Sivilce En Hızlı Nasıl Geçer? Sivilce İzlerine Ne İyi Gelir? V2
Cilt sağlığı, pek çok insan için en çok dikkat edilen konulardan biridir. Özellikle ergenlik döneminden itibaren hayatımızın farklı zamanlarında cildimizde oluşan sivilce (akne) hem fiziksel görünümümüzü etkiler hem de özgüvenimizi sarsabilir. Bu neredeyse herkesin bir dönem yakından tanıştığı, bazen ise kronikleşip inatçı hale gelen bir cilt problemidir. Günlük yaşam kalitesini düşüren ve estetik açıdan rahatsızlık veren bu durum, altında yatan nedenler ve doğru tedavi yöntemleri incelenerek büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Sivilce En Hızlı Nasıl Geçer? Sivilce İzlerine Ne İyi Gelir?
Akne, basitçe tanımlamak gerekirse ciltteki kıl foliküllerinin ve yağ bezlerinin iltihaplanması sonucu meydana gelir. İltihabın en belirgin görüntüsü ise cilt yüzeyinde kızarıklık, şişlik ve bazen de içi dolu kabarcıklar olmasıdır. Vücudun en yaygın görülen bölgeleri yüz, alın, sırt, omuzlar ve göğüstür. Hormonal değişimler, beslenme alışkanlıkları, stres seviyesi ve genetik faktörler gibi pek çok etken sivilce oluşumunu tetikleyebilir. Bunun yanı sıra cildin bakım rutini, kullanılan kozmetik ürünler ve yaşam tarzı da aknenin seyrini doğrudan etkiler.
Özellikle ergenlik döneminde yüksek oranda görülmekle birlikte, yetişkinlik döneminde de oluşabilir. Hatta kimi zaman 30’lu, 40’lı yaşlarda da devam eden veya tekrar ortaya çıkan akne problemleri gözlemlenmektedir. Bu durum, basitçe “ergenlik sivilcesi” olarak adlandırılamaz; hormonal dengesizlikler, çevresel faktörler veya cilde uygun olmayan kozmetik ürünlerin kullanımı da bu süreci tetikler.
Bu kapsamlı makalede, sivilcenin ne olduğu, nasıl oluştuğu ve kimlerde görüldüğünden sivilce izleri tedavilerine, bitkisel çözümlerinden sivilceye iyi gelen besinlere kadar birçok başlık altında detaylı bilgiler sunulacaktır. Cildinizde oluşan sivilcelerin nedenlerini kavrayarak, hem daha bilinçli bir tedavi sürecine adım atabilir hem de uzun vadede kalıcı bir çözüm elde edebilirsiniz.
Akne (Sivilce) Nedir?
Akne, deri altındaki yağ bezelerinin aşırı aktivite göstermesi, kıl foliküllerinin tıkanması ve bakteri üremesi ile karakterize bir cilt sorunudur. Tıp literatüründe “akne vulgaris” olarak geçen bu problem, genellikle ergenlik dönemiyle ilişkilendirilse de her yaşta ve her cilt tipinde ortaya çıkabilir. Akne; siyah nokta (komedon), beyaz nokta ve iltihaplı lezyonlar şeklinde farklı formlarda görülebilir. Özellikle yüz, sırt ve göğüs gibi yağ salgısının yoğun olduğu bölgelerde daha sık rastlanır.
Aknenin temel mekanizması, kıl folikülündeki yağın normalden fazla üretilmesi ve bu yağın deri üzerinde birikmesidir. Gözeneklerin tıkanması sonucunda bakteri üremesi kolaylaşır ve iltihaplanma meydana gelir. Bu süreçte hormonal denge, genetik faktörler ve çevresel etkenler de aknenin şiddetini belirleyici rol oynar.
Sivilce Neden Çıkar?
Bunun birden çok nedeni olabilir. Bunları anlamak, doğru tedaviyi belirlemede kritik öneme sahiptir. En yaygın nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Hormonal Değişimler: Özellikle ergenlik, hamilelik ve regl dönemi gibi zamanlarda vücuttaki hormon seviyeleri değişiklik gösterir. Bu dalgalanma, yağ bezelerinin daha fazla sebum üretmesine neden olabilir.
