Sinüzitten Korunmak İçin 18 Öneri

100 / 100

Sinüzit, burun çevresindeki sinüs boşluklarının iltihaplanması ile ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Oldukça yaygın olan bu rahatsızlık, özellikle mevsim geçişlerinde, soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla daha sık görülür. Sinüzit, baş ağrısı, burun tıkanıklığı, yüz ağrısı, koku alma kaybı ve ateş gibi belirtilerle kendini gösterir. Kronik sinüzit ise bu semptomların 12 hafta ya da daha uzun süre devam etmesi durumunda teşhis edilir. Sinüzit, hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir durum olmakla birlikte, doğru tedavi ve önleyici yöntemlerle kontrol altına alınabilir. Ancak, tedavi edilmediğinde veya gerekli önlemler alınmadığında tekrarlayan sinüzit ataklarıyla karşılaşmak olasıdır.

Sinüzitten Korunmak İçin 18 Öneri

Sinüzitin oluşumunda birden fazla etken rol oynar. Özellikle soğuk hava, alerjiler, burun polipleri, septum deviasyonu (burun içinde eğrilik), enfeksiyonlar ve bağışıklık sisteminin zayıflaması sinüzit gelişimine zemin hazırlar. Sinüslerin doğal drenaj sisteminin bozulması, bu boşluklarda mukus birikimine yol açar. Bu da bakteri, virüs ya da mantarların burada çoğalmasına neden olarak enfeksiyonun gelişmesine zemin hazırlar. Sonuç olarak sinüzit, sadece iltihaplı bir rahatsızlık değil, aynı zamanda bağışıklık sistemiyle doğrudan ilişkili bir durumdur.

Sinüzitten korunmak için alınacak önlemler, hem bağışıklık sistemini güçlendirmek hem de çevresel riskleri minimuma indirmekten geçer. Burun hijyenine dikkat etmek, alerjenlerden uzak durmak, vücut direncini artırıcı beslenme alışkanlıkları edinmek ve gerektiğinde tıbbi müdahalelere başvurmak bu önlemler arasında sayılabilir. Özellikle kronik sinüzit hastalarının yaşam kalitesini artırmak ve hastalık ataklarını en aza indirmek için günlük yaşamda uygulayabilecekleri birçok basit ama etkili yöntem bulunmaktadır.

Bu makalede, sinüzitten korunmanın yollarını ele alacağız. Sinüzit ataklarından korunmanın, günlük yaşamda dikkat edilecek küçük ama önemli detaylarla mümkün olduğunu göreceksiniz.

Sinüzitten Korunmak İçin 18 Öneri

Sinüzitten Korunmak İçin Öneriler

1. Düzenli Olarak Burun Yıkama

Burun yıkama, sinüzitten korunmanın en temel yöntemlerinden biridir. Sinüs boşluklarında biriken mukus, virüs ve bakterilerin sinüslere yerleşmesine ve enfeksiyon oluşturmasına zemin hazırlar. Bu nedenle, düzenli olarak tuzlu su ile yapılan burun yıkama işlemi, burun yollarını temizleyerek tıkanıklığı önler ve sinüslerin sağlıklı kalmasını sağlar. Burun yıkama işlemi için eczanelerden temin edebileceğiniz hazır tuzlu su spreyleri veya evde hazırlayabileceğiniz basit tuzlu su solüsyonları kullanılabilir. Bu işlem, özellikle alerjik bünyeye sahip olanlar için son derece etkilidir. Alerjenlerin burun içinde birikmesini önleyerek, sinüzit gelişimini engeller.

Evde tuzlu su solüsyonu hazırlamak için yarım çay kaşığı tuz ve bir çay kaşığı karbonatı bir bardak kaynamış suya ekleyip iyice karıştırarak basit bir karışım elde edebilirsiniz. Bu karışımı, özel burun yıkama aparatları yardımıyla burun deliklerinize nazikçe uygulayarak sinüslerinizi temizleyebilirsiniz. Burun yıkama işlemi sırasında hafif yanma hissi normaldir, ancak bu yanma sürekli ve şiddetli bir hal alırsa solüsyonun tuz oranını azaltabilirsiniz.

