Tiroid Nodüllerinin 5 Belirtisi, Teşhisi ve Tedavisi

100 / 100

Tiroid nodülleri, tiroid bezinde anormal hücre büyümesi sonucu oluşan kitlelerdir. Bu nodüller, tiroid bezinin içinde ya da yüzeyinde gelişebilir ve boyutları oldukça küçükten çok büyüğe kadar değişebilir. Genellikle tiroid fonksiyonlarını etkilemeyen iyi huylu yapılar olmasına rağmen, bazı durumlarda malign (kanserli) olabilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilirler. Boyun bölgesinde şişlik, ses kısıklığı, nefes darlığı gibi semptomlara neden olabilse de, çoğu zaman belirti vermez ve rutin kontroller sırasında tespit edilir.

Tiroid Nodüllerinin 5 Belirtisi, Teşhisi ve Tedavisi

Bu makalede, tiroid nodüllerinin teşhis ve tedavi yöntemlerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Öncelikle tiroid nodüllerinin ne olduğunu ve nasıl geliştiğini açıklayacağız. Daha sonra, nodüllerin teşhisinde kullanılan yöntemleri ve son olarak da tedavi seçeneklerini ele alacağız. Bu kapsamda, cerrahi müdahalelerden ilaç tedavilerine, radyoaktif iyot tedavisinden izlemeye kadar çeşitli yaklaşımları değerlendireceğiz.

Tiroid Nodüllerinin Tanımı ve Görülme Sıklığı

Tiroid Nodülleri Nedir?

Tiroid nodülleri, tiroid bezinde oluşan kitlelerdir ve genellikle yuvarlak veya oval bir şekle sahiptirler. Nodüller, solid veya kistik olabilir. Solid nodüller, genellikle hücrelerden oluşur ve daha sert bir yapıya sahiptir. Kistik nodüller ise sıvı dolu kitlelerdir. Birçok tiroid nodülü iyi huyludur ve kanser riski taşımamaktadır. Bununla birlikte, nodüllerin yaklaşık %5-15’i malign olabilir ve bu nedenle nodüllerin teşhis edilmesi ve izlenmesi önemlidir.

Görülme Sıklığı

Tiroid nodülleri oldukça yaygındır ve özellikle yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Ultrasonografi kullanılarak yapılan çalışmalara göre, yetişkinlerin yaklaşık %50’sinde tiroid nodülü bulunmaktadır. Ancak, bu nodüllerin büyük çoğunluğu küçük ve klinik olarak önemsizdir. Kadınlarda, tiroid nodüllerinin görülme sıklığı erkeklere göre daha yüksektir ve ileri yaş, iyot eksikliği, radyasyona maruz kalma gibi faktörler de nodül gelişimini artırabilir.

Tiroid Nodüllerinin 5 Belirtisi, Teşhisi ve Tedavisi

Tiroid Nodüllerinin Nedenleri

Genetik Faktörler:

Tiroid nodüllerinin gelişiminde genetik faktörler önemli bir rol oynar. Ailede tiroid hastalığı öyküsü olan bireylerde, tiroid nodülleri ve tiroid kanseri riski artmıştır. Özellikle, Cowden sendromu, Gardner sendromu ve ailevi medüller tiroid kanseri gibi genetik sendromlar, tiroid nodülü ve tiroid kanseri riskini artırabilir.

İyot Eksikliği:

Tiroid nodüllerinin gelişiminde iyot eksikliği önemli bir faktördür. İyot, tiroid hormonlarının sentezi için gerekli bir mineraldir ve eksikliği durumunda tiroid bezinde yapısal değişikliklere ve nodül oluşumuna yol açabilir. İyot eksikliği özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaygın bir sorundur ve bu durumlarda tiroid nodüllerinin görülme sıklığı daha yüksektir.

Radyasyon Maruziyeti:

Radyasyon, tiroid dokusunda DNA hasarına neden olabilir ve bu durum tiroid nodüllerinin ve tiroid kanserinin gelişimine yol açabilir. Özellikle çocukluk çağında baş ve boyun bölgesine radyasyon tedavisi uygulanan bireylerde, tiroid nodülü ve tiroid kanseri riski artmıştır. Çernobil gibi nükleer kazalar sonrası bölgede yaşayan kişilerde de tiroid kanseri ve nodül sıklığında artış gözlenmiştir.

Hormonal Dengesizlikler:

Tiroid hormonlarının üretiminde ve salınımında rol oynayan hipofiz bezi ve diğer endokrin organlardaki hormonal dengesizlikler de tiroid nodüllerine yol açabilir. Örneğin, hipofiz bezinden aşırı tirotropin (TSH) salgılanması, tiroid bezinde hiperplaziye (hücre çoğalması) ve nodül oluşumuna neden olabilir.

Tiroid Nodüllerinin Belirtileri

Çoğu tiroid nodülü belirti vermez ve genellikle rutin bir fizik muayene sırasında veya başka bir hastalık için yapılan boyun ultrasonografisi sırasında tespit edilir. Bununla birlikte, bazı nodüller belirgin semptomlara yol açabilir. Aşağıda tiroid nodüllerinin olası belirtileri sıralanmıştır:

  1. Boyunda Şişlik veya Kitle: Tiroid nodülleri büyüdüğünde, boyun bölgesinde gözle görülür bir şişlik veya kitle oluşabilir. Bu kitle genellikle tiroid bezinin bir lobunda lokalize olur ve büyüklüğüne bağlı olarak rahatsızlık verebilir.
  2. Yutma veya Nefes Alma Güçlüğü: Büyük tiroid nodülleri, yemek borusu veya soluk borusuna baskı yaparak yutma ve nefes alma güçlüğüne yol açabilir. Bu durum, özellikle yatar pozisyonda nefes almayı zorlaştırabilir.
  3. Ses Kısıklığı: Nodüller, ses tellerini kontrol eden sinirleri sıkıştırarak ses kısıklığına neden olabilir. Bu durum, sesin daha derin ve zayıf çıkmasına yol açabilir.
  4. Ağrı: Nadiren, nodüller ağrıya neden olabilir. Ağrı genellikle boyun, çene veya kulak bölgesinde hissedilir ve bazen nodülün hızla büyüdüğüne işaret edebilir.
  5. Hipertiroidi veya Hipotiroidi Belirtileri: Nodüller, tiroid bezinin hormon üretimini etkileyebilir. Hormon fazlalığı (hipertiroidi) durumunda kilo kaybı, sinirlilik, terleme, hızlı kalp atışı gibi belirtiler; hormon eksikliği (hipotiroidi) durumunda ise yorgunluk, kilo artışı, soğuk intoleransı ve depresyon gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Tiroid Nodüllerinin Teşhisi

Tiroid nodüllerinin teşhisinde çeşitli yöntemler kullanılır. Bu yöntemler, nodülün boyutunu, yapısını, fonksiyonunu ve malignite riskini değerlendirmeye yöneliktir. Aşağıda, nodüllerin teşhisinde kullanılan başlıca yöntemler açıklanmaktadır:

1. Fizik Muayene:

Tiroid nodüllerinin teşhisinde ilk adım, doktorun fizik muayene yapmasıdır. Doktor, hastanın boynunu palpasyon (elle muayene) yoluyla inceler ve tiroid bezinde herhangi bir kitle veya büyüme olup olmadığını kontrol eder. Ayrıca, hastanın sesinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı, yutma veya nefes alma güçlüğü yaşayıp yaşamadığı da değerlendirilir.

2. Kan Testleri:

Tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde kan testleri önemli bir rol oynar. Bu testler, tiroid bezinin hormon üretimini ve nodülün fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılır. Başlıca testler şunlardır:

  • TSH (Tirotropin): Hipofiz bezinden salgılanan bu hormon, tiroid bezinin hormon üretimini düzenler. Yüksek TSH düzeyleri, hipotiroidiyi (düşük tiroid hormonu üretimi) gösterirken, düşük TSH düzeyleri hipertiroidi (aşırı tiroid hormonu üretimi) ile ilişkilidir.
  • T3 ve T4: Bu hormonlar tiroid bezinden salgılanır ve metabolizmanın düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Bu hormonların seviyeleri, tiroid nodüllerinin tiroid hormonları üzerindeki etkisini değerlendirmede kullanılır.
  • Anti-Tiroglobulin ve Anti-Tiroperoksidaz Antikorları: Bu antikorlar, otoimmün tiroid hastalıklarının (Hashimoto tiroiditi veya Graves hastalığı gibi) tanısında kullanılır.

3. Ultrasonografi:

Ultrasonografi, tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde en yaygın kullanılan görüntüleme yöntemidir. Ultrasonografi, tiroid bezinin boyutunu, nodüllerin sayısını, boyutlarını ve yapısını (solid, kistik veya mikst) belirlemeye yardımcı olur. Ayrıca, ultrasonografi, nodüllerin iç yapısını ve kan akışını inceleyerek malignite riskini değerlendirebilir. Yüksek riskli nodüller genellikle düzensiz sınırlara, mikrokalsifikasyonlara ve artmış kan akışına sahiptir.

4. İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (FNAB):

İnce iğne aspirasyon biyopsisi (FNAB), tiroid nodüllerinin malignite riskini değerlendirmek için kullanılan bir diğer önemli teşhis yöntemidir. Bu işlem sırasında, ince bir iğne kullanılarak nodülden hücre örnekleri alınır ve patoloji laboratuvarında mikroskop altında incelenir. FNAB, nodülün kanserli olup olmadığını belirlemede oldukça hassas bir yöntemdir. FNAB sonuçları genellikle benign (iyi huylu), malign (kanserli), şüpheli veya yetersiz materyal olarak raporlanır.

5. Sintigrafi:

Tiroid sintigrafisi, tiroid nodüllerinin fonksiyonunu değerlendiren bir diğer görüntüleme yöntemidir. Bu test sırasında, hastaya radyoaktif bir iyot veya teknisyen enjeksiyonu yapılır ve tiroid bezinin bu radyoaktif maddeyi nasıl emdiği incelenir. Nodüller, “soğuk” (radyoaktif maddeyi emmeyen) veya “sıcak” (radyoaktif maddeyi fazla emen) olarak sınıflandırılır. Soğuk nodüller, malignite riski daha yüksek olan nodüllerdir, bu yüzden daha fazla inceleme gerektirebilirler.

Tiroid Nodüllerinin 5 Belirtisi, Teşhisi ve Tedavisi

Tiroid Nodüllerinin Tedavisi

Tiroid nodüllerinin tedavisi, nodülün boyutuna, yapısına, fonksiyonuna ve malignite riskine bağlı olarak değişir. Bazı nodüller tedavi gerektirmezken, diğerleri cerrahi müdahale veya ilaç tedavisi gerektirebilir. Aşağıda, tiroid nodüllerinin tedavisinde kullanılan başlıca yöntemler detaylı bir şekilde açıklanmaktadır:

1. İzlem:

Çoğu tiroid nodülü benign (iyi huylu) ve küçük olduğu için tedavi gerektirmez. Bu durumda, nodül düzenli aralıklarla izlenir. İzlem genellikle her 6-12 ayda bir ultrasonografi ile yapılır ve nodülün büyümesi veya şekil değiştirmesi durumunda tedavi seçenekleri gözden geçirilir. İzlem, özellikle küçük, asemptomatik ve düşük malignite riski taşıyan nodüller için uygundur.

2. Radyoaktif İyot Tedavisi:

Radyoaktif iyot tedavisi, özellikle hipertiroidi ile ilişkili tiroid nodüllerinin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Bu tedavi sırasında, radyoaktif iyot (I-131) ağız yoluyla alınır ve tiroid bezinde toplanarak aşırı aktif tiroid dokusunu yok eder. Radyoaktif iyot tedavisi, sıcak nodüllerde (hiperfonksiyonel) etkili olup, nodülün boyutunu küçültebilir ve tiroid hormonlarının seviyelerini normalleştirebilir.

3. Tiroidektomi (Cerrahi Müdahale):

Cerrahi müdahale, tiroid nodüllerinin tedavisinde en radikal yaklaşımdır ve genellikle aşağıdaki durumlarda tercih edilir:

  • Nodül malignse veya malignite şüphesi varsa,
  • Nodül büyükse ve solunum, yutma gibi fonksiyonları engelliyorsa,
  • Nodül hipertiroidiye neden oluyorsa ve diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermiyorsa.

Tiroidektomi, total tiroidektomi (tiroid bezinin tamamının çıkarılması) veya lobektomi (tiroid bezinin bir lobunun çıkarılması) şeklinde yapılabilir. Total tiroidektomi genellikle malign nodüller için tercih edilir, lobektomi ise daha küçük veya tek taraflı nodüller için uygundur.

4. Lazer Ablasyon ve Radyofrekans Ablasyon (RFA):

Lazer ablasyon ve radyofrekans ablasyon (RFA), minimal invaziv tedavi yöntemleridir ve tiroid nodüllerinin boyutunu küçültmek için kullanılır. Bu yöntemler, özellikle büyük, semptomatik ve benign nodüllerde etkilidir. Ablasyon işlemi sırasında, nodül içine bir iğne yerleştirilir ve lazer veya radyofrekans enerjisi kullanılarak nodül dokusu ısıtılarak yok edilir. Bu prosedürler genellikle ayakta tedavi olarak yapılır ve iyileşme süresi kısadır.

5. İlaç Tedavisi:

Tiroid nodüllerinin tedavisinde kullanılan ilaçlar, genellikle hipertiroidi veya hipotiroidi gibi nodülün neden olduğu hormonal dengesizlikleri yönetmek için kullanılır. Tiroid hormon replasman tedavisi (levotiroksin), hipotiroidi durumunda kullanılırken, anti-tiroid ilaçlar (metimazol veya propiltiyourasil) hipertiroidiyi tedavi etmek için kullanılır. Ayrıca, bazı durumlarda tiroid nodüllerinin büyümesini durdurmak veya küçültmek için levotiroksin tedavisi de önerilebilir.

6. Alkol Enjeksiyonu (Skleroterapi):

Alkol enjeksiyonu, kistik tiroid nodüllerinin tedavisinde kullanılan bir diğer minimal invaziv yöntemdir. Bu prosedürde, nodül içindeki sıvı boşaltılır ve nodül içine etanol (alkol) enjekte edilir. Alkol, nodül içindeki hücreleri yok ederek nodülün küçülmesine yol açar. Skleroterapi, kistik nodüllerin tedavisinde oldukça etkilidir ve genellikle birkaç seansta tamamlanır.

Tiroid Nodüllerinde İzlem ve Takip

Tiroid nodülleri teşhis edildikten sonra, nodüllerin düzenli olarak izlenmesi önemlidir. Bu izlem süreci, nodülün büyümesi, yeni semptomların ortaya çıkması veya nodülün yapısında değişiklikler olması durumunda tedavi kararlarının revize edilmesini sağlar. İzlem genellikle ultrasonografi ile yapılır ve bu süreçte nodülün boyutları, iç yapısı ve kan akışı incelenir. Ayrıca, TSH seviyeleri gibi kan testleri de izlem sürecinin bir parçası olabilir.

İzlem sırasında aşağıdaki kriterler dikkate alınır:

  • Nodülün boyutunda 1 cm’den fazla bir artış olup olmadığı,
  • Nodül yapısında solid hale geçiş gibi önemli değişikliklerin olup olmadığı,
  • Yeni semptomların ortaya çıkıp çıkmadığı,
  • Biyopsi sonucunda malignite şüphesi bulunup bulunmadığı.

Bu kriterlerden biri veya birkaçı gözlemlendiğinde, nodülün yeniden değerlendirilmesi ve tedavi seçeneklerinin gözden geçirilmesi gerekebilir. Tedavi gerektirmeyen nodüller için bile, düzenli izlem, olası risklerin erken tespit edilmesini sağlar.

Sonuç

Tiroid nodülleri, yaygın görülen ve çoğu zaman iyi huylu olan tiroid bezi kitleleridir. Bununla birlikte, bazı nodüller malign olabilir ve bu nedenle dikkatli bir teşhis ve tedavi süreci gerektirir. Tiroid nodüllerinin teşhisinde fizik muayene, kan testleri, ultrasonografi, ince iğne aspirasyon biyopsisi ve sintigrafi gibi çeşitli yöntemler kullanılır. Tedavi seçenekleri ise nodülün yapısına, boyutuna, semptomlara ve malignite riskine bağlı olarak değişir. İzlem, radyoaktif iyot tedavisi, cerrahi müdahale, lazer ve radyofrekans ablasyon, ilaç tedavisi ve alkol enjeksiyonu gibi farklı yaklaşımlar, tiroid nodüllerinin tedavisinde kullanılabilir.

Nodülleri olan hastaların, düzenli takip ve izlem altında olması önemlidir. Tedavi gerektirmeyen nodüller bile, zaman içinde büyüyebilir veya yapısal değişiklikler gösterebilir. Bu nedenle, hastaların düzenli aralıklarla kontrole gitmeleri ve olası semptomlar hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Tiroid nodülleriyle ilgili herhangi bir belirti veya değişiklik fark edildiğinde, zaman kaybetmeden bir endokrinoloji uzmanına başvurulmalıdır.

Bu makale, tiroid nodüllerinin teşhis ve tedavi sürecini kapsamlı bir şekilde ele almış ve hastaların bu süreçte bilinçli kararlar alabilmeleri için gerekli bilgileri sağlamayı amaçlamıştır.

Tablo: Tiroid Nodüllerinin Teşhisi ve Tedavisi

Yöntem Kullanım Durumu Avantajları Dezavantajları
Fizik Muayene Nodülün ilk tespiti, boyunda şişlik veya kitle varlığı şüphesi Basit, hızlı ve invaziv olmayan bir yöntemdir. Nodülün boyutu, sayısı ve yapısı hakkında sınırlı bilgi sağlar.
Kan Testleri (TSH, T3, T4, Antikorlar) Tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesi, hipertiroidi/hipotiroidi belirtileri Tiroid hormon seviyelerini ve otoimmün hastalıkları belirlemeye yardımcı olur. Nodülün malignite riskini veya boyutunu değerlendiremez.
Ultrasonografi Nodülün yapısını, boyutunu ve sayısını değerlendirmek Ağrısız, non-invaziv ve nodülün detaylı yapısal analizini sağlar. Malignite hakkında kesin bilgi vermez, ek testler gerektirebilir.
İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (FNAB) Malignite riskini değerlendirmek için şüpheli nodüllerde Nodülün kanserli olup olmadığını değerlendirmede yüksek hassasiyet sağlar. Küçük veya erişimi zor nodüllerde yetersiz örnek alınabilir, sonuç belirsiz olabilir.
Tiroid Sintigrafisi Nodülün fonksiyonel durumunu belirlemek, hipertiroidi belirtileri olan hastalar Nodüllerin sıcak (hiperfonksiyonel) veya soğuk (hipofonksiyonel) olduğunu belirler. Radyoaktif madde kullanımını gerektirir, radyasyon maruziyeti söz konusu olabilir.
İzlem (Takip) Küçük, asemptomatik ve benign nodüller Düşük maliyetli, invaziv olmayan bir yaklaşımdır, gereksiz tedavilerden kaçınılır. Nodülün büyümesi veya malignleşmesi durumunda tedavi gecikebilir.
Radyoaktif İyot Tedavisi (I-131) Hipertiroidiye neden olan sıcak nodüller Nodülün boyutunu küçültür ve hormon seviyelerini düzenler. Hipotiroidi gelişme riski, radyasyon maruziyeti, hamilelerde kullanılamaz.
Tiroidektomi (Cerrahi Müdahale) Büyük, malignite riski taşıyan veya semptomatik nodüller Nodülün tamamının çıkarılması, malignite durumunda etkili bir tedavi sağlar. Cerrahi riskler, hipotiroidi gelişme olasılığı, kalıcı yara izi bırakabilir.
Lazer Ablasyon ve Radyofrekans Ablasyon (RFA) Büyük, semptomatik, benign nodüller Minimal invaziv, ayakta tedavi olarak uygulanabilir, kısa iyileşme süresi. Her nodül tipinde uygun olmayabilir, özel ekipman gerektirir.
İlaç Tedavisi (Levotiroksin, Anti-tiroid ilaçlar) Hipertiroidi veya hipotiroidi semptomları olan hastalar Hormon seviyelerini düzenler, semptomları kontrol altına alır. Yan etkiler, sürekli takip ve doz ayarlaması gerektirir, nodülü küçültmeyebilir.
Alkol Enjeksiyonu (Skleroterapi) Kistik tiroid nodülleri Minimal invaziv, etkili, kısa süreli bir işlem, ayakta tedavi olarak uygulanabilir. Bazı durumlarda nodül tekrarlayabilir, etanolün yan etkileri olabilir.

Tablonun Açıklaması:

  • Fizik Muayene: İlk değerlendirme adımı olup, nodüllerin boyutunu ve varlığını tespit etmeye yardımcı olur.
  • Kan Testleri: Tiroid hormonlarının seviyelerini ve olası otoimmün tiroid hastalıklarını belirlemek için kullanılır.
  • Ultrasonografi: Nodüllerin yapısını, boyutunu ve sayısını detaylı olarak değerlendiren bir görüntüleme yöntemidir.
  • İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (FNAB): Nodüllerin malignite riskini değerlendirmek için en yaygın kullanılan yöntemdir.
  • Tiroid Sintigrafisi: Nodüllerin fonksiyonel durumunu belirlemek için kullanılır; özellikle hipertiroidi belirtileri olan hastalarda tercih edilir.
  • İzlem: Benign nodüllerin düzenli aralıklarla izlenmesini içerir; cerrahi müdahale gerektirmeyen durumlarda uygulanır.
  • Radyoaktif İyot Tedavisi (I-131): Hipertiroidi ile ilişkili nodüllerin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir.
  • Tiroidektomi: Büyük, semptomatik veya malignite riski taşıyan nodüllerin cerrahi olarak çıkarılması işlemidir.
  • Lazer Ablasyon ve Radyofrekans Ablasyon (RFA): Minimal invaziv yöntemlerle nodüllerin küçültülmesi işlemleridir.
  • İlaç Tedavisi: Tiroid hormon dengesizliklerini yönetmek için kullanılır, nodülleri küçültmek veya büyümesini durdurmak için levotiroksin veya anti-tiroid ilaçlar kullanılabilir.
  • Alkol Enjeksiyonu (Skleroterapi): Kistik tiroid nodüllerinin tedavisinde kullanılan minimal invaziv bir yöntemdir.

Bu tablo, tiroid nodüllerinin teşhis ve tedavisinde kullanılan başlıca yöntemleri karşılaştırmalı olarak sunar. Her bir yöntem, belirli durumlarda daha avantajlı olabilir ve tedavi planı, hastanın spesifik durumu ve nodülün özelliklerine göre özelleştirilmelidir.

Referanslar:

  1. Tiroid Nodüllerinin 5 Belirtisi, Teşhisi ve Tedavisi
  2. Gharib, H., Papini, E., & Paschke, R. (2010). American Association of Clinical Endocrinologists, Associazione Medici Endocrinologi, and European Thyroid Association Medical Guidelines for Clinical Practice for the Diagnosis and Management of Thyroid Nodules. Endocrine Practice, 16(1), 1-43. doi:10.4158/EP.16.1.1
    • Bu kılavuz, tiroid nodüllerinin teşhis ve tedavisine yönelik klinik uygulama yönergelerini sunar ve kapsamlı bir inceleme sağlar.
  3. Cooper, D. S., Doherty, G. M., Haugen, B. R., et al. (2009). Revised American Thyroid Association management guidelines for patients with thyroid nodules and differentiated thyroid cancer. Thyroid, 19(11), 1167-1214. doi:10.1089/thy.2009.0110
    • American Thyroid Association (ATA) tarafından yayınlanan bu yönetim kılavuzu, tiroid nodüllerinin ve diferansiye tiroid kanserinin yönetimi için güncel önerileri içerir.
  4. Dean, D. S., & Gharib, H. (2008). Epidemiology of thyroid nodules. Best Practice & Research Clinical Endocrinology & Metabolism, 22(6), 901-911. doi:10.1016/j.beem.2008.09.019
    • Bu makale, tiroid nodüllerinin görülme sıklığını ve epidemiolojik özelliklerini inceleyen bir çalışma sunmaktadır.
  5. Frates, M. C., Benson, C. B., Charboneau, J. W., et al. (2005). Management of Thyroid Nodules Detected at US: Society of Radiologists in Ultrasound Consensus Conference Statement. Radiology, 237(3), 794-800. doi:10.1148/radiol.2373050220
    • Bu çalışma, ultrason ile tespit edilen tiroid nodüllerinin yönetimi için önerileri içeren bir konsensüs bildirgesidir.
  6. Cibas, E. S., & Ali, S. Z. (2009). The Bethesda System for Reporting Thyroid Cytopathology. American Journal of Clinical Pathology, 132(5), 658-665. doi:10.1309/AJCPPHLWMI3JV4LA
    • Bethesda sistemi, ince iğne aspirasyon biyopsisi sonuçlarının raporlanması ve yorumlanması için standart bir sınıflandırma sağlar.
  7. Haymart, M. R. (2009). Understanding the Relationship Between Age and Thyroid Cancer. The Oncologist, 14(3), 216-221. doi:10.1634/theoncologist.2008-0198
    • Bu makale, tiroid nodülleri ve tiroid kanseri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmadır, özellikle yaş faktörünü vurgular.
  8. Gharib, H., Papini, E. (2007). Thyroid nodules: clinical importance, assessment, and treatment. Endocrinology and Metabolism Clinics of North America, 36(3), 707-735. doi:10.1016/j.ecl.2007.04.006
    • Bu makale, tiroid nodüllerinin klinik önemini, değerlendirilmesini ve tedavi seçeneklerini detaylı olarak ele alır.
  9. Hegedüs, L. (2004). Clinical practice. The thyroid nodule. The New England Journal of Medicine, 351(17), 1764-1771. doi:10.1056/NEJMcp031436
    • New England Journal of Medicine’da yayınlanan bu makale, tiroid nodüllerinin klinik yönetimi için geniş bir bakış açısı sunar.
  10. Pacini, F., Castagna, M. G., Brilli, L., & Pentheroudakis, G. (2012). Thyroid cancer: ESMO Clinical Practice Guidelines for diagnosis, treatment and follow-up. Annals of Oncology, 23(suppl 7), vii110-vii119. doi:10.1093/annonc/mds230
    • ESMO’nun bu kılavuzu, tiroid kanserinin tanı, tedavi ve izlenmesi için klinik uygulama rehberlerini sunmaktadır ve nodüllerle ilgili önemli bilgiler içermektedir.
  11. Sacks, W., Baxter, N., Gupta, R., & Sacks, J. (2010). The epidemiology of thyroid cancer. Endocrinology and Metabolism Clinics of North America, 39(2), 277-294. doi:10.1016/j.ecl.2010.02.010
    • Bu çalışma, tiroid nodüllerinin malignite potansiyelini ve tiroid kanserinin epidemiolojisini ele almaktadır.
  12. https://scholar.google.com/
  13. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  14. https://www.researchgate.net/
  15. https://www.mayoclinic.org/
  16. https://www.nhs.uk/
  17. https://www.webmd.com/
Tiroid Nodüllerinin 5 Belirtisi, Teşhisi ve Tedavisi
Tiroid Nodüllerinin 5 Belirtisi, Teşhisi ve Tedavisi
Sağlık Bilgisi Paylaş !