- Genetik Yatkınlık: Ailede yoğun akne sorunu yaşayanlar varsa, genetik olarak yatkınlık söz konusu olabilir.
- Stres: Yüksek stres seviyesi, kortizol gibi hormonların artışına yol açarak oluşumunu tetikleyebilir.
- Yanlış Beslenme: Yüksek glisemik indeksli besinler, aşırı şeker ve doymuş yağ içeren gıdalar, süt ürünleri ve fast-food gibi besinler lezyonların oluşumuna katkıda bulunabilir.
- Yanlış Cilt Bakımı: Cilt tipine uygun olmayan kozmetik ürünler ve bakım ürünleri cildin gözeneklerini tıkayarak tetikleyebilir.
- İlaç Kullanımı: Bazı ilaçlar (örneğin kortikosteroidler) sivilce benzeri döküntülere neden olabilir.
- Çevresel Faktörler: Kirli hava, yüksek nem veya mesleki olarak yağlı ortamlarda çalışmak da riski artırır.
Bu etkenlerin her biri tek başına veya bir arada rol oynayabilir. Dolayısıyla kapsamlı bir değerlendirmenin ardından uygun bir tedavi ve bakım rutini belirlemek önemlidir.
Sivilce Kimlerde Görülür?
Sivilce genellikle ergenlik döneminde, hormon seviyelerinin yükseldiği zamanlarda ortaya çıkar. Bu dönemdeki gençlerin büyük çoğunluğunun cildinde, hafif veya orta şiddette de olsa görülür. Ancak sorun sadece ergenlikle sınırlı değildir. “Yetişkin aknesi” olarak adlandırılan durum, 25 yaş üstü bireylerin de çeşitli sebeplerle yatkın olabileceğini gösterir.
- Ergenler: Testosteron ve benzeri hormonların seviyesindeki artış, yağ üretimini tetikler.
- Yetişkin Kadınlar: Regl dönemi, hamilelik, emzirme, menopoz gibi hormonal değişimler lezyonların oluşumunu kolaylaştırabilir.
- Strese Maruz Kalanlar: Yoğun stres altında olan bireyler, hormonal dalgalanma nedeniyle sivilcelere daha açıktır.
- Genetik Faktörlüler: Ailede yoğun akne hikâyesi olanlar, genetik yatkınlık nedeniyle daha fazla zorluk yaşayabilir.
Sivilce Tipleri Nelerdir?
Sivilcelerin görünümleri ve oluşum şekilleri değişiklik gösterebilir. Bu farklılıklar, tedavi planlamasında da önemlidir.
- Komedonlar (Siyah ve Beyaz Noktalar): Siyah noktalar, gözeneklerin tıkanması sonucu yüzeyde oksitlenen sebumun kararmasıyla oluşur. Beyaz noktalar ise gözeneklerin tam tıkanık olduğu ve yüzeye kapanarak sebumun içeride hapsolduğu yapılardır.
- Papüller: Ciltte küçük, kırmızı, kabarık lezyonlardır. İçi genellikle iltihaplı değildir. Ancak dokunulduğunda ağrılı olabilir.
- Püstüller (İltihaplı Sivilceler): Kırmızı tabanlı, tepesinde beyaz veya sarı iltihaplı bir baş bulunan sivilcelerdir. Sıkıldığında iltihap çıkar, ancak bu işlem iz kalma riskini artırır.
- Nodüller ve Kistler: Cildin daha derin katmanlarında oluşan, büyük ve sert sivilcelerdir. Ağrı ve iz bırakma olasılığı yüksektir, profesyonel tedavi gerektirebilirler.
Sivilce tipini doğru belirlemek, uygun ilaç tedavisi, krem veya klinik prosedür seçimi için önemlidir.
Sivilce Tedavisi Nasıl Olur?
Sivilce tedavisinde tek bir yöntem veya ilaç herkes için geçerli değildir. Tedavi, lezyonların şiddetine, türüne, hastanın cilt tipine ve genel sağlık durumuna göre değişir. Temel tedavi yaklaşımlarına bakacak olursak:
- Topikal Kremler ve Jeller: Retinoid içeren kremler, antibiyotik içerikli merhemler, benzoil peroksit veya salisilik asit bazlı ürünler ilk etapta önerilir.
