Röntgen Teknolojisi Nedir? 7 Kullanım Alanı
Röntgen teknolojisi, modern tıpta ve endüstriyel alanlarda yaygın olarak kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Bu makalede, röntgenin ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve farklı alanlarda nasıl kullanıldığını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Röntgen Teknolojisi Nedir? 7 Kullanım Alanı
Röntgen, elektromanyetik spektrumun bir parçası olan yüksek enerjili fotonlardan oluşan ışınları ifade eder. Wilhelm Conrad Röntgen tarafından 1895 yılında keşfedilen bu ışınlar, cisimlerin iç yapısını görüntülemek için kullanılır. Röntgen cihazı, cisimlere bu ışınları göndererek geri yansıyan veya emilen ışınları algılar ve görüntü oluşturur.
Röntgen teknolojisi, tıp alanında önemli bir yere sahip olan ve çeşitli medikal uygulamalarda kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Bu teknoloji, X-ışınlarının kullanılmasıyla vücut içerisindeki yapıları detaylı bir şekilde gözlemlemeyi mümkün kılar. Röntgenin keşfi, 19. yüzyılın sonlarına dayanmaktadır ve Alman fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen tarafından 1895 yılında yapılmıştır.
Röntgen teknolojisinin temel prensibi, X-ışınlarının vücut dokularından geçerken emilim, saçılma veya yansıma gibi farklı etkileşimlerle karşılaşmasıdır. Bu etkileşimler, özellikle kemik, organlar ve diğer dokuların farklı şekillerde görüntülenmesini sağlar. Röntgen, birçok tıbbi durumun tanısında kullanılan etkili bir araç olmasının yanı sıra, diş hekimliğinden ortopediye kadar geniş bir yelpazede uygulama alanına sahiptir.
Röntgen teknolojisinin tıpta kullanılmasının yanı sıra, endüstriyel ve bilimsel alanlarda da önemli rol oynamaktadır. Malzeme testleri, güvenlik kontrolü ve araştırma çalışmalarında röntgenin kullanımı, birçok sektörde kalite kontrol süreçlerinin daha etkili bir şekilde yürütülmesini sağlamaktadır.
Röntgen Teknolojisinin Doğuşu
Röntgen, Alman fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen tarafından 1895 yılında keşfedildi. Röntgen, tesadüfen platin-baryum silikat kristallerinin parladığını fark etti ve bu parlamaların görünmeyen bir ışıktan kaynaklandığını anladı. Bu ışınları “X ışınları” olarak adlandırdı ve bunlar, cisimlerin iç yapısını görüntülemek için kullanılabilirdi.
Röntgen Nasıl Çalışır?
Röntgen cihazları, bir röntgen tüpü ve bir detektörden oluşur. Röntgen tüpü, yüksek enerjili elektronları hızlandırarak elektromanyetik röntgen ışınlarını üretir. Bu ışınlar, vücut veya nesne üzerine yönlendirilir. Detektör, geri yansıyan veya emilen ışınları alarak bilgisayar tarafından görüntüye dönüştürür. Sonuç olarak, iç yapının görüntüsü elde edilir.
- X-ışınlarının Üretimi: Röntgenin temeli, X-ışınlarıdır. X-ışınları, elektronlar bir katoddan bir anoda doğru hızla hareket ettiğinde ve anot üzerindeki bir metal hedefe çarptığında oluşur. Bu çarpma sonucunda, yüksek enerjili fotonlar açığa çıkar. Oluşan bu X-ışınları, bir tüp içindeki vakum ortamında üretilir.
- Vücutla Etkileşim: Üretilen X-ışınları, insan vücudu veya nesneler gibi çeşitli malzemelerle etkileşime girer. X-ışınları, vücut dokularından geçerken çeşitli etkileşimlerle karşılaşır. Yumuşak dokular X-ışınlarını daha fazla geçirirken, daha yoğun malzemeler, özellikle kemikler, X-ışınlarını absorbe eder.
- Detektörler ve Görüntüleme: X-ışınları vücut dokularından geçtikten sonra, detektörler tarafından algılanır. Modern röntgen cihazları, dijital detektör teknolojisini kullanarak elde edilen verileri bilgisayarlar aracılığıyla işler. Detektörlerin algıladığı X-ışınları, bir bilgisayar ekranında görüntülenen dijital bir resme dönüştürülür.
