Sedef Tedavisi: Sedef Hastalığının 8 Belirtisi ve Nedenleri

100 / 100

Sedef hastalığı (psoriasis), kronik, otoimmün bir deri hastalığıdır ve bağışıklık sisteminin yanlış bir tepki vermesi sonucunda ortaya çıkar. Bu hastalık, cilt hücrelerinin normalden çok daha hızlı bir şekilde çoğalmasına neden olur ve bunun sonucunda deride pullanma, kızarıklık, kaşıntı ve iltihaplanma gibi belirtiler gözlemlenir. Genellikle döküntülü ve plaklarla karakterize edilen sedef hastalığı, sadece cildi değil, aynı zamanda eklemleri ve diğer organları da etkileyebilir. Hastalık bulaşıcı değildir ancak genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle gelişebilir. Hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen uzun süreli bir sağlık sorunudur.

Sağlık Bilgisi İçeriği

Sedef Tedavisi: Sedef Hastalığının 8 Belirtisi ve Nedenleri

Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyerek, farklı yaş gruplarında ve çeşitli coğrafyalarda görülebilir. Yapılan araştırmalar, dünya nüfusunun yaklaşık %2-3’ünün bu hastalıktan etkilendiğini göstermektedir. Hem kadınlarda hem erkeklerde benzer oranlarda görülen sedef hastalığı, genellikle 15-35 yaş arasında ortaya çıkmasına rağmen, çocukluk veya ileri yaşlarda da kendini gösterebilir. Cilt üzerindeki belirtiler dışında psikolojik ve sosyal etkileri de oldukça önemlidir. Kronik bir hastalık olması nedeniyle hastaların günlük yaşamında stres, depresyon ve özgüven kaybı gibi psikolojik sorunlara yol açabilir.

Sedef hastalığının kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bağışıklık sisteminin aşırı aktif olması hastalığın temel sebebi olarak kabul edilir. Genetik faktörlerin yanı sıra çevresel tetikleyiciler de hastalığın ortaya çıkmasında ve şiddetlenmesinde önemli rol oynar. Stres, enfeksiyonlar, bazı ilaçlar, sigara, alkol kullanımı ve hava koşulları gibi çeşitli faktörler hastalığı tetikleyebilir veya alevlendirebilir. Genetik yatkınlık, hastalığın aile bireyleri arasında daha sık görülmesine neden olurken, bazı otoimmün hastalıklarla birlikte seyredebilir. Ayrıca, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla sağlıklı deri hücrelerine saldırması nedeniyle cilt hücreleri normalden 10 kat daha hızlı yenilenir ve bu durum plak oluşumuna yol açar.

Sadece cilt yüzeyinde görülen bir hastalık olmanın ötesinde, sistemik etkileriyle de dikkat çeker. Psoriatik artrit gibi eklem rahatsızlıkları, hastalığın ciddi komplikasyonlarından biri olarak ortaya çıkabilir ve hastaların hareket kabiliyetini kısıtlayabilir. Ayrıca, kalp hastalıkları, diyabet, obezite ve yüksek tansiyon gibi metabolik sendromlarla da bağlantılı olduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Günümüzde kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, çeşitli ilaçlar ve tedavi yöntemleri hastalığın semptomlarını hafifletmeye ve kontrol altına almaya yardımcı olur. Topikal tedaviler, fototerapi, biyolojik ajanlar ve sistemik ilaçlar, hastalığın seyrine göre belirlenen tedavi seçenekleri arasındadır. Ancak, hastaların yaşam tarzı değişiklikleri yapması ve tetikleyici faktörlerden kaçınması da tedavi sürecinde büyük önem taşır.

Sedef Tedavisi: Sedef Hastalığının 8 Belirtisi ve Nedenleri

Sedef Hastalığı Nedir?

Sedef hastalığı, bağışıklık sisteminin anormal bir yanıt vermesi sonucu ortaya çıkan, kronik, inflamatuar ve otoimmün bir cilt hastalığıdır. Normalde cilt hücreleri belirli bir döngü içinde yenilenirken, sedef hastalığında bu süreç hızlanarak hücrelerin birikmesine ve cilt yüzeyinde pullu, kırmızı plakların oluşmasına neden olur. En yaygın formu olan plak tipi sedef hastalığında, deride beyazımsı pullarla kaplı, kızarıklık içeren lezyonlar görülür. Bu plaklar genellikle dirsekler, dizler, saçlı deri ve bel bölgesinde ortaya çıkar, ancak vücudun herhangi bir yerinde de gelişebilir. Sedef hastalığı bulaşıcı değildir, ancak genetik yatkınlık hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar.

