Omuz Yaralanmalarının 5 Belirtisi, Tanısı ve Tedavisi

100 / 100

Omuz, vücudumuzun en hareketli eklemlerinden biridir ve geniş bir hareket aralığı sunar. Ancak bu esneklik, omuzu yaralanmalara karşı savunmasız hale getirir. Omuz yaralanmaları, sporculardan ağır işlerde çalışanlara kadar geniş bir kitleyi etkileyebilir. Günlük yaşamda bile, yanlış bir hareket veya bir düşme sonucu omuzda ciddi hasarlar oluşabilir. Bu tür yaralanmalar yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir, çünkü omuzdaki ağrı ve hareket kısıtlılığı, kişinin işlerini yapmasını zorlaştırır. Bu yazıda, omuz yaralanmalarının nedenleri, tedavi yöntemleri ve korunma yollarını ayrıntılı olarak ele alacağız.

Omuz Yaralanmalarının 5 Belirtisi, Tanısı ve Tedavisi

Omuz yaralanmaları, genellikle spor aktiviteleri sırasında veya iş kazaları gibi ani travmalar sonucunda meydana gelir. Bununla birlikte, zamanla tekrarlayan hareketler de omuzda yıpranmalara neden olabilir. Omuz anatomisi oldukça karmaşıktır ve bu, omuz yaralanmalarını daha da karmaşık hale getirir. Omuz eklemi, kemiklerin, bağların, kasların ve tendonların birbirleriyle uyum içinde çalıştığı bir yapıdır. Bu yapıdaki herhangi bir hasar, omuzun işlevini önemli ölçüde etkileyebilir. Örneğin, rotator manşet yırtıkları, en yaygın omuz yaralanmaları arasında yer alır ve özellikle ileri yaştaki bireylerde sıkça görülür. Bu tür yaralanmalar, zamanla kötüleşen ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açabilir.

Omuz yaralanmalarının tedavisinde, genellikle konservatif yöntemler tercih edilir. Fizik tedavi, kasları güçlendirmeye ve esnekliği artırmaya yönelik egzersizleri içerir. Bununla birlikte, bazı durumlarda cerrahi müdahale kaçınılmaz olabilir. Cerrahi tedaviler, genellikle yırtılmış kaslar, tendonlar veya bağların onarılmasını içerir. Ameliyat sonrası rehabilitasyon süreci, tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır ve hastaların tam iyileşmesini sağlar. Ayrıca, bu süreçte omuz yaralanmalarının tekrarlanmaması için özel egzersizler ve önlemler de alınmalıdır.

Omuz yaralanmalarının önlenmesi, özellikle sporcular ve ağır işlerde çalışanlar için büyük önem taşır. Doğru tekniklerle yapılan egzersizler ve ısınma hareketleri, omuz yaralanmalarının önüne geçebilir. Ayrıca, omuz kaslarını güçlendirmek ve esnekliğini artırmak da yaralanma riskini azaltır. Koruyucu ekipman kullanımı, özellikle sporcular için hayati önem taşır. Örneğin, futbol veya basketbol gibi temas sporlarında, omuz bölgesini destekleyen ve darbelere karşı koruyan ekipmanlar kullanmak, yaralanmaları önlemede etkili olabilir.

Omuz Yaralanmalarının 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi

Omuz Yaralanmalarının Nedenleri Nelerdir?

Omuz yaralanmalarının birçok farklı nedeni olabilir. Genellikle travma veya tekrarlayan hareketler bu yaralanmalara yol açar. Aşağıda en yaygın nedenleri inceleyelim:

1. Travma ve Düşme

Ani darbeler, çarpışmalar veya düşme sonucunda omuz yaralanmaları sıkça meydana gelir. Özellikle sporcularda ve iş kazalarında travmaya bağlı yaralanmalar yaygındır. Omuz eklemindeki bağların yırtılması veya kemiklerin yerinden çıkması, ciddi yaralanmalara yol açabilir. Düşme sonucu oluşan kırıklar da omuz bölgesinde uzun süreli ağrı ve hareket kısıtlılığına neden olabilir.

