, ağrının sürekliliği bireylerde güçsüzlük ve umutsuzluk hissine yol açabilir. Bu durum, hastaların sosyal ilişkilerini zayıflatabilir, iş gücünden çekilmelerine neden olabilir ve yaşam kalitelerini önemli ölçüde azaltabilir. Öte yandan, kronik ağrı yalnızca bireyi değil, aynı zamanda onların ailelerini ve çevresini de etkiler. Bakım verme yükünün artması, aile üyeleri arasında stresin yükselmesine ve ilişkilerin zedelenmesine neden olabilir. Bu bağlamda, kronik ağrı sadece bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda sosyal bir mesele olarak da ele alınmalıdır.
Kronik ağrı, bireysel etkilerinin ötesinde, toplumsal ve ekonomik boyutlarıyla da dikkat çekmektedir. Çalışma çağındaki bireylerin iş gücünden çekilmesi, üretkenliğin azalmasına ve iş yerlerinde verimlilik kaybına neden olur. Kronik ağrının sağlık sistemine olan maliyeti ise oldukça yüksektir; sık sık tekrarlayan doktor ziyaretleri, tanı süreçleri ve uzun süreli tedavi yaklaşımları, sağlık bütçeleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturur. Ayrıca, kronik ağrının neden olduğu iş gücü kaybı, toplum genelinde ekonomik bir yük haline gelir. Kronik ağrının yönetimi için etkili politikaların geliştirilmesi, hem sağlık sistemleri hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, kronik ağrıyı anlamak ve yönetmek için yapılan çalışmaların sonuçları yalnızca bireylerin değil, toplumların refahı üzerinde de önemli bir rol oynar.
Son yıllarda kronik ağrı üzerine yapılan araştırmalar, bu sorunun daha iyi anlaşılmasını sağlamış ve tedavi yaklaşımlarında yeni ufuklar açmıştır. Geleneksel yöntemlerin yanı sıra, multidisipliner tedavi modelleri ve bütüncül yaklaşımlar giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Ağrının yalnızca fiziksel bir fenomen olarak değil, biyopsikososyal bir problem olarak ele alınması, tedavi stratejilerinin etkinliğini artırmıştır.
Özellikle psikolojik destek, fizik tedavi, farmakolojik tedaviler ve alternatif tıp yöntemlerinin bir arada kullanılması, kronik ağrı yönetiminde umut verici sonuçlar doğurmuştur. Bunun yanı sıra, teknolojinin sağlık alanındaki ilerlemeleri, ağrı yönetiminde yeni araçların kullanılmasını mümkün kılmıştır. Özellikle nöromodülasyon teknikleri ve yapay zeka destekli kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımları, kronik ağrının daha etkili bir şekilde kontrol altına alınmasını sağlamaktadır. Bu gelişmeler, kronik ağrı ile yaşayan bireyler için daha umut verici bir gelecek vaat etmektedir.
Kronik Ağrı ile Akut Ağrı Arasındaki Fark Nedir?
Kronik ağrı ve akut ağrı, doğası ve etkileri açısından belirgin şekilde farklıdır. Akut ağrı, genellikle bir yaralanma, enfeksiyon veya başka bir fiziksel sorunun bir uyarısı olarak ortaya çıkar ve genellikle kısa bir süre devam eder. Bu tür ağrı, vücudun bir tehdit veya hasara yanıt olarak verdiği doğal bir reaksiyondur. Örneğin, bir kesi, burkulma veya diş ağrısı gibi durumlar akut ağrıya örnek olarak gösterilebilir. Akut ağrının temel amacı, bireyi bir tehlikeye veya hasara karşı uyarmaktır, böylece birey uygun bir müdahalede bulunabilir. Tedavi edildiğinde veya neden ortadan kalktığında, akut ağrı genellikle tamamen kaybolur.
Kronik ağrı ise akut ağrının aksine, genellikle 3 aydan daha uzun süren ve bazen yıllarca devam eden bir durumdur. Bu ağrı tipi, başlangıçta bir yaralanma veya hastalıktan kaynaklanabilir ancak genellikle altta yatan sorun iyileşse bile ağrı devam eder. Kronik ağrı, yalnızca fiziksel bir rahatsızlık olarak değil, aynı zamanda bireyin ruhsal, duygusal ve sosyal yaşamını etkileyen karmaşık bir sağlık sorunu olarak görülür. Beyin ve sinir sisteminin ağrı sinyallerini anormal şekilde işlemeye devam etmesi, kronik ağrının nedenlerinden biri olabilir. Bu nedenle, kronik ağrı bir semptom olmanın ötesine geçerek başlı başına bir hastalık olarak değerlendirilir.