- Görüntüleme ve Tanı: Elde edilen dijital görüntüler, doktorların iç organlara, kemiklere ve diğer anatomik yapıları incelemelerine olanak tanır. Bu görüntüler, hastalıkları, kırıkları, tümörleri veya diğer patolojileri tespit etmek için kullanılır. Röntgen görüntüleri, tedavi planlamasında, cerrahi müdahalelerde ve hastalıkların takibinde önemli bir rol oynar.
Bu açıklama, röntgenin temel çalışma prensiplerini anlamak için genel bir bakış sunmaktadır. X-ışınlarının üretimi, vücutla etkileşimi, detektörlerin kullanımı ve görüntüleme süreci, röntgen teknolojisinin nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı olan temel unsurlardır.
Röntgen Kullanım Alanları
Röntgen teknolojisi, modern tıpta tanısal görüntüleme ve tedavi süreçlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Röntgen ışınları, elektromanyetik spektrumun bir parçası olarak, vücudun iç yapılarının görüntülenmesini sağlar. Röntgenin kullanım alanları oldukça geniş olup, hem tanısal hem de tedavi amaçlı olarak çeşitli tıbbi disiplinlerde önemli bir rol oynamaktadır. Aşağıda, röntgenin başlıca kullanım alanları detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
1. Tanısal Görüntüleme
Röntgen, en yaygın olarak tanısal görüntüleme amacıyla kullanılır. Bu alanda, farklı vücut bölgelerinin ve organların detaylı görüntüleri elde edilerek hastalıkların teşhisi yapılır.
- Kemik ve Eklem Görüntülemesi: Röntgen, kırıklar, çıkıklar, artrit, osteoporoz ve kemik tümörlerinin tespitinde birincil tanısal araçtır. Kemik yapılarının yoğunluğu nedeniyle röntgen ışınlarını iyi bir şekilde soğurur ve net görüntüler elde edilir. Bu sayede, kemik kırıkları, dejeneratif eklem hastalıkları ve diğer ortopedik durumlar kolaylıkla teşhis edilebilir.
- Toraks (Göğüs) Radyografisi: Toraks radyografisi, akciğerlerin, kalbin ve göğüs kafesi yapılarının değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılır. Akciğer enfeksiyonları (pnömoni), tüberküloz, akciğer kanseri, kalp büyümesi (kardiyomegali) ve diğer kardiyopulmoner hastalıkların tanısında önemli bir rol oynar.
- Abdominal Görüntüleme: Abdominal röntgen, karın içi organların değerlendirilmesinde kullanılır. Bağırsak tıkanıklıkları, serbest hava (perforasyon), böbrek taşları ve safra kesesi taşları gibi durumların tanısında röntgen görüntülemesi kritik öneme sahiptir.
2. Fluoroskopi
Fluoroskopi, röntgen ışınlarının gerçek zamanlı görüntüleme sağladığı bir tekniktir. Bu yöntem, vücut içindeki yapıların hareketini veya çeşitli tıbbi prosedürlerin ilerleyişini izlemek için kullanılır.
- Gastrointestinal İncelemeler: Floroskopi, barium sülfat gibi kontrast maddelerin kullanımıyla gastrointestinal sistemin (GİS) incelenmesinde yaygın olarak kullanılır. Örneğin, barium yutma testi ile yemek borusu, mide ve ince bağırsağın detaylı görüntüleri alınabilir. Bu testler, reflü, ülserler, tümörler ve divertikül gibi hastalıkların tanısında önemlidir.
- Anjiyografi: Floroskopi, damarların incelenmesinde de kullanılır. Anjiyografi sırasında, damar içi yapılar kontrast madde ile görüntülenir ve kalp, beyin, böbrekler gibi organlardaki damar hastalıkları tespit edilebilir. Koroner arter hastalığı, anevrizmalar ve damar tıkanıklıkları gibi durumların değerlendirilmesinde hayati öneme sahiptir.
- Ortopedik Prosedürler: Ortopedik cerrahilerde, özellikle kırıkların düzeltilmesi, eklem replasmanı gibi durumlarda floroskopi kullanılarak cerrahın implant yerleştirmesini veya kemiklerin hizalanmasını gerçek zamanlı olarak izleyebilmesi sağlanır.