2. Tekrarlayan Hareketler

Günlük yaşamda veya iş hayatında sürekli tekrarlanan hareketler, omuz kaslarında ve tendonlarında aşırı zorlanmaya yol açar. Özellikle masa başında çalışanlarda veya sürekli ağır yük taşıyan bireylerde tekrarlayan hareketler omuzda kronik yaralanmalara neden olabilir. Bu tür yaralanmalar, genellikle zamanla kötüleşir ve kronik ağrılara yol açar.

3. Rotator Manşet Yaralanmaları

Rotator manşet, omuz eklemini stabilize eden dört kastan oluşur. Bu kasların yırtılması, en yaygın omuz yaralanmalarından biridir. Rotator manşet yaralanmaları genellikle ağır kaldırma, ani hareketler veya yaşa bağlı olarak ortaya çıkar. İleri yaşla birlikte kasların ve tendonların gücü azalır, bu da rotator manşet yırtıklarına yatkınlık yaratır.

4. Bursit ve Tendonit

Omuz eklemindeki bursalar, eklemi koruyan sıvı dolu keseciklerdir. Bursit, bu keseciklerin iltihaplanması sonucu oluşur ve şiddetli ağrılara yol açar. Tendonit ise, omuzdaki tendonların iltihaplanmasıdır ve özellikle tekrarlayan hareketler sonucu gelişir. Bursit ve tendonit, genellikle birlikte görülür ve omuz hareketlerini ciddi şekilde kısıtlar.

Omuz Yaralanmalarının Belirtileri Nelerdir?

Omuz yaralanmaları, çeşitli semptomlarla kendini gösterebilir. Her yaralanma türü farklı belirtiler gösterse de, omuzda görülen yaygın belirtiler şunlardır:

  1. Omuz Ağrısı: Omuz bölgesindeki ağrı, yaralanmanın en yaygın belirtisidir. Ağrı, yaralanmanın ciddiyetine ve türüne bağlı olarak şiddetlenebilir.
  2. Şişlik: Yaralanma bölgesinde şişlik ve hassasiyet meydana gelebilir.
  3. Hareket Kısıtlılığı: Omuz hareketlerinde zorluk yaşanması ve eklem sertliği sık karşılaşılan belirtilerdir.
  4. Güç Kaybı: Özellikle kas yırtıkları sonucu omuzda güç kaybı yaşanabilir.
  5. Eklemlerde Sesler: Hareket sırasında omuz ekleminden gelen çıtırtı veya sürtünme sesleri, ciddi bir yaralanmanın habercisi olabilir.

Omuz Yaralanmalarının Tanısı Nasıl Konulur?

Omuz yaralanmalarının doğru bir şekilde tanımlanması, uygun tedavi planının oluşturulması için kritik öneme sahiptir. Tanı süreci, hastanın detaylı öyküsünün alınması, fiziksel muayene ve gerektiğinde görüntüleme yöntemlerinin kullanılmasını içerir. Aşağıda, omuz yaralanmalarının tanı sürecinde kullanılan temel adımlar detaylı bir şekilde ele alınmıştır:

1. Hasta Öyküsünün Alınması

Tanı sürecinin ilk ve en önemli aşaması hastanın öyküsünün dikkatlice alınmasıdır. Bu aşamada aşağıdaki bilgilere odaklanılır:

  • Şikayetlerin Başlangıcı: Yaralanmanın ne zaman ve nasıl meydana geldiği (örneğin, travma, spor kazası veya tekrarlayan hareketler).
  • Semptomların Özellikleri: Ağrının şiddeti, tipi (keskin, sızlayıcı veya yanıcı) ve hangi durumlarda ortaya çıktığı ya da şiddetlendiği.
  • Geçmiş Tıbbi Durumlar: Daha önce yaşanan benzer yaralanmalar, omuz ameliyatları veya kronik rahatsızlıklar.
  • Günlük Yaşam Üzerindeki Etkiler: Hareket kısıtlılığı, uyku problemleri veya iş hayatına etkiler.

