Omuz Çıkığının 8 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
Omuz çıkığı, omuz ekleminin yerinden çıkması durumu olup, çoğunlukla travmatik bir olayın sonucu olarak ortaya çıkar. Omuz eklemi, vücudumuzun en hareketli ve karmaşık eklemlerinden biri olmasından dolayı, çıkıklara karşı savunmasız bir yapıya sahiptir. Bu makalede, omuz çıkığının nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve rehabilitasyon süreci detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Ayrıca, omuz çıkığının tekrar etme olasılığını azaltmak için uygulanabilecek önlemler ve egzersizler hakkında da bilgi verilecektir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Omuz Çıkığının 8 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
Omuz eklemi, tıp dilinde “glenohumeral eklem” olarak bilinir ve kolun geniş bir hareket kabiliyetine sahip olmasını sağlar. Ancak bu hareket kabiliyeti, eklemi aynı zamanda zayıf ve çıkıklara yatkın hale getirir. Omuz çıkığı, omuz eklemini oluşturan humerus kemiğinin (kol kemiği) glenoid kaviteden (omuz yuvası) dışarı çıkması durumudur. Bu durum, genellikle sporcularda ve fiziksel aktivite gerektiren işlerde çalışan kişilerde sık görülür. Çıkığın derecesine bağlı olarak, omuz ekleminde ciddi hasarlar meydana gelebilir ve uygun tedavi edilmediğinde kalıcı eklem sorunlarına yol açabilir.
Omuz çıkığı genellikle ani bir darbe veya aşırı gerilme sonucu meydana gelir. Örneğin, bir futbol maçında oyuncunun omuzunun üzerine düşmesi ya da bir basketbolcunun savunma esnasında kolunu aşırı geriye itmesi gibi durumlar, omuz çıkığının en yaygın nedenleri arasındadır. Ancak, omuz çıkıkları yalnızca sporcularla sınırlı değildir; günlük yaşamda basit bir hareket sırasında bile omuz çıkığı meydana gelebilir. Özellikle eklemlerinde gevşeklik (laksisite) olan kişiler, bu tür yaralanmalara karşı daha hassastır.
Omuz çıkığı, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir durumdur. Çıkık sonrası şiddetli ağrı, hareket kısıtlılığı ve eklemde şekil bozukluğu gibi belirtiler, hastanın günlük aktivitelerini yapmasını engelleyebilir. İlk müdahale genellikle çıkığın yerine oturtulması (redüksiyon) ve sonrasında omuzun bir süre hareketsiz bırakılması şeklinde olur. Ancak, bu durumun tekrarlama riski oldukça yüksektir. Özellikle genç yaşta omuz çıkığı yaşayan bireylerde, doğru tedavi ve rehabilitasyon uygulanmadığı takdirde tekrarlayan çıkıklar ve kronik omuz instabilitesi gelişebilir.
