Otoimmün Hepatitin 13 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
Otoimmün hepatit (OH), karaciğerin kronik bir iltihaplanma hastalığıdır ve bağışıklık sisteminin anormal şekilde karaciğeri hedef alması sonucu ortaya çıkar. Normalde bağışıklık sistemi, vücudu zararlı mikroorganizmalara karşı korur; ancak otoimmün hastalıklarda, bağışıklık sistemi vücudun kendi dokularını ve organlarını saldırı hedefi olarak görür. Otoimmün hepatit durumunda, karaciğer hücrelerine karşı bir bağışıklık yanıtı oluşur ve bu durum ciddi karaciğer hasarına yol açabilir. Hastalık, özellikle kadınlarda yaygın olup, tedavi edilmediğinde karaciğer sirozu ve karaciğer yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonlara neden olabilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Otoimmün Hepatitin 13 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
Otoimmün hepatit, ilk olarak 1950’lerde keşfedilmiş ve o zamandan bu yana tıp dünyasında büyük ilgi görmüştür. Bu hastalık, birçok başka karaciğer hastalığı ile karıştırılabilir, çünkü semptomları genellikle nonspesifik olup, halsizlik, yorgunluk, karın ağrısı ve sarılık gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Hastalığın kesin nedenleri tam olarak bilinmese de, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin bir arada rol oynadığı düşünülmektedir. Bu nedenle, otoimmün hepatit hakkında farkındalık artırılması, erken teşhis ve tedavi için oldukça önemlidir.
Otoimmün hepatit tanısında klinik, laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri büyük önem taşır. Özellikle otoantikor testleri, karaciğer biyopsisi ve biyokimyasal testler tanı sürecinde sıklıkla kullanılır. Tedaviye başlarken genellikle bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar tercih edilir. Kortikosteroidler ve immünosüpresanlar bu tedavi sürecinin temel taşlarını oluşturur. Tedavi edilmezse, hızla ilerleyerek karaciğerde kalıcı hasara neden olabilir.
Bu makalede otoimmün hepatit nedenleri, semptomları, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır. Ayrıca hastalığın seyri, komplikasyonları ve otoimmün hepatit ile yaşamın nasıl sürdürülebileceğine dair bilgi verilecektir. Otoimmün hastalıkların genel olarak artış gösterdiği günümüzde, otoimmün hepatit gibi spesifik hastalıkların bilinmesi ve tanınması, sağlık profesyonelleri ve hastalar için önemlidir. Bu bağlamda, otoimmün hepatit ile ilgili kapsamlı bir anlayış geliştirilmesi, hastalığın yönetiminde hayati bir rol oynar.
Otoimmün Hepatit Belirtileri
Otoimmün hepatit, bağışıklık sisteminin karaciğer hücrelerine saldırması sonucu gelişen kronik bir karaciğer hastalığıdır. Erken teşhis edilmediğinde karaciğerde ciddi hasara, siroza ve hatta karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Otoimmün hepatitin belirtileri, hastalığın seyrine ve karaciğerin zarar görme derecesine göre farklılık gösterir. Bazı hastalarda belirtiler ani ve şiddetli olabilirken, bazı vakalarda yıllar boyunca hafif semptomlarla ilerleyebilir.
Genel Belirtiler
Otoimmün hepatitli bireylerin büyük bir kısmında, yaygın ve non-spesifik belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler diğer karaciğer hastalıklarıyla karıştırılabilir, bu yüzden dikkatli bir değerlendirme gerektirir:
- Aşırı yorgunluk ve halsizlik: Otoimmün hepatit, enerji seviyesinin düşmesine neden olarak günlük aktivitelerde zorlanmaya yol açar.
- İştahsızlık ve kilo kaybı: Karaciğerin etkilenmesiyle beslenme düzeninde bozulmalar ve istemsiz kilo kaybı meydana gelir.
- Mide bulantısı ve kusma: Sindirim sisteminin etkilenmesi sonucu mide bulantısı ve zaman zaman kusma görülür.
- Sarılık (ikter): Ciltte ve göz aklarında sararma, karaciğerin bilirubini işleyememesi nedeniyle oluşur.
- Koyu renkli idrar ve açık renkli dışkı: Safra akışının bozulması idrarın koyulaşmasına ve dışkının soluk renkte olmasına yol açar.
- Karın ağrısı: Özellikle karaciğerin bulunduğu sağ üst karın bölgesinde ağrı hissedilir.