2. Ortam Havasını Nemli Tutun

Kuru hava, özellikle sinüsler üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. Sinüslerin sağlıklı işlevini yerine getirebilmesi için iç dokularının nemli kalması gerekir. Kuru hava, sinüslerdeki mukusun sertleşmesine ve kalınlaşmasına yol açar. Bu da sinüslerin tıkanmasına ve enfeksiyon gelişimine uygun bir zemin oluşturur. Özellikle kış aylarında, ısıtıcılar çalışırken ortam havası kurur ve bu da sinüs problemlerine zemin hazırlar.

Evde ya da iş yerinde ortam havasını nemli tutmak için nemlendirici cihazlar kullanabilirsiniz. Nem seviyesinin yüzde 30 ila 50 arasında olması ideal kabul edilir. Nem oranını artırmak için radyatör üzerine su dolu bir kap koymak gibi basit yöntemler de kullanılabilir. Ayrıca, sıcak bir duş almak ya da burun deliklerinize buhar banyosu yapmak da sinüslerin nemli kalmasını sağlar. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, nem oranını fazla artırmamak ve nemlendirici cihazların temizliğini düzenli olarak yapmaktır. Aksi takdirde bu cihazlar, bakteri ve küf üremesine yol açabilir, bu da sinüs problemlerini daha da kötüleştirebilir.

3. Alerjenlerden Kaçının

Alerjenler, sinüslerin tıkanmasına neden olarak sinüzit gelişimine zemin hazırlar. Polen, toz, hayvan tüyleri, küf sporları ve bazı kimyasal maddeler gibi alerjenler, özellikle alerjik rinit (saman nezlesi) yaşayan kişilerde sinüs iltihabına yol açabilir. Alerjenlerden korunmak, sinüzit riskini önemli ölçüde azaltır.

Öncelikle evde alerjenleri minimuma indirmek için bazı önlemler alabilirsiniz. Evde düzenli temizlik yapmak, halıları vakumlayarak toz birikimini engellemek, yatak takımlarını sık sık yıkamak ve yastık kılıflarını anti-alerjik malzemelerden seçmek önemlidir. Ayrıca, pencere ve kapıları polen mevsiminde kapalı tutmak, evde hayvan besliyorsanız onların belirli alanlarda bulunmasını sağlamak ve nemli ortamlarda küf oluşumunu önlemek de alerjenleri azaltmada etkili olacaktır. Ayrıca, alerji belirtileriniz varsa doktorunuza danışarak düzenli olarak antihistaminik ilaçlar veya burun spreyleri kullanabilirsiniz.

4. Sigara Dumanından Uzak Durun

Sigara dumanı, sinüzit gelişimi için ciddi bir risk faktörüdür. Aktif sigara içmek, burun mukozasını tahriş eder ve sinüslerin iltihaplanmasına neden olabilir. Ayrıca, pasif içicilik de sinüzit gelişimini tetikleyebilir. Sigara dumanına maruz kalmak, sinüslerdeki mukusun kalınlaşmasına ve tıkanıklığa yol açar. Bu da bakterilerin sinüslerde birikmesine ve iltihaplanmaya yol açar.

Sigara içiyorsanız, sinüs sağlığınızı korumak için bu alışkanlığı bırakmak en doğru adım olacaktır. Sigara bırakma programlarına katılmak veya doktorunuzla nikotin replasman tedavileri hakkında konuşmak bu süreçte yardımcı olabilir. Pasif içicilikten korunmak için sigara içilen ortamlardan uzak durmak da son derece önemlidir. Özellikle evde çocuklar veya alerjik bünyeye sahip kişiler varsa, sigara dumanına maruz bırakılmamaları kritik önem taşır. Sigara dumanından uzak durmak, sadece sinüzitten değil, genel solunum yolu hastalıklarından korunmanın da en etkili yollarından biridir.