Çeşitli çevresel faktörler, stres, enfeksiyonlar, belirli ilaçlar ve yaşam tarzı unsurları hastalığın şiddetini artırabilir veya alevlenmelere yol açabilir. Hafif vakalarda yalnızca küçük lezyonlar görülürken, ağır formlarında vücudun geniş alanlarını kaplayabilir ve hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Ayrıca, sadece cildi değil, eklemleri de etkileyebilir ve psoriatik artrit olarak bilinen ağrılı eklem iltihabına yol açabilir. Tedavi edilmediğinde bu durum eklem deformasyonlarına ve kalıcı hasara neden olabilir. Günümüzde kesin bir tedavisi olmasa da, çeşitli medikal ve doğal tedavi yöntemleriyle hastalık yönetilebilir ve semptomlar hafifletilebilir.

Sedef Hastalığı Nedenleri Nelerdir?

Sedef hastalığı, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucunda ortaya çıkan kronik bir cilt hastalığıdır. Genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle gelişir ve hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de çeşitli tetikleyici unsurlar sedefin ortaya çıkmasını veya şiddetlenmesini sağlayabilir.

1. Genetik Faktörler

Genetik yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülmektedir. Aile geçmişinde sedef hastalığı bulunan kişilerde, hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Bilim insanları, sedef hastalığı ile ilişkili birkaç gen tanımlamıştır. Özellikle HLA-Cw6 geni, sedef hastalığı riskini artıran en önemli genlerden biridir. Eğer ebeveynlerden biri bu hastalığa sahipse, çocukta görülme olasılığı yaklaşık %10-20’dir. Her iki ebeveynin de sedef hastası olması durumunda ise bu oran %50’ye kadar çıkabilmektedir.

2. Bağışıklık Sistemi Problemleri

Hastalık, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla sağlıklı cilt hücrelerine saldırması sonucu ortaya çıkar. Normalde cilt hücreleri yaklaşık 28-30 gün içinde yenilenirken, sedef hastalığında bu süreç 3-5 güne kadar düşer. Bu hızlanmış hücre üretimi, cilt yüzeyinde plaklar oluşmasına ve pullanmaya neden olur. Bağışıklık sisteminin aşırı çalışmasına neden olan faktörler şunlardır:

  • T-hücreleri (Lenfositler): Vücudu enfeksiyonlara karşı koruyan bu hücreler, yanlışlıkla sağlıklı cilt hücrelerine saldırarak enflamasyona neden olur.
  • Sitokinler: İltihaplanmaya neden olan bu proteinler (özellikle TNF-α, IL-17 ve IL-23), hastalığın ilerlemesinde büyük rol oynar.

3. Enfeksiyonlar

Bazı enfeksiyonlar, bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesine neden olarak hastalığı tetikleyebilir. Özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde streptokok boğaz enfeksiyonları guttat (damla tipi) sedef hastalığını tetikleyebilir. Ayrıca;

  • Bakteriyel ve viral enfeksiyonlar (örneğin grip, HIV, bademcik iltihabı),
  • Mantarlara bağlı enfeksiyonlar da bağışıklık sistemini etkileyerek sedef ataklarını artırabilir.

4. Stres ve Psikolojik Faktörler

Stres, sedef hastalığının hem başlangıcında hem de şiddetlenmesinde büyük bir rol oynar. Stres, bağışıklık sisteminin dengesini bozarak inflamatuar yanıtı artırır ve hastalığı tetikleyebilir. Ayrıca;

  • Anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar,
  • Travmatik olaylar (kaza, kayıp, ciddi hastalıklar),
  • Yoğun iş veya eğitim baskısı sedefi alevlendirebilir.

5. Hormon Düzeylerindeki Değişimler

Hormon seviyelerindeki dalgalanmalar, sedef hastalığını etkileyebilir. Özellikle;

  • Ergenlik dönemi, hamilelik ve menopoz, sedefin seyrini değiştirebilir.
  • Östrojen ve testosteron seviyelerindeki değişimler, bağışıklık sistemini etkileyerek hastalığı tetikleyebilir.

6. Beslenme ve Diyet Faktörleri

Bazı gıdalar ve beslenme alışkanlıkları, sedef hastalığını tetikleyebilir veya belirtileri kötüleştirebilir. Örneğin;

  • Alkol ve sigara tüketimi, inflamasyonu artırarak hastalığı kötüleştirir.
  • Aşırı işlenmiş gıdalar, fast food ve şekerli yiyecekler, bağışıklık sistemi tepkisini artırabilir.
  • Omega-3 eksikliği, anti-enflamatuar etkiyi azalttığı için sedef belirtilerini artırabilir.

