Migren Ağrılarında İlk Yardımın 9 Aşaması: Migren Diyeti

100 / 100

Migren, günümüzde birçok insanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen, baş ağrısı türlerinden biridir. Çoğu kişi migreni sıradan bir baş ağrısı olarak algılayabilir, ancak migren atakları kişilerin günlük yaşamını zorlaştıran, yoğun ağrıya neden olan bir rahatsızlıktır. Bu baş ağrıları sıklıkla tek taraflı olur ve mide bulantısı, ışığa ve sese karşı duyarlılık gibi semptomlarla birlikte seyreder. Migren ağrıları genellikle birkaç saatten birkaç güne kadar sürebilir ve bireyin iş, sosyal yaşam ve genel refahını ciddi şekilde etkileyebilir.

Migren Ağrılarında İlk Yardımın 9 Aşaması: Migren Diyeti

Migren ağrılarıyla başa çıkmak her zaman kolay değildir, çünkü migrenin tetikleyici faktörleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Stresten hava değişimlerine, belirli yiyecek ve içeceklerden hormonal değişikliklere kadar birçok unsur migreni tetikleyebilir. Bu nedenle, migren ağrılarıyla karşı karşıya kalındığında uygulanabilecek ilk yardım stratejilerini bilmek, ağrıların şiddetini azaltmak ve atakların süresini kısaltmak için büyük önem taşır. Doğru müdahaleler sayesinde, migreni kontrol altına almak ve atakların etkilerini hafifletmek mümkündür.

Migren ağrıları, aniden başlayarak bireyi hazırlıksız yakalayabilir. Bu nedenle, migrenle baş etmede ilk adım, belirtileri erken fark edebilmek ve hızla müdahale edebilmektir. Migrende ilk yardım, kişinin atak sırasında ağrıyı hafifletecek yöntemlere yönelmesini içerir. Bu makalede, migren ağrılarının başlama aşamasında uygulanabilecek etkili ilk yardım yöntemlerini inceleyecek, bu süreçte dikkat edilmesi gereken noktaları vurgulayacağız. Ayrıca, migren atağı öncesi ve sırasında yapılması gerekenleri detaylandırarak, migren ağrısıyla başa çıkmanın yollarını adım adım açıklayacağız.

Bu yazı, migrenle mücadele eden bireyler için hem pratik çözümler sunacak hem de bu rahatsızlık hakkında daha geniş bir anlayış sağlayacaktır. Aynı zamanda, migren ağrılarında başvurulabilecek acil müdahale yöntemlerini bilmek, bireylerin yaşam kalitesini artırma potansiyeli taşır. Şimdi, migren ağrılarında ilk yardım ve migren ataklarını yönetme konusundaki en etkili stratejilere yakından bakalım.

Migren Ağrılarında İlk Yardımın 9 Aşaması: Migren Diyeti

Migren Belirtileri ve Erken Müdahale Yöntemleri

Migren, sıklıkla başın bir tarafında yoğun ağrıya yol açan, nörolojik bir hastalıktır. Migren ağrısı genellikle şiddetli, zonklayıcı ve başın bir kısmında lokalize olur, ancak bazı durumlarda başın her iki tarafında da hissedilebilir. Migren belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak genel olarak aşağıda belirtilen semptomlar tipiktir:

1. Baş Ağrısı

Migrenin en belirgin belirtisi, başın bir tarafında (genellikle sağ veya sol) yoğun bir ağrıya yol açmasıdır. Baş ağrısı şunlarla karakterizedir:

  • Zonklayıcı Ağrı: Ağrı genellikle pulsatil (zonklayıcı) bir yapıda olup, vücut hareketleriyle daha da şiddetlenebilir.
  • Şiddetli Ağrı: Hafif baş ağrısı yerine, migren genellikle kişinin günlük işlerini yapmasını zorlaştıracak kadar şiddetli olur.
  • Başın Bir Tarafında: Çoğunlukla başın bir tarafında hissedilir, ancak bazı durumlarda her iki tarafı da etkileyebilir.