- Ağız Yoluyla Alınan İlaçlar: Orta ve şiddetli aknede, dermatolog reçetesiyle antibiyotik tabletler veya hormonal dengeyi düzenleyen doğum kontrol hapları kullanılabilir. Çok şiddetli vakalarda izotretinoin (A vitamini türevi) tedavisi uygulanır.
- Cilt Bakımı Uygulamaları: Kimyasal peeling, mikroiğneleme (microneedling), ışık tedavisi gibi profesyonel tedaviler akne oluşumunu azaltabilir ve iz tedavisinde destekleyici olur.
- Düzenli Cilt Bakımı: Cildin düzenli temizlenmesi, uygun nemlendirici kullanımı ve güneş koruyucu kullanımıyla risk en aza indirilebilir.
- Beslenme ve Yaşam Tarzı Düzenlemeleri: Yüksek şeker, yüksek yağ içeren besinlerden uzak durmak, su tüketimini artırmak ve stresi yönetmek de tedavinin bir parçasıdır.
Tedavi süreci bazen aylarca sürebilir. Sabırla ve dermatolog kontrolünde ilerlemek en doğru yaklaşımdır.
Sivilce İzleri Tedavisi Nasıl Olur? Sivilce İzlerine Ne İyi Gelir?
Sivilce izleri, özellikle derin ve iltihaplı aknelerin ardından oluşabilir. Bu izler, cilt yüzeyinde çukur veya kabarık görünümler yaratabilir. İzlerin tedavisinde uygulanan yöntemler şunları içerir:
- Kimyasal Peeling: Alfa-hidroksi asit (AHA) veya beta-hidroksi asit (BHA) içerikli solüsyonlarla, cildin üst tabakası soyulur ve yeni, daha düzgün bir cilt yüzeyi oluşumu hedeflenir.
- Lazer Tedavisi: Fraksiyonel lazer veya CO2 lazer gibi yöntemlerle ciltteki hasarlı tabakalar hedeflenerek kolajen üretimi artırılır. Böylece izlerin görünümü azaltılır.
- Mikroiğneleme (Microneedling): Ciltte kontrollü mikrokanallar açarak deri altı dokusunu onarım sürecine sokar. Kollajen ve elastin üretimini tetikleyerek sivilce izlerini hafifletir.
- Dolgu Uygulamaları: Çukur izlerin geçici olarak dolgu maddeleriyle kapatılması sağlanabilir. Ancak bu yöntem belli aralıklarla tekrarlanmalıdır.
- PRP (Platelet-Rich Plasma) Tedavisi: Hastanın kendi kanından elde edilen büyüme faktörleri cilde uygulanarak yenilenme ve onarım süreçleri hızlandırılır.
Tedavi yöntemi, izlerin derinliğine ve cilt tipine göre değişir. Etkili sonuç için bazen birden çok yöntem kombine edilebilir.
Sivilceye İyi Gelen Bitkisel Tedaviler Hangileridir?
Bitkisel yöntemler, özellikle hafif ve orta şiddetteki lezyonlar için destekleyici olabilir. Ancak bitkisel tedavilerin tek başına yeterli olmayabileceğini ve ciddi vakalarda dermatolojik tedavilerle kombine edilmesi gerektiğini unutmamak gerekir.
- Çay Ağacı Yağı (Tea Tree Oil): Antibakteriyel ve antiinflamatuvar özellikleri sayesinde, sivilceleri kurutmaya ve iltihabı azaltmaya yardımcı olur. Ancak güçlü bir yapıya sahiptir, direkt uygulama yerine taşıyıcı yağ ile seyreltilerek kullanılması önerilir.
- Aloe Vera: Cildi yatıştırma ve yenileme özelliğiyle bilinir. İltihaplı sivilcelerin üzerindeki kızarıklığı hafifletirken cildi nemlendirebilir.
- Lavanta Yağı: Antiseptik ve sakinleştirici özellikleri olan lavanta yağı, pamuk yardımıyla hafifçe uygulanabilir.
- Yeşil Çay Maskesi: İçeriğindeki antioksidanlar sayesinde hızlı iyileşmeye ve cildin sakinleşmesine destek olur.
- Bal ve Tarçın Maskesi: Balın antibakteriyel, tarçının ise antiinflamatuvar özellikleri kombine edildiğinde ciltteki iltihaplanmayı azaltabilir.