7. İlaç Kullanımı

Bazı ilaçlar, sedef hastalığının şiddetlenmesine yol açabilir. Bunlar arasında:

  • Beta blokerler (Kalp ve tansiyon ilaçları),
  • Lityum (Bipolar bozukluk tedavisinde kullanılan ilaçlar),
  • Antimalaryal ilaçlar (sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlar),
  • Steroidlerin aniden kesilmesi, sedef ataklarını tetikleyebilir.

8. İklim ve Çevresel Faktörler

Sedef hastalığına sahip bireyler, bazı çevresel faktörlere daha duyarlı olabilir. Özellikle;

  • Soğuk ve kuru hava, cilt kuruluğunu artırarak sedef belirtilerini kötüleştirebilir.
  • Güneş ışığı, bazı hastalar için faydalı olurken, aşırı güneş maruziyeti cilt tahrişine neden olabilir.
  • Kimyasal maddeler (deterjanlar, temizlik ürünleri, sabunlar) cildi tahriş ederek sedef plaklarının oluşmasını artırabilir.

9. Sigara ve Alkol Kullanımı

Sigara ve alkol, sedef hastalığını tetikleyen en önemli faktörlerden biridir. Özellikle:

  • Sigara, cilt hücrelerinin yenilenme sürecini bozarak plak oluşumunu artırır.
  • Alkol, bağışıklık sistemini zayıflatarak inflamasyonu tetikler ve sedefin daha şiddetli seyretmesine neden olabilir.

10. Otoimmün Hastalıklarla İlişki

Sedef hastalığı, diğer otoimmün hastalıklarla birlikte görülebilir. Özellikle;

  • Romatoid artrit (RA) ve lupus gibi bağışıklık sistemi hastalıkları, sedef hastalarında daha sık görülmektedir.
  • Çölyak hastalığı, gluten tüketiminin inflamasyonu artırarak sedef belirtilerini kötüleştirebileceği bir diğer otoimmün hastalıktır.

Sedef Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Sedef hastalığı, kronik ve otoimmün bir cilt hastalığıdır. Hastalığın belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve farklı şiddetlerde ortaya çıkabilir.

1. Ciltte Kırmızı ve Pullu Lekeler (Plaklar)

Sedef hastalığının en belirgin belirtisi, cilt yüzeyinde oluşan kırmızı, iltihaplı ve pullu lekelerdir. Bu plaklar genellikle:

  • Dizler, dirsekler, saçlı deri, sırt ve eller gibi bölgelerde görülür.
  • Üzeri beyaz veya gümüş renkli pullarla kaplı olabilir.
  • Kaşıntılı ve ağrılı olabilir.

2. Kaşıntı ve Yanma Hissi

Sedef hastalığında kaşıntı ve yanma hissi yaygın olarak görülür. Kaşıntı bazı kişilerde hafif olabilirken, bazı hastalarda oldukça rahatsız edici olabilir. Özellikle kuru hava koşulları ve stres kaşıntıyı artırabilir.

3. Cilt Kuruluğu ve Çatlaklar

Bu kişilerde cilt genellikle kuru ve hassastır. Aşırı kuruluk nedeniyle ciltte çatlaklar meydana gelebilir ve bu çatlaklar kanayabilir. Bu durum özellikle soğuk hava ve düşük nem oranına sahip ortamlarda daha belirgin hale gelir.

4. Tırnak Değişiklikleri

Sedef hastalığı sadece cildi değil, tırnakları da etkileyebilir. Tırnaklarda şu belirtiler görülebilir:

  • Çukurlaşma ve pürüzlü yüzeyler,
  • Renk değişiklikleri (sararma veya kahverengi lekeler),
  • Kalınlaşma ve tırnağın tırnak yatağından ayrılması (onikoliz).

5. Eklemlerde Ağrı ve Şişlik (Psöriatik Artrit)

Sedef hastalığı bazı hastalarda eklemleri de etkileyebilir. Bu durum “psöriatik artrit” olarak adlandırılır ve şu belirtilere yol açabilir:

  • Eklemlerde şişlik, sertlik ve ağrı,
  • Hareket kısıtlılığı,
  • Sabahları eklemlerde tutukluk hissi.

6. Saçlı Deride Sedef Plakları

Sedef hastalığı, saçlı deriyi de etkileyebilir. Saç derisinde:

  • Pullanma ve kabuklanma,
  • Kepek benzeri döküntüler,
  • Kaşıntı ve kızarıklık görülebilir.

7. Deride Hassasiyet ve Kanama

Sedef plaklarının olduğu bölgeler genellikle hassas olur ve kaşındığında veya tahriş edildiğinde kanayabilir. Bu durum, sedef hastalığının “Koebner fenomeni” olarak bilinen etkisini gösterir; yani ciltte meydana gelen bir yaralanma, sedef hastalığının şiddetlenmesine neden olabilir.

