Obsesif Kompulsif Bozukluk: 7 Nedeni, Belirtiler, Tedavisi
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), zihinsel sağlık alanında oldukça yaygın görülen bir anksiyete bozukluğudur. Bireylerin günlük yaşamlarını derinden etkileyen bu rahatsızlık, çoğu zaman tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşüncelerin yarattığı sıkıntıdan kurtulma amacıyla yapılan davranışlar (kompulsiyonlar) şeklinde ortaya çıkar. OKB, bireyin hayat kalitesini ciddi anlamda düşürme potansiyeline sahiptir. Öyle ki, bireyler günlük görevlerini yerine getiremez hale gelebilir, sosyal ilişkilerinde ve iş hayatlarında zorlanabilirler. Bu bozukluğun temelinde yatan mekanizmalar ve belirtileri çeşitlilik gösterebilir, ancak etkileri evrensel bir rahatsızlık hissi yaratır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Obsesif Kompulsif Bozukluk: 7 Nedeni, Belirtiler, Tedavisi (OKB)
OKB’nin tarihsel kökenlerine baktığımızda, eski çağlardan beri benzer belirtiler gösteren bireylerin farklı şekillerde tanımlandığını görüyoruz. Modern psikoloji ile birlikte OKB’nin bilimsel açıdan ele alınması 20. yüzyılın başlarına dayansa da, bu bozukluğun kökenleri daha eskiye dayanıyor. Günümüzde gelişen teknoloji ve araştırmalar, OKB’nin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında daha derinlemesine bilgi edinmemizi sağlamıştır. Ancak, tüm bu gelişmelere rağmen, bireyler hala toplumsal stigmalardan dolayı yardım arayışına girmekten çekinebiliyorlar. Bunun en büyük sebeplerinden biri de OKB’nin yanlış anlaşılması ve bireylere yanlış damgalar vurulmasıdır.
Obsesif kompulsif bozukluk, her yaştan ve her kesimden insanı etkileyebilen bir rahatsızlıktır. Çocukluk döneminden itibaren ortaya çıkabileceği gibi, yetişkinlikte de kendini gösterebilir. Bazı insanlar için bu bozukluk, hafif semptomlarla sınırlı kalırken, bazıları için hayatın neredeyse her alanını kapsayan daha ciddi boyutlara ulaşabilir. Bununla birlikte, bireylerin bu bozukluğu yönetebilmeleri için pek çok tedavi seçeneği bulunmaktadır. Ancak, OKB’nin karmaşıklığı, tedavi sürecinin zorluklarla dolu olmasına neden olabilir. Tedavi sürecinde başarı sağlanabilmesi için, doğru tanının konulması ve kişiye özel tedavi yöntemlerinin belirlenmesi hayati öneme sahiptir.
Son olarak, OKB hakkında bilgi sahibi olmanın sadece bu bozukluğu yaşayan bireyler için değil, aynı zamanda çevrelerindeki insanlar için de önemli olduğunu unutmamalıyız. Toplumda OKB hakkında bilinç yaratmak ve bu bozukluğu yaşayan bireylere destek olmak, onların hayat kalitelerini artırmada büyük rol oynar. Bu makalede, obsesif kompulsif bozukluğun belirtileri, nedenleri, tedavi yöntemleri ve nasıl yönetileceği hakkında kapsamlı bir bilgi sunmayı hedefliyoruz. OKB’nin ne olduğu, nasıl anlaşıldığı ve tedavi yöntemleriyle ilgili bilinç oluşturmak, hem bireysel hem de toplumsal açıdan önemli bir adımdır.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir?
Obsesif Kompulsif Bozukluk, bireyin istem dışı, rahatsız edici ve tekrarlayıcı düşünceler (obsesyonlar) yaşadığı ve bu düşünceleri hafifletmek veya kontrol etmek amacıyla zorlayıcı davranışlar ya da zihinsel eylemler (kompulsiyonlar) sergilediği kronik bir ruhsal bozukluktur. Obsesyonlar genellikle kişinin mantıksız ya da aşırı bulduğu, ancak kontrol edemediği kaygı verici düşünceler, görüntüler veya dürtüler şeklinde ortaya çıkar. Örneğin, kirlenme veya mikrop kapma korkusu, düzen ve simetri ihtiyacı, saldırgan veya yasaklı düşünceler gibi takıntılar sıkça görülür. Kompulsiyonlar ise bu obsesif düşünceler nedeniyle ortaya çıkan kaygıyı azaltmaya yönelik tekrar eden davranışlardır.