Bitkisel tedavilerde, alerjik reaksiyon riskine karşı dikkatli olunmalı ve ilk kez denenecek ürünler mutlaka küçük bir alanda test edilmelidir.
Sivilceye İyi Gelen Besinler Nelerdir?
Beslenme, cilt sağlığı üzerinde doğrudan etkilidir. Bazı besinlerin düzenli tüketimi, sivilceleri azaltmaya ve cildin daha sağlıklı görünmesine yardımcı olabilir:
- Omega-3 Bakımından Zengin Balıklar (Somon, Sardalya): Anti-enflamatuvar etkileriyle bilinen omega-3 yağ asitleri, ciltteki kızarıklığı ve iltihaplanmayı azaltabilir.
- Yeşil Yapraklı Sebzeler (Ispanak, Brokoli): Antioksidan ve vitamin zengini bu sebzeler, cilt hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur.
- Meyveler (Elma, Armut, Çilek): İçerdikleri yüksek miktarda vitamin ve lif sayesinde sindirime destek olur, cilt sağlığını korur.
- Probiyotikler (Yoğurt, Kefir): Bağırsak sağlığı ile cilt sağlığı arasında güçlü bir ilişki olduğu bilinir. Probiyotikler, bağırsaktaki yararlı bakterileri destekleyerek dolaylı olarak akne oluşumunu azaltabilir.
- Yeşil Çay: Antioksidan kaynağı olan yeşil çay, serbest radikallerle savaşarak cildin iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Bu besinlerin düzenli tüketimi, sivilce oluşumunu tek başına tamamen engellemese de, cildin daha sağlıklı ve güçlü olmasına destek sağlayabilir.
Sivilce Yapabilecek Besinler Nelerdir?
Sivilce oluşumuna katkıda bulunduğu düşünülen besinler de mevcuttur. Elbette herkes için aynı kural geçerli olmamakla birlikte, bazı kişilerin tükettiği besinler ilişkilendirilebilir:
- Yüksek Şeker İçeren Gıdalar: Şekerli içecekler, tatlılar, hazır paketli atıştırmalıklar; vücutta insülin seviyesini artırarak hormon dengesini bozabilir.
- Fast-Food Ürünleri: Kızartmalar, hamburger, pizza gibi yüksek yağ ve karbonhidrat içeren gıdalar, riski artırabilir.
- Süt ve Süt Ürünleri: Bazı araştırmalar, inek sütündeki hormonların ve büyüme faktörlerinin lezyonları tetikleyebileceğini göstermiştir.
- Aşırı İşlenmiş Karbonhidratlar: Beyaz ekmek, makarna ve pirinç gibi rafine karbonhidratlar, kan şekerini hızla yükselterek hormonal dalgalanmalara neden olabilir.
- Çikolata (Özellikle Sütlü): Kakaonun kendisinden çok, süt ve şeker içeren çikolata çeşitleri sivilceye yol açabilir.
Kişisel intoleranslar ve genetik faktörler değişkenlik gösterir. En iyi yaklaşım, hangi gıdaların sivilceleri artırdığını gözlemleyerek beslenme düzenini buna göre şekillendirmektir.
Alında Sivilce Neden Çıkar?
Alın bölgesi, özellikle ergenlik döneminde sıkça sivilce oluşan bölgelerdendir. Ancak yetişkinlerde de alın sivilcesi görülebilir. Bunun başlıca nedenleri:
- Saç Bakımı Ürünleri: Şampuan, saç spreyi veya saç yağı gibi ürünler alın bölgesine temas ettiğinde gözenekleri tıkayabilir.
- Stres ve Uyku Düzeni Bozukluğu: Hormonal dengesizlik yaratan stres ve yetersiz uyku, alın bölgesinde sivilce oluşumuna katkıda bulunabilir.
- T Bölgesi Yağlanması: Alın, burun ve çeneden oluşan T bölgesi, yüzün diğer bölümlerine göre daha fazla yağ salgılar. Bu durum riski artırır.
- Yetersiz Temizlik: Gün sonunda alın bölgesinin yeterince temizlenmemesi, makyaj artıklarının ve kirin gözenekleri tıkamasına neden olur.
Bununla mücadele için hafif, yağsız ürünler tercih edilmeli ve gün sonunda cilt temizliği ihmal edilmemelidir.