5. Bol Sıvı Tüketin

Vücudun sıvı dengesi, sinüs sağlığı üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Yeterli miktarda sıvı tüketmek, sinüslerdeki mukusun ince ve akışkan kalmasına yardımcı olur. Böylece mukus, sinüslerden kolayca temizlenir ve tıkanıklık oluşmaz. Yeterli sıvı alımı, aynı zamanda sinüs iltihabını tetikleyen kuruluğun önüne geçer. Günlük olarak en az 2 litre su tüketmek, hem genel sağlık hem de sinüs sağlığı açısından büyük önem taşır.

Sıvı alımında su en iyi tercihtir, ancak bitki çayları, taze sıkılmış meyve suları ve doğal sebze suları da bu süreçte destekleyici olabilir. Özellikle adaçayı, papatya ve zencefil gibi anti-inflamatuar etkisi olan bitki çayları, sinüslerdeki iltihabı azaltabilir. Alkol ve kafein gibi vücudu dehidre eden içeceklerden kaçınmak ise sinüs sağlığı açısından faydalıdır, çünkü bu tür içecekler vücudun su kaybetmesine neden olabilir.

6. Düzenli Egzersiz Yapın

Egzersiz, vücudun genel sağlığını korurken sinüs sağlığı üzerinde de olumlu etkiler sağlar. Düzenli olarak yapılan fiziksel aktiviteler, sinüslerdeki kan akışını artırır ve burun pasajlarının açılmasına yardımcı olur. Egzersiz sırasında derin nefes almak, burun yollarını açarak sinüslerin doğal temizlenme sürecine katkıda bulunur.

Düzenli egzersiz, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudun enfeksiyonlarla daha etkili bir şekilde savaşmasını sağlar. Haftada en az 150 dakika orta tempolu egzersiz yapmak, hem sinüslerin sağlıklı kalmasına hem de genel vücut direncinin artmasına yardımcı olur. Ancak, çok soğuk havalarda dışarıda yapılan egzersizlerin burun mukozasını tahriş edebileceğini ve sinüzit riskini artırabileceğini unutmamak gerekir. Soğuk havalarda egzersiz yaparken burun ve yüz bölgesini korumak, bu riski minimize eder.

7. Burun Spreyi Kullanımında Dikkatli Olun

Burun spreyleri, sinüs tıkanıklığını geçici olarak rahatlatabilir, ancak uzun süreli kullanımı dikkatli yapılmadığında ciddi sorunlara yol açabilir. Özellikle dekonjestan spreylerin uzun süreli kullanımı, burun mukozasında hasar oluşturabilir ve rebound etkisi denilen bir durum ortaya çıkabilir. Bu durum, burun tıkanıklığının daha da artmasına ve kronikleşmesine yol açabilir.

Burun tıkanıklığı yaşadığınızda doktorunuzun önerisi doğrultusunda sprey kullanmak en sağlıklı yaklaşımdır. Tuzlu su bazlı burun spreyleri ise daha güvenlidir ve mukozayı tahriş etmeden tıkanıklığı hafifletir. Ancak, dekonjestan spreyleri yalnızca kısa süreli ve gerektiğinde kullanmak, burun sağlığınızı korumak açısından önemlidir. Eğer sürekli burun tıkanıklığı yaşıyorsanız, altta yatan nedeni belirlemek ve uygun tedavi için bir uzmana danışmak en doğru adımdır.

8. Bağışıklık Sistemini Güçlendirin

Sinüzitten korunmanın en etkili yollarından biri de bağışıklık sistemini güçlü tutmaktır. Bağışıklık sistemi, vücudun enfeksiyonlara karşı en önemli savunma mekanizmasıdır ve zayıf bir bağışıklık sistemi, sinüzit gibi enfeksiyonlara daha yatkın olmanıza neden olur. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı ve dengeli bir diyet büyük önem taşır. C vitamini açısından zengin meyve ve sebzeler, bağışıklık sistemini güçlendiren antioksidanlar içerir. Portakal, limon, kivi, çilek gibi meyveler bu konuda etkili seçeneklerdir.