Aşırı el yıkama, belirli sayılarda nesnelere dokunma, kapı kilidini defalarca kontrol etme veya belirli kelimeleri içinden sürekli tekrar etme gibi ritüeller kompulsiyonlara örnektir. OKB, bireyin günlük yaşamını, işlevselliğini ve sosyal ilişkilerini ciddi şekilde etkileyebilir. Genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkabileceği düşünülmektedir. Tedavi edilmediğinde kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda düşürebilen bu rahatsızlık, genellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Belirtileri Nelerdir?
Obsesif Kompulsif Bozukluk, obsesyonlar (takıntılar) ve kompulsiyonlar (zorlantılar) ile karakterize edilen kronik bir ruhsal bozukluktur. OKB’nin belirtileri genellikle bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyerek kaygı ve stres düzeyini artırır. İşte OKB’nin temel belirtileri:
1. Obsesyonlar (Takıntılar)
Obsesyonlar, bireyin zihnine istemsiz bir şekilde giren, rahatsız edici ve tekrarlayıcı düşünceler, dürtüler veya imgeler olarak tanımlanır. Kişi, bu düşünceleri mantıksız bulmasına rağmen engelleyemez ve genellikle yoğun bir kaygı hissi yaşar.
a) Bulaşma ve Temizlik Takıntıları
- Mikroplardan veya kirden aşırı derecede korkma
- Başkalarına hastalık bulaştırmaktan endişe duyma
- Temizlikle ilgili aşırı ve tekrarlayıcı düşünceler
- Sürekli el yıkama, duş alma veya temizlik ürünleri kullanma ihtiyacı
b) Şüphe ve Kontrol Takıntıları
- Kapının kilitlenip kilitlenmediğinden emin olamama
- Ocağın veya ütünün kapatıldığını defalarca kontrol etme ihtiyacı
- Yazılı veya sözel olarak yapılan bir ifadeyi sürekli kontrol etme ve düzeltme çabası
- Kendi yaptığı bir hareketin başkalarına zarar verip vermediğinden endişe duyma
c) Düzen ve Simetri Takıntıları
- Eşyaların belirli bir düzende olmasını isteme
- Simetri veya dengeyi bozan durumlarda huzursuz hissetme
- Renk, şekil veya sayı bazında mükemmeliyetçilik geliştirme
- Cisimleri belirli bir sıraya koymadıkça rahat edememe
d) Dini ve Ahlaki Takıntılar
- Günah işleme korkusu
- Dua veya ibadetlerin yeterince düzgün yapılmadığı hissi
- Kutsal şeylere karşı kötü düşünceler geliştirme ve bundan yoğun suçluluk duyma
- Başkalarının dini inançlarına zarar verme korkusu
e) Saldırganlık ve Zarar Verme Takıntıları
- Sevdiklerine zarar verme korkusu
- Bıçak, makas gibi kesici aletleri görünce kendine veya başkalarına zarar vermekten endişe duyma
- Bebeğini düşürmek veya zarar vermek gibi düşüncelerin zihne istemsizce gelmesi
- Bir kişiye zarar verdiğinden şüphelenip geçmiş olayları defalarca sorgulama
f) Sayma ve Uğurlu-Uğursuz Sayılar Takıntısı
- Belirli bir sayıyı defalarca düşünme veya tekrar etme
- Uğursuz sayılardan kaçınma, uğurlu sayıları kullanma
- Bir işlemi belirli bir sayıda yapmazsa kötü bir şey olacağına inanma
2. Kompulsiyonlar (Zorlantılar)
Kompulsiyonlar, obsesyonların yarattığı kaygıyı azaltmak için yapılan tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemlerdir. Bu davranışlar genellikle mantıksız veya aşırı olmasına rağmen kişi bunları yapmadan duramaz.