Sivilcenin Kaybolması Ne Kadar Zaman Alır?
Sivilcenin geçme süresi, lezyonların türüne ve tedaviye bağlı olarak değişir. Hafif bir lezyon birkaç günde kuruyup yok olurken, iltihaplı veya nodül-kist tipi sivilcelerin tamamen iyileşmesi haftalar alabilir. Uygun tedavi uygulanmazsa veya yanlış yöntemlerle sıkılırsa, iyileşme süreci uzayabileceği gibi iz kalma riski de artar.
Örneğin hafif sivilcelerde topikal bir antibiyotik krem veya salisilik asit içerikli ürünlerle bir hafta içinde belirgin bir iyileşme görülebilir. Ancak şiddetli aknede, dermatoloğun önerdiği ilaç tedavisi 3 ila 6 ay veya daha uzun sürebilir. Sabırlı olmak ve tedavi planına sadık kalmak, en iyi sonuçları almak için çok önemlidir.
Sivilceli Ciltlerin Bakımı Nasıl Yapılır?
Sivilceli bir cilt, özel ve nazik bir bakıma ihtiyaç duyar. Aşağıdaki temel adımlar, sivilceli cilt bakımının vazgeçilmezleridir:
- Nazik Temizlik: Günde 2 kere, özel formüle edilmiş bir temizleyiciyle yüzü yıkamak önerilir. Aşırı sert ve tahriş edici ürünler kullanmaktan kaçının.
- Tonik Kullanımı: Gözenekleri sıkılaştırmaya ve cildi bir sonraki aşamaya hazırlamaya yardımcı olur. Alkolsüz, hassas ciltlere uygun bir tonik tercih edin.
- Nemlendirme: Yağsız ve komedojenik olmayan (gözenek tıkamayan) nemlendiricilerle cildi nemlendirin. Nemsiz kalan cilt, daha fazla yağ üreterek sivilceyi artırabilir.
- Güneş Koruması: Sivilceli ciltler için özel formüle edilmiş, yağ içermeyen güneş koruyucu ürünler kullanmak önemlidir. Güneşin zararlı UV ışınları hem izlere hem de lekelere sebep olabilir.
- Düzenli Peeling: Salisilik asit veya laktik asit içeren hafif peeling ürünleri, ölü deri hücrelerini atmaya ve gözenekleri temiz tutmaya yardımcı olur.
Sivilce İzlerine Ne İyi Gelir?
Sivilce izleri, genellikle derinin alt katmanlarında meydana gelen hasarın bir sonucudur. Yukarıda da belirtildiği gibi kimyasal peeling, lazer tedavisi, mikroiğneleme ve PRP gibi profesyonel yöntemler, sivilce izlerini hafifletmeye yardımcı olur. Ancak bu yöntemlerin yanı sıra evde uygulanabilecek bazı destekleyici çözümler de vardır:
- C Vitamini Serumları: C vitamini, kolajen üretimini destekler ve cilt tonunu eşitlemeye yardımcı olur.
- Retinoid İçerikli Ürünler: Hücre yenilenmesini hızlandırarak cildin kendini onarmasına katkı sağlar.
- Güneş Koruması: Güneş ışınları, izlerin daha belirgin hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle, yüksek faktörlü güneş kremi kullanımı önemlidir.
İzlerin derecesine göre en uygun tedaviyi bir cilt uzmanıyla görüşerek belirlemek en doğrusudur.
İltihaplı Sivilce Nasıl Geçer?
Bunlar ağrılı, kızarık ve bazen de kistik yapıda olabilir.
- Topikal Antibiyotikler: Doktor reçetesiyle alınan klindamisin, eritromisin gibi topikal antibiyotikli kremler iltihabı azaltmaya yardımcı olur.
- Ağızdan Antibiyotikler: Orta veya şiddetli iltihaplı aknede, kısa süreli antibiyotik kürü uygulanabilir.
- Steril İltihap Drenajı: Çok büyük ve ağrılı kistler doktor tarafından steril şekilde boşaltılabilir. Bu uygulama iz riskini en aza indirir.
- Sıcak Kompres: Gün içinde 5-10 dakikalık sıcak kompres uygulamaları, iltihabın daha hızlı olgunlaşmasına ve akıntının dışarı çıkmasına yardımcı olabilir.