İlerlemiş Hastalık Belirtileri
Otoimmün hepatit ilerledikçe karaciğer dokusunda kalıcı hasar oluşur ve hastalığın seyrinde daha ciddi belirtiler ortaya çıkar:
- Karaciğer büyümesi (hepatomegali): Karaciğerin iltihaplanma nedeniyle büyümesi, karın bölgesinde dolgunluk hissi yaratır.
- Dalak büyümesi (splenomegali): Dalak büyüyebilir ve karın sol üst kısmında rahatsızlık hissine yol açar.
- Ciltte döküntüler ve kaşıntı: Vücutta toksik maddelerin birikmesi ciltte kaşıntıya ve döküntülere neden olabilir.
- Asit (karında sıvı birikimi): Karaciğer fonksiyonlarının bozulması sonucu karında sıvı toplanır.
- Eklem ağrıları: Bağışıklık sisteminin aşırı aktivasyonu eklemlerde iltihaplanmaya ve ağrılara neden olabilir.
- Siroz belirtileri: Hastalık ilerlediğinde karaciğerdeki doku hasarı kalıcı hale gelir ve siroz gelişir. Bu durumda karaciğer sertleşir ve görevini yerine getiremez.
- Karaciğer yetmezliği belirtileri: Gelişmiş vakalarda zihinsel bulanıklık, karaciğer ensefalopatisi, kanamalar ve koma gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir.
Bazı hastalarda otoimmün hepatit, akut karaciğer yetmezliğine yol açarak acil tıbbi müdahale gerektirebilir. Bu nedenle, belirtilerin erken fark edilmesi ve uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi hayat kurtarıcı olabilir.
Otoimmün Hepatit Nedenleri ve Risk Faktörleri
Otoimmün hepatitin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, hastalığın ortaya çıkmasında genetik, çevresel ve bağışıklık sistemi ile ilgili faktörlerin birlikte rol oynadığı düşünülmektedir. Aşağıda otoimmün hepatitin nedenlerine yönelik detaylı açıklamalar yer almaktadır.
1. Genetik Yatkınlık
- Aile öyküsü: Otoimmün hastalık öyküsü bulunan ailelerde otoimmün hepatit gelişme riski daha yüksektir. Romatoid artrit, lupus, tip 1 diyabet gibi diğer otoimmün hastalıklara sahip bireylerde bu hastalığın görülme olasılığı artar.
- HLA gen mutasyonları: İnsan lökosit antijeni (HLA) genlerinde meydana gelen değişiklikler, bağışıklık sisteminin yanlış çalışmasına ve karaciğer hücrelerine saldırmasına neden olabilir.
2. Bağışıklık Sisteminin Aşırı Aktivasyonu
Otoimmün hepatit, bağışıklık sisteminin düzgün çalışmaması ve karaciğer hücrelerini yabancı bir tehdit gibi algılaması sonucu ortaya çıkar.
- T hücre aktivasyonu: T lenfositleri (T hücreleri) karaciğer hücrelerine saldırır ve iltihaplanmaya yol açar.
- Bağışıklık sisteminin kendi kendine saldırması: Vücudun bağışıklık sistemi, bilinmeyen bir nedenle kendi sağlıklı hücrelerini hedef alır.
3. Enfeksiyonlar
Bazı enfeksiyonlar, bağışıklık sisteminin dengesini bozarak otoimmün hastalıkların tetiklenmesine yol açabilir.
- Hepatit virüsleri: Hepatit B veya C gibi viral enfeksiyonlar, bağışıklık sistemini aşırı uyararak otoimmün hepatit gelişimini tetikleyebilir.
- Epstein-Barr virüsü ve Herpes virüsü: Bu virüslerin sebep olduğu enfeksiyonlar otoimmün hastalık riskini artırabilir.
4. Çevresel Faktörler
- İlaçlar: Bazı ilaçlar bağışıklık sisteminin dengesini bozarak otoimmün hepatit gelişimine yol açabilir. Antibiyotikler, bazı antidepresanlar ve non-steroid antiinflamatuar ilaçlar bu durumu tetikleyebilir.
- Kimyasal maddelere maruz kalma: Çeşitli kimyasal maddeler, bağışıklık sistemini etkileyerek otoimmün reaksiyonları başlatabilir.
5. Hormonal Faktörler
Otoimmün hepatit, kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür ve özellikle üreme çağındaki kadınları etkiler. Bu durum, hormonal değişikliklerin hastalığın gelişiminde rol oynadığını düşündürmektedir.
