Preeklampsi: 5 Belirtisi Nedenleri Tedavisi (Gebelik Zehirlenmesi)

100 / 100

Preeklampsi, gebelikte karşılaşılan en ciddi komplikasyonlardan biri olup, anne ve bebek sağlığını ciddi şekilde tehdit eden bir durumdur. Bu durum, genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan, yüksek tansiyon ve idrarda protein seviyelerinin artışıyla karakterizedir. Modern tıbbın gelişimine rağmen, preeklampsi hala dünya genelinde maternal ve perinatal morbidite ve mortalitenin başlıca nedenleri arasında yer almaktadır. Gebeliklerin yaklaşık %5-8’inde ortaya çıkan bu komplikasyon, özellikle birinci gebeliklerde daha yaygın görülmektedir. Preeklampsi tanısı konan gebelerin, doğum sürecine kadar yakından izlenmesi büyük önem taşımaktadır.

Preeklampsi: 5 Belirtisi Nedenleri Tedavisi (Gebelik Zehirlenmesi)

Preeklampsinin neden olduğu sorunlar sadece anne sağlığı ile sınırlı değildir; aynı zamanda bebek gelişimi üzerinde de olumsuz etkileri olabilir. Erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve plasenta sorunları gibi komplikasyonlara yol açabilir. Dolayısıyla, preeklampsi, hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sağlık sonuçları doğurabilecek çok yönlü bir problem olarak ele alınmalıdır. Bu nedenle, erken tanı ve doğru yönetim stratejileri, hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşır. Ancak, preeklampsinin karmaşık etiyolojisi, bu durumun tam olarak nasıl ve neden oluştuğuna dair birçok bilinmezi beraberinde getirmektedir.

Preeklampsinin kesin nedeni henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da, genetik, çevresel ve immünolojik faktörlerin bu hastalığın gelişiminde önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Araştırmalar, gebelik sürecinde oluşan bazı damarsal anormalliklerin, plasentanın yetersiz oksijen almasına ve dolayısıyla preeklampsiye yol açabileceğini göstermektedir. Bunun yanı sıra, obezite, diyabet ve kronik hipertansiyon gibi önceden var olan sağlık koşulları da preeklampsi riskini artırmaktadır. Ancak, bu hastalığın gelişim mekanizmaları hala tam anlamıyla anlaşılmamış olduğu için, risk altındaki kadınların doğru bir şekilde tanımlanması ve hastalığın önlenmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Preeklampsinin tanısı ve yönetimi, gebeliğin her aşamasında kritik bir rol oynar. Erken dönemlerde fark edilen preeklampsi vakaları, anne ve bebeğin sağlığını tehlikeye atmadan yönetilebilirken, daha ileri aşamalarda fark edilen vakalar, acil müdahaleler gerektirebilir. Bu yazıda, preeklampsinin ne olduğu, nedenleri, risk faktörleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri hakkında kapsamlı bilgiler sunulacak ve hastalığın hem anne hem de bebek üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde incelenecektir.

Preeklampsi: 5 Belirtisi Nedenleri Tedavisi (Gebelik Zehirlenmesi)

Preeklampsi Belirtileri

Hamilelik sırasında ortaya çıkabilen ve anne adayı ve bebeği olumsuz etkileyebilecek bir sağlık sorunudur. Belirtileri, hamilelik sırasında dikkat edilmesi gereken önemli işaretlerdir.

Belirtileri şunlar içerebilir:

  1. Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon): Belirtilerden biri olan yüksek tansiyon, normal tansiyon değerlerinin üzerinde ölçülen kan basıncını içerir. Hamilelik sırasında 140/90 mm Hg’nin üzerindeki tansiyon değerleri yüksek olarak kabul edilir.
  2. Ödem (Şişme): Özellikle yüz, eller, ayak bilekleri ve bacaklarda şişmeye yol açabilir. Bu ödem, vücutta sıvı birikiminin bir göstergesi olabilir.
  3. Protein İdrarda (Proteinüri): Preeklampsi sırasında idrarda yüksek miktarda proteinin bulunması, böbreklerin etkilendiğinin bir işaretidir. İdrar testi ile proteinüri teşhis edilir.
  4. Baş Ağrısı: Sıklıkla şiddetli baş ağrılarına neden olabilir. Bu baş ağrıları genellikle alın veya şakaklarda hissedilir.
  5. Mide Bulantısı ve Kusma: Anne adayları preeklampsi sırasında sık sık mide bulantısı ve kusma yaşayabilirler.
  6. Görme Sorunları: Görme sorunlarına neden olabilir. Bulanık görme, çift görme veya ışığa karşı hassasiyet gibi belirtiler görülebilir.
  7. Karın Ağrısı: Üst karın bölgesinde yoğunlaşan şiddetli karın ağrısı veya baskı hissiyle kendini gösterebilir.
  8. Solunum Zorluğu: Akciğerlere sıvı birikimi olabilir, bu da solunum zorluğuna yol açabilir.
  9. Karaciğer ve Kanama Sorunları: Nadir durumlarda, karaciğer fonksiyonlarına zarar verebilir ve kanın normal pıhtılaşmasını etkileyebilir. Bu durumlar, ağır preeklampsiyi gösteren belirtiler olabilir.

Belirtileri her kadında farklılık gösterebilir ve bazı kadınlarda hafif, bazılarında ise şiddetli olabilir. Özellikle yüksek tansiyon ve proteinüri gibi belirtiler görüyorsanız, derhal doktorunuza başvurmanız önemlidir. Erken teşhis edilip tedavi edilmezse, anne ve bebek sağlığı ciddi şekilde tehlikeye girebilir. Bu nedenle düzenli prenatal kontroller ve doktorunuzun tavsiyeleri erken teşhis etmede kritik öneme sahiptir.

Preeklampsi Nedenleri

Tam olarak neden ortaya çıktığı hala kesin olarak bilinmemekle birlikte, bir dizi faktörün bu durumun gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir.

Preeklampsiye yol açabilecek muhtemel nedenler ve risk faktörleri:

  1. Plasenta Problemleri: Plasentanın işlevsiz veya anormal olduğu durumlarda daha yaygın olarak görülür. Plasenta, anne kanından bebeğe oksijen ve besin sağlar. Plasentanın tam olarak nasıl çalıştığı ve preeklampsi ile nasıl ilişkilendirildiği tam olarak anlaşılmamıştır.
  2. Kan Basıncı Sorunları: Yüksek tansiyon (hipertansiyon) ve damarlarının daralması da tetikleyebilir. Yüksek tansiyon, kan damarlarının sertleşmesine ve plasentanın etkili bir şekilde işlememesine neden olabilir.
  3. Genetik Faktörler: Aile geçmişi riski artırabilir. Anne veya baba tarafından gelen genetik faktörler, kişinin yatkınlığını etkileyebilir.
  4. İlk Gebelik: İlk kez gebe kalan kadınlar, daha önce yaşamamış olsalar bile, bu durum için daha yüksek risk altındadır.
  5. Çoğul Gebelikler: İkiz veya daha fazla bebek bekleyen kadınlar risk taşırlar. Birden fazla bebek, plasentanın daha fazla baskıya maruz kalmasına neden olabilir.
  6. Obezite: Obezite veya aşırı kilolu olmak,riski artırabilir. Aşırı vücut yağı, kan basıncını ve vasküler fonksiyonu olumsuz etkileyebilir.
  7. Diyabet: Diyabet hastaları, özellikle gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti) durumu varsa risk taşırlar.
  8. İmmünolojik Faktörler: İmmünolojik (bağışıklık sistemi ile ilgili) faktörlerin, riski artırabileceği önerilmiştir. Anne vücudu, fetüsü bir “yabancı cisim” olarak algılayarak bağışıklık sistemi yanıtını değiştirebilir.
  9. Daha Önce Preeklampsi Geçirmek: Daha önce bir hamilelik sırasında bu hastalığı yaşayan kadınlar, gelecekteki gebeliklerinde yeniden risk taşırlar.

Kesin nedenleri hala araştırma konusudur ve her kadında farklı faktörler etkili olabilir. Ancak, düzenli doktor kontrolleri, risk faktörlerini değerlendirmek ve belirtileri izlemek, preeklampsi riskini kontrol altında tutmada önemlidir. Hamilelik sırasında belirtileri fark edildiğinde, hızlı bir tıbbi müdahale gerekebilir.