2. Mide Bulantısı ve Kusma

Migrenin yaygın bir belirtisi de mide bulantısıdır. Bu bulantılar, baş ağrısının şiddetini arttırabilir ve bazı kişilerde kusmaya neden olabilir.

  • Bulantı: Migren sırasında mide bulantısı genellikle ağrının başlangıcında hissedilmeye başlar ve kötüleşebilir.
  • Kusma: Özellikle şiddetli migren ataklarında kusma görülebilir. Kusma, genellikle baş ağrısının süresine paralel olarak artar.

3. Işığa ve Sese Duyarlılık (Fotofobi ve Fonofobi)

Migren atakları sırasında, kişilerin ışığa (fotofobi) ve sese (fonofobi) karşı aşırı duyarlılığı artar. Bu durum, migrenin daha da zorlayıcı olmasına yol açar.

  • Fotofobi (Işığa Duyarlılık): Kişi, parlak ışıklardan rahatsız olabilir, bu nedenle loş ışıkta kalmayı tercih eder.
  • Fonofobi (Sese Duyarlılık): Normalde tolere edilebilen sesler bile, migren hastalarında aşırı rahatsız edici olabilir.

4. Görsel Bozukluklar (Auriküler Semptomlar)

Migrenin bazı hastalarında, baş ağrısı başlamadan önce görülen bazı görsel bozukluklar olabilir. Bu belirtiler auralar olarak adlandırılır ve migrenin klasik tipiyle ilişkili olabilir. Auralar, migrenin başlangıcından önce 20-30 dakika sürebilir.

  • Işık Çakmaları ve Parlak Noktalar: Görüş alanında ışık çakmaları, zigzag çizgileri veya kör noktalar ortaya çıkabilir.
  • Görsel Bozulmalar: Auralar, görsel algıyı bozarak, nesnelerin şekillerini ve renklerini değiştirebilir.
  • Geçici Görme Kaybı: Nadiren, geçici görme kaybı veya bulanık görme de olabilir.

5. Boyun ve Omuz Ağrıları

Migren hastaları, baş ağrısı başlamadan önce boyun bölgesinde gerginlik hissedebilir. Baş ağrısının şiddetli olduğu dönemlerde, boyun ve omuzlarda da ağrılar meydana gelebilir. Bu, kasların gevşememesi veya migrenin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.

6. Halsizlik ve Yorgunluk

Migren ataklarının ardından çoğu kişi aşırı halsizlik veya yorgunluk hissi yaşar. Bu durum, bazen migrenin bir belirtisi olarak da kendini gösterebilir.

  • Enerji Kaybı: Migren atakları sırasında ağrı ve rahatsızlık hissi, fiziksel ve zihinsel enerjiyi tükenmesine neden olabilir.
  • İyileşme Süreci: Atak sonrasında kişiler bir süre dinlenme veya uyuma ihtiyacı duyabilir.

7. Diğer Semptomlar

Migrenin bazı bireylerde başka semptomlarla da kendini gösterebileceği bilinmektedir. Bunlar arasında:

  • Çift Görme veya Görme Kaybı: Nadir de olsa migrenle ilişkili bazı görsel bozukluklar baş gösterebilir.
  • Zihinsel Bulanıklık: Migren sırasında zihin karışıklığı, unutkanlık veya konsantrasyon güçlüğü yaşanabilir.
  • Sinirlilik ve Depresyon: Baş ağrısı ve rahatsızlık duygusu, sinirlilik hali veya depresif ruh haline yol açabilir.
  • Çarpıntı: Migren atakları sırasında kalp atışları hızlanabilir ve çarpıntı hissi yaşanabilir.