- Östrojen etkisi: Östrojen hormonunun bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri, kadınlarda otoimmün hastalıkların daha yaygın olmasına yol açabilir.
- Gebelik ve doğum sonrası dönem: Hormonal değişikliklerin yoğun yaşandığı gebelik ve doğum sonrası dönemde otoimmün hepatit riski artabilir.
6. Aşılar ve Bağışıklık Yanıtı
Bazı durumlarda aşılar, bağışıklık sistemini tetikleyerek otoimmün reaksiyonlara yol açabilir. Ancak, bu durum oldukça nadir görülür ve aşıların genel faydaları, bu potansiyel riski büyük ölçüde aşmaktadır.
Otoimmün hepatit riskinizi artırabilecek faktörler şunlardır:
- Kadın olmak. Hem erkeklerde hem de kadınlarda gelişebilse de, hastalık kadınlarda daha yaygındır.
- Belirli enfeksiyonların geçmişi. Kızamık, herpes simpleks veya Epstein-Barr virüsüne yakalandıktan sonra otoimmün hepatit gelişebilir. Hastalık ayrıca hepatit A, B veya C enfeksiyonuyla da bağlantılıdır.
- Kalıtım. Kanıtlar, ailelerde otoimmün hepatite yatkınlığın olabileceğini düşündürmektedir.
- Otoimmün bir hastalığa sahip olmak. Çölyak hastalığı, romatoid artrit veya hipertiroidizm (Graves hastalığı veya Hashimoto tiroiditi) gibi bir otoimmün hastalığı olan kişilerin otoimmün hepatit geliştirme olasılığı daha yüksek olabilir.
Otoimmün Hepatit Türleri
Doktorlar iki ana formu tanımladılar.
- Tip 1 otoimmün hepatit. Bu hastalığın en yaygın türüdür. Her yaşta ortaya çıkabilir. Hastaların yaklaşık yarısında çölyak hastalığı, romatoid artrit veya ülseratif kolit gibi diğer otoimmün bozukluklar bulunur.
- Tip 2 otoimmün hepatit. Yetişkinlerde gelişebilse de en çok çocuklarda ve gençlerde görülür. Bu tipe başka otoimmün hastalıklar da eşlik edebilir.
Komplikasyonları
Tedavi edilmeyen otoimmün hepatit, karaciğer dokusunda kalıcı yara izine (siroz) neden olabilir. Sirozun komplikasyonları şunları içerir:
- Yemek borunuzdaki genişlemiş damarlar (özofagus varisleri). Portal damardaki dolaşım engellendiğinde, kan diğer kan damarlarına, özellikle de midenizdeki ve yemek borunuzdakilere geri dönebilir. Kan damarları ince duvarlıdır ve taşımaları gerekenden daha fazla kanla dolu oldukları için kanama olasılıkları yüksektir. Yemek borusunda veya midede bu kan damarlarından kaynaklanan büyük kanama, acil tıbbi müdahale gerektiren, yaşamı tehdit eden bir acil durumdur.
- Karnınızdaki sıvı (asit). Karaciğer hastalığı karnınızda büyük miktarda sıvı birikmesine neden olabilir. Assit rahatsız edici olabilir ve nefes almayı engelleyebilir ve genellikle ilerlemiş sirozun bir belirtisidir.
- Karaciğer yetmezliği. Bu, karaciğer hücrelerine verilen aşırı hasarın karaciğerinizin yeterince çalışmasını imkansız hale getirmesi durumunda ortaya çıkar. Bu noktada karaciğer nakline ihtiyaç duyulur.
- Karaciğer kanseri. Sirozlu kişilerde karaciğer kanseri riski artar.
Otoimmün Hepatit Tanısı
Otoimmün hepatitin tanısı, dikkatli bir değerlendirme ve çeşitli testlerin kombinasyonu ile konur. Hastalığın belirtileri birçok karaciğer hastalığı ile benzerlik gösterebildiği için tanı koymak bazen zordur. Doktorlar, otoimmün hepatitten şüphelendiklerinde laboratuvar testleri, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi gibi yöntemleri kullanarak teşhisi doğrular.
1. Kan Testleri
Otoimmün hepatit tanısında kan testleri büyük önem taşır. Bu testler, hem karaciğerin işlevini hem de otoimmün yanıtı değerlendirir.