a) Aşırı Temizlik ve Yıkama Davranışları
- Elleri belirli bir süre boyunca yıkama veya belirli bir ritüele göre yıkama
- Sürekli banyo yapma veya dezenfektan kullanma
- Günlük kıyafetleri çok sık değiştirme veya belirli bir düzende yıkama
- Temizlik maddelerine aşırı bağımlı olma
b) Tekrarlayıcı Kontrol Etme Davranışları
- Kapı kilitlerini, elektrikli aletleri veya muslukları defalarca kontrol etme
- Sevdiklerinin güvende olup olmadığını sık sık arayarak kontrol etme
- Bir şeyleri yazarken veya okurken hatasız yaptığını defalarca doğrulama ihtiyacı
c) Düzenleme ve Simetri Davranışları
- Eşyaları belirli bir düzene göre dizme ve bu düzenin bozulmasından rahatsız olma
- Bir şeyleri simetrik veya hizalı yerleştirmediğinde huzursuzluk duyma
- Masada veya rafta yer alan objeleri simetrik hale getirmeden rahat edememe
d) Sayma ve Tekrarlama Davranışları
- Belirli bir kelimeyi, duayı veya cümleyi belirli sayıda tekrarlama
- Kapıdan çıkmadan önce belirli sayıda adım atma
- Bir işi belirli bir düzende ve sayıda yapmadığında kötü bir şey olacağına inanma
e) Kaçınma ve Önleme Davranışları
- Belirli yerlerden veya nesnelerden uzak durma (örneğin, mikroplu olduğunu düşündüğü yerlere gitmeme)
- Dini ve ahlaki kaygılar nedeniyle belirli konuşmalardan veya aktivitelerden kaçınma
- Kötü düşüncelerle yüzleşmemek için zihnini başka şeylerle meşgul etme
f) Zihinsel Ritüeller
- İçinden belirli bir duayı veya kelimeyi belirli bir sayıda tekrarlama
- Kötü düşünceleri iyi düşüncelerle bastırma çabası
- Sürekli geçmişte yaptığı davranışları hatırlayıp, doğru olup olmadığını analiz etme
OKB’nin belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterse de, genel olarak obsesyonlar ve kompulsiyonlar bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Tedavi edilmediği takdirde belirtiler zamanla daha da şiddetlenebilir. Erken tanı ve tedavi sürecinin başlaması, kişinin yaşam kalitesini artırmada büyük önem taşır.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedenleri Nelerdir?
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), bireyin istem dışı, rahatsız edici düşüncelere (obsesyonlar) sahip olması ve bu düşünceleri azaltmak için tekrar eden davranışlar (kompulsiyonlar) sergilemesi ile karakterize edilen bir ruhsal bozukluktur. OKB’nin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, birçok biyolojik, genetik ve çevresel faktörün bu bozukluğun gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. İşte OKB’nin başlıca nedenleri:
1. Genetik Faktörler
Araştırmalar, OKB’nin genetik yatkınlıkla ilişkili olabileceğini göstermektedir. Ailede OKB öyküsü bulunan bireylerde, bu hastalığın görülme olasılığı daha yüksektir. Özellikle tek yumurta ikizleri üzerinde yapılan çalışmalar, genetik faktörlerin OKB’nin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Ancak, genetik yatkınlık tek başına OKB’ye neden olmaz; çevresel faktörlerle etkileşim halinde bozukluğun gelişmesine katkıda bulunur.
2. Beyin Kimyası ve Nörotransmitter Dengesizlikleri
Beyindeki nörotransmitterler, sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan kimyasal maddelerdir. Özellikle serotonin, dopamin ve glutamat gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, OKB’nin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynayabilir. Serotonin seviyelerinin düşük olması, obsesif düşünceler ve kompulsif davranışlarla ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle, serotonin seviyelerini düzenleyen antidepresanlar (SSRI grubu ilaçlar), OKB tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
3. Beyin Yapısındaki ve İşleyişindeki Değişiklikler
Manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) taramaları, OKB’li bireylerin beyin yapısında ve işleyişinde bazı farklılıklar olduğunu göstermektedir. Özellikle orbitofrontal korteks, anterior singulat korteks ve bazal gangliyon bölgelerinde anormallikler saptanmıştır. Bu bölgeler, karar verme, davranış kontrolü ve dürtü düzenleme ile ilişkilidir. Beyindeki bu anormallikler, bireyin obsesif düşünceleri bastıramamasına ve kompulsif davranışları kontrol edememesine neden olabilir.