Ayrıca çinko, bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde önemli bir mineraldir. Et, kabuklu deniz ürünleri, baklagiller ve fındık gibi gıdalarda bol miktarda çinko bulunur. Bağışıklığı desteklemek için probiyotik açısından zengin yoğurt ve kefir gibi besinleri de günlük beslenmenize eklemek faydalıdır. Düzenli uyku almak, stresi azaltmak ve yeterli sıvı tüketmek de bağışıklık sisteminizi güçlü tutmanın diğer yollarıdır.

9. Gözlük ve Lens Hijyenine Dikkat Edin

Gözlük ve kontakt lens kullanımı, hijyen kurallarına dikkat edilmediğinde sinüs sağlığını etkileyebilir. Göz ve burun anatomik olarak birbirine yakın olduğu için göz enfeksiyonları, kolayca burun ve sinüs bölgelerine yayılabilir. Bu nedenle gözlüklerin düzenli olarak temizlenmesi, lenslerin hijyenik koşullarda takılması ve çıkarılması sinüzit riskini azaltmaya yardımcı olur.

Kontakt lens kullanıyorsanız, lenslerinizi önerilen sürelerde değiştirin ve lens bakım ürünlerini doğru şekilde kullanın. Gözlük kullanıcıları ise gözlük camlarını düzenli olarak temizlemeli ve mikrop birikmesini engellemelidir. Ayrıca göz enfeksiyonu geçirdiğiniz dönemlerde lens kullanımından kaçınmak ve göz sağlığınızı korumak, sinüslerinizi de korumanıza yardımcı olacaktır.

Sinüzitten Korunmak İçin 18 Öneri

10. Uçak Yolculuklarında Dikkat Edin

Uçak yolculukları sırasında sinüsler üzerindeki basınç değişiklikleri, sinüs sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Uçuş sırasında kabin içindeki hava basıncı düşer, bu da sinüslerdeki hava basıncının farklılaşmasına neden olabilir. Özellikle soğuk algınlığı, grip veya alerji gibi durumlarla seyahat ediyorsanız, burun pasajlarınız tıkalı olabilir. Bu tıkanıklık, basınç farkı nedeniyle sinüslerde ağrıya ve tıkanıklığa yol açabilir.

Uçuş sırasında sinüs sağlığınızı korumak için bazı önlemler almak önemlidir. İlk olarak, uçuş öncesinde burun açıcı spreyler veya tuzlu su çözeltileri kullanarak burun yollarınızı açabilirsiniz. Özellikle uçuş öncesi bol sıvı tüketmek de sinüslerinizi nemli tutarak basınç değişikliklerine karşı direncinizi artırır. Ayrıca uçak içinde sakız çiğnemek veya sık sık yutkunmak, sinüslerdeki basıncı dengelemeye yardımcı olabilir. Eğer sinüzit veya burun tıkanıklığı yaşıyorsanız, bir doktor tavsiyesi alarak uçuş öncesi uygun ilaçları kullanmak, daha rahat bir yolculuk geçirmenizi sağlar.

11. Ani Sıcaklık Değişimlerinden Kaçının

Ani sıcaklık değişiklikleri, burun mukozasında tahrişe ve sinüslerin iltihaplanmasına neden olabilir. Özellikle soğuk havalarda dışarı çıkmak veya çok sıcak bir ortamdan aniden soğuk bir yere geçmek, burun ve sinüsler için zararlıdır. Bu ani değişiklikler, burun mukozasının kurumasına, çatlamasına veya iltihaplanmasına yol açarak sinüzit gelişimini tetikleyebilir.

Ani sıcaklık değişimlerinden kaçınmak için soğuk havalarda yüzünüzü ve burnunuzu koruyacak şekilde giyinmek önemlidir. Şapka, atkı ve maske gibi koruyucu giysiler, soğuk havanın doğrudan burun ve sinüsler üzerinde olumsuz etkilerini önlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca, iç mekanlarda sıcaklık değişimlerini minimumda tutmak, sinüslerin sağlıklı kalmasına katkı sağlar. Ev ve ofis gibi yaşam alanlarınızda ani sıcaklık farklarını engellemek için ısıtıcıların veya klimaların aşırı sıcak veya soğuk ayarlanmasından kaçınmak gerekir.

