Testis Kanseri Nedir? 6 Belirtisi Nedenleri Tanısı Tedavisi
Testis kanseri, testislerde meydana gelen kötü huylu hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi sonucu ortaya çıkan bir kanser türüdür. Testisler, erkek üreme sisteminin önemli bir parçasıdır ve sperm üretimi ile testosteron hormonunun salgılanmasından sorumludur. Bu nedenle, testislerdeki herhangi bir anormal durum, erkeklerin üreme sağlığı ve genel hormonal dengesi üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Diğer birçok kanser türüne göre nispeten nadir görülse de, genç erkekler arasında daha yaygındır ve özellikle 15-35 yaş arasındaki erkeklerde sıkça rastlanır. Erken teşhis edildiğinde yüksek tedavi şansı sunan bir hastalık olduğundan, hastalığın belirtilerinin erken fark edilmesi ve zamanında müdahale edilmesi büyük önem taşır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Testis Kanseri Nedir? 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
Testis kanseri, genellikle testislerin birinde başlar, ancak bazı durumlarda iki testiste birden gelişebilir. Bu hastalıkta, testislerde büyüyen kitleler ve ağrılar en yaygın belirtilerden biri olarak karşımıza çıkar. Ancak bazı durumlarda kanser, testis dışında yayılana kadar herhangi bir belirti vermeyebilir. Erken aşamalarda belirti göstermemesi, hastalığın sinsi bir şekilde ilerlemesine neden olabilir. Bu durum, erkeklerin düzenli olarak kendilerini kontrol etmelerini ve herhangi bir anormal durumu erkenden fark etmelerini gerektirir. Testis kanserlerine yönelik farkındalık eksikliği ve belirtilerin göz ardı edilmesi, hastalığın daha ileri evrelerde teşhis edilmesine yol açabilir.
Hastalık genellikle genç ve sağlıklı erkeklerde görülmesine rağmen, yaşlı erkeklerde de nadiren görülebilir. Testis kanseri nedenleri tam olarak bilinmemektedir, ancak bazı risk faktörleri hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. Örneğin, kriptorşidizm (inmemiş testis), ailede kanser öyküsü, genetik yatkınlık ve kişisel kanser geçmişi gibi faktörler riskleri artırabilir. Bu risk faktörlerine rağmen, hastalığın nedenleri üzerine yapılan araştırmalar hala devam etmektedir ve daha fazla bilgiye ihtiyaç vardır.
Testis kanseri tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Modern tıp teknolojileri ve tedavi yöntemleri sayesinde, testis kanserleri erken teşhis edildiğinde büyük oranda tedavi edilebilmektedir. Cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi gibi çeşitli tedavi seçenekleri hastanın durumuna ve kanserin yayılma seviyesine göre belirlenir. Tedavi süreci hastalar için fiziksel ve psikolojik zorluklar içerebilir, ancak bu zorlukların üstesinden gelmek ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek mümkündür. Bu makalede, testis kanseri belirtileri, nedenleri, tanı yöntemleri ve tedavi süreçleri hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır.
Testis Kanseri Nedir?
Testis kanseri, erkek üreme sisteminin bir parçası olan testislerde (yumurtalık) anormal hücre büyümesi ile oluşan bir kanser türüdür. Testisler, skrotum adı verilen torba şeklindeki yapı içinde yer alır ve sperm üretimi ile testosteron hormonunun salgılanmasından sorumludur. Bu organlar, erkek üreme ve cinsel sağlığı için kritik bir öneme sahiptir. Testis kanseri, genellikle testis içinde bir tümör şeklinde başlar ve çoğu zaman erken aşamalarda fark edilebilir. Özellikle 15-35 yaş arası genç erkeklerde daha yaygın görülse de, her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Bu kanser türü, erken teşhis ve uygun tedavi ile büyük ölçüde iyileştirilebilir olması nedeniyle, farkındalığın ve düzenli kontrollerin önemi büyüktür.
Testis kanseri genellikle iki ana türe ayrılır: seminomlar ve non-seminomlar. Seminomlar, daha yavaş büyüyen ve radyoterapiye daha duyarlı olan bir kanser türüdür. Non-seminomlar ise daha hızlı büyüme eğilimi gösterir ve genellikle genç erkeklerde görülür. Bu iki tür dışında, testis kanseri nadiren başka kanser türlerini de içerebilir, ancak bu durum oldukça seyrektir. Kanser, genellikle bir testisi etkiler; ancak nadiren her iki testiste birden görülebilir. Bununla birlikte, testis kanseri diğer organlara yayılma (metastaz) potansiyeline sahip olduğu için erken teşhis ve tedavi, yaşam kalitesini korumada kritik rol oynar.