Omuz çıkığı tedavisinde erken ve doğru müdahale çok önemlidir. İlk yardım ve tıbbi müdahale, çıkığın derecesine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Tedavi sürecinde cerrahi yöntemler de uygulanabilir. Bunun yanı sıra, rehabilitasyon süreci ve omuz eklemini güçlendirme egzersizleri, tekrarlayan çıkıkların önlenmesinde kritik bir rol oynar. Bu makalede, omuz çıkığının tanı ve tedavi yöntemleri, rehabilitasyon süreci ve tekrar eden çıkıklardan korunma yolları detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Omuz Çıkığı Nedenleri
Omuz çıkığı, omuz eklemini oluşturan kemiklerin normal pozisyonlarından kayması sonucu oluşur. Omuz eklemi, insan vücudundaki en hareketli eklemlerden biridir ve bu durum, çıkıklara karşı daha hassas hale gelmesine neden olur. Omuz çıkığının nedenleri genellikle travma, aşırı zorlama veya anatomik yapının zayıflığı gibi faktörlerden kaynaklanır. Bu nedenler detaylı olarak şu şekilde açıklanabilir:
- Travmatik Yaralanmalar:
Omuz çıkığının en yaygın nedeni, omuz bölgesine ani ve şiddetli bir darbe alınmasıdır. Özellikle spor aktiviteleri sırasında yaşanan düşmeler, çarpmalar veya kazalar bu tür travmaları tetikler. Futbol, basketbol, voleybol ve güreş gibi temas sporları bu açıdan risklidir. Ayrıca trafik kazaları ve yüksekten düşme gibi ciddi travmalar da omuz çıkığına yol açabilir. - Omuzun Aşırı Zorlanması:
Tekrarlayan omuz hareketleri veya ağır kaldırma gibi aktiviteler, eklem üzerindeki baskıyı artırarak çıkığa zemin hazırlayabilir. Özellikle iş hayatında ağır yük taşıyan kişilerde veya düzenli olarak ağırlık kaldırma antrenmanı yapan bireylerde bu durum sıkça görülür. - Anatomik Faktörler ve Gevşek Eklem Yapısı:
Bazı kişilerde bağ dokularının genetik olarak daha gevşek olması, eklemlerin stabilitesini azaltabilir. Bu durum, eklemin kolayca yerinden çıkmasına neden olur. Bağ dokusu gevşekliği ile karakterize hipermobilite sendromları da omuz çıkığı riskini artıran faktörler arasındadır. - Daha Önce Yaşanan Çıkıklar:
Daha önce omuz çıkığı geçiren bireylerde eklemin stabilitesi azalır ve bu da omuzun yeniden çıkma olasılığını artırır. Tekrarlayan çıkıklar genellikle bağ dokularının ve kasların zayıflamasına bağlıdır. Bu durum, özellikle tedavi edilmemiş veya eksik tedavi edilmiş vakalarda daha yaygındır. - Omuzun Hareket Aralığının Fazlalığı:
Omuz eklemi, geniş bir hareket aralığına sahip olduğu için dış kuvvetlere karşı hassastır. Bu hareket aralığı avantajlı olsa da eklem stabilitesinin azalmasına neden olabilir. - Yaş ve Aktivite Düzeyi:
Genç yaşlarda omuz çıkığı daha çok spor yaralanmaları veya travmalarla ilişkilidir. Yaşlı bireylerde ise kas yapısındaki zayıflama ve bağ dokularındaki esneklik kaybı omuz eklemini daha kırılgan hale getirerek çıkık riskini artırır. - Mesleki Risk Faktörleri:
Omuz eklemini zorlayan işler, özellikle inşaat işçileri, boyacılar veya tekrar eden kol hareketleri gerektiren mesleklerde çalışan bireyler, omuz çıkığına daha yatkındır.
Omuz Çıkığı Belirtileri
Omuz çıkığı, genellikle travmatik bir olaydan sonra aniden ortaya çıkan belirgin belirtilerle kendini gösterir. Bununla birlikte, belirtilerin şiddeti ve türü çıkığın tipi ve derecesine bağlı olarak değişebilir. Omuz çıkığının en yaygın belirtileri şunlardır:
- Şiddetli Omuz Ağrısı:
Çıkık meydana geldiğinde omuz bölgesinde ani ve yoğun bir ağrı hissedilir. Ağrı genellikle eklemin yanlış pozisyonda olmasından kaynaklanır ve kolun hareket ettirilmesiyle daha da şiddetlenir. - Omuz Şeklinde Bozukluk:
Çıkık olan omuzda belirgin bir deformasyon görülebilir. Omuzun yuvarlak görünümü kaybolur ve çıkık olan tarafta bir çukurlaşma veya anormal çıkıntı fark edilebilir. Bu durum, özellikle travma sonrası ilk muayenede kolayca tespit edilir. - Hareket Kaybı:
Omuz çıkığı olan bir birey, kolunu hareket ettirmekte büyük zorluk çeker. Eklemin yerinden çıkması nedeniyle hareket açıklığı ciddi şekilde azalır ve omuz fonksiyonunu tamamen kaybedebilir. - Şişlik ve Morarma:
Çıkık sonrası omuz bölgesinde hızlı bir şekilde şişlik oluşabilir. Eklemi çevreleyen yumuşak dokuların hasar görmesi nedeniyle morarma ve iltihaplanma da sıkça görülür. - Sinir veya Damar Hasarına Bağlı Belirtiler:
Çıkık sırasında sinirlerin veya kan damarlarının zarar görmesi durumunda şu belirtiler ortaya çıkabilir:- Kolda uyuşma veya karıncalanma hissi.