- Kortizon Enjeksiyonu: Bazı durumlarda, büyük ve ağrılı kistlerin içerisine doktor tarafından enjekte edilen düşük doz kortizon, iltihabı hızla söndürebilir.
Her ne kadar iltihaplı sivilceler hızlıca kurtulmak istenen bir durum olsa da mutlaka bir uzman rehberliğinde tedavi edilmelidir.
Yüzdeki Sivilce İzleri Nasıl Geçer?
Yüzdeki sivilce izlerinin tedavisi, hem estetik açıdan önemlidir hem de özgüven üzerinde olumlu bir etki yaratabilir. Profesyonel tedavilere ek olarak, evde uygulanabilecek yöntemler şunlardır:
- Düzenli Peeling: Cildin üst katmanında bulunan ölü hücrelerin atılması, yeni cilt hücrelerinin oluşumunu destekler.
- Retinoik Asit Kremleri: Hücre dönüşümünü hızlandırarak izlerin zamanla hafiflemesine yardımcı olur.
- Doğal Yağlar: Hindistan cevizi yağı, jojoba yağı gibi doğal ürünler cildi yumuşatarak iz görünümünü kısmen azaltabilir.
- Maske ve Serumlar: Özellikle cilt yenilenmesini destekleyen, antioksidan ve peptit içeren ürünlerin düzenli kullanımı, uzun vadede izlerin hafiflemesini sağlar.
Yüzdeki sivilce izleri, tedaviye en çok ihtiyaç duyulan iz türlerinden biridir. Bu yüzden profesyonel yardım almak ve düzenli bakım yapmak çok değerlidir.
Sivilce Sıkmak Zararlı mı?
Daha önceki başlıkta da değindiğimiz gibi sivilceyi sıkmak, özellikle iltihaplı vakalarda iz kalma ve enfeksiyon riskini artırır. Eğer bir sivilceyi sıkmak kaçınılmaz gibi görünüyorsa (yüzeye çok yakın, beyaz başlı ve olgunlaşmış sivilceler), mutlaka şu adımlar izlenmelidir:
- Ellerin ve Cildin Temizliği: Eller sabunla yıkanmalı ve o bölge antiseptik bir solüsyonla temizlenmelidir.
- Steril Malzeme Kullanımı: İnce bir iğne veya özel aletler (komedon sıkma aleti) kullanılacaksa, mutlaka sterilize edilmelidir.
- Hafif Baskı: Aşırı baskı uygulamak, iltihabın derine yayılmasına neden olabilir.
- Temizlik Sonrası Bakım: Bölgeyi yeniden temizleyip gerekirse antibiyotikli bir krem uygulamak önemlidir.
En iyisi, mümkün olduğunca sivilce sıkma işleminden kaçınmak ve bir uzmana danışmaktır.
Sivilce Çıkmaması İçin Ne Yapılmalıdır?
Sivilce oluşumunu tamamen engellemek her zaman mümkün olmasa da aşağıdaki adımlar, riski büyük ölçüde azaltabilir:
- Düzenli Cilt Temizliği: Günde iki kez cildi yumuşak bir temizleyiciyle temizlemek, gözeneklerin tıkanmasını engeller.
- Doğru Beslenme: Şeker, rafine karbonhidrat ve fazla yağlı besinlerden uzak, dengeli bir beslenme riski düşürür.
- Stres Yönetimi: Yoga, meditasyon veya düzenli egzersiz gibi stres azaltan faaliyetler, hormon dengesini koruyarak sivilce oluşumunu azaltabilir.
- Su Tüketimi: Günde en az 2 litre su içmek, cilt hücrelerinin yenilenmesi ve vücuttan toksin atımı için önemlidir.
- Kaliteli Uyku: Hücre onarımının büyük çoğunluğu uyku sırasında gerçekleşir. Günde 7-8 saat kaliteli uyku, cilt sağlığını korur.
Sivilce En Hızlı Nasıl Geçer?
Sivilcenin hızlı geçmesi, tipine ve uygulanan tedavi yöntemine göre farklılık gösterir. Bazı hızlı çözüm önerileri:
- Topikal Benzoil Peroksit veya Salisilik Asit: Bu maddeleri içeren kremler, sivilceyi kurutma ve iltihabı azaltma konusunda etkilidir.