12. Yeterli Uyku Alın

Uyku, vücudun kendini onardığı ve bağışıklık sisteminin güçlendiği bir süreçtir. Yetersiz uyku, vücudun enfeksiyonlara karşı olan direncini zayıflatarak, sinüzit gibi rahatsızlıkların daha kolay gelişmesine neden olabilir. Uyku sırasında vücut, solunum yollarını temizler ve burun mukozasını sağlıklı tutar. Bu nedenle, düzenli ve yeterli uyku almak, sinüzitten korunmada büyük bir önem taşır.

Yetişkinler için önerilen günlük uyku süresi 7 ila 9 saat arasındadır. Bu süre boyunca kesintisiz ve kaliteli bir uyku sağlamak, vücudun bağışıklık fonksiyonlarını optimize eder. Eğer uyku apnesi gibi uyku sorunlarınız varsa, bu durum burun ve sinüslerin tıkanmasına yol açarak sinüzit riskini artırabilir. Uyku düzeninizi iyileştirmek için yatmadan önce ekran süresini azaltmak, sakinleştirici bitki çayları içmek ve yatak odanızı serin ve karanlık tutmak uyku kalitenizi artırabilir.

13. Mevsim Geçişlerine Dikkat Edin

Mevsim geçişleri, özellikle bahar ayları, alerjik rinit ve sinüzit vakalarının en sık görüldüğü dönemlerdir. Hava sıcaklığındaki ani değişiklikler, polenlerin artışı ve ortamda nem seviyelerinin değişmesi, sinüzit ataklarını tetikleyebilir. Özellikle alerjik bünyeye sahip kişilerde bu dönemler, burun tıkanıklığı, hapşırma ve gözlerde sulanma gibi belirtilerle sinüzit gelişimine zemin hazırlar.

Mevsim geçişlerinde sinüzit riskini azaltmak için öncelikle alerjenlerden korunmaya özen göstermek gerekir. Alerji ilaçlarını doktor tavsiyesiyle düzenli olarak kullanmak, polenlerin yoğun olduğu dönemlerde dışarı çıkarken maske kullanmak gibi önlemler alınabilir. Ayrıca, evde havalandırma sistemlerinin filtrelerini düzenli olarak temizlemek ve ortam havasını nemli tutmak, sinüs sağlığınızı korumaya yardımcı olur. Mevsim geçişlerinde sinüzit semptomlarını hissetmeye başladığınızda erken müdahale etmek, hastalığın kronikleşmesini engelleyebilir.

14. Dengeli ve Sağlıklı Beslenin

Dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni, vücudun genel sağlığını korurken sinüzit gibi enfeksiyonlardan korunmayı da sağlar. Antioksidanlar açısından zengin meyve ve sebzeler, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek sinüslerde iltihaplanma riskini azaltır. Özellikle C vitamini, sinüslerin korunmasında etkili bir rol oynar. Portakal, mandalina, kivi, brokoli ve yeşil yapraklı sebzeler gibi C vitamini açısından zengin besinler, düzenli olarak tüketilmelidir.

Ayrıca, omega-3 yağ asitleri açısından zengin besinler, anti-enflamatuar özellikleri ile sinüslerdeki iltihabı azaltır. Somon, ceviz, keten tohumu gibi omega-3 kaynakları, düzenli beslenme planınıza dahil edilmelidir. Probiyotik içeren yoğurt, kefir ve fermente gıdalar da bağışıklık sistemini destekler. Bu tür besinler, vücudun enfeksiyonlara karşı savunmasını güçlendirirken, sinüzit gibi kronik rahatsızlıkların önlenmesine katkı sağlar.

15. Burun Kılı Temizliğine Özen Gösterin

Burun kılları, solunum yollarını toz, polen ve diğer zararlı partiküllerden koruyan doğal bir filtredir. Ancak, aşırı uzun ve dışarı taşan burun kılları, estetik açıdan rahatsızlık verebilir ve enfeksiyon riski doğurabilir. Burun kıllarını düzenli ve hijyenik bir şekilde temizlemek, sinüs sağlığını korumak açısından önemlidir.