- Kol veya elde güç kaybı.
- Ciltte solgunluk veya soğukluk (dolaşımın bozulduğunu gösterebilir).
- Kas Spazmları:
Omuz çıkığı sonrası, çevredeki kaslar refleks olarak spazm yaşayabilir. Bu durum, ağrıyı artırır ve omuzun yeniden yerine oturtulmasını zorlaştırabilir. - Tekrarlayan Çıkıklarda Daha Hafif Belirtiler:
Eğer birey daha önce birden fazla omuz çıkığı yaşamışsa, belirtiler daha hafif olabilir. Ancak eklem stabilitesinin azalması nedeniyle omuz tekrar tekrar çıkabilir ve kronik bir sorun haline gelebilir. - Kolun Anormal Pozisyonu:
Omuz çıkığı sırasında kol, doğal olmayan bir pozisyonda sabitlenebilir. Örneğin, kişi kolunu vücudundan uzak tutmak veya belirli bir açıda sabit tutmak zorunda kalabilir.
Omuz çıkığı belirtilerini doğru bir şekilde tanımak, hızlı ve doğru bir tedavi için kritik öneme sahiptir. Özellikle sinir veya damar hasarı belirtilerinin fark edilmesi, kalıcı komplikasyonların önlenmesi açısından acil tıbbi müdahaleyi gerektirir. Tedavi süreci için belirtilerin ciddiyetine göre uygun bir tanı ve tedavi planı oluşturulmalıdır
Omuz Çıkığı Tanısı
Omuz çıkığı, genellikle travma sonrası aniden ortaya çıkan bir durum olduğu için tanısı çoğunlukla hastanın hikayesine ve fiziksel muayeneye dayanarak konur. Ancak, kesin tanı koymak ve hasarın derecesini belirlemek için bazı yöntemler kullanılır. İşte omuz çıkığının tanısı için kullanılan başlıca yöntemler:
- Hasta Hikayesi:
- Tanı sürecinin ilk adımı, hastanın yaşadığı travmanın türü ve semptomları hakkında bilgi toplamaktır.
- Hasta, omuzunda ani bir ağrı, hareket kısıtlılığı ve omuzun şeklinde değişiklik gibi belirtilerden şikayetçi olabilir. Çıkık, genellikle omzun yerinden çıktığı an hissedilir ve omuz çevresinde bir deformasyon fark edilebilir.
- Fiziksel Muayene:
- Doktor, hastanın omuz bölgesini dikkatlice değerlendirir. Omuzda belirgin bir asimetri veya çıkıntı olup olmadığına bakar.
- Çıkık olan omuz, genellikle aşağıya veya öne doğru yer değiştirmiştir ve bu durum dışarıdan fark edilebilir.
- Doktor, hassasiyet, şişlik ve hareket kısıtlılığı gibi belirtileri kontrol eder.
- Sinir ve damar hasarı riski nedeniyle, muayene sırasında omuzun çevresindeki cilt hissi ve nabız da değerlendirilir.