3. Mammografi
Mammografi, meme dokusunun özel bir röntgen cihazı kullanılarak incelenmesi işlemidir. Bu teknik, meme kanserinin erken evrede tespiti için en yaygın kullanılan tarama yöntemidir.
- Tarama Mammografisi: Mammografi, 40 yaş üstü kadınlar için rutin olarak önerilen bir tarama yöntemidir. Meme kanserinin erken evrede tespiti, tedavi başarısını önemli ölçüde artırır. Tarama mammografisi, belirti göstermeyen kadınlarda bile meme kanserinin saptanmasında etkili bir yöntemdir.
- Diagnostik Mammografi: Bu, belirli bir meme anomalisi (örneğin, meme kütlesi, meme başı akıntısı) tespit edildiğinde yapılan daha detaylı bir mammografi türüdür. Memedeki lezyonların boyutu, şekli ve diğer özellikleri hakkında detaylı bilgi sağlar ve tanısal kesinliği artırır.
4. Diş Hekimliği Uygulamaları
Röntgen, diş hekimliğinde yaygın olarak kullanılır. Dental röntgenler, dişlerin, kemik yapılarının ve ağız içi yapıların değerlendirilmesinde önemlidir.
- Periapikal ve Panoramik Röntgenler: Periapikal röntgen, tek bir dişi ve çevresindeki kemiği detaylı bir şekilde görüntülerken, panoramik röntgen tüm dişleri, çeneleri ve çevre dokuları tek bir filmde gösterir. Bu, diş çürükleri, periodontal hastalıklar, çene kistleri ve gömülü dişler gibi durumların tespitinde kullanılır.
- Ortodontik Değerlendirme: Röntgen, dişlerin hizalanması, çene yapısının değerlendirilmesi ve ortodontik tedavi planlaması için kullanılır. Özellikle sefalometrik röntgenler, ortodontik tedaviye başlamadan önce çene ve diş yapılarının detaylı analizini sağlar.
5. Travma ve Acil Durumlar
Röntgen, travma ve acil tıbbi durumların değerlendirilmesinde hayati bir rol oynar. Bu tür durumlarda hızlı ve doğru teşhis, tedavi başarısı için kritik öneme sahiptir.
- Kırıklar ve Dislokasyonlar: Trafik kazaları, düşmeler veya spor yaralanmaları gibi travmatik olaylardan sonra röntgen, kırıkların, dislokasyonların ve diğer kemik yaralanmalarının hızlıca tespit edilmesini sağlar. Bu, özellikle acil servislerde yaygın olarak uygulanan bir tekniktir.
- Göğüs Travmaları: Göğüs travmaları sonrasında, pnömotoraks (akciğerin sönmesi), hemotoraks (göğüs boşluğunda kan birikmesi) gibi durumların tanısında toraks radyografisi kullanılır. Bu tür durumlar acil tedavi gerektirdiği için röntgen hızlı ve güvenilir bir teşhis yöntemi sunar.
- Yabancı Cisimlerin Tespiti: Röntgen, vücut içindeki yabancı cisimlerin (örneğin, yutulmuş nesneler, kurşun veya metal parçaları) yerini belirlemek için de kullanılır. Bu tür cisimler, hızlı müdahale gerektiren durumlar yaratabileceğinden röntgen, acil tedavi planlamasında kritik bir rol oynar.
6. Girişimsel Radyoloji
Röntgen teknolojisi, girişimsel radyolojide rehberlik amacıyla kullanılır. Girişimsel radyoloji, minimal invaziv prosedürlerin görüntüleme rehberliği altında gerçekleştirilmesini sağlar.
- Biyopsiler: Girişimsel radyologlar, röntgen rehberliği ile belirli bir dokudan örnek alabilir (biyopsi). Bu yöntem, özellikle akciğer, karaciğer ve kemik biyopsilerinde kullanılır.
- Drenaj İşlemleri: Abselerin veya sıvı birikimlerinin boşaltılması (drenaj) gibi prosedürlerde röntgen rehberliği, işlemin güvenli ve etkili bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlar.
- Stent Yerleştirme: Kan damarlarına stent yerleştirilmesi gibi işlemler sırasında röntgen kullanılır. Bu, damar tıkanıklıklarının açılmasında ve kan akışının yeniden sağlanmasında kritik bir rol oynar.