4. Çevresel ve Psikososyal Faktörler
OKB’nin ortaya çıkışında çevresel faktörler de büyük bir rol oynayabilir. Aşağıda, OKB’yi tetikleyebilecek bazı çevresel faktörler sıralanmıştır:
- Travmatik Yaşantılar: Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, aşırı stresli olaylar ve duygusal istismar, OKB’nin gelişiminde risk faktörü olabilir.
- Aşırı Katı ve Baskıcı Yetiştirilme: Aile içinde aşırı disiplinli ve mükemmeliyetçi bir ortamda büyüyen çocukların, ilerleyen yaşlarda OKB geliştirme olasılığı daha yüksek olabilir.
- Bulaşıcı Hastalıklar ve Enfeksiyonlar: Bazı araştırmalar, çocukluk çağında streptokokal enfeksiyonlar (PANDAS sendromu) geçiren bireylerde OKB gelişme riskinin artabileceğini öne sürmektedir.
5. Kişilik Özellikleri
Bazı kişilik özellikleri, OKB gelişiminde yatkınlık yaratabilir. Özellikle şu kişilik özelliklerine sahip bireylerde OKB daha yaygın görülmektedir:
- Mükemmeliyetçilik: Kusursuzluk arayışı ve hata yapmaktan aşırı korkma, obsesif düşünceleri besleyebilir.
- Aşırı Sorumluluk Hissi: Başkalarının zarar görmesinden kendini sorumlu hissetmek, obsesif düşüncelerin gelişmesine neden olabilir.
- Kaygıya Karşı Aşırı Hassasiyet: Belirsizlik ve kontrol kaybına tahammülsüz olan bireyler, OKB belirtileri geliştirmeye daha yatkın olabilir.
6. Hormonal ve Biyolojik Değişiklikler
Hormonal dalgalanmalar ve biyolojik değişimler, bazı bireylerde OKB belirtilerinin şiddetlenmesine yol açabilir. Özellikle ergenlik, hamilelik ve doğum sonrası dönemlerde hormonal değişiklikler nedeniyle OKB semptomları artabilir. Kadınlarda doğum sonrası OKB (postpartum OKB) yaygın olarak gözlemlenebilir.
7. Stres ve Tetikleyici Olaylar
Şiddetli stres ve travmatik olaylar, OKB’nin başlamasına veya mevcut semptomların kötüleşmesine neden olabilir. Özellikle şu tür olaylar tetikleyici olabilir:
- Aile içi sorunlar, boşanma veya ölüm gibi duygusal kayıplar
- İş veya okul stresi
- Önemli yaşam değişiklikleri (evlilik, taşınma, iş değişikliği vb.)
Obsesif Kompulsif Bozukluk, tek bir nedene bağlı olarak gelişen bir rahatsızlık değildir. Genetik yatkınlık, beyin kimyası, çevresel faktörler, kişilik özellikleri ve hormonal değişimler gibi birçok farklı etkenin birleşimi OKB’nin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle, OKB’nin nedenlerini anlamak, hem erken teşhis hem de etkili bir tedavi planı geliştirmek açısından büyük önem taşımaktadır.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi Nasıl Yapılır?
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tedavisi, psikoterapi ve ilaç tedavisinin kombinasyonuna dayanır. Tedavi süreci, bireyin semptomlarının şiddetine, yaşam kalitesine etkisine ve kişisel ihtiyaçlarına göre özelleştirilir. Aşağıda, OKB’nin tedavisinde kullanılan yöntemler ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Bilişsel Davranışçı Terapi, OKB tedavisinde en etkili psikoterapi yöntemlerinden biridir. BDT’nin temel amacı, hastanın obsesyonlarını ve kompulsiyonlarını fark etmesini, anlamasını ve başa çıkmasını sağlamaktır.