Migren Ataklarını Hafifletmek İçin İlaçsız Yöntemler: Migren Tedavisi

Migren, şiddetli baş ağrıları, mide bulantısı, ışığa duyarlılık ve bazen görsel bozukluklarla karakterize bir nörolojik hastalıktır. Migren ataklarını tedavi etmek için ilaçlar genellikle etkili olsa da, ilaç kullanamayan kişiler veya ilaçların yan etkilerinden kaçınmak isteyenler için bazı ilaçsız yöntemler de mevcuttur. Bu yöntemler, migrenin şiddetini azaltabilir, atakların sıklığını düşürebilir ve baş ağrılarını hafifletebilir. İşte migren ataklarını hafifletmek için kullanılabilecek ilaçsız yöntemler:

1. Soğuk ve Sıcak Uygulamalar

  • Soğuk Kompres:
    Migren atağı sırasında, başın arka kısmına veya şakaklara soğuk kompres uygulamak, ağrıyı hafifletebilir. Soğuk, damarları daraltarak ağrıya neden olan iltihaplanmayı ve kan akışını azaltabilir.

    • Uygulama Şekli: Buz torbası veya soğuk bir havluyu başınıza 15-20 dakika boyunca uygulayabilirsiniz.
    • Dikkat Edilmesi Gerekenler: Buzun doğrudan cilde temas etmemesi için bir bez veya havlu ile sarılmalıdır.
  • Sıcak Kompres:
    Bazı insanlar sıcak uygulamalardan fayda görebilir. Boyun ve omuzlardaki kas gerginliğini azaltarak ağrıya neden olan stresin hafiflemesine yardımcı olabilir.

    • Uygulama Şekli: Sıcak su torbası veya ılık bir havlu ile boyun ve omuz bölgesine uygulama yapılabilir.

2. Akupresür ve Akupunktur

  • Akupresür:
    Akupresür, vücuttaki belirli noktalara baskı uygulayarak ağrıyı hafifletmeye yönelik bir tekniktir. Migrenle ilgili en yaygın uygulama noktalarından biri, elin baş parmağı ve işaret parmağının birleşim yeridir (Hegu noktası). Bu noktaya 5-10 dakika boyunca nazikçe baskı yapılabilir.
  • Akupunktur:
    Akupunktur, ince iğnelerin vücutta belirli noktalara yerleştirilerek dengeyi sağlamayı amaçladığı bir tedavi yöntemidir. Migrenin şiddetini ve sıklığını azaltmaya yardımcı olabilir.

3. Fiziksel Aktivite ve Yoga

  • Hafif Egzersiz:
    Düzenli yapılan hafif egzersiz, migrenin sıklığını ve şiddetini azaltabilir. Örneğin, yürüyüş, bisiklet sürme veya yüzme gibi düşük etkili aktiviteler, vücudu rahatlatabilir ve endorfin salgılayarak ağrıyı hafifletebilir.
  • Yoga:
    Yoga, stres yönetimi ve vücut farkındalığını artırmada etkili bir yöntemdir. Özellikle baş ve boyun kaslarının gevşetilmesi, migrenin hafiflemesine yardımcı olabilir. Yoga seanslarında, nefes teknikleri, meditasyon ve gevşeme egzersizleri de migreni önlemede faydalıdır.

4. Biyo-feedback (Biyolojik Geribildirim)

  • Biyo-feedback, vücudun fizyolojik süreçlerini kontrol etme ve yönetme yöntemidir. Özellikle stres ve kas gerginliği ile bağlantılı migrenlerde, biyo-feedback cihazları vücutta stresin azaldığı ve rahatlamanın başladığı anı kullanıcıya bildirir. Bu sayede kişi, kaslarını gevşetme ve stres seviyelerini kontrol etme konusunda eğitim alabilir.

5. Uyku Düzeni

  • Düzenli Uyku:
    Uyku, migren ataklarının önlenmesinde kritik bir rol oynar. Düzensiz uyku, migreni tetikleyebilir. Her gün aynı saatte uyumak, uyandığınızda yeterli miktarda dinlenmiş olmak, atakların sıklığını azaltabilir.
  • Uyumadan Önce Rahatlatıcı Bir Rutinin Olması:
    Yatmadan önce rahatlatıcı aktiviteler (örneğin, meditasyon, sıcak bir banyo veya hafif bir okuma) migreni engellemeye yardımcı olabilir.