7. Radyoterapi Planlaması
Röntgen, kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi için tedavi planlaması aşamasında önemli bir araçtır. Tedavi edilecek bölgenin anatomisi ve tümörün yeri, röntgen görüntüleri ile belirlenir ve bu, radyasyonun doğru bir şekilde yönlendirilmesini sağlar.
- Simülasyon: Radyoterapi simülasyonu sırasında, röntgen görüntüleri, radyasyon alanlarının belirlenmesinde kullanılır. Bu, tümörün tam olarak hedef alınmasını ve çevre dokuların minimum zarar görmesini sağlar.
- Portal Görüntüleme: Radyoterapi sırasında, röntgen teknolojisi kullanılarak tedavi alanlarının doğruluğu kontrol edilir. Bu, her tedavi seansında tümörün doğru bir şekilde hedeflendiğinden emin olunmasına yardımcı olur.
Röntgen Güvenliği ve Dozaj
Radyasyon Dozajı ve Maruziyet
Röntgen teknolojisi, insan vücudunun iç yapısını görüntülemek için kullanılan önemli bir tanı aracı olmasına rağmen, iyonize radyasyon içerdiği için dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Radyasyon dozajı, hastanın maruz kaldığı radyasyon miktarını ifade eder ve genellikle milisievert (mSv) cinsinden ölçülür. Radyasyonun biyolojik etkileri, maruziyet süresi, dozaj ve kullanılan radyasyon türüne bağlı olarak değişebilir. Röntgen çekimlerinde amaç, mümkün olan en düşük radyasyon dozunu kullanarak en yüksek kalitede görüntü elde etmektir. Bu prensip, “As Low As Reasonably Achievable” (ALARA) ilkesi olarak bilinir ve radyolojik uygulamalarda standart bir güvenlik kuralıdır. ALARA prensibi, radyasyon maruziyetini azaltmak için çeşitli teknik ve prosedürel önlemleri içerir.
Radyasyonun Biyolojik Etkileri
Radyasyonun biyolojik etkileri, hücrelerde iyonizasyon meydana getirerek DNA hasarına neden olabilir. Bu hasar, hücrelerin onarım mekanizmaları ile çoğu zaman düzeltilebilse de, yetersiz onarım durumunda mutasyonlar ve kanser gelişimi riski artar. Radyasyona maruz kalan dokuların türü, hücrelerin bölünme hızı ve radyasyon dozajı, bu biyolojik etkilerin ciddiyetini belirler. Örneğin, çocuklar ve genç yetişkinler, hızlı hücre bölünmesi nedeniyle radyasyona daha duyarlıdır ve bu nedenle onlara yapılan röntgen çekimlerinde dozaj kontrolü daha da önemlidir. Röntgen teknolojisi kullanılırken, bu potansiyel biyolojik etkilerin göz önünde bulundurulması ve hastaların radyasyon riskinin minimuma indirilmesi esastır.
Dozaj Optimizasyonu ve Teknolojik Gelişmeler
Röntgen teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, radyasyon dozajını azaltmaya yönelik birçok yenilikçi teknik ve cihaz geliştirilmiştir. Dijital radyografi sistemleri, geleneksel film tabanlı sistemlere göre daha düşük dozlarda yüksek kaliteli görüntüler sağlar. Ek olarak, gelişmiş görüntü işleme algoritmaları, düşük dozlu görüntülerin kalitesini artırarak, tekrar çekim ihtiyacını ve dolayısıyla maruziyet riskini azaltır. Otomatik doz kontrolü (ADC) gibi teknolojiler, hastanın vücut yapısına ve incelenen bölgeye göre dozajı optimize eder. Bu teknolojik gelişmeler, hem hasta güvenliğini artırır hem de görüntüleme sırasında maruz kalınan radyasyon miktarını en aza indirir.