- Maruz Bırakma ve Tepki Önleme (ERP): Hastalar, kaygı yaratan düşüncelerle (obsesyonlarla) kontrollü bir şekilde yüzleştirilir. Ancak bu süreçte, kompulsiyonları (takıntılı davranışları) yapmaları engellenir. Bu, beynin obsesyonları farklı bir şekilde işlemesine yardımcı olur.
- Bilişsel Yeniden Yapılandırma: Bireyin obsesyonlarını nasıl yorumladığını ve bu düşünceleri nasıl daha sağlıklı bir şekilde ele alabileceğini öğrenmesine yardımcı olur.
- Kademeli Maruziyet: Hastalar, korktukları durumlara aşamalı olarak maruz bırakılarak zamanla daha az kaygı hissetmeye başlarlar.
2. İlaç Tedavisi
OKB tedavisinde kullanılan ilaçlar genellikle serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) veya bazen trisiklik antidepresanlardan oluşur. İlaç tedavisi, tek başına veya psikoterapi ile birlikte uygulanabilir.
- Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI’lar): Fluoksetin, sertralin, paroksetin, fluvoxamin gibi ilaçlar OKB semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur.
- Trisiklik Antidepresanlar: Klomipramin gibi ilaçlar, SSRI’lara yanıt vermeyen hastalarda kullanılabilir.
- Atipik Antipsikotikler: Ağır vakalarda, SSRI’larla birlikte olanzapin veya risperidon gibi ilaçlar eklenebilir.
İlaç tedavisi genellikle 8-12 hafta içinde etkisini göstermeye başlar. Ancak tedavi süreci uzun vadeli olabilir ve ilaçların dozajı doktor kontrolünde ayarlanmalıdır.
3. Alternatif ve Destekleyici Tedaviler
İlaç ve psikoterapiye ek olarak, bazı destekleyici tedavi yöntemleri de OKB semptomlarının yönetilmesine yardımcı olabilir.
- Farkındalık ve Meditasyon: Düşünceleri yargılamadan kabul etmeyi öğreten farkındalık temelli terapiler, OKB semptomlarını azaltmada faydalı olabilir.
- Beslenme ve Egzersiz: Sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite, ruh sağlığını destekleyerek OKB semptomlarını hafifletebilir.
- Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMS): Dirençli OKB vakalarında, beyin aktivitesini değiştirmek için kullanılan bir yöntemdir.
- Derin Beyin Stimülasyonu (DBS): Çok ağır vakalarda, cerrahi olarak beyne elektrot yerleştirilerek uygulanan bir tedavi seçeneğidir.
4. Kendi Kendine Yardım Yöntemleri
Hastaların tedavi sürecine aktif olarak katılmaları, iyileşme sürecini hızlandırabilir. Günlük hayatta uygulanabilecek bazı yöntemler şunlardır:
- Düşünce Günlüğü Tutmak: Obsesif düşüncelerin ne zaman ortaya çıktığını ve neye tepki olarak geliştiğini anlamaya yardımcı olabilir.
- Rahatlama Teknikleri: Nefes egzersizleri, yoga ve kas gevşetme teknikleri stresi azaltarak semptomları hafifletebilir.
- Destek Gruplarına Katılmak: OKB ile mücadele eden diğer bireylerle deneyim paylaşımı, yalnızlık hissini azaltabilir.
- Düzenli Uyku Alışkanlıkları Geliştirmek: Yetersiz uyku, OKB semptomlarını kötüleştirebilir. Bu nedenle uyku düzenine dikkat edilmelidir.
5. Tedavi Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
OKB tedavisi uzun vadeli bir süreç olabilir ve sabır gerektirir. Tedavi sürecinde şu hususlara dikkat edilmelidir:
- Tedaviye Düzenli Devam Edilmelidir: İlaç tedavisi veya psikoterapi süreci aksatılmamalıdır.
- Ani İlaç Kesilmemelidir: Doktor önerisi olmadan ilaçları bırakmak, semptomların şiddetlenmesine neden olabilir.
- Günlük Rutinler Korunmalıdır: Yapılacak işler listesi oluşturmak ve düzenli bir yaşam sürdürmek, semptomları kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, OKB tedavisi kişiye özel olarak planlanmalıdır. Psikoterapi, ilaç tedavisi ve destekleyici yöntemlerin bir kombinasyonu, hastaların semptomlarını hafifletmesine ve yaşam kalitesini artırmasına yardımcı olabilir.