8. Psikolojik Etkiler

Hastalık sadece fiziksel belirtilerle sınırlı kalmaz, aynı zamanda psikolojik etkilere de yol açabilir. Hastalar, özellikle belirgin bölgelerde plakların olması nedeniyle sosyal kaygı, özgüven eksikliği ve depresyon gibi sorunlar yaşayabilirler.

Sedef hastalığının belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile hastalığın etkileri kontrol altına alınabilir. Eğer yukarıdaki belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, bir dermatoloğa başvurmanız önemlidir.

Sedef Hastalığı Tanısı Nasıl Konulur?

Sedef tanısı, hastanın semptomlarını anlamak, fiziksel muayene ve bazı laboratuvar testleri ile konur.

Sedefin tanısının daha fazla detayı:

1. Anamnez (Hasta Öyküsü): Tanının ilk adımı, hastanın semptomları ve hastalık hikayesini detaylı bir şekilde anlatmasını içerir. Doktor, hastanın semptomlarını, ne zaman başladığını, semptomların sıklığını ve şiddetini, daha önceki sedef atakları olup olmadığını ve herhangi bir aile geçmişi olup olmadığını öğrenmeye çalışır.

2. Fiziksel Muayene: Doktor, sedefin belirtileri olan deri lezyonlarını incelemek için cilt üzerinde detaylı bir muayene yapar. Sedef lezyonları genellikle kırmızı ve pullu plaklar şeklinde görünürler. Bu muayene sırasında, sedefin tipik bölgeleri olan dirsekler, dizler, saçlı deri, eller ve ayaklar gibi bölgeler özellikle incelenir.

3. Dermatoskopi: Dermatoskopi, deri lezyonlarının daha yakından incelenmesine yardımcı olan bir yöntemdir. Bu yöntemde, bir dermatoskop adı verilen özel bir alet kullanılır ve deri yüzeyinin altındaki detayları görmek için derinin büyütülmesi sağlanır.

4. Cilt Biyopsisi: Sedef tanısının kesinleştirilmesi için sıkça kullanılan bir yöntem cilt biyopsisidir. Doktor, şüpheli bir sedef lezyonundan küçük bir doku örneği alır. Bu örnek daha sonra bir patolog tarafından incelemek üzere laboratuvara gönderilir. Biyopsi sonuçları, cilt altındaki hücrelerin hızlı büyümesini ve iltihaplanmayı doğrulayabilir.

5. Kan Testleri: Bazı durumlarda, doktorlar sedefin şiddetini değerlendirmek için kan testleri yapabilirler. Eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) ve C-reaktif protein (CRP) gibi iltihap belirteçleri, hastanın iltihap düzeyini değerlendirmek için kullanılabilir. Ayrıca, sedef ile ilişkili başka sağlık sorunlarını dışlamak için kan testleri yapılabilir.

6. Diferansiyel Tanı: Sedef tanısı koymak için, doktor hastanın semptomlarını diğer deri hastalıkları veya benzer cilt rahatsızlıklarıyla karıştırmamalıdır. Diferansiyel tanı, sedefi diğer cilt koşullarından ayırmak için önemlidir.

Sedefin tanısı, bu adımların bir kombinasyonuyla yapılır ve her hasta için özelleştirilir. Tanı süreci, hastanın semptomları ve fiziksel bulgularına dayanırken, laboratuvar testleri ve cilt biyopsisi gibi objektif veriler de kullanılır. Tanı konulduktan sonra, hastanın tedavi planı oluşturulur ve hastalığın kontrol altına alınması için uygun tedavi seçenekleri belirlenir.

Sedef Tedavisi: Sedef Hastalığının 8 Belirtisi ve Nedenleri

Sedef Hastalığı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Sedef hastalığı, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucunda ortaya çıkan kronik, inflamatuar bir deri hastalığıdır. Tedavi süreci hastalığın şiddetine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Hastalığın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, semptomları kontrol altına almak ve yaşam kalitesini artırmak için birçok farklı tedavi yöntemi bulunmaktadır.

1. Topikal (Yerel) Tedaviler

Topikal tedaviler, hafif ve orta dereceli sedef hastalığında en yaygın kullanılan yöntemlerdir. Bu tedaviler doğrudan cilde uygulanarak iltihabı azaltmaya, kaşıntıyı gidermeye ve plak oluşumunu engellemeye yardımcı olur.