Personel Güvenliği ve Koruyucu Önlemler
Röntgen çekimleri sırasında sadece hastaların değil, aynı zamanda sağlık personelinin de radyasyon güvenliği önemlidir. Röntgen teknisyenleri, sürekli radyasyona maruz kaldıkları için özellikle dikkatli olmalıdır. Personel güvenliği, kurşun önlükler, kurşun bariyerler ve radyasyon dedektörleri gibi koruyucu ekipmanların kullanılmasıyla sağlanır. Ayrıca, röntgen çekimi sırasında operatörlerin odada bulunmaması veya radyasyonun yayılmasını engelleyen bariyerler arkasında durmaları önerilir. Personelin radyasyon dozajını izlemek için kişisel dozimetreler kullanılır ve bu cihazlar, düzenli olarak kontrol edilerek güvenli doz limitlerinin aşılmadığından emin olunur. Tüm bu önlemler, hem hasta hem de sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamaya yönelik temel adımlardır.
Sonuç
Röntgen teknolojisi, modern tıbbın temel taşlarından biri olarak kabul edilir. Görüntüleme teknolojilerinin gelişimiyle birlikte, röntgen cihazları yalnızca hastalıkların teşhisinde değil, aynı zamanda tedavi sürecinin izlenmesinde de kritik bir rol oynamaktadır. Günümüzde, düşük radyasyonlu dijital röntgen sistemleri ve yapay zeka destekli analizler, hastalara daha güvenli, hızlı ve doğru teşhis imkanları sunmaktadır. Bu teknolojik ilerlemeler, tıbbi görüntüleme yöntemlerinde kaliteyi artırırken, aynı zamanda sağlık profesyonellerinin karar verme süreçlerini de desteklemektedir. Röntgenin erken teşhis için sağladığı bu avantajlar, hastalıkların ilerlemesini önlemek ve yaşam kalitesini artırmak adına hayati bir öneme sahiptir.
Röntgen teknolojisindeki bu hızlı ilerleme, radyoloji uzmanlarının sorumluluklarını artırmış ve mesleklerinde sürekli eğitimi bir zorunluluk haline getirmiştir. Özellikle yeni teknolojilerin etkin ve güvenli bir şekilde kullanılması, sağlık personelinin bu alandaki bilgi ve becerilerinin sürekli olarak güncellenmesini gerektirir. Ayrıca, hasta güvenliği açısından radyasyon dozlarının minimize edilmesi, uzmanların her görüntüleme prosedüründe dikkatle uygulaması gereken bir diğer önemli husustur. Eğitim kurumları ve sağlık kuruluşlarının bu alandaki yeni teknolojileri tanıtması ve yaygınlaştırması, sağlık sisteminin genel başarısını olumlu yönde etkilemektedir. Bu bağlamda, röntgen teknolojisinin etkin kullanımı için hem teknik personel hem de hekimlerin multidisipliner bir yaklaşımla eğitilmesi gereklidir.
Röntgen teknolojisinin gelecekteki potansiyeli, yapay zeka, 3D görüntüleme ve nanoteknoloji gibi alanlarla entegre edildikçe daha da büyümektedir. Yapay zeka algoritmaları, röntgen görüntülerindeki küçük ama önemli anomalileri tespit ederek erken teşhiste bir devrim yaratabilir. Ayrıca, mobil ve taşınabilir röntgen cihazları, özellikle afet bölgelerinde ve gelişmekte olan ülkelerde sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmaktadır. Nanoteknoloji tabanlı kontrast ajanlar ve hassas görüntüleme teknikleri, röntgenin klinik kullanımını genişleterek daha spesifik ve detaylı incelemelere imkan tanıyabilir. Bu yenilikçi uygulamalar, radyoloji alanında çığır açabilecek potansiyele sahiptir ve bu nedenle hem bilimsel araştırmalara hem de sağlık politikalarına yön vermeye devam edecektir. Röntgen teknolojisinin bu evrimi, yalnızca tıbbi uygulamalarda değil, aynı zamanda bireylerin genel sağlık durumlarının iyileştirilmesinde de büyük bir fark yaratacaktır.
Referanslar:
- Röntgen Teknolojisi Nedir? 7 Kullanım Alanı
- Bushberg, J. T., Seibert, J. A., Leidholdt, E. M., & Boone, J. M. (2012). The Essential Physics of Medical Imaging. Lippincott Williams & Wilkins.
- Hall, E. J., & Giaccia, A. J. (2012). Radiobiology for the Radiologist. Lippincott Williams & Wilkins.
- Seeram, E. (2019). Computed Tomography: Physical Principles, Clinical Applications, and Quality Control. Elsevier.
- Hendee, W. R., & Ritenour, E. R. (2002). Medical Imaging Physics. Wiley-Liss.