Testis kanseri, genetik yatkınlık, testislerin normalden yukarıda (karında) yer aldığı kriptorşidizm gibi faktörler ve bazı genetik sendromlar nedeniyle gelişebilir. Belirtileri arasında testiste ağrısız bir şişlik veya kitle, testiste ağırlık hissi, skrotumda rahatsızlık, alt karın veya kasık bölgesinde ağrı yer alabilir. İleri aşamalarda kanser, akciğerler, karaciğer veya lenf düğümleri gibi vücudun diğer bölgelerine yayılabilir ve nefes darlığı, sırt ağrısı veya kilo kaybı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle, erkeklerin düzenli olarak testislerini kontrol etmeleri ve şüpheli bir durum fark ettiklerinde bir doktora başvurmaları önemlidir. Testis kanseri, modern tıbbın sağladığı etkili tedavi yöntemleri sayesinde erken teşhis edildiğinde yüksek oranda iyileşme oranına sahiptir.
Testis Kanseri Belirtileri
Testis kanserinin en yaygın belirtisi, testislerde hissedilen bir kitle ya da şişliktir. Bu şişlik genellikle ağrısızdır ve hastaların çoğu tarafından fark edilmeyebilir. Bununla birlikte, bazı hastalarda ağrı veya testislerde ağırlık hissi de görülebilir.
Testis kanseri belirtileri şu şekildedir:
- Testiste kitle veya şişlik: En yaygın belirti, testislerde fark edilen bir kitledir. Bu kitle genellikle ağrısızdır, ancak büyüklüğüne ve yerine bağlı olarak rahatsızlık verebilir.
- Testislerde ağrı veya rahatsızlık: Bazen testislerde ağrıya neden olabilir. Bu ağrı bazen kasıklara yayılabilir.
- Skrotumda ağırlık hissi: Hastalar, skrotumda bir ağırlık veya dolgunluk hissedebilir.
- Alt karın bölgesinde ağrı: Karın alt bölgesinde hafif ya da şiddetli ağrıya neden olabilir.
- Sıvı birikmesi: Skrotumda ani sıvı birikmesi kanserin belirtilerinden biri olabilir.
- Göğüs bölgesinde hassasiyet veya büyüme: Nadir durumlarda, hormonal değişiklikler göğüs bölgesinde büyüme ya da hassasiyete yol açabilir.
Bu belirtilerin varlığı, her zaman testis kanserine işaret etmese de, herhangi bir şüpheli durumda bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir. Erken teşhis, hastalığın tedavi edilebilirliğini büyük ölçüde artırır.
Testis Kanseri Nedenleri
Testis kanseri nedenleri hala tam olarak anlaşılmış değildir. Bununla birlikte, bazı risk faktörlerinin hastalığın gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir.
Bu risk faktörleri arasında en yaygın olanlar şunlardır:
- Kriptorşidizm (inmemiş testis): Doğumda testislerin skrotuma inmemesi durumu olan kriptorşidizm, kanser riskini önemli ölçüde artırır. Bu durum, testislerin normalden daha yüksek bir sıcaklıkta gelişmesine neden olabilir ve bu da kanser riskini artırabilir.
- Ailede testis kanseri öyküsü: Ailesinde kanser öyküsü bulunan erkeklerin hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Genetik faktörler, testis kanserinin gelişiminde önemli bir rol oynayabilir.
- Kişisel testis kanseri geçmişi: Daha önce bir testisinde kanser tanısı konulan erkekler, diğer testiste kanser gelişme riski taşırlar.
- Yaş: Genellikle genç erkeklerde görülür. 15-35 yaş arasındaki erkekler en yüksek risk grubunu oluşturur. Bununla birlikte, daha ileri yaşlarda da görülebilir.
- Irk ve etnik köken: Beyaz erkeklerde görülme sıklığı, diğer etnik gruplara göre daha yüksektir. Bu durumun nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin etkisi olabileceği düşünülmektedir.
- HIV enfeksiyonu: HIV pozitif bireylerde testis kanseri riski artmış olabilir.
Bu risk faktörlerine sahip olmak, bir erkeğin mutlaka testis kanseri geliştireceği anlamına gelmez. Ancak bu faktörlerin farkında olmak ve düzenli doktor kontrolleri yapmak, hastalığın erken teşhisi açısından kritik öneme sahiptir.
Testis Kanseri Tanısı
Testis kanserinin erken teşhisi, tedavi başarısında ve hastanın yaşam kalitesinin korunmasında kritik bir rol oynar. Tanı süreci, hastanın tıbbi öyküsünün alınması, fiziksel muayene, laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleri gibi bir dizi aşamadan oluşur. Testis kanseri genellikle genç erkeklerde görüldüğü için, hastaların testislerinde herhangi bir kitle veya ağrı fark ettiğinde hızlı bir şekilde bir sağlık uzmanına başvurması önemlidir. Erken evrede teşhis edilen testis kanseri, modern tedavi yöntemleriyle büyük oranda tedavi edilebilir.
1. Tıbbi Öykü ve Fiziksel Muayene
Tanının ilk aşaması, hastanın semptomları hakkında bilgi alınması ve fiziksel muayenedir. Doktor, testislerde şişlik, sertlik, ağrı veya kitle gibi belirtileri değerlendirmek için bir elle muayene yapar. Bu aşamada, özellikle kitlelerin boyutu, yeri ve sertliği dikkatlice incelenir. Bununla birlikte, hastanın kişisel ve aile öyküsü de sorgulanır. Testis kanseri riskini artırabilecek faktörler arasında kriptorşidizm (inmemiş testis), genetik yatkınlık veya daha önce testis kanseri geçirmiş olmak bulunur. Fiziksel muayene, genellikle hastalığın ilk belirtilerini doğrulamada etkili bir yöntemdir, ancak kesin tanı için daha ileri testler gereklidir.
2. Laboratuvar Testleri
Testis kanserinin tanısında, tümör belirteçlerini tespit etmek için kan testleri yapılır. Testis kanseri, genellikle spesifik tümör belirteçlerinin kan seviyelerini yükseltir ve bu belirteçler tanı koymada önemli bir rol oynar. Başlıca test edilen belirteçler şunlardır:
- Alfa-fetoprotein (AFP): Testis tümörlerinde sıklıkla yükselen bir belirteçtir.
- Beta-insan koryonik gonadotropin (Beta-hCG): Özellikle germ hücreli tümörlerde artış gösterebilir.
- Laktat dehidrogenaz (LDH): Tümör yükünün bir göstergesi olarak değerlendirilir.
Bu belirteçlerin seviyeleri, sadece tanı koymada değil, aynı zamanda hastalığın evresini belirlemede ve tedaviye yanıtı izlemekte de kullanılır. Ancak, her testis kanseri türü bu belirteçlerde değişiklik yaratmayabilir; dolayısıyla kan testleri, diğer tanı yöntemleriyle desteklenmelidir.
3. Görüntüleme Yöntemleri
Testis kanserinin tanısında ultrason, en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir. Testis ultrasonu, kitlelerin katı mı sıvı mı olduğunu ve benign (iyi huylu) ya da malign (kötü huylu) olma olasılığını değerlendirmede oldukça etkilidir. Ultrason aynı zamanda, kitlelerin boyutunu ve testisin diğer dokularıyla ilişkisini net bir şekilde gösterir. Non-invaziv bir yöntem olması nedeniyle kolaylıkla uygulanabilir ve hızlı sonuç verir.
İleri evre vakalarda, kanserin yayılımını (metastaz) değerlendirmek için başka görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir:
- Bilgisayarlı Tomografi (BT): Karın ve göğüs bölgesindeki lenf düğümleri ile akciğer metastazını tespit etmek için kullanılır.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI): Bazı durumlarda, daha ayrıntılı görüntüler elde etmek için tercih edilebilir.
- Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Kanserin vücutta yayılımını daha net bir şekilde değerlendirmek için kullanılabilir.
4. Biyopsi ve Patolojik Değerlendirme
Testis kanserinde, genellikle kitlelerin doğrudan biyopsisi yapılmaz. Bunun yerine, şüpheli bir kitle tespit edildiğinde, ilgili testis cerrahi olarak çıkarılır (orşiektomi) ve patolojik inceleme yapılır. Bu yöntem, kanserin kesin tanısını koymada ve türünü belirlemede altın standart olarak kabul edilir. Patolojik değerlendirme sonucunda kanserin türü (örneğin seminom veya non-seminom) ve evresi belirlenir. Bu bilgiler, tedavi planının oluşturulmasında hayati öneme sahiptir.
5. Evreleme
Testis kanseri teşhis edildikten sonra, hastalığın vücuttaki yayılımını belirlemek için evreleme yapılır. Evreleme süreci, kanserin sadece testiste mi sınırlı olduğunu yoksa lenf düğümleri veya diğer organlara metastaz yapıp yapmadığını belirlemek için kullanılır. Evreleme, genellikle tümör belirteçleri, görüntüleme sonuçları ve patolojik incelemeye dayanır. Testis kanseri üç evrede incelenir:
- Evre 1: Kanser sadece testiste sınırlıdır.
- Evre 2: Kanser, karın bölgesindeki lenf düğümlerine yayılmıştır.
- Evre 3: Kanser, akciğerler, karaciğer veya diğer uzak organlara metastaz yapmıştır.
Doğru evreleme, hem tedavi stratejisinin belirlenmesinde hem de hastanın prognozunun öngörülmesinde kritik bir adımdır.
Testis Kanseri Tedavisi
Testis kanseri tedavisi, kanserin türü, evresi, hastanın genel sağlık durumu ve bireysel ihtiyaçlarına bağlı olarak şekillenir. Bu kanser türü, modern tedavi yöntemleri sayesinde oldukça yüksek bir iyileşme oranına sahiptir. Tedavi, genellikle cerrahi müdahale, radyoterapi, kemoterapi ve nadiren hedefe yönelik tedavilerin kombinasyonundan oluşur. Her hasta için kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturulması, hem hastalığın tamamen ortadan kaldırılması hem de yaşam kalitesinin korunması açısından önemlidir.
1. Cerrahi Tedavi
Testis kanseri tedavisinin ilk ve en yaygın aşaması, radikal inguinal orşiektomi adı verilen cerrahi işlemle kanserli testisin alınmasıdır. Bu prosedür, tanı koyma sürecinde de önemli bir rol oynar çünkü alınan doku, kanserin türü ve evresi hakkında detaylı bilgi sağlar. Orşiektomi, genellikle kanserin yayılımını durdurmada etkili bir yöntemdir. Kanserin yalnızca testisle sınırlı olduğu erken evrelerde, bu müdahale genellikle tek başına yeterli olabilir.
İleri evre testis kanseri vakalarında, orşiektominin ardından retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu (RPLND) adı verilen bir cerrahi işlem de gerekebilir. Bu prosedürde, kanserin lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını belirlemek ve gerektiğinde bu lenf düğümlerini çıkarmak için karın bölgesine müdahale edilir. Cerrahi müdahaleler, testis kanserinin yönetiminde yüksek başarı oranlarına sahiptir, ancak bazı durumlarda ek tedavi yöntemleri gerekebilir.
2. Radyoterapi
Radyoterapi, testis kanserinin belirli türlerinin, özellikle seminomaların, tedavisinde etkili bir yöntemdir. Seminoma türü testis kanserleri, radyasyona karşı oldukça duyarlıdır. Bu yöntemde, yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanserli hücrelerin yok edilmesi hedeflenir. Radyoterapi genellikle cerrahi müdahalenin ardından, kalan kanser hücrelerinin temizlenmesi amacıyla uygulanır.
Radyoterapi, erken evre seminomaların tedavisinde cerrahiden sonra tek başına yeterli olabilir. Ancak, bu tedavi yöntemi bazı yan etkilerle ilişkili olabilir. Tedavi sırasında çevre dokular zarar görebileceğinden, geçici yorgunluk, cilt tahrişi ve karın ağrısı gibi semptomlar görülebilir. Uzun vadede, radyoterapinin erkek üreme sağlığı üzerinde etkili olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, radyoterapi öncesinde hastaların sperm bankasına başvurarak üreme potansiyellerini korumaları önerilebilir.
3. Kemoterapi
Kemoterapi, özellikle metastatik (vücuda yayılmış) testis kanseri vakalarında sıklıkla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi yöntemi, kanser hücrelerini yok etmek veya büyümelerini engellemek için ilaç kullanımına dayanır. Testis kanserinde en sık kullanılan kemoterapi rejimi, BEP adı verilen bir kombinasyondur (bleomisin, etoposid ve sisplatin). Kemoterapi, seminoma ve non-seminoma türü testis kanserlerinin tedavisinde yüksek başarı oranları sunar.
Kemoterapi genellikle birkaç kür halinde uygulanır ve tedavi süreci birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişebilir. Bu yöntem, ameliyat sonrası kalan kanser hücrelerini yok etmek için kullanılabileceği gibi, ileri evre kanserlerde primer tedavi olarak da tercih edilebilir. Ancak, kemoterapi ciddi yan etkilere neden olabilir. Yorgunluk, mide bulantısı, saç dökülmesi, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve nadiren böbrek hasarı gibi yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler genellikle tedavi tamamlandıktan sonra geçicidir, ancak uzun vadeli etkiler için doktor kontrolü önemlidir.
4. Hedefe Yönelik Tedaviler
Testis kanserinde hedefe yönelik tedaviler daha az yaygın olarak kullanılsa da, araştırmalar bu alanda ilerlemeye devam etmektedir. Hedefe yönelik tedaviler, kanser hücrelerindeki spesifik moleküler değişiklikleri hedef alarak çalışır ve genellikle sağlıklı hücrelere daha az zarar verir. Özellikle kemoterapiye yanıt vermeyen ya da nükseden testis kanseri vakalarında bu tedaviler bir seçenek olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu yöntemler henüz standart tedavi protokollerinin bir parçası değildir ve genellikle klinik araştırmalar kapsamında uygulanır.
5. Takip ve Destekleyici Tedavi
Testis kanseri tedavisi tamamlandıktan sonra, düzenli takip kontrolleri hastalığın tekrarlamasını önlemek ve genel sağlık durumunu izlemek açısından kritik öneme sahiptir. Takip sürecinde fiziksel muayeneler, kan testleri (örneğin tümör belirteçleri için) ve görüntüleme yöntemleri kullanılır. İlk 2 yıl boyunca kontroller daha sık yapılırken, sonrasında bu sıklık azalabilir.
Destekleyici tedaviler, tedavi sürecinde ve sonrasında görülebilecek yan etkilerin yönetilmesine yardımcı olur. Psikolojik destek, özellikle genç yaş grubunda daha sık görülen bu kanser türünün yarattığı duygusal etkilerle başa çıkmak için önemlidir. Ayrıca, üreme sağlığı konusunda danışmanlık ve gerekirse sperm bankası desteği sağlanabilir.
Testis kanseri tedavisi, doğru yöntemlerle uygulandığında oldukça başarılı sonuçlar sunan bir süreçtir. Erken tanı ve bireyselleştirilmiş tedavi planları, hastaların hem sağlığını hem de yaşam kalitesini korumada kritik bir rol oynar. Bu süreçte hasta ile doktor arasındaki işbirliği ve tedavi sonrası düzenli takip, uzun vadeli sağlıklı bir yaşamın temelini oluşturur.
Sonuç
Testis kanseri, erkeklerde görülen en yaygın kanser türlerinden biri olmamakla birlikte, özellikle genç ve orta yaş grubundaki erkekleri etkileyerek ciddi sonuçlara yol açabilir. Erken tanı ve uygun tedavi yöntemleriyle iyileşme oranı oldukça yüksek olan bu kanser türü, farkındalık ve düzenli kontrollerle büyük oranda önlenebilir veya erken evrede tespit edilebilir. Modern tıbbın sunduğu cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi gibi gelişmiş tedavi seçenekleri sayesinde, testis kanseri hastalarının yaşam kalitesi korunabilir ve uzun vadeli sağkalım oranları artırılabilir. Ancak, kanserin tekrarlama riski ve bazı tedavilerin uzun vadeli yan etkileri göz önüne alındığında, hastaların tedavi sonrası düzenli takip programlarına uyum sağlaması hayati önem taşır.
Bu kanser türünün teşhisinde hastaların kendi vücutlarını tanıması ve testislerinde meydana gelen değişiklikleri fark etmesi önemli bir rol oynar. Özellikle, testislerde sertlik, şişlik veya ağrı gibi belirtiler hissedildiğinde, bir sağlık uzmanına danışılması gereklidir. Erken evrede tanı konulan testis kanseri hastalarının büyük çoğunluğu, basit cerrahi müdahalelerle tamamen tedavi edilebilir. Bunun yanı sıra, genetik yatkınlık ve diğer risk faktörlerine sahip bireylerin, doktorlarıyla bu riskler hakkında konuşarak düzenli kontrolleri aksatmaması önerilir. Bu durum, testis kanserine karşı koruyucu bir yaklaşım benimsenmesini ve kanserin daha erken bir evrede yakalanmasını sağlayabilir.
Sonuç olarak, testis kanseri bireylerin yaşamını tehdit eden bir hastalık olmasına rağmen, günümüz tıbbındaki ilerlemeler sayesinde oldukça yüksek bir başarıyla tedavi edilebilmektedir. Erken tanı ve tedavi süreçlerine ek olarak, hastaların yaşam tarzı değişiklikleri yapması, sağlıklı beslenme ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durması, tedavi sonrası iyileşme sürecine olumlu katkıda bulunabilir. Bunun yanı sıra, toplumsal farkındalık kampanyaları ve eğitimler, testis kanseri konusunda bilinç düzeyini artırarak erken müdahaleyi teşvik edebilir. Sağlık uzmanları, hastalar ve toplumun iş birliğiyle, bu hastalıkla mücadelede daha fazla başarı elde edilebilir.
Referanslar:
- Testis Kanseri Nedir? 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
- Bosl, G. J., & Motzer, R. J. (1997). Testicular germ-cell cancer. New England Journal of Medicine, 337(4), 242-253.
- Einhorn, L. H. (2002). Curing metastatic testicular cancer. Proceedings of the National Academy of Sciences, 99(7), 4592-4595.
- Hanna, N., & Einhorn, L. H. (2007). Testicular cancer: A reflection on the past and future. Journal of Clinical Oncology, 25(21), 561-570.
- Travis, L. B., et al. (2010). Second cancers among long-term survivors of testicular cancer. Journal of the National Cancer Institute, 102(10), 711-722.
- Feldman, D. R., et al. (2013). Testicular cancer. The Lancet, 382(9910), 1797-1810.
- Beyer, J., et al. (2013). The international germ cell cancer consensus classification. Journal of Clinical Oncology, 32(29), 3102-3110.
- Bagrodia, A., & Kamat, A. M. (2016). Multimodal management of germ cell testicular cancer. Current Opinion in Urology, 26(5), 449-455.
- Oldenburg, J., et al. (2013). Late relapse of germ cell testicular cancer. The Lancet Oncology, 14(6), e274-e283.
- Hentrich, M., & Gillessen, S. (2017). Testicular cancer in older men. Expert Review of Anticancer Therapy, 17(2), 119-128.
- Carver, B. S., & Al-Ahmadie, H. (2011). Testicular cancer: Epidemiology, risk factors, and pathogenesis. Nature Reviews Urology, 8(4), 192-204.
- Fossa, S. D., & De Wit, R. (2009). Quality of life in good prognosis patients with metastatic testicular cancer: A systematic review. Supportive Care in Cancer, 17(9), 1145-1151.
- Chia, V. M., et al. (2008). International trends in the incidence of testicular cancer. Cancer Epidemiology and Prevention Biomarkers, 17(9), 2015-2026.
- Gilligan, T., et al. (2010). The role of biomarkers in testicular cancer. Journal of the National Comprehensive Cancer Network, 8(12), 1443-1454.
- De Wit, R., et al. (2011). Management of advanced testicular cancer. Annals of Oncology, 22(Suppl 6), vi68-vi73.
- Williams, S. D., et al. (1987). Treatment of disseminated germ-cell tumors with cisplatin, bleomycin, and either vinblastine or etoposide. New England Journal of Medicine, 316(23), 1435-1440.
- Cohn-Cedermark, G., et al. (2005). Testicular cancer: A 30-year clinical review. Journal of Clinical Oncology, 23(36), 7581-7591.
- Kollmannsberger, C., et al. (2011). Second-line chemotherapy in patients with relapsed testicular cancer. Journal of Clinical Oncology, 29(11), 1517-1523.
- Motzer, R. J., et al. (2003). Long-term follow-up of a multicenter, randomized, phase III study of high-dose chemotherapy for relapsed testicular cancer. Journal of Clinical Oncology, 21(12), 2467-2473
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/