2. Fiziksel Muayene

Fiziksel muayene, omuzun yapısal ve fonksiyonel durumunu değerlendirmek için çeşitli testler içerir:

  • Görsel İnceleme: Şişlik, kızarıklık, morarma veya deformasyon belirtileri.
  • Palpasyon (Elle Muayene): Ağrılı bölgelerin tespiti, kas spazmları ve kemik yapıdaki anormallikler.
  • Hareket Testleri: Omuzun aktif (hastanın kendi hareketiyle) ve pasif (doktorun yardımıyla) hareket açıklığı ölçülür. Ağrı veya hareket kısıtlılığı değerlendirilir.
  • Özel Klinik Testler:
    • Hawkins-Kennedy testi (rotator manşet yaralanmalarını değerlendirmek için),
    • Apprehension testi (instabilite veya çıkık değerlendirmesi),
    • Neer testi (impingement sendromu tanısı için).

3. Görüntüleme Yöntemleri

Fiziksel muayene bulgularına dayanarak, tanıyı netleştirmek için genellikle görüntüleme yöntemlerine başvurulur:

  • Röntgen (X-ray): Kemik yapıdaki kırık, çıkık veya dejeneratif değişiklikleri tespit etmek için kullanılır.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Yumuşak doku yaralanmaları (örneğin, rotator manşet yırtıkları, bağ zedelenmeleri) ve eklem içi durumların detaylı incelenmesini sağlar.
  • Ultrasonografi: Dinamik değerlendirme için kullanılır. Rotator manşet ve diğer yumuşak dokuların gerçek zamanlı olarak incelenmesine olanak tanır.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kemik yapılarının detaylı görüntülenmesi gerektiğinde tercih edilir.

4. Laboratuvar Testleri

Eğer omuz ağrısının nedeni enfeksiyon, romatolojik bir hastalık ya da sistemik bir durumdan kaynaklanıyorsa, laboratuvar testlerine ihtiyaç duyulabilir:

  • Kan Testleri: Enfeksiyon belirtileri (yüksek beyaz kan hücresi sayısı) veya inflamatuar hastalıklar için spesifik marker’lar incelenir.
  • Eklem Sıvısı Analizi: Eğer omuz ekleminde sıvı birikimi varsa, aspirasyon yapılarak sıvı analiz edilir.

5. Elektrofizyolojik Testler

Sinir zedelenmelerinden şüpheleniliyorsa, sinir iletimi ve kas fonksiyonlarını değerlendirmek için elektrofizyolojik testler (örneğin, elektromiyografi – EMG) uygulanabilir.

6. Fonksiyonel Değerlendirme

Omuzun fonksiyonel yeteneklerini ve hastanın yaşam kalitesini değerlendirmek için klinik ölçekler kullanılabilir:

  • Constant Murley Skoru,
  • DASH Ölçeği (Disabilities of the Arm, Shoulder, and Hand),
  • UCLA Omuz Skoru.

7. Multidisipliner Yaklaşım

Omuz yaralanmalarının karmaşıklığı, bazı durumlarda birden fazla uzmanlık alanının iş birliğini gerektirebilir. Ortopedistler, fizyoterapistler ve radyologlar tanı sürecinde birlikte çalışarak en doğru tanıya ulaşılmasını sağlar.

Bu adımların dikkatlice uygulanması, omuz yaralanmalarının etkili bir şekilde tanımlanmasını ve tedavi sürecinin planlanmasını mümkün kılar. Erken ve doğru tanı, uzun vadeli komplikasyonların önlenmesi açısından hayati önem taşır.

Omuz Yaralanmalarının 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi

Omuz Yaralanmalarının Tedavisi Nasıl Yapılır?