- Görüntüleme Yöntemleri:
- Röntgen: Çıkığın kesin olarak doğrulanması ve olası kırıkların tespit edilmesi için ilk tercih edilen görüntüleme yöntemidir. Röntgen, omuz ekleminde meydana gelen yer değişikliğini net bir şekilde gösterir.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Özellikle bağ, tendon veya yumuşak doku hasarından şüphelenildiğinde kullanılır. MRG, kas-iskelet sistemi yapılarının ayrıntılı görüntülenmesini sağlar.
- Ultrason: Bazı durumlarda omuz eklemi çevresindeki yumuşak dokuları ve sıvı birikimini değerlendirmek için kullanılabilir.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT): Karmaşık vakalarda, özellikle kırıklarla birlikte olan çıkıklarda veya yeniden çıkık riski olan durumlarda kullanılabilir.
- Nörovasküler Değerlendirme:
- Çıkık sırasında omuz çevresindeki sinir ve damarlar zarar görebilir. Özellikle aksiller sinir hasarı riski nedeniyle, muayene sırasında kolun his kaybı veya güçsüzlük belirtileri değerlendirilir.
- Nabız kontrol edilerek, dolaşımın normal olup olmadığı kontrol edilir.
- Fonksiyonel Testler:
- Doktor, omuzun hangi hareketlerle ağrıdığı ve kısıtlandığı hakkında bilgi alır. Ancak omuzun gereksiz yere hareket ettirilmesi daha fazla hasara neden olabileceği için bu testler dikkatle yapılır.
Omuz çıkığı tanısı koyulduktan sonra, hastanın yaşı, fiziksel aktivite düzeyi ve çıkığın derecesine göre tedavi yöntemi planlanır. Bununla birlikte, her çıkık vakası bireysel olarak değerlendirilir ve uygun tedavi yöntemine geçilmeden önce tüm tanı verileri dikkate alınır.
Omuz Çıkığı Tedavisi
Omuz çıkığı tedavisi, eklem yapısının tekrar normal pozisyonuna getirilmesi ve uzun vadede stabilitesinin korunmasını amaçlar. Tedavi süreci, çıkığın ciddiyetine, omuzdaki yapısal hasarın boyutuna, hastanın yaşına ve yaşam tarzına göre şekillenir. Omuz çıkığı tedavisi genellikle şu aşamalardan oluşur:
1. Redüksiyon (Çıkığın Yerine Oturtulması)
Redüksiyon, omuz eklemini yerine oturtma işlemidir ve genellikle ilk basamak tedavi olarak uygulanır. Bu işlem, çıkığın tipi ve ciddiyetine bağlı olarak farklı tekniklerle gerçekleştirilir:
- Kapalı Redüksiyon: Cerrahi müdahale gerektirmeden yapılan bu işlem, genellikle bir sağlık uzmanı tarafından hastanın omzunun kontrollü bir şekilde manipüle edilmesi ile gerçekleştirilir. İşlem sırasında hastaya ağrı kesici veya kas gevşetici ilaçlar verilerek rahatlatılır. Bazı durumlarda, sedasyon uygulanabilir.
- Açık Redüksiyon: Eğer kapalı redüksiyon mümkün değilse veya eklemde ciddi yapısal hasar varsa, cerrahi müdahale gerekebilir.
Redüksiyon işlemi sırasında komplikasyonların önlenmesi için dikkatli olunmalı, işlem radyolojik görüntüleme eşliğinde gerçekleştirilmelidir.
2. İmmobilizasyon (Omzun Hareketinin Kısıtlanması)
Omuz çıkığı tedavisinde, eklem yerine oturtulduktan sonra genellikle bir süre immobilizasyon uygulanır. Bu süreçte omzun hareket ettirilmesini önlemek için çeşitli yöntemler kullanılır:
- Askı veya Atel Kullanımı: Omzu sabit tutmak ve iyileşmeyi hızlandırmak için hastaya özel bir askı veya atel takılır. Bu cihazlar, eklemin stabilitesini korur ve tekrarlayan çıkıkları önler.