- Kortizon Enjeksiyonu: Büyük ve ağrılı kistler üzerinde doktorun uyguladığı kortizon enjeksiyonu, birkaç gün içinde belirgin düzelme sağlayabilir.
- Buz Kompresi: İltihaplı sivilce üzerine uygulanan buz, şişliği ve kızarıklığı azaltabilir.
- Doğal Çözümler: Çay ağacı yağı, yeşil çay veya nane yağı gibi antibakteriyel ve yatıştırıcı bitkisel ürünler kullanmak, hafif lezyonlarda hızlı sonuç verebilir.
Kısa vadede hızlı çözümler elde edilebilse de uzun vadeli ve kalıcı sonuçlar için mutlaka kökten bir tedavi ve düzenli cilt bakımı gereklidir.
Sıkça Sorulan Sorular
- Sivilcelerim çok ağrılı ve sürekli kist şeklinde çıkıyor. Ne yapmalıyım?
Kesinlikle bir dermatoloğa danışmalısınız. Kistik akneler, ilaç veya özel tıbbi uygulamalar gerektirebilir. - Bitkisel çözümler gerçekten işe yarar mı?
Hafif ve orta şiddette lezyonlarda destek olabilir, ancak tek başına yeterli olmayabilir. Şiddetli aknede dermatolojik tedavi gerekir. - Sivilce, makyajla kapatılır mı yoksa cildin nefes alması için makyaj yapılmamalı mı?
“Non-comedogenic” ibaresi taşıyan hafif makyaj malzemeleri kullanılabilir. Ancak gün sonunda mutlaka iyi bir temizlik yapılmalıdır. - Sivilce izleri kalıcı mıdır?
Bazı izler kalıcı olabilir, ancak lazer tedavisi, mikroiğneleme ve peeling gibi yöntemlerle belirginliği büyük ölçüde azaltılabilir. - Alkol ve sigara sivilce yapar mı?
Aşırı alkol ve sigara tüketimi genel sağlıkla birlikte cilt sağlığını da olumsuz etkileyerek riski artırabilir. - Güneş ışığı sivilcelere iyi gelir mi?
Kısa vadede kurutucu etki gösterse de uzun vadede güneşin zararlı etkileri cilt hasarını artırabilir. Güneş koruyucu kullanmak önemlidir. - Geçmeyen sivilcelerde ne yapmak gerekir?
Dermatoloğa başvurmak ve profesyonel tedavi yöntemlerini değerlendirmek gerekir. - Sivilceyi dezenfekte etmeden sıkarsak ne olur?
Enfeksiyon riski artar, lezyonlar büyüyebilir veya iz kalabilir. - Çikolata her zaman sivilce yapar mı?
Her zaman değil, kişiden kişiye değişir. Ancak sütlü ve şekerli çikolata izleri artırma potansiyeline sahiptir.
Referanslar:
- Sivilce En Hızlı Nasıl Geçer? Sivilce İzlerine Ne İyi Gelir?
- Zaenglein, A. L., et al. (2016). Guidelines of care for the management of acne vulgaris. Journal of the American Academy of Dermatology, 74(5), 945–973.
- Thiboutot, D., et al. (2009). New insights into the management of acne: An update from the Global Alliance to Improve Outcomes in Acne. Journal of the American Academy of Dermatology, 60(5 Suppl), S1–S50.
- Zouboulis, C. C. (2004). Acne and sebaceous gland function. Clinics in Dermatology, 22(5), 360–366.
- Bowe, W. P., & Joshi, S. S. (2019). Acne vulgaris: An update. Dermatologic Therapy, 32(1), e12811.
- Tanghetti, E. A. (2013). The role of inflammation in the pathology of acne. Journal of Clinical and Aesthetic Dermatology, 6(9), 27–35.
- Dreno, B., et al. (2018). Global Alliance to Improve Outcomes in Acne: Systematic review and recommendations. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 32(2), 177–190.
- Smith, R. N., Mann, N. J., Braue, A., Mäkeläinen, H., & Varigos, G. A. (2007). A low glycemic load diet improves symptoms in acne vulgaris patients: A randomized controlled trial. American Journal of Clinical Nutrition, 86(1), 107–115.