6. Beslenme ve Diyet

  • Düşük Alerjenik Besinler:
    Bazı gıdalar, migreni tetikleyebilir. Şarap, peynir, çikolata, işlenmiş gıdalar, kafein ve monosodyum glutamat (MSG) gibi maddeler migreni arttırabilir. Bu nedenle bu gıdalardan kaçınılması, migrenin sıklığını azaltabilir.
  • Yeterli Su Tüketimi:
    Dehidrasyon migreni tetikleyebilir. Gün boyunca yeterli miktarda su içmek, migrenin önlenmesine yardımcı olabilir.

7. Stres Yönetimi ve Rahatlama Teknikleri

  • Meditasyon ve Nefes Egzersizleri:
    Stres, migrenin yaygın bir tetikleyicisidir. Meditasyon, derin nefes alma teknikleri ve rahatlama egzersizleri, stres seviyelerini azaltarak migrenin sıklığını ve şiddetini hafifletebilir.

    • Nefes Egzersizleri: Derin nefes almak, vücutta rahatlama sağlar ve migren ağrısını hafifletebilir.

8. Doğal Takviyeler

  • Magnezyum:
    Magnezyum eksikliği, migrenin sıklığını artırabilir. Magnezyum takviyeleri almak, bazı hastalar için migrenin şiddetini azaltabilir.
  • Melisa ve Papatya Çayı:
    Melisa ve papatya, doğal rahatlatıcı özelliklere sahip bitkilerdir. Bu bitkilerden yapılan çaylar, migren atağı sırasında rahatlatıcı bir etki sağlayabilir.

9. Ortamın Düzenlenmesi

  • Işık ve Ses Seviyesi:
    Migren, ışık ve ses hassasiyetini artırabilir. Huzurlu bir ortamda, loş ışıklar altında, sessiz bir odada dinlenmek, migrenin şiddetini hafifletebilir.

    • Flaşsız ortamlar: Bilgisayar ekranlarından veya televizyonlardan gelen parlamalardan kaçınılmalıdır.

Migren Ağrılarında Soğuk ve Sıcak Uygulamalar

Migren ağrıları sırasında soğuk ve sıcak kompres uygulamaları da ağrıyı hafifletmede yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. Soğuk kompres, kan damarlarını daraltarak baş ağrısının hafiflemesine yardımcı olabilir. Özellikle alın ve şakak bölgesine uygulanan soğuk kompresler, migren ağrısının yoğun olduğu dönemlerde rahatlama sağlayabilir. Aynı şekilde, ense ve boyun bölgesine uygulanan sıcak kompresler ise bu bölgedeki kas gerginliğini azaltarak ağrının hafiflemesine katkıda bulunur.

Soğuk ve sıcak kompreslerin uygulanma süreleri de oldukça önemlidir. Soğuk kompresi yaklaşık 15-20 dakika uygulamak yeterlidir, daha uzun süre uygulanması cilt üzerinde zarar verici olabilir. Aynı şekilde, sıcak kompres de en fazla 20 dakika boyunca kullanılmalıdır. Bu yöntemler, migren atakları sırasında ağrı kesici kullanmadan ağrıyı yönetmek isteyen bireyler için oldukça etkili ve kolay uygulanabilir çözümler sunar.

Migren Ağrılarında İlk Yardımın 9 Aşaması: Migren Diyeti

Beslenmenin Migren Üzerindeki Etkisi

Migren, başın tek bir tarafında yoğun, zonklayıcı ve şiddetli ağrılarla karakterize edilen nörolojik bir hastalıktır. Migrenin kesin nedeni hala tam olarak anlaşılamamış olsa da, genetik, çevresel faktörler, hormonal değişiklikler ve beslenme gibi birçok etkenin migren ataklarını tetiklediği bilinmektedir. Beslenme, migrenin seyrini etkileyebilir ve bazı yiyecekler migreni tetikleyebileceği gibi, bazı besinler ise baş ağrılarını hafifletebilir.