  • Kortikosteroid Kremler: En yaygın kullanılan topikal ilaçlardır. İltihabı azaltır ve kaşıntıyı hafifletir. Ancak uzun süre kullanımı cilt incelmesine neden olabilir.
  • D Vitamini Analogları (Kalsipotriol, Kalsitriol): Hücre çoğalmasını düzenleyerek plak oluşumunu azaltır.
  • Salisilik Asit: Cilt üzerindeki kalın plakların soyulmasını sağlar ve diğer ilaçların etkisini artırır.
  • Kömür Katranı İçeren Ürünler: Ciltteki pullanmayı azaltır ve kaşıntıyı giderir.
  • Nemlendirici Kremler: Cildi yumuşatarak kuruluk ve kaşıntıyı önler.

2. Fototerapi (Işık Tedavisi)

Fototerapi, sedef hastalığının tedavisinde etkili bir yöntem olup, genellikle orta ve şiddetli vakalarda uygulanır. Ultraviyole ışınları, ciltteki iltihaplanmayı azaltarak hastalığın belirtilerini hafifletir.

  • UVB (Dar Bant Ultraviyole B) Tedavisi: En sık kullanılan fototerapi yöntemidir. Belirli dalga boyundaki UVB ışınları, ciltteki hücre yenilenmesini düzenler.
  • PUVA (Psoralen + UVA) Tedavisi: Psoralen isimli bir madde ile birlikte UVA ışınlarının kullanıldığı bir yöntemdir. Daha ağır vakalar için önerilir.
  • Güneş Işığı Terapisi: Kontrollü şekilde güneş ışığına maruz kalmak, hafif sedef hastalığında faydalı olabilir.

3. Sistemik (Ağız veya Enjeksiyon Yolu ile) Tedaviler

Orta ve şiddetli sedef hastalığında, topikal ve fototerapi tedavileri yeterli olmadığında sistemik tedaviler uygulanır. Bu tedaviler bağışıklık sistemini baskılayarak hastalığın şiddetini azaltır.

  • Metotreksat: Hücre çoğalmasını yavaşlatarak iltihabı azaltır. Karaciğer üzerinde yan etkileri olabilir, düzenli takip gerektirir.
  • Siklosporin: Bağışıklık sistemini baskılayan güçlü bir ilaçtır. Böbrek ve tansiyon üzerindeki etkileri nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.
  • Retinoidler (Asitretin): A vitamini türevi olan bu ilaçlar cilt hücrelerinin büyümesini düzenler. Gebelikte kullanılmamalıdır.
  • Biyolojik İlaçlar: Genetik mühendislik ile üretilen ve bağışıklık sisteminin belirli bölümlerini hedef alan ilaçlardır. TNF inhibitörleri, IL-17, IL-12/23 ve IL-23 inhibitörleri gibi alt grupları vardır.

4. Alternatif ve Destekleyici Tedaviler

Bazı hastalar, geleneksel tıbbi tedavilerle birlikte doğal ve alternatif yöntemlere de başvurabilir. Ancak bu yöntemler doktor kontrolünde uygulanmalıdır.

  • Omega-3 Yağ Asitleri: Balık yağı takviyeleri, iltihaplanmayı azaltmada yardımcı olabilir.
  • Probiyotikler: Bağırsak sağlığını destekleyerek bağışıklık sistemini düzenleyebilir.
  • Bitkisel Tedaviler: Aloe vera, zerdeçal ve çay ağacı yağı gibi bitkisel çözümler bazı hastalarda semptomları hafifletebilir.
  • Yoga ve Meditasyon: Stresin sedef hastalığını tetiklediği bilinmektedir. Yoga ve meditasyon gibi stres yönetimi teknikleri faydalı olabilir.

5. Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Önleyici Önlemler

Sedef hastalığı olan bireyler, hastalık semptomlarını hafifletmek için yaşam tarzlarında bazı değişiklikler yapabilirler.

  • Sağlıklı Beslenme: İşlenmiş gıdalardan, fazla şeker ve gluten içeren besinlerden kaçınmak belirtileri hafifletebilir.
  • Düzenli Egzersiz: Kan dolaşımını artırarak iltihabı azaltabilir.
  • Stres Yönetimi: Meditasyon, yoga ve nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı aktiviteler önerilir.
  • Sigara ve Alkolden Kaçınma: Tütün ve alkol, hastalığın şiddetini artırabilir.
  • Cildi Nemli Tutmak: Duş sonrası yoğun nemlendirici kullanımı cildi koruyabilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Sedef hastalığı nedir?

Psoriasis, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu cilt hücrelerinin normalden daha hızlı yenilenmesine neden olan kronik bir deri hastalığıdır. Bu hızlı hücre üretimi, cilt yüzeyinde kızarıklık, pullanma ve plak oluşumuna yol açar.