Burun kılı temizliği sırasında dikkatli olmak gerekir. Burun içi dokuları hassas olduğu için sert cımbız veya keskin aletler kullanmaktan kaçınmalısınız. Burun kıllarını nazikçe ve hijyenik bir ortamda kesmek en güvenli yoldur. Aşırıya kaçmadan yapılan burun kılı temizliği, enfeksiyon riskini azaltır ve burun fonksiyonlarını olumsuz etkilemez. Burun kıllarını tamamen almak yerine onları kısaltmak, koruyucu işlevlerini kaybetmeden hijyen sağlamanıza yardımcı olur.

16. Sık Sık Ellerini Yıkayın

Eller, gün boyunca birçok yüzeye temas eder ve mikropların en çok biriktiği bölgelerdir. Elleri düzenli olarak yıkamak, solunum yolu enfeksiyonlarının ve sinüzit gibi rahatsızlıkların önlenmesinde en temel hijyen kurallarından biridir. Ellerinizle burnunuza, ağzınıza veya gözlerinize temas etmek, mikropların vücudunuza girmesine yol açabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.

Elleri sık sık sabun ve su ile yıkamak, özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi virüslerin yayıldığı dönemlerde son derece önemlidir. En az 20 saniye boyunca elleri iyice yıkamak, mikropların büyük bir kısmını ortadan kaldırır. Sabun ve su bulunmayan ortamlarda ise alkol bazlı el dezenfektanları kullanarak ellerinizi temiz tutabilirsiniz. Özellikle toplu taşıma araçlarını kullandıktan sonra, yemek yemeden önce ve dışarıdan eve geldikten sonra ellerinizi mutlaka yıkamalısınız.

17. Burun Tıkanıklığını İhmal Etmeyin

Burun tıkanıklığı, sinüzit gelişiminin ilk işaretlerinden biri olabilir. Uzun süreli burun tıkanıklığı, sinüslerde hava akışını engelleyerek mukusun birikmesine ve iltihaplanmaya yol açar. Bu durum, sinüzit riskini artırır. Burun tıkanıklığı yaşadığınızda, bu durumu ihmal etmek yerine doğal veya tıbbi yöntemlerle müdahale etmek önemlidir.

Burun tıkanıklığını hafifletmek için buhar banyosu yapmak etkili bir yöntemdir. Sıcak bir duş almak veya bir kaba sıcak su koyarak buharını solumak, burun pasajlarını açarak mukusun dışarı atılmasına yardımcı olur. Ayrıca tuzlu su spreyi kullanarak burun içini nemlendirebilir ve tıkanıklığı hafifletebilirsiniz. Eğer burun tıkanıklığı uzun süre devam ediyorsa ve doğal yöntemler işe yaramıyorsa, bir doktora başvurmak gereklidir. Burun polipleri, septum deviasyonu gibi yapısal sorunlar da uzun süreli burun tıkanıklığına neden olabilir ve tıbbi müdahale gerekebilir.

18. Düzenli Doktor Kontrolleri Yaptırın

Sinüzit belirtileri sık sık tekrarlıyorsa veya kronik hale gelmişse, düzenli doktor kontrolleri yaptırmak büyük önem taşır. Sinüzit, bazen basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başlasa da, kronikleşmesi durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Kulak burun boğaz (KBB) uzmanları, sinüzitin altta yatan nedenlerini belirleyerek uygun tedavi yöntemlerini önerebilirler.

Doktor kontrolleri sırasında sinüslerin durumu değerlendirilir ve gerekirse görüntüleme yöntemleriyle sinüslerdeki tıkanıklık veya iltihaplanma tespit edilir. Kronik sinüzit durumlarında ilaç tedavisi, burun poliplerinin cerrahi olarak çıkarılması veya septum deviasyonu gibi yapısal sorunların düzeltilmesi gerekebilir. Erken teşhis ve tedavi, sinüzit ataklarının önlenmesinde ve yaşam kalitesinin artırılmasında etkili olacaktır. Sinüs sağlığınızı korumak için belirtiler ortaya çıkmadan önce düzenli kontrolleri ihmal etmemek, ileride oluşabilecek ciddi sorunları engeller.