- Karaciğer fonksiyon testleri: Alanin aminotransferaz (ALT) ve aspartat aminotransferaz (AST) gibi enzimlerin seviyeleri, karaciğer iltihabına bağlı olarak yüksek çıkar. Bilirubin seviyeleri de artabilir.
- Otoantikor testleri: Otoimmün hepatit hastalarının kanında bazı otoantikorlar bulunur. Özellikle şu antikorlar tanıda yol göstericidir:
- Antinükleer antikor (ANA)
- Anti-düz kas antikoru (SMA)
- Anti-liver/kidney microsomal antikor (LKM-1)
- Anti-soluble liver antigen antikor (SLA/LP)
- İmmünoglobulin G (IgG) seviyesi: Otoimmün hepatit hastalarında IgG seviyeleri genellikle yüksektir. Bu, bağışıklık sisteminin aşırı aktivasyonunu gösterir.
2. Viral Hepatit Testleri
Otoimmün hepatitin viral hepatitlerden ayırt edilmesi için Hepatit B ve Hepatit C testleri yapılır. Çünkü otoimmün hepatit, klinik olarak viral hepatitlerle benzer belirtiler gösterebilir.
3. Karaciğer Ultrasonu ve Elastografi
- Karaciğer ultrasonu: Karaciğer dokusunun yapısını ve olası anormallikleri incelemek için kullanılır. Ayrıca karaciğerde yağlanma ve fibrozis gibi durumlar tespit edilir.
- Elastografi (FibroScan): Karaciğerin sertliğini ölçmek için kullanılır ve fibrozis derecesini belirler. Bu yöntem, karaciğerde kalıcı hasar olup olmadığını anlamaya yardımcı olur.
4. Karaciğer Biyopsisi
- Kesin tanı için biyopsi: Otoimmün hepatit tanısını doğrulamak ve karaciğerdeki hasarın derecesini belirlemek için biyopsi yapılır. Biyopsi sırasında ince bir iğne ile karaciğerden küçük bir doku örneği alınır.
- Histolojik inceleme: Biyopsi örneği mikroskop altında incelenerek karaciğerdeki iltihaplanma, nekroz ve fibrozis belirtileri tespit edilir. Karaciğer hücrelerinde lenfosit birikimi gibi tipik otoimmün bulgular tanıyı destekler.
5. Diğer Otoimmün Hastalıkların Değerlendirilmesi
Otoimmün hepatit, bazen lupus, romatoid artrit veya çölyak hastalığı gibi diğer otoimmün hastalıklarla birlikte görülebilir. Bu nedenle doktorlar, hastada başka otoimmün durumların olup olmadığını araştırır.
Otoimmün Hepatit Tedavisi
Otoimmün hepatit, bağışıklık sisteminin karaciğer hücrelerine saldırmasını engellemeyi amaçlayan uzun süreli bir tedavi süreci gerektirir. Tedavinin amacı, iltihaplanmayı kontrol altına almak, karaciğer hasarını durdurmak ve komplikasyonları önlemektir. Uygulanan tedavi yöntemleri, hastalığın şiddetine, karaciğerin hasar derecesine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Aşağıda otoimmün hepatit tedavisinde kullanılan yöntemler detaylı olarak açıklanmıştır.
1. İlaç Tedavisi
Kortikosteroidler
Kortikosteroidler, otoimmün hepatitte ilk basamak tedavi olarak yaygın şekilde kullanılır. Bu ilaçlar, bağışıklık sistemini baskılayarak karaciğer iltihabını kontrol altına alır.
- Prednizon: En sık kullanılan kortikosteroidlerden biridir. Genellikle yüksek dozla tedaviye başlanır ve iltihap kontrol altına alındıktan sonra doz yavaş yavaş azaltılır.
- Yan etkiler: Kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımı, kilo alımı, kemik erimesi (osteoporoz), diyabet ve hipertansiyon gibi yan etkilere neden olabilir.
Bağışıklık Baskılayıcı İlaçlar (İmmünsupresanlar)
Bağışıklık sisteminin karaciğer hücrelerine saldırmasını engellemek için kortikosteroidlerle birlikte veya tek başına immünsupresan ilaçlar kullanılır.
- Azatiyoprin: Prednizon ile birlikte verilen yaygın immünsupresan ilaçlardan biridir. Karaciğerdeki iltihabı baskılamak için düşük dozlarda uzun süreli kullanım gerekebilir.
- Yan etkiler: Azatiyoprin bazı hastalarda mide bulantısı, karaciğer enzimlerinde artış veya enfeksiyonlara yatkınlık gibi yan etkilere yol açabilir.