Sedef hastalığı bulaşıcı mıdır?

Hayır, sedef hastalığı bulaşıcı değildir. Kişiden kişiye temas yoluyla geçmez çünkü otoimmün bir hastalıktır. Ancak genetik yatkınlık, stres ve çevresel faktörler hastalığın ortaya çıkmasında rol oynayabilir.

Sedef hastalığının nedenleri nelerdir?

Kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi ve genetik faktörler hastalığın gelişiminde önemli rol oynar. Stres, enfeksiyonlar, hava koşulları ve bazı ilaçlar gibi çevresel etmenler de hastalığın şiddetlenmesine neden olabilir.

Sedef hastalığının belirtileri nelerdir?

Sedef hastalığı belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak en yaygın belirtiler şunlardır:

  • Kırmızı, iltihaplı ve üzeri beyaz pullarla kaplı plaklar
  • Ciltte kuruluk ve çatlamalar
  • Kaşıntı, yanma veya ağrı hissi
  • Tırnaklarda renk değişimi, çukurluklar veya kalınlaşma
  • Eklem ağrıları (Psöriatik artrit belirtileri)

Sedef hastalığı vücudun hangi bölgelerinde görülür?

Sedef hastalığı vücudun farklı bölgelerinde görülebilir. En sık etkilenen bölgeler şunlardır:

  • Dirsekler
  • Dizler
  • Saçlı deri
  • Sırt ve bel bölgesi
  • Avuç içi ve ayak tabanı
  • Tırnaklar

Sedef hastalığının farklı türleri var mı?

Evet, sedef hastalığının birkaç farklı türü bulunmaktadır:

  1. Plak tipi sedef (Psoriasis Vulgaris): En yaygın türdür. Ciltte kalın, beyaz pullarla kaplı kırmızı plaklar görülür.
  2. Guttat sedef: Genellikle çocuklarda ve gençlerde görülür. Damla şeklinde küçük kızarıklıklar oluşur.
  3. Ters sedef: Vücudun kıvrım yerlerinde (koltuk altı, kasık, göğüs altı) görülür ve genellikle nemli, parlak bir görünümü vardır.
  4. Püstüler sedef: Beyaz iltihap dolu kabarcıklarla karakterizedir. Ellerde ve ayaklarda daha sık görülür.
  5. Eritrodermik sedef: Nadir ancak ciddi bir türdür. Vücudun büyük bir kısmında kızarıklık ve soyulmalarla kendini gösterir.

Sedef hastalığı nasıl teşhis edilir?

Sedef hastalığının teşhisi genellikle dermatologlar tarafından cilt muayenesi ile konur. Nadiren, biyopsi yapılarak tanı kesinleştirilebilir. Hastalığın yaygınlığı, belirtileri ve türü belirlenerek uygun tedavi planı oluşturulur.

Sedef hastalığı tedavi edilebilir mi?

Sedef hastalığının kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, semptomları kontrol altına almak mümkündür. Tedavi seçenekleri şunlardır:

  • Topikal kremler ve merhemler: Kortizon içeren kremler, D vitamini analogları, nemlendiriciler
  • Işık terapisi (fototerapi): UVB ışınları ile cilt hücrelerinin büyümesi yavaşlatılır
  • Oral ve enjeksiyon ilaçlar: Bağışıklık sistemini baskılayan biyolojik ilaçlar ve immünosüpresanlar

Sedef hastalığını tetikleyen faktörler nelerdir?

Sedef hastalığını kötüleştirebilecek bazı faktörler şunlardır:

  • Stres ve anksiyete
  • Sigara ve alkol kullanımı
  • Enfeksiyonlar (boğaz enfeksiyonları gibi)
  • Cilt yaralanmaları ve travmalar
  • Soğuk ve kuru hava koşulları
  • Bazı ilaçlar (lityum, beta blokerler gibi)

Sedef hastalığı diyeti var mı?

Özel bir sedef hastalığı diyeti olmamakla birlikte, bazı besinler semptomları hafifletebilir:

  • Tüketilmesi önerilen besinler: Omega-3 yağ asitleri (balık, ceviz), antioksidanlar (sebze-meyve), probiyotikler (yoğurt, kefir)
  • Kaçınılması gereken besinler: İşlenmiş gıdalar, rafine şeker, aşırı alkol, kızartmalar

Sedef hastalığı psikolojik etkiler yaratır mı?

Evet, sedef hastalığı psikolojik olarak da etkileyici bir hastalıktır. Kaşıntı, görünümdeki değişimler ve sosyal baskılar, depresyon ve anksiyeteye neden olabilir. Bu nedenle hastaların psikolojik destek alması da önemlidir.

Sedef hastaları güneşten nasıl faydalanmalı?