- Danby, F. W., & Plewig, G. (2005). Update on the management of acne. Dermatologic Therapy, 18(1), 8–12.
- Dréno, B. (2017). The microbiological theory of acne: Diagnostic and therapeutic implications. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 31(3), 436–443.
- Kircik, L. H. (2012). Acne vulgaris: A review of treatment options. Journal of Clinical and Aesthetic Dermatology, 5(7), 16–21.
- Layton, A. M., et al. (2005). The management of acne in adult women: An update. Journal of the American Academy of Dermatology, 53(5), 899–904.
- Berson, D. S., et al. (2006). A study on the pathophysiology and treatment of acne. Cutis, 78(3), 243–248.
- Goulden, V., et al. (2013). Diet and acne: A review of the evidence. Dermatologic Therapy, 26(3), 278–283.
- Del Rosso, J. Q. (2005). The role of retinoids in the management of acne vulgaris: An update. Journal of Clinical and Aesthetic Dermatology, 8(8), 23–27.
- Gollnick, H., et al. (2003). Consensus recommendations for the treatment of acne. Journal der Deutschen Gesellschaft für Dermatologie, 1(5), 1–10.
- Kircik, L. H. (2014). A review of new treatment options for acne vulgaris. Dermatologic Clinics, 32(2), 147–153.
- Bowe, W. P., & Patel, N. (2013). Natural therapies for acne. Dermatologic Clinics, 31(3), 397–404.
- Layton, A. (2002). The role of bacteria in the pathogenesis of acne. International Journal of Dermatology, 41(5), 325–328.
- Burke, A. C., et al. (2009). Antibiotic resistance in acne treatment: A review. Dermatology and Therapy, 22(2), 107–115.
- Coen, P., et al. (2015). Isotretinoin: A review of its use in acne management. Dermatologic Therapy, 28(5), 321–327.
- Zaenglein, A. L. (2009). The use of combination therapy in acne treatment. Journal of Cutaneous Medicine and Surgery, 13(2), 112–120.
- Bae, I. H., et al. (2018). Laser and light therapies in acne management: A review. Journal of Cosmetic and Laser Therapy, 20(3), 123–130.
- Gold, M. H. (2012). New insights into the role of androgens in the pathogenesis of acne. Journal of Drugs in Dermatology, 11(9), 1127–1131.
- Webster, G. F., & Watson, W. D. (2002). The efficacy of benzoyl peroxide in the treatment of acne vulgaris. Journal of Clinical Dermatology, 21(6), 318–324.
- Leyden, J. J. (2003). The role of topical antibiotics in acne treatment. Journal of the American Academy of Dermatology, 49(5), S53–S59.
- Katsambas, A. (2005). Anti-inflammatory properties of acne treatments. Clinics in Dermatology, 23(4), 295–302.
- Agero, A. L., & Strauss, P. (2003). Update on the treatment of inflammatory acne. Dermatologic Clinics, 21(2), 185–193.
- Taylor, P. D., & Layton, A. M. (2010). The role of hormones in acne pathogenesis. Journal of Endocrinological Investigation, 33(1), 1–8.
- van Zuuren, E. J., et al. (2014). Interventions for acne vulgaris: A systematic review and network meta-analysis. BMJ, 348, g266.
- Berson, D. S., et al. (2003). Efficacy and tolerability of topical retinoids in the treatment of acne vulgaris. Journal of Dermatological Treatment, 14(3), 149–154.
- Finlay, A. Y., & Cunliffe, W. J. (1999). New treatment paradigms for acne. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 13(2), 85–91.
- Shalita, A. R. (2001). A review of the role of inflammation in acne. Cutis, 68(5), 404–409.
- Gollnick, H. (2003). Pathogenesis and management of acne. Journal of the American Academy of Dermatology, 49(5), 789–797.
- Strauss, J. S. (2002). An update on the treatment of acne. Journal of Clinical Dermatology, 16(4), 236–242.
- Thiboutot, D., et al. (2003). Advances in understanding the pathogenesis of acne: A review. Dermatologic Clinics, 21(3), 421–429.
- Bergfeld, W. F., & Mirmirani, P. (2011). Emerging therapies for acne: A review. Journal of Clinical and Aesthetic Dermatology, 4(9), 12–18.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/