1. Migreni Tetikleyen Yiyecekler

Bazı besinler, migrenin şiddetini arttırabilir veya atakları tetikleyebilir. Bu tür yiyecekler, migren hastalarının dikkatli tüketmesi gereken gıda gruplarını oluşturur. Yaygın olarak bilinen migren tetikleyicileri şunlardır:

  • Amonyak içeren gıdalar: Peynir, salam, sosis ve diğer işlenmiş etler gibi yüksek miktarda tiramin içeren gıdalar, migreni tetikleyebilir. Tiramin, kan damarlarını daraltarak baş ağrılarını tetikleyebilir.
  • Çikolata: İçeriğindeki kafein ve feniletilamin gibi bileşikler, bazı migren hastalarında baş ağrılarına yol açabilir.
  • Kafein: Fazla kafein, baş ağrılarına yol açabileceği gibi, ani kafein yoksunluğu da migreni tetikleyebilir.
  • Alkol: Özellikle kırmızı şarap, migreni tetikleyen bir diğer yaygın besindir. İçeriğindeki histamin ve tiramin migreni kötüleştirebilir.
  • Yapay Tatlandırıcılar: Aspartam ve benzeri yapay tatlandırıcılar, bazı bireylerde migreni tetikleyebilir.
  • Aşırı Tuz Tüketimi: Yüksek tuz alımı, kan basıncını arttırarak migren ataklarını tetikleyebilir.
  • Citrus Meyveler: Limon, portakal ve greyfurt gibi meyveler, bazı migren hastalarında baş ağrılarına yol açabilir.

2. Migreni Hafifleten veya Önleyen Besinler

Bazı besinler, migreni hafifletici özelliklere sahip olabilir veya atakları önlemeye yardımcı olabilir. Bu tür besinler migren hastalarının diyetlerinde daha fazla yer almalıdır:

  • Magnezyum Kaynakları: Magnezyum eksikliği migreni tetikleyebilir. Magnezyum açısından zengin gıdalar, migrenin sıklığını ve şiddetini azaltabilir. Bu gıdalar arasında yeşil yapraklı sebzeler, kabak çekirdeği, badem, fasulye ve tam tahıllar bulunur.
  • Omega-3 Yağ Asitleri: Omega-3 yağ asitleri, anti-inflamatuar özelliklere sahip olup, migrenin şiddetini azaltabilir. Omega-3 kaynağı gıdalar arasında somon, sardalya, ceviz ve keten tohumu yer alır.
  • Riboflavin (B2 Vitamini): Riboflavin, migrenin sıklığını azaltmaya yardımcı olabilir. B2 vitamini bakımından zengin gıdalar arasında süt ürünleri, yumurta, badem ve yeşil sebzeler bulunmaktadır.
  • CoQ10 (Koenzim Q10): CoQ10, migrenin önlenmesinde etkili olabilen bir antioksidandır. Et ve deniz ürünleri gibi gıdalarda bulunur, ancak takviye olarak da kullanılabilir.
  • Zencefil: Zencefil, baş ağrılarına karşı etkili bir doğal tedavi olarak kullanılmaktadır. Anti-inflamatuar özellikleri sayesinde, mide bulantısı ve migrenin hafifletilmesine yardımcı olabilir.
  • Su ve Sıvı Alımı: Dehidrasyon, migren ataklarını tetikleyebilir. Yeterli su ve sıvı alımı, migreni önlemeye yardımcı olabilir.

3. Yeme Alışkanlıkları ve Migren

  • Düzenli Yeme Alışkanlıkları: Düzensiz yemek yemek, kan şekeri seviyelerinin düşmesine neden olabilir ve bu da migreni tetikleyebilir. Migren hastalarının düzenli aralıklarla, küçük porsiyonlar halinde yemek yemeleri önerilir.
  • Açlık ve Düşük Kan Şekeri: Uzun süreli açlık, kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalara yol açarak migreni tetikleyebilir. Yavaş sindirilen karbonhidratlar (örneğin tam tahıllar) ve protein içeren yemekler, kan şekeri dengesini koruyarak migren ataklarını engelleyebilir.
  • İdeal Porsiyonlar: Çok fazla yemek yemek veya aşırı yemek, mideyi zorlayarak baş ağrılarını tetikleyebilir. Migren hastalarının yemeklerde aşırıya kaçmamaları önemlidir.