Omuz yaralanmalarının tedavisi, yaralanmanın türüne, ciddiyetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilir. Tedavi sürecinde temel amaç, omuzun işlevini geri kazandırmak, ağrıyı hafifletmek ve gelecekte benzer yaralanmaların önüne geçmektir. Bu bölümde, omuz yaralanmalarında kullanılan tedavi yöntemlerini daha ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.

1. Dinlenme ve Koruma

Dinlenme, hafif ve orta düzeyde omuz yaralanmalarının tedavisinde ilk adımdır. Özellikle burkulmalar, kas zorlanmaları ve hafif tendinit gibi durumlarda omuzun zorlanmadan korunması ve dinlendirilmesi, iyileşme sürecini hızlandırır. Dinlenme sırasında omuzun desteklenmesi ve ağrıyan bölgenin aşırı hareket ettirilmemesi önemlidir. Genellikle hastalara bu süreçte omuzu sabitleyen omuz askıları önerilir. Ancak, aşırı dinlenme ve omuzun hareketsiz kalması da eklemlerde sertlik oluşturabileceğinden, dengeli bir hareket programı ile desteklenmesi gerekir.

2. Buz Uygulaması ve Sıcak Tedavi

Yaralanmayı takip eden ilk 48 saat içinde şişliği ve ağrıyı azaltmak için buz uygulaması yapılması önerilir. Buz, iltihaplanmayı azaltır ve ağrı sinirlerini geçici olarak uyuşturur, bu da ağrıyı hafifletir. Buz uygulaması 15-20 dakikalık periyotlarla ve doğrudan cilde temas etmeyecek şekilde uygulanmalıdır.

Sıcak tedavi ise daha çok kaslardaki sertliği azaltmak ve kan akışını artırarak iyileşmeyi hızlandırmak için kullanılır. Özellikle kronik yaralanmaların tedavisinde sıcak kompres tercih edilir. Ancak sıcak tedavi genellikle yaralanmanın akut döneminden sonra uygulanır. Hangi tedavi yönteminin uygun olduğu, yaralanmanın türüne ve aşamasına bağlı olarak belirlenir.

3. İlaç Tedavisi

İlaç tedavisi, omuz yaralanmalarında ağrıyı ve iltihaplanmayı kontrol altına almak için sıkça kullanılan bir yöntemdir. Genellikle doktorlar aşağıdaki ilaç türlerini önerebilir:

  • Nonsteroid Anti-Inflamatuar İlaçlar (NSAID’ler): İbuprofen ve naproksen gibi ilaçlar, ağrıyı hafifletir ve iltihabı azaltır. Bu ilaçlar, özellikle bursit ve tendonit gibi iltihaplı durumlarda etkili olabilir.
  • Kortikosteroid Enjeksiyonları: Eğer ağrı kronik hale gelmişse ve NSAID’ler yetersiz kalıyorsa, kortikosteroid enjeksiyonları kullanılabilir. Bu enjeksiyonlar, doğrudan iltihaplı bölgeye uygulanarak iltihabı ve ağrıyı hızla azaltır. Ancak kortikosteroidler, uzun süreli kullanımda tendonlara ve kaslara zarar verebileceğinden dikkatli kullanılmalıdır.

4. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Fizik tedavi, omuz yaralanmalarının iyileşme sürecinde en kritik adımlardan biridir. Yaralanmanın türüne ve ciddiyetine göre hastaya özel egzersiz programları oluşturulur. Fizik tedavi ile kas gücü artırılır, eklem esnekliği ve hareket kabiliyeti geri kazanılır. Fizik tedavi sürecinde şu yöntemler kullanılabilir:

  • Germe Egzersizleri: Kasların esnekliğini artırmak için omuz bölgesindeki kasları nazikçe geren egzersizler yapılır. Bu egzersizler, eklem sertliğini azaltır ve omuzun hareket açıklığını geri kazandırır.
  • Güçlendirme Egzersizleri: Omuz kaslarının güçlendirilmesi, yaralanmaların tekrarlamasını önlemek için büyük önem taşır. Rotator manşet kaslarını hedefleyen egzersizler, omuz eklemini stabilize eder ve günlük hareketlerde omuzun daha güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlar.
  • Proprioseptif Eğitim: Propriyosepsiyon, vücudun uzayda nerede olduğunu algılama yeteneğidir. Yaralanmalardan sonra bu yetenek azalabilir, bu da denge sorunlarına ve eklem stabilitesine neden olabilir. Propriyoseptif eğitim, omuzun dengeli ve güvenli bir şekilde hareket etmesini sağlamak amacıyla uygulanır.

Fizik tedavi, ameliyat sonrası rehabilitasyon sürecinin de önemli bir parçasıdır. Ameliyat geçiren hastaların, fizik tedavi ile kas güçlerini yeniden kazanmaları ve eklem hareketliliğini artırmaları hedeflenir.

5. Cerrahi Müdahale

Bazı omuz yaralanmalarında, konservatif tedavi yöntemleri yetersiz kaldığında cerrahi müdahale gerekebilir. Özellikle ciddi rotator manşet yırtıkları, omuz çıkıkları, kas ve tendon yırtıkları gibi durumlarda cerrahi tedavi en uygun seçenek olabilir. Cerrahi müdahaleler genel olarak aşağıdaki şekillerde gerçekleştirilir:

  • Artroskopi: Omuz yaralanmalarının tedavisinde en yaygın kullanılan cerrahi yöntemlerden biridir. Artroskopi, minimal invaziv bir cerrahi tekniktir ve omuz eklemi içine küçük kesilerle girilerek mikro kamera ve cerrahi aletler yardımıyla işlem yapılır. Artroskopik cerrahi, iyileşme süresini kısaltır ve yara izini minimal seviyede tutar.
  • Açık Cerrahi: Daha ciddi omuz yaralanmalarında veya büyük rotator manşet yırtıklarında açık cerrahi gerekebilir. Bu tür işlemler, hasarlı dokuların onarılması veya yeniden yapılandırılması için yapılır. Açık cerrahi, genellikle daha uzun bir iyileşme süreci gerektirir.
  • Omuz Protezi: Omuz eklemindeki hasar çok ciddi olduğunda ve diğer tedavi yöntemleri yetersiz kaldığında omuz protezi ameliyatı yapılabilir. Omuz protezi, eklemin işlevini geri kazanmasını sağlayan yapay bir eklemdir. Genellikle ciddi artrit vakalarında veya eklemde büyük hasar meydana geldiğinde tercih edilir.

6. Rehabilitasyon Süreci

Cerrahi sonrası rehabilitasyon, omuz yaralanmalarının tedavisinde son derece önemlidir. Hastanın tam anlamıyla iyileşmesi için cerrahi müdahale sonrası fizik tedavi programına düzenli olarak katılması gerekir. Rehabilitasyon süreci şu aşamaları içerir:

  • Erken Dönem Rehabilitasyon: Ameliyat sonrası ilk haftalarda, omuzun dinlendirilmesi ve fazla hareket ettirilmemesi gerekir. Bu dönemde genellikle kol askısı kullanılır. Hedef, yaralı dokuların iyileşmesini sağlamak ve ameliyat bölgesindeki şişliği azaltmaktır.
  • Pasif Hareket Egzersizleri: İyileşme sürecinin ilk aşamalarında, hasta kendi başına aktif hareketler yapamayacağından, fizyoterapist tarafından uygulanan pasif hareket egzersizleri devreye girer. Bu egzersizler, omuzun yavaşça hareket ettirilmesini içerir ve eklemin sertleşmesini önler.
  • Aktif Hareket Egzersizleri: İlerleyen haftalarda hasta, aktif olarak omuz hareketlerine başlayabilir. Bu süreçte hasta kendi kaslarını kullanarak hareket ettirmeye başlar ve kas gücü yavaşça geri kazanılır.
  • Güçlendirme ve Dayanıklılık Egzersizleri: Rehabilitasyonun ileri aşamalarında, omuz kaslarını güçlendirmek için direnç egzersizleri uygulanır. Bu egzersizler, rotator manşet kaslarını hedef alır ve omuz ekleminin genel dayanıklılığını artırır.