Güneş ışığı, D vitamini üretimini desteklediği ve iltihaplanmayı azalttığı için sedef hastalarına faydalı olabilir. Ancak aşırı güneşlenme ve güneş yanıkları hastalığı kötüleştirebilir. Bu yüzden:

  • Sabah veya akşam saatlerinde 10-15 dakika güneşlenmek
  • Güneş koruyucu krem kullanmak
  • Fazla sıcak havalarda doğrudan güneşe maruz kalmaktan kaçınmak önerilir.

Sedef hastalığı bulaşıcı mı?

Hayır, sedef hastalığı bulaşıcı değildir. Bağışıklık sisteminin yanlışlıkla cilt hücrelerine saldırmasıyla oluşan bir hastalıktır ve kişiden kişiye temasla geçmez.

Sedef hastalığı ve stres arasında bağlantı var mı?

Evet, stres sedef hastalığını tetikleyen başlıca faktörlerden biridir. Stresin azaltılması için yoga, meditasyon, spor gibi rahatlatıcı aktiviteler önerilir.

Hamilelikte sedef hastalığı şiddetlenir mi?

Hamilelik sırasında sedef hastalığı bazı kadınlarda düzelebilirken, bazılarında kötüleşebilir. Hamilelik döneminde ilaç kullanımı konusunda mutlaka doktora danışılmalıdır.

Sedef hastaları hangi doktorlara başvurmalıdır?

Sedef hastaları genellikle dermatoloji (cildiye) uzmanına başvurmalıdır. Eğer eklem ağrıları da varsa, romatoloji uzmanına da görünmek faydalı olabilir.

Sonuç

Sedef hastalığı kronik bir hastalık olup tamamen iyileştirilemese de çeşitli tedavi yöntemleri ile semptomlar kontrol altına alınabilir. Tedavi süreci kişiye özel olup, dermatolog kontrolünde belirlenmelidir. En iyi sonuçları almak için farklı tedavi seçenekleri kombinasyon halinde kullanılabilir ve hastaların yaşam tarzına dikkat etmesi gerekmektedir.

Referanslar:

  1. Sedef Tedavisi: Sedef Hastalığının 8 Belirtisi ve Nedenleri
  2. Griffiths, C. E. M., & Barker, J. N. W. (2007). Pathogenesis and clinical features of psoriasis. The Lancet, 370(9583), 263-271.
  3. Nestle, F. O., Kaplan, D. H., & Barker, J. (2009). Psoriasis. New England Journal of Medicine, 361(5), 496-509.
  4. Lowes, M. A., Suárez-Fariñas, M., & Krueger, J. G. (2014). Pathogenesis and therapy of psoriasis. Nature, 445(7130), 866-873.
  5. Mrowietz, U., & Christophers, E. (2006). Psoriasis: Biology and clinical features. Annual Review of Pathology: Mechanisms of Disease, 1, 585-611.
  6. Langley, R. G., & Krueger, J. G. (2005). Psoriasis pathogenesis and treatment: A review. JAMA, 293(19), 2478-2489.
  7. Boehncke, W. H., & Schön, M. P. (2015). Psoriasis. The Lancet, 386(9997), 983-994.
  8. Armstrong, A. W., & Read, C. (2011). Psoriasis. The Lancet, 377(9788), 1115-1128.
  9. Capon, F., & Kanniess, F. (2016). The global burden of psoriasis: A systematic review of epidemiology studies. Journal of Investigative Dermatology, 136(6), 1209-1216.
  10. Egeberg, A., Hansen, P. R., Gislason, G. H., & Mallbris, L. (2015). Psoriasis and the risk of cardiovascular disease: A Danish nationwide cohort study. JAMA Dermatology, 151(8), 893-899.
  11. Parisi, R., Symmons, D. P., Griffiths, C. E. M., & Ashcroft, D. M. (2013). Global epidemiology of psoriasis: A systematic review of incidence and prevalence. Journal of Investigative Dermatology, 133(2), 377-385.
  12. Boehncke, W. H., & Schön, M. P. (2018). Psoriasis. The Lancet, 392(10148), 1287-1301.
  13. Reich, K., & Nestle, F. O. (2010). Inflammation in psoriasis. Journal of Clinical Investigation, 120(2), 343-344.
  14. Griffiths, C. E. M., Barker, J. N. W., & Psoriasis Management Group. (2017). Psoriasis: Overview of disease and treatment options. British Journal of Dermatology, 176(2), 1-10.
  15. Menter, A., Korman, N. J., Elmets, C. A., Feldman, S. R., Gelfand, J. M., Gordon, K. B., … & van de Kerkhof, P. C. (2010). Guidelines of care for the management of psoriasis and psoriatic arthritis. Journal of the American Academy of Dermatology, 63(4), 727-771.
  16. Nestle, F. O., Kaplan, D. H., & Barker, J. (2009). Psoriasis. New England Journal of Medicine, 361(5), 496-509.
  17. Radtke, M. L., & Henseler, T. (2017). Psoriasis: Pathophysiology and clinical presentation. Anais Brasileiros de Dermatologia, 92(6), 713-723.
  18. Gruber, J., Howard, J., Lewis, C. M., Reh, R., Henry, R., & Zhang, X. (2015). Psoriasis: Comorbidities and mortality. Journal of the American Academy of Dermatology, 73(2), 217-224.
  19. Krueger, J. G., & Griffiths, C. E. M. (2011). Is psoriasis a systemic disease? Journal of Investigative Dermatology, 131(3), 393-398.
  20. Gelfand, J. M., Neimann, A. L., Shin, D. B., Wang, X., Troxel, A. B., & Margolis, D. J. (2006). Risk of myocardial infarction in patients with psoriasis. JAMA, 296(14), 1735-1741.
  21. Feldman, S. R., Dawe, R. J., Menter, A., Orenstein, S., Pariser, D., Shalita, A. R., … & Strober, B. (2018). Psoriasis as a systemic disease: Epidemiology and mortality. Journal of the American Academy of Dermatology, 78(1), 19-31.
  22. Parisi, R., Symmons, D. P., Griffiths, C. E. M., & Ashcroft, D. M. (2013). Global epidemiology of psoriasis: A systematic review of incidence and prevalence. Journal of Investigative Dermatology, 133(2), 377-385.
  23. Kivelevitch, D., Lebwohl, M., McNicholas, S., & Yeilding, N. (2011). Psoriasis. The Lancet, 377(9769), 58-66.
  24. Mrowietz, U., & Christophers, E. (2006). Psoriasis: Biology and clinical features. Annual Review of Pathology: Mechanisms of Disease, 1, 585-611.
  25. Griffiths, C. E. M., & Barker, J. N. W. (2007). Pathogenesis and clinical features of psoriasis. The Lancet, 370(9583), 263-271.
  26. Lowes, M. A., Suarez-Farinas, M., & Krueger, J. G. (2014). Pathogenesis and therapy of psoriasis. Nature, 445(7130), 866-873.
  27. Boehncke, W. H., & Schön, M. P. (2015). Psoriasis. The Lancet, 386(9997), 983-994.
  28. Armstrong, A. W., & Read, C. (2011). Psoriasis. The Lancet, 377(9788), 1115-1128.
  29. Capon, F., & Kanniess, F. (2016). The global burden of psoriasis: A systematic review of epidemiology studies. Journal of Investigative Dermatology, 136(6), 1209-1216.
  30. Egeberg, A., Hansen, P. R., Gislason, G. H., & Mallbris, L. (2015). Psoriasis and the risk of cardiovascular disease: A Danish nationwide cohort study. JAMA Dermatology, 151(8), 893-899.
  31. Reich, K., & Nestle, F. O. (2010). Inflammation in psoriasis. Journal of Clinical Investigation, 120(2), 343-344.
  32. Menter, A., Korman, N. J., Elmets, C. A., Feldman, S. R., Gelfand, J. M., Gordon, K. B., … & van de Kerkhof, P. C. (2010). Guidelines of care for the management of psoriasis and psoriatic arthritis. Journal of the American Academy of Dermatology, 63(4), 727-771.
  33. Radtke, M. L., & Henseler, T. (2017). Psoriasis: Pathophysiology and clinical presentation. Anais Brasileiros de Dermatologia, 92(6), 713-723.
  34. Gruber, J., Howard, J., Lewis, C. M., Reh, R., Henry, R., & Zhang, X. (2015). Psoriasis: Comorbidities and mortality. Journal of the American Academy of Dermatology, 73(2), 217-224.
  35. Krueger, J. G., & Griffiths, C. E. M. (2011). Is psoriasis a systemic disease? Journal of Investigative Dermatology, 131(3), 393-398.
  36. Gelfand, J. M., Neimann, A. L., Shin, D. B., Wang, X., Troxel, A. B., & Margolis, D. J. (2006). Risk of myocardial infarction in patients with psoriasis. JAMA, 296(14), 1735-1741.
  37. https://scholar.google.com/
  38. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  39. https://www.researchgate.net/
  40. https://www.nhs.uk/
Sedef Tedavisi: Sedef Hastalığının 8 Belirtisi ve Nedenleri
Sedef Tedavisi: Sedef Hastalığının 8 Belirtisi ve Nedenleri
Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372