Akut ağrının belirgin bir nedeni ve başlangıcı varken, kronik ağrı genellikle daha belirsiz ve çeşitli nedenlere bağlıdır. Akut ağrı tedavisi genellikle doğrudan nedenin ortadan kaldırılmasına odaklanırken, kronik ağrı tedavisinde daha kapsamlı ve çok yönlü bir yaklaşım gereklidir. Fizik tedavi, ağrı kesiciler, psikolojik destek ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi yöntemler kronik ağrının yönetiminde kullanılabilir. Bununla birlikte, kronik ağrının birey üzerinde fiziksel etkilerinin yanı sıra psikolojik etkileri de dikkate alınmalıdır, çünkü bu durum, depresyon, kaygı ve sosyal izolasyona yol açabilir.
Sonuç olarak, akut ve kronik ağrının farklarını anlamak, doğru tedavi yaklaşımlarını belirlemek açısından büyük önem taşır. Kronik ağrı, genellikle bir uzmanlık gerektiren karmaşık bir süreçtir ve bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle, kronik ağrı yaşayan bireylerin erken dönemde destek alması, ağrının kontrol altına alınması ve etkilerinin minimize edilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.
Yaygın Kronik Ağrı Türleri
Kronik ağrı, farklı bölgelerde ve çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. En yaygın kronik ağrı türleri şunlardır:
1. Baş Ağrıları: Migren ve gerilim tipi baş ağrıları, en sık görülen kronik baş ağrılarıdır. Migren, şiddetli ve zonklayıcı bir ağrıyla karakterizedir ve genellikle mide bulantısı, ışığa ve sese duyarlılık ile birlikte görülür. Gerilim tipi baş ağrıları ise daha hafif ve sıkıcı bir ağrı hissi yaratır.
2. Kronik Bel Ağrısı: Genellikle omurga sorunları, disk hernisi, artrit ya da kas-iskelet sistemi zayıflıkları nedeniyle ortaya çıkar. Sedanter yaşam tarzı, kötü duruş ve aşırı kilo, bel ağrısını tetikleyen faktörlerdir.
3. Fibromiyalji: Tüm vücutta yaygın ağrı, yorgunluk ve hassas noktaların varlığı ile tanınır. Stres, uyku bozuklukları ve genetik yatkınlık bu durumun gelişiminde rol oynayabilir.
4. Nöropatik Ağrı: Sinir hasarından kaynaklanan bu ağrı türü, genellikle yanma, batma veya elektrik çarpması hissiyle kendini gösterir. Diyabet, zona hastalığı veya sinir sıkışması gibi durumlar nöropatik ağrıya yol açabilir.
5. Artrite Bağlı Ağrılar: Osteoartrit veya romatoid artrit gibi durumlar, eklemlerde kronik ağrıya neden olabilir. Bu ağrılar genellikle iltihap, eklem hasarı veya aşınma sonucu gelişir.
6. Kanserle İlişkili Ağrı: Kanser tedavisi sırasında veya hastalığın kendisinden kaynaklanan ağrılar, kronik ağrı kategorisine girer. Tümörün büyüklüğü ve yerleşimi, ağrının yoğunluğunu etkileyebilir.
Kronik Ağrı Nedenleri Nelerdir?
Kronik ağrının altında yatan nedenler genellikle karmaşıktır ve birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle şekillenir:
1. Yaralanmalar ve Travmalar: Geçmişte yaşanan bir kaza, spor yaralanması ya da cerrahi müdahale sonrası ağrı kronikleşebilir. Özellikle düzgün tedavi edilmemiş yaralanmalar bu durumu tetikleyebilir.
2. Sinir Sistemi Sorunları: Sinirlerde hasar ya da aşırı duyarlılık, ağrının süreklilik kazanmasına neden olabilir. Nöropatik ağrı, bu tür sorunlardan kaynaklanır.
3. Kas-İskelet Sistemi Bozuklukları: Artrit, osteoporoz ve disk problemleri gibi durumlar kronik ağrının başlıca nedenleri arasındadır. Bu bozukluklar, vücut yapılarında sürekli bir stres ve inflamasyon yaratır.