Gebelik Zehirlenmesinin Etkileri

Preeklampsi, hamilelik sırasında gelişen ciddi bir tıbbi durumdur ve hem anne adayı hem de bebek için potansiyel olarak ciddi etkilere neden olabilir.

Anne Üzerindeki Etkiler

  1. Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon): Preeklampsi, anne adayının kan basıncını yükseltebilir. Yüksek tansiyon, kalp ve böbrek sorunlarına yol açabilir.
  2. Karaciğer Problemleri: Bazen karaciğerde hasara neden olabilir. Bu durum, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
  3. Böbrek Sorunları: Böbreklerin düzgün çalışmasını engelleyebilir. Bu böbrek yetmezliği riskini artırabilir.
  4. Kanama Bozuklukları: Kanın normal pıhtılaşma yeteneğini etkileyebilir. Bu, kanamalara ve morarma eğilimine yol açabilir.
  5. Nöbetler (Eklampsi): Preeklampsi ilerleyebilirse, nöbetler gelişebilir. Eklampsi adı verilen bu durum, hayati tehlike yaratabilir.

Bebek Üzerindeki Etkiler

  1. Büyüme Geriliği: Bebeğin rahimde yeterince büyüyememesine yol açabilir. Bu, düşük doğum ağırlığına ve bebekte gelişim sorunlarına neden olabilir.
  2. Erken Doğum: Şiddetli preeklampsi, bebeğin erken doğmasına neden olabilir. Erken doğan bebekler, prematüriteye bağlı sağlık sorunları riski altındadır.
  3. Solunum Problemleri: Erken doğmuş bebeklerde solunum sistemi sorunları daha yaygın olabilir ve solunum desteğine ihtiyaçları olabilir.
  4. Düşük Pıhtıleşme: Bebekte düşük trombosit (kan pulcuğu) seviyelerine yol açabilir, bu da kanın normalden daha kolay pıhtılaşmasına neden olabilir.
  5. Fetal Distres: Bebeğin rahim içindeki beslenme ve oksijen alımını etkileyebilir, bu da fetal distres olarak adlandırılan durumlara neden olabilir.
  6. Ölüm: Nadir durumlarda, şiddetli ve tedavi edilmemiş preeklampsi bebekte ölüme yol açabilir.

Preeklampsi, hızlı bir şekilde tıbbi müdahale gerektiren bir durumdur. Hamilelik sırasında düzenli doktor kontrollerine gitmek, preeklampsiyi erken teşhis etmek ve yönetmek için önemlidir. Doktor tavsiyelerine uyarak ve belirtileri izleyerek, ilgili riskleri minimize etmek mümkün olabilir.

Preeklampsi: 5 Belirtisi Nedenleri Tedavisi (Gebelik Zehirlenmesi)

Preeklampsi Tedavisi

Preeklampsi, özellikle gebeliğin 20. haftasından sonra yüksek tansiyon ve proteinüri ile kendini gösteren, anne ve bebek sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturabilen bir durumdur. Bu tablo, hafif ve şiddetli (ciddi) derecelerde seyredebilir. Hangi derecede olursa olsun, preeklampsinin temelde takip ve tedavisi hamilelik boyunca tıbbi gözetim altında sürdürülmelidir. Tedavi stratejileri, anne ve bebeğin mevcut sağlık durumuna, hastalığın ciddiyetine, gebeliğin kaçıncı haftada olduğuna ve laboratuvar bulgularına göre değişir. Aşağıda preeklampsi tedavisinde uygulanan ana yöntemler ve dikkat edilmesi gereken noktalar detaylandırılmıştır:

1. Genel Yaklaşım ve Değerlendirme

  1. Anne ve Fetüsün Durumunun Değerlendirilmesi
    • Kan basıncı seviyeleri, anne adayının genel durumu, laboratuvar sonuçları (böbrek, karaciğer fonksiyon testleri, trombosit sayısı vb.) ve ultrason ile fetüsün büyüme-gelişme durumu yakından izlenir.
    • Hafif preeklampside kan basıncı çoğunlukla 140-159/90-109 mmHg aralığında seyrederken, şiddetli preeklampside bu değerler 160/110 mmHg ve üzerine çıkar. Bu değerler tedavinin aciliyetini belirlemede yardımcı olur.
  2. Hastaneye Yatış veya Yakın Takip
    • Şiddetli preeklampsi bulguları gösteren veya laboratuvar testlerinde anormal değerler saptanan anneler, hastaneye yatırılarak yakın izleme alınır.
    • Hafif preeklampsi vakalarında ise genellikle ayaktan takip yapılabilir. Ancak hekimler sıklıkla yatak istirahati, tansiyon ölçümlerinin yakından kaydı, proteinüri takibi ve bebek hareketlerinin gözlemlenmesi gibi konularda uyarıda bulunur.
  3. Doğum Zamanlaması
    • Preeklampsinin kalıcı ve kesin tedavisi aslında “plasentanın çıkarılması” yani bebeğin doğmasıdır. Ancak bu kararı vermede bebeğin akciğer gelişimi, plasental yetmezlik bulguları, annenin ve fetüsün stabilitesi göz önüne alınır.
    • Şiddetli preeklampsi söz konusu olduğunda, annenin ve bebeğin hayati tehlikesi artıyorsa, gebelik haftası erken olsa bile acil doğum planlanabilir.
  4. Dinlenme ve Yaşam Tarzı Düzenlemeleri
    • Kan basıncını stabilize etmek ve vücuttaki yükü hafifletmek için dinlenme önemlidir. Hafif preeklampside yarı yatak istirahatiyle bile semptomlar kontrol altına alınabilir.
    • Aşırı tuz ve hazır gıda tüketiminden kaçınmak, yeterli protein ve vitamin alımına dikkat etmek, bol sıvı tüketmek gibi basit ancak etkili önlemler alınmalıdır.

2. Tansiyon Kontrolü ve İlaç Tedavileri

  1. Antihipertansif İlaçlar
    • Özellikle sistolik kan basıncı 160 mmHg ve/veya diyastolik kan basıncı 110 mmHg üzerinde seyrediyorsa, ciddi tansiyon yükselmelerini kontrol altına almak amacıyla antihipertansif tedavilere başlanır.
    • Gebelikte güvenle kullanılabilecek ilaçlar arasında “metildopa”, “labetalol” ve bazı kalsiyum kanal blokerleri (örn. nifedipin) bulunmaktadır. Her ilacın dozu ve kullanım süresi mutlaka hekim kararıyla belirlenmelidir.
  2. Magnezyum Sülfat (MgSO4) Tedavisi
    • Şiddetli preeklampsi veya eklampsi riskini düşürmek amacıyla “magnezyum sülfat” tedavisi uygulanır. Bu ilaç, beyin damarları ve merkezi sinir sistemi üzerindeki koruyucu etkisi sayesinde nöbet (konvülsiyon) riskini belirgin şekilde azaltır.
    • Tedavi, damar yoluyla (IV) yapılır ve hastanın solunum, refleksler ve idrar çıkışı yakından izlenir. Çünkü magnezyum toksisitesi, solunum depresyonu ve refleks kaybı gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.
  3. Kortikosteroidler
    • Erken doğum riski olan preeklampsi vakalarında, bebeğin akciğer gelişimini hızlandırmak amacıyla “betametazon” veya “deksametazon” gibi kortikosteroidler uygulanabilir.
    • Bu ilaçlar, akciğer sürfaktan üretimini artırarak bebeğin doğum sonrası solunum problemlerini hafifletmeye yardımcı olur. Genellikle 24-34. gebelik haftaları arasında uygulanır.
  4. Diüretiklerin Kullanımı
    • Gebelikte genellikle diüretik kullanımı önerilmez, çünkü plazma hacmini azaltarak uteroplasental kan akımını olumsuz etkileyebilir. Ancak bazı durumlarda (örn. kalp yetmezliği varlığı) çok dikkatli şekilde hekim kontrolünde kullanılabilir.