Başa Çıkma Yöntemleri Nelerdir?
- Farkındalık Geliştirmek:
- Obsesyonların farkına varmak ve onları kontrol etmeye çalışmak yerine kabul etmeyi öğrenmek.
- Zorlamalardan Kaçınmak:
- Kompulsiyonları yerine getirerek obsesyonları geçici olarak hafifletebilirsiniz, ancak uzun vadede bunlar sorunu çözmez.
- Stres Yönetimi:
- Stresi azaltmak ve rahatlama teknikleri uygulamak OKB semptomlarını hafifletebilir.
Sonuç
Obsesif Kompulsif Bozukluk, yaşam kalitesini etkileyebilen zorlayıcı bir ruhsal sağlık sorunudur. Ancak doğru tedavi ve yönetim yaklaşımlarıyla semptomlar kontrol altına alınabilir. Erken tanı ve profesyonel yardım, OKB ile mücadelede önemlidir. Unutmayın ki her birey farklıdır, bu nedenle tedavi planı kişiye özgü olmalıdır.
Referanslar:
- Obsesif Kompulsif Bozukluk: 7 Nedeni, Belirtiler, Tedavisi (OKB)
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.
- Abramowitz, J. S., Taylor, S., & McKay, D. (2009). Obsessive-compulsive disorder. The Lancet, 374(9688), 491–499.
- Foa, E. B., Liebowitz, M. R., Kozak, M. J., et al. (2005). Randomized, controlled trial of exposure and ritual prevention, clomipramine, and their combination in the treatment of obsessive-compulsive disorder. American Journal of Psychiatry, 162(1), 151–161.
- Jenike, M. A. (2004). Obsessive-compulsive disorder: Contemporary perspectives for the clinician. Washington, DC: American Psychiatric Publishing.
- Ruscio, A. M., Stein, D. J., Chiu, W. T., & Kessler, R. C. (2010). The epidemiology of obsessive-compulsive disorder in the National Comorbidity Survey Replication. Molecular Psychiatry, 15(1), 53–63.
- Simpson, H. B., Foa, E. B., Liebowitz, M. R., et al. (2006). Obsessive-compulsive disorder: Advances in research and practice. American Journal of Psychiatry, 163(7), 1117–1127.
- Pauls, D. L., Abramovitch, A., Rauch, S. L., & Geller, D. A. (2014). Obsessive-compulsive disorder: An integrative genetic and neurobiological perspective. Dialogues in Clinical Neuroscience, 16(2), 221–227.
- Stein, D. J., Costa, D. L., Lochner, C., et al. (2019). Obsessive-compulsive disorder. Nature Reviews Disease Primers, 5, 52.
- Fineberg, N. A., Brown, A., Reghunandanan, S., & Pampaloni, I. (2013). Obsessive-compulsive disorder: Clinical and neurobiological advances. World Psychiatry, 12(1), 19–33.
- Abramowitz, J. S. (2006). The psychological treatment of obsessive-compulsive disorder. Canadian Journal of Psychiatry, 51(10), 667–672.
- Mataix-Cols, D., Do Rosario-Campos, M. C., & Leckman, J. F. (2002). A multidimensional model of obsessive-compulsive disorder. American Journal of Psychiatry, 159(2), 164–173.
- Piacentini, J., Bergman, R. L., Keller, M. H., et al. (2011). Randomized controlled trial of cognitive-behavioral therapy for obsessive-compulsive disorder in children. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 50(1), 52–63.
- Bloch, M. H., & Pittenger, C. (2016). Systematic review of the obsessive-compulsive disorder literature: Controversies and future directions. Journal of Psychiatric Research, 82, 27–37.
- Koran, L. M., Hanna, G. L., Hollander, E., Nestadt, G., & Simpson, H. B. (2007). Practice guideline for the treatment of patients with obsessive-compulsive disorder. American Journal of Psychiatry, 164(7), 1–59.
- Abramowitz, J. S., Deacon, B. J., & Whiteside, S. P. (2001). Exposure and response prevention for obsessive-compulsive disorder: A review and meta-analysis. Journal of Psychiatric Research, 35(1), 27–39.