4. Migren Diyetinde Dikkat Edilmesi Gereken Diğer Hususlar

  • Diyet Günlüğü: Migren hastalarının hangi yiyeceklerin atakları tetiklediğini tespit edebilmesi için bir diyet günlüğü tutmaları faydalı olabilir.
  • Gıda Alerjileri ve Duyarlılıkları: Migren hastalarında, gıda alerjileri veya intoleransları da baş ağrılarını tetikleyebilir. Laktoz intoleransı veya gluten hassasiyeti olan bireylerde, bu maddelerden kaçınılması gerekebilir.
  • Diyet Takviyeleri: Vitamin ve mineral takviyeleri, migren tedavisinde yardımcı olabilir. Ancak, takviye kullanımı konusunda bir doktora danışmak önemlidir.

Stres Yönetimi ve Migren Arasındaki İlişki

Stres, migrenin en yaygın tetikleyicilerinden biridir. Günlük yaşamın getirdiği baskılar, zamanla migren ataklarına yol açabilir. Bu nedenle, stres yönetimi, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmada kritik bir rol oynar. Stresi azaltmanın en etkili yollarından biri, düzenli olarak egzersiz yapmaktır. Yürüyüş, yoga, yüzme gibi hafif egzersizler, vücudun rahatlamasını sağlar ve migren ataklarının önlenmesine yardımcı olur.

Ayrıca, zihinsel rahatlama da migrenle başa çıkmada büyük önem taşır. Düzenli olarak yapılan meditasyon, derin nefes alma teknikleri ve mindfulness uygulamaları, zihinsel stresi azaltarak migrenin tetiklenmesini önleyebilir. Stres yönetimine yönelik diğer yöntemler arasında hobi edinmek, sosyal aktivitelerde bulunmak ve düzenli uyku alışkanlıkları kazanmak yer alır.

Migren Ağrılarıyla Başa Çıkmanın Uzun Vadeli Stratejileri

Migren ağrılarında ilk yardım yöntemleri, ani atakların hafifletilmesi için oldukça etkilidir, ancak uzun vadede migren ataklarını önlemek için daha kapsamlı stratejilere ihtiyaç vardır. Migreni önlemenin en etkili yollarından biri, tetikleyici faktörleri belirlemek ve bu faktörlerden kaçınmaktır. Günlük olarak migren günlüğü tutmak, atakların ne zaman ve hangi durumlarda başladığını anlamaya yardımcı olabilir. Bu sayede, migreni tetikleyen yiyecekler, stres faktörleri veya çevresel etmenler daha net bir şekilde belirlenebilir.

Bunun yanı sıra, düzenli doktor kontrolleri ve profesyonel tıbbi yardım almak da migrenle mücadelede önemli bir adımdır. Migren tedavisinde kullanılan yeni nesil ilaçlar ve tedavi yöntemleri, migren ataklarının sıklığını azaltma ve ağrıların şiddetini hafifletme konusunda etkili olabilir. Ayrıca, migrenle ilgili farkındalığın artması ve migren hastalarının yaşam kalitesini artıracak çözümler geliştirilmesi de uzun vadeli iyileşme süreçlerinde önemli bir rol oynar.

Sonuç

Migren, sıklıkla baş ağrıları, mide bulantısı, ışığa duyarlılık ve genel halsizlik gibi belirtilerle kendini gösteren karmaşık bir nörolojik hastalıktır. Migrenin tetikleyicileri kişiden kişiye değişse de, beslenmenin bu hastalık üzerindeki etkisi büyük bir öneme sahiptir. Migren diyeti, migren ataklarını önlemeye yardımcı olabilecek, aynı zamanda semptomların şiddetini azaltabilecek bir tedavi sürecinin parçasıdır. Sağlıklı bir diyet, migrenin yönetilmesinde önemli bir rol oynar, çünkü bazı besinler baş ağrılarını tetikleyebilirken, diğerleri rahatlama sağlama potansiyeline sahiptir.