3. Doğum ve Doğum Şeklinin Belirlenmesi

  1. Vajinal Doğum veya Sezaryen Kararı
    • Preeklampside genel kural, gebelik haftası uygunsa vajinal doğum öncelikli tercih edilebilir. Ancak annenin veya bebeğin sağlık durumu elvermiyorsa, sezaryen gerekliliği ortaya çıkabilir.
    • Kan basıncının kontrol altında olması, annenin genel durumunun stabil seyretmesi ve fetüsün kalp atım paterninin normal olması vajinal doğum şansını artırır.
  2. İndüksiyon (Doğum Eyleminin Başlatılması)
    • Gebelik haftası yeterli ve rahim ağzı durumu elverişliyse, suni sancı (oksitosin veya prostaglandinler) yardımıyla doğum eylemi başlatılabilir. Bu yöntem, vajinal doğum için uygun koşulları oluşturur.
    • Bunun yanı sıra serviks (rahim ağzı) olgunlaştırıcı ajanlar (örneğin misoprostol) da kullanılabilir.
  3. Peripartum ve Postpartum Takip
    • Doğum sırasında ve sonrasında tansiyon değerlerinin yakından izlenmesi, kanamaya yönelik tetikte olunması (özellikle trombosit düşüklüğü gibi labaratuvar değişiklikleri varsa) önemlidir.
    • Doğum sonrasında preeklampsinin seyri hızlı bir şekilde gerileyebilmekle birlikte, özellikle ilk 48-72 saatlik dönem kritik kabul edilir. Anne ve bebek, olası komplikasyonlara karşı sürekli gözlem altında tutulur.

4. Preeklampsi Sonrası Dönem

  1. Postpartum Dönemde Kan Basıncının İzlenmesi
    • Doğumdan sonra tansiyon değerleri kademeli olarak normale dönebilir; ancak bu süreç bazı hastalarda daha uzun (haftalar, hatta aylar) sürebilir. Bu nedenle düzenli tansiyon ölçümü ve kontrol randevuları devam eder.
    • Gerekirse anneye postpartum dönemde de kısa bir süre antihipertansif tedavi verilebilir.
  2. Uzun Dönem Sağlık Kontrolleri
    • Preeklampsi geçiren kadınların ilerleyen yıllarda hipertansiyon veya kardiyovasküler hastalık riskinin arttığı bilinmektedir. Bu nedenle doğumdan sonra da düzenli kardiyolojik muayene ve tansiyon takibi önemlidir.
    • Sağlıklı beslenme, ideal kiloyu koruma, fiziksel aktivite ve stres yönetimi gibi yaşam tarzı değişiklikleri; uzun dönemde oluşabilecek kronik hastalık risklerini azaltmaya yardımcı olur.
  3. Yeni Gebelik Planlaması
    • Preeklampsi geçirmiş kadınların sonraki hamileliklerinde de benzer risklerle karşılaşabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle ikinci veya üçüncü gebelik planlanırken mutlaka uzman görüşü alınmalı ve erken dönemde takip başlatılmalıdır.
    • Doktor, gebelik öncesi dönemde olası risk faktörlerini belirleyerek (yüksek tansiyon, obezite, böbrek hastalıkları vb.) anne adayına özel bir izlem ve tedavi protokolü önerebilir.

5. Tedavi Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Özel Durumlar

  1. Eklampsi ve Nöbet Yönetimi
    • Preeklampsinin en ciddi evresi eklampsidir. Bu durumda anne adayı nöbet (konvülsiyon) geçirir ve bu, hem anne hem bebek hayatı için büyük risk taşır.
    • Eklampside ilk müdahale, hava yolunun açık tutulması ve damardan “magnezyum sülfat” tedavisine başlanmasıdır. Ardından mümkün olan en kısa sürede doğum gerçekleştirilir.
  2. HELLP Sendromu
    • Preeklampsinin bir alt tipi olarak da tanımlanan HELLP (Hemoliz, Elevated Liver enzymes, Low Platelet count) sendromu, karaciğer enzim yüksekliği ve trombosit düşüklüğü ile seyreder.
    • Bu tabloda yoğun bakım şartları ve acil doğum daha sık gündeme gelir. Karaciğer kanaması, böbrek yetmezliği, pıhtılaşma bozuklukları gibi ciddi komplikasyonlara karşı önlem alınır.
  3. Ek Kardiyovasküler veya Metabolik Hastalıklar
    • Anne adayının diyabet, kronik hipertansiyon veya böbrek hastalığı gibi ek rahatsızlıkları varsa, preeklampsi yönetimi daha da komplike hale gelir. Tedavi protokolü multidisipliner bir yaklaşımı (kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, dahiliye/kardiyoloji/böbrek hastalıkları uzmanları, diyetisyen vb.) gerektirir.