4. Psikolojik Faktörler: Stres, depresyon ve anksiyete, kronik ağrıyı tetikleyebilen ya da şiddetlendirebilen önemli unsurlardır. Psikolojik durumlar, ağrı algısını artırabilir.
5. Enfeksiyon ve Hastalıklar: Zona (herpes zoster) gibi enfeksiyonlar ve Lyme hastalığı gibi kronik enfeksiyonlar ağrıya neden olabilir. Ayrıca kanser ve diyabet gibi sistemik hastalıklar da ağrıyı tetikleyebilir.
6. Genetik Yatkınlık: Bazı bireyler genetik olarak kronik ağrıya daha yatkındır. Özellikle fibromiyalji ve migren gibi durumlar, genetik yatkınlıkla ilişkilendirilmiştir.
Kronik Ağrı Nasıl Bir Duygudur?
Kronik ağrı, yalnızca fiziksel bir rahatsızlık değil, aynı zamanda duygusal, zihinsel ve sosyal bir yük olarak bireylerin hayatını derinden etkileyen bir durumdur. Bu tür ağrılar, sürekli bir acı hissi yaratmanın ötesinde, bireylerde çaresizlik, hüsran ve izolasyon gibi karmaşık duyguları tetikleyebilir. Sürekli varlığını hissettiren ağrı, bireyin kendini kontrol altında hissetme yetisini azaltır ve zamanla günlük yaşama karşı duyulan motivasyonu yok edebilir. Özellikle ağrının yoğun olduğu dönemlerde bireyler, yaşamlarının ağrı tarafından yönetildiğini hissedebilir. Bu his, bireyin özgürlüğünü sınırlayan ve sürekli bir dikkat gerektiren görünmez bir yük gibidir.
Kronik ağrı, bireylerde sık sık kaygı ve depresyon gibi ruhsal bozukluklara neden olabilir. Ağrının bitmek bilmeyen doğası, geleceğe yönelik bir belirsizlik hissi yaratarak zihinsel dayanıklılığı zorlar. “Bu ağrı hiç geçmeyecek mi?” ya da “Bir daha normal bir yaşam sürebilecek miyim?” gibi sorular, kişinin iç dünyasında sürekli yankılanır. Bunun sonucunda, sosyal hayata katılım azalabilir, bireylerin sevdikleriyle ilişkileri zayıflayabilir ve kişi kendini yalnız bir döngünün içinde bulabilir. Kronik ağrı çeken birçok birey, yalnızca fiziksel acıyla değil, aynı zamanda bu acının yarattığı psikolojik travmayla da mücadele etmek zorunda kalır.
Fiziksel ve duygusal etkiler bir yana, kronik ağrının sosyal bir boyutu da bulunmaktadır. Bireyler, ağrılarından dolayı iş yerinde veya sosyal etkinliklerde verimliliklerini kaybettiklerini hissedebilir. Bu durum, çevrelerindeki insanlarla olan ilişkilerini ve toplumsal rollerini yerine getirme kapasitelerini olumsuz etkiler. Çoğu zaman kronik ağrı, dışarıdan görünmeyen bir durum olduğu için çevresindeki kişiler tarafından yeterince anlaşılmadığını hisseden bireyler, bir yalıtılmışlık duygusuyla baş başa kalır. Bu da bireylerde, “Kimse benim acımı gerçekten anlayamaz” hissini doğurabilir ve empati eksikliği nedeniyle sosyal izolasyonu daha da derinleştirebilir.
Tüm bu etkilerin ötesinde, kronik ağrı bir kimlik meselesine dönüşebilir. Ağrıyla uzun süre yaşamak, kişinin kendini tanımlama biçimini değiştirebilir. “Sağlıklı” bir birey olmaktan çıkıp, “ağrı çeken biri” kimliğine bürünmek, bireyin benlik algısını sarsabilir. Bu durum, kişinin öz güvenini ve kendine olan inancını olumsuz etkileyebilir. Ancak, bu süreçte güçlü bir destek sistemi ve uygun terapötik yaklaşımlarla, kronik ağrı çeken bireylerin duygusal yüklerini hafifletmek mümkündür. Ağrının duygusal boyutunu anlamak ve buna yönelik çözümler geliştirmek, bireylerin daha iyi bir yaşam kalitesine kavuşmasına yardımcı olabilir.