Referanslar:

  1. Sinüzitten Korunmak İçin 18 Öneri
  2. Brook, I. (2006). Bacterial Infections in Chronic Rhinosinusitis: Mechanisms and Management. Journal of Laryngology and Otology.
  3. Fokkens, W. J., Lund, V. J., Hopkins, C., et al. (2020). European Position Paper on Rhinosinusitis and Nasal Polyps 2020. Rhinology.
  4. Rosenfeld, R. M., Piccirillo, J. F., Chandrasekhar, S. S., et al. (2015). Clinical Practice Guideline (Update): Adult Sinusitis. Otolaryngology–Head and Neck Surgery.
  5. Meltzer, E. O., Hamilos, D. L., Hadley, J. A., et al. (2004). Rhinosinusitis: Establishing Definitions for Clinical Research and Patient Care. Journal of Allergy and Clinical Immunology.
  6. Kennedy, D. W., Adappa, N. D. (2013). Sinus Surgery for Chronic Rhinosinusitis. Journal of Allergy and Clinical Immunology.
  7. Ray, N. F., Baraniuk, J. N., Thamer, M., et al. (1999). Healthcare Expenditures for Sinusitis in 1996. Journal of Allergy and Clinical Immunology.
  8. Lambert, E. M., Stilwell, P. A., & Greenberg, P. B. (2017). Impact of Chronic Rhinosinusitis on Quality of Life. American Journal of Rhinology & Allergy.
  9. Holbrook, E. H., & Kennedy, D. W. (2016). Chronic Rhinosinusitis: Pathophysiology. Otolaryngologic Clinics of North America.
  10. Benninger, M. S., & Senior, B. A. (2007). The Impact of Rhinosinusitis on Productivity. American Journal of Rhinology.
  11. Adappa, N. D., & Palmer, J. N. (2014). The Role of Biofilms in Chronic Rhinosinusitis. Journal of Clinical Investigation.
  12. Cornet, M. E., & van Spronsen, E. (2004). Mucociliary Clearance in Healthy Individuals and Patients with Chronic Rhinosinusitis. Clinical Otolaryngology.
  13. Hamilos, D. L. (2014). Chronic Rhinosinusitis: Epidemiology and Medical Management. Journal of Allergy and Clinical Immunology.
  14. Tomassen, P., Vandeplas, G., van Zele, T., et al. (2014). Inflammatory Endotypes of Chronic Rhinosinusitis Based on Cluster Analysis of Biomarkers. Journal of Allergy and Clinical Immunology.
  15. Van Crombruggen, K., Zhang, N., Gevaert, P., et al. (2011). Pathogenesis of Chronic Rhinosinusitis: Inflammation. Journal of Allergy and Clinical Immunology.
  16. Bhattacharyya, N. (2011). The Economic Burden and Impact of Chronic Rhinosinusitis. Otolaryngology–Head and Neck Surgery.
  17. Brook, I. (2008). The Role of Bacteria in Chronic Rhinosinusitis. Journal of Allergy and Clinical Immunology.
  18. Rosenfeld, R. M. (2016). Acute Rhinosinusitis in Adults. New England Journal of Medicine.
  19. Stewart, M. G. (2004). Chronic Rhinosinusitis and Nasal Polyps: Impact on Quality of Life. Current Opinion in Otolaryngology & Head and Neck Surgery.
  20. https://scholar.google.com/
  21. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  22. https://www.researchgate.net/
  23. https://www.mayoclinic.org/
  24. https://www.nhs.uk/
  25. https://www.webmd.com/
Sinüzitten Korunmak İçin 18 Öneri
Sinüzitten Korunmak İçin 18 Öneri
Sağlık Bilgisi Paylaş !