- Simpson, H. B., Steinglass, J. E., Cohen, L. H., et al. (2013). Augmentation strategies in treatment-resistant obsessive-compulsive disorder. Journal of Clinical Psychiatry, 74(11), 1087–1095.
- Cervin, M., Larsson, M., & Andersson, E. (2015). Neuropsychological functioning in obsessive-compulsive disorder: A meta-analysis. Brain Sciences, 5(4), 495–508.
- Taylor, S. (2011). Cognitive-behavioral therapy for obsessive-compulsive disorder: Current status and future directions. Expert Review of Neurotherapeutics, 11(2), 215–227.
- Abramowitz, J. S., McKay, D., & Taylor, S. (2008). The efficacy of exposure and ritual prevention for obsessive-compulsive disorder. Clinical Psychology Review, 28(8), 1312–1320.
- Mataix-Cols, D., Rauch, S. L., & Alessi, S. M. (2002). Obsessive-compulsive disorder: A comprehensive review of the neurobiological basis and treatment approaches. Current Opinion in Psychiatry, 15(4), 359–364.
- Del Casale, A., Kotzalidis, G. D., Rapinesi, C., et al. (2011). The role of neuroimaging in obsessive-compulsive disorder: A systematic review. Journal of Neuropsychiatry and Clinical Neurosciences, 23(2), 147–159.
- Saxena, S., Brody, A. L., Schwartz, J. M., & Baxter, L. R. (2001). The neurobiology of obsessive-compulsive disorder: The search for imaging biomarkers. Biological Psychiatry, 51(7), 503–511.
- Chamberlain, S. R., Blackwell, A. D., Fineberg, N. A., et al. (2005). Cognitive inflexibility in obsessive-compulsive disorder. American Journal of Psychiatry, 162(5), 938–940.
- Menzies, L., Chamberlain, S. R., Laird, A. R., et al. (2008). Neurocognitive endophenotypes of obsessive-compulsive disorder. Brain, 131(1), 322–330.
- Skoog, T., Gustafson, D., & Pedersen, N. L. (2015). Long-term outcome in obsessive-compulsive disorder: A 30-year follow-up study. Acta Psychiatrica Scandinavica, 132(2), 131–137.
- Husted, D. S., et al. (2014). Global treatment-refractory obsessive-compulsive disorder: Evidence, challenges, and future directions. Journal of Psychiatric Practice, 20(5), 394–403.
- Koran, L. M. (2000). Treatment-resistant obsessive-compulsive disorder. New England Journal of Medicine, 343(16), 1200–1202.
- Pallanti, S., Quercioli, L., Hollander, E., et al. (2011). Treatment-refractory obsessive-compulsive disorder: Methodological issues and treatment strategies. Journal of Clinical Psychiatry, 72(8), 1028–1035.
- Foa, E. B., & Kozak, M. J. (1986). Emotional processing of fear: Exposure to corrective information. Psychological Bulletin, 99(1), 20–35.
- Stein, D. J., Fineberg, N. A., & Hanna, G. L. (2002). Obsessive-compulsive disorder: Classification, neurobiology, and treatment. Journal of Clinical Psychiatry, 63(Suppl 11), 7–12.
- Goodman, W. K., Price, L. H., Rasmussen, S. A., et al. (1989). The Yale-Brown Obsessive Compulsive Scale: I. Development, use, and reliability. Archives of General Psychiatry, 46(11), 1006–1011.
- Jenike, M. A. (1989). Obsessive-compulsive disorder: Theory, research, and treatment. New York, NY: Raven Press.
- Mataix-Cols, D., Boman, M., Monzani, B., et al. (2013). Family studies of obsessive-compulsive disorder: A systematic review. Acta Psychiatrica Scandinavica, 128(4), 234–244.
- Stein, D. J., Lochner, C., & Fineberg, N. A. (2006). Toward a better understanding of obsessive-compulsive disorder: A review of diagnostic and therapeutic challenges. CNS Drugs, 20(7), 565–583.
- Saxena, S. (2011). The neurobiology and pharmacotherapy of obsessive-compulsive disorder. Current Opinion in Psychiatry, 24(1), 54–60.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.nhs.uk/