7. Alternatif Tedavi Yöntemleri

Bazı hastalar, geleneksel tedavi yöntemlerinin yanı sıra alternatif tedavi yöntemlerine de başvurabilir. Alternatif tedaviler, genellikle ağrıyı hafifletmek ve iyileşme sürecini hızlandırmak amacıyla kullanılır. Bu yöntemlerden bazıları şunlardır:

  • Akupunktur: Akupunktur, omuz ağrısını hafifletmek için kullanılan popüler bir alternatif tedavi yöntemidir. Bu yöntem, vücudun enerji akışını düzenleyerek ağrıyı azaltmaya çalışır.
  • Kiropraktik Tedavi: Omurga ve eklem hizalamasına odaklanan kiropraktik tedavi, omuz ekleminin doğru pozisyonda kalmasına yardımcı olabilir.
  • Masaj Terapisi: Kas gerginliğini azaltmak ve kan dolaşımını artırmak amacıyla masaj terapisi uygulanabilir. Bu yöntem, omuz kaslarındaki ağrıyı ve sertliği azaltmada etkili olabilir.

Tedavi Sonuçları ve İyileşme Süresi

Omuz yaralanmalarında tedavi sonuçları, yaralanmanın türüne ve ciddiyetine bağlı olarak değişir. Hafif omuz yaralanmaları genellikle birkaç hafta içinde iyileşirken, ciddi yaralanmaların iyileşmesi aylar sürebilir. Cerrahi müdahale gerektiren yaralanmalarda ise tam iyileşme süreci 6 ayı bulabilir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon sürecine düzenli olarak katılmak, omuzun tam işlevine kavuşması için büyük önem taşır. Hastaların bu süreçte sabırlı olmaları ve fizyoterapistlerinin yönlendirmelerine titizlikle uymaları iyileşmeyi hızlandırır.

Sonuç olarak, omuz yaralanmalarının tedavisinde birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Tedavi süreci, kişiye özel olarak planlanmalı ve hasta, doktorunun önerilerine göre hareket etmelidir. Erken teşhis ve tedavi, omuz yaralanmalarında başarı oranını artırır ve hastaların günlük yaşamlarına daha hızlı dönmelerini sağlar.

Omuz Yaralanmalarından Korunma Yolları

Omuz yaralanmalarının önlenmesi, özellikle sporcular ve fiziksel işlerde çalışanlar için büyük önem taşır. Doğru teknikler kullanılarak yapılan egzersizler ve günlük aktivitelerde dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar, yaralanma riskini azaltabilir:

  • Isınma Egzersizleri: Egzersiz veya spor yapmadan önce mutlaka ısınma hareketleri yapılmalıdır. Bu, kasların esnekliğini artırır ve yaralanma riskini azaltır.
  • Doğru Teknik Kullanımı: Ağır kaldırma veya tekrarlayan hareketler sırasında doğru teknikler kullanılmalıdır. Yanlış teknikler omuza aşırı baskı yaparak yaralanmalara yol açabilir.
  • Kas Güçlendirme: Omuz kaslarını güçlendiren egzersizler, yaralanma riskini önemli ölçüde azaltır. Özellikle rotator manşeti güçlendiren egzersizler, omuzun genel sağlığı için faydalıdır.
  • Koruyucu Ekipman Kullanımı: Temas sporları yaparken omuzları koruyan ekipmanlar kullanılmalıdır. Bu, omuz eklemine gelen darbeleri azaltarak yaralanma riskini düşürür.