- Süre: İmmobilizasyon süresi genellikle 1-3 hafta arasında değişir. Ancak süre, hastanın yaşı, kas yapısı ve omuz çevresindeki dokuların iyileşme kapasitesine göre farklılık gösterebilir.
İmmobilizasyonun uzun süreli uygulanması kas zayıflığına yol açabileceğinden, bu süreç fizik tedaviye geçişle desteklenir.
3. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Fizik tedavi, omuz çıkığının tedavisinin kritik bir parçasıdır. Omuzun normal hareket açıklığını kazanması, kasların güçlenmesi ve eklem stabilitesinin sağlanması için düzenli egzersizler yapılır. Fizik tedavi süreci şu aşamaları içerir:
- Pasif Hareketler: İlk aşamada, omuzun aşırı zorlanmasını önlemek için hafif pasif hareketler yapılır. Bu hareketler, omuz ekleminin tekrar hareket kabiliyeti kazanmasına yardımcı olur.
- Aktif Egzersizler: Pasif hareketlerin ardından, omuz çevresindeki kasları güçlendirmek için aktif egzersizler uygulanır. Bu egzersizler, özellikle rotator manşet kaslarını hedef alır.
- Direnç Egzersizleri: Kas gücünü artırmak ve eklem stabilitesini desteklemek için direnç egzersizleri programa eklenir.
- Postür Düzeltme Çalışmaları: Omuz ve sırt kaslarının doğru hizalanması sağlanarak, ileride oluşabilecek tekrarlayan çıkıkların önüne geçilir.
Rehabilitasyon süreci, genellikle haftalar ile aylar arasında değişir ve hastanın durumuna göre bireyselleştirilir.
4. Cerrahi Müdahale
Omuz çıkığı sık tekrar eden bir sorun haline gelirse veya çıkık sırasında ciddi bir bağ, kas ya da kemik hasarı oluşmuşsa cerrahi tedavi gerekebilir. Cerrahi müdahale, aşağıdaki durumlarda uygulanır:
- Tekrarlayan Çıkıklar: Özellikle genç ve aktif bireylerde, omuz ekleminin stabilitesini sağlamak için cerrahi yöntemler tercih edilir.
- Bağ Yırtıkları: Çıkık sırasında rotator manşet veya labrum gibi bağların yırtılması durumunda, bu yapılar cerrahi olarak onarılır.
- Kemik Hasarı: Çıkık sırasında humerus veya glenoid kemiğinde kırık meydana gelirse, cerrahi müdahale ile bu kırıklar stabilize edilir.
Cerrahi yöntemler arasında artroskopik (kapalı) ve açık ameliyat teknikleri bulunmaktadır. Artroskopik cerrahi, minimal invaziv bir yöntem olup daha hızlı iyileşme süreci sunar. Açık cerrahi ise daha ciddi hasarların onarılmasında kullanılır.
5. Yaşam Tarzı ve Önleyici Önlemler
Omuz çıkığının tekrarlamasını önlemek ve iyileşme sürecini desteklemek için yaşam tarzında bazı değişiklikler yapmak gerekebilir:
- Egzersiz ve Spor: Aşırı zorlayıcı hareketlerden kaçınılmalı ve omuz kaslarını güçlendiren düzenli egzersizler yapılmalıdır. Ayrıca, riskli spor aktiviteleri sırasında uygun koruyucu ekipmanlar kullanılmalıdır.
- Postür Düzeltme: Günlük yaşamda doğru duruş ve oturma pozisyonlarına dikkat edilmelidir.
- Ağırlık Taşıma: Omuzlara aşırı yük binmesini önlemek için ağır kaldırmaktan kaçınılmalıdır.
6. Takip ve Kontroller
Omuz çıkığı tedavisinin başarısı, düzenli takip ve kontrollerle değerlendirilir. Doktor, fizik tedavi sürecinin etkinliğini izler ve gerektiğinde rehabilitasyon programını düzenler. Röntgen ve MRG gibi görüntüleme yöntemleri, iyileşmenin tam olup olmadığını değerlendirmek için kullanılabilir.
Rehabilitasyon
Omuz çıkığı sonrası rehabilitasyon süreci, omuz ekleminin eski fonksiyonlarına kavuşması ve tekrarlayan çıkıklardan korunması açısından çok önemlidir. Rehabilitasyon süreci, genellikle 3 aşamada ele alınır:
- Erken Dönem Rehabilitasyon: İlk 2-4 hafta içinde, omuz eklemi hareketsiz bırakılır ve ödemin azalması beklenir. Bu dönemde, hafif hareketler ve izometrik egzersizler uygulanabilir.
- Orta Dönem Rehabilitasyon: 4-8 hafta arasında, omuz kaslarını güçlendirmeye yönelik egzersizlere başlanır. Esneklik ve denge egzersizleri bu dönemde ön plandadır.
- Geç Dönem Rehabilitasyon: 8 haftadan sonra, omuz ekleminin hareket kabiliyeti ve kas gücü tam olarak geri kazanılır. Sporcular için özel egzersizler ve omuz dayanıklılığını artıran aktiviteler bu dönemde uygulanır.
Omuz Çıkığını Önleme Yöntemleri
Omuz çıkığının tamamen önlenmesi mümkün olmasa da, risk faktörlerini azaltmak ve yeniden çıkık oluşumunu engellemek için çeşitli stratejiler uygulanabilir. Bu yöntemler, hem omuz bölgesini güçlendirmeyi hem de travmalardan korunmayı amaçlar.
1. Düzenli Egzersiz ve Omuz Kaslarını Güçlendirme
- Omuz çevresindeki kasları güçlendirmek, eklemi stabilize eden bağların ve tendonların dayanıklılığını artırır.
- Özellikle rotator manşet kaslarına yönelik egzersizler (örneğin, iç rotasyon ve dış rotasyon hareketleri) omuzun daha dirençli olmasını sağlar.
- Pilates ve yoga gibi esnekliği artıran egzersizler, omuz hareket aralığını korumaya yardımcı olur.
2. Spor Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Yüksek etkili sporlar yaparken uygun teknik ve ekipman kullanımı büyük önem taşır. Örneğin, basketbol, voleybol ve yüzme gibi sporlar sırasında yanlış hareketler omuz çıkığı riskini artırabilir.
- Kontak sporlarında (örneğin futbol, güreş) omuz koruyucu ekipmanlar kullanılmalıdır.
- Sporcunun omuz eklemine aşırı yük bindiren hareketlerden kaçınması gerekir.
3. Yaralanmalardan Kaçınma
- Günlük hayatta ve spor sırasında düşmeleri önlemek için dikkatli olunmalıdır. Kaygan zeminler, uygunsuz ayakkabılar ve riskli hareketler omuz çıkığına yol açabilir.
- Araç kullanırken emniyet kemerini takmak, trafik kazaları sırasında oluşabilecek travmalardan korunmada etkilidir.
4. Esneklik ve Denge Çalışmaları
- Omuz ekleminin esnekliğini artırmak için düzenli germe egzersizleri yapılabilir. Bu tür egzersizler, ani hareketler sırasında eklemin zarar görme riskini azaltır.
- Denge çalışmaları, özellikle yaşlı bireylerde düşme riskini azaltarak omuz çıkığını önlemeye yardımcı olabilir.
5. Tekrarlayan Çıkıklardan Korunma
- Omuz çıkığı bir kez yaşandıysa, tekrar etme riski oldukça yüksektir. Bu nedenle, fizik tedavi ve rehabilitasyon programları ihmal edilmemelidir.
- Hastalara omuz çıkığı sonrası hareketlerini dikkatle sınırlamaları ve doktorlarının önerdiği şekilde fiziksel aktivitelerine yeniden başlamaları tavsiye edilir.
6. Kişisel Koruyucu Önlemler
- Spor yaparken, düşme riski yüksek aktivitelerde omuz destekleyici aparatlar veya özel bandajlar kullanılabilir.
- Ağırlık kaldırma gibi yoğun güç gerektiren aktivitelerde uygun duruş ve teknik sağlanmalıdır.
7. Sağlıklı Bir Yaşam Tarzı
- Kilo kontrolü, vücut ağırlığının omuz eklemine fazla yük bindirmesini önler.
- Dengeli bir diyetle bağ dokuların ve kasların sağlığı korunabilir. Özellikle protein ve C vitamini açısından zengin bir beslenme, dokuların onarımını destekler.
8. Risk Faktörlerinin Yönetimi
- Daha önce omuz çıkığı yaşamış bireyler, fiziksel aktiviteler sırasında daha dikkatli olmalıdır.
- Kronik omuz instabilitesi tanısı olan kişiler, doktorları tarafından önerilen koruyucu egzersizleri düzenli olarak yapmalıdır.
Omuz çıkığına yönelik bu önleyici yöntemler, hem ilk kez çıkık oluşumunu engellemek hem de tekrar eden vakaların önüne geçmek için kritik öneme sahiptir. Özellikle sporcular ve yüksek risk grupları için bu stratejiler yaşam tarzına entegre edilmeli, olası sakatlıklar ve komplikasyonlar minimize edilmelidir.
Referanslar:
- Omuz Çıkığının 8 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
- Andrews, J. R., Harrelson, G. L., & Wilk, K. E. (2012). Physical Rehabilitation of the Injured Athlete. Elsevier Health Sciences.
- Flatow, E. L., & Warner, J. J. P. (2009). Dislocations of the Shoulder: Management of Traumatic, Acromioclavicular, and Sternoclavicular Joint Injuries. Lippincott Williams & Wilkins.
- Herring, S. A. (2011). Functional Rehabilitation of Sports and Musculoskeletal Injuries. Mosby.
- Imhoff, A. B., & Habermeyer, P. (2005). Shoulder Instability: A Comprehensive Approach. Springer.
- Jobe, F. W., & Pink, M. M. (1999). Operative Techniques in Upper Extremity Sports Injuries. Mosby.
- Kuhn, J. E., & Hawkins, R. J. (2005). Shoulder Injuries in the Athlete. Springer.
- McFarland, E. G. (2006). Examination of the Shoulder: The Complete Guide. Thieme.
- Miller, M. D., & Thompson, S. R. (2017). DeLee & Drez’s Orthopaedic Sports Medicine: Principles and Practice. Elsevier.
- Rockwood, C. A., & Matsen, F. A. (2004). The Shoulder. Saunders.
- Rowe, C. R. (1987). The Shoulder. Churchill Livingstone.
- Terry, G. C., & Wickiewicz, T. L. (1996). Disorders of the Shoulder: Diagnosis and Management. Lippincott-Raven.
- Wilk, K. E., Reinold, M. M., & Andrews, J. R. (2009). The Athlete’s Shoulder. Churchill Livingstone.
- Williams, G. R., & Iannotti, J. P. (2004). Disorders of the Shoulder: Diagnosis and Management. Lippincott Williams & Wilkins.
- Wolf, E. M., & Bristow, W. M. (1996). Shoulder Instability: Techniques in Soft Tissue Repair and Reconstruction. American Academy of Orthopaedic Surgeons.
- Burkhart, S. S., & Fox, J. A. (2013). Shoulder Injuries in Sports: Evaluation, Treatment, and Rehabilitation. Springer.
- Kibler, W. B., & Sciascia, A. (2008). Functional Rehabilitation of the Throwing Shoulder. Springer.
- Miniaci, A., & Ryu, R. K. N. (1998). Shoulder and Elbow Injuries in the Athlete. WB Saunders Company.
- Zaslav, K. R. (2013). Manual of Orthopaedic Sports Medicine. Lippincott Williams & Wilkins
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/