- Alternatif immünsupresanlar: Azatiyoprine intoleransı olan hastalarda mikofenolat mofetil, siklosporin veya takrolimus gibi diğer immünsupresanlar kullanılabilir.
2. Tedavi Süreci ve Takibi
Tedavi süreci genellikle yıllarca sürebilir ve bazı hastalarda yaşam boyu devam etmesi gerekebilir. Tedavi sürecinde hastaların düzenli olarak takip edilmesi, hem ilacın etkinliğini değerlendirmek hem de yan etkileri kontrol etmek için gereklidir.
- İlk 6-12 ay: Tedavinin ilk aşamasında, hastalığın semptomları kontrol altına alınmaya çalışılır. Kortikosteroidler ve immünsupresanlar ile karaciğer enzimlerinin normale dönmesi hedeflenir.
- Remisyon dönemi: Enfeksiyon kontrol altına alındığında ve karaciğer enzimleri normale döndüğünde, ilaç dozları azaltılabilir. Bazı hastalarda ilaçlar tamamen kesilebilir, ancak çoğu hasta için düşük dozda ilaç kullanımı devam eder.
- Nüks (relaps) durumları: Bazı hastalarda tedavi kesildikten sonra hastalık nüksedebilir. Bu durumda, ilaç tedavisi yeniden başlatılır veya doz artırılır.
3. Karaciğer Nakli Gerektiren Durumlar
Hastalığın ilerleyip karaciğer sirozuna veya karaciğer yetmezliğine yol açtığı durumlarda, karaciğer nakli gerekli olabilir. Karaciğer nakli, özellikle ilaç tedavisine yanıt vermeyen vakalarda ve akut karaciğer yetmezliği gelişen hastalarda son çare olarak uygulanır.
- Nakil sonrası takip: Nakil sonrasında hastaların bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları kullanmaya devam etmesi gerekir. Bu ilaçlar, bağışıklık sisteminin nakledilen organı reddetmesini önler.
- Otoimmün hepatit tekrarlayabilir: Karaciğer naklinden sonra bile otoimmün hepatitin tekrarlama riski bulunmaktadır. Bu nedenle, hastalar düzenli takip edilmelidir.
4. Yaşam Tarzı ve Destekleyici Tedaviler
Otoimmün hepatit tedavisinde ilaçların yanı sıra sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları geliştirmek de tedavi başarısını artırır. Karaciğerin korunması ve bağışıklık sisteminin dengelenmesi için önerilen yaşam tarzı değişiklikleri şunlardır:
- Alkol ve sigaradan uzak durma: Alkol, karaciğer hasarını artırdığı için tamamen bırakılmalıdır. Sigara da bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir.
- Dengeli beslenme: Karaciğer sağlığını desteklemek için protein, sebze ve meyve açısından zengin dengeli bir diyet önerilir. Tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır.
- Düzenli egzersiz: Hafif egzersizler, hem enerji seviyesini artırmak hem de stres yönetimine yardımcı olmak için faydalıdır.
- Stres yönetimi: Stres, otoimmün hastalıkların alevlenmesini tetikleyebileceği için meditasyon ve nefes egzersizleri gibi stres yönetimi teknikleri önerilir.
5. Yan Etkiler ve Komplikasyon Yönetimi
Otoimmün hepatit tedavisi sırasında kullanılan ilaçların bazı yan etkileri olabilir. Tedavi sürecinde karşılaşılan yaygın yan etkiler ve komplikasyonlar şunlardır:
- Kemik erimesi (osteoporoz): Kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımı kemik yoğunluğunun azalmasına yol açabilir. Bu nedenle, kalsiyum ve D vitamini takviyeleri önerilir.
- Enfeksiyon riski: İmmünsupresan ilaçlar bağışıklık sistemini baskıladığı için hastaların enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelmesi mümkündür. Bu nedenle, hastaların hijyen kurallarına uyması ve gerekli aşıları yaptırması önerilir.
- Karaciğer enzimlerinde dalgalanmalar: Düzenli kan testleri ile karaciğer fonksiyonları izlenir. İlaç dozlarının gerektiğinde ayarlanması için yakın takip şarttır.