Sonuç

Omuz yaralanmaları, ciddi ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açarak yaşam kalitesini düşürebilir. Ancak, uygun tedavi yöntemleri ve koruyucu önlemlerle bu yaralanmaların önüne geçmek mümkündür. Sporcular ve ağır işlerde çalışanlar başta olmak üzere herkesin, omuz sağlığını korumak için dikkatli olması gerekmektedir. Doğru egzersizler, teknikler ve koruyucu ekipmanlar, omuz yaralanmalarını önlemede büyük rol oynar. Ayrıca, yaralanma durumunda erken tedavi ve rehabilitasyon süreci, omuzun tam işlevini geri kazanmasına yardımcı olacaktır.

Referanslar:

  1. Omuz Yaralanmalarının 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
  2. Hegedus, E. J., Cook, C., Lewis, J., Wright, A., & Park, J. Y. (2015). Combining orthopedic special tests to improve diagnosis of shoulder pathologies. British Journal of Sports Medicine, 49(19), 1313-1318.
  3. Neer, C. S. (1972). Anterior acromioplasty for the chronic impingement syndrome in the shoulder: A preliminary report. The Journal of Bone and Joint Surgery, 54(1), 41-50.
  4. Rockwood, C. A., & Matsen, F. A. (1990). The Shoulder. Philadelphia: WB Saunders.
  5. Ludewig, P. M., & Braman, J. P. (2011). Shoulder impingement: Biomechanical considerations in rehabilitation. Manual Therapy, 16(1), 33-39.
  6. Walch, G., Liotard, J. P., Boileau, P., & Noel, E. (1992). Posterosuperior glenoid impingement on the deep surface of the supraspinatus tendon in the throwing athlete. Orthopaedic Transactions, 16(4), 654-656.
  7. Bey, M. J., & Zauel, R. (2006). In vivo measurement of glenohumeral joint contact patterns. Clinical Orthopaedics and Related Research, 449, 49-57.
  8. Burkhart, S. S., Morgan, C. D., & Kibler, W. B. (2003). The disabled throwing shoulder: Spectrum of pathology. Part III: The SICK scapula, scapular dyskinesis, the kinetic chain, and rehabilitation. Arthroscopy: The Journal of Arthroscopic & Related Surgery, 19(6), 641-661.
  9. Andrews, J. R., Carson, W. G., & Ortega, K. (1985). Arthroscopy of the shoulder: Technique and normal anatomy. The American Journal of Sports Medicine, 12(1), 1-7.
  10. Wiesel, B. B., et al. (2017). Rotator cuff tears: Pathogenesis, clinical evaluation, and management. Orthopaedic Journal of Sports Medicine, 5(1), 2325967117750356.
  11. Michener, L. A., McClure, P. W., & Karduna, A. R. (2003). Anatomical and biomechanical mechanisms of subacromial impingement syndrome. Clinical Biomechanics, 18(5), 369-379.
  12. Kibler, W. B., & Sciascia, A. (2010). Current concepts: Scapular dyskinesis. British Journal of Sports Medicine, 44(5), 300-305.
  13. Kuhn, J. E. (2009). Exercise in the treatment of rotator cuff impingement: A systematic review and a synthesized evidence-based rehabilitation protocol. Journal of Shoulder and Elbow Surgery, 18(1), 138-160.
  14. Harryman, D. T., Sidles, J. A., Harris, S. L., & Matsen, F. A. (1992). The role of the rotator interval capsule in passive motion and stability of the shoulder. Journal of Bone and Joint Surgery, 74(1), 53-66.
  15. Safran, M. R., VandenBerg, C., & McHale, K. (2011). Understanding glenohumeral motion: Application to the diagnosis and treatment of shoulder instability. Journal of Bone and Joint Surgery, 93(20), 1825-1834.
  16. Millett, P. J., Wilcox, R. B., O’Holleran, J., & Warner, J. J. (2006). Rehabilitation of the rotator cuff: An evaluation-based approach. Journal of the American Academy of Orthopaedic Surgeons, 14(11), 599-609.