- Bontrager, K. L., & Lampignano, J. P. (2018). Textbook of Radiographic Positioning and Related Anatomy. Elsevier.
- Curry, T. S., Dowdey, J. E., & Murry, R. C. (1990). Christensen’s Physics of Diagnostic Radiology. Lea & Febiger.
- Sutton, D. (2003). Textbook of Radiology and Imaging. Elsevier Health Sciences.
- McRobbie, D. W., Moore, E. A., Graves, M. J., & Prince, M. R. (2017). MRI from Picture to Proton. Cambridge University Press.
- ICRP. (2007). The 2007 Recommendations of the International Commission on Radiological Protection. ICRP Publication 103. Annals of the ICRP.
- ICRU. (1980). Tissue Substitutes in Radiation Dosimetry and Measurement. ICRU Report 44.
- European Society of Radiology (ESR). (2010). Radiation protection and safety in medical imaging. Insights into Imaging, 1(2), 95–102.
- UNSCEAR. (2008). Sources and effects of ionizing radiation. UNSCEAR 2008 Report to the General Assembly.
- Brenner, D. J., & Hall, E. J. (2007). Computed tomography—an increasing source of radiation exposure. New England Journal of Medicine, 357(22), 2277–2284.
- Golding, S. J., & Shrimpton, P. C. (2002). Radiation dose in CT: are we meeting the challenge? The British Journal of Radiology, 75(889), 1–4.
- Shope, T. B., Gagne, R. M., & Johnson, G. C. (1981). A method for describing the doses delivered by diagnostic radiology. Radiology, 140(2), 479–485.
- Bushong, S. C. (2016). Radiologic Science for Technologists: Physics, Biology, and Protection. Elsevier.
- Thrall, J. H. (2004). Overview of radiology and the radiologist’s role. Radiology, 233(3), 635–638.
- Berrington de González, A., & Darby, S. (2004). Risk of cancer from diagnostic X-rays: estimates for the UK and 14 other countries. The Lancet, 363(9406), 345–351.
- Kalender, W. A. (2011). Computed Tomography: Fundamentals, System Technology, Image Quality, Applications. Publicis.
- Boone, J. M., & Chavez, A. E. (1996). Comparison of x-ray cross sections for diagnostic radiology. Medical Physics, 23(12), 1997–2005.
- Dendy, P. P., & Heaton, B. (1999). Physics for Diagnostic Radiology. CRC Press.
- McNitt-Gray, M. F. (2002). AAPM/RSNA physics tutorial for residents: Topics in CT—radiation dose in CT. Radiographics, 22(6), 1541–1553.
- Gkanatsios, N. A., Huda, W., & Peters, K. R. (2002). Adult patient radiation doses in interventional neuroradiology. Medical Physics, 29(4), 577–583.
- Martin, C. J. (2007). Radiation doses and risks from diagnostic radiology. The British Journal of Radiology, 80(952), 169–185.
- Brenner, D. J., & Hricak, H. (2010). Radiation exposure from medical imaging: time to regulate? JAMA, 304(2), 208–209.
- Moore, C. S., & Murphy, K. J. (2001). The radiology of skeletal trauma. Journal of Radiology, 3(5), 25–30.
- Einstein, A. J., & Moser, K. W. (2012). Assessing radiation risk from diagnostic imaging: the role of epidemiology. Journal of Radiology Research, 5(4), 321–327.
- McNulty, J. P., & Ryan, J. M. (1993). The future of diagnostic imaging. European Radiology, 3(3), 180–186.
- Dixon, R. L., & Ballard, A. C. (2007). Radiation dose in CT. Radiology Clinics of North America, 45(5), 807–830.
- Hricak, H. (2002). Oncologic imaging: present and future. Cancer Imaging, 2(1), 1–5.
- Schueler, B. A. (2000). The AAPM/RSNA physics tutorial for residents. X-ray image intensifiers for fluoroscopy. Radiographics, 20(5), 1471–1477.
- Nagel, H. D. (2000). Radiation Exposure in Computed Tomography. European Coordination Committee of Radiological and Electromedical Industries.
- Goldman, L. W. (2007). Principles of CT: Radiation dose and image quality. Journal of Nuclear Medicine Technology, 35(4), 213–225.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/