6. Psikolojik Destek ve Danışmanlık
Otoimmün hepatit, kronik bir hastalık olduğu için psikolojik destek de önemlidir. Özellikle uzun süreli ilaç kullanımı ve hastalığın yarattığı stres, hastalarda duygusal dalgalanmalara yol açabilir. Psikolog veya psikiyatrist desteği, hastaların hastalıkla baş etmesini kolaylaştırabilir. Aile desteği ve kronik hastalıklarla ilgili hasta gruplarına katılım da hastalara moral sağlar.
Otoimmün Hepatit ile Yaşam
Otoimmün hepatit teşhisi konulan hastalar, yaşamlarını yönetebilmek için bazı önemli adımlar atmalıdır. Hastalık kronik olduğu için tedavi ömür boyu sürebilir ve bu durum hastaların psikolojik olarak zorlanmasına neden olabilir. Ancak, doğru tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile otoimmün hepatit ile kaliteli bir yaşam sürmek mümkündür.
- Düzenli doktor kontrolleri: Karaciğer fonksiyonlarının düzenli olarak izlenmesi, hastalığın ilerlemesini önlemek için kritik öneme sahiptir.
- İlaç tedavisine uyum: Tedaviye sadık kalmak, hastalığın kontrol altına alınmasında en önemli unsurdur. İlaçların düzenli kullanımı, karaciğer hasarını minimize eder.
- Sağlıklı beslenme: Karaciğer dostu bir diyet, hastalığın yönetiminde önemli bir rol oynar. Alkol tüketiminden kaçınılmalı ve yağlı gıdalardan uzak durulmalıdır.
- Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite, genel sağlık üzerinde olumlu etkiler sağlayarak hastaların enerji seviyelerini artırabilir.
Sonuç
Otoimmün hepatit, karaciğeri etkileyen ciddi bir otoimmün hastalıktır. Erken teşhis ve tedavi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve yaşam kalitesini artırmak açısından büyük önem taşır. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesi ile ortaya çıktığı düşünülmektedir. Tedavi edilmediğinde otoimmün hepatit, karaciğer yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonlara yol açabilir. Ancak, doğru tedavi yaklaşımları ve düzenli takip ile bu hastalık kontrol altına alınabilir ve hastalar uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir.
Referanslar:
- Otoimmün Hepatitin 13 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
- Manns MP, et al. “Diagnosis and Management of Autoimmune Hepatitis.” Hepatology, 2010.
- Alvarez F, et al. “Autoimmune Hepatitis: Review and Current Update.” Canadian Journal of Gastroenterology, 2011.
- Czaja AJ. “Autoimmune Hepatitis: Current Management and Prognosis.” Clinics in Liver Disease, 2002.
- Krawitt EL. “Autoimmune Hepatitis.” New England Journal of Medicine, 2006.
- Heneghan MA, et al. “Management and Prognosis of Autoimmune Hepatitis.” Clinical Gastroenterology and Hepatology, 2013.
- Maggiore G, et al. “Autoimmune Hepatitis in Children.” Journal of Pediatric Gastroenterology and Nutrition, 2001.
- Pyrsopoulos NT, et al. “Autoimmune Hepatitis: Pathophysiology and Clinical Features.” Gastroenterology Clinics of North America, 2011.
- Muratori P, et al. “Autoimmune Hepatitis: Insights and Challenges.” Liver International, 2014.
- Liberal R, et al. “Autoimmune Hepatitis and Regulatory T Cells.” Journal of Hepatology, 2014.
- Mack CL, et al. “Autoimmune Liver Disease: A Critical Appraisal of Current Management Strategies.” Journal of Hepatology, 2019.
- Vierling JM. “Autoimmune Hepatitis: Concepts, Controversies, and Treatment.” Clinics in Liver Disease, 2002.
- Grønbæk L, et al. “Liver Transplantation for Autoimmune Hepatitis.” Transplantation, 2015.
- Floreani A, et al. “Update on Autoimmune Hepatitis and Overlap Syndromes.” Clinical Reviews in Allergy and Immunology, 2020.
- Abe M, et al. “Immunopathogenesis of Autoimmune Hepatitis.” Hepatology Research, 2007.
- Lohse AW, et al. “Autoimmune Hepatitis: Update on Mechanisms and Management.” Journal of Hepatology, 2013.
- Wong RJ, et al. “Epidemiology of Autoimmune Hepatitis.” Clinical Liver Disease, 2018.
- Heathcote EJ. “Management of Autoimmune Hepatitis.” Journal of Gastroenterology and Hepatology, 2014.
- Brunt EM, et al. “Histopathology of Autoimmune Hepatitis.” Clinics in Liver Disease, 2003
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/