Kronik Ağrı Tanısı Nasıl Konulur?
Kronik ağrının doğru bir şekilde tanımlanması ve tedavi edilmesi için kapsamlı bir değerlendirme gereklidir. Tanı süreci şu adımları içerir:
1. Ayrıntılı Hasta Hikayesi: Doktor, ağrının başlangıcı, süresi, yoğunluğu ve ağrıyı etkileyen faktörler hakkında bilgi alır. Ayrıca, hastanın geçmişteki tıbbi öyküsü ve yaşam tarzı değerlendirilir.
2. Fiziksel Muayene: Ağrının kaynağını belirlemek için kapsamlı bir fiziksel muayene yapılır. Kas-iskelet sistemi, sinir fonksiyonları ve hassas noktalar değerlendirilir.
3. Görüntüleme Teknikleri: Röntgen, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi yöntemler, yapısal sorunları ve iltihaplanmayı tespit etmek için kullanılır.
4. Laboratuvar Testleri: Kan testleri, iltihap göstergelerini, otoimmün hastalıkları veya enfeksiyon belirtilerini ortaya çıkarabilir. Özellikle romatizmal durumların değerlendirilmesinde önemlidir.
5. Sinir İletim Çalışmaları: Nöropatik ağrı şüphesi varsa, sinir iletim testleri veya elektromiyografi (EMG) gibi yöntemler sinirlerin işlevini değerlendirmek için kullanılır.
6. Psikolojik Değerlendirme: Kronik ağrı, çoğu zaman psikolojik faktörlerle ilişkilendirildiğinden, anksiyete, depresyon veya stres düzeylerini anlamak için bir psikolojik değerlendirme yapılabilir.
Tanı süreci sonucunda elde edilen bilgiler, bireye özel bir tedavi planı oluşturulmasında yol gösterici olacaktır.
Kronik Ağrı Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kronik ağrı tedavisi, bireyin yaşam kalitesini artırmayı, işlevselliğini geri kazandırmayı ve ağrı yönetimini optimize etmeyi amaçlayan multidisipliner bir yaklaşıma dayanır. Bu süreçte farmakolojik, non-farmakolojik ve invaziv yöntemler bir arada veya ayrı ayrı kullanılabilir. Tedavi planı, ağrının kaynağına, süresine, şiddetine ve bireyin genel sağlık durumuna bağlı olarak kişiselleştirilir.
1. Farmakolojik Tedaviler
Farmakolojik yöntemler, kronik ağrının kontrol altına alınmasında temel bir rol oynar. Kullanılan ilaçlar şunları içerir:
- Analjezikler: Parasetamol ve nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) gibi temel ağrı kesiciler, hafif ila orta şiddette ağrı için kullanılabilir.
- Opioidler: Şiddetli ağrı durumunda kısa süreli veya dikkatli bir şekilde uzun süreli kullanım için reçete edilir. Yan etkiler ve bağımlılık potansiyeli nedeniyle dikkatli değerlendirilmelidir.
- Antidepresanlar: Trisiklik antidepresanlar (örneğin amitriptilin) ve serotonin-noradrenalin geri alım inhibitörleri (SNRI’ler), özellikle nöropatik ağrı gibi bazı kronik ağrı türlerinde etkili olabilir.
- Antikonvülzanlar: Gabapentin ve pregabalin gibi ilaçlar, nöropatik ağrıyı hafifletmek için sıklıkla kullanılır.
- Topikal Tedaviler: Lidokain ve kapsaisin gibi topikal ajanlar, belirli bir bölgeye lokalize olan ağrılar için faydalıdır.
2. Non-Farmakolojik Tedaviler
İlaçsız yöntemler, ağrı yönetiminin önemli bir parçasıdır ve genellikle ilaç tedavisine ek olarak kullanılır. Bu yöntemler şunlardır:
- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Egzersiz programları, kas gücünü artırmaya ve esnekliği geliştirmeye yardımcı olur. Ayrıca postür ve hareket mekaniklerini düzeltmeyi hedefler.
- Psikoterapi: Bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireylerin ağrıya verdikleri tepkileri yönetmelerine yardımcı olur. Ağrının psikolojik etkileriyle başa çıkmak için de faydalıdır.
- Mindfulness ve Meditasyon: Stresin azaltılması ve ağrının algılanmasının kontrol edilmesinde etkili yöntemlerdir.
- Masaj ve Akupunktur: Alternatif yöntemler arasında yer alan bu teknikler, kas gerginliğini azaltabilir ve rahatlama sağlayabilir.
- TENS (Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu): Ağrı algısını azaltmak için düşük seviyeli elektriksel uyarılar kullanır.
3. İnvaziv Yöntemler
Bazı kronik ağrı durumlarında daha ileri müdahaleler gerekebilir. Bu yöntemler arasında şunlar bulunur:
- Sinir Blokajları: Lokal anestezikler veya steroid enjeksiyonları kullanılarak sinir iletiminin geçici olarak durdurulması hedeflenir.
- Epidural Steroid Enjeksiyonları: Bel ağrısı ve radikülopati gibi durumlar için yaygın olarak kullanılır.
- Nöral Ablasyon: Radyo frekansıyla sinirlerin hassas bir şekilde yakılması, özellikle faset eklem kaynaklı ağrılarda etkili olabilir.
- Spinal Kord Stimülatörleri: Omurilik üzerine yerleştirilen cihazlar, elektriksel uyarılar göndererek ağrı sinyallerini baskılayabilir.
- Cerrahi Müdahaleler: Kronik ağrının altında yatan yapısal bir sorun varsa (örneğin, omurga fıtığı), cerrahi çözüm gerekebilir.
4. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Kronik ağrının yönetiminde bireyin günlük yaşamında yapacağı değişiklikler büyük bir fark yaratabilir:
- Düzenli Egzersiz: Hafif aerobik egzersizler, endorfin salgılanmasını artırarak doğal bir ağrı kesici etki sağlar.
- Sağlıklı Beslenme: Anti-inflamatuar diyetler, vücutta iltihaplanmayı azaltabilir.
- Uyku Düzeni: Yeterli ve kaliteli uyku, ağrı algısını azaltmada önemlidir.
- Stres Yönetimi: Yoga, derin nefes alma teknikleri ve sosyal destek mekanizmaları, stresin ağrı üzerindeki etkisini azaltabilir.
5. Kişiselleştirilmiş Multidisipliner Yaklaşım
Kronik ağrı tedavisi, tek bir yönteme dayanmaz; bunun yerine multidisipliner bir ekibin iş birliğiyle bireyselleştirilmiş bir plan oluşturulur. Ağrı uzmanları, fizyoterapistler, psikologlar ve diyetisyenlerin dahil olduğu bir ekip, tedavi başarısını artırır.
Kronik ağrı tedavisi, bireyin yaşam kalitesini iyileştirme amacıyla sürekli bir değerlendirme ve uyum süreci gerektirir. Tedavi sürecinin etkinliği düzenli olarak izlenmeli ve gerektiğinde güncellenmelidir.
Kronik ağrı için hangi alternatif tedaviler mevcuttur?
Zamanla ağrıyı hafiflettiği gösterilen alternatif tedaviler şunları içerir:
- Akupunktur, vücudun içine yerleştirilen küçük iğneleri kullanan.
- Aromatik bitkiler ve uçucu yağlar kullanan aromaterapi.
- Kalp atış hızı, nefes alma ve kas gerginliği gibi şeyleri etkileyerek vücudunuzun çalışma şeklini nasıl değiştireceğinizi öğreten Biofeedback.
- Hipnoterapi veya hipnoz.
- Size kendinizi nasıl sakinleştireceğinizi öğreten farkındalık eğitimi.
- Müzik, sanat veya evcil hayvan terapisi.
- Vücudunuzdaki enerji alanlarını değiştirmek için dokunmayı kullanan bir terapistle Reiki veya Healing Touch™.
- Masaj, meditasyon ve rehberli imgeleme gibi rahatlama teknikleri.
Risk Faktörleri
Birçok durum veya yaralanma ağrıya neden olabileceğinden, onu deneyimlemek için çeşitli risk faktörleri vardır.
Bazı risk faktörleri şunları içerir:
- Genetiğiniz :
- Migren gibi bazı ağrı nedenleri ailede bulunur (genetiktir).
- Obeziteye sahip olmak :
- Obeziteye sahip olmak, eklemlerinizde fazladan baskı olduğu için artrit gibi ağrıya neden olan belirli sağlık koşullarını kötüleştirebilir.
- Yaşınız :
- Yaşlı insanların artrit ve nöropatiden kaynaklanan ağrı yaşama olasılığı daha yüksektir.
- Daha önce bir yaralanma geçirmiş olmak:
- Travmatik bir yaralanma geçirdiyseniz, gelecekte ağrı geliştirme olasılığınız daha yüksektir.
- Yorucu bir işe sahip olmak:
- Fiziksel olarak yorucu bir işiniz varsa, ağrı geliştirme riskiniz daha yüksektir.
- Stres yaşamak :
- Araştırmalar, kronik ağrının hem sık görülen stres hem de travma sonrası stres bozukluğu ile bağlantılı olduğunu göstermiştir.
- Sigara :
- Sigara içiyorsanız, kronik ağrı tedavisine ihtiyaç duyan tıbbi durumlar geliştirme riskiniz daha yüksektir.
Kronik Ağrının Komplikasyonları
Kronik ağrının komplikasyonları şunları içerebilir:
- Azalmış yaşam kalitesi.
- Depresyon.
- Endişe.
- Madde kötüye kullanımı bozuklukları.
- Mevcut kronik hastalığın kötüleşmesi.
- İntihar düşüncesi ve/veya intihar riskinde artış.
Kronik ağrının komplikasyonları ciddidir. Bu nedenle, ağrı yaşıyorsanız tıbbi yardım almanız çok önemlidir. Ağrı tedavisi ve yönetimi için birçok seçenek vardır. Sizin için işe yarayan doğru tedavi kombinasyonunu bulmak biraz zaman alsa da, denemeye değer.
Kronik Ağrıyla Nasıl Başa Çıkabilirim?
İlaç almanın, terapi almanın ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmanın yanı sıra kendinize iyi bakın.
Aşağıdaki eylemler, kronik ağrınızla başa çıkmanıza ve genel sağlığınızı iyileştirmenize yardımcı olur:
- Sigara içmekten kaçının.
- Çok fazla şey yapmaya çalışmayın. Dinlenme ve kişisel bakım için öncelik ve zaman içeren günlük bir program oluşturun.
- Sağlıklı diyetle beslen.
- Düzenli egzersiz.
- Yeterli uyku.
- Stresinizi yönetin.
- Benzer koşullara sahip diğer insanlardan öğrenmek için kronik ağrı için bir destek grubuna katılın.
- Uyku ve ağrı ile daha fazla soruna neden olabilecek alkolü sınırlayın.
- Olumlu düşünmeye çalışın.
Referanslar:
- Kronik Ağrı Nedir? Kronik Ağrı Tedavisinin 5 Aşaması
- Apkarian, A. V., Baliki, M. N., & Geha, P. Y. (2009). Towards a theory of chronic pain. Progress in Neurobiology, 87(2), 81-97.
- Tracey, I., & Mantyh, P. W. (2007). The cerebral signature for pain perception and its modulation. Neuron, 55(3), 377-391.
- Voscopoulos, C., & Lema, M. (2010). When does acute pain become chronic? British Journal of Anaesthesia, 105(S1), i69-i85.
- Turk, D. C., & Okifuji, A. (2001). Pain terms and taxonomies of pain. In Loeser, J. D. (Ed.), Bonica’s Management of Pain (pp. 18-25). Lippincott Williams & Wilkins.
- Woolf, C. J. (2011). Central sensitization: Implications for the diagnosis and treatment of pain. Pain, 152(3 Suppl), S2-S15.
- Bannister, K., Bee, L. A., & Dickenson, A. H. (2009). Preclinical and early clinical investigations related to the development of novel drugs for chronic pain. Expert Opinion on Emerging Drugs, 14(5), 635-651.
- Baron, R., Binder, A., & Wasner, G. (2010). Neuropathic pain: Diagnosis, pathophysiological mechanisms, and treatment. The Lancet Neurology, 9(8), 807-819.
- Basbaum, A. I., Bautista, D. M., Scherrer, G., & Julius, D. (2009). Cellular and molecular mechanisms of pain. Cell, 139(2), 267-284.
- Clauw, D. J. (2015). Diagnosing and treating chronic musculoskeletal pain based on the underlying mechanism. Best Practice & Research Clinical Rheumatology, 29(1), 6-19.
- Jensen, T. S., & Baron, R. (2003). Translation of symptoms and signs into mechanisms in neuropathic pain. Pain, 102(1-2), 1-8.
- Häuser, W., & Fitzcharles, M. A. (2018). Facts and myths pertaining to fibromyalgia. Dialogues in Clinical Neuroscience, 20(1), 53-62.
- Freynhagen, R., & Bennett, M. I. (2009). Diagnosis and management of neuropathic pain. BMJ, 339, b3002.
- Colloca, L., Ludman, T., Bouhassira, D., et al. (2017). Neuropathic pain. Nature Reviews Disease Primers, 3, 17002.
- Meints, S. M., & Edwards, R. R. (2018). Evaluating psychosocial contributions to chronic pain outcomes. Progress in Neuro-Psychopharmacology and Biological Psychiatry, 87, 168-182.
- Scholz, J., & Woolf, C. J. (2007). The neuropathic pain triad: Neurons, immune cells and glia. Nature Neuroscience, 10(11), 1361-1368.
- Gracely, R. H., & Schweinhardt, P. (2015). Chronic pain modulation by emotion and attention. Pain, 156(S1), S19-S25.
- Borsook, D., Linnman, C., & Faria, V. (2016). The cerebral dynamics of chronic pain: Overarching principles. Pain Management, 6(1), 33-46.
- Gatchel, R. J., Peng, Y. B., Peters, M. L., Fuchs, P. N., & Turk, D. C. (2007). The biopsychosocial approach to chronic pain: Scientific advances and future directions. Psychological Bulletin, 133(4), 581-624.
- Apkarian, A. V., Hashmi, J. A., & Baliki, M. N. (2011). Pain and the brain: Specificity and plasticity of the brain in chronic pain. Pain, 152(3 Suppl), S49-S64.
- Walker, S. M. (2016). Translational studies of persistent pain in children. British Journal of Anaesthesia, 117(Suppl 1), i27-i33.
- Olesen, A. E., Andresen, T., Staahl, C., & Drewes, A. M. (2012). Human experimental pain models for assessing the therapeutic efficacy of analgesic drugs. Pharmacological Reviews, 64(3), 722-779.
- Mills, S. E. E., Nicolson, K. P., & Smith, B. H. (2019). Chronic pain: A review of its epidemiology and associated factors in population-based studies. British Journal of Anaesthesia, 123(2), e273-e283.
- Loeser, J. D., & Treede, R. D. (2008). The Kyoto protocol of IASP basic pain terminology. Pain, 137(3), 473-477.
- Gaskin, D. J., & Richard, P. (2012). The economic costs of pain in the United States. The Journal of Pain, 13(8), 715-724.
- Fillingim, R. B., Loeser, J. D., Baron, R., & Edwards, R. R. (2016). Assessment of chronic pain: Domains, methods, and mechanisms. The Journal of Pain, 17(9 Suppl), T10-T20.
- Bement, M. K. H., & Sluka, K. A. (2014). Exercise-induced hypoalgesia: An evidence-based review. Pain, 155(12), 2604-2615.
- Bushnell, M. C., Čeko, M., & Low, L. A. (2013). Cognitive and emotional control of pain and its disruption in chronic pain. Nature Reviews Neuroscience, 14(7), 502-511.
- Tracey, I., & Bushnell, M. C. (2009). How neuroimaging studies have challenged us to rethink: Is chronic pain a disease? The Journal of Pain, 10(11), 1113-1120.
- Schweinhardt, P., & Bushnell, M. C. (2010). Pain imaging in health and disease: How far have we come? The Journal of Clinical Investigation, 120(11), 3788-3797.
- Kuner, R., & Flor, H. (2017). Structural plasticity and reorganization in chronic pain. Nature Reviews Neuroscience, 18(1), 20-30.
- Dworkin, R. H., Turk, D. C., Farrar, J. T., et al. (2005). Core outcome measures for chronic pain clinical trials: IMMPACT recommendations. Pain, 113(1-2), 9-19.
- McMahon, S. B., Cafferty, W. B. J., & Marchand, F. (2005). Immune and glial cell factors as pain mediators and modulators. Experimental Neurology, 192(2), 444-462.
- Eccleston, C., Crombez, G., & Aldrich, S. (2020). The impact of chronic pain on patients and their families. Pain Research and Management, 2020, Article ID 7982074
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/