Özetle Preeklampsi Tedavisinde Önemli Noktalar

  • Erken Tanı ve Yakın Takip: Düzenli gebelik kontrolleri ve laboratuvar testleri hayati önemdedir.
  • Kan Basıncı Yönetimi: Antihipertansif ilaçlar, gerektiğinde intravenöz (IV) magnezyum sülfat uygulaması ile tansiyon kontrolü ve eklampsi önlemi sağlanır.
  • Doğum Zamanlaması: Preeklampsinin ciddiyeti, gebelik haftası ve fetüsün durumu değerlendirilerek erken veya zamanında doğum kararı verilebilir.
  • Multidisipliner Yaklaşım: Uzmanlar arası koordinasyon, annenin ve bebeğin güvenliğini artırır.
  • Postpartum Takip: Doğumdan sonra da kan basıncı izleme, laboratuvar kontrolleri ve olası uzun vadeli kardiyovasküler riskler için önlem almak gerekir.

Sonuç olarak, preeklampsi tedavisi hem annenin hem de bebeğin güvenliğini önceleyen, komplikasyonları minimize etmeye yönelik çok yönlü bir yaklaşımdır. Erken teşhis, düzenli takip ve uygun tıbbi müdahaleler sayesinde annenin sağlığı korunurken fetüsün de en iyi koşullarda gelişimini sürdürmesi ve doğması mümkün olabilir. Tedavi süreci boyunca anne adayının, hekim önerilerine uyması, belirtileri yakından takip etmesi ve herhangi bir alarm semptomu ortaya çıktığında (şiddetli baş ağrısı, görme bozuklukları, karın ağrısı, bulantı-kusma, ani kilo artışı gibi) mutlaka sağlık kuruluşuna başvurması büyük önem taşır.

Referanslar:

  1. Preeklampsi: 5 Belirtisi Nedenleri Tedavisi (Gebelik Zehirlenmesi)
  2. ACOG Practice Bulletin No. 222: Gestational Hypertension and Preeclampsia. Obstetrics & Gynecology. 2020;135(6):e237-e260.
  3. Magee LA, von Dadelszen P, et al. The Management of Hypertensive Disorders of Pregnancy. Pregnancy Hypertension. 2022;27(1):S1-S9.
  4. Sibai BM. Preeclampsia as a Cause of Preterm and Late Preterm Delivery. Seminars in Perinatology. 2011;35(5):262-269.
  5. Roberts JM, Redman CW. Preeclampsia: More Than Pregnancy-Induced Hypertension. The Lancet. 1993;341(8858):1447-1451.
  6. Dekker GA, Sibai BM. Etiology and Pathogenesis of Preeclampsia: Current Concepts. American Journal of Obstetrics and Gynecology. 1998;179(5):1359-1375.
  7. Karumanchi SA, Maynard SE. Preeclampsia and Angiogenic Imbalance. Annual Review of Medicine. 2007;58:61-78.
  8. Redman CW, Sargent IL. Placental Debris, Oxidative Stress and Pre-eclampsia. Placenta. 2000;21(7):597-602.
  9. Rana S, Lemoine E, Granger JP, Karumanchi SA. Preeclampsia: Pathophysiology, Challenges, and Perspectives. Circulation Research. 2019;124(7):1094-1112.
  10. Steegers EA, von Dadelszen P, Duvekot JJ, Pijnenborg R. Preeclampsia. The Lancet. 2010;376(9741):631-644.
  11. Saito S, Nakashima A, Shima T, Ito M. Clinical Insight into the Mechanisms of Immunoregulation in Preeclampsia. Journal of Reproductive Immunology. 2007;76(1-2):79-86.
  12. Brosens I, Pijnenborg R, Vercruysse L, Romero R. The “Great Obstetrical Syndromes” are Associated with Disorders of Deep Placentation. American Journal of Obstetrics and Gynecology. 2011;204(3):193-201.
  13. Lisonkova S, Joseph KS. Incidence of Preeclampsia: Risk Factors and Outcomes Associated with Early- vs Late-Onset Disease. American Journal of Obstetrics and Gynecology. 2013;209(6):544.e1-544.e12.
  14. Ahmed A. Heparin-Binding VEGF-A Isoforms and Their Receptors in Preeclampsia. Circulation Research. 2011;109(5):523-525.
  15. Lykke JA, Langhoff-Roos J, et al. Hypertensive Pregnancy Disorders and Subsequent Cardiovascular Morbidity and Type 2 Diabetes Mellitus in the Mother. Hypertension. 2009;53(6):944-951.
  16. Sibai BM, Dekker G, Kupferminc M. Preeclampsia. The Lancet. 2005;365(9461):785-799.
  17. Melchiorre K, Sutherland GR, Baltabaeva A, Liberati M, Thilaganathan B. Maternal Cardiovascular Impairment in Pregnancies Complicated by Pre-eclampsia. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology. 2011;37(5):514-521.
  18. Ngene NC, Moodley J. Physiology of Blood Pressure Relevant to Preeclampsia. International Journal of Women’s Health. 2019;11:157-167.
  19. Zeeman GG. Neurologic Complications of Hypertensive Disorders of Pregnancy. Obstetrics & Gynecology Clinics of North America. 2009;36(4):785-802.
  20. Ramma W, Ahmed A. Is Inflammation the Cause of Pre-eclampsia? Biochemical Society Transactions. 2011;39(6):1619-1627.
  21. Wu P, Gulati M, et al. Long-Term Maternal Cardiovascular Risks Associated with Hypertensive Disorders of Pregnancy. JACC. 2017;70(5):703-712.
  22. Shanklin DR, Sibai BM. Ultrastructural Findings in Placental Bed Vessels in Preeclampsia. American Journal of Obstetrics and Gynecology. 1989;161(3):735-741.
  23. Conrad KP, Davis AC. The Role of Relaxin in the Pathophysiology of Preeclampsia. Hypertension in Pregnancy. 2017;36(2):123-132.
  24. Xu J, Zhou X, Wang J, Liu G, Wang C. The Role of Hypoxia-Inducible Factor-1α in Preeclampsia. Molecular Biology Reports. 2014;41(10):6639-6646.
  25. Myatt L. Placental Adaptive Responses and Fetal Programming. The Journal of Physiology. 2006;572(1):25-30.
  26. Granger JP, Alexander BT, Llinas MT, Bennett WA, Khalil RA. Pathophysiology of Hypertension during Preeclampsia. Linking Placental Ischemia with Endothelial Dysfunction. Hypertension. 2001;38(3 Pt 2):718-722.
  27. Duley L. The Global Impact of Preeclampsia and Eclampsia. Seminars in Perinatology. 2009;33(3):130-137.
  28. Poon LC, Shennan A, et al. Hypertensive Disorders of Pregnancy: Screening by Maternal Factors and Biomarkers at 11-13 Weeks. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology. 2010;35(6):662-670.
  29. LaMarca B, Speed J, Ray LF, Cockrell K, Wallukat G. Hypertension in Response to Excess SFLT-1: The Endothelin Connection. Pregnancy Hypertension. 2012;2(3):158-159.
  30. Mayrink J, Costa ML, Cecatti JG. Preeclampsia in 2020: Screening and Diagnosis. American Journal of Obstetrics and Gynecology. 2020;223(5):546-547.
  31. Staff AC, Dechend R, Pijnenborg R. Learning from the Placenta: Acute Atherosis and Vascular Remodeling in Preeclampsia. Current Hypertension Reports. 2013;15(6):657-665.
  32. Vatten LJ, Skjaerven R. Is Preeclampsia More than One Disease? Hypertension. 2004;43(5):645-648.
  33. Yung HW, Hemberger M, Burton GJ. Regulation of Placental Endoplasmic Reticulum Stress in Pathological Pregnancies: Current Understanding and Clinical Implications. Placenta. 2012;33(11):885-891.
  34. Ghulmiyyah L, Sibai B. Maternal Mortality from Preeclampsia/Eclampsia. Seminars in Perinatology. 2012;36(1):56-59.
  35. https://scholar.google.com/
  36. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  37. https://www.researchgate.net/
  38. https://www.mayoclinic.org/
  39. https://www.nhs.uk/
  40. https://www.webmd.com/
Preeklampsi: 5 Belirtisi Nedenleri Tedavisi (Gebelik Zehirlenmesi)
Preeklampsi: 5 Belirtisi Nedenleri Tedavisi (Gebelik Zehirlenmesi)
Sağlık Bilgisi Paylaş !