Migren diyeti, genellikle taze meyve, sebze, tam tahıllar, omega-3 yağ asitleri içeren gıdalar ve yeterli su tüketimi ile dengeli bir şekilde yapılandırılmalıdır. Aynı zamanda, migreni tetikleyebilecek potansiyel besinlerden (örneğin, kafein, alkol, aşırı tuzlu gıdalar, işlenmiş gıdalar) kaçınılması gerekir. Düzenli ve dengeli öğünler, kan şekerini stabil tutarak migrenin daha az sıklıkta görülmesini sağlayabilir. Ayrıca, yeterli miktarda magnezyum ve B2 vitamini içeren gıdaların tüketilmesi, migren ataklarının şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, migren diyeti, tedaviye ek olarak, migren hastalarının yaşam kalitesini artıran bir yaklaşımdır. Diyet, migrenin yönetilmesinde yalnızca bir yardımcı tedavi olarak kalmamalı, aynı zamanda bir yaşam tarzı değişikliği olarak kabul edilmelidir. Migren atakları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmak için, bireylerin kişisel tetikleyicilerini tanımaları ve bunlara uygun şekilde diyetlerini düzenlemeleri gerekmektedir. Beslenme alışkanlıklarını değiştirmek, migren hastalarının ağrılarını hafifletme ve atakların sıklığını azaltmada önemli bir adımdır.

Referanslar:

  1. Migren Ağrılarında İlk Yardımın 9 Aşaması: Migren Diyeti
  2. Silberstein, S. D., Lipton, R. B., & Dalessio, D. J. (2001). Wolff’s headache and other head pain. Oxford University Press.
  3. Goadsby, P. J., Edvinsson, L., & Ekman, R. (2006). Pathophysiology of migraine: a disorder of sensory processing. Springer.
  4. Lipton, R. B., Stewart, W. F., Diamond, S., Diamond, M. L., & Reed, M. (2001). Prevalence and burden of migraine in the United States: data from the American Migraine Study II. Headache: The Journal of Head and Face Pain.
  5. Tfelt-Hansen, P., & Olesen, J. (2011). Taking the headache out of migraine research: Migraine with aura vs. migraine without aura. Neurology.
  6. Edmeads, J. G. (1991). Migraine—a primary care perspective. The Journal of the American Board of Family Practice.
  7. Cutrer, F. M., & Huerter, K. (2007). Migraine aura. Neurologic clinics.
  8. Dodick, D. W. (2018). A phase-by-phase review of migraine pathophysiology. Cephalalgia.
  9. Bigal, M. E., Serrano, D., Reed, M., Lipton, R. B., & Stewart, W. F. (2008). Chronic migraine in the population: burden, diagnosis, and satisfaction with treatment. Neurology.
  10. Aurora, S. K., & Wilkinson, F. (2007). The brain is hyperexcitable in migraine. Cephalalgia.
  11. Russell, M. B., & Olesen, J. (1996). A nosographic analysis of the migraine aura in a general population. Brain.
  12. Scher, A. I., Stewart, W. F., & Lipton, R. B. (2003). Migraine and mortality: a systematic review. Cephalalgia.
  13. Mathew, N. T. (2001). The prophylactic treatment of migraine. Neurology.
  14. Buse, D. C., & Scher, A. I. (2012). Migraine in the workplace: impact on quality of life and productivity. Current Pain and Headache Reports.
  15. Rapoport, A. M., & Bigal, M. E. (2005). Migraine preventive therapy: Current and emerging treatment options. Headache.
  16. May, A., & Goadsby, P. J. (1999). The trigeminovascular system in humans: pathophysiologic implications for primary headache syndromes of the neural influences on the cerebral circulation. Journal of Cerebral Blood Flow & Metabolism.
  17. https://scholar.google.com/
  18. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  19. https://www.researchgate.net/
  20. https://www.mayoclinic.org/
  21. https://www.nhs.uk/
  22. https://www.webmd.com/
Migren Ağrılarında İlk Yardımın 9 Aşaması: Migren Diyeti
Migren Ağrılarında İlk Yardımın 9 Aşaması: Migren Diyeti

 

Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372