  17. Dines, J. S., et al. (2009). Physical therapy and rehabilitation for throwing injuries in the shoulder and elbow. Sports Medicine and Arthroscopy Review, 17(3), 194-201.
  18. Jobe, F. W., & Moynes, D. R. (1982). Delineation of diagnostic criteria and a rehabilitation program for rotator cuff injuries. The American Journal of Sports Medicine, 10(6), 336-339.
  19. Bigliani, L. U., & Levine, W. N. (1997). Current concepts in the management of rotator cuff tears. Clinical Orthopaedics and Related Research, 344, 71-75.
  20. Yamaguchi, K., et al. (2006). Natural history of asymptomatic rotator cuff tears: A longitudinal analysis of asymptomatic tears detected sonographically. The Journal of Shoulder and Elbow Surgery, 15(2), 199-203.
  21. Boileau, P., et al. (2005). Risk factors for recurrence of instability after arthroscopic Bankart repair. The Journal of Bone and Joint Surgery, 87(8), 1755-1763.
  22. Warner, J. J., et al. (1998). Arthroscopic versus open repair of isolated Bankart lesions. The American Journal of Sports Medicine, 26(5), 714-719.
  23. Kim, S. H., Ha, K. I., & Park, J. H. (2003). Arthroscopic capsulolabroplasty for posterior shoulder instability: Outcome analysis. The American Journal of Sports Medicine, 31(4), 634-644.
  24. Lin, J. J., et al. (2006). Alterations in shoulder kinematics and associated muscle activity in people with symptoms of shoulder impingement. Physical Therapy, 86(4), 549-557.
  25. Altchek, D. W., et al. (2001). Shoulder injuries in the throwing athlete. The Journal of Bone and Joint Surgery, 83(6), 890-897.
  26. Ellman, H. (1985). Diagnosis and treatment of incomplete rotator cuff tears. Clinical Orthopaedics and Related Research, 207, 64-74.
  27. Jobe, F. W., & Bradley, J. P. (1989). The diagnosis and nonoperative treatment of shoulder injuries in athletes. Clinical Orthopaedics and Related Research, 244, 117-124.
  28. Walch, G., Boileau, P., Noel, E., & Liotard, J. P. (1995). Impingement of the deep surface of the supraspinatus tendon on the posterosuperior glenoid rim. Clinical Orthopaedics and Related Research, 321, 138-147.
  29. Lewis, J. (2009). Rotator cuff related shoulder pain: Assessment, management and uncertainties. Manual Therapy, 14(3), 199-203.
  30. van der Windt, D. A., et al. (1995). Shoulder disorders in general practice: Incidence, patient characteristics, and management. Annals of the Rheumatic Diseases, 54(12), 959-964.
  31. Goldberg, B. A., & Jobin, C. M. (2001). Management of recurrent anterior shoulder instability. Clinical Orthopaedics and Related Research, 390, 78-89.
  32. Hirashima, M., et al. (2008). Kinetic chain of overarm throwing in high school baseball players and its implication for performance. Clinical Biomechanics, 23(7), 959-966.
  33. Arendt, E. A., & Bostrom, R. J. (2016). Shoulder dislocations in athletes. Current Reviews in Musculoskeletal Medicine, 9(4), 360-368.
  34. Kibler, W. B., et al. (2013). Role of the scapula in shoulder function and dysfunction. British Journal of Sports Medicine, 47(12), 692-697.
  35. Murrell, G. A., & Walton, J. R. (2001). Diagnosis of rotator cuff tears. The Lancet, 357(9258), 769-770.
  36. McFarland, E. G., et al. (2010). Epidemiology and demographics of shoulder injuries. Clinics in Sports Medicine, 29(1), 1-7.
  37. https://scholar.google.com/
  38. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
Omuz Yaralanmalarının 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
Omuz Yaralanmalarının 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi